; j ç ———— 12.10.935 Dost Sovyet sporcuları bu sa- bah saat 10 da Çiçerin vapuru ile şehrimize (geleceklerdir. Dünkü nüshamızda, misafirleri- mizin Türkiyede yapacağı te- masların programını neşretmiş- tik, Şu hale göre Sovyet spor- culârı ilk maçlarmı yarın Fe- nerbahçe stadında oynıyacak- lardır. Misafirleri rıhtımda karşıla- mak üzere büyük bir tören ha zırlanmıştır. Bu törende şehir mümessilleri, Halk Partisi er- kânı, Halkevleri üyeleri ve mü- messijleri, sporcular, mektep talebeleri hazır bül er. Konuklar törenle karşılandık- tân sonra, doğruca, Perapalas Oteline götürülecekler ve cu- martesi gününü, istirahat et” mekle o geçireceklerdir. Pazar günü saat 12 de Kadıki ydeki Fenerbahçe kortlarında, tenis maçları ile, Türk - Sovyet spor teması başlamış olacaktır. Bu temaslardan evvel, a Rus sporu hakkında bir parça danlaiar vermeği ( faydadan uzak bulmadık. Sovyet Rusya her şeye oldur ğu gibi spora da çok büyük bir önem vermektedir. Modem te- sisata malik geniş bir spor teş” kilâtları vardır. BU çeşkilğra mensup m spor yapma! mecburiyetindedir. b Sovyetler, (sağlam bir dimâ” ğın, sağlam bir vücutta b duğuna) inanmışlardır. İşte vi nun içindir ki, en in gocuk” tan, en yaşlı insana l di bünyelerinin dayanabildikle- ri sporu yaparlar. v Gi her yaştaki, insanla Ta göre muayyen spor sistemle ri vardır. En küçük Yâ şta olan çocuk, Itm- hususi hocaların nezareti al da kültür fizik yapar, VE va dunu daha ağır sporlara Vet lar. Atletizm: Rusyada olmadan evvel hazırlıktır. — Sporcunun her şeyden Kseğim atlet olması şarttır. Ondan e radır ki, vücudunun uğraşa ceği sınıfa ayrılır. v Elhâsıl Rusyada, spor, © manasile kafa ile, bilgi ile tatbik edilir. ksik olan hiç Sovyetlerde, eksi z bir isa branşı yoktur. Onlar terbiye edecek bünyeyi, vücudu her nevi hareketl lar. Bundan dolay" kü Sovyet Rusyası, © : akli kabiliyet itibaril€ tarihe mal olmuş bulunan Çar Rusya t r. sından çok daha yüksekte Bort Rusyanın, hemen her şehrinde mükemmel bİr SE je meşgul olur- dır ki, bugün bedeni ve | kildiğini görürsünüz... meydanı olduğu gibi, ba icap ettirdiği vesait de Sovyet Rusyadaki spor bayramında genç kızların geçit resmi bir şekilde vardır. Orada, sporu fert yapmaz, kütle yapar... Bugün için Sovyetlerde tefer- rüt etmiş dünya şampiyonu ol - muş, sporcu belki yoktur, an - cak; ayni ayarda olmak üzere her kategoride, yüzlerce sporcu | ya rast gelinebilir. Nihayet bir gün gelir ki, bu yüzlerce sporcu | aralarından en iyilerini ileriye atar, Onlar muhakkaktır ki, Rus yanm, belki de bütün Avrupanm en iyileridir. Sovyet Rusyada herkes spor yapar demiştik. Sporun orada i- ki mânası vardır. Biri, . vücudu, bünyeyi kuvvetlendirmesi, diğe- ri de, bütün bir kütleyi bütün bir ulusu, her an, seferber olabile - cek bir durumda bulundurmağa yaramasıdır. Bununla demek istiyoruz ki, Sovyet Rusya bütün ulusu ha - zır bulundura bilmek için spor » dan istifade eder. Sovyetlerde, her bakımdan kadın, erkeğin farkı . olmadığı için; bu iki cins sporda yan yana omuz omuza yürüyebilir. Sovyetlerin milli günlerinde alınmış ve bize kadar ulaşabilen resimlerinde gördüğümüz gibi, tunç vücutlü Sovyet delikanlıla rm yanında ayni diklikte, ayni çalâkide kızlar da bulunuyor. İşte bunlar gösterir ki, bugün kü Sovyet ulusu yetiştirdiği gençlik, daha doğrusu genç küt le ile, daima ve her şeye hazır - dır. Rusların, en büyük stadları (Dinamo) stadıdır. Ancak bu - rası hakikaten kelimenin tam manasile bir dinamodur, çünkü bütün bir gençlik kudretini, kuv vetini, daha doğrusu her şeyi 0- radan alıyor. Bu stadyom, bütün sporların, toplandıkları makardır. Oraya kuş bakışile bakarsa - nız, bir tarafta futbol oynandı » ğını, diğer tarafta yüzüldüğünü, bir başka tarafta da, kürek çe - Orada ber spor yapılır. Sovyet Rusya da milletin her ferdi, sabahle - yin işine gitmeden evvel böyle klüplere gelip jimnastiğini yap- mak mecburiyetindedir. Orada bunu, ne ihmal eden, nede ih - mal etmeği âklma getiren var dır. İşte Sovyet Rusya, genç elemanları böyle hazırlıyor. Bugün şehrimize gelecek o- Jan Sovyet sporcuları da, demin yaznnın içinde bahsettiğim, ay- Nİ ni ayarda olan yüzlerce, hattâ, binlerce sporcunun içinden fış * kırmış olan (en iyi) lerdir. Binacnaleyh; bugün karşımız da bulunan rakipler, şöyle böyle değil, tam mânasile, hazırlan - mış ve teknik sporculardır. O - nun için çok çalışmamız, çok gözümüzü açmamız lâzımdır. Eillekeğiei Sovyet Sporcuları Bugün Geliyorlar Dost Ulusun Sporcuları Galata Rıhtımında Büyük Törenle Karşılanacaklar BiLDİRİKLER | Sovyet - Türk Sporu karşılaşmaları komit: den i — Yarın şehrimize gelecek mi- | safir Sovyet sporcuları deniz ve ka- rada büyük merasimle karşılanacak lardır. 2 — Misafirleri getirecek Sovyet bandıralı Çiçerin vapuru sabah saat 9 da Galata rıhtımına yanaşacaktır 3 — Gelecek kafile Sovyet birliği yüksek idman gurası başkanı Bay Mantsef idaresinde futbol, güreş, te- nis ve eskrimcilerden ibaret bulun- maktadır. 4 — Pazar günü futbol (Kadıköy stadı) tenis ve eskrimdir. Pazartesi güreş, salı futbol (Taksim stadı), te- nis ve eskrim, çarşamba günü de gü- reş maçları yapılacaktır. $ — Futbol maçları için toplu bi- | İetler tribün 150, dühuliye 75 kuruş- tur. Güreşler için yerin müsaadesine göre bilet bastırılmış ve beher bilet 100 kuruştur. Eskrim ve tenis biletle- ri de 25 şer kuruştur. 5 — Biletler şimdiden İstanbulda 4 üncü Vakıf Han birinci kat 13 No, İu federasyonlar merkezinde, Taksim stadı kişelerinde, Kadıköyünde iske! caddesinde Milyon tayyare gişesinde satılmaktadır. © T.1. C. 1 Istanbul bölgesi bisik let heyetinden: Pist üzerinde bisiklet sür'at yarışı ilk defa olarak yurdumuzda yapılaca» ğından 13-10-9035 Parar günü Beşi taş Şeref stadında yapılacak olan kilometre İstanbul sür'at birincilik vşlarnda bisikletçilerin aşağıda yazı» h hususlara dikkat nazarları celbolu- nur: I — Bisiiletler fiks olacaktır. 2 — Firen takılmıyacaktır. 3 — Tekerleklerde kelebek olmıya cak, somun bulunacaktır. 4 — Yarışlar beynelr göre yapılacaktır. 