l DUŞUNDUKÇE | bnne | BUPARAYI HASTAHANEYE VERELİM Neçmettin Sadık'ın duygulu | bir yazısı, evvelki gün, Tramvay | ve Telefon şirketlerinden geri | alacağımız iki milyona yakın pa va ile hastahane yapılmasını tel- kin için rikkatimizin en gergin teline dokunan facia levhaları çi ziyordu: “Bir yatakta iki kadın yattığı nı vaktile gazeteler yazmışlar - dı, Vetem koğuşlarında yan ya- na yatan hastalar, ölenlerin can lar, yanlarındaki yatağa ölümün gelişini dakika dakika, gözletile görüp kulaklarile dinliyorlar. Sanra, ölen hastanın yerine, da- ha çarşafı soğumadan bir başka- sını yatırmak zoru var. Bir dok- tor anlattı ki, bu gibi manzara- lar, öteki hastaların dermansız sinirlerinde, hasta ruhlarında de O rin izler bırakıyor, hattâ ateşle- | Fi yükseliyor, iyileşeceklerine fenalaşıyorlar.,, Artık bu hastahanelerin şifa veya ölüm yurdu olduklarını siz | tayin ediniz. İntanlı hastalarla - intandan salim olanları aynı ko- ğuşlarda âdeta sarmaş dolaş ya- tıran bu hastahanelerimiz, hepi- mizin medeniyet özleyişimize bir iskelet ağzile sırıtıyorlar. Çünkü medeniyet yalnız gözle- Te hitap eden şey değildir: Elek- trik, radyo, makine, kıyafet, a - partıman, beton bina ilâh... ile beraber şefkat, bakım, tesanüd duygusu, kültür ve saire ve saire de getirmeyen bir medeniyet, ı yalnız bir film manzarasından — ibaret kalır. ; Bizim bu hastahane ihtiyacı- — Na karşı hassas olmadığımızı id- dia edecek değilim: Gazeteleri- — miz yıllardan beri bu mevzu üs- | tündebütün Türk hastalarının gözyaşları kadar mürekkep döktüler. Öyle ki, artık bir mu- harririn hastahanesizlikten şi « kâyeti altında, o gün başka bir mevzu bulamamış olmaktan sız- lanıyormuş - gibi, kalbine değil, kalemine ait bir zaruret sezili - Üzeieemii — darklişe mı biri olmuştur. Milletçe, kıvranarak bu ihti - yacı duyduğumuza şüphe etmi- yorum. Fakat, artık, tramvay ve telefon şirketinden alacağımız — ppara, her türlü bütçe ve tahsisat mazeretlerimizi dinlenmez bir hale getireceği için, kararda ge- cikmemize hic bir sebep kalma- — Mıştır. Hastahanelerimizin ö - — nünde bekleşen ve yer bulamı - — yan hastalarımıza ecelden ev - — vel bu kararımızın müjdesini ye k. / tiştinmeğe mecburuz. Peyami SAFA O rmmreme A — Piğjların fiatları tespit ediliyor k Belediye plâjlarda v yaptığı tetki « — kaât sonunda burualara ait ücretleri tes — bit ederken plâjları iki kısına ayırmak “tadır, Suadiye, Altınkum, Heybeli ve /— emsali gibi birinci sınıf olan plâjlarda — mayo, havlu, başlık ve ayakkabılara — beşer kuruş ücret konmuştur. İçeri girme ve yıkanma 20 kuruştur. Hu - / Susl kabine ücretleri ise serbest bıra- kılmıştır. Kumkapı, Yenikapı, Bakır- — köy ve emsali gibi ikinci sınf banyo lerine girme ve yıkanma 15, ma- $ ve bavlu için de yüz para kabul — edilmiştir. , ee — No:81 v - Erik Çiçekleri t Mahmud YESARI Emet, hastalandı ve “meşhür mü- / tehassısı,, çağırdım. Telefonda, genç /— talebesinden de takdirle bahsettim ve beraber getirmesini rica ettim. rolünü, harikulâde oynadı... ikinci muayene için mütehassıs gağırmağa lüzum görmedim: — — Doktor Bey, size zahmet ol- m, Remzi Bey, bir uğrasınlar, Tüzum — görürlerse, telefon eriz. — Talebesi de gelse, doktor, kendi titelerinin hesabı tamam görülece- | gini biliyordu. , Vaziyet, açılmıştı:. bundan ötesi, / benim için bir çocuk Oyuncağı idi, Genç “doktorum,, öyle korkak, e prsrik, öyle çekingendi ki, onun zekâsından Şüphelenmeğe baslryar » . Fakat Mmesleğine ilişir herhan- bir söz, bit hareket, bir mesele *ldu mu, gözleri parlıyor, göğsü ka- Arabacılar memnun değil, çekildiler Arabacılar cemiyeti idare heyeti, üyeler Aarasındaki anlaşamamazlık yüzünden istifa etmiştir. Bu ayın 1$ inde genel bir toplantı yapılacak, yeni idare heyeti seçilecektir: Sön istifalerın sebebi, arabacılığı bugünkü durumundan — kurtarmak için girişilen teşebbüslerde müsbet sonuç (netice) alınamayışıdır. İdare beyeti üyelerinden bir kaçı, çekilme sebepleri arasında, bir mu - 'mize şunları da anlatmışlar - Hariçten getirtilen otomobil ve kamyonlar, temamen yerli malı o. lan ve bütün ihtiyacını dahilden te » min eden arabaçılığı günden güne mahvetmektedir. Buna karşı arabacı- ları korumak için belediyenin hazır Tadığı nizamnamede beklenen önem- le tatbik edilemiyor. Belediyeye mühtelif müracaatlarda bulunduk. “Ticaret serbesttir. Kimsenin işine cevabını aldık. Fa- nameni'n tatbik edil mesi icap ettiğini bir türlü anlata - madık. Hamalların taşıyacakları yük, ya - kın yerler için 90, uzak yerler için 60 kilo olarak tesbit edilmiştir. Fa - kat, buna uyulmryarak 200 kiloluk yüklerin bile taşındığı görülüyor. Bunun önüne geçilmesi için yaptığı- mre müracaatlar da netice vermedi. Şimdi, yeni idare heyetini yalnız ara bacılıktan anlıyanlardan — seçeceğiz ve derhal icap eden makamlara baş vuracağız..., — Tramvay şirketindan alınacak paralar Bayındırlık Bakanlığı ile Tramvay Sösyetesi arasında — 1,700,000 liranın iadesi için Ankarada cereyan eden son müzakereler hakkında, Şirket direk: törlerinin Brüksci seyahatlerile bir münasebet gözetildiği hususunda bir takım şayialar çıkmıştı. Öğrendiği - mmize göre Ankaradaki müzakereler tam bir fikir mutabakati ile neticelen- miş ve kat'i şeklini almış bulunmak- tadır. Hükümet ile Tramvay sosyetesi arasında çıkmış olan ihtilâflara bir ni- bayet vermek üzere bu hususta sos « yetenin ileri gelen şahısları arasında Ü aa aat aa e r ti aleyh takarri delerinde ve hemen tediye olunacak- tır, Tramvay sosyetesi 1,700,000 lira- yı üç senede ödeyecektir. Birinci tak- sit olan 300.000 lira hükümet emrine Merkez Bankasına yatırmıştı. İkinci taksit olan 300,000 Hirayı da yirmi gü- nc kadar yatıracağı duyulmuştur. Bu suretle şimdilik 600,000 lira verilmiş olacak ki geriye 1,100,000 lira kala- caktır, —— | Belediye muhasebelerine ait işler Şehirdeki belediye şubelerine ait bilümum hesap işleri muhasebeciler tarafından görülüyordu. Bi Sa- rıyar, Beykoz, Adalar gibi tek şubesi olan muhasebelerde bu işlerin gene muhasebeciler taralından görülmesi kabil oluyorsa da, beşer ve altışar şu- besi bulunan ve yıla yakın bir zaman- da yalnız kantar resmine ait olarak takriben 400 ile 2000 cilt arasında makbuz işleyen Fatih, Beyoğlu. E - minönü belediye şubelerinde ayni iş- lerin gene muhasebeciler tarafından görülemiyeceği anlaşılmıştır. Bunun üzerine kaymakamlara bir temim gön derilerek bundan sonra muhasiplerin yalnız kısa tadadile meşgul olmaları, diğer işlerin şube memurları taratın- dan yapılması bildirilmiştir. Muhase- beciler, ayrıca, şube memurlarının yaptığı işleri kontrol edeceklerdir. barıyor, nefesleri