e ——— e Meşhur Onaltıncı Mi dlünin İhtiva Ettiği Hükümler Le Temps'dan: 4 Birinciteşrin 1921 de Asamble şu kararı vermişti: 1 — 16 ıncı maddenin tadiline da- ir Asambiece kabul edilen teklif ve ka rarlar, 16 ıncı maddenin tatbikına da- ir Ulus'ar Sosyetesi konseyine ve sos- yete azalarına asamblenin muvakkat mahiyette olmak üzere tavsıye ettiği Girektifleri teşkil etmektedir. 2 — 16 ıncı maddede zikredilen e« konomsal tedbirler, ancak 17 inci mad dede gösterilen ahvalde tatbik edile- bilir, 3 — Suçlu devletin bir taraflı ha- roketi bir savaş hali doğuramaz. 4 — Pakta muhalif hareket edildi. ğini tayin etmek Ulus ar Sosyetesinin diğer azalarına ait bir meseledir. 16 mc madde mucibince diğer devletle- re ait olan vecibeler, paktın icabatın- Gadır, Ve bunların tatb.k mevkiine ko nulması muahedelere riayet arzusuna bağlıdır. $ — Konsey, sosyetede aza olan her devletin isteği üzerine 16 nci maddede gösterilen ahval dahilinde, pakta riayet edilmediğinden haber - dar edilecektir. Geyel sekreterlik bütün konsey oazalarını alelâcele bundan haberdar edecektir. Konsey bundan haberdar olur olmaz, en kısa bir zamanda toplanacaktır. © — Eğer konsey, pakta riayet e dilmediğini kabul edecek olursa, bu. nu bildiren zabıt, sosyetede aza olan bütün devletlere bildirilecektir. 7 — Konsey, eğer münasip görür- #e, 16 mmcı maddede gösterilen geeri tedbirlerin tatbiki için teknik hir ko- misyon teşkil edecektir. Bu komisyon bu meselede doğrudan doğruya alâ- kadar devletler mümessilierinden müs rekkep olacaktır. 8 — Konsey, 16 ıncı maddede gös- terilen ekonomsal zecri tedbirlerin tat bikma başlanacağı tarihi tesbit edecek ve bu tarihi sosyete azalarına bildire- cektir, 9 — Bütün devletler, aşağıda gör- terilen kayıtlar dahilinde almacak ted birlerin tath kında müsavi tarzda ba- reket edeceklerdir. a) Bazı devletlerce hususi tedbirle rin tabilkımi avsiye emek, b) Tedbirlerin tatbikında bazı dev Tetlerce tehiri münasip görülecek o « | lursa, bu tehir ancak, plânın muvaffa. kıyetini temin edecek şerait dahilinde" kabul edilebilir. 10 — Almacak tecimsel, ekonem- sal ve finamaal tedbirleri evvelden ta- yin etmek muvafık değildir. Aza olan devletlere müşterek bir iş plânı tav. siye etmek konseye aittir. 11 — Siyasal münasebötlerin kesil- mesi, siyasal heyet reislerinin geriye çağırılmasile anlaşılır, 12 — Icap ettiği takdirde konsolos luk münasebetlerine devam edilebilir. 13 — Suçlu devleti gösteren kimse ie sosyetenin diğer azasını gösteren kimse arasındaki münasebatın kesil « diğini tayin için milliyete değil, top- rağa bakılır. 14 — Eğer ekonomsal abluka uzun sürecek olursa yavaş yavaş diğer ted- birlere de başvurulabilir. Suçlu dev - letin sivil ahalisinin iaşeden mahrum bırakılması €n son başvurulacak bir tedbir sayıdır. Bu tedhire, diğer dev. letler kifayet etmediği takd'rde müra- saat edilir. 15 — Bu işin tanzimi için bir mu- lâzımdır. | 16 — Insani münasebetlere devam edilecektir. 17 — Almacak tedbirlere, sösyet: İ de aza olmayan devletlerin de iştiraki Bi temin için, Anlaşmalar yapılması için sarfı gayret edilmelidir. 18 — Ekonomsal tedbirleri kuvvet- lendirmek için icap ederse : a) Suçlu devlet sahillerinin abluka altına alınması, b) Sosyetede ara olan bazı devlet- lerin bu ablukayı yapmağa memur e dilmesi! kabildir. 19 — Konsey, sosyetede aza olan bütün devletlere, ekonoysal tedbirle» rin hemen tatbikını temin edecek su- rette hazırlık tedbirleri alınmasını, bilhassa teşrii çarelere başvurulması için, ihtarda bulunacaktır. Hindistandaki petroller Londra 13 — Habeşistanda petrol İmriyazını a'mış olan Rickett, en ça- buk yoldan Adisababaya gimek üze“ re Londradan hareket etmiştir. Bu haber İngilterede hayret uyan- dırmiştır. İngiltere hükümeti hakiki İ bir perol Lavrence'i ne esrarengiz bir maliyeci olan Ricket'in faaliyeti- ni resmen takbih etmektedir. Askeri hareket Bir tevakkuf Devresine girdi Taymin gazetesi Habeşistandaki as- keri hareket hakkında yazdığı bir başmakalede ezcümle diyor ki: “Aduanm işgalinden sonra askeri hareket bir tevakkul devresine girmiş bulunuyor. Bu beklenilirdi. Nasıl ki, Malyanm ilk bamledeki muvalfakıye- vi de beklenilmekte idi. Italya askeri iyi teçhiz edi miştir. Habeşlerin ise teçhizatları yoktur. Binaenaleyh ilk hamlede bir muvaffakıyet, 1914-1915 harbindeki ilk hamlenin muvaffakıye- ti kadar, hattâ belki de ondan daha sağlam sayılmalırlır. Fakat Italyanlar işin müşkülüt bu muvaffakıyetten sonra belirmeğe başlamıştır. Elde e- dilen neticeye göre İtalyan zayiatı çok fazla olmuştur. Habeş er için toplu bir halde İtalya taarruzuna karşı mu- kavemet etmeğe çalışmak İtalyan ku. mi istediğini yapmak olacak- tı. İtalya muzafferiyetinin İngilterede uyandırdığı endişeden bahseden İtal. yan gazetelerinin yazılârı birçok İn- gilizleri güldürecektir. Bu gazeteler belki de alya halkının böyle bilme- sini İstiyorlar. Italya askerlerinin bu kadarcık ileri yürüyebileceklerini In- gilterede herkes hareket başlamazdan önce tahmin etmişti. Bizi hayrete dü- şüren fakat belki yürüyüşün çok kısa olmasındandır, Habeş toprağının nekadar çetin olduğunu bildiğimiz için bu kadar ha- zırlıktan sonra bile Italya askerlerinin #eden dört günde Aduaya varabi dik- ierini anladık, Bununla “beraber, bir askeri muvaffakıyet olarak Adua z2- feri öğünlecek iş değildir. Habeş as- keri plânını çizenler çok iyi düşün » müşler ve plân: çok iyi tatbik ediyor- lar, Bu da İtalya askerlerini içerilere doğru çekmektir ve içeri doğru iler- ledikçe de müşkülât artacaktır. Habeşler için şimdi en önemli me- sele, meyus o'mamak, uluzal birlikle. rini muhafaza etmek ve beklemektir. Muvakkat arazi kaybetmekte hiçbir zarar yoktur. KIRMIZI VE SiYAH tan sonra yazılmış gibi gözüken bir mektupta nasl oluyor da a. dan, Richemont'dan bahsediyornu- nur? Julien bu soru karşısında pek şa #rdr ; mektubu, ne yazdığını düşün» meden, satır satır kopye etmiş, Londra ve Riebemont kelimeleri ye- rine Paris ve SaintCloud kelimeleri” ni koymağı unutmuştu. Kendini mü- dafaa için birkaç kere söze başladı ama hiç birinde cümlesini bitireme. di; kahkaha salıvermemek için ken- dini zor zaptediyordu. Nihayet, ke- lirmelerini arıya arıya, aklıma bir yol geldi : “İnsan ruhunun en ulvi, en yüksek menfaatleri hakkında aytışma ile cosan tuhum kendinden geçmiş, size mektup yazarken bir dalgınlığa düşmüşüm... Sonra içinden; “Bir tesir bıraktım, dedi, artık bu akşam sıkıntıya kat- lanmaşam da olur. , Fervagucs kona- ından koşarak çıktı. gün önce