Nizamettin NAZIF “Bir Çocuğun Gülümsemesi, Neşeli Debelenişi önünde Dilini Kesmiyecek Hakaret, Akrep Gibi Zehrile Kendini Gebertmiyecek Kinmi Vardır ? ,, Çok uzun süren bu hikâye bitmek #zeredir. Bununla beraber insaf edip katırlamak isteyeceğinizi sanırım ki bunları ben ancak sizin bir sorunuzu için sıralıyorum. Ş Şüphesiz kamutan. Merak ile dinliyorum sizi. — işte... Misafir gencin obaya & dırması bu hakarete bir cevap olmuş. — Yoksa o kıpçakta dolaşan uğru geteleri gibi kız kaçırmak ve oba soy- mak için gelmemişmiş... — Peki amma kimmiş bu genç? — Sabrediniz dedima hatunum. Ve sakalını ol elinin parmaklarile tarâya taraya devam etti: — Boşkamışın hikâyesini dinledik- ten sonra bir an düşündüm. Ne yap- malıydım? Kendimi tarttım. Onu hâ- lâ sevmekte olduğumu anladım. E - vet, Nogay beyi Boşkamışın kızm ilk gördüğüm zaman nasıl sevdiysem © anda da tıpkı öyle bir sevginin heye» ganımı sezdim içimde. — Bedbaht Kamutanım! Mamış Bırdı yelsli bir eda ile ba- ımı salladı: — Bedbaht kamutanınız.. Evet'ha tunum; bedbaht kamutan. Ve içim- ide bir başka Mamış Bırdr doğduğu" nu da o anda anladığımı ilâve etme- Yiyim, Gözleri kanlanımış, kalbi katı- laşmış, hınç almaktan başka birşey düşünmeyen bir başka Mamış Bırdı.. Bir hayvan, — Boşkamışa onları nerede bulabi İeceğimi bana İyice tarif etmesini ri- ca ettim. Nogay beyi kızma bir felâ- ket ulaştırmıyacağıma dair benden #öz aldıktan sonra eski sevgilimin ra» kibim ile başbaşa yaşadıkları müstah kem sarayın yollarını bana öğretti; ye yanından ayrılırken tekrar tekrar “ama oraya gitmek ölmek demektir. Oraya gitmek ölmek demektir... diyen ihtiyarın ellerini öpünce atıma atla- dım; ver elini Moskof ili? — Ne bitmez bir yoldu o yol, Git babam git, sür babam sür. Nihayet Ormanlara yaklaştım... Yaklaştım ve daldım içlerine. — Küçüklü büyüklü birkaç mace- fâ ve tehlikenin anlatılmasını isterse- hiz bir başka fırsata bırakalım. — Hay hay kamutan. — Bir gece... Saltıkofların bir il bü yüklüğündeki topraklarının, çiftlikle- Tinin en güzel yerindeki, Kamallı sa- Tâylarında nöbet beklemek Sırası ba- ma gelmişti. — Anlayamadım. Saltrkof'un kuv- #etlerine mi katılmıştınız. — Hayır... Fekat sarayın / ahırlar rında seyiş olarak çalışmağa başlamış tım. Seyisler orada on günde bir iç avlunun nöbetini tutarlar. — Hayret... İyi bir muamele de gö #tirler miydi bari? — Köpek muamelesi görürlerdi. — Peki amma, Saltıkof sarayma girmenizin sırrı ne ? Mamış Bırdı boğuk bir sesle ve is- temiye istemiyc, bir santtenberi dili- nin altında sakladığı baklayı nihayet ağzından çıkardı: — Çünkü eski sevgilimle sevdiği Orada oturuyorlardı. Yani ünlü hatu- num, eski sevgilim Saltıkofun büyük Oğlu ile... —Ne? — Evet, onunla beni unutmuştu. Süyun Bikenin böyle bir cevaba kendini hazırlamadıği o anlaşılıyordu ve tahttan yarı doğrularak telâşla: — Sakın... - dedi « Sakın © Saltıkof bu Saltıkof olmasın? — Tam kendisidir Hatunum. Tam kendisi. Ve ben ki onun babasını ği. düren tuzağı kuran adamdım, en u- fak bir tesadüfün beni ele verebilece- Zini, öldürülebileceğimi bilerek ora- da bulunuyordum. Süyun Bike taht üzerine kendini tekrar berakırken; — Kazan onun babasını öldürmek- te kendi menfaatlerini bulmuştu de- za Evet, Ç ki Saltıkof baba, ya- hi Kinyar Demeter kendini Kazan Hanı yapmak ve bu Hanlığı Moskof Sarayma baş eğerek idare etmek İsti- yordu. Bu uzun bir hikâyedir; bıraka İm bir kenarâ. Ne diyordum? Evet... Nöbet bana gelmişti. Ve kararım ve- rilmişti. Nogay beyinin kızı şimdi Or todoks Hıristiyanlığı kabul etmiş ve genç Saltikof Çarın izniyle ve Mosko vada yapılmış Moskof baş popi tara- fından takdis edilmiş debdebeli bir iz Givaç ile ona kendi adını vermişti. ni ne onu, ne de kocasını öldürmek İstemiyordum, Onlara taliin dünyaya Onu öldürmek istemediğimi iddia etmek, bir yalan olur ki, bana yakıştırılamaz... getirmek imkânını verdiği bir yavru- yu,çocuklağını almak ve kaçırmak az minde idim) Gerek Kinyaz Boris Sal- tikof ve gerek Kinyazın bu yavru İ- çin sevinçlerinden çılgına dönmüşler- di. “Mükemmel.., - diyordum « çocu- ğu kaçırdığım gün de adamakıllı Çıl- dırırlar.,, — Ne katı kalpli imi tan... Ne katı kalpli imişsiniz. cuğun gülümsemesi, debeleni ün de, dilini kesmiyecek hakaret, bir ak- rep gibi kendi zehrile kendini gebert- miyecek kin mi vardır? Süyun Bikenni bu heyecanlı sözle ri kendi yavrusunu, Kazanın iki yas sındaki hanını düşünerek söylediği ne kağar belli idi. Onu da bir zaman böyle kaçırmak ve öldürmek istememişler miydi? Odada bir an kamutan ile hatunun kalplerindeki çarpışları ve nabızlarm- daki vuruşları kulaklara duyurabile - cek derecede ince... Sütliman bir sil. küt oldu. TArkası var) POLIS Gene iki otomobil. Kazası oldu Üsküdarda Umraniye köyü i- le Çakmak karakolu arasında bir otomobil kazası olmuş iki kişi ağır ve bir kişi hafif yara - lanmıştır. Kızıltoprak odun deposu sa - — ——— pe Bulmacamız ETİ EE ESTON e hibi Aslan ile gümrük kâtibi Os |“ man, Hâmit Taşdelene gitmek üzere Ali Avninin 39 hususi Kar tal plâkalı otomobiline binmiş - lerdir. : ' Otomobil yolda devrilmiş, A- Ni Ji Avni ile kardeşi Hâmit ağır- ca Osman hafifçe yaralanmış - tır. Tahkikat sonucunda Ali Av ninin ehliyeti olmadığı ve plâ- kanın da sahte olduğu anlaşıl - mıştır, Ali Avni müddeiumumi- liğe verilmiştir. Lokantaya girdi, sevgilisini yaraladı Beşiktaşta, Hasan Paşa dere- sinde oturan Leman, dün Kutu- cularda, bir köfteci dükkânında otururken, dostu Kâmil içeri girmiş ve elindeki bıçakla: Le- manı birkaç yerinden ağır süret te yaralamıştır. Kâmil yakalan- mış, Leman hastahaneye kal - dırılmıştır. Adliye tabibi, dün hastahaneye giderek Lemanı muayene etmiştir. * Vaşil isminde biri, dün Be- yoğlunda oturduğu apartınanm üst katından düşerek ağır suret te yaralanmıştır. Vasil derhal hastahaneye kaldırılmışsa da izin verilmiştir. * Bakırköyünde taş iskelede çalışan Kadir isminde bir ame - le arkadaşları tarafından ayağı na taş düşürülerek yaralanmış- tır. Ayağı ezilen Kadir hastaha neye kaldırılmış, tahkikata baş lanmıştır, * Kuruçeşme rıhtımında bağ k bulunan Kalkavan vapuruna kömür taşımakta olan amele Şükrü, bastığı kalastan müvaze nesini kaybetmek suretile düş - müş vücudünün muhtelif yerle- | rinden yaralanmıştır. * Boğazkesen caddesinde Sü leymanın fırınında çalışan Ah - SOLDAN SAGA VE YUKARDAN Telsiz Çerire 3. İdnet 2. Uzak midas 2. Şimali Avrupada bir hükümet 9. İşaret 3. Cinn 3. $ — Parçalanımş bir imperatorluk 7. Nota 2, 7 — Beri 3. Bir vasitai nakliye 8. Bihise asılır 4. Erkek 2. Bir hece 2 —Arka 4. Anadolunun Cenubunda bir vilâyet 5. 10 — Lâbim 2. Fabrika 7. 11 — Yılan 3. Dünkü Bulmacamızın halli SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI AŞA: telefon 3. Hame $. 1 — Kavun 5. Abla 4 2—80n3. Ad2 12 3—As2.Ata3, 4 —Volkan 6 Em32. $—Un2 Ana Ak2 dolu 7. 1) —Al 2. Makara 6, ma met, balık yiyerek zehirlenmiş, tedavi altma alınmıştır, * Üsküdarda Hamza mahal - lesinde oturan 62 yaşlarında Ke ziban, pişirdiği makarnayı ka - laysız bir kaba koyarak Hatice ismindeki misafiri ile yemiştir. Fakat, aradan iki saat geçme - den her ikisi de sancılanmış, tedavi için Cerrahpaşa hastaha- nesine kaldırılmışlardır. * Zencirlikuyu civarında E - min Bey mandırasında Aziz is- minde bir Tokatlı, bir hafta ev- vel oldukça mühim bir hırsızlık Yapmış ve kaçmıştır. Zincirlikuyü jandarma kara - kol komutanı Sait onbaşı tara - fından yapılan sıkı inceleme s0- nunda hırsız “Aziz, dün Beyazıt | ta yakalanmış ve sorguya çekil- miştir. Aziz, bugün evrakile bir “likte adliyeye verilecektir. FAYDALI BiLGiLER BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbul 18.30: Bayanlar için jimnastik. Bayan Azade Tarcan. 18.50: Dans musikisi ve hafif musiki, 20: Konferans: Dotkor Ri- fat Ahmet. İstanbul çocuk haytanesi göz mütehasamı (Cocuklarda göz hufzıssıkba- 8) 2030; Siidyo orkestrası. 21: Radyo Süz ve tango orkestraları, 2135: Son ha. berler - Borsalar, 21.50: Muhittin Sadık, Viyolonsel solo. 22.15: Plök neşriyat, Budapeşte 18.30; Harpa konseri, 19: Sözler. 20.05: Bir sesli filmin müzikli parçaları, 20.3 Konferans. 21.05: Plâk. 2221 uyumları 2240: Oda müziği. 23,10: Hava raporu, 23.40: İngilizce konferans. 24: Çingene müziği. Bükreş 13-15: Plâk ve duyumlar. 18: Radyo orkestrası, 19: Dayumlar, 19.15: Konserin süreği. 20: Sözler. 20.20: Plâk. 21: Sör- ler. 2145: Plâk ile Verdi'nin “La Travi- ata, operası, 24: Popüler Romen müziği, Varşova 18.15: Kuartet konseri (Haydn). 19: Pi. yano konseri, 19.30: Sözler, 19.45: Plik - Sözler, 21: Salon müziği. - Duyumlar ve #sire, 23: Senfonik konser. 24.03: Plâk. Stokholm 21: Radyo orkestrası. 22.15: Edebiyat. 23: Piyano - keman konseri, © Viyana 2020: Radio orkestrasr. 2145: Eğlen celi; yayım. 22: Kalma programı, 23: De. yarhlar. 23.10: Şarkılar. 23.50: Tamimler, 24.05: Dans, Belgrat 21: Senfonik konser. 23: 23.20: Bir röstorandan röle, Berlin 20: Piyano müziği. 20.20: Aktüalite. 21: Duyumlar, 0: müziği. 23: Duyumlar. 23.30: Gece müzi. ği. 24: Yeni müzik. 24.35: Şen müzik, Duyumlar, NÖBETÇ. ECZANELER Bu gece nöbetçi eczaneler şunlardır Bahçekapıda Mehmed nerde Vi- tali — Divanyolunda Esad — Kumkapnda Belkis — Zeyrekte Hasan Hulusi — Ak- sarayda Pertev — Karagürrükte Saad — Modsds Sıhhat — Pazaryolunda Rıfat Muhtar — Şehzadebaşımda 1. Halil — Sa- matyada Erofiles — Bakırköyünde M. kez — Beşiktaşta Rıza — Şehremininde A. Hamdi — Hasköyde Halk — Kasım ia Merker — Büyüksdada Şinasi Yus Galatada iranda Garih — a Limonciyan — Kurtulaşta Kurtuluş — Eyüpte Hikmet eczaneleri, SİNEMALAR TİYATROLAR Tepebaşı Belediye Kışlık Tiyatro- sunda 20 eylâl 935 cuma günü ak- şanı saat 21 de (PER GÜNT) 5 Perde Yazan: Henrik İbsen. Türkçesi Seniha Bedri, Müzik: Grieg. Balkan festivaline iştirak eden gruplar şere- fine biletler gişelede satılmaktadır. * Tepebaşı Belediye bahçesinde her bafta Perşembe, Cuma, Cümarte- si, Pazar akşamları saat 22'de Şehir Tiyatrosu ( Artistlerinden Hazim tarafından “ Karagöz ” oynatılacaktır. © Melek: Deli kiz © Sarayı Günahım aşktır * İpek: İspanyol Dansözü © Yıldm : Yaşamak istiyoruz. Ben fahi- *e miyim? * Alkazar ; ze: * Asri: Ekmekçi Kadın — Petrol Mu- barebesi, Şık — Peteribarg geceleri — Mabera- İar Kral, * Sümer: Senin gibi bir kadn — Çigm uçuş Markşez — Mumyalar Mü. * Üsküdar Hüle : Yavrum. * Mili: Bitmemiş Senloni — Milyon avcıları “Türkçe”, -- LIMAN HAREKETLERİ Bugün İlmanımıza gelecek vapurlar yun- lardır : Saat 630 1 16,15 17.50 18 Bandırmadan Süadet Karadenizden Vatan” İzmitten ayten Mudanyadan Tayyar. aym m Mersin v Bügün limanımızdan ayrılacak vapur. Har şunlardır ; Bandırmaya Gülnihal İzmite Gözel Bandırma Imroza Kocaeli İzmire Sakarya Karadenize Cümhuriyet Mudanyaya Asya, MÜRACAAT YERLERİ Demis Yolları acentesi Telefon. 42362 Akay gele İskelesi baş me —— surl Şirketi Hayriye. Telefon Vapurculuk Sirketi merkez acen- tesi, Telefon Şark Demriyolları müracaat ka- leri, Sirkeci Telefon Devlet Demiryolları müracaat kalemi Haydarpaşa. Telelon 22025 9 İulcave| Kimsesiz İşçi Kızlar Beni küçükten beri yanına alarak büyüten halam, altı ay evvel hastane- de ölünce akrabasız, ahbapsız ve ar kadaşsız kaldım. On dokuz yaşında bir kızdım ve Tü tün İnhisarında çalışıyordum. Halam beni akşamları eve erken dönmeğe alıştırmaştı.. Pakat onun ölümünden sonra ne hazin şeydi bu dönüş: oda- mu tertibe koyup ta köşedeki aşçıdan getirttiğim yemeğimi yedikten sonra altıncı katta, tavan arasmdaki odam- dan avluya bakmaktan başka yapıla | cak şey kalmıyordu. Herkes tarafım» dan terkedilmiş ve her işini kendi kendine seğsizce yapmaya, kendi ken | dile konuşmaya mahküm zavallı ben, ağlamak istiyordum. Günün birinde, her sabah bekledi. ğimi Lâleli tramvay durak yerinde gençten bir adam peyda oldu. Temiz i, düzgün bovumba ğL, gümüşü şapkasile bu gencin em- niyet verici bir hal! ve sevimli bir yü» sü yardı, Ona orada birkaç defa te sadüt ettim, Bir gün tramvaya binme me yardım etti: “Önden gidip kapıyr actı, sonra geri kalarak bana yol ver- di. Teşekkür ettim. O kadar. Üç gün sonra durak yerinde onu gene gör- düm. Bana hafif bir selim verdi, kar- şılıksız bırakmadım. O gün tramvayı çok bekledik. Yağ- mur başlamıştı. Genç beni işime ka- dar otomobille götürmeyi teklif etti. Kabul ettim. Bindik. Evvelâ isimleri. öylemiştik : Naci ıma sordu, arlat- i vaziyetimde le herkesin eğlen oda benim gibi sıkılıyormuş. İlk pazar günü benimle beraber Adalarda bir gezinti yapmayı teklif etti. İstanbula erken dönmek Şşartile teklifini kabul ettim. Sabahleyin vapura bindik ve Büyük adada indik, Öğleye kadar biribiri- mizi daha fazla tanrmaya çalışarak deniz kenarında gezmiştik. Sonrs bir lokantada yemek yedik, Reşit fazlaca rakı içti, bana da bin rica ve minnet- le biraz şarap içirdi. Oradan çamlara gittik ve uzandık. Hava çok sıcaktı. Fakat biz çok ne- şeliydik, gevezelik ettik ve güldük. Ben şarkı bile söyledim. Beni bir defa kucakladı, öptü, ses çıkarmadım. Araba yolunun kenarı - na doğru koşa sıçraya gidiyorduk; © zamana kadar pek nâzik duran Re- şit birden bire belime sarılarak beni dudağımın üstünden öpmek istedi. Kendimi müdafan ettim. Kabalaştı. Sesi ansızın değişmişti. Inanılmıya - cak şeyler söylüyordu: boş yere para harcamak âdeti değilmiş, ben insanı enai yerine koyuyormuşum, kendi: le alay ediyormuşum. #ibisemi yırt- maya kadar vardı, Ben çırpmarak ağ lamaya başlamıştım. Susmamı emret- ti. Fakat onun bu hali beni daha çok ağlatıyordu. Beni susturmak için yi #Üüme iki tokat vurmaz mı? Ben hıç kırmaya devam edince yerinden kalk- tı, beni olduğum yerde bırakarak çı kıp gitti. Ben yolun kenarma oturmuş ağlı” yordum. Kendimi dünyada herzaman kinden fazla yalnız buldum. Göz yaş- larımı dindirmiyordum. Derken yol- dan geçen bir araba tam benim hiz - zama yakın durdu. İçinden kıranta saçlı bir adam, elli yaşlarında, çok iyi giyinmiş, kibar tavır bir adam indi, yanıma yaklaştı ve niçin ağladı. ğımı sordu. Dedim ki: “Ben dünya. da yapayalnız bir kırım. Halamdan başka kimsem yoktu, o da beş ay'ev- vel Hasekide öldü. Çalışarak hayat #mı kazanıyorum. Terbiyeli zannetti ğim bir gençle tanıştım. Beni buraya getirdi, deniz kenarında bana yemek yedirdi, sonra burada bana ikramını namusumla ödetmek istedi, kabul et- medim, bana iki tokat attı, gitti... , Kıranta adam beni arabasma aldı, iskeleye götürdü. Ayni vapurla birlik te İstanbula döndük. İki sene evvel karısı üç çocuk bırakarak ölmüş. U- vey analık yapmıyacağımı vadeder - sesizlikten pek İ sem beni alacağını söyledi. Zengin - Bunun bence ehemmiyeti yok. İyi adama benziyorda, Kabul ettim. Evlendik. Şimdi beraberiz. Aldanmamışun. İ “ Yazan: MI -FA — Kibar ve çok iyi Pren- ses gibi yaşıyorum. Otomobilimiz var ve bazan ben kullanıyorum. Bu- raya kadar pek fevkalâde birşey yok. Tali, Kahır yüzünden lütüf, Aradan iki sene kadar geçti, Bir gün kocamla Büyükadaya git- tik, Başka bir çam yolundan araba ile geçiyorduk. Bir ağacın altında ağ- layan bir kız görmiyelim mi? Hemen arabadan atladık, Bu sefet ben kıza sordum: — Ne ağlıyorsun? — Bir genç... dedi, saya ge tirdi, istediğini yapmadım diye döv- dü, birakip gitti. — İstediği ne i Kız önüne baktı, — Adı Reşit mi? diye sordum. İçime doğmuştu. Kız: le birimize bakıştık. Bu sefer ku dr ile teselli etmekten ve aral keleye kadar götürmekter pılacak şey yoktu. Zavallıyı ki kalabalığın arasında bel ce, belki ebediyen sürecek bıraktık. O gündenberj madetim parçalan. muş, azalmıştı. Birçok yapayalnız işe çi kızlarında kendimi buluyor ve on- ları dalma düşünerek mazimi yeşıyor- dum. Kocam iyi adamdı. Fakat bu dünyada kimsesiz işçi kızlarının says sı kadar iyi adam yok ki. ————— m. EN A BORSA EE 18 EYLÜL CARŞAMBA PARALAR Sterlin Dolar 20 Fransız frangı 201 Liret 20 Belçika frangı 20 Drahmi 20 İsviçre e. Florin 20 Çek Kuron Avusturya siling Mark Zeti Pengo 20 Ley Leva 20 Dinar en İsveç Kuron Altın Mecidiye Banknot ÇEKLER Kapanış Paris üzerine İngiliz liraar Dolar Liret Belga Cenevre Leva Florin Çekoslovak kuronu Avusturya Çernovets İsveç kuronü " N. ” ." E Anadolu “5 60 “ “ 100 Şirketihayriye Tramvay Bomonti - Nektar Terkos Reji Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankası Telefon İttihat Değirmen, Şark Değirmenleri Şark Merkez Eczanesi 860 57.28 7250 10— Re 018 410 ——— ————— iSTiKRAZLAR Türk Borcu 1 > nı We Ergani İstikrazı dahili ik TAŞ.