Nizameddin NAZİF Yediyüz elli kilo ağırlığında bir mermi bu topun ... . . ağzından fırlamış ve bir mil ötede düştüğü zaman altı kadem toprağa gömülmüştü! İkinci — Mehmet bu adanmtın Arzusunu yerine getirmek için en ufak bir tereddütte bile bu - lunmadı. — Ve ilk işi, çok para canlı olduğunu anladığı Macarı hediyelere boğmak oldu. Meşin bir heybenin bir gö - zünü gümüş, bir gözünü altın paralarla doldurtarak; —All.dedi -buda — senin. Eğer söylediğin şeyi, bana ya - rayacak bir şekilde — yapmağa muvaffak olursan benim yanım- da senin için “yok!,, yok olacak- tr. Ona, kendi elile bir kürk giy- dirmişti ki bu altın sırma ve i » pekle işlenmiş pek — pahalı bir kumaşa kaplanmıştı. Ayrıca, yüksek bir maaş bağ- iamıştı, Öyle yüksek bir maaş ki eğer imparatorun haznedarı, bunun “yalnız dörtte birini ver- miş olsaydı Macar Urban Kos - tantiniye'den — ölünceye kadar ayrılmazdı.,, (1) Bü bunlara dan sonra, ikinci Mehmet güzci döşenmiş bir de korak verilme- sini irade edince, Macar sevin - cinden — delirir gibi olmuş ve yumruklarını — sallaya sallaya haykırmıştı: “— Hükümdarım! Size öyle toplar dökeceğim ki, yıkmak is- tiyeceğiniz surlar ve kaleler, Ba- bilin © meşhur surları ve kale - leri kadar sağlam olarak yapıl- mış olsalar bile gene tuz buz o- lacaklardır.,, İkinci Mehmet realist bir a- damdı. “Yapacağım, edeceğim,, demekle peynir yürü. yemiyeceğini — bildiği için sor - muştu: | — Yapacağın âletle ne bü - yüklükte bir taşı ne kadar uzak- lığa kadar atabilirsin? Macar buna birdenbire cevap verememişti. Biraz düşünmüş sonra; — Bunu hesap edemem. - de- n_ıışxî - Yalnız şunu vadedebili- rim ki benim dökeceğim toplar en büyük mancınıkların atamı- yacakları büyüklükteki — taşları onların kullanıldıkları mesafe - lerin en az iki misli uzaklıktan faydalı olabileceklerdir. -Bunun üzerine ikinci Mehmet Türk mühendislerinden Sarıca ile mimar Muslihittin'i ve daha bir kaç kiymetli Türk teknisi - yenini Macarla beraber çalışma- #a memur etmişti, (2) e Urban bir hafta sonra işe baş ilk tecrübenin — yapılması için, eteğini öperek, müsaade istedi. Kabına sığamıyan genç hü - kümdar tatlı bir gülümseyişle karışık; — Peki usta! Başla bakalım.. Deyince hemen muavinlerini yanına alarak güneş altında bir kara yılan sırtı gibi — parlayan topun başına geçti ve barıt pa- yını koyar koymaz ateşleyiver- di, “Hakikaten, kulakları sağır eden dehşetli bir gürültü işitil - di. (4) Öyle ki bunu duyanlar kulaklarının zarları — patlıyor - muş zannına düştüler ve bir kıs- mının kulakları da Üüç beş gün devamlı surette ağrıdı. Yakın- daki evlerde — zelzeleye benzer sarsıntılar oldu. Gürültü yüz “stat,, lik (5) bir daire içinde işitilmişti. İçinden çıkan tas gülie — bir mil uzağa kadar gittikten sonra yere dü: tü ve düştüğü yerde altı kadem toprağa gömüldü. Bir rivayete göre bu mermi altı yüz, bir riva- yete göre de yedi yüz elli kilo ağırlığındaydı.,, e İşte o akşam ikinci Mehmet rahat bir uyku uyuyabilmişti. Aylardanberi kafasını ve vücu- dunu yoran gencin bu uykuda tatlı rüyalar görüp görmediği- ni (!) ne Bizans müverrihleri, ne de onun o meşhur Kıritovo- los'u, ne de ondan sonra gelen ladı ve yalnız topu dökeceği ka- lıbı yapmak için geceli, gündüz- nü kimseye söylemediği bir dö kümü bu kalıba ık:::.g lqı':: gün, dünya bharp bilgilerini al. lak bullak — eden bir devrimin başlangıcı oldu. Macarın döktüğü topun mu- hiti dokuz, kadem ve gövdesi on iki sipitana idi. İkinci Mehmet — binbir harp hazırlıkları arasında, binbir yo- rucu işler arasında her gün va- kıt bulmuş ve — her gün bir kaç saatını Macarın . işlediği yerde geçirmişti. Top bitince ilk tec - rübe atısının yeni saray — önül de yapılmasını irade etti. Büyük bir sevinç içindeydi. Urban bu aletin — müthiş bir gürültü çıkaracağını söylemiş - ti. “Münadilerle çşehrin her ta « rafında gebe kadınların (3) ço- cuklarını — düşürmemeleri için, bir tecrübe yapılacağı bu gürül- tünün korkulacak bir - tarafı ol- madığı ilân edildi.,, Nihayet tecrübe günü geldi. İkinci Mehmet patlak bir alay- la, yeni sarayın önündeki bah- çeler arasında kurulan çadırma girdi. Urban “yapmayı üzerine aldığı aleti - bitirdiğini resmen hükümdara bildirdikten sonra,, L BÜ Üi . _..__üıx__ R yan l Osmanlı tarihçileri bize bikdir - miyorlar. Yalnız muhakkak olan bir ıey__vım vasiliki yani kırali ve- ya “şahane,, adı verilen bu bü - Yük harp aletinin muvaffakiyet- İi tecrübesi İkinci Mehmedi pek haklı olarak bir iç rahatına ka - güne kadar, her gün kendi elile — Kostantiniye =kr= plA_nlırn_u çizen ve kendi çizdiği plânlar üzerine eğilerek sönük mum ışıkları altında göz nurla- |rr döken gedik açılacak, | karılacak yerleri tesbit eden ve | bütün bunlardan — başka bir de Bu Macar o zamana kadar görülmemiş büyüklükte bir top yapmıştı müşavirlerinin her gün başkala- şan dedikodularına kulak asma- ğa mecbur kalan genç — elbette ki artık rahatlamış olacaktı. Zira ancak bu topun, o güne kadar kullanılan — silâhların en müthişi olduğu — şüphesiz olan bu topun — muvaffakiyetinden sonraydı ki, o mel'un sadraza- mı Halil paşanın bitmeyen tü « kenmeyen entrikalarına kulak vermemek hakkını kazanmış bu lunuyordu. ÇArkası var) (1) Dukas'tan aynen, — — e (2) Macar Urban'ın Kostantmiye- den Edirneye kaçması hakkında bir de şu rivayet vardır: *“Urban basit bir varenk neleri imiş, Bizanslıların büyük bir ruhani kıymet verdikleri “Hodeyitriya,, tas- virinin muhalazasına memur edilmiş. *“Hodeyitriya,, tasviri gayet kıymet- N elmaslarla, inciler ve yakutlarla sislü... Macar ise #on derece serseri | bir kumarbaz. Bir gece palasının ucu ile tasvirin krymetli elmaslarından birini çıkarıp alryor.. Yaz! çalıyor. Bunun cezası idamdır. Zağnos'un casuslarından biri bunu tesadüfen öğrenince Urbanı tazyik ediyor, kor- kutuyor. Esasen Bizanam harp ha- zirlıklarını gözönünden — ayırmıyan İkinci Mehmet, bunu Kostantıniyede yeni bir harp âletinin modelini yap- tığını da bilmektedir. Binaenaleyh casus hem korkutarak, hem paralar, rütbeler vaadederek Macarı Kostan: tıniyeden Edirneye göç etmeğe kan- dırıyor. (3) Françesten rivayet. (4) Dukas'tan rivayet. (5) 13 millik bir daire içinde. elefon şirketi yeni teklifler hazırlıyor İstanbula geldiğini yazdığımız Te- lefon sosyetesi sermayedar grupu mü messillerinden Gill Frank burada te- lefon sosyetesi direktörü ile görüşe- rek sösyetenin durumu hakkında ma- lümat almaktadır. Sosyete murahha - sının salı günü Ankaraya gideceği ve Bayındırlık Bakanlığına bazt teklif - lerde bulunacağı haber verilmektedir. Telefon sosyetesi imtiyaz mukavelesi- nin satın alınma hakkı 18 Temmuzda hükümete geçecektir. Sosyeteye he- Hüz müzakereye girişmek için bir da- vet yapılmamış ise de sösyete 18 tem- muzdan sonra da faaliyete devam ede bilmek için Bayındırlık Bakanlığı - ma bazı tekliflerde bulunacaktır. Turhal Şeker Fabrikası Türk Ano- nim Şirketinden: Şirket hissedarları 27 Haziran 1935 tarihine tesadül eden per- şembe günü sureti fevkalâdede içtimamı yapmak üzere daveti ka rarlaştırılmış olduğundan esas mukavelename mucibince en az 100 hisseye malik hissedarların o günde saat 12 de şirketimizin Ankara'da Türkiye İş Bankası binasındaki merkezini şereflendir- meleri ve toplantı gününden bir hafta evvel malik oldukları hisse senetlerini Ankarada Türkiye İş Bankasına veya Ziraat Bankası. na tevdi ile duhuliye kartı almaları rica olunur. RUZNAME t — Şirketin fesih ve tasliyesi hakkında Idare Meclisi raporunun okunması 2 — Tasfiye memurlarının tayini ve salâhiyetlerinin tesbiti, Bugüne kadar olan yazıları- mızda bricin kaideleriyle deklâ rasyondaki incelikleri göster- dik. Artık bugünden başlayarak oynamadaki incelikleri göstere- ceğiz. Hasım ilk kâğıdı oynar oyna- maz, mor kâğıdını masaya açar ve kozları sol başa koyar. Siz de elinizdeki renkleri, — mordaki renklerin sırasına göre ko- yarsanız oyunu çabuk kavrarsı- nız, Mor'un kâğıdı açılır açılmaz ilk işiniz yerdeki ve elinizdeki kâğıtları mümkün olduğu ka- dar çabuk, fakat dikkatle ve şu sıra üzerine gözden geçirmek olmalıdır. 1 — Kozlar, metleri. 2 — Kesilmeğe müsait mor- daki kısa renkler. 3 — Uzun renkler, bunların sağlamlanması kolaylıkları, bun larla yerden ele ve elden yere geçme fırsatları. 4 — Mordaki elden — kâğıt kaçmağa müsait renkler. S—İki elin genel şekli: Eğer renkler kısa ve müsavi dağılmışsa, hasımlarda da öyle olması çok muhtemeldir. Uzun renkler varsa, hasımlarda da uzun renkler, sizde ve onlarda tek kâğıtlar bulunacağı düşü- nülmelidir. Bu iş bitince hasmım ilk oy- nadığı kâğıtla ne yapmak ve ne anlatmak istediğini inceleyiniz. Bundan sonra bir hücum plânı yapabilmelisiniz. Bu plân, mu- hakkak yapacağınız lövelerin, hasımlardaki renklerin dağılış- larını hesap etmek ve bu suret- le yapabileceğiniz löveleri say- mıku:ui::enir. ç illekdi Bu a) mul sonucn'üagi'ı'ı:;nek. yükenen (taahhüdü yapan) oyuncu için en önemli kaidedir. Kozların nasıl oynanacağı, kesişler, kâğıt kaçışlar, uzun renkler, kâğıtların türlü kombi- nezonları başlı başma birer me- sele olduğu için bunları ayrı ay- rı mütalea edeceğiz. Yarın, hasmın ilk oynadığı kâğıdı inceliyeceğiz. Hattada bir sayıları, kıy- Problem: 4 Kefl AD 3 xşı' 016 PK A Tfi R.t0 Tuf $. Kı:? a Ki ılı PK 10 Pa Kavı V.E.7 Kare & (Hf Ve Kev D.3 Kav 10 ğ, Koz trefl'dir. On üç löveden altısı oynan- mış, yedisi kalmıştır. y“(SA) oynıyacak ve geri kalan i lövenin hepsini yapacaktır. 3 numııı-:l:.ı problem Geçen hafta koyduğumuz 3 numaralı problem şöyle çözü - lecektir: 1—A trefl2 B pik damı D trefl 10 2— B kör damı D kör 3 A kör ruası 3—A trefl 9 B pik ruasr D trefl ruası 4—B Kör8 D kör 4 A kör 9 S—A trefl damı B pik ası D trefl ası %—B kör 7 ğer (D) kör asile alırsa, körıltıl'uaıyıpır. ŞA Eğer (g;)ı::' yedilisini al- mazsa, ikilisini ve (C) 'asla alır. Kısacası (C) ve (D) nmasıl oynarsa oynasın (A) ve (B) M löveden altısını yaparlar, | Cağaloğlu Refik imzasile al- | dığımız bir mektup, 25 yaşında işitme kabiliyetini bir gencin acıları, şikâyetleri, ümitsizlikleri ile doludur. O bu felâkete sevmek ve sevilmek gi- bi bir kalp ağrısının da inzimam etmiş olduğunu yazarak artık kendini ölünceye kadar betbaht lığa mahküm görüyor. Refik bir banka memuru iken kulaklarına ârız olan bir hastalık yüzünden işinden çıkmış, kulaklarını te - davi ettirememiştir. Bugün “Fe- lek Bürhanın her vesile ile şikâ- yet ettiği şehir gürültülerini duymayan bahtiyarlar arasında- dır.,, Şimdi onun başka bir felâ- ket sandığı kalp hikâyesini o- nun ağzından yazalım: Altı ay evvel, » ki kulaklarım gene hastaydı - benim yaşımda bir hukuk mezunu kızla tanış - tırm.., O, bugün, İstanbul adliye- sinde hâkimlik stajını yapıyor. Samimi hareketleri, içli düşün- celerile beni yavaş, yavaş teshir etti. Ve anlamakta gecikmedim ki, o da bana karşı bigâne değil- dir, Ve, bir gün, mütekabil his- siyatımızı biribirimize itiraf et- tik. İşte, bu altı aydanberi, bü- tün bedbahtlığıma rağmen sevi- şiyoruz. Bu sevişmenin istihdaf ettiği emel tabii ve meşru: evlen mek! Fakat nasıl?.. Zira, kulak- larımda henüz bir salâh alâme- ti yok. Bu vaziyette iken, ailesi- nin bu birleşmeye muyafakat e- deceklerini ümit etmiyorum. O da böyle tahmin ediyor. Esa - kaybetmiş | 9-6-93353 ——— . evişmeler t Jenmeler Hastalıklı bir gencin sevgisi sen, bunu ben de arzulamam. Çünkü, işitmemenin büyük bit noksan olduğu kanaatindeyini... Bir gün bana : — Hiç olmazsa bir kulak âle- ti ile bir parçacık olsun duyabil- sen, benim için tabii! dedi, Fakat ne yapayım ki, tabiatin bu zalim yumruğu başımdan kakmıyor. Doktorlar da ona büyük bir ümit vermiyorlar. Bir iki sene sonra kulaklarındaki ağırlığın biraz kalkması mümkün olduğu nu söylemekle iktifa ediyorlar. Bu vaziyette gün geçtikçe sev « diği genç kızla nasıl evlenir? Bu gencin, tam hastalığı sı « rasında karşılaştığı sevgiyi bir felâket gibi görmesi çok yanlış. Kulaklarının ve sevgisinin âkı- betinden ümidini kaybetmesi gi- bi yanlış... Çünkü bu aşk, şu sırada ona büyük bir teselli yerine geçmiş- tir, Tarif ettiği gibi iyi kalpli bir genç kızın, şimdiye kadar o- nu sevdikten sonra hastalığı geçmediği için onu bırakması beklenemez. Kaldı ki, kulakla « rındaki ârıza, bir genç adamın birçok meziyetlerini hiçe saydı- racak felâketlerden, noksanlar- dan da değildir. O, bu halinde de - hele henüz genç olduğu i- çin - birçok mesleklerde muvaf« fak olabilir ve bu hali bile mes- ut bir aile kurmasına hiç te mâ- ni olmaz. Halbuki birkaç sene sonra iyi olması ümidi de yok değildir. Afyon Vilâyetinden: Afyon Merkez kazasına bağlı dört nahiye ve köyleri- ne muktazi 1564 lira muhammen bedelli kırmızı zemin, üzerine beyaz yazı ile numlara konmak'üzere 30-25'eba- dında 164 köyün ve 8-12 ebadında 20000 adet bina nu- marası lâvhası imali 2 temmuz 935 salı günü saat 16 da acık eksiltme ile vilâyet idare heyetinde ihale edilecek- tir. Bu işe girmek istiyenler 200 liralık muvakkat temi - nat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ile aynı gün aynı saatte müracaat etmeleri ve müddet zarfında buna ait şartnameyi görebilecekleri ilân olunur, Posta T.T. Binalar ve Levazım Müdürlüğünden: Sehirler arası telefon mükalemeleri için 7500 lira mu- hammaen kıymetli beş amplifikatörün 24 temmuz 935 ta- rihine rastlayan çarşamba günü saat on beşte Ankarada Posta Telgraf Umum Müdürlüğünde bedelsiz verilecek şartnamesi dahilinde kapalı zarfla münakasası yapıla- caktır. İsteklilerin 562 lira 50 kuruşluk muvakkat temi- natlarını İdare veznesine yatırarak alacakları makbuz veya kanunen müteber banka teminat mektubu ile 2490 No. l1 kanunun ikinci ve üçüncü maddelerinde zikredilen vesikaları , ve teklif mektuplarını kanuni tarifat dahilin- de zarflayarak mühürliyerek tayin edilen tarih ve günde saat on dörde kadar Ankarada Umum Müdürlük Müba- yaa komisyonuna tevdi etmeleri lâzımdır. (3162) Anadolu Şeker Fabrikaları T. A Şirketinden: Şirket hissedarları 27 Haziran 1935 tarihine tesadüf eden per- şembe günü sureti fevkalâdede içtimamı yapmak üzere daveti ka rarlaştırılmış olduğundan esas mukavelename mucibince en aZ 100 hisseye malik hissedarların o günde saat 11 de şirketimizin Ankara'da Türkiye Iş Bankası binasındaki merkezini şereflendir- meleri ve toplantı gününden bir hafta evvel hisse senetlerini An- karada Türkiye Iş Bankasına Sümer Bank veya Ziraat Bankasi- na veya Eskişehirde Şirketin umum müdürlüğüne tevdi ile dü- huliye kartı almaları rica olunur. RUZNAME 1 — Şirketin fesih ve tasfiyesi hakkında Idare Meclisi raporu, 2 — Tasfiye memurlarınım - tayini ve salâhiyetlerinin tesbiti. İstanbul Birinci iflâs memurluğun- dan: Kuzguncukta vaki eczayı —tıbbiye fabrikasında mevcut ve ecza depola- rile eczacılara lâzımlı muhtelif sırça şi şe ve kavanoz ve levazım ile asitbo- tik ve buna mümasil bir çok şeyler bu ayın 11 inci salı günü saat on üç- te açık arttırma ile satılacağından ta Jip olanların o gün ve saatte fabrika- ya gelmeleri ilân olunur, (12246) Açık teşekkür Pederim Ahmet Cevdetin ziyar © bedisinden dolayı derin ihtizazlarm neşretmek süretile elemimize iştirâk eden yüksek matbuata ve bizzât yazı ile taziye lütfunda bulunan M: İarımıza ayrı ayrı teşekkür etmeğe kân bulamıyarak bu vazifeyi minnetti ranenizin yüksek matbuat vasıtasi” ilasını rica eyleriz. Ahmet Cevdet ailesi efradi namına Ferit Cevdet — —