j Abdullah Cevdet de ingiliz Casus Teşkilâtına Hizmet Eden Elebaşılar Arasında Geliyordu! Esasen başkumandan zaferinden s0n- re, bugün bile, Yunan ordusunun Etem döküntülerini beslemesi, elleri- 5 (Yunan ordusuna ve Yunan ülkü» süne hizmetlerinden dolayı takdirna- me ve salâhiyet vesikalar) veril si de bu işin başlangıç ve iç yüzü hakkında şüpbe götürmiyecek eser- lerdendir. Yazık, çok yazık ki, bir- takım Rum ve Ermeni kurumlarının, bir son uç doğurmıyan, çirkin işleri nasıl kendi soydaşlarını medeniyet scunundaki yerlerinden düşürmüşse, Etem ve onun ayakdaşları da kendi ündaşlarının soysal şerefini ve bu vatandaki mevkilerile oynamışlar « dır (b). Etem ve kardeşlerile ayakdaşları» nın, eşi pek az bulunan, bu türlü hi- yanetlerine karş Türk ulusu ve Türk tarihi bakımından verilecek ka- zarı ve söylenecek sözü yine büyük Söyleve (Nutuk) bırakalım: Nutukta Çerkez Etem ve kardeşle- rinin nasıl aykırı ve kendi başlarına gitmeğe başladıkları, verilen emirle ri dinlemedikleri, köyleri istedikleri gibi yakıp yıktıkları anlatıldıktan sonra bunları silâhla yola getirmek mecburiyeti hâsrl olduğu şu suretle bildirilmektedir (2): yal “Efendiler, harekâtı askeriyeyi, çapulculuktan ve devlet teşkil ve idaresini şunum, bunun masum Ço - cuklarını fidyei necat dilenmek için dağları kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, (o şarlatanlıklarile, yaygaralarile bütün bir Türk vatarı- nı iz'aç ve Türk milletinin Büyük Meclisini kendilerile işgal eden ha- yasız, hadnaşinas, küstah ve herhan- zi bir düşmanın boğaz tokluğuna <casusluğunu, uşaklığını yapacak ka- dar pest ve erzel tıynette bulunan bu kardeşleri, ellerindeki azami kuv- vet ve İstinat ettikleri düşmanlar da dahil olduğu halde, tedip ve tenkil etmek suretile, inkilâp tarihimizde bir ibreti müessire kaydetmek, zaru- ri görüldü...” Etem üzerine yürüyen kıta'lar 0- nun hakkettiği köteği atıyorlar: “S5 Kânunusani 337 de Gedir'i işgal ederek o civarda toplandılar. Etem ve kardeşleri de, kuvvetlerile bera» ber düşman saflarında lâyık olduk- ları vaziyeti aldılar. Artık Etem vak'ası kalmamıştı, ordumuz içinde bulunan düşman tardedilerek, cep - hesine irca edilmişti...” Burada Etşm'in hiyanetleri üze « rine de, bir Berde indirdikten sonra İstanbul'da çok işler görmüş ve ün bırakmış olan Yüzbaşı Benet'ten bi- raz olsun bahsetmek İcna olmuyacak- tır: Yüzbaşı Benet Elimde bulunan eski bir belgeye göre Entellicens Servis'in İstanbul'da bir de, daha özel, daha gizli bir ser- visi vardı ki adı Poletika) Servis iği, Merkezi, sefarethanenin içinde ayri bir daire idi Bu grubun ileri gelen siyasal ajanlarını Mister Rayân, sü- el ajanlarını Gripin veya Watson ile Selânik doğumlu, Yahudi, Yüzbaşı: Hazak kabul ederlerdi. Servisin bu grubu daha ziyade Anadolu'da yapılacak propaganda ve gıkarılacak İbtilâllere ait işlerle uğ- raşırdı. Grubun ajanları teker teker kabul olunur ve herbirine: “Yalnız size güveniyoruz. Kimseye bir şey söylemeyiniz..” mavi boncuk oyunu oynanırdı. Grupla temasta oldukları öğrenilebilenler şunlardı: “Sait Molla, eski Müsteşar İhsan, Kiraz Hamdi (paşa), oGümülcine'li İsmail Hakkı, Miralay Refik, Celâ- det ve Abdullah Cevdet.” Bu grubun iç yüzü ve tar. »t hususunda Mi hsan'ın gruptaki mevkiinden istifade edil- miştir. Sait Molla'nın bu siyasal servise (Poletikal Servis) verdiği jurnal ve raporları, İstanbul'daki Anadolü (o Kontrapiyonaj grubuna veren bu zattir ve buna da Sait Mol- la'nın ona karşı aldığı kötü durum sebep olmuştur. Siyasal Servis'in bir şubesi de Yüzbaşı Benet'in idaresinde, Beyoğ- lu'nda, Asmalı Mescit sokağında, Er- zurum Hanının bodrum katında idi, Benet'in bu şubedeki ödevi daha zi- yade Siyasal Servis ajanlarının has zeket ve doğruluklarını kontroldan ibaretti. Bu işin yanında bir de sa» A ap a şehzade ve sul- tanların yatlarile uğraşmak ae vardı. Bir aralık Vahdettin'in arington'a verdiği bir raporda Ve- Jiaht Abdülmecit, Şehrade Selim ve Bürhaneddin'in Anadolu ile münase- bet ve muhaberede bulundukları bil- dirilmişti. Harington bu işin tahki- kini Benet'e verdi ve o da yalan ol- duğunu ispat etti, İşte Benet'in bü- NX Abdullah Cevdet tün saray işlerile ödevlenmesi bu- nun Üzerine başlamıştır. , Saraya Fransız ve İtalyan dostlu- ğunun girmemesine, yayılıp bulaşma- masına çok dikkat ediyorlardı. Be- net Vahdettin'in en su katılmamış, en gizli bir dostu idi. Gizli kalması Jâzrmgelen muhabereleri, Vahdetti- nin güvenli karrlarından, Seniye va- #ıtasile yaparlardı. Bu kadınm haf- Afrikada Silâhın Patlayacağı Gün Yakın mı ? (Baş tarafı 1 incide) Gazeteci İtalyanın Habeşistanda yapacağı sücl hareketler sırasında Avrupada kargaşalık çıkmasından korkup korkmadığını sormuş ve Mussoliniden şu cevabı almıştır: “ Bir kere Avrupanm önünde da- ha iki yıllık nisbi bir sükün dev- Yesi vardır. Sonra nın şimalinde beş yüz bin askerin tılacağı büyük manevralar yaptıraca- gım. Birinci o teşrinde İtalyada bir milyon asker silâh altında bulunacak ter. Hiç bir şeyden ve hiç bir kimse- den korkum yoktur. Bütün İtalyan ulusu ne istediğimi ve ne için İstedi- ğimi anlamıştır. » İtalyanın protestosu ROMA, 21.A.A, — İtalyanın Adis Ababadaki elçisi imperatorun parla" mentodaki söylevi ilgisiyle Habeş dış bakanlığı nezdinde şiddetli protesto- da bulunmuş ve hükümetinin ileride bu hususta alacağı herhangi bir ki Tarı, bildirmek hakkını muhafaza ettiğini söylemiştir. Habeşlilerin bir saldırma plânı Londra, 21. A.A. — Observer ga” zetesi diplomatik yazarının fikrine göre İtalya arafından Habeş-İtalyan izlaşma komisyonuna verilmiş olan belgeler (vesikalar) Habeşlerin Ual- Unl- hadiselerinden iki ay evvel İtak yan sömürgelerine karşı bir saldırma plânı hazırlamış olduklarını ispat et- mektedir. Gazetelerin mütalâaları Paris, 21.A.A. — ae takib Le devam ili Bu endişeler göstermek te gzetelerin eğilimi (temayü- lü) Fransanın İngiliz veya İtalyan dostluğuna zarar verebilecek herban- gi bir hareketten tavsiye etmelerinde görülmektedir. Eko dö Pari gazetesi bu hususta şuriları yazmaktadır : “ İngiliz dostluğunu ( feda etmek bir delilik olacaktır. o Aynı zamanda İtalyaya gösterebileceğimiz arka bi- zim Uluslar Sos) ki mevkii. mizi . Çünkü müşterek güven siyasamız bunun Üzerine ku- vi. Ordr gazetesi diplo- matik tam bir taarruz sırada Musaolininin Hal muhare- ünmesinden ötürü geleni yapacaktır. Pöti Pariziyen gazetesinin Roma ME beş İmpara vi levi — torunun söyl İtalyan çevenleri gayet | Tafsilâte (Nutuk) tan okumak gerektir. Aziz Hüdayi AKDEMİR tada birkaç defa Benct'in dairesinde görülmesi bu muhabere işinden ö rüydü. Seniye gelemediği zam bu yazışma ve haberleşmelere adında Sudan'I: bir harem ağası va- srta oluyordu. Beşir, Benet'in en çok | inandığı ve güvendiği bir sırdaş ol- | muştu. Sarayda Vahdettin ve ona | bağlı birkaç kişi ayrılırsa kalanların bemen hepsi Fransız'lara ve birazt da Italyan'lara dost idi. Ingiliz düş- manlığmın başında Fehime Sultan | vardı. Benet bir gün'bir fırsat düşü- rerek ötedenberi kendisini kabul et- miyen Fehime ile görüşmüş, İngiliz- lerin saraya karşı besledikleri sevgi ve yardımdan söz açarak: “Padişah ve bütün hanedan, demiş, icabınd. İngiltere Kralınm en aziz misafiri | olacaklardır.” Fehime bunun ne demek olduğu. | nu anlamış ve daha © zaman Anado- lu işlerile uğraşanlara: “Padişah ve adamlarını Ingiliz'ler başka yere gö- türecekler” diye haber vermişti. TArkası var) (1) Çerkez Eteme sit kızı malümet Cevdet Kerim'in kitabından çıkarılmıştır. (2) Natuk, sal 37. — A.H, ağır telâkki edilmektedir. Söylendiği ne göre bu söylev, dağıtılan metinde görüldüğünden fazla tecavüzkârane- dir. Bu şartlar altında şimdiden İtal yan-Habeş ilgilerinin kesilmesi ihti- malini gözönüne almak AN SAGLIK KENDİM ÖGÜTLERİ Vereme Karşı Çimento Tozu Hekimlerin çimento ile araları, öte- denberi iyi değildi. Daha kübik mi - mart usulü çıkıp ta bu kadar yayık mazdan önce, büsbütün çimentodan yapılan binalara hekimler itiraz eder- lerdi. Onların bu itirazarı haklıdır; çünkü kesme taştan, yahut tuğladan yapılan kârgir evlerin duvarlarının arasından haya geçtiği tecrübeleyle sabit olduğu halde çimento binaların duvarlarından hava geçemez. Onun için çimentodan binanın pencereleri kapandığı vakit içeride oturanlara sı» | kıntı gelir. Bunu biz İstanbul gibi her çeşitten yapıları olan bir şehirde pek kolay anarız. Ahşaptan bir evin odasında uyumak, kâgir evin odasında uyumak tan elbette daha hafif olur. Büsbütün çimentodan yapılmış bir binanın oda- sında ise, pencereler kapanmca insâ- na sıkıntı bavır... Çimentonun tozlarını da “hekimler dalma zararlı diye tanırlardı. Ondan dolayı çimento yapan fabrikaları dai- ma şehirlerin dışarmında, kalabalık yerlerden uzakta kurmak lüzumunu öylerlerdi. Çimento fabrikalarında çalışan işçilerde görülen ve çimento İ tozlarından ileri geldiği anlaşılan -bir deri hastalığına çimento uyuzu diye ad takmışlardı. Ve Portekizde iki hekim, kobay de nilen küçük Hint domurlarından bir çoğuna verem hastalığını verdikten sonra onların bedenlerine üç yoldan — hava yolundan, yem yolundan ve doğ rudan doğruya damarlarınm içine Şi rmga ederek — çimento tozu o sek- muşlar. Tecrübelerin o bepsi, burada tekrarına lüzum olmayan, . emniyet tedbirleri alınarak yapılmış. Çimento tozu hâyvancağızın bede- | nine hangi yoldan girerse girsin, Ve- rem hastalığının üzerine çok İyi tesir yapmış. Verem hastalığını almış, fa- kat çimento tozunu yutmamış başka hayvancıklar veremden öldükleri hal. de, çimento tozu yutmuş olanlar has- talığa dayanmışlar... Şu halde, Portekizli hekimlerin tecrübeleri başkaları tarafından tek - rar edilerek iş büsbütün kesin olun- caya kadar, şimdilik çimento tozların mümkündür. | dan korkmamak lâzımgelir. Bu da her Fakat bu ilgilerin kesilmesi derhal | tarafta çimentodan binalar yapıldığı harp halime yeçitmeseri harp ilin edilmesini icab ettirmez. İtalyan çevenleri Uluslar o Sosyetesi naktı ile 1906 yılımda üç devlet ara- sında imza edilmiş olan andlaşmayı tatbik imkân: olduğu fikrindedirler. Amerikada silâh fabrika- larının kontrolü Vaşington, 21.A.A. — Senatonun | silâhlanma komisyonu başkanı, bu komisyonun yirmi / işyarınn, İtalya ve Habeşistanla olan muhtemel ilgi- lerini meydana çıkarmak için banka- lar ve silâh fabrikalarının faaliyetini teftiş etmekte olduklarını söylemiş- tir, Başkan, bu teftişin şimdiye kadar biç bir şey çıkarmadığını. ilâve et miştir, Hayat Sigortalarında Değerli | era “Yaa Tünity YÜ VerevtR* bir haberdir. İş kesin olduktan sonra da, Verem Ji hastalara çimento tozu vermek için her şekilde ilâçlar meydana çıkacağın dan şüphe edilmemelidir. En iyi şek- H, galiba, bizim tahin kelvasına çi - mento tozu karıştırmak olacaktır, Za ten tahin helvasının ağır basması için, bazı he vacıların onun içine kireç ka- rıştırdıklarını söylerler. Hem de böy- ie helvaya “kâgir helva” derler. Ki - reç yerine çimento tozu karıştırılırsa « kübik binalar da çimento ile yapıl dığı için - “kübik helva” demek müm kün olur. Lokman Hekim Bir Yenilik Bundan böyle, en büyük felâket olan ölüm ve malüliyetin Acılarından çoluğunuzu, çocuğunuzu, kendinizi ve yakinlerinizi: Malüliyeti de Temin Eden Senelik Te- mettülü Tam Muhtelit Sigorta ile koruyabilirsiniz.. Bu sigortayı memleketimizde yegâne tatbik ANADOLU ANONIM Türk Sigorta Şirketi Yaptığı bu yeni nevi ile hayat sigortalarında mühim bir inkılâp yapmıştır. Çünki bu sigorta ile : Ölüm ve malöliyet temin olunur — ber sene nakdi temettü verilir — vefat halinde müemmen meblâğ derhal ödenir — mukavelenamenin bita- mında sigortalı hayatta bulunursa ve malüliyete uğramamış ise mücm- men meblâğ 45 10 fazlasiyle tediye olunur — muvakkat ve daimi maldliyet müddetince ücret almmaz — daimi malüliyet halinde müermmen meblâğın 6 10 w senelik irat olarak verilir ve vefatta VE ya mukavelenamenin bita- mında mücmmen meblâğ yene tamamen ödenir, Diğerlerinden çok üstün faideleri olan bu sigortanızı yaptırmak üzere şu adreslere müracaat ediniz ; Anadolu Sigorta Şirketi Muamelât merkezi : İstanbul, 4 üncü Vakıf han, Telef.: 20531. ,, Umumi acentalığı : Galata, Ünyon han. Telefon: 44888. 4927 | FALZA SÖZE İstanbul mahallelerinin evvelce a- kıl hocası, muhtarlardı. Bazen kıya » siye Bara almalarma rağmen, İş bil « mez, yer bilmez, müamele bilmez ih- , kimsesiz kadınların işlerini 1 Muhtarlıklar kalktı, Yerlerime mü messiller geçti. Mümessiller bir t dik, bir ilmühaber işinden para almı- yorlar,Almıyorlar amma,zavallı halkın işi de yapılamıyor. Bir kere mahalle #ümeksilini bulmak bir hâdisedir. O teredeğir, harigi saatlerde çalışır, kim se bilmez. Sıcak yaz gününde akşama kadar mahalle mümessillerinin pesin- den koşarak, bir imza koparmak mü- bim bir iş haline gelmiştir. Mahalle mümersi'leri halktan para almıyor. Fa kat iş bedelini şarbaylıktan alacak. Binaenaleyh angarya değildir. Muh - tarı bulmak evvelce kolaydı. O,'ya bir cami odasında, ya bir medrese kubbe- © Kitap Hemen her köşe başında bir kitap sergisi belirdi. Bu sergi » lerde, öyle değerli, öyle aramak la bulunmaz kitaplar var ki, in - ! Yesuyn bari mast pta sa tıldığına şaşar. Geçende böyle bir kitap sergisinden, koca bir ham- mal yükü kitabı yüz elli kuruşa aldım. Belki zorlasam adamcağız yüz kuruşa bile bırakacaktı. Kitapları parça parça eve götür- düm, Son parçayı götürdüğüm gün, bir kitapçı koltuğumun al- tındaki paketleri görerek: — Bunlar nedir? diye sordu. — Kitap morg'undan geliyo- rum, dedim, bir morg ki elli yrl. dan beri alınteri ve göznuru dö- Müdürlüğünden 1 — İdarede Münhal 10 meyyiz, tetkik memurluğu Hukuk, Yüksek ticaret ve mur alınacaktır. meşruttur, oluncaktır. 4 — Memuriyete alınaca! ceklerdir. zılı vesikalariyle müracaat yaptırılacakdır. Ne Dersiniz?! MAHALLE MÜMESSİLLERİ! Morgu.. | Posta, Telgraf ve Telefon Umul zunlarından askerliklerini yapmış olmak < şartiyle 2 — İsteklilerin otuz yaşından yukarı o 3 — İsteklilerin sayısı onu geçerse aralarında sızça müsabaka imtihanı yapılacaktır. Müsabakâ pılması icabettiği takdirde günü veya yeria görülenler ileride idarece tayin olunacak müddet postacılıkta ihtisas yapmak üzere Avrupaya gön“ 5 — Buna göre istekliler Temmuz 935 sonun dar P. T. T. Umumi Müdürlüğüne istida ile ve 7 maralı memurin kanununun dördüncü maddesinf hizmetinde bulunan isteklilerin yalnız askerlik VE siyle memurluk hüviyet varakalarını vermeleri Türk Hava kurumu Piyango * rektörlüğünden: Hava tehlikesini bilen tiyeler için 100.000 ade” Münakasa kapalı n 24-7-935 saat 14 tedir. İstekli olanlar her gün F Direktörlüğü muhasebesinde şartnameyi görebi” 22-7.935 we İZE ÇATIYOR TASMA VE ... ÇOGU! NE HACET? si altında çalışırdı. Mümessili ni yurdunu bulana aşkolsun-. & ta, yurdunu bulursunuz, kend lamazsınız. Muhtar, kimsesi? yüzüne gülen yegâne adamdı. Si en aşağı nikel bir yirmi &. Mümessil halkı umurlası kü parasını almadı. alacak diy€ yor? Bir kâğıdı tasdik ettirmekiiğ Te imza attırmak, bir ilmühsöfüu dırmak için, ona kul köle olmsl 'dır. Kendisine müracaat ede bu kul kadınları başlayan, bal ğiran, salâhiyetsiz bir asabi uğramış mahalle mümessilleri * nu haber alıyoruz. Bu çeşit mahalle müm hem seçip ayıklamak, hem işini ziyade kolaylaştı zımdır, Biz böyle düşünüy, Siz ne dersi külerek basılmış binlerce bın cenazeleri, içinde Yalnız dikkat ettiğim var: Morglar, gün günden” İirenr um aanlr bitenlina AR bette satışı azalıyor. BU nu ne olacak? Kitapçı güldü: — Kitap sergilerinin morg haline geldiği doğ! kat bir de bizim kitap ©“ uğrasan, buraları da taplarm diri gömüldükl tap mezarlığına benzetirdi Kitap, bizde doğar “ ya mezarlığa gidiyor, Y adına sergi dediğimiz “ morg'una düşüyor. Salâhaddin GÜ! adet otuzar lira maaşli” ve müfettiş muavinlii siyasal bilğiler okullar” klardan istidat ve İY etmelidirler. o Halen ” (4101 zarf us (4134)