16 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 18

16 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- zunu düsman gemisinin neresi Bit Nizameddin NAZİF Donanmanı Benim Emrime Verirsen Ben Tek Askerimin Burnu Kanamadan Bizans Donanmasını Zaptedebilirim! “Ceneviz gemileri derhal bu- | nu müdafaaya koşmuşlar ve hepsi biribirlerine yanaşmışlar- dı. Eğer biraz daha gecikmiş ol- salardı Baltacının yanaştığı ge- mi mahvolacaktı, Fakat Türk Amirali Ceneviz — gemilerinin hep birden yaptıkları hücum karşısında yine gerilemedi. Ga - yet cesür bir askerdi bu adam... Ama harp ettiği geminin süva - risi de ondan aşağı bir asker de- Rgildi. Sonradan adınım Sinyor Filâktanella olduğunu öğrendi- ğimiz bu hristiyan, gemisinin bir ucundan bir ucuna koşuyor ve önüne geleni deviriyordu.(1) “Türklerin gayret ve cesaret- leri Filâktanella'nın cesaretine ve çalışmasına galebe çalacak gibi olunca, muharebenin en u- fak bir değişikliğini gözden ka- çırmayan sahildeki Bizanslılar derhal istavroz çıkarmağa baş - layorlardı ve kadınlar ellerini göğe kaldırarak İsaya ve Aya Mariyaya dualar okuyorlardı. Manzara cidden heyecanlı idi. Surların üstünü dolduranlar u- zaktan ikinci Mehmedi görüyor lar ve onun yanındaki beyleri ve paşalarile sevinerek bağırış- tıklarını sağa sola at koşturduk larını görüyorlardı. Sonra bir ara onun hiddetlendiğini ve atı nı mahmuzlayarak denize sür - düğünü de gördüler Zira Türk Amiralı dört Ceneviz gemisini zaptetmek ve batırmak imkânı - nı bulamamıştı Bağırıyor, küfürler savuruyor ve Baltacı oğluna duyurama - dığı muhakkak olan bir sürü emirler veriyordu Bütün vücudü zangır zangir titriyordu. Hayvan boynuna ka dar suya dalmıştı cübbesini dal- galar yalayordu. Vakayı gözlerile gören Kıri - tovolos diyor ki; “— Nihayet hayvanını baçlayarak geriye döndüğ; * gördük, Sonra atını dört nala kaldırdı. Cenevizler hakikaten parlak bir müdafaada bulun - muşlardı. Avcılar arasına sıkış- mış bir geyik ümitsizliğile harp ediyorlardı. Az sonra Baltacı daha büyük bir şiddetle adamla rınt harekete getirdi fakat talih Cenevizlilere gülüyordu. Güneş || batarken şiddetli bir Tlodos baş - |! ladı. Rüzgârsızlıktan dura kal - || mış Olan Ceneviz gemileri der- hal yelkenlerini şişirdiler. Sur - lar üstünden neşe ve sevinçle dolu haykırışlar yükseldi. Cere- || yan da lehlerine olduğu için bir ı denbire yüksek bir süratle yola || düzülen Ceneviz gemileri kü - | çük Türk kadirgalarını -iterek Halice doğru süzüldüler. Hiristiyan gemilerini Baltacı elinden kaçırmıştı. | İkinci Mehmet bunu görün - ce büsbütün köpürmüştü. Ami- ral karaya çıkar çıkmaz suratına haykırdı:; — Sular bu kadar dalgasız- ken ve elinde büyük bir deniz kuvveti varken nasıl oldu da bu dört gemiyi tutamadın? Ve söy le bana buniarla baş edemedik - ten sonra sen Haliçteki - bütün || hristiyan filosunun hakkından | | Nasıl gelebilirsin ? Amiral Baltacı cidden erkek çe harbetmişti. Hattâ bir gözü- nü de kaybetmişti. Hafif bir ses le cevap verdi: “ — Padişahım muharebede | kaybettiğim şu gözüme bak. Ba na karşı hiddetlenmemeni ve ha karette bulunmamanı rica ede - || rim. Nasıl harp ettiğimi gözle - rinle gördün. Gemimin mahmu: ne sapladımsa sonuna kadar ora - | da kaldım, ayrılmadım. Fakat ikinci Mebmet de genç Hiğin kanı kaynayordu. Lâf din- ğ ı ddi donanmanı benim emrime ve - rirsen bizim taraftan hiç kimse nin burnu kanamaksızın hiristi yan donanmasını l Testim edeceğtimi ğ Eğer bunu yapamazsam, derhal başımı uçurta bilirsin.,, nm hoşuna gitmişti. Yüzü gül - dü, Sinirleri bir anda yatıştı. olsun. Seni Kaptanı yükselttim. bir bayram yapmış ve günler - denberi ilk defa olarak Bizans - Deniz taratında bulunanlardan Bu, îıli Bey oğlu Hamza Pa idi. kinci Mehmede yaklaşa “ — Padişalımn... - dedi - eğer Bu sözler genç Baş kumanda rtık Baltacıyı unutmuştu; — Pek iyi... - dedi - istediğin deryalığa O gece Kostantiniye neşeli ı a SÜMER b) Fabrika ihata duvarları ve tel örgü tesisi, <) Kerez deresinden fabrikaya su isale bo- | rusunun hendek hafriyatı | le eksilitmeye çıkarılmıştır. 2 -Bu işe ait eksiltme evrakı şunlardır: a) Eksiltme şartnamesi, b) Mukavele projesi <) Fenni şartnameler, d) Vahit fiyat ve keşif cetvelleri, €) Projeler. İsteyenler bu evrakı Sü sinde görebilirler ve 120 kara şubesinden alabilirler, | perşembe günü saat 17 | kası binası dahilinde Sü- mer Bank umum? müdürlüğündeki komisyonda 3 - Eksiltme 27-6-935 de Ankarada Ziraat Ban, yapılacaktır. 4 - Eksiltme “Kapalı zarf usulile | | 5- Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 1.818, | 34.-lira muvakkat teminat vermesi ve bu işlerle iştigal ettiğini bildiren vesaiki Bankaya gösterip ehliyeti fenniye vesikası 6 - Teklif mektuplarının yukarda yazılı saatten bir | saat evveline kadar Ankara'da Bankalar caddesin- de Sümer Bank Umumi Posta ile gönderilen mektupların da nihayet mu- ayyen saate kadar gelmiş olması ve dış zarfın kanun! şekilde lupıhlnşığı llıır. Umumi Müdürl 1-Izmit'de kâğıt ve karton fabrikası için umum | muhammen keşif bedeli 24244 lira 52 kuruş olan | a) Fabrikayı şoseye bağlamak üzre iltisak yolu | n bir hücum.. ler | 'rhalde değildi. Bereket | Irlar emniyetle gözlerini yuma- versşa yanında biri Baltacının sözlerinden son- ra derhal ortaya atılıp konuş - mağa başladı da Baş kuman - dan bedbaht Amirala daha bü- yük bir hakarette bulunamadı. bilmişlerdi. Fakat Bizansın sevinmesi u- zun sürmedi. Ufukta başka bir yardım belirmiyordu. Ve hc - men ertesi gün Türk bombarda ları yine gürlemeğe başlamışlar dı. Sen Romen kapısını durma- dan dövüyorlardı. Akşama doğ- rü ehemmiyetli bürçlerden - biri ile yanındaki sur parçalarından bir kısmı yıkıldı. Bu topların ilk göze vuran tesiri idi. Ve bir iki gün sonra bu bom - : /giddetlerini artırdı ar, Fazla olarak Türk Hiletm kolları, seyyar kollarla surlara saldırmağa başlamışlardı. Sur - dakiler bu hücumları güçlükle fakat mutlaka püskürtebiliyor - lardı. Zira deniz tarafından bir hücum yapılmadığı için bütün Bizanstaki