aa, Ema W-1-996 TA LAN GÜZEL SAN'ATLER FRANS 1666 - 1580 On yedinci re #im sanatına fazla rağbet olunduğu için orada büyük sanatkârlar yetişti. Hollandalılar bu sanatkârlarla sıkı bir alâka ile bağlıydılar. Her nekadar kiliselerde veya geniş duvar sutıhla- rını süslemek iğin akademik resimler Janmağaa da belediyeler ve cemi - rasl etler bu #anatkârlera birçok sipariş e ya için Hollanda ler verirlerdi. Bunun sanatkârları küçük kit'ada resim ye parlardı Hollandalı sanat de memleketle lak ziyası, in rünrsektedir aşk, musik Peysajlar, deniz, realite idi, Onların resi dini hikâyelerle, tarihi ait tablolara nadir tes larm çoğu resimde edebiyat YAps"- lardı. Pragonar, Groz gibi içlerinde Rembrandt ile Frans Hale daha Zi - yade portre ve kompozisyona düşkün düler, Bunlardan Frans Es s tebes- süm sanatkârıdır desek mübalâğ miş sayılmayız. Frans Hals talihsiz bir sanatkârdır. Hayatımda dalma kir kalmış, bir üstadâ. Bugün balıkçı çocuğunu. gösteren bir tab- osu 27,775 ingiliz lirasına satılmış tar. 70 yaşmdan sonra en İ İhtiyarlığında yapan Fra eserleriyle “gülmek, mevzulu bir © seri süslemek mümkündür. Onda ha- yatının aksine olarak he cuklar, neşeli adamlar $ u dir. İşte resmini dercettiğimiz tablo- da da iki balıkçı (çocuğu gene bize levhanm içinden tebessüm etme rlarm eserlerin- farklariyle gö- dekorlar, aneler ve lerinde menkibelere iyi eserlerini s Hans'ın p gülen ço - görülmekte» ariste açılan Flaman sergisinde r pe ma. Bu san'dt eseri —— YENi NEŞRİYAT Kültür Haftası — Bu meçmuanın dün çikan 14 üncü sayısındaki yazi- Jardan bazıları: J.P. Pavale: (Mustafa Şekip Tunç) San'atte malim ve meçhul (Peyami Safa), iyi adam kimdir? (Giynettin Fahir, Dante Aligiyeri (Samih Na» fiz), gir meseleleri (Pol Valery). Mil Ni ekonomi (Münir Serim), Tiyatro - Perde arası (M. Feridun) Memleket matbuatı (Zahir Sıtkı) Napolyon ve Goethe (ünver Ziya), Avrupa mat buatı (Şerif Hulüsi), ven. ve 8 Perşembe Guzetesi— Perşembenin 68 in sayısı çok dolgun yazı ve resim- lerle çıktı. Zengin kiye m ia da Güzide Sabrinin Hioran gecesi İ- iri olabi romanı, İbrahim Alâeddi- nin makalesi, Hacı Sadullahım çok zel bir yazısı, M. Sami Karayelin ka- dm güzelliğine dair bir makalesi ve diğer birçok güzel yazılar, hikâyeler, sinema, moda gütunları vardır. Tav- siye ederiz. Istanbul Mağazin — Mecmuasının beşinci sayısı üç renkli güzel bir ka- pak içerisinde çıkmıştır. Bu sayıda asırda Hollandada re- | İDİ | Meşhur mtünekkit R. H. Vilenski “Fe- düf eğilir. On | . İtaki mevkiini birkaç satırla izah et - kte- HALS. (dirler, Bu resim İlkönce ingiliz li- rasina alınmış ve sonra (28.000) giliz Jiresima satılmıştır. Son zaman- | larda İngilterede şöhret kazanmış o- | lan Hollandalı ressamlar. arasında başta iki artistin ismini saymak milmkündür.Biri şüphesizRembrandt ötekisi de Frans Halttır. Bunlar 17n- ci asrm Felemenk mektebi Tessam- larının üstadıdırlar. Frans Hals, 1580 | senesinde © Antvorpda ( doğmuştur. - 11866 senesinde Harlemde ölmüştür. | | Frans Huls kendini bütün benliğiyle | resme vermiş ve gece gündüz çalışa- | rak daima yenilikler arıyarak sanatı- hı gitgide tekâmill © ettirmiştir. Bu- nun