16 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

16 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v2 8 EKONOMİ Üzüm ve incir piyasası Üzüm fiaflerinde her sene bu | Ormanlarımız ve mevsimde görülen düşüklük var Ege mıntakasmda üzüm fiyatla” Yında geçen haftaya nazaran bir miktar tenezzül kaydedilmiştir. Bu düşüklük her sene bu mevsimde gö- rülmektedir. Bundan başka patkal- ya münasebetile müstehlik pazarla- Ta gönderilen fazla melların bu pi- yasalar ihtiyacma kifayet edeceği ve bunun neticesi olarak ta sipariş- lerin azalmasının da fiyatlara tesir ettiği anlaşılmaktadır. Son fiyatlar göyledir: No. Son hafla - 10,25 10.50 - 10, 1 -1150 3 -1450 11 Fiyat yoktur 12 Fiyat yoktur Bu yıl mevsim başlangıcından 31- | 3-936 akşamına kadar İzmir Borsa-| sında satılan üzüm miktarı| 71.416.500 kiloya baliğ olmuştur. Tariş üzüm kurumu son hafta İçinde 863 çuval üzüm mubayan et- miştir, İnhisar İdaresi ise 181 çuval üzüm satmalmıştır. Üzüm ihraç başlangıcından 283- 936 akşama kadar İzmir limanın- dan dış Ülkelere gönderilen üzüm miktarı aşağıda gösterilmiştir: Ülkeler | Bu sene (ton) Bilki 104,0 950.4 0 10 Almanya Amerika Avusturya Arjantin Belçika Bulgaristan Çekoslovakya Çin Danimarka Danzig Estonya Finlandiya Filistin Fransa Hicaz Hindistan Hollanda İngiltere Helya İsveç İsviçre İspanya Kap Kanada Kolombo Lehistan Misir Macaritsan Mançuri Norveç Romanya Suriye Uruguray Yugoslavya Yekân o 6S.165,5 DIŞ PİYASALARDA — Hamburg | Üzüm piyasası mevsim dolayısile! dürgun geçmiştir. Son hafta içinde İzmir ibracatçılarmın 100 kilo başı- #a ci! Hamburg teklif ettikleri fiyat- ar şunlardır: No. 2.5596 166 Ta 7,1 7.604,1 12.730,6 1913,1 BT, 2888 07 1.0 216 3.8 3582 3325 39044 Ti 25 21 7 Ekstrassima karaburun 8 Kiup karaburun 9 Anslese karaburun No, 104 Yıldız Yağmuru i Faruk Nafiz ÇAMLIRE! yaptı... Ne davayı sordu, ne Saradan haber istedi, manevi yalnızlığını, in- san kalabalığında eritebilmek için çır pındı, uğraştı... Nekadar didinse ge - ne bir gün iradesinin elinden kurtula- rak Saranm kapısına koşacağını an - ladığı zaman kendini bir vapurun gü- vertesine attı, bir kânun akşamı bo- gazdan dışarı çıktı. Ziyanm adada üç aylık inrivası, yolculukta, seyyar bir şekilde devam ediyordu. Karadeniz kıyılarını bir uç | tan bir uca gezdi. Vapurun iskeleler- de dinlendiği saatler, Ziya, yeni bir şehir görüyor, yeni bir halk tanıyor- du. Karadenizin iskeleleri, denizin or- tasındadır. Ziya, buradan karaya bir sandalla çıkar, bir sandalla dönerdi. Deniz, her iskelede, bir göstermi - yordu. Denizin her türlü değişikli lerine alışmış görünen Ziya, Kara - denizde bütün bildiklerini unuttu. Bir saat önce durgun bir su üstün - de karaya yol alan sandal, bir saat 10 Nec plus ultra 11 Ekselsior İncir piyasası Ee mintakası incir piyasasmda satışlar normal surette devam - et- mektedir. Mevcut olduğu tahmin edilen 800 ton stokun gelecek mev- sime kadar iyi fiyatların satılacağı kuvvetle