9 Ekim 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

9 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b ON ALTINCI YIL. No: 5102 Adımız andımızdır 2. 2:0.:010.01010.0.0 Son haberler ci sayıfada -eee - Her yerde S kuruş İtalya saldırıma hazırlanırken... .. gee Negüs'ün emrinde Desye'de bir ordu toplanıyor Uluslar sosyetesi kararı türlü türlü tefsir ediliyor Londra, 8 (A.A.) — İngiliz “azeteleri, italyanın uluslar sosye- esi konseyi tarafından mahküm Gündelik KIRAL ALEKSANDR Geçen yıl bugün, Marsilya so- kaklarında, kendini sevinçle kar- lamağa koşanlar arasında, - bir l,ıliyııul kurşunu ile, gözlerini ka - | payan Yugaoslavya Kıralı Alek - sandr. hakkında, bu — sütun - larda şöyle deniliyordu: — “Kur - şunları kıralın büyük kalbini bu lan suikastc lar bu hiyanetten umdukları da'va büyük faciayı gö- remiyeceklerdir. Yugoslavya'nın sayısız vatanperverleri, Aleksan - dr'ın hatırasına karşı asıl hürmet ve bağlılığın, onun eserine devam etmek olduğunu bilecek kadar cesur, tedbirli ve iradelidirler. Orta Avrupa ve Balkanlar mu vazenesinin esaslı unsurlarından biri oran dost devlet sarsılacak olursa kıtamız sulhunun destekle- rinden — biri yerinden oynamı; olur. Avrupa sulhunun zararına olan her hangi bir hadisenin, Av- rupa milletlerinden hiç birinin menfaatine hizmet etmiyeceğine şüphe yoktur. Akıl ve hakikatin bu hükmü, yugoslav vatanper. lerinin heyecanlı iradesi, ile bir leşerek, Marsilya faciasını oldu ğu yerde durduracağına tam bir kanaat beslemekteyiz.,, Yurdseverliklerinin ne kac.. sağlam olduğu bilinerek bu kana- atla bahsedilmiş olan yugoslav devlet adamları kendilerinden, pek haklı olarak, umulan sağgö- rüyü göstermiş ve kıyacıların k” < niyetlerini boşa çıkarmağı bilmiş tir. Yugoslavya, kurucusu, içerde karşılıklı sevgi ve dışarda barış prensiplerine dayanan koruy su büyük adamın, çizmiş olduğu yolda, dosdoğru yürümektedii Marsilya trajedisinden bir yıl sonra Yugoslavya, ondan bir gün önceki sakin ve sağlam manzara- siyle görünmektedir. Dost devletin bu manzarasiyle övünürken yüreklerimizi acı ile dolduran şey, onun, daha çok za - manlar yaşayabilecek kadar genç şefinin bir katil kursunu ile ulu - sunun başından ayrılmış olması dır. Onu, kalblerinde yaşatmakta olan bütün yuzoslavlarla birlikte, ölümünün yıldönümünde, saygı 1 we Na analım, edilişi hakkında uzun tafsilât ver. mektedirler. Deyli Telgraf şöyle demekte - dir: * Dün italyan delegesi B. Alo- isi, tarafından ileri sürülen fikir - ler insana hayret verecek mahi - yettedir. Bütün dünya biliyor ki Habeşistan - bu barbar devlet sözünü tutmuştur ve İtalya - bu medeniyet bayraktarı - sözlerini yerine getirememiştir. Maornig Post ise- bütün öteki ingiliz gazetelerinden ayrı olarak şu mütalâada bulunuyor: “ İtalya'ya ekonomik ve finan- sal bir abloka kurmak hatadır. Eğer bütün dünya bu zecri tedbir- leri fili olarak gözetmeyi teahhüt etmezse bu vasıta ile İtalya'yı kuv vetlerini geri çekmek zorunda bı- rakmak