içindir ki, muvaffakiyetinin zir- vesine 80 yaşından sonra erşmiştir. nk sanatı,, hakkımdaki eserinde tan şöyle bahseder: “Halsta lin karakteriyle beraber bulun- atmosferi mezceden muhayye- İr ükul bir kudret vardı. Yani onün tabloları hem atmösferi het de ka- rakteri temsil ederler. Halsin sanat- mek lâzımgelirse şunu söyliyebiliriz: Hals, üstün teknikçidir ve ayni 78 manda klâsik mekteple natüralist mektep arasında gelmiş olan bir in-| kılâpcı ressamdır. als, büyük roman ile eserlerinin m risindeki s8 Ikla tanmmış olan Vermeer arasında realist olarak kalmaktadır. | Hals, birçok kıymetli telebeler ye- tik Rembrandt tiştirmiştir. Meselâ bunlardan Adri- en Brouver, 1606 - 1638 ve Adrien Ostande gibi hayatını tas- virde bilyük meharet göstermiş olan- | lar da vardır. ” İmamıştır. Büyük harpten yorguh ve kâmülünü yeni yapmış bir cereyan görüyoruz. Buna da (Expressionis- İme) deniyor. Bu cereyanı başmda - İmar) sehrinde de (Bauhaus) namm- Max Pechstein Bazı İstisnaları saymazsak Alman Peinture sanatı ber devrimde ağır ve maddi-bir romantizmden kurtula- argın çıkan Alman nesli hemen her sahada kendisini büsbütün aykırı şartlarla karşı karşıya buldu. Bu de- gişiklikler tablatiyle sanatlar( üze - rinde de ayrı yeni cereyanlarla tesiri ni gösterdi. Harpten sonra Sovyet Rusyadâ sanat (konstruktivist) diye yeni bir ceravan doğmustu, İtalyada #üir (Marinetti) nin etrafında (Fü- türisme) cereyanı vardı. o Fransada da (impresslonist) ler çoktan unutul- mus, hattâ (kübist) merhalesi atla - tılmış ve (Sürrealist) ler duyuluyor- du. | Harpten sonruki Almanyada da te- (Max Peehstein) r etrafında da (Heckel) i (Kichner) i (Sehmitt- Rottluff) u (Hofer) i görüyoruz. Bu yeni ve ateşli genç istidat grupu Ber- linde (yeni Sezession) dedikleri ser- gileriyle eserlerini teşbir ederken Al- manyanm (Ren) eyaleti ressamları da ayni cereyanı takip eden (Naven) (Macke) ve (Beckmann) gibi sanat. kârlariyle kuvvetli bir ikinci grup da (Düsseldrof) şehrinde eserleriyle or- taya çıkıyordu. Her devirde kültür merkezi olarık tanıdığımız (Wei- da tam manasiyle (materyalist) hem | mimari, hem tezyini yeni bir mües- sese (Mimar Gropius) un idaresinde açılıyor. (Weimar şehri Baühaus) 1 fevkalâde kuvvetli hocalarla açılma- sma rağmen lexpressionist) cereya - İnile yalnız bilvasıta alâkadar olduk- larmı ve bu müesseseyi daha ziyade (konstrüktivist) olarak ayırmak iü-| zımdır. (Bauhaus) daki hocaların (Feininger) (Paul Klee) (Kandims- ky) olduğunu söylersem bu milesse- senin nekadar kuvvetli bir mektep olduğunu anlitmtiya kâfidir zannede- rim. (Weimar) için kuvvetli kültür menbar demistim. F , (Weimar)da teşhir edilen fevkalâde bir tahta oy. 15 inci asırdandır. Yeni bir resim sergisi Müstakil Ressam ve Heykeltraşlar Birliği 18 Nisan cumartesi günü sa- at 15 te Turan Barda bir resim ser- gisi açacaklardır. Sergi bir ay müd- detle açık bulunacaktır. 4 Fotoğraf sergisi Ünyon Fransezde nmatörlerden mürekkep bir fotoğraf ve resim ser- gisi açılmıştır. Sergide 250 parça eser teşhir edilmektedir. Konferanslar Güzel San'atler Akademisinde cu- martesi günleri mevzuu san'at Ol-| mak üzere muhtelif konferanslar ve | rilmektedir. Bu hafta Üniversite Do- İ çentlerinden Sabri Ander tarafından | | “Çocuk ve Roman” mevzulu bir kon- | ferans verilecektir. ma Nizameddin Nazif, Mahmut Yesari, Münir Süleyman, Emel Şükran, Se- (Rohlfs) (W. Klemm) ve (Peter Renmbrandt, Vandyn Röâhl) gibi kuvvetler de vardı, Ge in Ae DENE ğunu tarif edersem kısaca şöyle an- İ latabilirim: “Mevzuu en — canlı çizgi İrenk ve şekille o mevzuun içini, dişt- Dı, neşesini ,kederini, ruhi tagayyür- lerini en manidar bir tarzda bir çem- İber içinde terkip eden sanat cereya- nıdır.., Bu suretle harp sonu çıkan (impuleif), asabi, hırçın, her şeyi İmuvazzah fakat çabuk, az ve fakat tam olarak görmek istiyen bir mes- lin ressamlarının cereyanmı İzah et- miş olurum, Bu cereyanm (başında dediğim gibi ressam (Max Pechstein) vardır. Sanatkâr (Pekştayn) Sakson yada (Zvikav) kasabasında (1881) de doğdu. Mektepte derslerine çalış- mıyan, kavgaet, ve mektebi senede dokuz ay asan ve evde babasmdan dayak yiyen bir çocuktu. Ressam ol- mak istiyordu; ressamlık da bulun - duğu kasabada nasıl başlandığı ve nası) bittiği malâm olmıyan bir mes- Tekti,.Günün hirinde bir yerden (20) mark buldu ve trene atlayıp (Dresd) şehrine gitti, Orada bir akademi, ve muhit vardı. (Dresd) akademisinde (Prof. Güssman) ın atölyesine yazıl- dı. (Gussman) gençliği ve yeniliği ve iddiaları seven bir hocaydı. Yeni hocasiyle (Pekştayn) anlaştı. Ve o- nun çalışma tarzma fazla müdahale etmediği gibi bilâkis yardımlarda bu- lundu.. Burada her artistin başından geçmiş olduğu gibi sefalet ve parasız- lık da (Pekştayn) 1 müthiş izaç edi- yordu. Açlık kendisinden ayrılmak bilmiyen bir misafirdi. Bir arkadaşı vardı, o da (Heckel) isminde müste- it bir ressam. (Van Zogh) ve Nor- veci deha (Munch) idealleri idi, Bununla beraber Parisi görmiyen, Pariste çalışmamış ressam ressanı de ğildi. Eline biraz para geçer geçmez, (Pekştayn) hemen Parise gidiyor ve orada bir müddet çalıştıktan sonra daha kuvvetli olarak Almanyaya dö- hüvor, Pariste (renk) ve (kıymet) mefhumunu öğrenmişti. Berlinde ça- Uşmaya karar vererek payitahta ge- lerek (1909) da üç eserle tanmmaya büşladı, Bu devrede aanatkârm (Ba- ıkçı) köylerine ait resimleri meshur- | İdur. (1910) da müasırları ile Berlin- de yeni bir grup yaptı ve ismine de | (Yeni : Sezession) oo #runu dediler, | (1911) de evlenerek İtalyada bir se- | yahat yaptı ve kuvvetli manzaralarla | vatanma döndü. Bu istidatlı sanat -| kâr meshur tablo ve sanat bayif (Gurlitt) İn nazarı dikkatini celbet- ti ve tablo yapması için kendisini ce- niha Hasan'm yazıları vardır. nup adalarına gönderdi. Her Alman Rembrandt'ın bir eseri Bir asırdanberi Türkiye halı, çini, |kadar gelemiyen garplılara bol bol minyatür gibi Avrupa şehirlerineİbu san'at orljinallerini sunmakta miltemadiyen orijinal san'at eserle-|idi. Buna mukabil biz, şimdiye ka- rini göndermekte ve müzelerimize|dar garp #er'atinin şaheserlerini sanatkârı gibi (Pechstein) da yaban | muharrir gibi birkaç fırça ile yan ya- «1 ve vahışi mevzuların âşıkı idi. Res | na konmuş mor, sarı, yeşil, kırmızı sam (Palau) adasma gitti, Fakat tı renkleriyle insana bir (trajedi) tesiri lih yaver olmadı. Çünkü bu sırada | verir. Ressam olmaktan başka kuv - patlıyan cihan harbi ressamın paleti- | vetli bir (grafik) çidir. (Coupe sur ni ve fırçasını istediği gibi kullanma- | bois) lart ve (Lito) ları meşhurdur. sina fırsat vermeden Berline dönme- | Nature Morte'ları çok kuvvetlidir; ğe mecbur etti, Zavallı ressam 1914 | çiçeklerin, elmaların ve vazolarına te her Alman gibi hududa giderek | verdiği renklere hemen hemen (exo- fırça ve boyadan mahrum kalarak | tik) diyebiliriz. Vazolar içindeki kır- senelere harp etti, Harpten sonra | mızı bir gelincik sarı ve mor ahenk - endisi resmen (profesör) ve) lerle içinde insana bir Fayans hissi Berlin tezyinat müessesesi muallimi | verdiği gibi (Duvar dekorasyon) İa- oldu. (Pechstein) tablo dediği eşerie- | rında da güneş tarlalar, ağaçlar ve rine ruhi tahlillerini ve tuhaf tecelli» |balıkçı gemileri muazzam bir tesir ve lerini gotik ce (Barok) vari (figür) | rir ve yer kaplar. leriyle terkip eden, dram yazan bir Fikret Muallâ ŞAHESERLER GELİYOR Rembrant, Delacroix, Titien gibi dehalar Türkiyede | memleketimize davet etmedik. Türkiyede resim galerisi yoktur. Bir Türk mütefekkiri bir san'at tet- kiki yapmak veya gö arttırmak için hiçbir şaheserin orijinalini gör- mek bahtiyarlığına mali olamaz. Çünkü şimdiye kadar bunları toda- rik etmek kimsenin aklına gelme miştir. Gelse bile çok pahalı olduk- lari içni bütçemize bu kadar ağır bir masraf yükletmek mümkün ola- mamıştır. Avrupaya gitmiyen mü- Ban'atki Bevverlerimizi, larımız, halkımızı bu şuheserlerle karşılaştır. mak için bir tek çare vardır. Oda bunları muvakka timize getirmektir. İ İşte evvelki gün Sovyet Konselog- hanesinde Sovyet ar! n olsun memleke- lerinin Tür- kiye için verdikleri konser dinlenir- ken Türk - Sovyet dostluğunun san- at sahasımda daha ziyade genişletti- rilmesi çareleri mevzuubahs olmuş ve Akşdemi Direktörü Burhan Top- rak Sovyet Konsolosu M. F bir teklifte bulunmuştur. Bu teklif, Leningrat ve sair müzelerdeki garp üstatlarınm şaheserlerinin muvak- kat bir müddet için Türkiyeye geti- rilebilmesi meselesidir. “Teklif kon- solos tarafından hararetle kabul edil İ miştir. M. Hayhiss bu iş için derhal faaliyete geçeceğini söylemiş ve Le- ningrattaki Ermitraj müzesindeki Rembrandt, Delaeroix, Titienı Rodin, Picassa, Renoir, Cezanne gibi eski ve yeni san'atkârların eserlerini Tür- kiyeye getirilmesini temin edeceğini orada hazir bulunun matbuat erkâ- nina da müjdelemiştir. Bu suretle Avrupa müzelerine ki- dar gidemiyen halkımızın garp şah- eserlerile karşılaşması mümkün ola- caktır. Eserler İstanbul, Ankara ve İzmirde birer ay müddet açık bulu- nacak ve tarih hocalarile beraber bilimum mektep talebelerine gezdi- rilecek ve canlı dersler yapılacaktır. Ekrem Zeki konseri Genç viyolopistimiz Ekrem Zeki, buğün saat 18,30 da Saray Sinoma- sında bir konser verecektir. Resital programında Griegin üt mintör, Glazonnovün (konsertosu, Tartini - Kreislerin Pugası, Bah - Kreislerin Preludinni, Achron « Auer Lento Dolorososu, Christian Sindin- gin la majör konsertosu vardır. Pi- yanoda Ferdi Von Ştatzerdir. 2