yardığı mektubun aslını gözden geçirdi, genç Rusum Lond- | ra'dan ve Richemont'dan bahsettiği b menhus parçayı çabucak. Bu mek- Akşam, bir | STENDHAL topta adeta aşıkça denebilecek bir e da bulunduğunu görünce haylı şaştı. Sözlerinin zahiri hafifliği ile mek- tupların yüce ve hemen hemen hiş anlaşılmaz derinliği oarasmdaki te- s#d sayesinde kadının dikkatini çek. mişti. Hele cümlelerin uzunluğu o- nun pek hoşuna gidiyordu. “ Vol tere denilen ahliksızdan beri moda olan o kırık dökük üsluba hiç ben- ziyor mu ? ,, Julien, sözlerinde her çeşit sağduyudan büsbütün kaçınmak için elinden geleni yapıyordu amd yine onlarda, madame de Fervaguss” m gözünden kaçmıyan bir dinsizlik, kraliyet aleyhtarlığı kokusu bülün- masını önliyemiyordu. O kadin etrafmı alanlar, yerleş. miş ahlâk törelerini gözetmekten ya- na doğrusu çöp atlamaz soyundandı, antak çoğu zaman günde bir tanecik olsun fikir geldiği olmazdı. Bunun içindir ki yeniliğe benziyen herşey madame de Fervagues'in ilgisini uyan İ dirırdı; fakat o gihi sözlere canı sekil miş gibi görükmeği de boynuna borç bilirdi. Yeniliğe ilk göstermek kusi Tunun adını, asr hafifliği damgasını Le Jowrnsl'den : Adisababa ahalisi cepheden gelen haberleri, alâkasızlığa benziyen bir sükünetle alıyor. Bunlar esasen âz ve biribirini tutmayan haberlerdir. Bura- da harbin başladığına delâlet edecek bir hal yoktur, Yalnız katır sırtında giden bazı kurandan'ar, arkalarından gelen silâkir asker müfrezelerile, umu mi seferberlik ilân edildiğini hatırla. tıyor, Askerler, evvelce yapılan plân mucibince Pikamon'da toplanıyor. Ha beşler düşmanın üç cepheden hü » cum. edeceğini tahmin ettiklerinden, üç müsellah grup teşkil etmişlerdir. Şimalde Mareb karşısında Başkuman dan Ras Kassa'dır. Ras Seyyumda onun kumandası altındadır. Cenupta General OGröziani kolordusunun ha- rekâtmı nezaret altında bulundur. makta olan Nasibin mühim kuvvetler bulundurmaktadır. Burada Italyan or dusunun Ciciga, Harrar ve demiryo- iu üzerine yürüyeceği tahmin edili - yor. Fakat, Habeşlileri en ziyade endi şeye düşüren nokta Akauaş ovasının biraz güç olmakla beraber geçilehi'e. cek bir halde olmasıdır. 1863'de Ingi- lizler buradan geçmişler ve kendisini öldüren Imparator Teodotosu bozmuş lardır. Italyanlar bu havatiyi çok iyi bilir. ler, Burada Awsas krallığı bulunmak- tadır, İtalyanlar burada birçok kı lerde bulunmuşlardır. Bundan birka sene evvel Habeş hükümeti Asab ile Desi arasında bir yol inşasını Italyan VAN Dünya Gazetelerine Göre Hâdisele üzerinden atamamak koymuştu... Ama böyle salonlarda dolaşmak an cak bir iş, bir yer ricacıları için tatlı olabilir. Julien'İn o günlerde sürdüğü tatsız hayat onu sıktığı gibi elbette okurlarımız: da sıkmağa başlamıştır. Bunlar, birlikte çıktığımız yolun kıraç yer eridir. Julien hayatında Fervapues vakası: nın boşu boşuna işgal ettiği bütün za“ man zarfında mademoiselle de La Mo Je onu düşünmemek için kendini ba; Ni zorluyordu. Ruhunda şiddetli çar- pışmalar vardı: bazan o mayası bozuk delikanlıyı adam yerine bile komadığı nt kanıp koltukları kabarıyordu ama hiç istemediği halde yine onun konuş- ması ile sanki büyüleniyordu. En çok şaştığı şey de Jullen'in iki yözlüğü hiç bozmaması idi, Julien'in madame de Fervagves'a her söylediği ya bir. yalan, yahut da asıl düşüncesinin iğ - renilecek bir surette gizliyen bir söz- di; Oysa ki, Mathilde onun her konu üzerinde ne düşündüğünü iyice bilir- di. Bu Machiavelli'ce hareket kıza pek telir etmişti. Kendi kendine: “Ne w talık! diyordu: M. Tanbeau gibi ba - yağı allaklar, tımtıraklı temtraklı ko- konuşan sersemler de hep burları söy lüyor ama arada ve büyük fark var, Ama Julien'in bazı günleri de pek ıstırap içinde geçiyordu. Her akşam madame de Fervagues'in salonunda gözükmesi, üzerine a'dığı en ağır öde | vi yerine getirmek içindi.. Bir rol oy- namak için ettiği gayretler ruhunda takat bırakmıyordu. Bazan, gece, Fer "in konağının koca avlusunda büsbütün kendini koyuver - miyor, umutsuzluğa düşmiyorsa bu ancak iradesinin ve muhakemesinin kuyveti sayesinde idi, Içinden: “Medresede umutsuzlukla başa çıktım, diyordu: halbuki orada ta | Mhimin çok kara olmasından korkabi- lirdim! ilerliyebilsem de ilerliyeme - sem de ömrümü, dünyanın en bayağı ve en İğrenç insanları İle geceli gün“ düzlü bir arada geçirmeğe mahküm olduğumu sanıyordum. Ertesi bahâr, yani ancak on bir ay sonra ben yaşta ki de İkanlıların en bahtiyarı olmuş - tüm. Fakat çoğu zaman bu akılir, urluca düştnceler, pek estıraplı olan haline karşı hiç kâretmiyordu. Her gün Mat hilde öğle akşam sofrada görüyordu. M. de La Mole söyleyip yazdırdığı mektuplardan, kızın M. de Croisenois z varmak üzere olduğunu biliyordu. nazik delikanlı, La Mole konağına günde iki defa uğramağa başlamış - ti bile: kendisinden yüz çevrilmiş aşı ğın kıskanç göz'eri, onun hiçbir hare- ketini kaçıtmıyordu. Mademoiselle de La Mole'un yavtk lusuna güler yüz gösterdiğini sandığı akşamlar Julien, odasına döndüğü za- man, tahaneslarına içi titriyerek bak- Eritrede Italyanların yaptıkları inşaat Harbin Ilânından Sonra Adisababanın Manzarası imparator iki Ordunun Kumandasını Ele Almak için Yakında Hareket Edecek İmparatorun Orduları Gafadan Gelecek 50 Bin Askerle Takviye Edilecektir. Habeşler Düz Bir Ovanın İhanetinden Kor lâra' vermişti. Bu havalide Italyanla- rın bir hareketi üç maksada mebni o labilir, Birincisi Eritre İle Sofhali ara sında bir irtibat tesisi, Bu irtibat Har rar etrafımda Grariani kolordusunun bir kolile birleşmek suretile olabilir. Ikincisi Habeşistanı denize bağlayan | biricik demiryolunu kesmek. Üçünci sü de yüksek ovanın en mühim strate jik anahtarı. 9) rik dar tutmak suretile Adisababayı tehdit et mek. Bü havalide iki Habeş ordus toplanmaktadır. Bu ordular demiryo- lu üzerindedir. Bu ordulardan biri Asusaslar sultanının oğlu olan Mikâel Yayu'nun, diğeri de imparatorün oğ- lu Asfu Uessen'nin kumandası altn- da bulunmakiadır. Esasen imparator bu iki ordunun kumandasını eline al- mak üzere 23 Birinciteşrinde Adisa- babadan hareket edecektir. Bu ordu- lar Gaffa'dan 30 bin kişi ile gelen Ras Getan'nun askerlerile kuvvetlendiri- lecektir, Bu asker bu haftanm sonunda Adi sababaya 16 kilometre uzakta karar- gâh kuracaklardır. Harp başlayalı &- peyçe zaman olduğu halde Italyan #e- firi ve sefaretsane memurları elân A- disababada bulunuyorlar, Onların e sir addedildikleri doğru deği'dir. Ben sefarethaneye girdim ve orada bir at kadar kaldıktan sonra müşkülâtsız çıktım. Yalnız sefatethanedeki radyo nun kullanılması yasak edilmiştir ve eşyanın dışarıya çıkarılmasına müsa» ade edilmemektedir. Belçika süel he- yetine mensup sübaylar birkaç güne kadar memleketlerine gidece dir. Geriye çağırılan Isveçler ise istifa e- dip burada kalmağı tercih etmiş'erdir. maktan kendini alamıyordu. İçinden: “Ah! diyordu, çamaşırıme dan marki 1 sökmek, sonra gidip Paris'ten yirmi fersah ötede “icra bir ormanda bu berbat hayats nihayet ver mek çok daha akıllılık olur! Ön beş gün oralarda beni tanıyan bulunmu- yacağı için ölümümden kimsenin ba- beri olmaz; on beş günden sonra da beni artık kim düşünür! Bu düşünüş akıl kârı idi, Fakat er- tesi gün Mathilde'in yeni İ'e eldiveni arasında kolunu görüvermek bizim genç filosofun kalbinde, elemli olmak la beraber yine de onu hayata bağlı- yan hatıralar uyandırıyordu. O za- man içinden: “Hayır, hayır, diyordu. ben o Rusun politikasını sonuna ka- dar götüreceğim. Bakalım iş niye bağ Janacak? “Madame de Fervapues'a o elli Üç mektubu kopye edip gönderdikten sonra elbette başkasını yazmıyacağım “Mathilde'e gelince, bu altı hafta- İk komedia, benim içimi parça'ıyan komedia'ya onun öfkesini azaltmaz, değiştirmez, yahut ki bu sayede ben onunla bir an olsun barışmış ölürüm. Ah! ya Rabbi! böyle birşey olsa ben | sevineimden ölüveririm!” Düşüncesi İni bir türlü sonuna erdiremiyordu. Uzun uzun hülyalara daldıktan ra yine muhakemesini toparlayabil ce de: “Oyle olursa, diyordu, bir gün lük bir bahtiyarlığa kavuşurum, son- 15-10-935 r kuyorlar Harp malzemesini depo etmek için mahfuz yerler yapılmış olan Adisabe” banın cenubu garbisindeki Cimma dağ ları üzerinde büylik bir yol yapdması” na başlanmıştır. Verilen habere göre yer altındaki mahfuz yerlerde 40 mil yon flşenk depo edilmiştir. Habeşis” tanın 78 kamyonu vardır. Birçok 40” hareketinin yavaş olâdağı tahmin edi” lan ilerleme hareketinde, Makale Cenup orduları Başkumandanı Vehip Paşa hattını geçmeği şimdilik düşünülme * mektedir. Harbin mühim bir müslü » man merkezi olan ve Somaliden cenuü ba ve Dakanlıdan şarka gelen Italyan kuvvetlerinin, etrafında toplanacaklâ” rı Harrarda harbin başlamasını bekle mek Mizemdir. Ğ ta o yine benden yüzünü çevirir; ber hiç bir zaman onun tamamile hoşuni gidemiyeceğim için yine yüzünü çevi- rir, artık hiç bir umudum, başvuracak | bir çarem kalmaz, bütün bütün mah” | volurum... a “Onda bu huy varken ona nasil gü venebilirim ki! Heyhat! bende yu de ğersizlik varken onu elbette elden k#” çiririm, Hareketlerimde, tavırlarımda zariflik bulunmaz. Söz söyleyisim ka” ba, tatsız olur. Ya Rabbi! Ben niçif benim * Bölüm XXX IÇSIKINTISI İnanın kendini feda etmesi neyse pe; ya olm” yan ibtiraslarma - feda etmesin” ne demeli? Bu XIX uncu asır 0* berbat sey | GİRODET Madame de Fetvapües Julien'in W zun mektuplarını önce sevk duyms” İ dan okumuştu ama sonradan onlâr alâka göstermeğe © başlamıştı: yalnı£ onu kederlendiren bir nokta vardı" | “M. Sorel ne yazık ki sahiden bir (8 kip değil! Oyle olsaydı bir dereceY€ kadar samimiyete imkân bulunuedu” ama göğslinde o nişan, sırtında or" halli adam elbisesi ile insana söz E© #ri, unura dokunacak şeyler sorarisf”* TA rkası vel N. ATAÇ liyor. Bu'ağır ve metodik olacak oil Sudan ve | ihtirasları