5 — Yarışa saat tam 11,30 da baş- lanacaktır. Yarışçıların ona göre ha- zırlanmaları ve yarıştan evvel lisans- larile beraber yarış yerinde bulunma» larr, önemle bildirilir T, 1. C, L Istanbul Futbol heyeti başkanlığından: 1935-1636 senesi maçları fiküstürünü hazırlamak iç birleşik klüplerimizin yazılı salâhiy namelerile beraber birer murahhasla- rı 15-10-1935 salı günü akşamı sa- at 18 de Beyoğlu Halkevi binasında bulunan bölge merkezinde bulundur. maları önemle rica olunur. el yasaya Dün akşam saat 19 da Güneş klü- bü tarafından, Taksimdeki klüp bina- sında, Balkan şampiyonu ulusal gü- İ reş takımımız şerefine yüz kişilik bir çay şöleni veri miştir, Şölende gü teş federasyonu oerkânuc oistanyul muntakası başkanı, üyeleri ve mınta- ka heyetleri başkanları, muhtelif klüp lere mensup güreşçiler bulunmuşlar. dır. Saat 19 da davetliler sporcularm salonunda toplanmışlardır. Güneşli - ler başkan: Bolu saylavı Cevat Ab- bas” Gürer şu kısa ve güzel i söylemiştir: Sayin kardeşlerim; i Yüktek katınızı Güneşliler adına selâmlamakla pek bahtiyarım. Arâldan en temiz kan taşıyan bü- yük ulusumuz; doğuşu He beraber, gü cü, güçlenmeği kendilerine kutsal yol yapmışlar ve dünyanın dört köşesine bu inanlarinı yaymışlardır. Bir aralık durdurulmak istenen bu Durlu ve hayati ideal, Cümhuriyerimi zin başlangıcile yeniden lâyik olduğu yere yükseltilmiştir. Bir ulusun sağ- ık ve sağlamlık ölçüşünün moralde, katada, tende olduğunu bilen ve İşe başladığı ilk günden itibaren son gü- nüne kadar büyük fedakârlıklarla bu yolda yürüyen sevgili hükümetimize ve onun başına ve bugünkü Türkiye- nin yaratıcısı yüce Atatürke minnet- lerimizi, şüksanlarımızı en büyük te zimlerimizle sunatız. Kardeşlerim; Bu büyük fedakârlık karşısında sporu kendilerine yol edinen sizlere düşen ödev bugüne kadar olduğu gi- bi son nefesinike kadar da hiç bir kuv vet önünde dönmeyen çelik bir yürek le yürümek, #izden sonra geleceklere bu inançlı sevginizi öğretmek ve yay- mak olsun, Biliyorsunuz ki moralde, kafada, tende sağlamlık ve güçlükte diğer mü letlere üstün bulunduğumuz zaman - lar her döndüğümüz yanda zaferler doğazdı, Durgun ve şaşkın yürüdüğümüz xa manlar ; her kaybımızın ödenmesi ka- aımız bahasma mal oluyordu. İşte bu acı dersi daima gözönünde tutarak yürümemizin ne kadar gerek li olduğunu iyi bilirsiniz. Kardeşlerim; Sözümü bitirirken gücü, güçlenme ği, sağlığı ve sağ'amlığı tapık yap * msş olan sizlere Hergül kuvveti ve kudreti candan diler ve Balkan güre$ şampiyonasında kazanan ve dalma Yi zümüzü ak eden kıymetli güreşçileri- mizi yürekten takdir ve tebrik ede- tim, Bundan sonra İstanbul güreş heye ti başkanı İsmail Hakkı, şimdiye kar Güneş Klübündeki Şölen Balkan şampiyonluğunu alan güreşçilerimiz şerefine verilen şölende madalyalar da dağıtıldı Güreşçilerden üçü madalyalarını alıyorlar dar muhtelif müsabakalarda kazanıp henüz madalyalarını almayan güreş- çilere mükâfatlarının bu vesile ile da grulacağını bildirmiş ve isimler okun- dukça Cevat Abbas Gürer birer birer madalyaları sahiplerinin göğüslerine takarak kendilerini tebrik etmiştir. Dün madalyaların: alan güreşçileri aşağıya yazıyoruz 932 seçmelerinde birinci ve ikinci olanlar: 56 kilo: Birinci Şeref (Haliç), Ali (Güneş), 6i lip (Anadolu) 66 Birinci Vefik (Güneş) 72 kilo: Birinci Saim (Güneş), i - lo birinci Yaşar (Güneş), Ta- | Yillardanberi o Anadoluda kasaba | kasaba dolaşıyordu. Serseri yahudi- nin sülâlesinden gelmişe benziyordu. Adı Şabandı. Yaşı altmışı bulmuştu. Her uğradığı kasabada bir gece kalr- yor, ertesi sabah yeniden yollara