sanılmaktadır. Bu yıl mevsim iptidasından 31-3- 936 akşamma kadar İzmir Borsası- na kaydettirilen incir miktarı hurda da dahil olmak üzere 25.286950 ki- loya ulaşmıştır. (İncir Kooperatifi Yttihadının ihraç ettiği incirler bor- sa satışlarına dahil değildir.) Yine mevsim başlangıcından 23-3- 836 tarihine kadar İzmir limanından dış ülkelere ihraç edilen incir (hur- da ile beraber) miktarı aşağıda gös- terilmiştir: Ülkeler 18,59 20,50 Bu sene (ton) Almanya Amerika Avusturya Avustralya Arjantin Belçika Bulgaristan Çekoslovakya Danimarka Estonya Finlandiya Filistin Fransa Hollanda İngiltere Talya İsveç Tevire Ispanya Kap Kanada Kolombo Japonya Tehistan Misir Macaristan Meksika Mançari Norveç Romanya Rusya Suriye — Yugoslavya 808 Yekün 36.289,8 DIŞ PİYASALARDA — Hamburg incir piyasası durgunluğunu muha- faza etmektedir. Bu durgunluğun Al- manyada şimdilik ihtiyaca yetecek nisbette #tok bulunduğundan ileri geldiği bildirilmektedir. Bununla be- raber İzmir ihracatçıları fiyatları indirmeyip kilosu 68/70 tanelik Ge- muin İzmir natürel incirleri için 100 kilo başına cif Hamburg 11,50 lira istemişlerdir. 1653 475,1 236,0 09 5555 153 2x5 yarak, vapura kavuşurdu. Ziya, ha - yat kavgasmm ne korkunç olduğunü da bilirdi, fakat Karadeniz sandaler- lsrmın fırtmada gösterdikleri muka- vemet karşısında bu malumatı da hi- çe döndü. Vapurda peyda ettiği dostlarla va- kit geçirdi, piket oynadı, halattan si- mitler attı, Kaptan köprüsünde dü- men kullandı, ve her iskelede bir dost bıraktı. İki iskele arasmda başlayan ve biten dostluklara neler sığmıyor- du! Ziya, isteseydi dostluk değil, â- şıklık bile mümkündü... O şimdi va- purda bem başını dinlendiriyor, hem gönlünü avutuyordu. Her iskelede bir dost bırakılır, fakat bir sevgili... Hayır! Aşkın bü kadar Aâdileşmesine, artık, onun eza çekmiş gönlü razı 0-| lamazdı. Karadeniz kıyıları, buralardaki şe- hirler, evler ve insanlar, Ziyaya, he- müz Istanbuldan ayrıldığını hisettir- miyordu. Tabintı kışın bile yeşil gös- teren çamlar ve kırmızı kiremitler, onda, gurbeti unutturan birer hatı - Taydı. Bunun icin, sahil sehirlerinde- ki birkaç saatlik gezintilerde, ancak memleketin dışını gördü, halkın içi- sonra, dalgıların ucunda hemen da- ne giremedi, ve gördüğü şebirlerle *İehemmiyet verecektir. Yapılan tet-| TA , | Mühim bir karar | kereste ihtiyacımız Ziraat Vekâleti ormanlarımızı mu- hafaza etmek için Bernhard isminde bir mütehassıs getirmişti. Mütehas- s1s bir seneden fazla yaptığı tetkik- ler neticesinde Türkiye ormanlarım korumak için ormanlardaki kat'iya- tn tahdit edilmesini, hattâ kereste. ye olan ihtiyacın bile dışardan te min edilmesini İleri sürmüştü. Zira- at Vekâleti, ormancılık mütehassısı- nm ileriye sürdüğü fikri tatbika bağ- | lamıştır. Fakat üzüm ve incir gibi| ihracat maddeleri, için kutuluk| keresteye ihtiyaç görülmektedir. Zi- | rant Vekâleti, ormanları umak maksadile, kutuluk kerestelerin bile dışından gelmesini daha faydalı bul- | muştur. Zirsat Vekâletinin bu kararı izerine kululuk kereste ibtiyacı için dışardan 30.000 metro mikâbı kerestenin ithaline müsaade eği! cektir. İktisat Vekâleti bu mesele üzerinde tetkikler yapmaktadır. Or- manlarımızı korumak için, Ziraat Vekâületinin dışırdan kereste alma- İğa Tazı oluşu, ormancılığa karşı © lan hassasiyeti ifadeye kâfidir, Fa- ikat ormanları koruma siyaseti için dışardan kereste getirmek kâfi bir tedbir olarak kabul edilebilir O mi? Geçen gün yazdığımız gibi, orman- lari korumuk için, her şeyden evvel odun ve ağaç kömürü kullanmak itiyadından kurtulmalıyız. Kışlık o dun ve kömür ihtiyacı için het #ene nekudar orman sahasının daraldığı- ni hesap etmek güç bir iş değildir. Ormunları korumak için, sobaları. mızda odun yerine kömür yakmak | en selim bir yoldur. İktısat Vekile ti bunu temin etmek için, ikinci beş | yıllık endüstri plânmda linyit kö-| mürlerinin işlenmesine büyük bir| l kikler Anadolunun ekseri yerlerinde Unyit madenleri olduğunu göster! miştir. İktısat Vekâleti memleket| mmtakalarmda hangi linyit kömür lerinden daha ziyade istifade edile ceğini araştırmaktıldır. Yeraltında kalan bu servetten istifade edilecek olursa sobalarımızda odun kullanma- ğı pek tabil olarak mahdut bir hale gelecektir. Mamafih Sömikok Fab- İrikaa gelecek sene, tesisatmı ge nişletmek suretile piyasanm taleple- rini temin edecek bir hale gelecek- tir, Filistine En ziyade ihraç ettiğimiz maddeler Filistinde Telaviv sergi-| sine İştirak etiğimizi yazmıştık, şim- di Türkofis Mayıs ortalarında açıla- cak Şam panayırına da iştirak etmek | için hazırlıklar yapmaktadır "Türkiye ticaret ve sanayi erbabı, gerek Şamda ve gerek Talavivde a- çılacak bu sergilere karşı büyük rağ- bet göstermektedir. Bilhassa endüst- ri erbabı bu. işe daha ziyade ehemmi- ! dan ve dinlediğinden büsbütün ayrı bir yer olacağını sandı. Bu kıyılar ö| kadar güzel sessiz, belki de mes'ut-| tu ki neden Belkısla evlenmek seye- hatini burada geçirmediğine üzüldü. | Kim bilir, bu seyahat oğurlu da olur- du! Trabzonda vapurdan, Kaptandan ve yol arkadaşlarından ayrıldı. Kara kış basmadan orta Anadoluyu aşmak ve trenle dönmek istiyordu, Şehirde üç gün kaldı, ve iktisatçı gözlükleri- ni takarak tetkiklerine basladı. Üç gün sonra bir otomobille Erzuruma | yollandı. Ziğnna dağlarmi hiç unutmıyacak: | tı. Karadenizin solmaz baharı burada | güzel, tepeler öyle muntazam ve çam ağaçları okadar biçimli idi ki burada tabiat bir mimar gibi çalışmış sanılır. dr. Saatlerce süren yol, ona, bir nefes te almış gibi geldi. yarlarım sarılığı ucurumlarm korkuneluğu, tepelerin sliri hafifletiyordu. "Şoför, açıkgöz, bir Trabzon uşağı idi. Ziyaya, başmı cevirerek, , Ziğana volundaki araba, kamyon ve otomobil kazalarmı anla- ta anlata bitiremiyordu — Nerdevse kar bastıracak, o za n burası geçilmez alur' n Gığls da hüküm sürüyordu. Yol o kadar (aç N BORSA - PİYASA 15 NİSAN ÇARŞANBA Para Borsası Aş Satış Bter'in 1 Dolar 20 Fransız frangı 164.— 20 Belçika irangı Sü— 20 Drakmi 0— 20 İsviçre fr. s18.— 12— Avasturya çilin Mark Zioti İsveç kutonu Alt Banknot Çekler Parın Üzerine İngiliz üzerine Dolar Liret Belgu Cesevr » Leva Florin Çekoslovak Avosrarya Mark İsveç kurona İspanya pezeta Esham İş Barıkası M iü. Kupon kesik 4 N. Hamiline s0 . 100 Şirkeihayriye iş Anadolu Aslan Çimento Merket Banks: Osmanlı Bankası Sark Merkez Eczanesi İstikraxzlar Türk Borcu I u a İstikrari dahili Ergani A.B, Ç. Smear Errorum Kupon kesik n 10465 04.50 27.50 445 23,52,50 2240 Mısır Tahvilleri 1886 1 1603 11 1911 MI Kukesik B4. Tahvilât Biktim Anadolu ve TI Kupon kesik » ni 16.25 Anadolu Mümessil süs —— —— yet vermektedir. Bu ehemmiyet, bu memleketlere elan ihratatımızm git tikçe artmasından ileri gelmektedir. Filistin ve Suriyeye trikotaj eşyası 4360 raç edilmektedir. Suriye ve Filistine gönderilen eşya arasında buğday ve her nevi Yububat ta büyük bir yer tutmaktadır. Bilhasa son iki sene Fi listinde, Türkiye buğdayları büyük bir mevki tutmaktadır. Filistine yapılan ihracat arasında keresteye geniş bir yer ayırmak lâzımdır. Alâiye, Mer-in limanların - den Filistine mühim miktarda keres- te ihraç edilmektedir. Son Telaviv sergisine yumurta ko- leksiyonu da gönderilmistir. Son za- manlarda yumufta tacirlerimiz Filis- tine ciddi ehemmiyet vermektedir. y yor, dağmık bulutlara bakarak tehli- kenin pek yakın olmadığını düşünü- yordu. Yalnız onu kurkutan şoförün Yl ederken yola aldırmaması İ önüne bakmıyorsun! Karadenizli gülüyor, iki elini hava- ya kaldırarak makineyi başi boş bi- rakarak: — Bizim makine yolunu bilir, kul lanmaya hacet yok. kendi kendine gi- der... İstersen gözlerimi bile kapa - rm!. Diyordu Ziyabir aralık kızacak, şoföre, Burası cambazlık yeri değil gözünü Diyecek oldu, fakat vaz geçti. Ya adam dediğini yanar, gözlerini kapar sa? Tekerleğin küçük bir sürçmesi Zi yaya,, bin metrelik mesafeyi birden aldırırdı. Ziya bunun için sustu, ve kendi kendine: — Bu şoför bir tane değildir, dedi, daha kaç benzeri vardır. Tehlikeyle oyuncak gibi oynıyorlar, ve gülüyor- lar... Çocukluk! Bu maharetini göste- rirken ne kadar marurdu, ve bunu bir zeki işi sayıyordu... Bunlar, kur- nazken bila martlela sa miamala? ve çikolata şeker ve şekerlemeler ib- | — Hem kaza oluyor diyorsun, hem ! je Çeviş kaydile gönderilmesi ve mümkün oldı Şişliden Mesut imzesile: “Altı aydanberi bir genç kısı deli- başka bilen yok. Kendisine de itiraf edemedim; çünkü edecek halde de- ğilim, Fakat*belki 0 gözlerimden ve halimden anlamıştır. Ona aşkımı an- latmama imkân olmaması onun kar- İ deşimin nişanlısı olmasındandır. Ön- İlar güya seviştiler de nişanlandılar. | Halbuki bu kızım kardeşimle tanış- İ mazdan evvel arkadaşlarımdan biri- sile seviştiğini, kardeşime karşı sev- gisinin bir yalandan ibaret olduğunu biliyorum, Her halinde aşkının sun- iliği görünüyor, Fakat bunu karde- şim anlıyacak halde değildir. Çünkü 9, çilginca âşıktır. Kisin benimle na karşı emniyeti ve dostluğu g geçtikçe artıyor ve kardeşime karşı alâkası azalıyor. Esasen bugüne ka» dar onun kardeşimi sevdiğine dair bir hareketi görülmemiş, bir kelime işitilmemiştir. Bu vasiyette kardeşi” min nazarı dikkatini celbederek on- dan ayırmak doğru olur muf” Siz, bir kadının aşkını her zaman, herkesin önünde ızhar edeceğin! mi sanıyorsunuz? . Kadınların o sevip sevmediğini çok kere sevgilileri ve kocaları bile güç anlarlar. Kardeşi- “in nişanlısı hakkındaki bütün id- dinlarınız bislerinizin mahsulü gibi görünüyor. Vaktile bir arkadaşmız- la sevişmiş... Olabilir. Şimdi karde- İşinize karşı sevgisi bir yalandan iba- retmiş; ne malüm?.. Size karşı dost- İluğu ve emniyeti artıyormuş. Bu da tabildir. Çünkü nihayet nişanlısının kardeşisiniz. Bu emarelere güvene- İrek boş bir tümide kapılıyorsunuz. Bu hayal hiçbir suretle hayırlı neti- ce vermez. Beyhude kendinizi üzme- yiniz. Ve aileniz arasmda tatsız hâ- dizelere sebep olmayınız. » Çocuklu bir adamla evlenilir mi ? Antalyadan Reha imzasile: “Bir müessesede çalışıyorum. Bu milessesenin şeflerinden birisi ile uzun zaman görüştük. Bu zat 50 yaşlarında kadardır ve üç çocuğu vardır. Karısı ile iki sene evvel ay- rılmış. Çocukları yanına almış. Be »imle evlenmek istiyor. Mahkemele- ri bitince nikâh etmek niyetinde. Beni o kadar seviyor ki işimden çi- kardı; evde oturduğum halde maaşı- mı veriyor. Fakat ben yine tereddüt ediyorum. Yaşı benden çok büyük olduğu gibi çocukları da benimle be- İraber yaşıyacaklar. Acaba mes'ut olabilir miyim?” | Rahat etmeniz biraz şüpheli, Ka- rısile niçin ayrıldığını öğrenmelisi- niz. Eğer bu geçimsizlikten, iki ta- raftan birinin kırgınlığından, yahut bir iki defaya mahsum ve basit se- bepler yüzünden çıkmış kavgadan ileri geliyorsa çocuklar — hele yaş ları küçük ise — sizin için daimi bir tehlike olacaktır. Aranızdaki yaş farkı da mühim bir engeldir. Bugün görünüyor. Fakat evlenirseniz, ço- geçirdi. Kop dağlarmı aşarken mem- İleketin asıl kapısından girdiğini anla- yıp gidiyordu. Ersurum, Ziyaya, taşı, tuğlası ha- zırlanmiş, fakat henliz temeli atılma- mış bir şehir göründü. Hakika' ise, o, yapılarak değil, yıkılmış bir şehirdi. Sayısız muharebeden çıkan bir vücut gibi, şehrin, her yanmda bir yara vardı, ve devlet bu yaraları sarmak için ancak şimdi zaman bul- muştu, Ziya, burada, uzak ve yakm tarihleri satır satır okudu. Erzurum- dan ayrıldığı gün, eski seferlerin, hatırasmdan kalan derin uğultusunu dinliyordu. Kitaplarm kervan geçmez, kuş Uç- maz dediği yollardan sükütu ürküt- meksizin İlerlemeğe çalıştı. Karın al- cesine seviyorum, Aşkımı benden | alâkadar olduğunu da bilmiyor. Ba- | «| dan bir mektup geldi, Bu size temin ettiği istirahat size cazip | 16 - 4-936 Jr , ne: (Bu sütunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmeler luğu kadar kısa olması ries Kardeşinin nişanlısını seviyor cuklarile, yaşı ile, eski kari mas edip etmediği şüphesilsi rahatsız olursunuz ki “Kojİği seven bir adamla kulübede $İ dım!” demeğe başlarsınız. * Bir şüphe.. Kadıköyünden 'T. V. M. “Onunla bir senedenberi ruz ve sevişiyoruz. Ben gelince nişanlanacak ve el tik. Yalnız benim olacağınd mişti, Halbuki beni hareketlerile karşılaş »im akrabamdan çoluk çoöl bi birisile komşudur, İşte DE çenlerde evlerine gitmiştim: akrabamın bugünlerde b damgasını | taşıyordlğ göstermedi. GÖN a selâm bile yerm tım, gittim. Halbuki ben b ne içinde onun için ne f: eitim. Şimdi çok fena bir yim.” Bize yazdığınız deliller ö rabanızla seviştiğini ispat kadar kuvvetli de; a göstermemesi sizin abes güphenize karşı bir inattan İsbilir. Bununla beraber olan bu adamla alâkadar ©ğ sizin kıskançlığnız onu tahrikten başka bir geye Yİ Lâkayt görünmek, hattâ DUĞU sına karşı haberdar değil görünmek lâzımdır. Onun linden fazla meyil gösteri Bir gün yine size dönmesi diğimiz şekilde mümkün © » z Pek titiz bir kadın Nişantaşından A. Ve, imsi “Bana son derece temi Si söylenilen bir kadınla kısa şıklıktan sonra evlendim. oldu. Bu iki seneyi bana Çünkü onunki temizlik değik " lıktır. Evin içine Den de, rişı de, onun misafirleri de buçlarımızla giremeyiz. Bu pının dışında çıkarmaya Onun elbisesine değil, hattâ bile temas bir felâkettir. baştanbaşa yıkanmağa leri yıkanmaktan yara Böyle bir kadınla yaşanabilir” Onun bur hali mahkemece ta bi görülmez mi?” Pek iyi teşhis ettiğiniz gibi © hastalıktır. Her an bir ha; tehdit görenler, midesinde duğunu iddia edenler nız da mikroptan, yahut kil kan bastalardandır. Onu mütehassısına gösteriniz. Sİ? telkin usulleri tavsiye tavsiyeleri yerine geti. tedavi edemezseniz kül vaziyetinizi ve mütel onun hakkındaki hüküml kale alacaktır. ilar, karla, rüzgâr ve soğuklü İ gibi neşteli idiler. Senki hef dı. Bu dağlar, ağaçsız ve yolsuz, uza- | yen vücutlarmı bir kabuk İimuşlar ve hararetli ruhli dana çikmıştılar. Ziya, Ti derken yolda rastladıklarındfğğI. iki yolcuyu yanma aldı, ve di konuştu. Konuştukça kırkınf şan bayatımda insanlar © kısmını . KİÇ tanımadığını Yolcuların hepsi cenk gördü ten bir çelik parlaklığı ile # ev bark, çolük çocuk sahibi.” dun oğulları idi, Hepsi, e lık tedarik etmek” İçin, iş * düşmüşlerdi. Ziya, “ bunlari#” şürken, nasıl olduğunu g düğü kulübelerde, bağrına © rak, odun ve un bekliyen Ül ! tındaki ıstırap kadar insana işliyen ne var? Ziya, yaylâ kışının ne oldu- ğünu bu yollarda öğrendi, ve yollar- da yaya giden insanlara rastladı. Zi- ya, harap bir otomobilin camları al- tmda nefesile ısmmağa çalışarak, bu garip yolcular benliğini sizistan kara kışı ta ruhunun içinde duydu. Onu en çok şaşırtan, uçsuz bucak- sız yollarda, bir değnek ve bir heybe vücutlar düşündü. Hayat K3' söz değil, levha geklindeki Vİ ığnı bu yollarda seyretti. ©? lamadığı yalnız bu muammi — Bunlar nasıl gülüyo türkü söyliyebiliyorlar? BS rı görmekle kendimi, derdi? vincimi, unuttum... Onlar na kendimi unutturan bü

Bu sayıdan diğer sayfalar: