12 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

12 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ezeişi , | | | l Ir —i T PAMAN Hayvanlara Bile Sığmayan 5; Bir Canavarlık Çorum, (Özel aytarımız bildiriyor) — Üç gün evvel Çoru- mun Sungurlu kazasına bağlı Mehmetbeyli köyünde pek müt- hiş bir cinayet işlenmiştir. Mehmetbeyli köyünden Nuri adında 50 yaşında bir ihti- yar, oğlu Hacıyı ayni köyden Fatma ile evlendirmek istemiştir. Kızın babası buna razı olmamış ve Hacı ile Fatma evlenmemiş- lerdir. Bu meseleye pek içerliyen koca ihtiyar, Fatma'yı bir gün kandırmış, evine getirmiştir. Baba oğul zavallı kızcağızı kirlettikten sonra bir ağaca bağlamışlar ve çocuğun vücudunu satırla, balta ile doğramışlardır. Caniler, yaptıkları cinayetin bütün izlerini yok etmek için parçaladıkları vücudun en ufak parçalarını bile çuvala doldur. muşlar ve bu işi kızın babasının üzerine atmağa çalışmışlardır, Katiller, adliyeye verilmiştir. Tahkikat sürmektedir. Cizrede 12 Metrelik Caddeler Cizre, (Özel aytarımız bildiriyor) — Dicl; kenarında kurul. muş olan güzel manzaralı Cizre, günden güne güzelleşmekte- | umarız. dir. Plânı hazır!anan yeni şarabylık yapısı bugünlerde ihale edilecek ve inşaata başlanacaktır. Bu yapı, Cümhuriyet Alanı- nn Dicleye bakan sahil kısmını süsliyecektir. Şarbaylık, eski, dar ve pis sokakların yerine 12 metre genişliğinde büyük cad- deler açtırmıştır. Tütünler Zarar Görüyor Samsun, (Özel aytarımız bildiriyor) — Kuraklık burada he- i kaybetmemiştir. Tütü zarar görmüştür. Bazı tarlalarda dikilen tütün fideleri üç dört nüz şiddetii kere yenilenmiştir. Birkaç gün görülmüş, yirmi dakika kadar yağan sağanak fazla bir tesir yapmamıştır. Kuraklık bu şekilde devam ettiği takdirde zara- rımm artmasından ve mahsulün noksan olacağından korkulmak- tadır. Edirnede Ankara Bisikletcileri Edirne, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bisiklet yarışlarma, 'Ankara mıntakasından gelen dört başlanmıştır. Yarış, Edirne - Havza - Hasköy - Usküdarköy - Edirne arasındaki 74 kilometrelik mesafede yapılmıştır. Ankara bisikletçilerinden Niyazi 2 saat 31 dakikada, Orhan 2 saat 31 dakika 10 saniyede, Talât 2 saat 42 dakikada yarışla- rını bitirmişlerdir. Eyüp 20 inci kilometrede lâstik patlaması yüzünden yarışlardan çekilmiştir. Edirne bisikletçilerinden Cahit birinciliği, Hüsamettin ikinciliği, ö kazanmışlardır. İlbay yarışı takip için Usküdar köyüne kadar gitmiştir. Bisikletçiler şerefine ilbay tarafından bir çay ziya- feti verilmiş;»federasyon tarafından madâlyeler dağrtılmıştır. Ankara bisikletçileri Keşan yolu ile Çanakkaleye qüğl?kîk, ** Çanakkâle; (Özel aytarımız bildiriyor) — Ankara bisiklet- çileri Edirneden buraya gelmişlerdir. Yapılan yarışta Çanakka- Teden Halim birinci, Ezineden Alâeddin ikinci, Çanakkaleden Na ci üçüncü olmuşlardır. Konuklar, altıda, 210 kilometre yol ya- Jparak Balıkesire varmak üzere hareket etmişlerdir. MEMLEKETTEN GÖRÜNÜŞLER : Corumun gezme yerlerinden en başta gelen parkında havuz hası YOSMA! Etem İzzet BENİCE Diye Feridin bu güvenini ber- kitmek istedi. O da çekinmeden: — Evet., Dedi ve.. Sorgusunu tazele - di: — Ne vakit evleneceğiz?. Nesrin:; — Çoğu gitti, azı kaldı.. Cevabını