16 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

16 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

z 10.0YiS z Ankara GA AR BULGARLARLA TiCARETiMiZ Yeni Anlaşmaya Göre Neler Alıp Verebileceğiz ? (HUSUSİ MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR) Ankara, 15 'Türkiye ile Bulgaristan ara - sında akdedilen ticaret anlaşma & 11 hazirandan itibaren meri - Yyete girmiştir . Anlaşmaya göre, Türkiye hü- kümeti 1 numaralı listede yazılı kendi mahsulâtını mikdar tahdit | etmeksizin Bulgaristana ihraç edecektir. 1 numaralı listede gös terilmiş olan Türkiye mahsulâ- tının ithali bu listede her mad - de için tayin olunan mikdarla tesbit olunacaktır. Bulgaristan 3 numaralı listede yazılan mah- Sulâtını, mikdar tahdit etmeksi- Zin, Türkiyeye ithal edecektir. 4 numaralı listede gösterilmiş ©lan Bulgar mahsulâtının itha- H, bu listede her madde için ta- Yyin olunan mikdarla tahdit olu nacaktır. Yukarıdaki maddeler de gösterilmiş olan iki memle - ket menşeli mallar A listesinde derpiş edilen usule göre, müte- ilen hususi takas yolile tara feyn arazisine serbestçe ithal o- lunacaktır. Bu anlaşma bir yıl içindir. Bir sene sonra tarafeyn anlaşmanın temdidini isterlerse anlaşma devam edecektir. Tica Tet anlaşmasının 4 üncü madde sinde derpiş edilen takas müa - ——— incir, portakal, palamut, pala - mut hülâsası, bundan başka 5S0 bin kilo hayyar, 250 bin kilo bal mumu, 350 bin kilo yün, S0 bin kilo kabuklu fndık, 50 bin kilo iç fındık, S0 bin kilo gayri safi kemik, boynuz, tırnak, 20 bin kilo kuzu, koyun, keçi derisi, 100 bin kilo pamuk, 250 bin ki- lo susam, Bulgaristandan — Türkiyeye serbestçe ithal olunacak mallar şunlardır: gliserin, kaolin, hay- vani tutkal, şeker pancarı tohu- mu (Ziraat Vekâletinden evvel ce müsaadesi istihsal edilmek şartile) ,mikdar itibarile Bulga- ristandan Türkiyeye gelecek mallar şunlardır: 15 milyon kilo odun kömürü, 100 kilo kaşkaval ve kaşar, (2) bin kilo yaş domuz. ı Türkiye ile Bulgar murahhas ları arasında teati edilen mek » tuplara göre, 933 tarihinde im- za edilmiş olan resmi anlaşma- ya tevfikan verilen takas müsa- adeleri bunun gelme tarihinden itibaren üç ay müddetle temdit edilmiştir. Türk - Bulgar anlaşmasının imzası anından 15 ağustos tari- hine takaddüm eden devreye ait ÇÇ İsmet İnönü Kız Enstitüsünün senelik sergisinin açılışından iki görünüş Çiftçinin Borcu 100 levaya kadar olan ticari a- lacaklar dört taksitte tediye edilmek üzere Bulgar milli ban kasr tarafından Türkiyedeki is- tihkak sahiplerine serbestçe ö- denecektir. Umumi, hususi takas yolile 100 bin Türk lirasına kadar Bul garistandan Türkiyeye ithal Tiğlö bi Eratgai SüLÜŞEN myiKlaıı mış veya ayıklanmamış pirince mukabil Türkiyeden Bulgarista na Türk menşeli ve her biri ellişer bin liralık kıymette ba - hk ve zeytin ihraç etmek husu- sunda Türkiye serbest buluna - caktır . SON DAKiİKA Dış işler Bakanının Ziyafeti Ankara, 15 (Hususi muhabirimizin telefonu) — Dış işler Ba- :Tnı Tnç(îk(kğiştü Aras bu :lqımh sekizde Gazi onnanıg;ildiğinde dir kır ziyafeti vermiş, ziyafette hariciye erkânı ile kor diploma- tikten bazıları hazır bulunmuşlardır. y ÇA Beşiktaş 8 Golle Kazandı , ,Ankara, 15 A.A. — Ankarada iki maç yapmak üzere gelen Be- Şiktaş jimnastik klübü bugün çok kalabalık bir seyirci önünde ilk Maçını Ankara gücü ile yaptı. ! Çok güzel bir oyun oynayan Beşiktaşlılar birinci devrede dört ;îiııki:dc;rdzvmde de dört gol atarak sıfıra karşı sekiz gölle yen - işlerdir. ren meleleri her iki memleket salâ - hiyettar makamnlarının müşte - rek muvafakatları ile verilecek Müsaadeye tabi tutulacak ve :9& fiatına göre hesap edilecek dir. Mütekabilen 3 bin lira ve 2400 levadan aşağı kıymette bu rek y seanna ğ iyettar makamata Verilecek iki nüshalr beyanna - e ile iktifa edilecektir. Bulgaristana serbestçe ithal edilecek Türk pulları şunlardır: Taze yahut canlı balık, zeytin, Feytin yağı, kuru üzüm, kuru Beklenen Yağmurlar Başladı | “Ordu, 15 A.A. —Bir buçuk aydanberi süren ve herkesi düşün- düren kuraklıktan sonra dün akşam faydalı yağmurlar başl: ekinlere, fındıklara yeniden hayat veı'diı'ıı-ıişl.ğr.zmulı PaT R , Giresun, 15 A.A, — Uzun zamandanberi süren yağmursuzluk Yüzünden ekinler sararmaya başlamış ve buğday fiyatları da bir Misli yükselmiş iken dün akşamdanberi başlayan ve bol bol yağ- Makta devam eden yağmur her türlü korkuları gidermiş ve her- kesi sevindirmiştir. İkinci Tip Yeni Bir Köprü Muğla, 15 A.A. — Türkiyede ikinci tip olarak yapılmakta olan Ve dünyada eşi iki tane bulunan Dalaman iki ayağı- Tun yapılışı bitmiş, üçüncü ve dördüncü ayaklarının yapılmasına başlanmıştır. n.:ı;e Muğla kğ'm“m“î üzerindeki I;i'ıüyuüık bir önemi bulu « İamnam e üstermesi lesi) önümüzdeki Aybaşında yapılacaktır. Ş K Stratosferden İlk Uçuş Burbank (Kaliforniya) 15 A.A. — Amerikan uçmanı” Vile PN!_. bu sabah Stratosfer yolu ile New - York'a uçmuştur. Aı-.ııî âhlu ıraklık 2450 mildir. Bundan evvel, üç kere, Stratosfer yolu '& Amerika'da batıdan doğuya doğru uçmak istemişse de, başa- |x tal (Çiftçinin Ziraat Bankasına olan borçlarının on beş yıl tak- site bağlandığı hakkındaki Ka- mutay kararını dün bildirmiş- tik. Bu borçlar hakkında ajan- sın verdiği yeni tafsilâtı da bu- gün neşrediyoruz.)| Ankara, 15 A.A. — Kamutay dü ili kararını almadan ânce, de vamlı bir sürette yaptığı - toplantıda tarim, ekonomi, kültür ve finans ba- kımından çok değerli bir seri kanun lâyıhasını kabul etmişti. Ziraat Bankasının 1931 yılı sonuna kadar olan ipotekli ve müteselsil ke- faletli bütün ziraf alacaklarıı yüz- de üç faizle on beş yıl için taksitlen. dirilmesine ait kanun bunların bağın. da gelmetkedir. Bilindiği gibi, 1929 yılından önce ve onü takip eden yıllarda ürün de- gerlerinin dünya ekonomik — buhranı karşısında gittikçe düşmesi, çiftçileri- mizi üretim masraflarını koruyamıya- cak ve bankaya kargı olan borcunu ö- Geyemiyecek bir hale düşürmüştü. Ödemesinde çiftçilerimizin zorluk- larla karşılaştığı ve 20 milyon liraya vardığı tahmin olunan bu borcun çift çiyi sıkmadan ödenecek bir şekilde taksitlendirilmesi işi ise son yıllar i- çinde hükümetin bir hal sureti bul - mak için üzerinde durduğu başlıca meselelerden birini ve belki de en mü himmini teşkil etmekte idi. 'Türk çiftçisinin hayatında bir dö - nüm noktası teşkil edecek ve onu İç ferahlığı içinde tarlası üstünde çalış- tıracak olan bu kanunun ana hatları- na göre, ve yukarda işaret edildiği gi bi, bankanın envanterinde yazılı va- desi gelmiş veya gelmemiş ve yine bu tarihten sonra yeni senetlere bağlanmış veya bağlanmamış ipotekli, müteselsil kefaletli bütün ziral ala - caklar yüzde üç faizle ve ön beş yıl müddetle taksitlendirilecektir. Şu ka- dar var ki taksit adedi her biri beş liradan aşağı düşmemek Üzere ilk tak sit 936 yılında almacak ve taksit va- deleri her yerde mahsul toplama ve şatma mevsimlerine göre hesap oluna caktır. Bankanın 1932 yılı başlangıcından sonra yeniden yapılmış her nevi ipo- tekli ve müteselsil kefaletli ziral is- tikrarlardan mütevellit alacakları bu kanunun hükmü — dışındadır. - Zirast Bankasının bu kanunun hükümleri i- çinde taksite tâbi müteselsil kefaleti alacaklarından, kooperatif ortakları nerdinde olup teşekküllerini mütea - kıp bu kooperatiflere devredilmiş o - lanları da tecile tâbi tutulmaktadır. Kuraklık ve her hangi bir âfet ve. ya mücbir ve fevkalâde bir sebep ile bir kaç taksitin ktsmen — veya tama- men teciline zaruret görülecek hal - lerde bu tecil, bankanın teklifi ve ban kalar kurulunun tasvibile kararlaştı- rılır ve tecil edilen bu taksitler yüzde üç faize tâbi tutulacaktır, Diğer taraftan bu kanun — ile borçların bu suretle uzun yıllar için taksitlendirilmesi yüzünden bankanın işleme ve kâr, zarar vaziyetlerinde pek tâbii olarak husule gelecek mü » AN | SIYASAL KONUŞMA ingiliz Veliahtının Sözleri Tagiliz Veliahdı. Prens de Gal'in sabık savaşçılar kurumuna gelerek, uluslararası alâkalar etrafında söz söylemesi İngilir hayatında dışnomal bir hadisedir. Hele bu hadisenin Avam Kamarasında İngiliz faşistleri- nin başkanı olan Lansbury tarafından tasvip edilmesi, hadiseye başka bir anlam ve önem vermektedir. Malümdur ki, İngilterede ana yasa denilen nesne yoktur. İngilir parl- manı, ulusun ta kendisi sayıldığın- dan, kanun kurmakta, değiştirmekte hiçbir kayıtla bağlr değildir, istediği tarzda davranır. Öte taraftan, İngi- liz kıralını ve veliahdımr da herhangi bir mesele hakkında düşünce beyan etmekten yasak eden bir yazılı türe yoktur. Fakat bu, böyle olmakla beraber Tngiliz parlmantarizminin dayandığı bir takm yazılı olmayan an'aneler vardır ki, başka memleketlerdeki ya- zılr ana yasalardan daha muhkemdir, daha kuvvetlidir. Bu an'anelerden birisi de şudur: agiliz kıralı kırallık yapar, hüküme- te karışması, iç ve dış siyasayı parl- man adına idare etmek ve yöndemle- mek (istikamet vermek) yetkesi, parl- manda çokluk olan partinin lideri bağ- vekile aittir. Kıral ve prensler buna karışmazlar. Vakıâ kıralı ve prensleri karışmak yetkesinden yasak eden hiç bir yazılı kanun yoktur: Şöyle ki, In- gilir. hukukçularının düşüncelerine göre Tagiliz kralr buğgün — bile, en mutlak hükümdarın bütün yetkelerini haizdir. Onun yapamıyacağı bir şey yoktur. Ayni huku' çular diyorlar ki: Hingiliz kralr meselâ, istediği adama istediği unvanları, nişanları, rütbele- | ri verebilir. İstediği zaman savaş ya- par, andlaşma kurar, istediği kadar ordu toplar, İngilterenin herhangi parçasını bahşeder ve ilâh....* bütün bu yetkeler orta çağlardanberi kalmış- tır ve hiçbir yasa ile açık olarak kal- dırılmamıştır!” Fakat bütün bunlara rağmen kral, bu yetkelerin hiçbirisini iki yüz sene- denberi kullanmamaktadır ve yetkeli iş te parlmana geçmiştir. Yine ayni hukukçular ilâve ederler: “Bugün İn- giliz kralının ödevi, İngiliz yüksek çevrelerine örnek ve önder olmaktır, bu çevrelere, yüksek yaşayış tarzın- da, nümune göstermektir.” Işte ise idari, siyasi, mali ve eko- nomik yetkeler parlmana gçmiştir ve parlmanm güvenini kazanmış - olan başvekil tarafından kullanılır. Parlmanı temsil eden bu başveki- lin nüfuzundan saray bile hariç kal. mamaktacır. Meselâ; -başvekil hazır bulunmadan kral huzuruna alamaz, Ve yine başvekile gösterme- den kral kimseye mektup yazamaz, telgraf gönderemez. Başvekil saraya almman kullukçulardan, ahçıya ve sair yüksek momurlara kadar karışabilir. Bu yüzden meşhur Gladston'la, yi- ne meşbur Kraliçe V'-*oria arasında Birinci genel Müfettiş geliyor Ankara, 15 (Muhabirimizin telefonu) — Birinci genel müfet tiş Abidin Özmen bu akşam İs- tanbula hareket etmiş, istasyon da İsmet İnönü, Recep Peker, Bakanlar ve dostları tarafından uğurlanmıştır. Başbakanın şark seyahati ya- kınlaştığından Abidin Özmen İstanbulda ancak bir kaç gün kalacak ve oradan Diyarıbeki - re gidecektir. İç Bakani Şükrü Kaya trenin hareketi sırasında Atatürk'ün emrinde bulunduğu için istasyo na gelememiş, sonradan bir tel- graf çekerek hem Atatürk'ün teveccühlerini, hem de kendisi- nin sevgi ve başarık dileklerini bildirmiştir. — Telefon işleri reisliği Ankara, 15 (Hususi muhabi- rimizden) — Dün meclisten çı- kan posta ve telgraf teşkilâtı kanununa göre, merkezde posta ve telgraf işleri reisliklerinden başka telefön islerinin daha mun tazam bir şekilde idare edilmesi icin bir de telefon isleri reisli - i ihdas edilmektedir. Eti bankası Ankara, 15 (Hususi muhabi- rimizden) — Ekonomi Bakan- lığı maadin isletme işlerile uğ - raşacak olan Eti Bankasının te- sisi hazırlıklarına başlamıştır. de dev him tesirlerini karşılamak içi sene, bankanın fevkalâde ihtiyat ak - çesini teşkil etmek üzere bir milyon llı:ldıvcmsği üzerine almış bulunmak- Te , let, 1936 mali yılından başlayarak her | . çıkan didişmeler malümdur. Kraliçe, liberaller lideri olan Glandston'a mu- hafazakârlar Hideri Beaconsfeld'i ter- cih ediyordu. Liberaller galebe çal- dıkları raman Gladston'a ister İste. mez tahammül ediyordu; çünkü İngi- Hiz parlmantarizminin an'anelerinden- dir ki, galip fırkanın Jlideri mutlak başvekil olur, ister hükümdar istesin, ister istemesin. kraliçeye karşılıkta bulunuyordu. Me- selâ kraliçenin beğendiği ahçıyı kö- vardı, çok ambisyonlu olan kraliçenin devlet işlerine karışmasına yol ver- mezdi. Bu yürzden zavallı kraliçenin çekmediği kalmamıştır. Kaç kere ih- tiyar tacdar, Hindistan imparatöriçe- &i, dört yür milyon insanların ve dün- yanm dörtte birinin eğemeni, başve- kilinin yanında, hü 1gür hüngür ağla- mıştır. Fakat parlmandaki çokluğa ve çokluk vasıtası ile de ulusa daya- nan sert başvekil aldırmazdı. Tngiliz hukukçuları başka çevreler için pek dışnomal gözüken bu duru- mu şöyle anlatıyorlar: Ingilir kralr mes'uliyetten azade- dir. O ne yapsa, adam öldürse bile mes'ul değildir. hiçbir mahkeme onu muhakeme edemez. Onun bütün İş- Jerinden, hareketlerinden mes'ul baş- vekildir. Bununla beraber ülkenin idaresinden, ulus işlerinin gidişinden de mes'ul kral değildir, başvekildir ve partisidir. Ingiliz hukukçuları bu mes'uliyet meselesinden şu sonuçları almışlardır: Mes'ul olmayan birisi ne iyilik ve ne de kötülük kaynağı olur. Buna göre böyle birisini methetmek te, zemmetmek te abestir. Iyilik ve kötülük kaynağı, mes'ul olandır. Me- dih ve zem de ona ait olabilir. Başve- kil, fena idaresinden dolayı ve yahut saraya fenalık yapmak, kötü hareket etmek imkânını vermiş olduğundan dolayı, parlmanca muhakeme altına almabilir ve cezası hatta idama kadar warabilir. O halde mes'ul olan bu ma- kam, nomal olarak mes'uliyetle mü- tenasip yetkeleri de haiz olmalıdır ki, gerek ülkeyi idare ve gerek sarayı elinde durdurmak için lâzımgelen ted- birleri lâzım olduğu çağlarda alabil- sin. Fakat ne gariptir, yalnız İngilizle- re mahsus bir haldir ki, bu nazariye sırf bir doktrin olarak kalmakla, bir kanun şeklini almamakla beraber, en muhkem bir ana yasa gibi tatbik edil- mektedir. Yukardanberi izah ettiğimiz bu du- rumdur ki, bize İngilir veliahdınım eski İngilir savaşçıları kurumunda bilhassa bu-aralık, çok nazik olan İn- * Alman münasebetlerine ait söz söylemesini İngiliz hayatında dışno- mal bir hadise gibi telâkki ettik. Böy- le bir hadiseyi İngiliz ulusu çoktanbe- Yi görmemiştir ve hiç şüphe etmeme- lidir ki, başvekil bundan pek mem- | nun olmamıştır. | Ahmet AĞAOĞLU ——— LA Türk - Ingiliz Kleringi Ankara, 15 (Muhabirimizin tele- fonu) — Türk - İngiliz klering an - laşması metni ile anlaşmaya bağlı protokol ve listeler pek yakında güm- rüklere bildirilecek, resmi gazete ile ilân edilecektir. Alâkalılar bunları ©- ledln takip imkânını bulabilecekler. ir. 'Tabii Gladston da | 3 -— ADAM KILIFI Çarıktan başka ayakkabı gör- memiş bir köyde bir çizme teki bulmuşlar.. Evirip çevirmişler. Ne olduğunu bir türlü kestire - memişler. En sonunda okur ya- zar adamdır, belki bilir,diye kö- yün imamına götürmüşler. İ - mam da bakmış, o da kestireme miş ama demiş ki; — Ya kazma kılıfıdır, ya gönden düdük! A Bugünlerde Ankaraya gitmiş ve yataklı vagonda yolculuk yap mışsanız,köy imanınım çizmeye benzettiği gibi,siz de yataklı va- gon kompartımanlarını bir şeye benzetmeğe çalışırsınız. Bütün yataklı vagon işleyen hatlar içinde, hele şimdi, Ankara hattı kadar verimlisi yoktur. Nasıl methedeceğimi bilmediğim bir açıkgözlükle Devlet Demir Yol» ları idaresi, bilet ücretlerini ya- rıya indirince herkes oradan et- tiği kârla yataklı tutuyor ve on dan dolayı her gün üç araba hın cahınç doluyor. İyi yat Buna karsı yataklı vagon kumpanya- sı bakınız ne yapıyor?.. Bir ge- celik yolculuk için birinci mevki almak isteyenler pek az olduğu nu görünce arabalardaki tek ya taklı birinci mevki kompartı - manları çift yataklı ikinci mev kie çeviriyor. Çeviriyor ama, bir kişi için yapılmış daracık yer genişler mi?. Hele yatak ikile « şince orada dolaşmanın imkânı kalmıyor. Bu kompartımanların lâvaboları da dışarıda olduğun- dan büsbütün kepaze bir hal alı- yor. Son günlerde yaptığım An- kara seyahatinde giderken de, gelirken de böyle birinciden boz ma ikinci, kompartmanlara düş tüm. Yataklar yapıldıktan son - ra dolaşmanın —hele yüz yıka- manın — yolu yoktur.Çünkü lâ- vabo açılımca küvet alt yatağın ayak ucuna düşüyor ve siz yü- zünüzü yıkamak için alt yata - ğa oturmağa mecbur oluyorsu- nuz. . Artık o sırada alt yatak - taki adamın da ayaklarını nere- ye koyacağını kumpanya düşü- necek değil ya!... Bu halile bu kampartımanla: ra: — Ya adam kılılı, yahut ge- ce kutusu (Boite de nuit) de mek çok uygun olur. Benim şaştığım, kumpanya- nın bunu Ankara hattında yap- mağa cesaret etmiş olması ve Demiryolu Müfettişlerinin de bu nu görmemiş olmalarıdır. B. FELEK Terkos suyu kesilince..

Bu sayıdan diğer sayfalar: