İ y | | | | Ekmek 'Türkiye, ekmeği en ucuz yi - yen —memleketlerden — biridir. Ucuzluk bakımından, — bütün dünyada birinci Türkiye, ikinci Belçikadır. -— Burada biz ekmeğin kilosu - nu 9 kuruşa alırken, meselâ Al- manyada ayni ekmek 35 kuru - şa satılmaktadır. Ancak dikkat edilecek bir nokta vardır: O da Almanyada ekmek, halkm başlıca gıdası değildir. -Netekim ekmeğin en ucuza satıldığı Belçikada bile vaziyet böyledir. Buralarda halk bizim ekmekten aldığımız gıda- vı patates vasıtasile temin eder. Patatesin de kilosu, âzami 3 ku- rTuştur. Ve mahsul zamanı 60 âşnyı kadar da düştüğü vâki - ir. Ulusların kendilerine göre gı daları vardır: Orta Avrupada bu gıda pata- testir. Cenuba doğru indiğiniz zaman buğday, ve mısırdır. Şi- male doğru, çavdar ekmeği gı - dalar arasında başlıca mevkii alır. Amerikanın zenci ahalisi yal nız misir unundan yapılmış bir nevi ekmek yerler... Çinlilere gelince, bunlar ara- sında ekmeği bilmeyen ve gör - meyenler bile vardır. Çünkü esas gıdaları pirinçtir. Bu itibarla gı- da maddeleri üzerinde takip edilmesi lâzımgelen usuller muh telif memleketlere göre değişir. Eğer Almanyada ekmeğin kilo 5U,35 kuruşa satılıyorsa,bu ora- | s: için pahalı değildir. Çünkü Al man halkı ekmeği, yemekte âde | 'ta bir süs olarak kullanır. Fakat Türkiyede ekmek eğer bir ku - ruş fırlarsa, bu bizim için Al - | manyadakinden daha çok paha - Iıdanmış demektir. Çünkü ekmek yemediğimiz zaman - karnımız doymaz. Onun için ucuzlatılacak gıda maddeleri meyanmımda ekmeği ilk önce nazarı itibara almamız gerektir. Türkiye her şeyden evvel bir ekim memleketidir. Toprakları- mız bize lâzımgelen gıdayı ver - dikten başka ayrıca mühim mik darda ihracat yapmamıza da mü saade ediyor. Buna rağmen ek- mek son zamanlarda pahalılan mağa yüz tutmuştur. Sebep olarak havaların kurak | gitmesi ve malısulün bozuk ol- ması ileri sürülüyor. Bu varit olabilir. Fakat her halde bir buğ day sıkıntısı vârit değildir. Çün kü köylünün anbarlarında daima bir senelik yedek buğday vardır. ;'i“r;kdlföymlükü;rîdeki yiyece - Hidir ve tzdbi:lid'ı:.r“ egt O halde bir buğday ihracat - çısr olan Türkiye için buğday fi- atlarının yükselmesinden mem © akşam belediye reisinin çatık kaşları düzelmedi ve Julien'in, Bourgogne'un asil aileleri hak- kında malümat istemek suretile gösterdiği yaltaklık hiç kâr et- medi. Bölüm XX İMZASIZ MEKTUBLAR Gece yarısına doğru salon- dan çıkılırken Julien bir fırsat bulup sevgilisine: — Bu gece buluşmıyalım, dedi, kocanızın şüpheleri uyan- dı; içini çekerek okuduğu o mektubun imzasız bir mektub olduğuna yemin edebilirim. Çok şükür ki Julien gece oda- sında kapıyı kilitlerdi. Madame “de Rönal, delice bir düşünceye kapılıp Julien'i sözlerini, artık buluşmamak için bir bahane di- ye karşıladı. Çıldırır gihi oldu we her günkü saâtte onun kapı- KIRMIZI VE SiYAH EKONOMİK KRONİK —Ni ai n n Meselesi nuniyet mi duymamız lâzımdır? Bu hususta bir mütalca yürü- tebilmek -için, evvelâ arsıulusal vaziyetleri, saniyen dahili piya- sayı nazarı itibara almak gerek tir. 1 — Hariçte buğday istihsa- |lâtı diğer senelere nazaran az olmalıdır ki, Türkiye, bu fiat yüksekliğinden istifade etsin. Fakat, bu da ancak normal bir vaziyette mevzuu bahsolabilir. Türkiyedeki istihsalâtın az ol - ması, ihracatımızı kısmen ke « için ,hariçteki fiat yük - sekliğinden istifade edemeyiz. 2 — Dahili piyasaya gelince, içeride buğday fiatlarının yük - sek olması, bir takım vatandaş larin cebinden şu kadar parayı alıp diğer bir takım vatandaşla ra vermek demektir. Bu müba - delede eğer Türk köylüsü istifa de edecek olursa, ekmek fiatının büyük şehirlerde biraz fazla ol- masından dolayı şikâyet edeme yiz. Fakat nedense vaziyet hiç yle değildir. Fiatın yüksel den, ne müstahsil olan köylü, ne de müstehlik olan şe- hirli istifade eder. Yalnız ikisi - nin arasında, zincir Trolünü oy- nayan, bir takım vasıtalar ka- Zzanmış olur. . Buğday fiatları. yükseldi, di- | ye, bu mütevassıtlar, köylüden buğdayı daha pahalıya alacak değillerdir. Kaldı ki, duyduklarımıza na- | zaran böyle kuraklıktan dolayı buğdayın az olması ihtimali de çok kuvvetli değildir. Ortada bir takım, spekülâsyonlar oldu- ğu pekâlâ ileri sürülebilir. Bunun için buğdayı esaslı bir sıyasa olarak ele almamız ve bu işi Fransız Frangı Londra, 15 A.A. — Dün, Fransız parası, İngiliz kontrolu araya girmeksizin biraz düzel - miş ve peşin 75, 1/16 ya karşı- lik 74,15/16 da kapanmıştır. Üç ay sonra için satılan frank sabahleyin 3 frank iskonta ile verilirken 2.75 ile verilmiştir. Dolar 4,94 3/4 den 4.94 1/4e çıkmıştır. Florin ile Alman mar kı 7.1 ve 12.27 de, değişmemiş - lerdir. Belga 29,20 den 29,23 e fırlamıştır. OLÜM İstanbul Bankası müessis ve mü - dürü Bay Kemalettin bir müddetten- beri düçar olduğu hastalıktan kurtu- lamıyarak irtihal eylemiştir. Cenazesi bu sabalı Süleymaniye cıvarındaki ha | 15 Haziran Cumartesi PARALAR Alış Sterlin Gl6— Dolar 14 20 Fransır Frangt i6ö— 20 Liret 20 Belçika Frangı 20 Drahmi 20 İsviçre ir. 20 Ley Florin 20 Çek Kuron Avusturya şilin Mark Zloti Pengo 20 Ley 20 Dinar Yen İsveç Kurca Altm Mecidiye Bankmot ÇEKLER Kapanış 2A 621.50 Satış 6zl— 126 168,50 he 202.— S0— fi Siz— Fransız Frangı İngilir lirası Dolar Liret Florin Çekosolvak kuronu Avusturya Pezeta Çernovets İsviçre kurone ESHAM Iş Bankası Mü- ŞA bi Va Anadolu 75 60 » 85 100 Sirketihayriye Tramvay Bomonti - Nektar, Terkos Reji Aslan/ Çimento Merkez Bankasr Osmanlı Bankası Telelon İttihat değirmencilik TAŞ. ISTIKRAZLAR Türk Borcu | Kupon Kesik — 28,47,50 1 — Hava müdafaası Hava harpleri hakkında belli neşriyat yapan ccnebi mütehasarsı rın düşündüklerini gözden geçirmek faydalıdır. Bu neşriyatın en yenileri- ni birkaç yazı içinde toplamağa çalı- şacağız. Fransız Generali Armengoud diyor ki: “Diğer çeşit harplerde olduğu gi- bi,hava harbinde de müdafaa ile taar- rüzü birleştirmek esastır. Halbuki şim diye kadar hava taarruzuna kâfi yer verildiği halde hava müdafaası için yeter derecede hazırlık yapılmamış- tır. Düşünmeli ki; sınırlar ve kıyılar müdafaa altma alımmıştır. Fakat haya asla, Sınırlar ve kıyılarda tabii veya* mâniler mevcut olabildiği halde da bunlar da yoktur. İyi bir ha- va korunması yoksa en harap edici saldırmanın bu teraftan geleceğine â8- la şüphe etmemelidir. Yalnız malzeme ve adetçe üstünlük bir memleketi diğerinin taarruzundan koruyamaz. Hattâ gizli imalât ile bu zahiri üstünlüğün gizlice kaldırılmış bulunması da mümkündür. En esaslı koruyucu tedbir, vaktinde ve şiddetli mukabil taarruzdur. Havanın en “müessir müdafaası, yalnız kuvvetli ve iyi malzeme ile teç- hiz olunmuş, müdafaayı olduğu ka- dar taarruzu da yapabilen bir hava or- dusile kaimdir ve bu ordu tayyareler- den başka müdafaa top ve silâhlarını, mania balonlarını ve saireyi ihtiva klüğlü ile mütena- t taralından da 'Tekmil bu parça- ların birlikte çalışmaları barış zama- nında tanzim olunmalıdır. Hepsinin başında da hava müdafaa ve taarrü- zundan mes'ul tek bir başkumandan bulunmalıdır.,, İngilir Albayı (Miralayı) Chamier diyor ki:“Hava müdafaası her şeyden evvel ulusun maneviyatını korumak için gerektir. Teknik bakımdan hava müdafaası asla imkânsız safhaya gi leride çok ünen deniz harple- ri şekline girecektir.,, Albayın fikrine göre yer silâhları, toplar, tüfekler düş- man hava birliklerini dağıtır, herbi- rini bir tarafa atarken, hafif avcı tay- yareleri de bunların üzerine çullan- malı ve tahrip etmelidir. B aç Bundan başlea hava ordusunun üs- V'0 ÇOK MÜhluldir. Rara ve üeliz ularında üs İyi bir surette muha- faza edilmediği takdirde Iclâkct nc kadar muhakkak ise, hava ordusunda da bu mesele tamamen böyledir. Yal- - » ” " 26,60 " n , . 25,27,20 gani Bönm İstikrazi dahili 64,50 TAHVİLÂT Rihtem 1080 Anadolu T ve 11 44,55 », , If Kupon Ketik 4430 Anadola mümessil $3.10 — —— KİRALIK EV — | Arnavutköyünde Mumhane | sokağı 13 No, lu denize nmazir bahçe içinde dokuz odalı mo- | bilyeli bir ev kiralıktır, İçinde- 4589 | " n »— Göz Doktoru —« | ŞUKRU ERTAN Birinci Sımf Mütehassıs (Babıali) Ankara caddesi No. 60 — Telefon : 22566 İ | sile kabristanına defnedilecektir. STENDHAL smna geldi. Julien dışarıda gü- rültü g“î'd“&cB hemen lâmbası- nı söndürdü! Biri kapıyı X. çabalıyordu: madame de Re::ı mı? Yoksa kıskane kocası mı? Ertesi sabah erkenden, Jali- en'i pek koruyan aşçı kadın, ona bir kitab getirdi; bu kitabın ka- pağında şu italyanca cümle ya- zılı idi: Guardate alla pagina 130. * Julien bu kadar ihtiyatsızlık- tan korkup titredi; yüz otuzun- cu sayıfayı açtı, bir iğne ile iliş- tirilmiş, göz yaşları ile 1slan- mış, acele yazılmış, imlası bo- zuk bir mektub buldu. Madame de Rönal her zaman doğru ya- zardı; bu sefer heyecandan böy- le imlada bile şaşırması Julien'e çok dokundu ve ihtiyatsızlığı biraz unutturdu. Mektub şöyle bir şeydi: — “Bu gece beni odana almak |nesinden kaldırılarak Eyüp Sultanda | N 4100 istemedin mi? Öyle anlar olu- yor ki seni iyice anlıyamadığı- mı sanıyorum. Bakışların beni korkutuyor. Senden korküyo- rum, Ah! yarabbim! acaba sen beni hiç sevmedin mi? Öyle ise varsın kocam bizim ettiklerimi- zi öğrensin, beni ömrümün so- nuna kadar köyde bir odaya kapatsın, bir daha çocuklarımı göstermesin. Belki Tanrı böyle buyurmuş. Arası çok geçmez, ben ölürüm. Fakat sen de bir canavar olduğunu — göstermiş olursun. “Beni hiç mi sevmedin? be- nim deliliklerim, çektiğim vic- dan azabları seni bıktırdı mi, imansız? Beni perişan etmck mi istiyorsun? öyle ise işte ko- layını buldun: Verriâres'e gidip bu mektubu herkese göster. Herkesin görmesine ne hacet? M. Valenod görsün, yeter. Ona benim seni sevdiğimi söyle; ha- yır, bu bir yalan, nimete küfran olur: Sana taptığımı, benim mız saldırmağı düşünen ve fakat mü- dafaa fikri olmayan bir ordu nasıl s9- nunda felâkete sürüklenirse, üslerinin müdafaasını düşünmiyen hava ördü- larr için de bu, tamamen varittir. O halde hava ordusunun günden güne kazandığı ehemmiyet kara ve deniz ordularının ehemmiyetini azaltamaz. Fransız generalinin yazdığına gö- re harp halinde tayyarelerden bir kıs- a tamamen hazır bulünur ve bir düş- man saldırması haber aldıktan 20 da- kika sonra hava harbine girişebilir. Diğer bir kısmı ise yarı hazırlık ya- par, bu da 45 dakika sonra harbe gi- rebilir. Üçüncü kısım hali istirahatte bulunmak zaruretindedir. Bunun har- be girişi 1 - 1,5 saatten evvet olamaz. Buna nâazaran düşman hava taarruz- ları santte 300 kilometre sür'atle vaki olursa huduttan itibaren 100 - 120 ki- | lometrelik mıntakada hiçbit tayyare ile karşılaşmaz. Meğer ki, tesadüfen bazı filolar bu esnada havada bulun- muş olsun. — Binaenaleyh — huduttan itibaren bu kadar sahada bulunan ha- itinalarla korunmak gerektir. yati ehemmiyeti haiz hedefler, büyük | Makla bunun yüzde yedi buçuk oldu. | Yer müdafaası için general şöyle diyor: “Kara hudutlarının müdafaz- sında istihkâmların ebemmiyeti ne isc, hava faasında — yer teşkilâtının €hemmiyeti de aynıdır. Bunlar hava #ilâhları için destek (istinat) nokta- larıdır. Yerden yardım olmadan mü- dafaa tayyaresi kör gibidir. Bizzat gündüzün dahi görür sahası mahdut- tur.Hava haber merkezleri, gözetle- me yerleri, yerde ve hava ile telsiz muhabere irtibatları ile müdafaa tay- yaresi düşman vaziyeti hakkında ha- berdar kılınmak ve onun izi üzerinde sevkedilmek gerektir. Yerden müda- faa, havadan müdafaanın ayrılmaz bir yardımcısıdır. Tayyare, top ve manla balonları biribirlerini ikmal ederler ve çok güzel muhalara edebilirler.,, * Generalin fikrine göre müsait ha- eri Hakkında İngiliz Ve Fransızların Düşünceleri Ü.i0 —I aei YAZAN | M. ŞEVKİ | ü ve: tayyareleri düşman bom- Jerinin 1/4 İlâ 1/2 sini safe tan hariç kılabilirler. Açık havalarda iyi işliyen yer müdafaa silâhları ise bunlardan 1/7 ü4 1/4 ünü harap ede« bilir. Hava kapalı olursa bu rakmla- tın ancak üçte biri nazarı itibara alı- nabilir. 3,500 hattâ son zamanlarda 5,000 metreye kadar çıkarılan mania balonlarının tellerine takılmak mut- lak sürette düşmeğe veya yere inme- ğe sebep olur. Ehemmiyetle muhafazası icap eden merkezler ve mesclâ payıtahtlarda ge- celeyin her on beş kilemetre için bir ışıldak grupile birlikte çalışan 1 - 2 avcı tayyaresi daimi surette havada bulunmalıdır. Buraların etrafı da hiç değilse 5,000 metre yüksekliğe kadar ateş edebilen toplarla çevrilmelidir. Adapazarı Bele 5000 metre tulinde 60 milimetre dahili kuturlu pik boru 15 aded Vana “anahtarlı ” 25 ,, 90 derecelik dirsek ÇB — aa LAİ MİDURİL. Ka 150 ,, abonalara su vermek için parça (tam takım) a salısm bacu delmeeğe eee — — 5 yangın musluğu (Komple) ”» diyesinden: — — Yukarıda çıns ve mikdarları yazılı ve 15 atmosfer taz- yıka mütehammil su yolu malzemesi kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuşdur. İhalesi 16 Temmuz 19'35 sa- hi günü saat 17,30 da yapılacağından isteyenlerin art- tırma ve eksiltme kanunundaki şerait veçhile mezkür ta- rih ve günde 16,30 kadar teklif mektublarile 375 liralık muvakkat teminat vermeleri Beyoğlu Sulh Mahkemeleri Baş- yazganlığından: Birinci arttırması 8/7/935 Pazartesi ve İkinci arttırma- &ı 24/7/935 çarşamba — günleri saat 15 ilâ 16 ya kadar icra edilecek olan Mareşal Fevzi Çakmak ve sairenin tasarrufları altında bulunan Cihan- girde Cihangir caddesinde 70 Na. arsa hakkında Zaman ve Tan gaze- telerinin 9/6/935 tarihli nüshaların - da yapılan ilânın 3 üncü maddesinde istenilen pey akçesi sebven yüzde yetmiş beş olarak — yazıldığı anlaşlı- ğu tashihen ilân olunur. (12423) ilân olunur. (3355) İstanbul İkinci Ticaret Mahkeme- sinden: Müddei — Teofilos Hırisosto- mos vekili avukat Bay Platon tara» fından Viner bank Frayn aleyhine 1 'Teş. evvel 1911 tarihli hesabr cari mucibince (3854) altın Türk lirası- nın tahsiline mütedair ikame olunan davadan dolayı müddeaaleyh banka- ya gönderilen dava arzuhali sureti İkametgâhının meçhul bulunduğun- dan bilâ tebliğ iade kılmdığı 21/10/ 934 tarihli mübaşir tarafından veris den meşruhattan anlaşılmakla dava arxuhali suretinin yirmi beş gün müddetle ilânen - tebliğine karar ve- rilmiştir. Keyfiyet müddeaaleyh ban- kanın malümu olmak üzere ilân olur nur. (12428) bahtiyarlığın, gençliğimin en de lice günlerinde bile aklımdan geçmemiş olduğunu söyle; sana hayatımı kürban ettiğimi, ru- humu kurban ettiğimi söyle. Biliyorsun ki sana daha çok şeyler kurban ediyorum. “Fakat o adam fedakârlığın ne olduğunu bilir mi ki? Ona söyle, onu kızdırmak için söyle; bütün şirretlerin yapabileceği umurumda bile değildir; ona söyle: benim korktuğum bir tek felaket vardır, o da beni hayata bağlıyan biricik insanın değişti gini görmek, Ölmek, hayatımı bir kefaret olarak vermek ve artık çocuklarımı kaybetmek korkusundan kurtulmak, benim için ne büyük bahtiyarlık olur. “Hiç şüphen - olmasın, benim sevgili dostüm, inizasız bir mek- tub geldi ise onu muhakkak o iğrenç, alçak yazmıştır; tam al- ti yil ciri sesi ile, atları nasıl atlattığını, birer birer bütün meziyet saydığı şeyleri anlata- için hayatın ancak seni tanıdı- ğım günden beri başlamış oldu- ğunu söyle; senin getirdiğin rak, böbürlenerek Tuhumu srk- tı. İ “Ama imzasız mektub geldi mi? hayın, seninle bunun üzeri- ne konuşmak istiyordum; fakat iyi ettin. Seni, belki; son defa olarak, kollarım arasına alsay- dım soğuk kanlılıkla muhakeme edemezdim; şimdi daha açık düşünebiliyorum. Bu andan son ra biz, eskisi kadar kolayca bahtiyar olamıyacağız. Ama bu sizin canmızı sıkacak mı? M. Fougu&ğ'den eğlenceli bir kitab gelmediği günler belki. Her hal- de olacak oldu, imzasız mektub geldi ise de gelmedi ise de ben, yarından tezi yok, kocama bir imzasız mektub aldığımı müna- sib bir bahane bularak seni ba- bana göndermesini, lazım gelir- se bunun için para vermesini söyliyeceğim. “Heyhat! sevgilim, on beş gün, belki de bir ay biribirimizi göremiyeceğiz: Bilirim, gözüm, sen de benim kadar acı duya- caksın. Fakat o imzasız mektu- bu önlemenin başka yolu yok *“Bu yolda hareketimden bek- lediğim şey, kocama imzasız mektubun M. Valenod'dan gel- diğini sandırmaktır; gerçekten de onun yazdığında şüphem yok. Bu evden uzaklaşırsan, gi- dip Verriâres'e yerleş. Ben de ne yapıp yapar kocamı, aramız- da bir soğukluk olmadığını gös- termek için, on beş gün orı_v:î gitmeğe kandırırım. Verriğres'e gider gitmez, herkesle, liberal- lerle bile, tanış, ahbab ol. Bütün © hanımlar seni paylaşamazlar- “M. Valenod ile bozuşayım deme; bir gün onun kulakları- nı keseceğini söylüyordun, böy- le işlere kalkışayım deme. Ona bilâkis güler yüz göster, iltifat” laret. Yani anlıyacağın herke$ seni Valenod'nun evine, veyâ başka bir yere mürebbiliğe gire” cek sansım, “İşte kocam buna razı ola* maz; razı olsa bile sen yine VeT Tiğres'de oturursun, ben de S ki! kocama bundan önce de, be- nim üzerime kaç tane imzasız mektub geldi. Ahi! o zamanlar ben ne gülerdi. görmeğe imkân bulurum. 5C? pek seven çocuklarım da gidiP (Arkası var). N, ATAÇ | ö