verdi ve.. Sözünü sür dürdü: — Babam az çok yola yattı. Senin halı tecimeni ikide bir ge- lip gidiyor, nişan yapalım, di- yor. Ama ben ne anneme, ne de babama hiç yatgın görünmedi - ğim için pek kesip atamıyor- lar. Geçen gün anneme açık açık söyledim; Beni bu adamla ev - lendirmeye kalkarsanız, düğün günü başımı alır giderim.. de- dim. Annemle epeyce atıştık. Bana soruyor: Sevgilin mi var?. Eiışcyim yok amla bu adama da ve mısır kuraklıktan çok önce hafif yağmur alâmetleri bisikletçinin de iştirakile Sadi de üçüncülüğü varmam, dedim. Ferit: Neden söylemiyorsun. saa AM AAA AAA Şose Yapılmalı Tekirdağ şarap fabrikasını şa- ra bağlıyan şose, yıllardanberi tamir görmemesi yüzünden, bu- gün büsbütün Fena bir duruma girmiştir. Bu hal, müstahsili ol- duğu kadar, fabrika idaresini de fazla yol masrafı ödemeğe mecbur btrakarak zarara uğrat- maktadır. Inhisarlar Genel Direktöri ğünün bu konu üzerine dikkati- | ni çekiyoruz. İnşası her iki ta- raf için de lüzumlu olan bu şo- | se, ihtiyaca cevap verecek mü- kemmeliyette ve bir an önce ya- pılmalıdır. Genel Direktörlüğün | bu hususta ilgi gösterecğini- ALLRAAMARAR M AAA L T A Gemlikte sıtmayı Kurutmak için Sıtma heyett Gemlik, (Özel aytarımız bildiri - yor) — Sıtmayı kurutmak için Gem liğe bir sağlık grupu gelmiştir. He - yet üyeleri köyleri dolaşmağa başla mışlardır. Bu temaslarda, sıtmadan kurtulma çareleri etraflı şekilde an- latılmıştır. Otellerin — pencereleri sivrisinek hücumundan kurtarılmak için sık örgülü tellerle sarılacaktır. i ve İznikte de ayni şekil - de heyetler dolaşmaktadır. İkKÜÇÜK TELGRA İ HABERLER! | * Gözum, (iön) — Halkevinde | bütün İşyazların iştirakiyle bir top- Tantr yapılmıştır. Bu toplantıda sa- tü basbikellerde bulupulmuştar. Çorum işyarları, Halkevinde gö- tülen çalışma harektinden memnun- durlar * Cizre (Tan) — Yük ihracatı ö- nem kazanmağa başlamıştır. Şarrmız- | edilmiştir. Şahitler dinlendikten son- AN HAKYERLERİ Karşılıklı bir dava görüldü Rahime isminde birini çakı ile ya - ralamak ve ölümle tehdit etmekten suçlu Mustafanın dün ikinci sulh ce- zada duruşması yapıldı. Suçlu Mus- tafa, mahkemede kendisinin de Rahi- me ile oğulları Mehmet ve Muammer- den dava ettiğini, dövenlerin sade bunlar değil, Rahimenin kocası Ha- san, oğlu Halim, kız: Haticenin de da- yağa iştirak ettiklerini söyledi. Mahkeme, bu karşılıklı davada şa- bitlik edeceklerin çağırılması için du- ruşmayı başka bir güne bıraktı. * Hayreddin isminde biri tarafın- dan Şirketi Hayriye çimacılarından Nezir aleyhine açılan tehdit ve silâh cekmek davasına dün ikinci sulh ce- zada bakıldı. Hayreddin, Nezirin ken disine karşı bıçak çektiğini saylüyor- du. Nezir, inkâr etti: — Beni mahallerin bütün polisle- rinden sorun! ddi. Duruşma, şahitlerin çağırılmasına kaldı. * Sekizinci ihtisas hakyeri müd - deiumumiliği, takas yolsuzluğunu tah | kikat evrakını tetkike başlamıştır. * Mağazalarında yapılan aramada | kaçak rovelver fişengi bulunan Ibra- him ve İsmailin duruşmalarına dün dokuzuncu ihtisas hakyerinde devam ra duruşma, tahkikatın genişletilme- Si için başka güne bırakılmıştır. ——— POLIS Yükü altında ezilen hamal Dün sabah Ahmedin Afitap mo- töründen kaşar peyniri taşımakta o - lan hamal Halil, üzerindeki 80 kilo- luk yükünü taşıyamamış ve yük dev- rilerek Halili yaralamıştır. Tahkikata devam edilmektedir. * Usküdarda Selâmi Ali mahalle - sinde Kürkçü Mümin sokağında otu- ran Hayganoş, üfürükçülük yaptığın- dan iş üzerinde yakalanmıştır. * Kantarcılarda 61 yaşlarında Ha- san, dün muayene için Gureba hasta- hanesine gitmiş ve muayene edilmiş- tir. Muayeneden sonra - birisi yanına sokulmuş, cebini kesmek suretile 14 lirasını aşırmıştır. Hasan, polise mü- racaat etmiştir. Dolandırıcı aranmak- tadır. * Kemerburgazda — su almak yü- zünden bir kavga olmuştur. Tenzile ve Şaziye isminde iki kız, çeşmeba. şında kavgaya tutuşmu> rdir. - Kav: ga esnasında Tenzile Şaziyenin tes- tisini tekme ile yuvarlamış ve kırmış, bununl: etmiyc'ek eline geçir. Ççocuğun gözünü oymuştur. Kanlar içinde yere serilen Şaziye hastahaneye gönderilmiş, Tenzile ya- kalanmıştır. Tahkikat sürmektedir. dir .Şarbaylık — ihtikârlara meydan vermemek için yiyecek, içecek mad- delerine narh koymuştur. Patlıcan, domates 10, — fasulye, bamya, elma, armut 5, et 20, yağ S0, üzüm 15 kuruştur. * Balıkesir, (Tan) — Sıraçeşme- lerdeki harap köprünün kârgir olarak yeniden inşastı şarbaylıkça kararlaş- mıştır. Parktaki çalışmalar sürmekte- * Balikesir, (Tan) Halkevi Nisan içinde bir lisan kursu açacaktır. * Balıkesir, (Tan) — Şehrimizde buğday fiyatları yeniden düşmüştür. Bunun üzerine şarbaylık ekmek narhı nı 20 para daha indirmiştir. Ekmek 8 buçuk kuruştan saçlmaktadır. * Sahil sıhhat işleri genel direktö- rü bazı incelemeler ve teftişler yap- mak Üzere dünkü Kornaro vapuriyle İstanbuldan ayrılmıştır. * İstanbul Üniversitesi profesörle- rinden Nitçe izin milddetini Moyren- de geçirmek üzere dünkü Karnaro vapuriyle Avrupaya Hareket etmiş- | kesin diline düşmüş. O bana ce- za bu suretle bir hayli para girmekte- tir. Cevişmeler 12-7-935 ; yienve e Selâm bile göndermeyen sevgili Fatihte Bali Paşa caddesinde Şair imzasile: “Ben altı senedenberi yakın vilâyetlerimizden İstanbula tah- | sile gelmiş bir gencim. Şimdi | Üniversiteye devam ediyo - rum. Doğduğum şehirde bir komşu kızını seviyorum. Sene - lerce beraber — oynadığımız bu kıza karşı derin bir aşk duyma- ga başlayınca birkaç ay evvel yazdığım mektupta bu hissimi ilân ettim. Fakat hiçbir cevap alamadım. Mektubum memle- kette bomba gibi patlamış, her- vap vermediği gibi bu tarala ge- len bir arkadaşile bana selâm bile göndermemiş. Halbuki yi- £ #Y ne öğreniyorum ki birisi yakın- da ona talip çıkacakmış. Ben, ne yapayım?” Evvelâ mektubunuzun başka- ları tarafından da okunabilece- gini düşünmeli, kızı fena mev- kie düşürmemeli idiniz, Sonra senelerce kardeş gil viştiği. niz kıza damdan düşer gibi sev- dadan, gönülden bahsetmemeli, tatlı dillerle, bazı hediyeler ve hatıralar göndererek onun gön- lünü de kazanmağa çalışmıalı idiniz. Anlaşrlıyor ki o sizin kastinizden hiç memnun olma: mıştır. Eğer nişanlanmış veya evlenmişse artık onun huzurunu bozmağa hakkınız yok. Eğer, banktane Göraye oYak dreyerek kendisini yine bir kardeş gibi seveceğinizden bahseden bir mektup yazar ve evvelâ hatırını, sonra dediğimiz usül ile gönlü- nü kazanmağa çalışırsınız. İki kız kardeş arasında kalan bir dişçi İkisi de sizi seven