ihtimali mevcut değildir. Diğer taraftan, ancak reaksiyon lar doğurabilecek iğnelenmelerle İtalya'yı sinirlendirmek de mana- sızdır. Her iki durumda ise harh tehlikesi, hiç olmazsa ittifaklar (Sonu ? inci sayıfada) E itreye sarkan habeş çeteleri, Adikale şehrini işgal ettiler Roma, 8 (A.A.) — “Korriera Della Sera,, gazetesinin Asmara da bulunan aytarına göre, on bin stiyan generalleri — Soldan sağa: dö Bono, Grazyani, Teruzi, Pavone lerce kişiden mürekkeb iki habeş kolu imparatorun kumandası al - tında Dessie'de toplanmaktadır. Dessie bölgesindeki süel hare - ketler genişlemek istidadını gös- termektedir. Roma, 8 (A.A.) — Habeşistan seferinin birinci safhası, italyan Altıncı Tıp_ Kurultayı Toplantıda sovyet profesörleri de vardı Altıncı Ulusal Türk Tıp Ku - rultayı toplantılarına girmek üze- rve Sovyetler Cumuriyeti tarafın - MAAAARAAAA AAA AAA AA AAA Sıhhat ve Sosyal Yardım Baka rumrz Di. Refik Saydamdan değer- li misafirlerimiz Sovyetli profesör- lerin ziyareti hakkında ne düşün- düğünü sorduk. Fen ve kültür ha- önemli hâdiselerinden biri olan Altıncı Ulusal Türk Tıb Kurultayında dost ğgerli — İlim şahsi misafiri olarak çağırmak gi- bi kurultaya biz özellik verer'B'a: kan bize şunları söyledi yatımızın ülkenin en de. adamlarından üçünü “— Dost ve komşu Sovyetli & limleri aramızda görmekle bahtiya. zıta. Sovyet - türk ilim adamlarının halde ve İstikbalde iİş birliklerinin iki ulusun ilim yolunda ve çalişma sahasında biribirlerini — tanıyarak bir bülgi varlığı vücuda getirmelerini tabii ğ görenlerdenim... dünyanın bu köşesinde ARARARAARAARARARAARARARARANA & dan gönderilmiş olan misafir Pro fesörler dün sabah yanlarında me- mur doktorlarla birlikte Ankara- ya gelmisler ve istasyonda Sıhhat Bakanlığı adına doktor Remzi, kongre adına genel sekreter Dr. Prof. Fahrettin Kerim, cerrahi YAMAMMARAARARARARARAAAAR AAA Sovyet'profesörleri kurulu baz. kanı Danişevski dün bize Şşunları xöyledi: «— Yepyeni bir kuruluş olan ye- ni Türkiyenin ditamik bir sembolü olan Ankarayı görmekten sevk du. yan bir misabirinizim. Burada gör- düğümüz ilim ve bilgi heyecanın. dan biz sevinç duyduk. Siz de sevi. nebilirsiniz. Değerli Sağlık Bâkanınıza bizi buraya çağırdığı için teşekkür ede- riz. Kongreyi kutlarız. Türk hekim- liğinin hüsüsiyle romatizmaya kar. şı olan başarılı savaşını yakından gördük. Uftuslarımızın sağlığı davasında, birge çalışmak bizim için bir ga« yedir, Bu temasların iki dost dev- let arasındaki kültür yakınlığı ta. rihte yeni bir safha olacağına ina- NIYOCUZ.m $ AARAMMAMAARARDARARARARARARDAŞ kongresi adına Prof. Kemal tara fından karşılanmışlardır. Gelen profesörler şunlardır: (Sonu 6, €t savıfada) Sağlık Bakanımız sövyet profesörleriyle birlikte hedeflerinin birinci hattını teşkil eden bütün noktaların alınması ile sonuçlanmıştır. VAY Yeni bir ileri harekete başlan- madan önce, işgal edilmiş toprak. larda yerleşmek ve yeni bir hare - ket üseli hazırlamak üzere, kur Adua alındıktan sonra Habeşistanda ya prlacak — savaşın geçeceği sarp dağlık yerler. mayın, süel faaliyeti bir müddet için durduracağı sanılmaktadır. Şimdiki harp hattı, Aksum'un batısından, Adua'da Antiskio ku- (Sonu 2. ci sayıfada) B. Aras Cenevreye A d. gl ıym' İstanbul, 8 (A.A.) — Dış Ba - kanı B. Tevfik Rüştü Aras, bu sa- bahki ekspresle Ankaradan şehri- mize gelmiş ve istasyonda ilbay vekili, güvenlik direktörü tarafın- dan karşılanmıştır. B. Tevfik Rüştü Aras, bu ak şamki ekispresle Cenevre'ye gide- cektir. İngiliz seçimi Londra, 8 (A.A.) — Gazetele- rin birçoğu, gelecek genel seçimin tarihini 28 ikinci teşrin olarak gös- teriyorlar. Bununla beraber, Dey li Meyl gazetesi, arsıulusal du - rum halkın reyine baş vurmayı imkânsız kılacak kadar ağırlaşır sa, Sir Herbert Samuel ile işçi ön derlerinden bir takımının da alın ması suretiyle bugünkü kabinenin genişletilebileceğini sanıyor. Morning Post da, parlamen - toy- sunulacak silâhlanma prog ramına işçilerin karşı gelecekleri kanaatinin, hükümet üyelerinin memlekette yeni yetkiler alınması hakkındaki duygularını artırdığı ni yazıyor. Dil hakkında Etimoloiik Bir anket 1- Sabah, sabahleyin 2- Öğle, öğleyin 3- İkindi, ikindiyin - ikindileyin Akşam, akşamleyin Yatsı, yatsıyın - yat: sıleyin Gündüz, gündüzün - gündüzleyin Gice, giceleyin. I) Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? Bu kelimeler nasıl teşek- kül etmişlerdir? Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ek- ler melerdir ve eklerin her birinin mana farkları ba- kımımdan rolleri ne ol - muştür? x Bu araştırma neticesinder A - Türk dili kökleri, ve, B - Türk dili ekleri, ve, C- Türk sözlerinin teşek- külü hakkında bir ka- ide çıkarmak mümküu müdür? Dil davasını kendi davası bil- miş olan Ulus, yukardaki anketi açarak bütün bilginleri cevab ver- meğe ve memleketteki bütün ga - zeteleri de kendisine yardıma ça- #ireyor. Mesele, yukarda işaret et - tiğimiz gibi, dilimizdeki kelime - lerin kökleri, ekleri ve teşekkülle- ri hakkındaki görüşleri anlamak- tır. Bilginlerden ricamız cevabları- nt gazetemiz yazı işleri direktör - lüğüne göndermeleri, Meslekdaşlarımızdan ricamız bu dileğimizi bütün memlekete yaymalarıdır. I) ıv) Ci Anketimize gelen cevaplardan 1 — Sabah, sabahleyin — Bu keli- menin aslı arabca “subuh,, dur. Acem- ce "saba,, dır, subuhla, sabadan mürek, keb arabca ve acernce ile müşterek ola- rak lisanımıza geçen bir kelimedir. «Tabesubuh» sabaha kadar demektir, "Subuh ve saha,; acemce kaide ile ya- pilmiş bir terkihdir. İşte şu terkib ğöz. teriyor ki acemcenin saba'st ve arabca- nen subhu (sabah) a inkılab etmiştir. Arablar bunu “esbah,, diye - tasrife esas gösterirler. Ve "ısbah,, derler, bu- rada “elif,, kalktığı zaman "sabah,, mey. dana çıkar. Manast tabahlamak, sabaha erişmektir arasında, anbahlama! sabaha sabahla- ahtanberi, sabahrn karanlığıne ü Sabahleyin: bekleyin, gecenin niha. (Sonu 5. ci sayıfada) sabahladım, sabahla, malı, da: diye kull,

Bu sayıdan diğer sayfalar: