Reklâm Londrada Ve istanbulda Np | i mem mame ven Yazan : Bedri RAHMİ — Otelin lokantasında fransızcayı bir Çinli kadar müşkülâtla konuşan genç bir İskoçyalımın masasına düşmüş ve Onunla kolayca ahbap olmuştuk. O da hizim gibi tahsiline devam ettiği- ni ve ayrıca Londrada çok rağbet gö- ren bir bira fabrikasını afiş ve çek- lâm direktörlüğünde öğleden sona bir iş bulduğunu söylüy Bu | ufak iş ona ayda bizim paramızla üç yüz lira kadar bir şey! temin ediyor ve bununla Londrada orta bir talebe hayatı sürüyordu. En ufak memuru- na 300 lira maaş veren bu cömert bi- 12 fabrikasını değil de daha çok onun “reklâm” direktörlüğünü merak et- miştik. İskoçyak ne zaman istersek bize “reklâm sarayını” gezdireceğini vaadetti, o İskoçyalı ile her sokağa çıkışımız- da bize adım başı yol gösteren Giner birasının muazzam afişlerini gösterir ve onların mliesseseye kaça mal oldi ğunu anlatırdı. Bu duvar afişlerinin İçerisinde bir tane san'at kıymeti ola- mma tesadüf etmedim. o O bana bir berbat bir zevk mahsulü bir afiş için verdikleri akıllara hayret ve- zen bir rakam söylediği zamân artık dayanamamış: — Bu kadar parayla Fransanın en kuvvetli afiş Estatlarını toptan bürar ya getirtip onlara şaheserler yaptıra- bilirdiniz. O zaman Londra sokakla- rı zevkle seyredilebilecek bir resim Sergisine dönerdi, İskoçyah dostum güldü: — Adların: söylediğiniz ve benim de çok sevdiğim Fransız san'atkârla- Tı yalnız bu iş için çağırdık. Fakat kalk orların işlerinden hoşlanmıyor. İngilizler bilhassa yeni san'at cere- yanlarma karşı hiç müsamaha göster- miyor Fakat bizim mülesseseye asıl paha- Uıya mal olan bu afişler değil, bunla- Ti atmak için kiralamağa mecbur Ol duğumuz yerlerdir. USan'atkârlara verdiğimiz para bu kirâların yanında | hi; kalır, Londrada evinin içini kira ya veremiyen bir adam dışın: her yan reklâm için kiralıyacak bir mü- cssrse bulabilir, En büyük bulvarlarda bazı öyle €y- i- Bundan üç yüz sene sonra İstanbula Amerikalı seyyaha, tercüman mua "Sarmısak ruhu,, afişini göstererek — Bu meşhur afiş kuleleri Süley pılmıştır, diye izahat verecek, hatta bir jitan bile!” diye yaptıkları nükteyi gok beğendiğini söylüyor ve bize İstanbulun reklâma ehemmiyet verip vermediğini soruyordu. Karşi tribünlerde parlayan binlerce insan kafası birden bana bir buluş ilham etmişti: Stadyumun bütün tribünleri» hi İstenilen harfin şeklini alabilecek bir tarzda tanzim etmek ve bu insan ler vardır ki, ev olmaktan çıkmış, rer afiş kulübesi olmuşlardır. » Hakikaten büyük yollarda rastgel- di birçok evler acınacak bir hal- de idiler, Dört taraflarından bir afiş hücumuna uğradıkları yetişmiyormuş pibi bir de gece reklimlarını kuvvet- li ampul dizilerile de her akşam mah- ya kurmağa mecbur Bu evler diş ere el. cak ödaların gelirinin çok dâha fazla. senı getirdiği için çoğu bomboştur. Londranın en kalabalık meydanla- rnda duyar afişleri gece yerlerini am- püllere verir ve âmpiiller hep bir ağızdan mücsseselerini o methetmeğe başlarlar. Bu ampül afişleri içerisin- de en güzel buluşu bizim İskoçyalı nın çaleştiğr bira fabrikasmındır. Bu payet pratik bir nüktenin saat kule. lerine gördüğü iş çok mühim olmalı ki, İskoçyalı bize Gines Saatini büyük bir zevkle anlattı; Elektrikle işliyen bu muazzam saatin altımda ampülle. rin dizdiği kocaman uşıkiz harilerle? “Gines bu saatte içilir” cümlesi var- dı. Muntazaman işliyen saat Gines m günün herhangi bir saatinde içilebileceğini gösteriyordu. İskoçyalı bugün bize bira fabrika» #nun reklâm saraymı gezdirdi. Bura- da en çok göz alan şey Gines'in gü- zetelere verdiği ehemmiyeti, İngil- terede cıkan bütün gazetelerde Gi- nes € ait yazılar, resimler, ve batta hikâyeler vardı. Bu gazetelerin ço- onda bu isim bazan koca bir baş sa- bite dolduruyordu! Tskoçyalı haftalık mecmümların birisinde sahifenin bir parça aşağısma yani kötü bir yere ko- hulan Gines reklâmının yerini değiş- #rme muaya bildirmediği için direktörlüğün arkadaşlardan birisine işten el çektirdiğini söylüyordu. İskoçyalı bize biralarını satan lo- kantalara gönderilen hediyeleri gös terdi. Bu hediyeler arasında kol düğ. mesinden tutun dâ barometreye ka. dar renk renk ve çeşit çeşit esya var- dı. e İskoçyelr ile bir gün kimsecilderin geçmediği bir sokaktan geğiyorduk. Bu tenha yolun tam kasşısındaki evin ör resim “Gine size yarar” cümlesile kapanmıştı. — Dostum, bu sokaktan kimsecik- lerin geçtiği yok. Niçin buraya bu Koskoca afişi gerdiniz? — Günün bu saatinde kimsecikler yoktur. Yalnız sabahleyin ve akşama doğru buradan tam iki yüze yakın “otokar” eecer. Her otokarda yirmi yolcu olduğuna göre bizim afişe İş Şiktı demektir! o İskoçyak bugün bizi büyük bir fut- bol mâçına götürdü. Stadyumda $$ bin çift göz vard. Ve bu gözlerin karşısına yine o müâzzam Gines sa“ ati dikilmişti, İskoçyalı bize Brahsa- da Eyfel kulesinden Sitroen'in nasıl âstilade ettiğini gördüğünü ve Eran. sızların Jitan adl: sigaralarının tram» vavlarda ve metrolarda Yaptıkları: “Burada sigara içmek memnudur. dizilerinden harfler, cümleler yaz- mak. Afişçiliğe dair bütün fikirlere kür- met eden dostum bu buluşu beni hay- retten hayrete düşürecek bir eheme miyetle karşıladı: — Insanlardan harf dizmek fikri bana © kadar. yabancı, gelmiyor. Kar. Kat vriümlerdeti vir ait yane çen mak ve bü yaziyi kataldtla Yazndk Harikealâde.. Fakat ben bu buluşun sakat bir ta- rafını yakalamıştım > — Pakat ya tribünler dolmazsa? Gines'in birkaç barfi boş kalırsa — Daha iyi yal. Daha iyi ya! Her kes bu boş harileri bulmak için iki misli bir dikkatle ilânı okumağa ça» hşırlar, İlk fırsatta bu buluştan di- rektöre bahsedecek ve bunu bana bir Türkün bulduğunu söylemeyi unut- mıyucağım, : » Avrupada ayni kiymette iki marka "Asarı atika, görmeğe gelen bir zzam üstünde yükselen | maniyeden tam 177 sene sonra yo- eşyadan yalnız. bir tanesini satlran kuvvet reklâmdır. Bunu iskâr ctmi- yen İstanbullular, ellerinden geldiği kadar satılacak mallarına teklâm ya peyorlar. Yalnız bizde afişler ev duvarlarına musallat olmakla kalmıyor. Jetanbu- lun biricik reklâm olan san'at eser- lerini taciz ediyorlar. Misal: Yeni mi “TAN” aylardanberi Yenicam kirli bir kemer gibi keslavrak saran ve ciğeri beş para etmiyen, sıska bi- nalardan kurtarmak için bet bar ba» geriyor. Ben kendi hesabıma afişler. den korkuyorum. Daha şimdiden Ye- nicamiin minarelerire kadar yükse - Jen afisler Kü widisla anan imarele. ri arasında mekik zete ve kitap sahifelerine sığma göklere çıkmağa yeltenen reklâm, bir kaç âsır sonra insanların karştsına Süleymaniyeyi ve Ayasofyayı dizka- paklarında bırakan afiş kuleleri dike- cek ve bundan birkaç yüz sene sonra Amerikadan gelen seyyahları gezdire- cek tercüman onlara Istanbul gökle rini zapteden bu yüce afiş kulelerin- den birini gösterirken: — Şu “sarmssk ruhu” afişini ucunda taşıyan kule Süleymaniyeden 177 sene sonra yapılmıştır, diyecek. Eedri RAHMI | İ TAN EN 1 | Yazı işleri: 24319 i TELEFON ( dare işleri : 24310. İ İl TELGRAF: “TAN,,Istanbul | i ABONE | i Türkiye için Dışarı için İ Lis K. Lira. | İ Bir ayık ıw —- | 3. *— .— | 7s9 w— | 1 yillik W- .İ ki İ İLAN | İlânlar için İlâncilik Şirketlerine mt- eacaat edilmelidir. Küçük dinler doğrudan doğruya idaremizce almabilir Küçük ilânların 5 satırtığı bir defalık 30 kuruştur. 3 satırdan fazlası için sö- tr başına 5 kuruş alır. Bir defadan fazla için yelândan “410 kuruş indirilir. | ikinci ticaret mahkeme Kayseride Hacet mahallesinde De- mircizade müteveffa Mustafa varisle- ri karısr Esma kızları Nazire ve Fat- ma ve oğulları Hacı Ahmet ve Meh- met ve diğer kızları Seniye ve Saniye vekilleri avukat Mazhar (tarafından Yeni Postahane arkasında Istanbul hanında Vitali Levi mahtumları şir- keti aleyhine açılan haczi ihtiyatinin fekkine dair gönderilen arzuhal sure- ti mumaileyhler mezkür ikametgâhı terk İle semti meşhule gittiklerinden bahsile bilâ tebliğ iade kılındığı mü. başir tarafından verilen rteşruhattan anlaşılmakla dava arzuhali suretinin bir ay müddetle ilânen tebliğine ka- | Gündelik Siyasal Gazete | :- —. ok | Deniz yolları IŞLETMESİI Acenteleri: Karaköy Köprübap Tel. 42362 — Sirkeci Mühürdar anayay yade Han. Tel, 22740, gayayş Trabzon Yolu | CUMHURİYET vapuru 19 İ Eylal PERŞEMBE gönü saat İ| 20 de Hopaya kadar. “5659, 6780 - l imroz yolu İl KOCAELİ vapuru 19 Eylül | PERŞEMBE günü saat 16 da IMRO; dar “5660, o 6781 Trabzon yolu | VATAN vapuru 2i Eylül | CUMARTESİ günü saat 20 de İl Rizeye kadı 5697, GALP — Hüviyet varakamı kaybet tim. Yenisini alacağımdan eskisinin Bükmü olmadığını bildiririm, Istanbul Üniversitesi Tup fakültesi talebesinden Turgut Ortaç ZAYI — Bulgar kumpanyasınm Bur- gaz vapurunun 3 ncü şeferile gelmiş olan K my - 99 - 101 No, 15 balya pamuk mensucatın ordinotu zayi ol- muştur. İkinci nüshasını alacağımız « dan zayi olan birinci nüshanın hük - mü yoktur. O Vahtsn Haçaduryan ——— rar verilmiştir. Keyfiyet tebliğ ma - kamına kaim olmak üzere ilân olu - nur, (14593) AN SAGLIK ÖGÜTLERİ Esrar Dalgası İsterseniz esrar keyfi deyiniz. fa- kat onun meraklıları daha ziyade dalga terimini kullanırlar. Böyle söylemekte. hakları da var- dr. Çünkü esrarın verdiği keyif — onu tecrübe diye kullanmış olen şairlerin, hekimlerin anlattıklarına gö- re — insan bir deniz dalgası üzerin- de kendisini duymadan gidiyormuş gibi, acayip bir keyiftir. Esrar, devayrmisk şeklinde yenil» miş yahut ona özel nargilesinde kole- lanılmış olsun, ilkin her keyfe benzer bir kevif verir; İnxan, vücudünde bir rahatlık, fikrinde bir saadet duyar. Ondan sonra, her zehirlenmede ol- duğu gibi, teheyvüç başlar. İrade zayıflar, fikirler biribirinden Esrar bu ikinci devrede ken- dini ötekğ zehirlerden ayırt ettirir. Fakat ona has olan, esrar dalgası me- rakının bütün dünyada bu kadar ya- yılmasma sebep olan şey daha sonra gelen ücüncü devir, fikrin büsbütün darmadağın olmasıdır. Zamalı, baş çla Şok yavaş beçiyormuş gibi Dakikalar saatler kadar, saat- ler günler kadar uzar. Zaman uzaya uzaya artık duyulmaz o man mefhumile mekân mefhumu da kaybolur. İşte 6 vakit insan ne bu- lunduğu yeri, ne geçirdiği zamanı hiç duymadan bir dalga üzerinde imiş gibi yaşar. Yine esrara özel bir keyif mu keyfidir. Esrar çekmiş adam etrafı daki en küçük bir gürültüden en gü zel bir musiki duygusu alır, Kendisi» ni cevıl cıvıl öten kuşlarım arasında, en İnce çalgılar çalan hurilerin kargi- sında cennette imiş gibi hisseder. Fakâ$'u kader güzel duygular ara- sında korğenç ve sabit fikirler'de ek- sik olmaz.j Yanında içendisile birlikte nargile çeken arkadaşma kötü kötü maksatlar İsnat eder, kendisini zehir. lemeğe kalkmış diye kavgaya başlar. Yanmda kimte bulamazsa hırsızlar, haydutlar Kendisini öldürmeğe geli- yorlarmış gibi duyar. Onun için es rar çekenin evinde telefon bulunma» « büyük bir tehlikedir. O yanlış duy- gulür Üzerine, - telefona sarılır, âlemi rahatsız eder, Daha ilerisini söylemiyeceğim; z2- ten neve varar? Esrar merâkirsı dal- gasinen içinde se duyarsa duysun, gittikce sağlığım kayberler, Vücudü, Zâyıf, dermansız kelır. Gitgide bütün kunç, aptallız ifade eden bir şekil alır. Kendisine söylenilen sözlere pek güç- Yükle cevap verir. iki lerin soüu, esrar me iz lecek kadar tatihli de- ilse, hiç şüphe etmeyiniz, deliliktir. Çok esrar kullanan bir memlekette bütün delilerin yüzde yirmi yedisinin esrardan çıldırdıkları birer birer sayı- larak anlaşılmıştır, Ayni memlekette delirmiş erkeklerin sayısı delitmiş kadınlardan üç dela daha fazladır. Çünkü orada esrar kullananlar en'zi. yade erkeklerdir, Bize yabancı olan bu memleketin neresi olduğunu elbette sormaz$inız. Lokman Hekim —— —mmn İ TİFOBİL Dr. İhsan Sami !i Tifo ve paratifo hastalıklarma tu- | ||| tulmanasi için oğizdan alman cifo | İİ haplarıdır. Hiç rahâtsizlik vermez, İ ! Herkes alabilir. Kutüsu 55 kuru. Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Pazardan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) Kadar İstanbul Divanyolu No. 118, İ Muayenehane ve ev telefonu" | 22398. Yazlık telefonu Kandilli 38. Beylerbeyi 48. 6600 | ! 6766 | Kadın kortları ve görül avciları var dır ki, artık saçlarını başlarını aklar sarmca gönül maceralarının pek ya « baner ve yeni yolcularını ararlar. Bu, acemi avların çabuk avlanacağım dan değil, aşkta von çeşniyi onlarda bulduklarındandır. Kadınlar için de böyle... Misal mi istersiniz? İşte: “... 27 yaşındayım. Kadının ne olduğunu bilmiyorum. İki yıl önceve kadar derslerimden, imtihanlarımdan ve etütlerimden kadın aramaya imkân bulamamıştım. Belki de benim ders- lerime çok düşkün olmamda ve ilk mektepten son yüksek mektebime ka- dar hepsinde smıfın birincisi olarak gıkmama da kadınlara karşı lâkayrt olmanm tesiri olmuştur. Yalnız bun- den on gün evvel şiddetli bir heyeca- na ve sarsıntıya uğradım ve hâlâ bu garuntnım yarım kalmasındaki, bana birden teveccüh gösteren kadının bir- den kaybolmasındaki hikmeti anlsya- yorum, On gün evvel Kalamışta ak rabamdan birine misafir gittim. E tesi gün denize çıktık ve benimle be- raber gelenler yarım saat içinde ev- lerine dönünce ben kayıkta ve birçok yüzen kadın ve erkek arasında yal - Bız kaldım. Kürek çekiyordum. Bir aralık iki genç kadın yüzerek kayığı- mm kenarma geldiler ve tutunarak dinlenmek istediler. Birden bire kap - kırmızı olduğumu sezdim. Baştinı çe- virdim, Kurtulup kaçmak istedim ve kürek çekmeye devam ettim, Onlar gülüyorlar, beni süzüyorlardı. Başımı gevirerek olanca kuvvetimle küreğe dım. Denizin ortasına, Moda hiza Yana kasar almistir karl eler niyorlardı. İçlerinden biri bir çığlık kopardı: “Dermanım kalmadı, be: slmiz!" dedi. Bırakamazdım. Hemen bur lak vücudü, onun arkasından arkadaşını kayığıma aldım. Biraz yaş hcası otuz beş yaşında olacak, baygın bir halde kayıkta yatıyordu. Arkada- sı friksiyon yaparken bana da: “Ge- Jiniz, vücudünü hareket ettirelim, Fe- malik geçiriyor!” dedi, Kayığın için - öe bu çıplak kadın vücudüne birçok hareketler yaptırırken bu defa fena- | İik geçiren ben oluyordum. Terleme- ye bunalmaya, bütün vücudümle tit- remeğe başladım. Öyle bir hale gel - mişim ki ikisi birden kahkaha kopar. dılar ve ben hiddetle yerime fırla - dım, Fakat bu vahşiliğim çabuk geç- 4. Bu kadım beni on dakika İçinde ken disine alıştırdı. On dakika içinde kü- teği gencine bıraktım ve ben onun ya nında bütün vahşeti birden bire kay- bederek munisleşen bir köpeğe ben - ziyordum. Çıplak kollarını boynuma doladı. Rüyama bile girmeyen tatl nüvazişlerile beni bir saat çıldırttı. —— Sahile yanaştığımız zaman ertesi gün için onlardan söz aldım. Fakat ertesi gün bunun rüya olduğunu anladım. Çünkü onlar bu sefer kayıklarında başka bir gençle delaşıyorlardı. Beni tanımadılar bile. İki gün, üç gün hep ayni yerde ve onların kayığı etralın» da saatlerce dolaştım. Beyhude... Bu nedir, o gün neden bu yaşlıca kadın beni o kadar sevmişti de; ertesi gün neden tanımadı; tanımamazlığa gel « di? — $. Ertem” Dedik ya... Aşitın türlüsünü tadan erkekler nasıl acemi av arıyorlarsa, tecrübe görmüş kadınlar için de tec- rübesiz ve top âşıkların yeni bir tadı vardı. Bu zevki tatmak için Kalamış- taki deniz âlemini fırsat bilen bir kas örn bu zevkin devamında tehlike gür- müş ve hemen kaçmış olacak. Bunun- la beraber aşkr yeni tadan bir genç için güzel bir başlangıç * ve iyi bir ders, . Köpeğini karısından çok seven adam Birçok kadınlar kocalarınm kendi. lerini sevmediğinden şikâyet ediyor » lar. Fakat bunun sebebini yazan, bat tâ belki bilen, arayan yok, Acaba ka- bahat onlarda mı, kendilerinde mi? Kocaları başkalarını me seviyor? Yok sa onlarda sevmek kabiliyeti mi nok- san? Bize burastor da bildirmeleri Jâe EN Bereket ki Konyadan (Sarıgül) ke casının niçin kendisini sevmediğini de bize yazmaktadır: “.. Dört semedenberi ondan kü « güle bir muhabbet görmedim. Daima suratı asık, daima hiddetli. Ne göz » yaşlarıma merhamet eder, ne de has- talığıma. Halbuki kapısında bağlı du- ran köpeği biraz hastalensa hemen doktora götürüyor, ilâcmı yaptırıyor. nedenberi beslediği bu köpeği aftık bırakmasını, benim bir köpek kadar evde kıymetim olmadığını. söyledim. Fayda etmedi. Acaba bana karşı #0- gukluğu bu köpeğe muhabbetinden midir, bu köpeği savsam mı?.,, Köpek, kedi, kuş, hattâ kolleksiyon merakı ve sevgileri başka sevecek bir şey bulamıyanların işidir. Sizi seves cek olsu köpeğine bu derece düşkün olmaz. Fakat köpeği evinizden atinak Is da onun muhabbetini temin ede - mezsiniz. Ya başka bir köpek, yahut başka bir sevgi arar, bulur, Anlaşılı. yor ki kocanızı meşgul edememişsi - niz. Belki ev haliniz pek lâübali, onu karşılarken kıyafetinize birçok ih - mâller var. Belki evinizde bir neşe havası uyandıramadın:z, hattâ belki işinden biraz geç geldiği zaman sizi uykuda buluyor ve kendisini karşıla yan köpeği oluyor. Bu ve buna benzer ihmaller varsa köpeğin savulması pa- ra etmez, Fakat kendinizi sevdirebi- lirseniz evinizde köpek değil, huri bağ İı olsa gene tasa etmezsiniz. Istanbul Sıhhi Müesseler arttırma eksiltme komisyonundan: Şişli Çocuk Hastanesi için 216 kalem ilâç ve Sıhhi malzeme olbaptaki şartnamesi veçhile açık eksiltmeye konmuştur. 1 — Eksiltme 25 Eylül 935 Çarşamba günü saat 15 de Cağaloğlunda Sıhhat müdürlüğü binasındaki komis- yonda yapılacaktır. 2 — Tahmini fiat : 4315 lir all kuruştur. 3 — Muvakkat teminat : 323 lira 64kuruştur. 4 — Şartnameler bedelsiz olarak Hastaneden alma- bilir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin cari seneye aid Ticaret Odası vesikasiyle 2490 sayılı kanunda yazılı belge ve bu işe yeter muvakkat teminat makbüz veya Banka mek- haplariyle belli gün ve saatte Komisyona gelmeleri. (5344) 6855 Devredilecek ihtira beratı |. Devredilecek ihtira beratı “Oksijen ve İdrojenin . elektrik u- sulü ile istihsali,, hi ihtira çin alınmış olan 5 İkintiteğrin 1925 ta rih ve 358-355 numaralı ihtira bera- unun ihtiva ettiği bükük bu kere baş- kasına devir ve yahut icara verilmesi teklif edilmekte olmakla bu husüstu | iazla mmalümat edinmek İstiyenlerin 1s tanbulda Galatada Aslan han $ inci kat 1 - 4 numaralara müracâat eyle- meleri ilân olunur, “Elektrikli dikiş makinesi, hak kındaki ihtira için alınmış olan 1 Teş- ginievvel 1921 tarih ve 3254 numara- hı ihtira beçatınn ihtiva ettiği hukule bu kere başkaşma devir ve yahut i- câra verilmesi teklif edilmekte olmak» la bu hovustâ fazla malümat edin » mek istiyenlerin, Galatada Aslan han $ inci kat İ - 4 numaralara müracaat eylemeleri ilân olunur,