harp kuvvetleri ka- ra surları Üüstünde teksif edilebil miş bulunuyordu. (Arkası var) (1) Kalkondilâs ile peskopos Leo- mardo böyle söylüyorlar, -BANK üğünden: işleri vahit fiyat esasi- İ mer Bank İnşaat Servi- kuruş mukabilinde An- | caktır. Müdürlüğüne verilmesi e *& AT HH ©2 UNL% Yeni başlıyanlar için : 55 Empas yapmayınız (Çatal) kâğıt bulunması em- pas yapmak için yeter bir sebep değildir. Birçok empaslar fays dasız, hattâ zararlıdır. Herhangi bir empas yapma- dan evvel kendi kendinize şu so- rularda bulunmak bir kaidedir: Empas muvaffak . olursa ne olacaktır? Empastan sonra ne oynıyaca- ğim? hu Empas muvaffak olmazsa ne olacak? ., Hasımlar ne oynıyacaklar? Bu soruların cevapları, em: pasın faydalı olup olmıyacağı hakkında bir fikir verecek ve ona göre oynıyacaksınız. Bir empasın lâzım olup olmı- yacağı noktası da, o renk kâğıt- larının sayı ve krymetlerile tah- min edil>bilir. Bu bir “ihtimal” meselesidir ki, bunu ileride gö- receğiz. Meselâ; as, rua, valeli dokuz kâğıdınız varken dama empas yapmamak, geri kalan dört kâ- Zıdı iki hasma ikişer dağılmış saymak prensibidir. Bir empasın lâzımgelip - gel- miyeceği bazan ilk lövede ha- sımların verdikleri kâğıtların kıymetlerinden anlaşılabilir. Meselâ morda as, 6, 7, 8; eli- nizde de rua, vale, 4, 5 var, Eli- nizden o, nadınız, ikinci oynı- yan (s01) onluy ı verdi. Bu, da- man (sol) da tek yanlı ec'duğunu gösterebilir: Şu halde empas yapmayınız. Bilenler için wbst3 .. PS n119 x ı'ııt .Vlllı o MEeSTi .. Kâğıdı (8S) vermiştir. (8) £ kör, (O) bir pik, (N) iki kör, (S) dört kör söylemiş - lerdir. (O) oyuna pik ruasını öynıya rak başlamış, (E) dokuzluyu koymuştur. Dokuz kozu bulunduğu için (8) empası yapmıyarak ruayı, ikinci elde de ası oynamalıdır, Eğer koz damı tek yanlı çıkar- &a 5 koz, 2 karo, 2 trefl ve 1 pik yapacaktır. Falkat (burada ol- duğu gibi) koz damrı iki yanlı çı- karsa dokuz löve yapabilecektir. (S) bu ihtimale karşı hazırlıklı bulünacak ve hiç değilse dam (E) de ise, mordaki karo ve J| treflleri bitirdikten sonra eli köz |) damr ile (E) ye verecek ve ora- dan ne kâğıt gelse bir taraftan || kesecek, bir taraftan kâğıt ka- çacaktır. Birinci elde koyduğu pik do- kuzlusu (X) de iki pik bulundu. ğunu ve bunu ortağına haber verdiğini gösterir. Bunun için (E) de piki bitirmek üzere (S) ilk Iöveyi almamalıdır. (O) pi- ke devam edecek ve (S) as ile alacaktır. Ondan sonra küçük trefl oynıyacak, yerden onluyu koyarak, nasıl olsa treflden kay- bedeceği eli (E) ye bırakacak- tır. (E) bu sırada koz oynıya- mıyacağı için ya trefl, ya karo gelecektir. (S) alacak, iki el koz || Sekecek ve damı - iki yanlı ola- rak (E) de bulacaktır. İki defa koıdş_n sonra iki trefl oynıya - cak, üç defa da karo oynryarak Üçüncüsünü elinden kesecek ve bu suretle trefl ve ' -roları bitir- dikten sonra eli koz damile (E) ye geçirecektir. (E) karo gel- | | mek mecburiyetindedir: (S) kâ. 'dan kesecek- ğit kaçacak ve morı Gi ci $ t raftan kâğıt kan evişmMelar |enve eneler Süren Bir Gönül Bağı Bazan seversiniz, çıldırırsı- nız, Fakat bir türlü sevginizi “sevgilinize açmağa cesaret ede- mezsiniz, Çünkü onun reddede- ceğinden korkarsınız. Aylar, se- nelerce kalbinizin bir köşesinde saklı kalan bu his g de açığa çıkarılınca görürsünüz ki, o da sizin gibidir. O da sizi sevmiş ve söyliyememiştir. Ankaradan M. M. imzasile mektup gönderen muallimin ha- li böyledir. Fuk : senelerce sev- diği ve sevikliği, seneler sonra sevgilisinin kabulüne nail oldu- ğu halde şimdi onu kaybediyor ve niçin kaybettiğini anlıyamı- yor. İşte mektubu: “Bundan sekiz sene evvel ce- nup vilâyetlerimizin şirin ve gü- zel bir nahiyesinde muallim ola- rak bulunuyordum, Bu sirada M. isminde birini sevmeğe baş- ladım ve sevgim günden güne artmağa başladı. Fakat vazifem dolayısile bu sevgi karşısında ileri için karanlık gördüğüm bu bağdan uzaklaşmak fikrile ora- dan pek uzak viran bir köye nakli memuriyet ettim. Fakat daha büyük bir heyecanla sev- meğe başladım. Nihayet bu kızı günün birinde ailesi ile birlikte bir başka şehire giderken gör- düm. Ve bir günah gibi sakladı- ğım aşkımı hissettirmeden onu gezdirdim, Pek hoşlarına giden bu alâkama karşı beni gittikleri şehire davet ettiler. Tatilden istilade ederek bir aya yakın evlerinde - kaldım ve bu sırada ötedenberi bana karşı bir meyli olduğunu hissettiğim bu kız bir gün hislerini açıkça söyledi. Bugüne kadar geçen se- kiz sene içinde evlenememesin- deki sebebi bana olan merbuti- yeti alduğunu ve bensiz yaşa » miyacağını anlattı. Lâkin ayrıldıktan sonra adre- sime mektup yazacaktı. Halbu- ki aradan uzun bir zaman geçti- ği halde hiçbir haber alamadım. Şimdi İstanbulda olduğunu işit- tim, Adresini de öğrendim. Bu, süküt üzerine ne şekilde hare- ket edeceğimi lütlen yazar mı- sınız?” Muallim M. M.in adresini bildiği genç kıza hâlâ neden bir mektup yazmamış olduğunu an- lyamadık, Eğer aylarca ondan mektup almamış - olması ise bu sebep kâfi değil. Ya yazmış da mektup gelmemişse, ya akla gel miyen başka engeller çıkmışsa? M. M. hemen bir mektup yaz- malı ve bunu sormalıdır. Eğer mektubun başka ellere geçme- sinden korkuyorsa bunu bir ba- ba diliyle ve arada bir “kızım,, diye hitap ederek onun eski bir muallimi gibi de yazabilir... . Taksimde Aslan mensucat fabrikasında H. imzasile aldığı- mız bir mektuptan: “Bundan iki sene evvel bir kız tanıdım ve sevdim. Sevgi « nin ne olduğunu bilitim, takat Böyle mi hiş bir gönül fırtına- sına rastlamadım. Aylarla, onu yalnız uzaktan ve yalnız peşin. den görerek sevdim, Derken bir gün bir arkadaşımın tavsiyesini yerine getirdim: Meğer bu kız- la tanışmak, konuşmak ne ka- dar kolay imiş. Kendisinden bir randevu aldım. Üç saat beraber kaldık; bu üç saat içinde onunla bir aile yuvasının temelini ha- yalen kurduk ve tekrar buluş - ——— eden) oyuncuda kozlar, hasım kozlarını bitirecek veya yalnız bir koz bırakacak kadar çoksa, kendisinde ve morda bir koz muhafaza etmek süretile, ken - disinde ve morda iki rengi biti- rebilir ve sonra kozdan eli has- ma vererek onun gelmek mec- buriyetinde kalacağı —üçüncü rengi bir taraftan keser, bir ta. 15-6.93$5 —e ler mak üzere ayrıldık. : Aradan günler, aylar geçti. Onu daha çok sevmeğe b.ı;lı- mıştım. Fakat etraftan işitti- ğim lâkı. dılar beni bu sevgiden daha çok çıldırtıyordu. Herğes bu kızın benim gibi birçok kim- seleri aldattığını söylüyordu. Nihayet gözümle de gördüm: bu kız benim gibi başkalarile de gezip tozuyordu ve bir gün on- dan yeminlerle teminat aldığım halde peşine düştüğüm zaman tanıdığım bir gençle konuştuğu- nu, seviştiğini gördüm. Artık şüphem kalmadı. Elimi cebime attım, Önları vuracaktım. Fa- kat karşımdaki evde bir pence- re açıldı; bir kadır., bir erkek ve iki çocuk neş'e ile dışarı uzandı- lar, Önları görünce kendimi de bu kızla beraber mahvetmeğe mahal olmadığına kanaat ge- tirdim, İyi etmişsiniz!!.. Fakat dik- kat ediniz, buna benzer vaziyet« ler bazı erkekleri büsbütün tah- rik eder. Tanrdığınız kıza karşı kin ve intikam gibi hisler besle. menize lüzşüm yoktur. Çünkü bu karışık hisler de nihayet alâ- kanızın devam ettiğine delâlet eder. Bu derece hoppa ve hafif bir kız sevmek, bir felâket, onun elinden kurtulmak bir muvaffa- kıyettir. Bunu böyle bilerek ar- tık yüzünü bile görmemeye ça- lışmanız lâzımdır. Yunanistan Rejimi (Baş tarafı 1 incide) lü anormal hâdiselere meydan Te meselenin vi sükünet- le halledilmesini arzu etmekte — dir. “Madem ki, bu mesele artık baş göstermiş bulunuyor. Büyük dikkat ve ehemmiyetle tetkik edilerek bugünkü karışık sergü « zeştlerden sabit bir şey çıkar « mak lâzımdır. Yunanistan yara larını sarmak için dahilde birli- ğe çok mühtaçtır.,, Kondilis kendisinin eski kral Jorjla görüşmek için Londraya gideceği hakkında yazılan hava disleri şiddetle tekzip etmiştir. Çaldaris'in söyledikleri Atina, 15,—Müuhalif liderlerin reyiâim için yaptıkları tekliflere cevaben Başbakan Çaldaris şun —— ları söylemiştir: $ “Hükümetin durumunu şim - diden söylemesi kabil değildir. Bunün kabil olmaması vâki o- lan teklifin ehemmiyetinden zi- yade hükümetin de partilerden müteşekkil olması ve bu parti « lerin rejime karşı zamanı gelin ce durumlarını tayin etmek iste melerinden ileri gelmektedir. Şimdilik reyiâmın yapılacağına şüphe edilmemesini söyliyebili- KiM., , “Yeni saylavların içecekleri and Cumuriyet rejimi nâmına şartsız ve kaydsız olacaktır.Eğef millet rejimin değişmesini istef se o vakit yeni rejime and içile - cektir.,, ç Bundan sonra Başbakan Pari Soir gazetesinde ahalinin 90 8$ inin kraliyet taraftarı olduğunu söylediğine dair kendisine atfe- dilen sözleri tekzip etmiş ve de- miştir ki: “Yapılan seçim rejim için değil hükümet içindir. Büu « nun krallıkla hiç bir alâkasr yok tur.., ——— Dr.Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Cumadan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) kadar İsta! Divanyolu No, 118, 5 Muayenehane ve ev telefonü? mg. Yazlık telefonu Kandilli 3 &ylerbeyi 48. — a K

Bu sayıdan diğer sayfalar: