——— 6 SOSYAL KONUŞMALAR m m e ee Devletçilikte Şehirler — Tamir, İzmir ve İstanbul neye böyle oldu? Ne için bu şehirler nüfus- larmın ve işlerinin yarısma ya kınmı kaybettiler? Bundan do- layı üzülmiyelim. Çünkü, ilk Yazımızda da söylediğimiz üze- re, bu durum gerek dünyanın ve gerek Türkiyenin geçirdiği bir devrimin neticesidir. Şehirler, tarihte de böyle vi. muştur: Dünya birçok inkılâp. lar geçirmiş ve her inkilâp bir- takım şehirleri söndürmüş, bir- takımlarını ise canlandırmış ve ya yeniden yaratmıştır. Bugün harabelerini toprak altlarından gıkarıp hayatlarını anlamıya ça lıştığımız şehirlerden vazgeçe- Jim, son dört beş asırlık şehirle- rin doğması, sönmesi gözlerimi- zin önünde canlı misaller ver- mektedir. Yeni kıt'alarn keşfi Avrupanın garbindeki şehirleri çok kazandırmış, sonra Süveyş kanalınm açılması Hindistanm kara yolu üzerindeki şehirleri söndürmüştür. Son Utmumi harpten sonra Viyananm, Le. ningradın, İstanbulun sönmesi, üç büyük imparatorluğun dağıl- masının zaruri bir sonucu ol- muştur. Eğer bu arada yeni bir- takım büyük şehirlerin doğmadı ğı görülüyorsa, bunün sebebi harpten sonra dünyayı saran €- konomik buhrandır. Bir şehrin eski önemini kay- betmesi bir memleket için ne va- kit fenadır? Ne vakit ki bu ge- rileyiş o memleketin ekonomik ve sosyal bünyece zayıflaması- nın bir neticesi ise.. Şehirler gi- bi memleketler de birtakım in- kilâplar neticesinde çöküntü a- lâmetleri gösterebilirler, nüfus azalmıya veya dağılmıya, istih- salât ve tecim fakirleşmiye yüz tutar, hem şehir ve hem de köy işsizlik ve fakrin acı ıztırabı İ- çinde yaşar. Böyle bir durumun yarattığı boşalma şehir ve mem- leket için telâş verici bir şeydir, Fakat İzmir ve İstanbulu tetkik ederken gördüğümüz gibi, bu iki memleket, bilâkis yeni bir ekonomik ve sosyal olgunluğa | doğru gitmektedir. Nüfus sayr- mız on yil içinde birkaç milyon birden arttığı, Anadolunun or- tasında en büyük ve modern fab rikalar kurulduğu, yurdun bir- şok yerlerine demir ağlar geril. diği bir devrede, İstanbul ve İz- mirin gösterdiği sönüklük man- arası memleket bakımından te- lâş ve heyecan uyandırmaz. O- aun için bu iki şehrin son dü tumlarında dünyanın ve Türki. yenin geçirmekte olduğu inkılâ- or hesaba katmak ve buna göre de bu şehirlerin ilerisi hakkında tahminlerde bulunmak doğru o- ür. İzmir ve İstanbul bir yarı sö- mürgede açık pazarlar olmak rollerini kaybettikten sonra ar- tık eski ehemmiyetlerini almı- yacaklar mıdır? Bu düşünceye hiç mahal yok- tur. Bu iki şehir yeni duruma göre, yine parlak bir ileriye ma- liktirler.Şimdi sadece bir bünye değiştirmenin yaptığı sarsmtı. arı geçiriyorlar. Dünyada ser- best mübadele ve serbest ticaret buhrana uğradığı için, bütün dünya limanları zaten birçok iş kaybettiler. Bu genel durumdan İzmir ve İstanbulun hissesi, iki büyük limanlarm hissesinden az değildir. Bu genel vaziyete ek- lenecek diğer büyük âmile ge- lince, bu daha mühimdir. Türki- yenin yeni ekonomik bünyesi, serbest pazar halinde genişle. miş şehirler sistemini tasliye et- mek ve kendi ulusal ekonomisi- ne uyacak şekilde organize şe- hirler yaratmak mecburiyetin- dedir. Yalnız ham madde ihraç eden ve sanayi eşyasını, hattâ bir kısım yiyecek eşyasını dışar- dan ithal eden bir memlekette İstanbul ve İzmirin büyük bir vazifesi vardı. Şimdi bu vazife yerine bu şehirlerin görecekleri başkaca işler olacaktır. Eskiden Mançesterden Kayseriye men- sucat eşyası, İstanbul veya İz- mirden geçer; Türkiye pamuk- İuları da Mançestere limanları- Buzdan akar giderdi. Şimdi Kay geri pamuklu yetiştirerek mem- T Istanbul bahsi dolayısile — (9) lekete yöllüyor, ve Türkiye pa- muklarş kendi. fabrikalarımızda kullanılıyor. Bu yeni mübadele makanizmasmda büyük ithalât şehirlerinin rolü hemen hemen tersine dönmüş, dışarıya doğru açılan kapıları kapatmıştır. Yeni vaziyetler karşısında İz- mir ve İstanbulun rolleri ne ola- caktır; bu şehirlerin bünye de- Ziştirmeleri neticesinde vara- cakları son yol nedir? İtiraf edelim ki, bu sualleri herbirimiz kendi kendimize bir- çok defalar sorduğumuz halde yeni Türk sosyetesi için en ente- resan bir mevzu olan bu bahis- leri fazlaca incelemek ve eşele- mek yoluna girmişizdir. Naci Karacanm yazısında söylediği gibi, bu şehirlerin ne dereceye kadar inkişafı mümkün olacağı- na dair, âdeta beş yıllık endüş- tri programı gibi tesbit edilmiş şehir programları yapılmak lâ- zımdır. Eskiden şehirlerde, bü- tün ekonomik ve sosyal diğer ol- gunluklar gibi serbest bırakılır ve kendi normal ilerleme seyrini serbestçe tayin ederlerdi. Libe- ral bir sosyetede, şehirlerin bel- ki plânı olur, fakat programı o- lamaz. Çünkü şehirler de ekono- mik hayata bağlı olduğundan, liberal cemiyette serbest olan ekonomik hayatın seyri şehirle. rin akibetini tayin eder, Onun için bir toplu görüşe göre ne e- konomik gidişi önceden tayin et mek, ne de büna göre şehirlere ilerleme programları çizmek li. beral cemiyetin işi olamaz. Bun- dan dolayıdır ki şehir işleri hiç- bir zaman genel bir mevzu ha- linde devletin uğraşacağı mese- le olmamış, ve daima mahalli kalmıştır. Belediyelerin her bi- ri ayrı ayrı kendi ihtiyaçlarına göre tedbir almakta, ve her Şe hir en hafif bağlarla dahi diğer- lerine eklenmemiş olmakta, li- beral cemiyet isabet görmüştür. Halbuki liberalizmin bütün si başkanlığı, kurum menfaatine çok büyük bir hâsılat elde etmiş ve bu bu. sustaki tetkiklerini bitirmiştir. Aslan Kayserili bir Türk vatanda» $t olan Eriya Emir Hanyan adında bir zengin, gençliğini Kayseride geçir miş ve Hindistana giderek, mühim bir servet kazandıktan sorra 1864 yılında ölmüştür. Olümünden biraz eyvel ha zırladığı vasiyetnamesinin, öğlükten 35 sene sonra okunmasını istemiştir. Gerçekten emlâki ve serveti Hindis tanda bir bankada mahfuz bulunan Eriyanm vasiyetnamesi 1919 yılda açılmış ve burada servetinin tamamen varislerine verilmesi istendiği görül » müştür. Vasiyetnamenin bu esasına göre o zaman Hindistanda çıkan bü- tün müstemleke gazeteleri, Eriyanm varislerini oraya çağırmış ve bunların vesikalarla birlikte müracaatlarını i - İân etmiştir. Bunun üzerine, dünya- nım her tarafından ve hattâ Türkiye- den veraset iddiaları yağmıştır. dünyada geçirdi buhrandan 1864 senesinde ölürken Eriyanm vazgeçelim, Türkiye kendi iler. | bıraktığı servet, para ve mal olarak leme yolunu devletçilikte bul-| dir. 71 senede fairile 77 milyon İn- muş, ve ekonomik hayatın baş- | giliz lirasını bulmuştur. Türkiyede de lıca branşlarını devlet progra- | 1934 de 27 torunlu bir varisler kafi- mma almıştır. Bütün yollar ve DE e iy ee A lar a rar kali DUR a Mİ sal şubeleri, büyük sanayi, ma- | vatandaş, bir tesadii seelile EE den ve elektrik işleri, sözün kı- annesinin boyahanesinde çalışan işçi» sası ulusun ekonomik ve sosyal | lerdeki Parsihin hakiki varis olduğu - hayatını idare ve tanzim işi dev» | nu YE > ve işçinin annesi Se- letin üzerine geçmiştir. Şimdi | nem'i de dinlemiştir. devlet herhangi bir İstihsali bir | , Meri, Senem'in gösterdiği mektup ; | ve vesikaları görmüş, hatti kadının muntakada toplamak, herhangi bir cihete doğru nakliyat akışmı dedesinin Hindistanla yaptığı muha- ——————— çoğaltmak veya azaltmak, her- hangi bir şehri yaratmak veya hallerinin sebebi bu şehirler için söndürmek imkânma (maliktir. | böyle bir program çizilmemiş ve Ekonomik hayat devletçi bir re- | tatbik edilmemiş olması değil jimde başıboş ve fert tarafından | dir; bu vaziyet, normal sebepler- idare edilmiyor ki, bu hayata| den doğmuştur. Hiçbir devlet bağlı olan şehir işleri de başı. | boş ve mevzii bir mesele gibi tedbiri, memleketin diğer büyük devlet müdahalesinden uzak kal p ineğe ei resm si . ie E sm. Bütün ulusun ve memleke- | dan, İstanbul ve İzmiri eski ha- tin başlıca işlerine el koymuş bir Pp muvaffak ola « “ 12 rejimin, artık serbest bırakamı. | AZER. i yacağı ve liberal görüşlere göre ke eğe olan a lokal bir iş gibi göremiyeceği di 1 in biz bünye deği ti başlıca bir mevzu varsa o da şe, | $€'1ir e ai a e in per. birler ve şehirçiliktir.. Devlet) e enin lann ika nasıl bütün istihsale el atmıyor- birçok işleri pie ie ilme öce e Se lamak vazifesini üzerine almıya- ceden inceye etüt edilerek mey- bilir; ama büyük istihsal ve bü. | dana gelmiş programlar dahilin yük wakliyat işlerini devletleşti- rince, büyük. şehir işlerini de devletleştirmek . zaruretindedir. "Türkiyede modern anlamda iki büyük şehir olan İstanbul ve İz. mir ise doğrudan doğruya inki- lerini, başka yollardan, O kolay- iıkla alabilirler, Hükümetin şehir ve bilhassa büyük şehir işlerini liberal dü- şünceye göre başıboş bırakma- Tama | Mâk kararında olduğu ve bu $a- gerin tarakla iYi hada etütler yaptığı ve tatbika- ğ De ta başladığı da anlaşılıyor. Şehir İstanbul ve İzmir için önce- p merkezileştirilme - den tesbit edilen programlar lâ- | si, şehir işleri ve bütçeleri üze- zımdır. Gerek bu nokta ve gerek | rindeki merkezin sıkı alâkası bu alelâmum Türk şehircil'ğinin | zaruretten doğmaktadır. Uma- kurulması, devletçi rejimimizin | rız ki İzmir ve İstanbul, yakın meşgul olacağı başlıca iştir. | bir ileride programlı çalışma ile, Devlet isterse bir şehri, her tür. | değil yalnız Türkiyenin, belki lü tedbirlerle bir mıntaka tica- | bütün Doğu Akdenizin en güzel retinde en hâkim vazife görmi. | ve zengin iki şehri olmak sureti- ye veya sanayi hayatından bir | tile hakları olan tabit mevkileri kısmını orada toplamıya veya- | almış olurlar. hut ta güzel bir istirahat ve se- A. Hamdi BAŞAR ye, her noktadan müktedirdir. yahat şehri gibi organize etmi- (1) Tlk yazı 6 Birinciteşrin sayı» İstanbul ve İzmirin bugünkü | mızdadır, Hindistandan Istanbula Hava Kurumuna 92 Milyon Lira Getirecek Mukavele Dün imzalandı! 460 milyon liralık bir veraset davasının karışık iddiaları ve varisleri arasındaki şekişme sonuna eriyor mu? Mari muharririmize vaziyeti izah ediyor Türk Hava kurumu İstanbul şube» | bere kâatlarını tetkik etmiştir. Hemen AN harekete geçen Mari, diğer vesikala. Tı da tamamlamak için iki defa Kay- seriye gitmiştir. Elinde vekâlet olduğu için otuz bir gün Kayseride kalarak bütün veraset kayıtlarını ve şecereyi çıkarmıştır. Duruşma. Hindistanda yapılmaktadır. Kendisi ilk duruşmaya yetişememiş - tir. Mari Hindistanda iki vekil tut - muştur. Bize dedi ki: — Tâhakkuk eden bu paranın yüz. de 30 unu Hindistanda çalışan vekil. lere vereceğim. Yüzde ötuzu varisle- te dağrtılacaktır. Yüzde yirmisini ben alacağım. Diğer yüzde yirmisini va» rislerle birlikte Türk Hava Kurumu- na bırakıyoruz. Mari ile Türk Hava Kurumu aras sında mukavele imzalanmıştır. Varis- ler pârayı aldıkları tâkdirde Türk Ha va kurumuna 92 milyon liradan fazla para teberrii etmiş olacaklardır. Hin- distandaki ikinci duruşma 5 Teşrini. Senide Yapılacaktır. Türk Hava Kurumuna Yardımlar de bu iki şehir, eski ehemmiyet. | Çorum, (Özel aytarımız bildi- riyor) — İl içinde Türk hava kurumuna yapılan yardımlar sürmektedir. Yukarda resmini gördüğünüz manifatura tecime- ni Seydimoğlu Ahmet, hava teh likesini bilen üye kaydedilmesi için kendisinden 50 lira 'isten- mesine karşılık 500 lira vermek suretile büyük yurtseverlik gös- termiştir. Ankara, 8 A.A, — Hava tehlikesi- ni bilen üyeler: Tahsin 20, Abbas Hilmi 20 yardımı 25, 8. Arditi 20, Esat Nuri 20, B. Yahya 50 evvelce üye kâydedilmiş ve bunu ayrıca bağışlamıştır, Ali İhsan ve Tahsin Necip zade 700, S. J. Ama- do 50, Hasan ve Ali Mehmet 25, Şark sanayi şirketi 4.000, B. Mahmut ve Cemal 100, Şemoil Alazraki ve oğlu 50, Abdi Yusuf 20, Danon 20, Nuri Apturrahman ve oğulları 100, Meh - met Kemal 30, Şemoil a 25, Bohur Suhami S0, Müfit ve Mehmet 100, Y. Albağlı 25, Kohen ve Saben vin Sait ve Davit 125, Nuri ve Hüse yin 150, Alber 25, Sami 30, Jojef Ben cuya Jak 50, Nesim Politi 20. Not: İsimlerin başma numara kon- mıyan üyeler bu paraları üye olduk « ları halde ayrıca hava kurumuna ba « ğışlamışlardır. evisMeler , y Beli Kocasından büyük kadın ve kız / hatımızı bozdu. Şimdiye kadar bi#* den ayrr oturuyordu. Fakat ze: öldükten sonra iki aydır bizimle b8 raberdir. Rahatımızın bozulmasında başlıca sebep onun bütün hesaplari üzerine alması, son derece hasis hs” reket etmesidir. Ev masraflarında hasis olduğu gibi benim hiçbir mas” #fafımı kabul etmiyor. Bu hale takan mül etmek kabil değildir. Çünkü het» kes takdir eder ki, genç bir kadınını birçok masrafları vardır. Bunları ze# cim pek'ilâ bilirdi ve evin idaresi bana bırakmıştı. Şimdi ise her şef altüst oldu, Bu Hesiyikei kurtulmam İçin bana ne tavsiye edersiniz? Anlaşılıyor ki evdeki geçimsizliğe başlıca sebep hesap meseleleridir. Şimdiye kadar kocanız aldığı pa sie teslim. ediyor ve siz bildiğiniz gibi evi idare ediyordunuz. Bu ikti- darı elinizden alınması da masrafla çınızı k mecbur olmanız kadar a Cağaloğlundan B. Dede imzasile: “.. Daha yirmi iki yaşımdayken benden dört yaş büyük olan bir dul kadınla evjendim. O zaman henüz mektepteydim ve bu kadınım yardımı ile mektebi bitirdim. Onun yardımı ile bir atölye sahibi oldum. Aradan on iki yıl geçti. Bu on iki yıl içinde mektep ve maişet, daha doğrusu bir meslek sahibi olmak gâilesi, belki re. fikanın daha genç bulunması bende hiçbir endişe uyandırmadığı halde şimdi mesele değişti. Daha doğrusu benim ihtiyarım olmadan değişti. Zevcemin benden evvelki eşinden beş Yaşında bir kızı vardı. Bu kız yetişti. Bu yaz başka bir şehirdeki amcasına Ridip geldikten sonra yalnız bende değil, onda da bana karşı heyecanlı değişiklikler gördüm. Biraz yokla- yınca edebiyat merakirsı, fakat gece yatısı mektebinde yetiştiği için ha- yata pek atılmıyan bu kızın benim aşkıma hazır olduğunu gördüm. Şimdi elimde olmıyarak onun yanım. da bulunmasından, onunla baş başa kalmaktan haz duyuyorum. Geçen- lerde bu üvey kızımla bir genç evlen mek istedi. Evvelâ onun böyle, bir ni- yette oluşu bana genç kızla bir an- laşma ve sevişme mahsulü gibi gö- ründü. Yine elimde olmıyarak kızdım ve anasına bağırdım, çağırdım. Fakat genç kızm bu çocuğu bir iki defa görmüş olduğunu, hatta istemediğini Sğrenince rahat etim. Varıp hn | rr, bağa eni arkin lâsa ettim. Ne halde olduğum sizec X i anlaşılacaktır. Bana ne tavsiye eder- * siniz?,, Nişanlımın hakkı Evdeki kızınızı yanınızdan uzak.| (İzmirden F. Tuğrul yazıyor: laştırmayı ve mümkünse kocaya ver- | | “.. Sekiz aydır nişanlıyız. Ara meyi. mızda bazı meselelerden dolayı ayrı- Siz, sizden dört yaş büyük olan | lıklar çıktı. Bunların başlıcası bir kadının. ön iki sene içindeki değişme. | gencin nişanlısından bazı yerlere git- pine razı olamyorsumuz da sizden om | yemesini isteyip eş e , Te £ işa hili rik e vala m da, San bap v na mı hükmediy ni fi oda, Ye Kya üvey babalık da var: anası var, mu- | nişanlının bu derece müdahale ede» hiti var, değil mi? Sizin ve onun bu- | miyeceğini, buna kimsenin tahammül günkü haliniz gelip geçiei bir heves. | gösteremiyeceğini söylüyor. Ke ders de siniz?,, - Hayır, müdahaleye hakkınız yok. Fakat manasız kışkançlıklar, lüzum suz kaprislerden başka isteklerinizi, nişanlınızm geçinmek, iyi görünmek, uysal olmak meziyetleri kabul ettir. mek İcap eder. canımızı sıkmaktadır. Belki gene olur, fakat ihtiyaçlarınızın — imkân: ok duğu derecede — teminine çlrşiner. Bunun için kocanızla anlaşmalışınız. Aranızda başka hiçbir mesele olmas dığma ve bir iki ay evveline kadar pek âlâ geçinebildiğinize göre sizin İnsaflr istemelerinizi kocanız da ka- bul edecektir. Belki bunlara kaym babanız güç razı olur. O zaman ko- # . Kaym babanm idaresi Dizdariyeden R. N. M. yazıyor : “Üç yıldanberi zevcemle pek iyi geçinirken aramıza giren babası ra- | hnileidir Umum Müdürlüğünden: | 1 — Paşabahçe Fabrikasında inşa olunacak 200 ton- luk su deposu açık eksiltme suretile münakasaya konul- muştur. Ze Tahmin edilen bedeli “6222,87,, liradır. > 3 — Eksiltme şartname ve projeleri 30 kuruş mukabi- linde Kabataşta Levazım ve mübayaat şubesi nakit mu- hasibi mes'ullüğünden almacaktır. & a 4 — Eksiltme 22-10-935 tarihine müsadif salı günü saat 15 te Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. e 5 — İsteklilerin lâzımgelen vesaik ve “94 7,5,, güven- me paralarile brilikte muayyen gün ve saatte Kabataşta Levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyanuna müracaatları. (6147) 7806 Yeşilköy Tohum Islâh Istasyonu Satınalma Komisyonundan : Yeşilköy tohum islâh >stasyonu mahsülundan 7-10-935 pazartesi günü Vilâyet Muhasebeciliğinde top- | lanan Komisyonumuz tarafından açık arttırma ile satı- lacağı evvelce ilân edilen 18-20 ton kızılca buğdaya iha- le gününde istekli gelmediğinden münakasanın tekrar açık arttırma ile 18-10-935 cuma günü Saat 14 buçukda Vilâyet Muhasebeciliğinde toplanacak Komisyonumuz tarafından yapılacağı ilân olunur. (6263) Yeşilköy Tohum Islâh Istasyonu Satınalma Komisyonundan: 27 Eylül 935 tarih ve 158 - 3641 sayılı Tan gazete- sinin altıncı sayfasında satılık samana ait ilân tarihinde yanlışlık olduğu anlaşıldığından, sözü geçen samanın 18-10-935 tarihine rastlayan cuma günü Saat 15 de Vi- lâyet Muhasebeciliğindeki Komisyonumuz tarafından satılacağı tashihen ilân olunur: (6262) | | |