dü zülüyordu. Anadolu ahalisinin fakir- lere karşı beslediği sonsuz merhamet Şabanı gittiği yerde aç bırakmıyor. Hattâ mevsim kışsa, sıcak bir çatı ak tında rahat bir uyku bile uyuyordu. Bir akşam gene bir kasabaya ulaş- mış, ne yiyeceğini, nerede geceliye- ceğini düşünüyordu.. Fazla tereddüt etmeden, her vakit yaptığı gibi, bir evin kapısını çaldı: — Kimse var mı? Beyaz saçlı, nurani çehreli bir ka- dın kapıyı açtı, Şaban, kırk yalık bir tanışıklık samimiyetiyle — Akşamlar hayrolsun! dedi. İşle- rinizi görecek bir adama ihtiyacınız varsa İhtiyar kadın sözünü kesti: — Maalesef adama (ihtiyacımız yok.. Fakat sizin bir tas scak çor- baya ihtiyacınız var belki — Evet, sabahtanberi ağarma bir | lokma ekmek koymadım. | Ve Şaban torbasmr eşiğe bıraka- rak işeri girdi. Thtyar kadın kendi- sine bir tas çorba ile fırından henüz yeni çıkmış taze bir ekmek getirdi Şaban k güzelce bir doyurduk- tan sonra, ihtiyar kadının merhame- tini ve âlicenaplığını sulstimal et- mekten korkuyormuş gibi, torbasını omuzlıyarak gitmek istedi. Karşısın- üncesini gözlerinden, ha- inden, tavırlarından sezmesi- si bilen ihtiyar Anadolu kadını — Galiba, geceleyin yatacak niz de yok. Eğer isterseniz, samanlı ta yatabilirsinir. Maalesef başka milsait yerimiz yok. Şabana gün doğmuştu. Teşekkürü andıran bir şeyler kekeledikten #on- ra, ihtiyar kadınım gösterdiği saman- lığa doğru yürüdü.. Vakit de epey | ilerlemişti. Civar evlerdeki köpekle- rin bavlamalarr isitiliyordu. Şaban, samanlardan kendine güzelce bir ya- tak yaptı.. Torbası ve asasını yanı- na alarak uykuya dalâr.. Sabaha doğ: ru, uykusunun arasından birtakım sesler duymağa başladı. Gözlerini «i- lerile uğuşturarak yerinden sıçradı... Duyduğu sesler farelerin duvarı ke- mirmesinden başkâ bir şey değildi Duvarın kemirilen kısımlarında ufak bir delik gözüne ilişmişti. Merak bu ya, elini delikten içerive sokmak is- kımıldıyor.. Ta- i gözlerile ve elle- Evvelâ eline torba ri rile bir yokladı. y cm Havel | Duvarda Bir Delik Nök'eden Mı-FA gibi bir şey geldi. Tuhaf şey, Bir ne görsün, bir kese altın. Gözlerine inanamadı. Keseyi olduğu gibi diz- lerine boşalttı.. Yalan değil, Sarı sa- tı, şıkir şıkır altınlar. Şabanı bir düşüncedir aldı: Ben bu parayı ne yapsam? Götürüp ihtiyar kadına mı versem, yoksa hiç haber vermeden sıvışıp gitsem mi? Sıvışip gitsem, kim ne diyebilir? Sanki ihtiyar ka- dın bu kese altırım burada duvarın içinde saklı olduğunu biliyor mu? Şaban şimdiye kadar ömründe bır- sızlık yapmadığı için, bu sefer de alti nın sârı rengi, ve kulak okşıyan sö- si kendisini doğru yoldan ayıramadı... Keseyi ihtiyar kadına verecekti. Za» ten sabah da olmuştu. Te asasını alarak, keseyi avuç çinde sıkarak samanlıktan çıktı. Ka» pıyı çaldı.. Kimseler yok. Pencereler den biri açıktı. Keseyi kendisinin bı raktığını anlasınlar diye, yırtık ceke» tinden bir parça yırtarak keseye bağ» iadr ve pencereden içeri fırlatıp, kendisini bir sevgili sabırsızlığı ile çağıran yollara düştü... Aradan aylar geçmişti... Bir gün Şaban gene bir kasabaya varmış, tor» basını, asasını ve vücudunu bir köy kahvesinin ağaçları altında dinlendi. rirken, kahveden iki jandarmanın kendisine doğru geldiğini gördü. Jandarmalardan biri Şabana yaklaşa- rak — Senin adın ne hemşerim? dedi, Şaban durakladı.. Acaba ne suçu vardı? Hırsızlık etmemişti. Adam öl- dürmemişti Bir an içinde şu ihtimal hatırına geldi: Acaba ihtiyar kadın o altın do- Yu keseyi görünce, gözünü hırs kâp- hıyarak, ve geriye kalan muhayğel altın keseleri için mi arattığını dü. şündü, Jandarma sualini tekrar etti. Şa- ban nihayet: — Adım Şaban, dedi, ne yapâcak- sın?, — Yürü öyleyse. Düş önümel.. — Beni nereye götürüyorsunuz? — Orasını sorma.. Ve iki iandarma Şabanı aralarma alarak bir kağnı arabasına bindirdi. ler... Bir gün süren bir yolculuktan sonra vardıkları kasabayı Şaban t2- rudr... İhtiyar kadın, kapı eşiğinde oturuyordu. Şabanı görünce: İyilik yapan adamları da jan» darma ile mi aramak lâzım? Şaban gülümsedi.. İçi ferahlamış- t.. Göklerinden huzur. yağan bir akşamın koyu gölgeler pencereleri doldururken, Şaban ihtiyar kadınla beraber ayni sofrada çorba içiyordu. kinci Yusuf Aslan (Haliç). 79 kilo: Birinei Nuri (Galatasaray) Şefik (Harbiye). 87 kilo: Faik (Haliç), (Güneş). Ağır siklet: Çoban Mehmet (Gala- 2y), Cemal (Haliç) i 934 mıntaka birinciliklerinde dere- ce alanlar; 56 kilo: Birinci Koç Omer (Haliç), ikinci Ahmet (Kasımpaşa), üçüncü Ali (Güneş) 61 kilo: Birinci Çolak Omer (Gü- neş), ikinci Kâmil (Güneş), üçüncü Servet (Haliç), 66 kilo: Birinci Yaşar (Güneş), ikin ci Vefik (Güneş), üçüncü Nurfi (Gü nes). 72 kik inci Ssim (Güneş), ikin ei Ali (Güneş), üçüncü Niyazi (Ka- #mpaşa). 79 kilo: Birinci Osman (Güneş), i- kinci Ahmet (Güneş), üçüncü Aleko (Güneş). $7 kilo: Birinci Celâl (Güneş), ikin ei Beşir (Haliç), üçüncü Şahap (Ha- Viç). İ Ağır siklet: Birinci Mustafa (G8 - meş), ikinci Salih (Haliç), üçüncü Fehmi (Haliç). 934 Türkiye birincilikleri: 56 kilo: 1 Koç Omer (Haliç). 61 kilo: 1 Solak Ömer (Güneş) 66 kilo: 1 Yaşar (Güneş). 72 kilo: 1 Saim (Güneş). 79 kilo: 2 Osman (Güneş). 87 kilo: 2 Celâl (Güneş) Ağır: 1 Mustafa (Güneş) İ Bundan sonra alt katta yemek sa | onunda hazırlanan büfede davetlile- re İkram edilmiş, zeybek oyunları oy- Mustafa tı nanmış, güreşe alt monoloğlar söylen miş ve Balkan şampiyonu güreşçile- rimiz şerefine yaşa bağırılarak göle- ne nihayet verilmiştir. Afyon kalitesi yükseltilecek Uyuşturucu Maddeler inhisarı ida resi, afyon yetiştiren köylüye afyon yetiştirimi hakkında önemli bir tamim, yapmıştır. Bu tamimde az, fakat mor- fin derecesi yüksek afyon yetiştirik mesi bildirilmiştir. Afyonun top'ama ssulleri hakkında da ayrıca bazı ö- gütler verilmi; Malta ve İtalyaya yumurta ihracatı Son günlerde Malta, Ttalya ve Çek oslovakyaya az mikdarda yumurta sev kedilmiştir. Ispanyaya yapılan seğki. yat hemen hemen durmuş gibidir. Verilen bir habere göre, Ispanya ile yeni tecim anlaşması için müzakerele re başlanmıştır. Erkek olan kız hastaneden çıktı Haseki kadın hastanesinde amelie yat yapılan Malatyalı Cemile, iyileşe- rek hastaneden çıkmıştır. Cemile, tam bir erkek olmuştur. YENİ NEŞRİYAT Büyük Gazete Biyik Gazetenin 37 inci sayısı çık t. Bu sayıdan İtibaren haftalık ola rak Büyük Gazetede Habeş » Italya bir haftalık hülâsans, yeni roman, tarihi tefrika, sinema, kadın sayfaları vardır. Tavsiye ederiz.