iki kız kar- deş arasında kaldımız mı - hiç? Nadir gönül macerası... Fakat ne kadar tehlikeli olduğunu Pan galtıda V. O. imzasile aldığımız mektuptan anlıyoruz: 28 yaşında bekâr bir dişçiyim. İki senedir dişçilik yapıyorum. Babam da dişçi idi, Birçok dişçi | arkadaşlarım da vardır. Hepsin- den birçok hikâyeler, gönül ma- ceraları dinledim. Vaziyetlerin- den, dişçiliklerinden istifade e - derek ayni zamanda birkaç ka- dın ve kızla tanışıp - sevişenleri bilirim. Fakat şu beş ay içinde iki kız kardeş yüzünden benim başıma gelen hiç birinin başına gelmemiştir. Evvelâ ikisi Ve ber geldiler. Ben büyüğünü lerini tedavi ediyordum. güzel ve sevimli olan idi, İki üç defadan sonra » yalnız gelmeye, açılıp saçi” ya başladı. Maksadını aN tedavi uzadıkça uzadı ve Bi tedavisinden gönül tedi geçtik. Bir gün küçük kardt yalnız olarak geldi. Çürüf başlayan bir dişini gösterdi nunla daha birinci günü işi miştik. Giderken ablasına ğini söylememekliğimi TİCE ve birine sabah, ötekine â&” zandevu vererek iki karâ tam beş aydır sevişiyorum. kat geçenlerde bir gün abl! kitsiz gelerek kardeşini 00 dan çıkarken gördü. Onlarifi trede şiddetli kavgalarını dum, Ablası haykırdı: — Ne işin var burada? — Ya senin? — Ben dişlerimi — yaptı! rum. — Ben de!. Ve ablanın “utanmaz!” diğ rek odama girmesi ile bana cumu bir oldu. Kardeşinin lerini tedavi etsem bile b kendisinden saklamam ol da aramızda birşeyler oldu| belli etmişti. Şiddetli, ağır B meleri bir yağmur sağnaği gözyaşları takip etti. Gü: te kardeşinin yanında yaya dığım pek iyi bilen bu kız, şile rekabette mağlüp ola hissetmiş gibi merhametime tica ediyor, sonra tehdide yor, bağırıp çağırıyor, gene hyor, yalvarryordu. Onu güç lâ teskin ettim, Kardeşile viden sonra görüşmiyecel söyledim. Ertesi günü karde ayni hal. Hülâsa şimdi şaşkifi hitlin hiz haldayim | İbisi, artık ötekinin dişlerini bitira üzere olduğumu ve bir daha züne bakmıyacağımı söyli, teselli veriyorum. İkisi de iP mıyor ve hergün ayni sal geçiyor. Yalnız onlar değil, men ayni derecede ben de ri sız olduğum için, artık bıkt İkisinden de kurtulmak isti rum. Kovamam, çünkü müşt sıfatile geliyorlar. Ne yapabi' rim?,. Minareyi çalarken kılıfın! hazırlasaydınız. mesele bu * dar karışmazdı. Bununla be ber meslek vaziyetinden isti de ederek gönül maceral kalkmak hem dürüst değil, ? de daima tehlikelidir. Hele de böyle iki kiz kardeşin bif gönlü ile oynanırsa... Şimdi pacağınz şey il ayni da davet edip e birdet lerinin tedavisi bittiğini ve If terilerinizin çokluğundan d0 yı birkaç ay tedavi kabul edef yeceğinizi kat'i, sert bir edâ * söylemekten ibarettir. ti — Ben aşkr senden tattım, sevdayı senden öğrendim, Hiç- Var.. de, Benden daha iyi güve | bir erkek benim gibi sevmemiş- ği mi bulacaklar.. Dedi. Nesrin: tir ve sevmiyecektir. İnanır mı- sın, sen benim varlığımın içinde, — Deli misin çocuk. Şimdi $1- | öz benliğimde yaşıyan biri ol- rası mı, öyle bir şey söylesem | dun. Senin hayalin gözlerimde inadına zorla vermeye kalkar - | olmasa gözlerim kapanmaz, se- lar. Babam beni öldürür de yi - | nin sesin kulaklarımda olmasa ne sana vermez. kulaklarım işitmez, içimde sen Diye Feridin bu sözlerini kar | olmasan Nesrin, bu Ferit olmaz. şıladı ve devam etti: — Hepsinin ayrı ayrı sırası gelecek.. Bekliyenler kaybet - mezler. Nesrin gülerek: — İnınğ.. bu kadarına inan- Mam.. Dedi. Genç erkek elinden gel- Sonra bir bakışta canını için | se kafasının içini yarıp beynini den söküp kendi göz yuvaları | ona göstermek, göğsünü parça- içine alacakmış gibi Feride bak- | layıp kalbini onun gözlerine tı, baktı: — Yeter ki, sen beni sev. Çok sev ve.. Bekle.. yaymak istiyordu: — Bilmezsin Nesrin seni ne kadar seviyorum. Bu sevgi an- Dedi. Ferit bütün açıklığı ve Tatılamaz, yazılamaz, şekillendi. içliliğile: rilemez, izah edilemez bir sev- — Seviyorum Nesrin.. Deli | gi. Hastalıktan daha zorlu, ya- gibi. hasta gibi seviyorum. —1 şamaktan daha tatlı bir sevgi. gözlerimde ilk önce senin gülü- şün diriliyor, yürürken en önce senin adım atışını görüyorum, söylerken en önce senin sesini işitiyorum, Sen artık benim içimde, benim gözlerimin kapa- ğında yaşıyan bir yaradılışsın.. Ve_birden aklına yeni bir şey gelmiş gibi sözünü kesti, durak- ladı, düşündü, bir başka konuya geçti: — Ama ne tahaf, biribirimizi bu kadar delicesine seviyoruz da bügüne kadar ne ben senin oturduğun evi, ananı, babanı, hiçbir şeyini biliyorum, ne de sen benim? Nesrin, çok yatgın bir tavır- a: — Hepsini bileceğin günler gelecek Ferit'çiğim.. Dedi, sözüne devam etti: — Biz, biribirimizi biliyoruz, tanıyoruz, seviyoruz. Bizim için temel olan şey de bu. Da- ha artığı birçok karışıklıklar Halimden de anlamıyor mu- | Bu kadar biribirine ters, bu ka- sun? dar biribirinin karşısı bir duygu, Diye uzun uzun onun gözleri | Ben biribirimizi o kadar bir, bir- içine baktı ve.. Sözüne ilâve ete | leşik buluyorum ki gülerken | sa günün birinde dayanamıya- doğurur. — Hiçbir şey olmaz. — Ber şey olur. Sen nasıl ol- caksın, kapının önünden geçe - ceksin, beni görmek istiyecek- sin, şu olacak, bu olacak, ya ba- bam, ya annem işi sezecekler. Ondan sonra da evlenmek yeri- ne bize sadece avuçlarımızı ya- lamak düşecek. Onun içindir ki sana bekle diyorum. Bekliyen- ler her vakit kazananlardır. Ye. ter ki bu beklemekte fikir olsun, karar olsun, duygu olsun, ener- ji ve ıra olsun, Ve.. tatlı tatlı sordu: — Onlar da bizde var değil mi?, Ferit, sorguya cevap yerine sanki canını verecek bir atılgan- lıkla: Hepsi var,. Hepsi var sev- gilim.. Dedi. Nesrin bu cevabı alır- ken saatine bir daha baktı: — Oo... On beş buçuk.. Ben çok geç kaldım. Aman gideyim, Diye adımlarını hızlandırdı. Ve.. Ferit te zora iğgin bir uyuş- la adımlarını ona uydurdu. Bediz - Madam Anna dam Anna: — O bresi korktum. Sot sin Bediz? Dedi, yerinden doğruldu çabuk çabuk sordu: f — Gitti mi Refet?, Bediz: — Gitti ama, ben de bittiFT Dedi, başmın, gövdesinil, © caklarının, sinirlerinin yof& | luğunu dinlendirmek istiy€i rin atılışile oradaki kan üzerine oturdu. Ve geniş bif — fes aldı: — Ooohhhh.. Kırmızı yanaklı kadın bü Ş guünlüğün ayrımındaydı. © bu yorgunluğa bakmadâf' ha çok kafasını Refet'in 8 ne yoruyordu. — Refet niçin bana uğ'” dan gitti?. Diye sordu. Genç kadı!k * gün kadın: — Çok ivede bir işi VE gi Geç te kalmış, Onun için "gi gitti. Sana esenlerini ği bana bıraktı. p Dedi, sözüne ekledi: Oda kapısı birden açıldı. Ma- TArkası YAf

Bu sayıdan diğer sayfalar: