Samsunda Tütün Ürünü Ve Satışı Bu Yıl Yolunda Samsun, (Özel aytarmız bildiriyor) — 1934 rekoltesi Sam- sun, Bafra, Alaçam ve Çarşamba tütünlerinin yüzde 85 i tama- men satılmıştır. Geri kalanın müşterisi de hazırdır. Bu yıl fi- yatlar geçen yıllardan daha yüksek gitmiş, ürünün kilosu 125 » 250, görmezin kilosu 10 - 40 kuruş arasında muamele görmüştür. Tahminen 5,5 milyon kilo olan 934 ürününün üçte bir miktarı şehrimizdeki Amerikan tütün kumpanyaları ve geri kalanı da İnhisarlar İdaresi ve tecimenler tarafından mubayaa edilmiştir. Samsun ve hinterlandı tütün durumu hergün biraz daha iyiye doğru gitmektedir. Evvelki yıllara nisbetle zürram ve tecimen. İerin durumu da düzelmiştir. Köylü bankaya olan 3 milyon li- ralık borcunun çoğunu ödemiş, yüzde 75 i hükümete olan borç- larmı da tamamen vermişlerdir. z Ürün, bu yıl yüzde 30 noksan olacaktır. Yağmur yağmadan önce 2milyon tahmin ediliyordu. Son birkaç gün içinde fasıla ile yağan yağmurlardan sonra bu miktarın 4 milyon kiloyu bu- lâcağı ümit edilmektedir. Köy Çocukları için Okula Tokat, (Özel aytarımız bildiriyor) — Tokad'ın Pazar ve Dökmetepe kamunu merkezlerindeki köy çocukları için modem bir yatı okulası yapılmasına başlanmıştır. Ökulanın ilk temel ta- şımı ilbayımız elile koymuştur. Geniş ve ağaçlı bir meydanın çevreliyeceği bu okulada 18 dershane, bir konferans salonu ve bir müze bulunacaktır. Sahte Jandarma Subayı! Adana, (Özel aytarımız bildiriyor) — Subay olmadığı halde, sübay elbisesi giyerek ötede beride dolaşan birisi yakalanmış, müddeiumumiliğe verilmiştir. Necati adındaki bu adam, jan - darma birinci mülâzım üniforması ile dolaşırken, parkta, Mer- kez Kamutanı Cevdet tarafından tutulmuştur, Tokada Kaynak Suyu Geliyor Tokat, (Özel aytarımız bildiriyor) — Şehrin on üç kilometre kadar güneyindeki Kaynak içme suyunun akıtılması için hazır. | Irklara başlanmıştır. Ağustos içinde tesisatın bitirilmesine ça- Uşılacaktır. Halkın sağlığı ile pek ilgili olan bu önemli iş ba- şarıldığı gün, Tokad'ın en büyük eksiği tamamlanacaktır, Ekmek Yeniden indirildi Balıkesir, (Özel aytârımız bildiriyor) hunt 20 para dâha indirmiş, ekmek fiyatını 8 kuruş olarak tesbit etmiştir. Buğdayın kilosu 5 kuruşa satılmaktadır. Buğday piyasasın- daki genel durumun düşüklüğünü göz önünde tutan şarbaylık narhı yeniden indirecektir. » Balıkesir futbol | Şampiyonluğu Balıkesir, (Tan) — Bu hafta yapılan birincilik müsabakala rında Idman Yurdu, İdman Gü- cünü 1 - 2 yenmiş ve şampiyon- luğu kazanmıştır. Yukarıki re- sim şampiyon takımı bir arada gösteriyor. i Edirnedeki Darüş- şifayı tetkik Edirne, (Özel aytarımız bildiri - yor) — Edirne saylavı Faik ve Kon- ya saylavr Osman Şevki Uludağ ev- Velki akşam Edirneye gelmişlerdir. Edirne darüşşifasmda esaslı tetkik - ler yapmak üzere gelen Osman Şevki Uludağ bana şunları söyledi: ”— Mimar Hayreddinin vücude ge tirdiği bu anıtı, Türk tarihi tetkik ce miyeti adına yazdığım eser için bir | kere daha görmek istedim. Türkle - rin medeniyet bakımından en yüce : : Aİ geprlerinden olan bu bine, Anyerate, ryeporde ketlerindeki eşlerine çok' behzer,"E- dirne darüşşifası diğe, yapı olduğuna göre, dür yeti üzerinde haylı mücasirdir sanı Tim... > İKÜÇÜK TELGRAF | HABERLERİ * Adana, (Tan) — Şarbay Tur- han Cemal, bugünkü ekspresle An- kn gitmiştir. * Tokat, (Tan) — Orayca yaptı - rılan hidro elektrik santral evinin temeli atrimiş, direkler hazırlanmış. tır. Kıştan önce, Toket, aydınlığa kavuşacaktır. SANsUN Samsunda Atatürk parkı ve hükümet caddesi No. 62 YOSMA! Etem Izzet BENICE — Bilmiyorum... — Ne vakit çıktı?, — Siz çıktmiız, o da arkanız- dan çıktı. — Sabahleyin erkenden mi?. — Evet, dokuzda filân.. — Çıkarken hiçbir şev sövle- medi mi?. — Hayır.. Fazıl birden telefonu kapat- tı. Kızmıştı. Sinirden eli aya- ğı titriyordu. Kendi kendisine söylendi: — Nerede bu kadın yine?. Bıktım bunun sokağından! Ve düşündükçe içerliyordu: — Gece, bana hastayım, kr rıklığım var... diyordu. Sabahle- yin ben çıkar çıkmaz, arkamdan nereye gider?, Bana da hiçbi yere gideceğini söylememiş Sonra, odadan içeriye bir asi tan geldi, ona daldı. telefon öy- küsünü unuttu. Fakat, o çıkar çıkmaz yine telefonu açtı. Yine karşısına hizmetçi çıktı: — Güney gelmedi mi?. — Gelmedi.. Fazıl bu kez de telefonu çat- i tadak kapattı. Kendi kendisine söyleniyordu: — Güzel kadm. Çok iyi ka- dın, Beni çok seven kadın. Ben de onu çok seviyorum. Bir de- diğini iki yapmıyorum. Fakat, bu sokağma, gezginciliğine da- yanamıyorum, Gezmeği, sokak- tan eve girmemeği çok seviyor. Ve kötü bir kuşku zihnini kurcalıyordu: Z — Acaba benim üstüme bir başkasile de sevişiyor mu?. Ve birden bu Kuşkuyu kafası- nın içinden kovuyordu: — İmkânı yok. Bunu aklıma bile (o getirmemeliyim. Beni çıldırasıya seviyor. Biribirimize karşı olan aşkımız araya her- hangi bir güvensizliğin girmesi. ni yasak edecek kadar kuvvetli- dir. Onun karakterine, sağlam moraline inanıyorum. Ve bu düşündüklerini perki- * Balıkesir, (Tan) — Parti baş- kanı Lütfi Kırdar İzmire gitmiştir. * Tokat, (Tan) — Tokatta kızıl ay haftası bitmiştir. Halkevi temsil kolu, parkta bir temsil vermiş, kızıl aya birçok üye yazılmıştır. Haftanın son gecesi Halkevinde parlak bir ba- lo verilmiştir. * Kırşehir, (Tan) — Doktor Na- ci Girgin tarafından halk partisinde zehirli gazler hakkında bir konfe- rans verilmiştir. * Edirne, (Tan) — Mülkiye mü- tiyordu: — O, dünyanın en inanılacak kadınıdır! Belki, yine terziye filân gitmiştir. Öğleye yemeğe döner. Ve yine bir hayal gözlerinin önünden akıp geçti: | — Belki öğle yemeğine beni i çağıracak, yeni urbalarile sof- rada karşılıyacak.. Bu hayal, bu teselli onu avut- tu ve bu avunmanın tatldığı içinde düşüne düşüne vizitaları- na gitti, Saat on iki oldu, On iki buçuk oldu.. On üç oldu! düştü, Kalbinden çıkan kırmızı kan damarı sanki burkuluyor ve bu burkuntu bir yara acısı gibi bütün sinirlerine yayılıyordu. İçinde bir ezginlik, tesellisizlik, kıskanma ile kızma arasında bir deprenme vardı. Telefonu yine açtı, yine kar- şısma hizmetçi çıktı. Yine o ko- nuşmalar ve yine telefonun o kapanışı oldu: — Güney gelmedi mi?, Doktorun yüreğine bir Sızı| AN POLIS Bir Çocuk Arazöz JAltında Öldü Heybeliadada dün caddeler ntrken, itlaiye şoförü Selimin ettiği 96 numaralı arazöz, balıkçı yu çiğnedi ve öldürdü. Arazöz akşam üzeri çarşıyı sul ken, çocuklar sokakta oynuyorlardı. Hristo birdenbire arazözün önüne doğru yürüdü. Şoför hemen manev- ra yapmak istedi, fakat muvaffak o- İ lamağı. Çocuk tekerleklerin altına gitti. Hristonun böyle tekerlekler al- tına gittiğini gören Selim bayıldı. Tekerleklerin altından çıkarılan ço- cuk hemen eczahaneye götürüldü, fa kat orada öldü. Heybeliada komiseri Hasan Çetinel tahkikata el koymuğ- tur. Şoföz tevkif edilmiştir. Şahitler dirilenmektedir. * Yenikupıda İskelede bağlı bulu- nan Hasanın kömür kayığı gece saat 3 te, yanındaki kayıktan atrlan cıga- | ra ateşile tutuşmuş, tayfa tarafından İ söndürülmüştür. * Dün saat 14 te Amavutköyünde | Cebbar ağa sokağında 31 numaralr ev de çamaşır yıkanırken bacanm ku - semen yandığı işlemesine meydan ndürülmüştür. da Gönül sokağında 36 1marada oturan Etem, polise mür csat etmiş, Salâhaddin ve Adili; minde İki adam tarafından taş ve tonla yaralandığını iddia etmiştir. Suçlular yakalanmıştır. Yeni Sivas valisi işe başladı Sivas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Belediyeler bankası genel direk » #örlüğüne atanan Süleyman Sami Ke penekten boş kalan ilbaylığa Gazlan tep ilbayı Akif atanmıştır. Akif bu- raya gelerek yeni vazifesine başla - mıştır, ————— m fettişlerinden Şefik, bugün Edirneye gelmiştir. * Kırşehir, (Tan) — Kirsehir ve Mucur sporcuları arasında yapılan maçta 2 - 2 berabere kalınmıştır. “Yozgat, (Tan) — Hava tehlikeyi için yapılan bir toplartida bütün va- taridaşlar gelirleri nisbetinde üye ya- zılmışlardır. oIşyarlar (o mâaşlarının e ei * Yozgat, (Tan) — Bayındırlık Difektörü Hüsnü Obyol çalışmasın - dan dolayı takdirname ile taltif edil- miştir. * Sivas, (Tan) — Hava tehlikesi için memurlarımızın gösterdiği büyük yardım, bütün Sıvaslıları da harekete getirmiştir. Halk Partisinde ve Te- cim Odasında toplantılar yapılmış, bu işte çalışacak komiteler seçilmiştir. » Kütahya, (Tan) — Hava - kesine karşt önemli çalışmalar sü yor. Kuruma üye yazılmak için baş vuran yurttaşlar gittikçe çoğalıyor. Sümer Bankın Geramik Fab: iş çileri aralarında bir toplantı yapmış» lsr, Ründelikisrinden yüzde 2 sini ha- hava kurumuna bırakmağa sör ver- mişlerdir. Bütün işyarlarda aylıkları- nın Yüzde 2 sini hava kurumuna ver- mişlerdir. * Adana, (Tan) — Adana - Istan- bul arasmda, bilbassa Afyon - Eski- şehir İstasyonlarında son zamanlarda hırsızlık vak'alarının çoğaldığı görül- müştür, Devlet Demiryolları Genel Direk- törlüğü bu hırsızlıkların önüne geç- meğe karar vermiş ve kat'i tedbirler almıştır. — Gelmedi. Çatı, Fazıl sinir, üzüntü, Kıskanç- lık, kızma kıvranmaları içinde her Yarım saatta, bir saatta te- lefonu açtı, durdu. On üçüncü kere telefonu açtığı vakit bir- den gürledi: — Neredesin?. Ve kulağını dolduran ses Gü- ney'in çıldırtan sesi idi: — Buradayım kocacığım. — Şimdi mi geldin?. © bunu sorarken kolundaki saata baktı. On sekiz buçuk! — Hayır, sabahtanberi bura- dayım.. Fazıl bu karşılığı alınca, bir- den kulağında şimşekler çaktı, bütün kanı başına üşüştü, elin- deki telefon makinesini kaldırıp atmak istedi: — Hangi oradasın. On üçün- cü telefonum bu.. Koca ne kadar sinirli ise ka- dın o kadar gevşek, tatlı, ağır, şendi: — Deli mi oldun kocacığım. İ Sabahdanberi ben yatak odam- leksinin on yaşındaki çocuğu Hristo- | devi B'r tesadüf ve bir evleniş Öyle insanlar biliriz vlen- mekten bahsedilince tüyleri ür- perir: — Evlenmek mi? Allah gös- termesin, Dertsiz başıma dert mi alayım... Derler, Fakat bir tesadüf on- İarı hemen bu fikrinden geri çe- virir ve birkaç gün içinde evle- niverirler, Edirne, Kaleiçinde H. Naim imzasile bize mektup yazan ar- kadaşın evlenişi bunlara benze - miyor. O da karı koca hayatı - nm öteden beri düşmanı, bekâr. lığı sultanirk sayanlardan biri olduğu halde çok garip bir tesa- düfle evlenivermek üzeredir: ... Bir gün, diyor. İstanbulda Sultanhamamında hir mahalle » biciye uğramıştım. Vakit akşam dı. Yanımdaki masada genç bir kız dondurma yiyordu. Yan göz. le bir defa baktım ve cüzdanımı çıkararak bir lira aradım. Bula- mayınca cüzdanı masanın üstü- ne koyarak ceplerimi karıştır - dım, Bu sırada elime geçen bir mektupla meşgul olurken cüz - danı masanın üstünde bıraktığı- mı hatırlıyorum, Fakat mahalle- bici paranın üstünü getirdikten sonra cüzdanım ortada yoktu. Birden etrafıma baktım, genç kız dondurmasını bitirmiş, git- meğe Hâzırlanıyordu. Her tarafı araştırdım. Cüzdan yok.. Kız ayağa kalktı, temizce, fa- kat sade bir kız... Peşine takıl - asi EKRU pray geytn; “YOGA DI iki defa onu yakalamak, cüzda- nı istemek istedim. Fakat hare- ketleri o akdar Tâkayıt, yüzü o kadar emniyet verici idi ki cesa- ret edemedim, Tünele bindi; Beyoğluna çıktık. Büyük bir pa- laştım. Güldü ve o kadartatlr güldü ki cüzdanın bahsini ede - medim. O günden beri ahbabız, sevişiyoruz ve oda, ben de evlen meyi düşünüyoruz. Yalnız ara - da bir cüzdan aklıma geldikçe duruyorum: Acaba bu kadar ma sum, sevimli, sevgili bir kız hır- sız olabilir mi? İki aydır onun birçok saf ve samimi hareketle. rini gözlerimle takip ettim. İm- kân yok diyorum... Fakat o da hırsızlık kendilerinde bir illet ha Jinde bulunanlardan olmasın?.. İşte bu endişe beni sarsıyor. Siz ne dersiniz? Naimin kleptomanlıktan kork | daydım. Fazıl bütün bütün sinirlendi: — Yalan söylüyorsun! Güney, doktorun ağzından bunu işitir işitmez: — Ya. Esef ettim. v Dedi ve tıpkı doktorun önceki kapatışları gibi çattadak kapat- tı. Ve hemen seslendi: — Marika.. Marika., Marika ses verdi: — Buyrun.. — Gel buraya. — Başüstüne... Marika gelir gelmez Güney sert bir bakışla ve dik sesle: — Bana bak.. Dedi, söyledi; — Şimdi sana yirmi lira ve- receğim, Seni kovmuş olaca- ğım. Bir hafta sonra gelecek- sin, yalvaracaksın doktora, iş- siz kaldım, bir daha tetik ve özenli olurum, suç yapmam.. di- ye yalvaracaksın, Ben oraya gi- ripgene seni yine ala cağım, Fakat, senşim- di benhiç yatak odasına girmedim. Bayanı da evde gör- meyince sokağa gitti sandım, eler ene. 207-935 * tuğu anlaşılıyor. Fakat © talık pek nadirdir ve bit ğa tutulmuş olan kadın kek, aykırı, marazi z le hemen kendilerini b€ ler, Naimin cüzdanı, dirmek isteyen şeytan © dan aşırılmış olacak!.. e Çocuklu bir g Samsundan Ş. B, imi dığımız mektupta denilii “25 yaşındayım. Beş vel akrabamdan bir kız8! miştim. Bir çocuğum © refikam on beş ay sonl& talığa tutularak hayatâ ni yumdu. Şimdi oğl min elinde kaldı. Tekrâf” mek istiyorum. Çünkü R ten bekârlığa dönüş çok yor. Bundan başka çoci yabancıların elinde kalaöi ye korkuyorum. Halbuki istediğim kızlar beni iste lar. Evlenmiş, çocuk muş bir adamım diye. 46 lira maaşir bir mefi Fazla masraf edecek hali yok. Halbuki şimdiki şa başa değil, paraya bare lar. Bir dul ile evlenmek temiyorum. Nasıl yap çocuğumu kabul edecekti > başında bir kızla evleney” İlk önce biraz sabırlı © Daha 25 yaşındasınız. E baz öğe sajda “affedersiniz.” diye yak » | cuğunuz var. Bu anlaşii” O Eyi zamana kadar da tesadül * nıza istediğiniz gibi bir çıkarır elbet. Hayat bulmak, hazır elbise bU benzer mi? ve Kermes j Kızılay kurumu 7 eylül Gü gün ve gecesi için Taksim b de bir kermes hazırlamıştır” samere © gün saat 16 da ve gece sabaha kadar sÜfÜ Kermes için zengin bir pr? 4 zırlanmaktadır. ş ÖLÜM Çankırı hattında son diler kazasında velat eder Bay Hakkı oğlu ve avukat fi hittinin Bacanağı, ARAL ŞİRKETİ mühendislerindefi, Riza Yazıcının cenazesi 20 cumartesi siat 12,30 da ay" cumartesi saat 12,30 da H3X ya muvasalât eden trendef caktır. akşama kadar başka i$' raştım, diyeceksin, Anl“ Marika, dudakların! düşündü, taşındı: 1 — İstediğiniz olsun Dedi ve Güney paray” için yatak odasına gitti. Marika parasını aldı” ra, doktora yalan söyle” 3 | kendisini nasıl hazır) ney de tuvaletin önüne kendisine © saatlerdir © akıtan bir zavallının, © rurke söz işiten, haf len, hasta, dermansı? sızın makiyajını yapı)". bu sırada sokak kapısı $ Bu doktordu. $ Kapıyı hizmetçi açti boynu ile Fazıl'ı k , tor sinirli idi. Öf kelime söylemedi. rer girmez şapkasını ” eline sıkıştırdı, sağı g bakmadan asık surat gitti. iğ Güney doktorun g€“ 4 tir işitmez hemen ladı, yatağı abur Diri gif