21 Temmuz - PAZAR - 1955 SAYI: 90—3393 | On Birinci YIL SAHIB ve BAŞMUHARRİRİ İ Mahmut SOYDAN İ MR A EŞ o ISTANBUL YUNANISTANDAKi BUHRAN ——— mn CE. Yeni kabine daha 3 incide ş Peyami Safa'nın “Çalışma nm manası”, Orhan Sel in Sergide raları — Şe bir haberleri | " 3üncüder — Ankara haberleri — Narul- | CI ır lah Ataç'ın "Pikirler ve in- | sanlar ” yazı elek'in "Cildi görüşelim ” İierası —— — —— Vİ şer e lr ar Gazeteler bu değişimi Kondilsin ve kralcılığın Bumaralı düşmanı — Sağlı N n öğüdleri — Kendi kendimi. i k göst 3e çatıyorur. bir muvatfakıyeti olarak gösteriyorlar $ incidi Son haberler — İcmal —— Kabine şu şeki e 1 Ml TAM Ge | A wişmeler, evlermeler de tadil edilmiştir: Delüe ee Çaldaris Başbakan, Kondilis Baş- ME ker bakan muavini ve harbiye, Rodopu - Suncuda 4“ Nizameddi 1os Harbiye müsteşarı, Maksimos san Hanlığınn son günleri" | Dış işleri, Pezmez oğlu Finans, Ko- za, aydalı bilgiler — Hi- | rozon Finans müsteşar Stefanopo- ye Ji a lis Ulusal i . İ los Ulusal ekonomi, Kartalis vi SOMA Pe aaa. İ Ekonomi müsteşarı, Pier Rallis Mü- nakaldt, Teodorides Tarım, Sagiyas Yardım, Amiral Dusmanis Deniz, General Nikolsides Hava, Rormanos- manos Tüze, Perikle Rallis İç işleri, Nikolitsas Sıhhat, Hatzikos Kültür, Frajiadakis Gitit genel valisi, Veri- opulos Makedonya genel valisi, Ar- | giroplos (Patras saylavı) Trakya ge nel valisi, Tülokos Epir genel valisi, Yeni kabine saat 23 de ye « min etmişlerdir. Siyasal çevenler, yeni kabinenin eskisinden daba çok sağa yatkın ol- duğunu ve krallıktan yana olanla” için bir başarı (muvaffakiyet) demek (Arkası 10 uncudaj Uluslar Derne- ğinin Zâfı Ulus'ar Derneği Konseyi, geçen Nisanda Versailles andına karşı ola“ rak silâhlandığı için Almanya'yı suç- lu gördüğünü ilin eden karardan sonra, ileride andları bozan veyahut barışı tehlikeye koyan devlet hakkn- da alınacak tedbirleri kararlaştırmak için bir komisyon teşkil etmişti. Sanksiyonlar (müeyyide er) komis » yonu denilen bu heyet, çalışmasını bi: tirmiş ve raporunu hazırlamıştır. Ce- nevre'den bildirildiğine göre, rapor, Uluslar Kurumu Konseyinin 29 Tem- muzda yapacağı fevkalâde toplantıda görüğülecektir. Komisyonun şu ted- birleri tavsiye ettiği bildiriliyor: Ii — Mütecavize karşı tam veya kısmi boykotaj ilân edi mesi 2 — Silâh, cephane gibi savaşa ya- rıyacak malların, satışı yasak edil. mesi, ! Di 3 — Bu devlete hiçbir iptidal mad. de satılmaması 4 — Para yardımında bulunulma» ması Sanksiyonlar komisyonunun £ diği."ezi Derneğinin iz SE m #iyonlar, kmaca ve az müphem bir şe- kilde dernek yasasının On altmcı Maddesinde yazılıdır. Ancak Bu'eko- nomik ve sücl sanksiyonlar önce Ja- ponya, sonra da Almanya haki si tatbik edilemediği içindir ki, ie kü durum ve şartlara daha uygun bir takım tedbirler düşünülmesi için bu komisyon teşkil edi mişti. Kormisyo. nun raporu on altıncı maddenin eko. nomik sânksiyonlarını azıcık daha açık'bir şekilde izah etmekte ise de bunların tatbikatından çikacak zor. luklâr hakkında bir çare ileri sürme, mektedir. Arsrulusal münasebetlerin bugünkü durumunda bir devlet hakkında sark- siyon tatbiki gerçekten “çok zor bir iştir. Bir defa herhangi bir ekonomik sanksiyonu müessir surette tatbik €debilmek için bunu bütün devletle- rin kabul etmesi lâzımdır. Ulusar Derneği kurulduğu zaman bunun bü- tün devletleri içine alan acunsal bir kurum olacağı sanılmıştı. Halbuki Amerika ilk adımda buna girmeyince Kondiliş, Çaldaris, Maksimos Pesmezoğlu Esrarengiz kemikler Bir apartımanın tavan arasında çıkan yarım insan iskeleti! ele- iğ Kemiklerin çıktığı ev, heyecandan şaşıran kadın, * kemikleri, tavan böcresini gösteren odakiracısı Güzin ve tavandan sek taha parçaları Adliye ve zâbtta bundan altı yıl | çözülemiyen bu esrarengiz kemik önce konduğu sanılan bir kemik yı. | yığını nedir, bir cinayetin son 1219“ ğimi ile karşılaşmış ve tahkikata el | ri midir, belli değil, Bu hususta edin koymuştur. Henüz hiç bir düğümü | diğimiz tafsilât şudur; -). , İskeletin bulunduğu 9 Nişantaşında vali konağı caddesin” de 1S numaralı Selçuk apaftmani * nm üçüncü katı tamir edilirken bİF iskelet çıkmıştır. ği Vaktile Lâzistan mebusu Sudinin malı-olan bu üç katlı bina, emniyet sandığma terhin edilmişken, alınan para geri verilmediği için müza ile Galatada Bozkurt handa tüccar Sait-Ömere satılmıştır. Sait © Ömer satn aldıktan sonra evi apartmans çevirtmiş, birçok (tadilât da YAP mi gümtiret bittikteri sari Erplâl sr direktörü Ziyanım an” mesine kiralanmış, beş ay önce de bu raya ziraat bankası ispektörlerin © den Riza Soysal taşınmıştır. 34 parça kemikli yarım bir iskelet Sen defa, binanın çatı kısmında bazı tamirata lüzum görülmüş, Dimit Ti Ve Kostantin isminde iki işçi PET şembe sabahı 11 ile 12 arasında, bu.” rada çalışmağa başlamışlardır. Bağ” dadilerin yenilenmesi için evyelâ #- mmış, sonra tavanın bi? iki tahtası sökülmüştür. Açılan yerden kemik parçaları dökülmeğe başlayın” ca, çalışan ustalar hayrete düşmüş - er, evdekilere ve zabıtaya haber ver mişlerdir. Ni 'avan arasından 34 parça kemi düşmüştür. Tam bir ingan iskeletine TArkase 10 uncuda) Dernek acunsal şeklini kaybetti. Ja- (Arkası 3 üncüde) A. Şükrü ESMER Dünkü deniz. yüzme teşvik müsabakalarından iki enstatane * © Dramisi spor sütünlerimizde | YA SABUNA | DOKUNMADAN, , tahtakurularına © karşı FE BİR SAYFİYE HİKAYESİ 3 ncü tablo sabahı, başımı» biribirimize anlattık, faciayı şakalaştırdık, ev sahibinin alınacak tedbirler hakkında söylediklerini dinledik, ve ilk banyomuzu almak üze gittik. i Plâj! Onüme baktım: mavi, gü- neşli, vücudü. kendine çeken bir deniz uzanıyor! Arkama baktım: Kaç on senenin karını, yağmurunu yemiş tahta kulübeler içinde, bazı insanların yalnız başları ve ayakla- rı görünüyer! Ya karınları? Karın- İarını, soyunma odalarının altları, üstleri acık mandallı kapıları hapt- yor! Teller, kazıklar, yengeçlerle dolu bir kumsalda ilk banyomuzu aldıktan sonra, plâj sahibine: “Şu tahta barakaları yıksan, yerlerine insan soyunabilecek, oturuldı zaman ete çivi batırmayan küçük, ucuz, temiz yerler yaptırsan! Yo- sunları temizlesen, kazıkları kal- dırsan, telleri söksen ve bir iskeli kurdursan ! Ne bileyim... Burayı bi plâja benzetsen!” dedim. Dinledi dinledi ve çok kira verdiği, idare | etmediğini söyledi ve daha birçok şikâyet etti. Netice: O bana hak verdi, ben ona hak verdim ve bir- a ve bütün mevsim tele; Fahat kabil mi? Bu sefer, hattâ memedeki çocuklarını da evde kim- » emanet edemiyerek berabe- inde bir kefile misafirliğe bu yurdular. Derken, başka bir arka- daş! Arkasından bizden telefon et- gelen komşu! Ve böylece, yerine bir taraftan kahve ve öbür taraftan mânasız konuşmalar. la ekşam oldu. Akşam olunca, ka- balıktan kurtulmak için, halaba- lığı daha büyük kalabalık arasına atmaktan başka çare bulamadık. Kalktık, hepsini arkamıza taktık, “Sizi eğlendirelim?” diye gazinoya taşıdık! B, bira ve rakı fazlı başladı! | ziy öl eye , Geç gelenlerin « 12 kişif bir kısmı döndü, fakat bir le yavaş davrandı ki, benim hay- is âdeta zorla psa m âdi vapuru Bu sefer, sayfiye evinin herkesi , yatağından eden gece mi- sahnesi açıldı! o arman NERBAHÇ Ö TELEFON | Müdür : 24318. Yazı işleri : 24319. İldare ve Matbaa : 24310, EDE ATEŞ! Kadıköy ve Fenerlilere Geçmiş Olsun... Diyebiliriz Yangın nereden çıktı? Aktarma ambarları. Fenerbahçeden kaldırılacak Tesadüfen yangın yerinde bulunan husus! muhabirimizin aldığı resim Dün öğle üzeri Fenerabhçedeki ak- tarma ambarının bir tahta pavyonun- da kaza olmuş ve bu yüzden yangın çıkmıştır. Ateş. pavyonda bulunan bir kısım parlayıcı maddeleri tutuşturdu ğu için derhal yetişen Kadıköy itfa- iyesinden başka, İstinye grupuda yardıma çağırılmıştır. Zabıta, yangın | tır. mıntakasında ve arabarım çevresinde icap eden inzibati tedbirleri almış, ate şin genişlememesi için itlaiye büyük gayretle çalışmıştır. Yangın, bu küçük pavyon yandıktan sonra saat 16,5 da söndürülmüştür. Mevaddı müştailenin infilâki esman sında insanca hiç bir kayıp olmamış- Ancak yangin büyümüş ve saha- lArkasr 9 uncuda) “TAN,,ın yeni anketi salı günü başlıyor İste, masal değil, dinlenmek ü gittiğim bir sayfiye evinde benim ilk yirmi dört saatimin olmuş hikâ- yeni budur. Bunları bilmediğiniz şeyler oldukları için değil, pek iyi bildiğiniz, fakat hâlâ değişmemiş şeyler oldukları için yazdım. Ben gördüm ve anladım ki; biz- de sayfiye yaşaması, yani başka memleketlerde çalışan adamların hayat hakkı olarak istedikleri din- lenme ihtiyacının bizdeki karşılığı, tam tersi, on sene evvel, yirmi sene evvel, kırk sene evvel. olduğu gibi hâlâ geceleri tahtakuruları ile uğ- raşma, gündüzleri birçok misafirle- ri ağırlama, lüzumsuz masraf ve & rada eğer vakit bulunabilirse telli, kazıklı, yengeçli bir kumsalda şöy» le bir suya batıp çıkmaktan, Yalnız ağ duymaktan hâlâ çıkmamış- lar, Anlattığım, yalnız benim hikâ- yem değil, benim hikâyem olduğu kadar az çok sizin, onun, hepimizin hikâyesidir. Şehrin kapalı, kızgın betonun- dan köyün açık havasına kaçmak isterken, tekrar şehrin betonunu öz- lemeğe mecbur oluyorsunuz! Anlaşılıyor ki, tabiatla sefaleti Bitirinceye - kadar, dinlenebilmek işin, uzak kırlara açılmaktan veya, | yeşil, yüce dağlara çıkmaktan baş- ha çare kalmamıştır. Ali Naci KARACAN Cambaz kadin, akrobatik numara yapıyor. Dişlerinin afasındaki İ kocasıdır. Iki çocuğunu da ellerinden tutmuş, hoplatmaktadır. Tam | İ bir sırada, başımın üstündeki ipin çatırdadiğım düyuyor. Sallanmak. | xa devam ederlerse, ip kopacak ve üçü birden aşağı düşüp parçalana- caklir. Kocasile çocukları arasında derhal bir. tercih gözetmesi lâzım... | Bu vaziyette bir kadın, ne yapar, çocuklarını mi fedar eder, yoksa | kocasrhr mı? Yazıcımız Salâhaddin Güngör'üri memleketin tanmmış ve tanınmamış değerli insanlara sorduğu ve cevaplarını aldı- ğı bu dikkate değer meseleyi salı günü “Tan” sütunlarında okumağa başlıyacaksınız. Psikolojik ve sosyal bakımlardan önemli saydığımız bu anketi bütün okuyucularımıza kadar genişletebilmek için ayrıca bir sual de ortaya atacağız, okü- yucularımız tarafından verilecek cevapları bu sütunlarda o anketle beraber yazacağız. Cevabı verilecek soru şudur: “Bir evde, birdenbire bir yangın çıkar ve tehlikeli nisbetler alır. sa, yahut, bir evin birdenbire dehşetli bir zelzele ile temelleri sar sılırsa, karı, malâl bir koca ve bir çocuktan mürekkep bir gilenin ka- dını evvelâ sakat kocasını mı, yoksa çocuğunu mu kurtarmağı döşü- nür?”