tıkanıyor, yüzü alevleniyor, saçları ürperiyordu. Onun, ea büyük isteği, Avrupada tahsilini bitirmekti. Hocası onu, ya- mından ayırmak istemiyordu. Zengin de değildi. Zengin olsay- dı, mektep masrafını öder, yani hü- kümete tazminat verir ve alır başını Avrupaya giderdi. Halbuki benim, genç “Doktorum,, fakirdi. Onun, Avrupaya gitmesi lüzemdi. Neye gülüyorsun, çocuğum?.. An- ide bir “Lâzımdı!”, “lâ- zımdı!”, “lâzımdı!,, deyişime mi gü- Tüyorsun? Çocuğum, şunu, iyi bil ki, insan- lar, vakit vakit bazı kelimeleri, bazı sözleri, bazı tabirleri ve bazı atalar sözlerini dillerine pelesenk ederler. Neden? Bu, onlarca da, kendiliğin. den çözülüverir bir düğüm değildir. Sana, bir şey daha söyliyeyim. Öy- le geceler olur ki, ayni ruyayı, iki kere, üç kere görürsün. Haydi ,öteki- lerde bir dil, kulak alışkanlığı var, diyelim. Peki ruyalar ne diyeceksin? Evet, “Doktorum,, un Avrupaya gitmesi İâzımdı, 'zden Takeliler tam v | | Elektrik tarifesi değiştirilmedi Elektrik tarife komisyonu toplan - mış ve eski olan 14,75 kuruşun ipka sına karar vermiştir. Harpten önce başlıyarak zamanımıza kadar olan c - lektrik cereyanı fiyatlarında temev - vücat ve tenzilât şu şekilde olmuş - tur: Harpten önce elektrik cereyanı fiyatı altın esası üzerinden iki kuruş olarak tesbit edilmiştir. Harpten gön- ra axami tarile olan 18,50 kuruş elek- trik sosyetesinin ancak 1927 yılı iki üç a devresinde tatbik etmesinc bükümetçe müsaade olunmuştur. Şim- di ise hükümetin kararile elektrik fi- yâtı 14,75 kuruşa inmiştir ki, bu da azami tarife olan 18,50 kuruşa nisbet le 7,75 kuruş yani yüzde yirmi bir te- nezrlil göstermektedir. — Büyükdere kaymakamı muhakeme edilecek Büyükdere ilçebayı Memduh hak- kında ağaç kestirme meselesinden do- layı Mülkiye müfettişi Feyzi tarafın- dan tahkikat yapılmıştı. Ağaçlandır - ma işine büyük bir önem veren Iç Ba- kanlığı da bu işle çok yakından ilgili olmuştu. Memduh bakkında ilbaylık idare heyeti ağaç kestirme meselesin.- den muhakeme lüzumu kararı vermiş- dür. — | Tünel kapıları otomatik oldu 'Tünel sosyetesi, Tüncl arabalarının kapılarını, duruş ve kalkışta hep bir den açılır, kapanır surette otomatik tesisata bağlamıştır. Böylece kapılar birden kapanarak vagonlara, geri ka- lan yolcuların acele ile atlamasının ö- nüne geçilmiş ve duruşta da vagon - lardaki yolcuların beklenilmeden bir- den çıkmaları kolaylaştırılmıştır. Ka- piların otomatik tesisata bağlanmasın dan dolayı eskiden bu işlere bakan dört memur buradan alınmış, sosyete- de başka iş verilmiştir. — Mazhar Osman, Bahri İsmet kongreye gittiler Dünkü Kornato vapuriyle İstan- bul Üniversitesi Tıp f#ziltesi profe- sörlerinden Mazhar Osman, Bahri İsmet tıbbi kongrelrde bulunmak Ü- zere Avrupaya gitmişlerdir. Daktor Mazhar Osman önce Tür- kiye — Sıkhat Bakanlığını temsilen Brükselde yapılacak olan tıbbi kon- greye gidecektir. Bundan sonra Lon- drada her sene yapılmakta olan akli: ye hastalıkları köngresine iştirak e- gecektir. — Hamamlara yeni fiyatlar di Belediye, şehirdeki hamam tarife- lerini tasdik ederken bazı müşküllere tesadüf etmiştir. Şehrimizde yüz bir hamam vardır. Bu hamamlar birer birer kapanmağa mahkümdurlar. Çün kü hemen hemen evlerin ekserisinde küçük banyolar vardır. Bunlar ihtiya- c karşılamaktadırlar. Belediye bugün kü geçinme şartlarını gözönünde bu- kundurarak diğer tarifelerde olduğu _gihl hamam ücretlerini de ucuzlatmak İstemiştir. Fakat esasen zarar eden hamamların üstelik fiyatlarını da in dirmek onları kapanma gününe biraz daha yaklaştıracaktır. Bunun üzerine belediye hamam sahiplerile temas et- miş ve bugünkü vaziyetten kurtulma- ları için hepsinin birleşerek bir koope ratif yapmalarımı teklif etmiştir. Fa - kat hamamcılar bunu kabul etmemis- ler, belediye de bir tarife yapmağa mecbur olmuştur. Bu tarifede hamam- lar iki sınıfa ayrılmış ve üç fiyat kon- kekler için birinci sınıf 60, ci sınıf 45, 25, 15 kuruş- tur. Kadınlar bamamı tarifesi bu fiyat lardan beşer kuruş daha ucuzdur. Mektebin tazminatını - verdim ve “Doktorum,., u “İkmali tahsil,, için, yani, utanmadan söylenilen “okuması- nı tamamlaması,, için, onu Avrupaya gönderdim. | Dikkat ediyor musun? — Göndert- tim, demiyorum; gönderdim! diyo- rum ve bunu da, göğsümü gere gere söyliyorum. ' Aklından, biribirini tutmaz birçok düşünceler, ölçülü sanışlar, tasarla- malar geçiyor, değil mi? Haklısın, yavrum! Çok zeki, çok akıllı ve temiz bir insan, nasıl olur da, yabancısı olan — bir kadının parasını kabul eder, onun parasiyle — “ikmali tahsil,, e gider? Genç bahriye zabitimi, nasıl ahlâ- Ki tehlikelerden korumuştum? Şimdi *Doktorum,, a, şuikast mi ediyor- dum? Hayır! “Doktorum,, u, ben, çocu- ğum gibi seviyordum. — Zaten, onun beni, bütün ruhiyle, kendini vererek, kendinden geçerek sevmesine imkân, ihtimal yoktu. Bak, ne yaptım? O sene, mektep- ten çıkacak taleblerden — bir tanesini Avrupaya göndermek istediğimi, Hi. Kadınların mitingi yarın akşam yapılacak 'Türk Hava Kurumu Istanbul mer- kez şubesi bayanlar kolu dün de top- lanarak Cumartesi günü Taksim ala- nında yapılacak miting üzerinde gö - rüşmüşlerdir. Görüşmelerde bir be - yanname hazırlanmış, ve miting prog tamı tesbit edilmiştir. Beyanname şu- dur: *“Türk kadını ! Yurd severliği her fırsatta büyük bir ilgi ile gösteren Türk - kadınlığı Türk hava kurumu dolayısile gene temiz duygularını belirtmek — yolunu bulmuş, İstanbul - bayanları namına bir uçak almağa karar vermiştir. Bu öğünmeye değer duygunun kutlulan- ması için 13 Temmuz cumartesi günü saat 17 de Taksim Cümuriyet meyda- nında bütün İstanbul kadınlığının ka- tılması ile olacak toplantıya gelmeni, her zaman gösterdiğin yurdsever var- lığından bekleriz.,» Miting programı şudur: Saat 16,30 da Tayyareler uçarak afişler atacak - tır. Törene 17 de şehir bandosunun çalacağı İstiklâl marşı ile başlanacak- tır. Bundan sonra Taksim anıdına çe- lenk konulacak, Bayanlar kolu başka- nt Hakkıye Cemile bir söylev, Meliha Avni de bir şilr okuyacaklardır. Son söylevi Cemile Süreyya verecek ve çelenk daha konularak mitinge son ve rilecektir. İngiltere ile aramızdaki anlaşmadan sonra İngiltere ile aramızdaki yeni tecim anlaşması, İngiltereden gelen mallar- dan menşe şahadetnamesi aranmasını icap ettirmektedir. Tecimenler, bura- dan gönderilecek emtea için menşe şa hadetnamesi hazırlanmasına lüzum o- lup olmadığını Türkolisten sormuş - lardır. Ofisin verdiği cevaba göre, bun lar için de menşe şahadetnamesi dol- durulacaktır. —— | Buz yüz para! Buzun birçok yerlerde yüz paradanı fazla satıldığı ileri sürülmüş ve bu yolda şikâyetler olmuştu. Belediye birkaç günden beri bu İşe önem vere- rek esaslı takibat yapmış ve hakikaten Hazı hayilarini hasir gökele sedtekisemme görerek bunları şiddetle cezalandırmış tır. Bu suretle büzün artık yÜZ para- 'ya satılmasının temin edildiği haber verilmektedir. ——— Yaşama maddeleri tespit ediliyor Belediyenin neşrettiği aylık ekono- mik istatistikler bültenine göre 931 yılından beri Istanbulda yaşayış mad- deleri belediyece tesbit edilmektedir. Şimdiye kadar tesbit olunan maddeler şeker, prinç, makarna, patates, kuru fasulye, kuru soğan, zeytin, zeytinya- Ş, süt, beyaz peynir, sadeyağ, vejeta lin, yumurta ve sabundur. Bu on dört maddeden başka diğer maddeler de tesbit edilmektedir. Belediye bu işi yaj için, İstanbul, Beyoğlu ve Üsküdar olmak üzere şehrin üç mınta kasına memurlar göndermekte ve ye- rin tetkikler yaptırmaktadrı. Yerli toz şekerin Istanbulda diğer mıntaka lara nazaran daha ucuz satılmakta ol- duğu görülmüştür. Şeker fiyatlarının kabarık bulunduğu yerler, 931 de Beyoğlu, 932 ve 933 de Usküdar ve havalisidir. ——— | Av eğlenceleri yapılacak İstanbul Avcılar cemiyeti bu yıl ga kiraladığı ambarlı av merasına av- cılarının gidip gelmesini temin için Beyoğlu ve İstanbulun muhtelif yer- derinden otobüs tesisine çalışmakta - dır. Bu yıl ambarlıda av eğlenceleri de yapılacaktır. |KUÇUK HABERLER | * Türkofis danışmanlarından (mü- şavirlerinden) Akil ve Hayreddin Şül dün akşam Ankaraya gitmiş - lerdir. * İzmir şarbaylığının daveti üzeri- ne İstanbul Universitesi talebesinden 40 genç. on güne kadat İzmire gide- ceklerdir. Gençler, Izmirde on gün ka dar kalacaklar ve Menderes bavza - sındaki nürmune köylerinde tetkikler yapacaklardır. Gencler, ilbaylık köycü İük şubesinin misafiri olacaklardır. * İzmirden İstanbula gönderilmek- te olan kasaplık bazı hayvanların da: galanmadan sevkedildikleri görülmü tür. Buna meydan verilmemesi için İzmir şarbaylığına icap eden emir verilmiştir. * Yelkenci zadeler kumpanyası, In giltereden 4 bin tonluk yeni bir şilep satın almıştır. Daha bir İki gemi alımı için temaslar yapıldığı haber veril - mektedir. Bu şileplerle, ihraç emtea- mızın dış limanlara nakline çalışıla - caktır. * İç Bakanı Şükrü Kayanım yakın- da şehrimize geleceği duyulmuştur. * İç Bakanlığı müsteşarı -buğgün şehrimize gelecek ve Trakya genel mü fettişi İbrahim Talie iki ay vekâlet etmek üzere Edirneye gidecektir. * Tecim ve zahire borsasında şim- diye kadar öğleden sonra yapılan sa- tışlar, aybaşından beri sabaha ıhnmıî tır. Bu durumun bazı şikâyetlere yol açtığı haberleri tekzip edilmektedir. Çünkü, borsanın öğleden evvel açık bulundurulması tacirlerin isteği üzeri- ne kabul edilmiştir. * Ankara Ziraat Enstitüleri asis - tanlarından Sedat Kansu tetkikat için 'Tarım Bakanlığı Almanya- ya gönderilmiştir. * Bulgaristanın Ankara sefiri Pav- lof yazı geçirmek üzere Ankaradan Is tanbula gelmiştir. * Türk kodeks ihrazi komisyonu tetkiklerine devam etmektedir. KA - nunusanide asıl komisyon toplana - caktır. * Tıp Fakültesinden bu sene çıkan talebelere vazifeleri hakkında sıhhi- ye müfettişleri tarafından hususi kon- ferantlar verilmesine başlanmıştır. Sıh bat müfettişi Tsmail Hakkı eczahanc- lerin teftişi hakkında bir konferans vermiştir. in dün Tn.pnnm' n",n"nme müahter lif yerlere yaplladak Yeyahat etrafın- | ipekli nakışları 12.7. BU DA BENDEN | ÖLÜM İŞİ Eskiden Çin işi Japon işi, | İ leb işi, Şam işi, Anteb işi tilân € ye bir sürü işler vardı. Çin işi, pon işi denince akla; üzerli nakışlı kâat yelpazeler, alad boyalı oyuncaklar, - tepeleril sip sivri kar yağmış, kelle şek€f lerine benziyen dağ resimleri VE yedi başlı, uzun yeşil kuyrul ejderhalarr aydınlatan kâat fe * nerler gelirdi. Haleb işi kebâb olur. Şam işi denince, sedef kak* ma masalar, oymalı cıgara is * kemleleri gelir akla. Anteb işi; rüyada dokunmu$ gibi incecik kumaşların üstündt hatıra getirire. Velhasıl, bütün bu “işi” sözüyle biten şehir ve ülke isimleri bir marifetin, bir sanatın, bir liğin ifadesiydi. Şimdi son günlerde gazetelet ortaya yeni bir tabir attılar: Hâ beş işi!.. İ Ve Habeş işi insanm aklına ne bir ipekli nakışı, ne bir sedef kakmasını, ne de kâat bir yelpa- zeyi getiriyor. Habeş işi denin- ce gözümün önüne; ucsuz bucak sız, cehennemden kopmuş ku < rak çöller, uçaklar, tanklar, de* — rilerinin rengi gibi kara talihle- rini aydınlatmak için çırpman bir ulus ve dökülmeğe hazırla * nan kan pıhtıları geliyor. 1 Habeş işi, ülüm işi!.. Orhan SELİM —— e f Beyoğlunda kadastro çalışmaları Beyoğlu kazasının kadastro ve yas zımına 4 Eylülde başlanacaktır. Kas za kadastro ve tapu müdürlükleri tali ririn yapılacağını halka ilân etmiştir. Kadastrosu yapılacak saha, tünelden başlıyarak İstiklâl caddesini takibem Balıkpazarına ve kaza — kaymakamlık binasına kadar giden kısmdır. Bu yere de şimdiden ihzari hazırlıklara başları mıştır. ” — İlkmekteplerin yetişdirdiği talebe Bu yıl İstanbulda ilk okulları biti- talehe adedi 4656 tanesi kız. 2835 1 erkektir. Yekiz Öndl daki teşkilâtir köy okull da görüşmüştür. Yakında bu husı ta bir program hazırlanacaktır. * Liyon Tıp Fakültesi profesörle- rinden Euğene Villard ve Paris Tıp Fakültesi profesörlerinden — ve Paris hastahaneleri ecrzahaneleri direktörü Albert Goris dün Beruttan Tstanbula gelmişlerdir. Fransız profesörleri Be- ruttaki Trp Fakültesinin imtihanların- da bulunmuşlardır. Buradan memle - ketlerine gideceklerdir. * Şose ve köprüler kanunu muci- bince yol parasınım memur ve müs - tahdemlerden başka mükelleflere ait kısmının taksit zamanları, umumi mec lisçe bütçe kararnamesile beraber tes. bit edilmektedir. Dün kaymakamlara bu hususta bir tamim gönderilmiştir. Bu tamime göre, kazalarda yol para- & taksit zamanlarının değiştirilmesi. ne İüzum görülürse kaymakamlar meclise teklif edilmek üzere mufas - sal olarak değişme sebepleri ve muva fık gördükleri taksit zamanlarını bil. direceklerdir. * Tapu ve Kadastro meslek mekte binin imtihanları 15 Temmuzda bite- cektir. Bu sene mektepten 45 talebe mezun olacaktır. * Uaküdar civarındaki T Bir yıllık çalışmadan banra aK aN seye bağlanmıştır. Usküdara bir saat uzakta olan Sultan çiftliğine bir kaviş konağı yapılmaktadır. Burada diğer imar faaliyeti de devam etmektedir. S20 ımo erkek olmak Üzere 1256 çocuk mezun ölmüştür. Mezunların genel yekünu $921 dir. Bunun 4656 tanesi orta okullara 1256 gi de tam teş kilâtlr ilk okullara gideceklerdir. Çek Üniversitesinden talebe geliyor Çek Üniversitesi talebelerinden müil rekkep 150 kişilik bir grup 20 Tem” muzda şehrimize gelecektir. Misafif talebeler şehrimizde 4 gün kalacaklaf dır. Bunların bir kısmı da Ankarayâ gidecektir. Tıp Fakültesi profesörle © rinden Fahreddin Kerim ve Universi” te doçentlerinden mürekkep bir heyet misalir talebeleri gezdirmeğe memuf edilmiştir. Bağlar başına giden yol üzerindeki harap evler yıkılmış ve meydana ge” len arsalar bahçe haline kornmağa bağ” lanmıştır. * Mektep müdürleri bu yıl sınıft kalan talebenin kamplara iştirak edif etmiyeceğini Külktür direktörlüğünd sormuşlardır. Bunlara verilen cevll" göre dönen, dönmeyen her talebi kampa iştirak etmeğe mecburdurlaf * Belgrad Universitesi musiki $ / besinden 60 kişilik bir kefile musiki âletlerile beraber bugün şehrimize leceklerdir. Jâliahmere yazdım. Yalmız, ismim, gizli kalacaktı. Bu talebeyi de, hoca- lart seçecekti. “Doktorum,, un hoca- sına gittim; bu genç istidadı Avrupa- ya “ikmali tahsil,, e, göndermek ni- yetinde olduğumu söyledim, onun yardımını istedim, Mesele, kolaylıkla hallolundu, ve “Doktörüm,, la, bir yaz tatili geçir- dim. Bu istirahat günleri pek eğlen- celi geçti, diyemem. Genç doktoru, eğlendirmek çok güçtü. Çünkü onun zevkleri ve eğlen- celeri o kadar çizili ve ölçülü, biçili idi ki, onu kırmamk, daha doğrusu, ürkütmemek için, gayet hesaplı ha- reket ediyordum. *“Doktorum,, un zevklerini merak etmiyor musun? Belki sana, çocukça gelir. Fakat o zaman, benim öyle ho- şuma gidiyordu ki... İçkiden nefret ediyordu. Hiç unut- mam. Bir gece baloda sabahlamıştım. Ne balosu idi, bilmiyorum. Ertesi gün “Doktorı Ja buluşaçaktık. Eve döndüm birbiri arkasıma, iki defa duş yaptım, fakat hâlâ açılamıyordum. Başım uğulduyor, gözlerim kara- rıyor, zaman zaman da ayaklarım do- laşıyordu. Gece, çok içmiştim. Şam- panya ile viskinin sarhoşluğu kadar ağır sarhoşluk bilmiyorum. “Doktorum,, a, verdiğim randevü- ya, yarım saat geçikerek gidebilmiş- tim, Onu, çok garip bri halde buldum. Onun huylarından biri de, vakit vakit Gdüşünüp dalhvermesi idi. Buluşaca- Kız, kır kahvesinde, tenha bir köşe- ye çekilmiş, başı önüne eğik, önünde oturduğu tahta masanın üzerine, kur- şunkalemiyle bir şeyler yazıyordu. Beni beklediğini, muhakkak ki, u- nutmuştu. Ayaklarımın ucuna basa. rak yanma gittim, — omuz başından baktım. Benim yaklaştığımı — duymamıştı; masa Üzerini Karalamkla Deı ldü. Karaladığı şeyler göz attım; bir şey anlıyamadım. Birçok harfler, rakam- lar vardı. Bunlar, belki . bir formül, belki de fennt bir hesaptı. Sana. bir şey söyliyeyim mi, yav- rum, bea, Himden, fenden anlamadı- ğim , bunları sevmem de... Ca- billiğim, beni biç utandırmaz. Galiba biraz zekice olacağım ki, çakmadığım gayleri bile bir anlatan, söyliyen ae lursa, tamamen değilse, yarıb kavrıyabilirim. — Fakat “Doktorumi un, karaladıkları, bana, Hiyeroğit den daha acaip geldi. Yavaşça omuzuna dokundum ? — Sevgilim, zayiçe mi çıka! sun? Öyle korkmuştu ki, sıçradı. ve HE bir çığlık kopardı: —- Âh, giz misiniz? Şunu ilâve edyim, yamrum: nim genç “doktorum,, bana, hi zaman: — Sen! Demedi . Daima: — Siz! Dedi, ve onu senli benli konuf ğa bir türlü alıştrramadım. Ben. © Ürküşüne kahkahalarla gülüyor? ©, kendini toparlamıştı. Ve o dâ b meğe başlamıştı. Sordum : — Çok mu korktun? 4 Korkup ürküşüne utanmış gi? — Boş bulundum da... Yanına oturdum, ellerini avu mın içine aldım: ÇArkası V yart”