1 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

1 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKETTE TAN islâh istasyonunda Pamuk Cinsi de Tesbit Edildi Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Pamuk ıslah istasyonun da şimdiye kadar 8 - 10 cins tohum üzerinde denemeler yapılmış tır. Bu denemeler sonuçunda iklim ve hava şartlarına en elveriş- li görülen ve elyafı dokuma endüstrimize en uygun bulunan eka- la cinsinin üretilmesinde karar kılınmıştır. Bu yıl bu cins tohum- dan 500 dönüm ekilmiştir. Gelecek yıl tohumlar çiftçiye dağıtıl- mağa başlanacak, 3 yıl sonra bütün Ege bölümünü bu cins pa- muk yetiştirmeğe başlıyacaktır. Tarifelerde ilk Tenzilât Yapıldı Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Aydın hattının hükü- mete geçmesi üzerine genel direktörlük yeni nakliye tarifeleri hazırlamağa başlamıştır. Şimdiye kadar kilometre başına tonun- dan on iki kuruş alman zeytinyağı, çiğitli, çiğitsiz pamuğun to- nundan 5, 25 kuruş alımması dün bütün duraklara bildirilmiştir. İncirin beher tonu da İzmire 5,5 liraya taşmacaktır. Kızılay Kongresi Toplandı Sivas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Kızılay kongresi yıllık toplantısını yapmıştır. Merkez heyetine Nüzhet, Celâl, İbrahim, Sıdıka, Nâzım, Kâzım, Faik, Fehmi, İrfan, Şevket, Halim, Dr. Halim, Veli Behçet, Cevat Kadri, Ragıp seçilmişlerdir. İdare heyetine Nüzhet, Sıdıka, Celâl, Nâzım ve Kâzım getirilmişlerdir. Kuduz inekleri Kesip Yemişler » “Adapazarı, (Özel aytarımız bildiriyor)— Beylikkışla köyln- de, dört kuduz ineğin kesilerek yendiği haber alınmış, hükümet baytarlığınca takikâta başlanmıştır. İnekleri kesenler ve yiyen- ler hastahaneye gönderilmişlerdir Cezalandırılan Fırıncılar Balıkesir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Uray, noksan ekmek gıkardıkları görülen 5 fırıncıyı cezalandırmıştır. İki gündenberi fırmların gene ekmek buhranı görülmeğe başlamıştır. Saat 6 dan sonra halkın fırın kapılarında bekleşmesi üzerine şarbavlık tah- kikata başlamıştır. Aydın Köylülerinin Hamiyeti Aydm, (Özel aytarımız bildiriyor) — Aydın üretmenleri üründen hava kurumuna verdikleri yüzde 2 yardımdan başka yüzde I daha vermeği taahhüt etmişleridr. Yeni hava kurumu, ilbay. Özdemir Salimin ilgisile üye yazımı işlerine büyük önem vermektedir. Aydın şoförleri, kurumdan aldıkları yardım mak- buzlarını müşterilerine dağıtmağa başlamışlardır. Aydın hava kurumu Halkevi ile beraber büyük bir miting hazırlamıştır. Sö- ke ilçesinde bugüne kadar 4740 lira toplanmıştır. Germencik ka- monun abağlı Musallı köyleri yeniden 200 lira daha taahhüt et- mişlerdir. Alangillu köyü de 50 lira vermiştir. 7 Sivas, (Tan) — Sivas erkek öğretmen okulunu bitiren 65 gen- çin diplomaları törenle dağıtılmıştır. Törende ilbay ve daha bir Şok zevat bulunmuşlardır. Aşağıki resim, yeni mezunları bir ara- da gösteriyor, No.74 YOSMA! Etem İzzet BENİCE Nesrin sevda taşan gözlerini gecenin karanlığında Feridin yeşil gözlerine dikti: — Nereye istersen oraya gö- ni, benim seni sevdiğim kadar seviyor musun?.. Ferit bir yandan kafasının içinde ne yapacağını, sevgilisi - ni nereye götüreceğini düşünü - yor, bir yandan da ona güven ve- riyordu: — Nesrinciğim. Biz ö kadar biribirimiziniz ki, bunu dille an- latabilmenin imkânı yoktur. Sev tür... va , mek, aşk, sevda... Benim sevgi- Dedi, sözüne ekledi: min yanmda sade bir lâkırdı.. — Sevgilim, tamamile seni - | diye kalırlar ve ben sana olan nim, sevgimi bu kelimelerle ifade et- mekten iğrenirim. Bizim sevgi- miz, üzerinde durulmaktan ar - tık çok üstüne çıkmış temelleri- ni benliğimizin ve diriliğimizin özüne kurmuştur. Biz böyle se- vişiyoruz ve.. böyle sevişeceğiz. Ve.. Nesrine önerge ediyor »« du: — Pârkoteline gidelim mi?.. Nesrin bütün gücünü, bütün hızımı ona bırakmış bir tavırla tekrar etti; , Ve., bir saniye düşündükten sonra, ilâve etti: — Amman, saat ikiden sonra ya kalamam. Evden kaçtığım bir çakıldı mı keserler beni. Ve., durmadan söylüyordu: — Seni bir saniye gözümden ayırmak istemiyorum, Ah, bir evlendiğimiz günü görsem... Feritçiğim; bilmem sen de be Akşehire Su i Ve Elektrik Akşehir, (Özel aytarımız bildiri - yor) — Şehrin su ve elektrik işleri: ni üzerine alen Akşehir Bankası İle kararlaştırılan formül, şar kurulu - nün son toplantısında onaylanmış» tır. 31 yıl sonra, bütün tesisat para- sız olarak uraya devredilecektir. Uray, yakacağı elektriğe karşılık bankaya üç bin lira ödiyecektir. Elektrik ve su Fiyatları bir komis- on tarafından kararlaştırılacaktır. İhtiyaç karşımda esaslı bir elektrik fabrikasr kurulması muhtemeldir. Yukarıki resim, banka idare meclisi Başkanı Tacettin'le Şarbay Agâh arasında mukavele (o imzalanırken alınmıştır. izmir kuru meyve- cilerinin dünkü Toplantıları İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) İzmir kuru meyvacıları borsa salo- nunda bir toplantı yapmışlardır. Toplatının mevzuu şudur: Meyvacı- lar birliğinin üzüm fiyatlarını bir miktar indirmesi Almanyada korku uyandırmış, ilgili makamlar bunun sebebi hakkında izahat istemişler- dir. Dünkü toplantıda bu iş konusul muş diğer memleketlerin fiyat kır- malar: karşısında bizim için de bu yolu tutmaktan başka çare olmad ği tesbit edilmiştir. Bu hususta gililere malümat verilmek üzeredir. — mmm İzmir avcıları Tahtalıköyde İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) İzmir avcıları Tahtalı köyüne gide- rek avcılar bayramını kutlulamışlar. dır. Tahtalı köyde önce avlanılmış, öğleden sonra atış müsabakaları ya- pılmıştır. KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ ! İL lm * Emniyet Sandığı Direktörü Tevfik tekaüde şevkedilerek yeri - ne Direktör Muavini Reşit tayin edilmiştir. * Zonguldak, (Tan) — İşçi birli ği tarafından yapılmasına karar ve- rilen 60 yataklı hastanenin dün te- mel atma töreni yapıldı. Hükümet ve Parti büyüklerile maden işçileri bulundu. Maden işçisi ve ailesinm parasız bakılmalarına mahsus olan bu hastanenin yapılması havza işçi- leri arasında derin bir sevinç uyan- dırmıştır. * Sıvas, (Tan) — Kayseri Kapı mahallesinde oturan Bakkal Ham - dinin 4 yaşındaki küçük oğlu kay- bolmuştur. Zabıta çocuğu aramağa başlamıştır. * Turgutlu, (Tan) — Turgutlu Gençlik Yurdu bir sesli sinema vü- cuda getirmiş ve bu sinema çalış - mağa baslamıştır. * Balıkesir. (Tan) — Bölge bi - rincilik oyunları pazar günü All Hikmet Paşa £ stadyomunda oynan- mıştır. Balıkesir İdman Yurdu ile karşılaşan Edremit İdman yurdu 2 - 0 yenilmi Balıkesir takımı şampiyon olmuşt — Nereye istersen oraya gi tür Ferit... Ve.. bu kendini verişle Feri - din kolunda ilerledi!. Bir saniye d Ertesi gündü.Nesrin göğsünü geçire geçire Feridi düşünüyor. du. Onun bol kirpikli, iri yeşil gözleri, bakışlarında sevdanm düğümünü yapan sürerli bir ha- yal gibi idi. Sıcak, çok sıcak, kanı kaynatan, damarlara hız ve < sesi kulaklarından gitmiyor uz: — Nesrin.. Oh.. Nesrinnnn... Bu sesin ve o iri yeşil gözle- rin ruhunu dolduran dalgınlığı içinde mırıldandı: — Ne soydan çocuk. O kadar hoşuma gidiyor ki... Ne desem yapıyor. Bir kere izin verdim, dudaklarımdan öptü. O kadar. Bekliyor, beklemesini biliyor. Ve, o bekledikçe ben onu daha | TAN POLiS Bir Norveç gemi- sinde zehirlenme! Öğrendiğimize göre dün, Haydar- paşa açıklarında demirli bulunan bir Norveç gemisinin makinist ve tayfa- larından birkaçı o sırada denizden geğen bir kayıktan aldıkları balık » larla zehirlenmişlerdir. Zehirlenme metleri evvelâ mâ» kinise Heryosla Norkhas ve Volan- da görülmüş ve tayfanm hepsi Zey- nep Kâmil hastenesine gönderilmiş- lerdir. © Dün saat 11,45 te Eminönü kay- mâkamlığı binasında Sultanahmet Beşinci hukuk mahkemesinde Nesim ile karısı Lunanm boşanma davala- re görülmüştür. Luna mahkemeden sonra berâber geldiği Pepo ismindeki adamı da y: nına almış ve Sirkeci caddesine doğ- ru ilerlemiye başlamıştır. Bu sırada Nesim arkalarından yetişmiş ve sak- ladığı bıçakla Pepoyu karnından â- ğır surette yaralamıştır. Pepo Cerrahpaşa hastanesine kal- dırılmış, “Nesim yakalanmıştır. © Dün saat 13,5 sularında Ortaköy iskelesi önünde küçük bir botla Mü- nevver ve Enver isimlerinde iki ço- cuk gezmiye çıkmışlardır. Havanı bir aralık sertleşmesin » den bot sallanmıya başlamış ve kor- kak çocuklar ayağa kalkınca devril- miştir. Denire düşen Münevver yüzme hildiği için yüzerek sahile çıkmış, fa kat Enver boğulmuştur, Çocuğun cesedi aranmaktadır. © Dün gece saat 23 te Göztepede Kadir ağa mahallesinde 35 numaralı evden yangın çıkmış, yandıktan son- ra söndürülmüştür. Ev sigortasız ve Adana tütün in- hisarı memurlarından Ahmet Refiğe aittir. Tahkikat yapılmaktadır. * Dün Haydarpaşada iki hayvanın bacaklarını kopmasile biten feci bir kaza olmuştur. Öğrendiğimize göre, Eminin idaresindeki (oaraba Haydarpaşada gar yanında bulunan geçitten geçerken bir manevra ile hatta bırakılan vagonlar arabanın ü- zerine yüklenmiş ve arabayı parçala- dıktan başka iki beygirin de ayakla- rını koparmıştır. Arabacı Emin, ken disini arabadan fırlatıp atmak sure- tile kurtulmuştur. Tahkikat yapıl maktadır. * Mecidiye köyünde Büyükdere caddesinde bakkallık eden Aznifin dükkânma Ali isminde birisi girmiş, dükkânda bulunan bir çantayı çalar- ken yakalanmıştır. HAKYERLERİ Çolak Habib Öldürenler Çatalca köylerinin birinde, Çolak çoban Halili öldürmekten suçlu Ü- zeyir, berber Mehmet ve Arifin du- ruşmalarına dün ikinci cezada devam edildi. Genel Savamanlık, geçen cel- İ selerde her üç suçlunun da idamları- nı istemişti, Dün suçlu vekilleri yükletilen suçun en ağır cinsten olduğunu ileri sürerek müdafaa. için kendilerine vakit bırakılmalarını istediklerin. den duruşma, eylülden sonraya bıra- kıldı. © Bakkalköyünde Halil ve Meh - met isminde iki kıptinin evlerine gi- rerek altınlarını #orla almaktan suç- Ju Osman, Cavit, Cemal ve Ferru- hun duruşmaları ağır cezanın işleri- ni gören ikinci cezada yapılâr. Ve bazi şahitler dinlendi. Gelecek cel- sede, genel savamanlık iddiasını ya- pacaktır. © Zimmetine pata geçirmekten suçlu inhisar satış memurlarından Muzaffer öleyhine açılan davaya dün ikinci cezada bakıldı, Ve Ömer isminde bir tütün satıcısı sahit ola- rak dinlendi. Duruşma, öteki şahit“ lerin çağrılması için başka güne bi- rakılmıştır. © Bakırköyünde Viranposta çift- liğinde morfin fabrikası işleten Ha- cı Andonyadis, Moiz, Fehim, Eşref, 1.840955 gr Koca Sevgisi mi, Evlât Sevgisi mi? Akbabacı Evlâdıfeda et- mek,insanın birazda kendi- sini feda etme- sidir “Akbaba” sahibi şair Yusuf Ziya, masasının başında, (Aydabir) çıka - cak mecmuasının yazılarını hazırlıyor du, O sırada klişeci elinde iki resim orijinali ile gelince Yusuf Ziyanın yü zünde tatlı bir sevinç dalgâsr uçtu Resimlere yan gi Bunlardan biri Nurullah Ataç'ın, ö- teki Hüseyin Cahit Yalçının ressam Münif tarafından yapılmış karikatür- leri idi. Yusuf Ziya, bir aralık bana dat — Nasıl, benzemişler mi? diye s0r- du. — Ancak bu kadar benzetilebilir... dedim. Yusuf Ziyan tekrar çalışmasına devam ettiğini görünce: — Ustadım, dedim, söz verdiğiniz anketin cevabını almağa geldim. Yusuf Ziya, tatlı bir gülümseme â- rasında: —Şimdi yazarım... dedi... Ve bir çır- pıda, pek az yerinde düşünmeğe lü - zum görerek, anketin cevabını yazıp | verdi. Şair: “Koca sevgisi mi, evlât sevgisi mi?” sorgusuna karşı şunları söylüyor: — Her meselenin iki yüzü vardır: Duygu ve düşlince... Bir felâket kar- şısında, ana, çocuğunu mu feda eder, kocasını mı?.. Aklın kararını sorârsa- nız, o bize: çocuğunu, der... Çünkü bir meyva için bir ağaç feda edilmez? Fakat, ölümün ağzı, iki candan birini yutmağa bu kadar hazırlandığı bir kor | kunç anda, artık akıl, mantık, muha- eme kalır mı? O zaman, biz, hisle rimizin iplerine bağlı birer kuklayız.. O, ne emrederse yapacağımız odur! O, ne mi emreder? Yüzde doksan dokuz, diyeceği şe i bili, : ui kurtarl... Yİ Düyallar “entime" dayanmayan bir tek sevgi vardır: Ana sevgisi! Dünyada, yalnız bir kişi insanı sc- ver; Anası! Geri kalan sevgilerde, Ipek çora- bın, lâvanta şişesinin bile rolü oldu - ğuna inanınız!, Kocayı, çocuğa feda edebilmesi için, ana kalbinde, bir masal aşkı olmalı... Plâjların ve dans salonlarının yatak odasına döndüğü bir asırda, Leylâ ile Mecnun aşkı düşünecek bir budala ta- savvur edebiliyor musünuz? Aşk, kalbin değil, borsanın mal: ol- muştur: Esham ve tahvilât gibi, ya » kında, orada almıp satılacak! Izdivaçlara bakınız: Kasın, güzün, rolünü, artık apartıman, otomobil gö- rüyor! Seni seviyorum, dediğiniz zaman, kaç yaşındasın? değil, kaç paran var? diye soruyorlar! Ben, öyle abdallaşmış güzeller gö- rüyorum ki, ona sahip olan adam bir tek zahmete katlanmış: Kalemi hok- kaya batırıp bir çek imzalamış! İzdivacın bu kadar ticaret işi oldu- ğu bir devirde hiç bir kadından şöval- —— e — ve Hakkının duruşmalarma dün 9 uncu ihtisas hakyerinde gizli olarak devam edildi. Şahitler dinlendi. Suçluların sorgusu fasılasız beş &a- at sürdü, Dün gelen şahitlerin duruşması i- çin, duruşma başka güne bırakıldı. Anlatıyor Şair Yusuf Ziya ye fedakârlığı beklemeğe hakkımız 0 lamaz! Siz, sorgunuzu şu biçime koyunuz? Kadının bir elinde kocası, öbür €- linde apartımanı var... Felâket kar” şısında hangisini bırakır?. Cevap vermek için çok düşünmek lâzım? Yalnız, telâşla size şunu da söyliye- yim: bu sörlerimle, hiç bir kadın ve» fasızdır. hiç bir kadın o duygusuzdur demek aklımdan bile geçmedi... En muztarip demlerimizde, gene © sıcak kölpten başka sığınacak memiz var ki'?.a Siz, sualinizden (kadın) kelimesini kaldırıp mücerret (insan) kelimesi de koysanız, cevaplarım gene değiş" mezdil İpek kumaşın büylisü, terzi maka“ sının hüneri, pırlantanın cazibesi, dan sın sarhoşluğu, otomobil, apartıman, hattâ içki, kumar, kadını zevcelikten İ o kadar uzaklaştırıyor ve kadınlığa 9 kadar yaklaştırıyor ki... O siyah göz“ lerin gecesine, yahut o mavi gözleri göğüne baktığımız zaman bir yıldızla içimiz aydınlanır: evlât sevgisi! Bu sevgiyi makul gösterecek başka sebepler de yok değil: İnsanım çocuğu nu sevmesi biraz da kendisini sevme- sidir. Onun gözlerinde, sizin otuz yıl evvelki bakışlarınız var. Onun mini mini ellerine bakınız: Sizin ellerinizin yavrusu.. Duruşu siz, gülüşü siz... Bu benzeyişler, insanda ölüm mef- humunu munisleştirir... Sanırsınız ki, vücudünüz, yarın siyah bir slebenin gölgesinde yatarken. ruhunuz onun. gözlerinden dünyaya bakacak! O halde evlâdı feda etmek, biraz da kendini feda etmek olmaz mı? Salâhattin GUNGÖR m —şğğ——— Esnaf federasyonu Tecim ve endüstri odası meclisi dün Saidin başkanlığında toplanmış * tır. Bu toplantıda esnaf federasyonu teşkili hakkındaki nizamname projes görüşülmüş, kabul edilmiştir. Meclise evvelki gün yapılan tecim ve zahire borsası idare heyeti seçimini tasdik etmiştir. Borsaya, oda namına Forton zade Murat ve Abdülhalim seçilmişler dir. Borsa idare heyetine ayrılanlaf şunlardır; Osman Nuri, Mehmet, Efdaleddin; Halil Hilmi, Şerefeddin, Hüseyifi Fabri, Yeni idare heyeti bir iki güne ka * dar toplanarak işe başlıyacaktu çok seviyorum, daha çok onun oluyorum, Ve.. Bayık ki onun olacağım. Ferit, benim için aş - kım tek ifadesi, ta kendisi, ilki, sonu, bütünüdür! Ve.. bu söyleniş, tatlı hayal içinde gecenin korkusunu, heye canmı, o ölçüde de tadını, şenli- ğini, doyumsuzluğunu zihninde ve,, gözlerinin önünde yürüttü... ur Şüphenin kudurttuğu geceler Doktor Hasta! Fazıl bir akşam eve geldi. Ka- rısı ile karşılaştığı vakit suratı asık, rengi soluk, keyfi kaçıktı, Güney sordu: — Nen var Fazrl?, Fazıl; — Hastayım karıcığım... Dedi, sözüne ekledi: — Bir grip geliyor galiba... Güney kocasının yanına otur- du, saçlarını okşadı: — A... Senin ki de lâf. Doktor hastalanır mı?.. Dedi, lâkırdısını sürdürdü: — Biraz soğuk filân almışsın- dır. Fazıl, —Gerçek, hastayım. Dedi, ilâve etti: — Akşam üzeri yurdda birden bir kırıklık geldi, ateş bastırdı. Biraz piramidon, kinin filân al- dim amma, âteşim hafif sürü - yor. Güney minicik ellerini kocası- nın alnında dolaştırdı, — Evet, biraz ateşin var... Dedi, ilk önceki şakalarmı bi- raktı, — Ne istiyorsan yapayım ko- caçığım... Diye, Fazılm gözleri içine baktı, Fazıl, — Yapılacak şey yok... Dedi, bir iki şey söyledi: — Nabzum iyi değil. Ateş ge- ne çoğalıyor. Ben hemen yatma lıyım, Göğsüme, ciğerlerimin ü“ zerine ön beş yirmi kuru şişe ç©” kiver, biraz tentürdiot sür, Bif reçete yazayım, onu da yaptır Kocası böyle söylerken Gü * ney: i —A..A,. Bufilar: Şişe, tentüf diyot, termojenli pamuk filâs kocakarı ilâçları... Diye alaylı alaylı söylendi Fazıl: — Sen ona bakma, İyidir... Değdi, ilâve etti? — Alkollü kâfur da seddük al“ ğına karşı iyidir. Beni onu" a da bir uğuverirsin. Sonra, dok torca yazdığım ilâçları da yapt” rırsın, Hastalığı savuştururun” Ve,. söylediği reçeteyi ya: Sonra da : — Haydi ben yatayım karısı” ğım... Diye, yerinden kalktı. — Peki kocacığım! Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: