——— 2(.6-535 'Nurullah Esat olduğ Timize dönecektir. Yeni Ankara, 23 Ekonomi Bakanlığı yumurta satışının — rasyonalizasyonuna başlamak kararındadır. Bu re - forma tevessül ederken Bakan - lık standardizasyon mütehassı - sı Dr. Baade'nin hazır- ladığı rapordan istifade ederek bir çalışma plânr tanzim edecek tir. Plânm ana hatlarını şu esas lar teşkil eyliyecektir: : 1 — Yumurta nizamnamesin- de taze yumurtalar için mevcut tek sınıf yerine kalite yumurta - ları ve âdi taze yumurtalar için iki sınıf tesbit edilecektir. 2—-Standardizasyon kontrolu elverişli bazı mmtakaların ihra- cat limanında değil, fakat istih sal sahasında yapılacaktır. Ye - niden kurulacak kontrol ve top lama teşkilâtında şu iki merha- le tesbit edilecektir. En mühim demiryolu istas - yonlarında ve biriktirme yerle - Tinde kontrol ve toplama mer - kezlerince bu merkezlere sevke- dilecek yumurtaları toplamak ü- zere başlıca köylerde ikinci dere amda Kisibtirme enheleri kontrol ve toplama merkezleri - nin şimdilik İzmir, Adapazarı, Geyve; Kastamoni, — İncholu, Büyükadada (Baş tarafı 1 incide) çiçekten bir deniz haline gelmiş biribirine çiçek atan genç kız ve erkekler saatlerce çiçek muhare besi yapmışlardır. Bundan sonra vilâyetin tertip ettiği çiçek sergisi açılmış ve binlerce kişi tarafından gezil - miştir. Sergi çok beğenilmiştir. Sergide bir çam ağacı bilhassa hazari dikkati celbetmiştir. Bu çarh ağacı yirmi yaşında olma - sına rağmen henüz boyu bir ka- rıştır. Bu bir garibe olarak telâk ki edilmektedir. Sergi gece geç vakit kapanmıştır. . Bu yıl Adalarda tertip edilen ilk eğlence ve bayram çok gü - zel olmuştur. Dün bir çok İstan bullular çiçek eğlencesinde bu - lunmak üzere Adaya gitmişler- dir. Bu yaz adalarda daha bir kaç eğlence tertip edilecektir. ' Adalarda yazı geçirmek üzere &göç edenler de bir taraftan de - vam ediyor. —— Ticaret ve iflâs Kanunu değişecek Ankara, 23 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Ekonomi Bakanlığı ticaret ve iflâs kanu Dumuz üzerinde bugünkü ihti - Yaçlara uygun olarak yapılması lâzım gelen değişiklikleri tet - kik ettirmektedir. Kanunda bil hassa anonim şirketlerle koope- Tatifler hakkındaki hükümler Noksan görülmektedir. Alına - Cak neticeye göre bir kanun Projesi hazırlanacaktır. —— Yeni Evkaf genel direktörü Samsun ,23.AA, — — Evkaf gencl ktörlüğüne atanan İlbay — Fahri bugün Ankaraya gitmiştir. Dün şar- — baylık onuruna bir şölen vermiştir. Ankara Yumurta ihracatımız Yep- Şekilde islâh Edilecek (HUSUSİ MUHABİRİMİZİN TELEFONU)| Samsun, çarşamba, Lâdik ve Havzada teşkili kuvvetle müh - temeldir. R 3 — Kalite yumurtaları için damgalanmak mecburiyeti ko - nacak, Türkiye kalite yumurta- ları olduklarını ve geldikleri ye- ri gösteren üç rakamlı bir dam- ga vurulacaktır. 4 — Kalite yumurtaları için toplama ve kontrol teşkilâtı ku- rülan ihracat sahalarında müs- tahsiller arasında yumurta sa- tış kooperatifleri kurulmasına çalışılacak fakat bu kooperatif ler kalite yumurtalarınm satı - şını inhisar altına almıyacak, bilâkis serbest ticaret koopera- tiflerile birlikte kontrol teşkilâtı nn kurulmasına ve iyi çalışma sına yardım edecektir. Bu koo- peratifler ayni zamanda kümes hayvanları toplayacak ve kes - tikten sonra ihraç etmek işile de meşgul olacaktır. $ — İklim değişikliğinden istifade olunarak ilkbahar yeri ne sonbahar ve kış yumurtala - tt ihraç edilmesi temin edilecek- tir. tehlik memlekete kadar - yapı - lan sevkiyatın ıslahı için tedbir ler alınacaktır. . Kaymakamlar Çiçek Bayramı. Arasında Değişiklikl eğişiklikler Ankara, 23, (Hususi muhabi- Timiz bildiriyor) — — Yeni kay- makam tayinleri kararnamesi- nin yarm yüksek tasdikten gel- Mesi beklenmektedir. Yeni kay- makam tayin ve tebedüllerinden bazılarını bildiriyorum: Çerkes kaymakamı Kamran İstanbul emniyet müdürlüğü Şübe müdürlüğüne, — Koçhisar kaymakamı İsmail, Düzce kay- makamlığına, Ankara maiyet memurlarından AhmetDüzceye, nüfus genel direktörlüğünden Fahri Simava, vilâyetler idare- Bi genel direktörlüğünden Ham- di Keşana, Balikesir nahiye mü dürlerinden Süleyman Hafreho- ya, İstanbul maiyet memurla- l'!nd_ın Cahit Alucraya, Konya nahiye müdürlerinden Mehmet Cihanbeyliye, Tursunbeyli kay- Sişem ; ğgünden Nihat Şarkikaraağaca, Mahalli — idarelerden Turgut Çerkeşe, Matbuat genel direk - törlüğünden Haydar Aksekiye, Ankara maiyet memurlarından âyetler idare- nden İhsan üye, nüfus genel di- den Bekir Hekimha- na, nülus genel direktörlüğün- den Mehmed Ali Akdağ Made- nine, Seyhan umuru hukukiye müdürü Nebil Balaya tayin e- dilmektedirler. —— — Muammer ERiŞ İş Bankası genel müdürü Muammner Eriş dün sabah An - karadan şehrimize gelmiş ve is- tasyonda dostları ve banka me- murları tarafından karşılanmış - tıc. Muammer Eriş bir kaç gün şehrimizde kaldıktan sonra An- karaya dönecektir. TA AFLAR Şükrü Kaya Kayseriye Urâylarımız Mensucat Fabrikasına Gitti “Ankara, 23 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Tçişler Ba - İkanı Şükrü Haya beraberlerinde Sümer Bank genel direktörü halde bu akşam Toros ekspresile Kayseri- 'ye hareket etti. Şükrü Kaya Nurullah Esat'le birlikte işlemeye başlıyan Kayseri mensucat fabrikasını gezecek ve salı günü şeh- “BELEDİYELERİMİZ,, Ankara, 23 Yeni uray kanununuün yeritilme | sine başlanalı nerdeyse beş yıl | olacak. Şehirler tarihinde beş yıl uzun bir zaman sayılmamak la beraber, 1930 eylülündenberi uraylarımızda göze çarpan ve - rimli çalışmalar; göğüslerimizi kabartacak kadar esaslıdır. Şu- nu da gözönünde tutalım ki, ne yapılmışsa, ne yapılryorsa; bun- ların hepsi maddiğ imkânların dar çerçevesi - içinde meydana konmaktadır. Yeni kanun, biz- de urayları kuran 1293 tarihli kanunu yıkmış, yerine beldenin ve beldede oturanların sosyal ve birleşik ihtiyaçlarını düzene koy | birer kurum meydana koymuş - tür. Şimdi bu kurumlara malik ol- dukları genç ve dinç ruhla orta- ya daha çok eser koyabilmeleri için, ihtiyaçlı oldukları maddiğ imkânları sağlamak zortu ile kar şı karşıyayız. 519 - urayımızın yıllık gelir bütçeleri 18 milyon lira gibi küçük bir rakkamı bul maktadır. Bu tutarın ancak 16 milyo - nunun elde edildiğini, ve S mil- yondar fazlasının da İstanbul Urayının bulunduğunu gözönün- de tutacak olursak beş yüzden fazla şehir ve kentin geriye ka- lan paralarla ne yapabilecekle - rini kolaylıkla oranlarız. Bu ü- zünlü rakamlar üzerinde dur - maktan maksadım, uray vergi resimleri kanununu « değiştiren kanun projesinin bir an evvel ka mutayda gi rüşülgı::ini. dile - durumlarımı düzeltmek için ye- ni gelir kaynaklarına baş vuran- bu proje, kanun olunca, urayla rımız belki de istendiği kadar finansal genliğe kavuşmıyacak- lardır. Fakat ne de olsa, atıla - cak bu birinci adımla kendileri- ne düşen ödevlerin bir kısmını daha yapmaya imkân bulmuş o- lacaklardır. Şehirli yurddaşlar kaygıya düşmesinler, kanun ol- masını dilediğimiz proje, her bi rimizi yeniden ağır yüküm altın da bırakmıyacaktır. Belki ufak bir özverlik zorağı ile karşılasa - cağız. Fakat sıhhatimiz ve ra- hatımız için her ay harcamakta olduğumuz yüzlerce kuruştan bir kısmını da bizler için çalışan bir kuruma vermenin faydalı ola cağını kim yadısayabilir? Bir misal: Ankaralıların se - nede “tenvirat ve tanzilat,, re-« simi olarak verdikleri paranım tutarı altmış bin liradır. Uraylı- ğin bu işler için yılda harcadığı 260 bin liradır, Her uraylık büt- çesinde buna benzer nice misal ler bulunabilir... Yukarıda işaret ettiğim proje kanun olacak o - lursa, yapılan bir hesaba göre, uraylar yılda,yüzde 25 ile 35 ara | sında fazla bir gelir sağlamış olacaklardır ki, bu ayrımla yapı labilecek işler; her şehirlinin öz- liyerek beklediği hareketler ola- caktır... Kara gümrüklerini andıran oktruvanın kaldırılması ile güm Tük resimlerine eklenen yüzde on nisbetindeki uray hisseleri - nin, uraylar nüfusuna göze dağı tılması, yeritim sırasında büyük uraylara' karşın olmuştur. Haki katta ihtiyaçları daha çok olan büyük urayların bu bakımdan kaybettikleri bir kısım gelirleri- nin önümüzdeki ay! yapıla- cak yeni nüfus sayımı ile karşı- lanacağını ümut etmek gerektir. Nüfusu artmış bulunan uraylar, gümrüklerde alınan payların tak siminde hakları olanı bu suretle elde etmiş olacaklardır... Kamusal hizmetinden olan tenvirat işinin uraylarca doğru- dan doğruya kurulup işletilmesi N $ . —— SIYASAL KONUŞMA - k irandaki Reformalar Telgraf bize İranda da önem- | nız bu m::ığet gıîçıi-kten :n!kıı i ıldığını bildir - be ol! ığı anlaşılırsa, a HO S ST mere Gök | bi ebelde yeci Br Bği ye-l v KOKANIYORUM! kadin almanın ve geçici evlen- melerin (mut'a)yasak edildiğini ve farisi dilinden ecnebi kelime- lerinin çıkarılmasına karar ve- rildiğini bildirdi, Bugünlük biz, İranda - kadın mesclesi üzerinde duracağız. İran kadını, islâmiyetten ev- vel de çok aşağı bir durumda idi, Zerdüşt dini bunlar için hak tanımazdı. Zaten “Protoarian" denilen ulusların (Grek, Lâtin, İranlı) hepsinde öyle idi. Erke- ğin kadın üzerinde muatlak bir yetkesi vardı. Kadın çokluğu töresi de vardı. Hele zavallı İran kadınları için aybaşıları çekilmez bir işkence idi. Onları yer altına sokarlardı, yiyecek, içeceklerini uzaktan, kendileri - ne yaklaşmadan verirlerdi. Ne- fesleri pis ve bulaştırıcı sayılır- dı. Buna rağmen islâmiyete ka- dar, hatta İran kadını İran ya- şayışında bilhassa sarayda rol oynamaktan geri kalmamıştır. Bay Reşit tarafından dilimize henüz çevrilmiş olan Racin'in meşhur eseri “Ester” i okuyan- lar bu rolün ne kadar büyük ol- duğunu takdir edebilmişlerdir. slâmiyetle İranda kadının durumu kadınım lehine olarak değişiyor. Kadın aile işinde hak sahibi oluyor. Fakat “harem ve selâmlık”, her yerden daha sertti, daha gözükemezdi. ferleri yürürken yüksek sesle: “Kör başit! Kör başit!” Vayi . GÜ SW At gğ | nuz! diye ba de idi ! ler Mut'a yani geçici eylenmek töresini de saklamakta idiler. âdeti de vardı. Peygamber öte- kikatte bü bir zina bu töreyi kaldırdı. Fakat İrani- ber tarafından kabul edilmiş bir törenin Ömer tarafından kaldı- rılamıyacağını iddia ederek tö- reyi muhafaza ediyorlardı. Fa- islerin oturdukları yerlerde bu töre çok yayılmıştı. Fakat, İra- niler töreye kan ni bir şekil vermişlerdi. Şöyle ki, kadın sa- tılmış olduğu adamdan ayrıl- dıktan sonra, iddet müdde- tine bakmak ödevinde idi, Yal- ve halka ucuz bir fiatla ışık ve işletge satılması etrafında son zamanlarda kamutay ve hükü - met çevrenlerinde baş gösteren fikrin yol almasını candan dile yenlerdenim, Zaten uray kanu - numuzun ana çerçevesine çok uygun olan bu hareketin sağ - lanması için çare bulmak ta zor değildir. Bugüne kadar ya finan sal durumlarının elverişli olma masr veya bu gibi önemli ista- lâsyonları başarabilecek derece- de teknisiyenlere malık bulunma maları yüzünden bu haklarını şa hıslara veya sosyetelere bir bı- rakığ olarak vermiş bulunan uraylar, uraylar bankasının yar imr ve pazarlıkla bu instalâsi- yonları kolaylıkla satm alabilir ler... Mecdi S. Sayman Uray - belediye, — Oran - tahmin, Uzünlü - Hazin, Özverilik - Fedakâr- hk, işletge - kudret, Birakığ - imti- yaz, “Dahme,, denilen karanlık bir | “perde, örtü” kaideleri İranda ağırdı. Kadın adeta sokağa çı- kamaz olmuştu. Çıktığı zaman gözlerinden başka hiçbir tarafi | — Daha Nasırüddin Şah zama - nında — saray kadınları hama- ma giderken — önden polis ne- . Bunun üzerine çarşı pazarda herkes dükkânmı bırakarak arkasını kadınlara çevirmek €e gözlerini sıkı sık” yammak mecburiyetin- Bununla beraber İrani- Bu töre Araplardan gelmiş - tir. Peygamberden evvel Arap- lar arasında var olan birçok ev- lenme töreleri arasında mut'a kileri kaldırdığı halde bu töre- yi sakladı. Erkek istediği kadın. la bir ücret mukabilinde muüay- yen bir zaman için evlenirdi. Ha idi. Ömer, ler şii olduklarından peygam - —AEMEE pabilirdi. Hamile olduğu takdir- | de ise, çocuk d: ğuncaya kadar gözetmek lâzımçelir. Doğan çocuk, meşru evlâdim bütün haklarını haizdi, kendisini dün- yaya getirmiş olan eizeğin va- risi idi. « Fakat tatbikatta böyle olmu- yordu. Çünkü mut'ayı ekseri- yetle başka yerlerden, memle - ketin uzak taraflarından gelen erkekler yaparlardı. Çacuk için bunları bulmak, hak iddia et - mek çok güçtü. Şahın bu âdeti kaklırmakla, İran kadınını zeli' bir mevkiden kurtarmış olduğunda şüphe yok tur. Hele kadınları hukuk ala- | nında erkekler ile beraberleşti- rirse, unutulmaz bir iş görmüş olacaktır. İran kadını bu zelil durumuna bakmıyarak islâm devrinde bile kendi varlığını göstermiştir. Birçok misaller arasında yal- nız“Kurretülayn,,i göstermek ye tişir, On dokuzuncu asrın orta- larına doğru İranda gayet ge- niş ve derin bir halk hareketi oldu. Bâbilik adı ile tanınmış olan bu hareket, yalnız dini de- ğildi. Ayni zamanda ahlâki, iç- timal ve siyasi idi, İstibdattan, istibdadın bin bir sıkıntıların - dan bıkmış olan halk, orada da bir kurtarıcı, bir mehdi bekli- yordu. Bu mehdi, Babi unvanını almış olan Şirazlı Mirza Meh- met Alinin şahsında zuhur etti. Onu benimsiyerek yolunda kahramanlık gösteren, canlarını feda edenler arasında, bilhassa bugünkü şahın doğuş yeri olan Keylândaki bir müctehidin baki Te kızı Kurretülayn temayüz et- ti. Bu Kurreülayn gençliğine ve uğrayabileceği tehlikelere bakmıyara": İrarım birçok yerle- rini ya"sız başına gezdi, her yer- de söylevler göyliyerek, şiirler inşat ederek halkı tahrik etme- 8€ Koyuldu. Çok - beliğ bir şair | Ve söz yiyesi olduğundan, şiirle ri ve sözleri ve Iı:lii de bi ;lı:r - dan ziyade şaıçliği, ve taşıdığı heyecan tesir yaptı.En son tutul du ve Nasrüddin Şahın huzu - runda müçtehitler tarafından istintaka çekildi. Onun güzelli- ğine ve gençliğine dayanamıyan şeh onu kurtarmağa çalıştı, ken- disine cevaplar “elkin ctti. Fa - kat ölümde bile zevk arayan Kürretülayn — oralarda değildi. Vaktaki kendisini boğmağa ko- yuldular, irtici'en şu Ssözleri söyledi: Hele aşikan beşart ki nemaned in cüdayi Bişeved zamanı vahded biküned Hüda Hüdai Yani aşıklara müjdeler ki, bu Çayrılık kalmıyacaktır. Bir za- | man gelecektir ki Allah, Allah- lık etmeğe başlıyacaktır! O kadar haksızlıktr. ve sı- kıntılar içinde bu tipte bir kadın çıkarmış olan bir muhit- te, daha geniş ve insanca yaşa - mak imkânı olduğu akdirde, elbette ki pek çok dağerli kadın- lar çıkabilir. Hele bine kadar kadın almış, yetmiş beşlik Feth'ali Şaha ge- Tin gelmiş ve geceyi sabaha ka- dar beraber geçirdi! en sonra şaha şu beyti yazıp gönderen | Azerbayc.alr genç Prenses Can Hanrma ne dersiniz? Yârim gece geldi, gece kaldı, | gece gitti Bilmem nice geldi, nice kaldı, | nice gitti! Şaheser! değil mi? Kim bilir? Haremin o pis ve ilik havası içinde kaç bu gibi lâıbilı'yc(ler çürüyüp gitmişler- ir! lŞıh, bizim Atatürkü örnek alıyor ve çok iyi yapıyor. “ki bu hareket İrandan Hindî:: na da, Araplar arasına da atla- sa, oralarda da şark kadınlığı nefes almağa başlasa. Yalnız Türk kadınlığı için değil, bütün şark kadınlığı için de yaşamak kapısını açmış olan Avatürke, bu kadınlığı:. ebedi - yen minnettar kalacağı pek no- mal değzil midir? Ahmet AĞAOĞLU Çocuk değiliz. Kaç yaşımda olduğumu göylemesem de meş - rutiyetten evvele ait şeyleri ya- zıp dururken, beni on doküz ya- şında bir delikanlı sanmazlar. Kısa zamanda çok şey gördük ama yaş da ilerledi. Diyorlar kiz — İnsan göründüğü yaştadır.. Haydi biz de öyle deyip avu - nalım. Diyecek şu ki, delikanlı deği- liz. Hayatta çizebileceğimiz çiz- inin ortasından ileride deme - sek bile berisinde de değiliz. Halâ kendimi kimseye ağır satamadım. Yıllardır, hep gele - cek seneden umud beklerim böy, lece seneler omuzlarıma yığılır dururlar.. Dün gazeteleri okurken zerzevatın, fasülyenin, kabağın pahalılaştığını okudum. Kıskan- dım. E ben ne zaman bu kabak- lar gibi pahalılaşacağım? Yıl - lardır bekliyorum. Ben de bir kabak olsa idim bu sene kurak gitti; bildir hastalık üştü diye belki deyerim artardı. Kabak di yince almırdım. Şimdi: — Ah kabak olsa idim... Diye hayflanıyorum. Nedir benim bu halim? Her şeyin değerinde az çok bir oynaklık var. Buğ - day yıllardanberi düştü düştü, işte bugünlerde fırladı. Sığır eti bile sırasına göre yükseliyor. Odunun çekisi kimi zaman ateş pahasına oluyor. Diyeceksiniz ki, onlar da ihtikâr yapıyorlar. Ne olur bende de ihtikâr yapsa- lar ayul! Odun kadar, sığır ka« dar da mı işe yaramam, Nedir, bu bendeki oturaklık?.. Değerim olduğu yerde mola taşı gibi mıhlanmış düruyor. Şimdi nasıl özlemem kabak ol - mayı, odun olmayı ve sığır olma YAT Dikkat ediyorum, kabak ön beşe çıkalı tadı artmış gibi üstü — ne titriyorlar. Herkes şimdi en- ginardan bahseder gibi gülüm- siyerek: — Akşam kabak yedik.. diye övünüyor. Halbuki kabak hep o kabak.. Bizim ona karşı bakışı- mız değişmiş de tatlı geliyor: Ne olur bana da o kabaklara baktık ları gibi baksalar da tadım art - mış gibi gelse.. İnanın ki; onlar kadar, belki onlardan fazla işe yarar, hele daha fazla vitamin verirdim. Lâkin kime anlatır - sın! Bir kere ki; kabak değil di ye adımız çıkmış.., B. FELEK Zeytinyağlarımızı islâh için ... Ankara, 23 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Ekonomi Bakanlığı standardizasiyon mütehassısı doktor Baade yakın da zeytin mıntakasında zeytin ve zeytin yağı üzerinde mevsi- mi tetkikler yapmağa gidecek - tir. Mütehassıs memleketimizin | en mühim servetlerinden biri 0- lan zeytin ve zeytin yağcılığm istihsal ve ihracat bakımından inkişafı hususunda almması lâ- zım gelen tedbirlere dair bir ra- por hazırlıyacaktır. Bu mev - zuun tetkikinden sonra sıra fın dığa gelecektir. Emniyet ve Belediye Zabıtası birleşecek Ankara, 23 (Hususi muhabi- rimiz bildiriyor) — Hükümet merkezi ile İstanbulda devlet zabıtası ile birleştirilmiş olan belediye zabıtası ve seyrüseter memurlarının diğer vilâyetler - de dahi birleştirilmesi ve bu su retle memleketiri her tarafında fikirleri ve şahsi halleri sıkt bir tetkikten geçirilmiş daha kuv - vetli bir inzibat altında yetşti - rilmiş memurlar kullanılması