—— ? NE YINE MEKTEP KITAPLARI Saffet Arıkan, Kültür Bakan- lığına geldiği gündenberi, he defini hiç şaşmıyan, çok net gö- rüşlü, isabetli, tam zamanımda verilmiş kararlarile, şimdiye ka- dar ihmal edilmiş meselelerin si» | nir noktalarına parmağını mu - vaffakiyetle basmış bulunuyor. Fakat bu meseleler arasında bozuk esaslar üstüne kurulmuş olduğu için müzminleşmiş ve her sene biraz daha tehlikeli ih - tilâtlarla tepen öyleleri, hele bir tanesi vardır ki, neresine hafif- çe dokunulsa, merkezindeki ilti- hap hemen dışarıya patlak ve - rir: Yine mektep kitaplarından bahsetmek istiyorum. Önceden tahmin edilerek yıl- Jardanberi yazıldığı gibi, tek ki- tap usulü, ilk neticelerini ver * meğe başlamıştır: (Ortalıkta devletin bastıklarından tek ki- tap bulmak mümkün değildir! Talebe kitapsız kalmıştır, İlk okul kıraatlerinden ancak 2 inci sınıfınkiler, o da, ihtiyacın ya « rısına karşı gelecek kadar hazır- lanmıştır, 3 üncü, 4 üncü, $ inci smıf kitapları ortada yoktur ve ancak bir aya kadar hazırlana - cağı söyleniyor. Kıraatten baş - ka “mecburi,, hiçbir kitapları ol- mıyan 150.000 ikinci sınıf tale - besinden 70:000 kadarı ve bütün üçüncü sınıf talebesi “tamami - Je,, kitapsız kalmışlardır. Orta okul kıraatlerini bir hey et hazırlıyacakken seviyesi da - ha yüksek ve daha edebi olan bu eserlerin hepsini telif etmek işi bir tek adamın üstünde kal - mıştır. 6, 7, 8 inci sınıf kitapları hâlâ hazır değildir. Her sene mektepler 1 Eylül - den | ilkteşrine kadar açılır ve tedrisata başlanırdı; 20 Ağus- tosta sevkine başlanan kitaplar, nihayet Eylül sonuna kadar en uzak vilâyetlere giderdi. Halbu- ki bu sene mektepler İlkteşrinde açıldı. Kitapların ancak bir ay sonra hazır olacağı söylendiği - ne göre uzak vilâyetler 1936 se- nesine kadar kitap yüzü görmi- yetekler: “oralara ki-- 1 Ağustos ayı içinde kıraat kitaplarından baş ka bütün ötekilerinde hiçbir tadi. lât olmıyacağını ve kitapçılarm bunları hemen basabilecekleri - ni bildirmişti. Bu kitaplar hazır- landı. Fakat sonradan bakanlık ilk tamiminin aksine olarak gra- merlerin okutulmıyacağını öteki eserlerin metinlerinde € - saslı tadilât yapılacağını haber vererek bir talimatname hazır - Jadı. Bunlar ancak Eylül niha - yetine doğru alâkadarlara bildi- rilmişti. Şimdi, bir yanda, bakanlığın tebliğile hazırlanmış olan mil - yonlarca kitap, ambarlarda kala- rak Türk sermayesini, Türk ze- kâ: Türk muharririnin e- meğini ve yaşama hakkını haps- ederken öte yanda Türk talebe- si ye Türk öğretmeni de kitap - sızlıktan eli kolu bağlı durmak- ve| iŞoförler birçok Yenilikler istiyorlar Öğrendiğimize göre, bir şoför oku- Iu açılması üzerinde ilbaylıkta devam eden tetkik'er yakında son bulacak * ur. Bundan sonra, şoför olabilmek i- gin behemehal bu okuldan diploma al mak gerektir. Yalnız böyle bir okul açmıya sar- baylık bütçesinin müsait olup olmadı- ğı da incelenecektir. Şimdiki otomobil okulu direktörü Fikri Tevfik ilbaylığa başvurmuş ve şarbaylık tarafından verilecek prog- ram çerçevesi içinde kendi oku unun genişletilmesi suretile idare edilme - sini teklif etmiştir. Fikri Tevfiğin &- mergesi, tetkik olunmaktadır. Iç Bakanlıkça değiştirilecek olan belediye talimatnamesinde de seyrü sefer esasları üzerinde de bazi yeni- Jikler yapılacaktır. Türkiye otomobilciler kurumu, uz- man sıfati'e kurumdan da bir heyetin bulunmasını dilemiştir. Kuruma göre, şoförlerin en az ilkokul mezunu ol - ması istenecek ve bilhassa esnaf hak- kında yapılan zabıta tahkikatının &- saslandırılması şart koşulacaktır, Her bir şoför hakkında esaslı ve tam bir tercümei bal dosyasının bulunmasını çok faydalı görenler, bugünkü imti - han şeklinin değiştirilmesinin de şart olduğunu iddin etmektedir er. Bugün şoför olabilmek için seyrü sefer talimatnamesinde yüz küsur sor guya basma kalıp dahi olsa cevap ae, kâfi gelmemektedir. Halbuki kurum, ameli bilgiye dayanan daha pratik bir tarz bulmak kastile imti- hanların şehir dahilinde, içinde imti- han heyetinin bulunduğu bir oto - mobille yapılmasını ileri sürmektedir. Birçok şoför.er muavinlikten yetişme oldukları cihetle kendilerinin husüsi- yetlerini bilen tecrübeli bir üyenin de imtihanlara katıştırılması gerekmek - tedir. . Bilhassa yeni hazırlanmakta olan talimatnamede otomobil durakları na- zarı dikkati çeken bir meseledir. Bu- günkü duraklar, ihtiyaca kâfi deki) dir. Istanbulda hergün çacışan 500 taksiye mukabil mevcut duraklar an- cak 300 otomobilliktir. Bu yüzden, şoförlerin çoğu zaruretle, durakyeri dışında kaldığı için sıksık caddeyi kâ- pama cezası vermektedirler, Iddia olunduğuna göre, eski seyrü gefer telimâtnamesinde yasak o'an şeyler de muayyen ve kesin değildir. Bugün bir şoför, hangi şeyin, nsce- Merde, “niçin” yasiik” olduğunu bileme. i mektedir. Çünkü, bu:yasaklar günün İ muhtelif saatlerinde değişen zabıtai belediye memurlarının her biri tara- fından ayrı ayrı telâkki tarzlarına bağ lanmaktadır. Yeni talimatnamede, bilhassa ha: gi suçlarda şoförlük ehliyetnamesinin. istirdat edileceği hakkında da sarih hükümler bulunacaktır, Şimdiye ka- dar üstüste Üç kara yapan şoförün »- | linden ekliyetnamesi geri alınıyordu. Otomobilciler kurumunun düşürdü » güne göre, mahkümiyet, kazada esas olmamalıdır. Kazanın sebebi sarhoş- İuk ve uyuşturucu madde'ere karşı ip tilâ ise, kurum, ilk kazada ebliyetna- menin geri alınmasını faydalı bulmak» tadır, Yeni talimatnamenin tasdikin- den sonra yapılacak kaza, ehliyetsiz. likten doğmuşsa şoför imtihana sev- kedilecek ve bu, bir defaya inhisar € decektir. yemi? Öğretmene mi? kitap müellifine mi? Tabiine mi? Türk neşriyat sanayiine mi? Hiç kimseye; zararsa, toptan, hepsi- nedir. tadır. Böyle kültürün kime hay- ri var, söyler misiniz? Talebe ! Suriye Finans Bakanı İstanbula | KALE İ Yazı kaleminden görüşmek is - temiyoruz. Daire dediğimiz bey- İ lik kalemlerin çalışma tarzından bahsetmek isteriz. “Tan” a gelen birçok mektuplar arasında göze çarpan bir kısım var ki, halkın rahatı ve işlerin dü- zeni namına doğrusu üstünde dur- maya değer. Bu mektuplar hemen hemen “kalem”lerde işlerin ağır ve düzensiz gittiğinden şihâyet e- İ derler, Hatıralarımızı biraz karış tırırsak hepimiz böyle kalemlerde kalmış birtakım işlerimizi hatırla. riz, Bülün resmi dairelerin böyle olduğunu kimse iddia etmiyor. Fa hat hâlâ birtakım kalemlerin eski tarıda işlediğini de görmemek mümkün değildir. Bu eski tarz ne. dir?.. Bu eski tarz, kalem efendi. lerinin, kalem odasının, defterle- rin ve çalışma sisteminin ldübali. liğidir. Bugün bir kaleme verdi; niz (dilekçe) nin oradan ne vakit ve ne şekilde çıkacağını bilmezsi. niz, İş var iki saatte görülür, iş var, iki ay kalır. Kelemlerde işi başından aşmış memurların yanın- da rahat rahat cigarasını içen ar- kadaşları, ekmeğine bir salkım ya | pıncak katık eden kapı yoldaşları vardır. Bizim kalemlerde çoğu, memur ve masalarda ya bir avare | | E..- Ne'Dersiniz? — Miş e lik manzarası göze çarpar, yahut | düzensiz bir halde yığılmış kdat- ların perişanlığı... Dün bize bir mektup yazan bir genç talebe bütün bu yazdıkları" mızdan acı acı şikâyet ediyor ve Istanbul Kültür direktörlüğü ha- lemleri arasında kaybolan iğ ni aramak için o kalemden o kale- me nasıl dolaştığını ve kalemlerde memurlardan nasıl muamele gör- düğünü pek te tatlı olmayan bir dille anlatıyordu. Otedenberi söylüyoruz, halk ile | temas eden memurları ve daireleri | çok daha hassas ve daha işlek yap malıyız. Bir idare sisteminin iyilik lerini direktörler, yardirektörler değil, kücük memurlar temin €- | der, Çünkü Hükümet elinin par. makları onlardır. Parmak iyi tut. mazsa kol ve kafa ne yapabilir? | Onun içindir ki; idare ehramının kaidlerini teşkil. eden küçük me- || murları ve bunların çalışma tarz- larını çök sıkı kontrole tâbi tut- malı ve halkı rencide edecek tarz- ları,hele pasif çalışma sistemi olan eski usöl o kalemden öteki kaleme havale tarzlarını kökünden kazı- malıyız!, Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? Un ve buğday fiatları yükseliyor Son zamanlarda bazı kimselerin Anadoluda mal toplamağa başlaması buğday fiyatlarının “tekrar yüksek mesini intaç etmiştir. Bu yüzden fi. rinelar piyasadan un almıyarak es- ki stok unlarını kullanmak*adırlar, Fırmcıların yeni ekmek narhından za rara uğradıkları iddiasile belediyeye yaptıkları müracaatı belediye varit görmemektedir. Be'ediye tarafından son zamanlarda bazı ftancala fırmla- rında yapılan muayenelerde dığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine bes lediye francala fırınlarına satılan un çuvallarının Üstüne etiket yapıştırtma ğa karar vermiş geldi Yaz tatilini geçirmek üzere Pariş- te bulunan Suriye Finans Bakanı Henri Hindie evvelki gün şehrimize gelmiştir. Bakan mezuniyetinin geri kâlan kısmını şehrimizde geçirecek ve buradan doğru Suriyeye gilecek- tir. Henri Hindie, dün Perapalas ote- linde kendisile görüşen bir muharri- rimize şun'anı söylemiştir: — Suriyede iktisadi ve mali vazi- yet çok mükemmeldir. Suriyenin ik- tisadi teması en ziyade Silistinledir. Maamafih Italyaya da mal ihraç et - mekteyiz, fakat İtalyaya olen ihrara- temrr ondan aldığımızdan azdır. Türkiye ile münasebetimiz Suriye fevkalâde komiseri M. Martel'in mem leketinizden geçerken söylediği gibi her cihetçe çok iyi durumdadır. Ben Türkiyenin terakkisini çok ya ralarda pek sevdiğim memleketimize gok ge'irdir, Yeni Türkiyenin bugün | kü tek kültür ve tek ruhla dev adm- larla ilerlemesi yalnız benim gibi bir» Kültür! kaç kişinin değil bütün dünyanı tak» dirini celbetmişti Üniversitede kayıt uzatıldı Üniversite kayit ve kabul mua- melesi aym onunda bitecekti. Şimdi ye kadar yarılan talebenin azlığı ve liselerde mazeret imtihanlarının he- müz bitmemiş olması dolayısi'e kayıt müddeti 15 birinciteşrine kadar uza- tılmıştar. , Genel nüfus sayımı talebeye anlatılacak Genel nüfus sayımı hakkında bütün okullarda talebeye konlerarslar veri- lecek.ir. Bu arada sayımın nasıl ya- pıldığı anlatılacak ve ehemmiyetin - den bahsedilecektir. Bolediyeği memur almacak Belediye İstatistik bürosuna me - mur'alınaçaktı, Burun için âçılan mü sabaka imtihanımı bir kişi kazanmış - tır. Fakat imtihanın tekrarlanması ka» tarlaşarak keyfiyet i'ân edilmiştir. Belediyeye evrak mahzeni yapılıyor Belediye fen heyeti evrak mahzeni yokluğundan sikinti çekiyordu. Son defa Nuruosmaniye medresesinin bu işte kullanılması karatlaştınimıştır. Yapılan keşif sonunda burada 6 bin liralık bir tamirat yapılması gerek » miştir. Tamir işi bitirilince medrese fen heyetinin mahzeni olacaktır. Stajiyerler şikâyet ettiler Tecim ve Endüstri odasmdaki sta- jiyerlerin çıkarıldıklarını yazmıştık. Cıkarılan #tajiyerler. Ekonomi Bakan | lığı başmüfettişliğine müracaatta bu- lunmuşlardır. Yapılan tetkikat, bu ka” rarın oda idare heyeti tarafından ve- | rildiğini göstermiştir. Ticaret mekte- bine devam eden talebelerin odadaki staj devrelerini tesbit eğen ta'ebe en- cilmeninin uzun zamandanberi toplan madığı anlaşılmıştır. Encümenin, oda nizamnamesine aykırı olarak filen kaldırıldığı iddiaları da bu arada tet- kik edilmektedir. Baş müfettişlik, me- seleyi tetkike başlamıştır. Na. 56 oi Cumbadan Rumbaya Server BEDİ Cemile önüne bakıyordu. Erkekle- ze, olduğundan büsbütün başka tür. Yü görünmenin tabiye faydalarını ara- yan bu ilk tecrübe içinde kalbini sı- kan büyük öfkeyi, gizli bir mücade- lenin verdiği keyfi ve lezzetleri Seli- me hissettirmemesi için gözlerini saklamak lâzım olduğunu anlıyorduk Alçak sesle: — Evet, sonra?” dedi, — Sonra... Fwet, araya Atl girdi. Bana bir fedakârlık düşüyordu: Çe- «i'mek. Nitekim öyle yaptım. O zâ- man seni tanımıyordum. Selim durdu. Hatıraları gizli bir hoktaya takılmıştı, Devam etti: — Daha o zamandan Nahide ile aramda hiebir şey kalmamıştı. — Ondan evvel ne vardı? — Sevişiyorduk. — O kadar mı? Selim gene durdu. Yalvaran bir veslez le aramda böyle şeyler konuşulması- nr istemem. İ — Peki, madem ki sevisiyordunuz, araya bir başkası girdi diye Kizi ne çabuk unuttun? İnsan başkası girin- ce ya soğur, Ayrılır; ya kıskanır, büsbütün sever. Sende iki halde yok. — Hah! iyi söyledin, Pek doğru. Gördün mü ya işte, bravo, bütün bir aşk ruhiyatının anahtarını buldun. Evet. Demek ki ben Nahideyi hakiki bir askla sevmiyormuşum. Ben de İ onu çabuk umutuşumdası, kıskanma» | yışımdan anladım, — O da seni sevmiyormuş demek, Selim bunuda tasdik üzere idi, Fakat gururu zekâsından üstün çık- tı ve Cemilenin meharetle aradığı bir /noktavı farkında olmadan İtiraf etti: * — Hayır! dedi. bütün mesele bu- rada: Atıf onu, 6 da beni seviyor. Cemile şuh bir kahkaha atarak: — Sen de beni seviyorsun. Ta- mam, Ben en önde, Atıf en arkada. Zavallı Atıf., Dedi .ve Selimi şaşırtan kahkaha. larma devam etti, Bu gülüşte gari; bir kasit, manası apLlMiye bir e tihza ve müsamaha, İm ruhunun seytanileştiği anlara mahsus ve askla kinin son hadde birleşmesini temsil — Bana bunu sorma, dedi, senin- ii mele ikknnen eni ihdüiknkmnn an Selim, tereddüt mecbur oldu: — Evet. — Ben de bütün ömrümde bu ka- tarı çekeceğim ha? — Değil Hayır. Nereden çıkarı yorsun bunu? — Nereden mi? Sen beni tanıdık. içinde, taşdika eden ıstrıcı bir kendini bırakış vardı. tan sonra da Nahide ile arkadaşlığına devam ettin de ondan. — Fakat biz mektep arkadaşıyız. — Sevsinler. Göbeğiniz beraber mi kesildi? Yüz tane mektep arkadaşın var, mektepten onlarla beraber neden çıkmıyorsun. — Hepsini tanımam. Tanıdıkla- tımla da çıkarım, Bir akşam biriyle, başka bir akşam ötekiyle. | KUÇUK HABERLER * Dün sabah Adalârla Anadolu ya- kasına oldukça sürek.i yağmur yağ » mıştır. İstanbula yağmur düşmemiş» tir. * Yabancı ve azlık okullarındaki bütün öğretmenler Hava kurumuna yardımcı üye yazılmışlardır. * Milli Emlâk direktörlüğü, elinde bulunan emlâk arasında satılmasını faydalı gördüğü emlâkin bir listesini yapmaktadır. Bunlar ileride satılığa çıkarılacaktır. * Genel nüfus sayımı hakkında sa- yım memurlarına konferanslar veril mektedir. Beyoğlu ilçebayı Daniş te dün memurlara bir konferans vermiş- tir. * Geçende, Divanyolunda bir tram vay kazası olmuş, Muharrem Şevki isminde biri yaralanmışu. Yaralı dün Cerrahpaşa hastanesinde ölmüştür * Çokluk olmadığından dolayı ge- tiye bırakılan Kiibba odası ikinci yıl lık körgresi 21 Birinciteşrin pazarte- si günü saat 14'de yapılacakır. 9 Emniyet direktörlüğü ikinci şu- be birinci kısım sivil üçüncü komise- ri Hakkı, ikinci komise:üğe terfi etti” rilmiş ve Beşiktaş ikinci komiserliği- ne tayin edilmiştir. © Universite Fen fakültesi genel kimya Soçentliğine Kreplin adlı bir Al man getirilecektir. © İstanbul ilbaylığı muhakemat di- rektörü Kenan, teksüdüğünü istemiş- ti. Iç Bakanlığı Kenânın isteğini ka- bul etmiş ve tekaüt edildiği dün il baylığa bildirilmiştir. * Beyoğlu Belediye hastanesinin yeni yapılan kısmına ka'örifer dâire- si yapılacaktır. Belediye buraya 1728 lira sarfedecektir. * Deniz küçük nakil vasıtaların dan sandal, kayık, mavna, motör ve ssirenin o belediyece müayenelerine başlarımıştır.. 9 Ankarada toplanan Türkiye Tıp kongtesine iştirak eden Universite profesörleri dün şehrimize dönmüş- lerdir. * Eczacı okulunun birinci İ Tıp fakültesinin pesien sınıfında ted- risat yapıyordu. Okulun enstitü hali- ne konması üzerine bu sınıfım da ken- İdi okulunda ders yapması kararlaştı- ri mıştır. © Fatihteki itfaiye direktörlüğü bi nasında yapılan İtfaiye müzesinde âsarı atika hükmüne girmiş eskiden kalma yangın söndürme âletleri ve it- isiyeye ait birçok eserler bulunmak- tadır. Belediye bunları talebere ve hal ka göstermeğe ER dün ni mek gezel e ii miştir. Halkın gözeteği gün'er, pi“ zar, Balı ve perşembe olmak Üzere üç gündür. * Töttişlerde bulunmak üzere Edir neye giden gümrük başdirektörü Sey- Hi, bazı tetkikler için daha on gün ka- dar Edirnede kalacaktır. © Fransanın memleketimize ayırdı. &ı dördüncü üç avlık kontenian mik- darı alâkadarlara bildirilmiştir. Şehzadebaşında yapılacak konservatuvar Şehzadehaşında yeni bir konser - vatuvar binası yapılacaktı. Binanın plânını yapmak üzere çağırılan Al- manyab Pö'izik yakında şehrimize ge Jecektir. Mimar şehrimize gelince plâ- nı hazırlıyacaktır. Yeni binada sekiz wüz kisi alac*ik modern bir tiyatro sa lonu da yapılacaktır. Doktorlar yeniden tasnif edilecek Etibba odası doktorların kazanç vergisi. için ikinci bir tasnif daha yap- mağa karar vermiştir. Bunun sebebi, bir kısım doktorların kabine ve mua- yenehanelerini değiştirmiş olmaları dır, Yeni tasilif 936 senesi vergilerine esas olacaktır, — Oh oh... Allah versin. sonra? — İşte bu. Artık benim için Na- hide yoktur. — Fakat Nahide için sen varsm. — Onu ben bilmem. — Fakat ben bilirim. — Sen de bilmemelisin. O bizi alâ- kadar etmez. — Eder. Benim başımdan bövle şeyler geçmedi. Fakat bu işlerin al- tindân capan oğlu crkacağmı bilirim. — Hayır. benim elimdedir, çıkmaz. Cemile givtdü: — Ha... Senin elinde! dedi, cik- maz, sen İstersen cıkar, değil mi? — Ben İstemem ki, — Hai... Sen istemezsin. Peki İvi co- İ culesun sen, istemezsin, doğru, ora- sent unutmuştum. doğru... Camila sane önüne balevardı Bir. denbire basını kaldırarak dedi ki: — Sana bir sey soracaörm. doğru sövle, yoksa bir daha yüzüne bak- mam. — Sor! — Nahide ile gizli buluştuğunuz yer neresivdi? Selim sasırdı. Cemile ayağa kalkti: — Söyle, yoksa fena olur. Ayakta olmanm artırdığı bir tel- kinle Selime tepeden bakıyordu. El EDİ MAHPUSLANLA UFUŞ Bir gazetede şöyle bir okudum: “Bir müddettenberi bazi pisanelere ziyaret için gelen selerin, esrar içtiklerinden he edilen bir takım mahpı fazla muhabbet göstererek ıp ağızlarından öptükleri rı dikkati celbetmiştir. Ufak kontroldan sonra mahpu: karşı olan sevgileri gittikçe 4 tan bu ziyaretçileri 5 içinde sevgililerini | gızlarının içine ufak esrar topi ları koyuverdikleri meyi çıkmıştır. Bunun üzerine A: Bakanlığı bütün hapisanel gönderdiği bir tamimle, pusanedeki tanıdıklarını zi İ te gelenlerin mahpuslarla öpüşmelerini yasak etmişti Bu yasağa benim aklım ermedi. Esrar hapisanelere aki gelmiyen birçok yollarla gi Ekmeğin, kömür çuvalında” herhangibir kömür parçal içinde, bir kundura ökçesinin seleleri arasında, hattâ gelen dmların koyunlarında... Hapisanelere gelen insan erzak sıkıdan sıkıya, ka: ve erkeklerin en mahrem Yı rine varınciyadek kontrol ve ayene edilir, Bu şerait alti yine içeri esrar giriyorsa, öpüşen bir ağızın içinden zi başka yerlerde aramak icabe Bir mahpusu kendisini zi; te gelen karısı, kızkardeşi ve İ nasiyle öpüşmekten mene! cezayı bir intikam telâkki € ği'son haddine çıkarmak d€ mek olur. Ekmeğin içinden esrar çıkt yor diye, hapisaneye ekmek mamağa kalkışmak nasıl bir haf olursa, ağızdan esrar vel yor diye, o kontrol siste” içinde, o kadar gariptir. di Orhan SELİM —————| Mahpuslarla sarışıp öpüşmek yasak ; Ankaradan bildirildiğine göre liye Bakanlığı bütün hapisha gönderdiği bir tamimle hapisteki nıdıklarını ziyarrte gelenlerin # puslarla sarılıp o öpüşmelerini yatti etmiştir. Bundan maksat son za larda öpüşürken ağızdan ağıza gi Gi toz halinde esrar kaçakçılığının Ön ne geçmek içindir. i Gümüş paraların basım bitirilmek üzere Darphanede basılan yeni çün 25 ve 50 kuruşluklar Cümuriyet bö rammda tedavüle çıkarılacaktır. ei ralar tedavüle çıkarıldığı günden “ baren, eski 25 kuruşluk'ar yava$ vaş piyasadan kaldırılacaktır. : testinden itibaren de 10, $ ve İ v İ ruşlukların basılmasına başlanacaX" Tahvil fiatları yükseliyor |, Italya - Habaş harbi başla beri bütün dünya borsalarında ol ğu gibi İstanbul borsasında tahvil yatları hayli düşmüştü. Fakat harf mevzii kalması tahvil fiyatlarının “ rar çıkmasın: temin etmiştir. Bu ? den 280 franga kadar düşen ünitÜL dün 291 franga kadar yükse Bu suretle diğer tahvillerin de bu İerde tekrar eski fiyatlarına yük! cekleri tahmin edilmektedir. lerini de ârkasma koydu. daf Selim de önline bakarak mırıldi” — Beyoğlunda. bir-. bir arkad sımm apartmanında, Fakat biz or da sadece oturup konuşuyorduk. — Pek âlâ. Simdi, hemen © 4) mana gidecektin ve bana adresi reerksin, Ben de bir saat sonrâ ceğim. — Nitin? — Sorma, — Anlamıyorum, 4 — Anlama. Ren böyle istiyoru — Fakat, Cemile... — Nedir, ne mâni var? — Korkuyorum. — Neden korkuvorsun? — Gene bir sinirlilik... — Havır!, Hayırı, kat'ivyen. Seninle orada ork. #ale tetlr konuşacağız. Dinle Havdi... Cemilenin sesi tatlılaşıyordu. Selimin elini buldu. — Havdi, — Peki. Selim de avağa kalktı ve vararak Cemileye verdi Rerahef kağa çıkarlarken o Cemile Selim tekrar ediyordu: — Anlamıyorum! TArkası varlı