KOLAY 'FUTBOLCU EYİ ANTR İngilterenin — yetiştirdiği en iyi futbolculardan olup 30 sene- Fransada — bulunan ve bir Yandan bugün hâlâ futbol oyna- yan, öbür yandan da futbol öğ- retmenliği eden Maurice Bun - yan bu sporun incelikleri, antre- nömanları — hakkında herkesin nlayabileceği bir dille çok gü- Zel bir kitap yazmıştır. Dilimize çevirdiğim bu izeri haftada bir iki kere bu sütunlara koyarak Türk futbolcularına çok fay - dalanacakları bir bilgi kaynağı Yermiş oluyoruz. BAŞLANGIÇ Bu incelemeden (tetkikten) varılmak istenen, kulüplerin ge- nel (umumi) topluluğu içinde bulunan binlerce sözde futbol- €tuya futbolun ana prensiplerini tmektir. Kimi, çokluğun beğerip sev- & bu oyun için anadan doğ - Ma bir yatkınlık taşır ve az olan | bunlar büyük sıkıntı çekmeden ana prensiplere uymayı başarır. Ancak bir çok başka oyuncu- lar vardır ki, gövdelerindeki güç az çok elverisli iken hiç bir gün | Orta sıradaki oyuncular arasın - dan yukarı çıkamazlar. Bu, on- larm ovunun — ana destekleri: l enmemiş olmalarına ve- .Bi Zu gibi futbi Yütün sporlarda oldu a da orta sıra © yukarı çıkmak ipleri iyic bellemekliğimir gerelssir. unun için işe futbolun A B | ka Önemli (mül le hâdiseleri, hi Mamış bir kir m) prensipler futbol oyna nin de anlaya < açık bir dil kul ım. Bu yazılarda özden — geçir bir pratikte: yaradılış er oyuncunur olabileceğ Sıkça bildirmekten çekinimem. Maurice Bunyan lanmağa ça ki öğüt! dikten ve Sonra, gö yeri SORGU VE CEVAPLARI Futbol — oynadığıni otuz yıl , bana, — bu oyun üzerine sorguda bulundular. Bu sor- Kular, iyi futbolcu olmağa nam nlar — kadar bir çol bu sporla uğraşar der çeşit oyunculardan geliyor . dluk, bu sorgular biribiri- N i, Bunun içindir ki, ço defa bana, — eş sorgulara cevaj Vermek düştü. Yazımın bu ilk Aslını, hiç birisini unutmamağ? Salısarak, sorgu ve karşılık biçi Minde yazdım. Sorgu — Futbol Oyun mudur? Cevap — Hayır, çok basit bir Oyundur. ç karışık bit ken bakınca, bu oyunun katışık di İ B > Cuğu düşüncesini besliyoruz? ısırşı_r—-B“ dus'un:e ancak, orte nnu_—-zf:ı mlçım.:ır_'nîı oyunu gö Tindüc * beslenebilir, yoksa bi ça C1 & radaki takımların oyum arsısında beslenemez. mkü orta sıradan aşa lar, alan (saha) dak muhafazaya muvaffal ar. Yerleri, Slamıyorl Yün mudur? kı ei zların oyunu da değildir. — Niçin başkaları oynar - — Futbol hırpalayıcı bir o C — Hayır: Elbette ki küçük İ Ve ma l asıra sert darbeler karşı - FUTBOL LAR İÇİN EN| ENÖRDÜR bir suretle hırpalayıcı değildir. S — Futbol enerji isteyen bir oyundur, değil mi? C — Pek değildir; atletik ya- pt ve lüzumu kadar beden va * sıfları isteyen bir oyundur. S — Bu vasıflar nelerdir? C — Çabukluk ve beden da- | yanıklığ_ı. 8 — Öyleyse futbol oynamak için büyük bir atlet olmak ge - rektir. | C— Büyükbir atlet değil, sa- dece atlet olmak, S — Bu iki vasfr yani çabuk- luk ve beden dayanıklığı yerin- de olanlar çok mudur? C — Kendisinde aykırılık ol- mayan herkes bu vasıfları geliş- tirebilir. S — Ne suretle? C — Beden kültürü hareket- leri ve atletizm yaparak. S — Bir çok kimseler beden kültürü dersleri almak varlığ'n- da değildirler. C — Bunun için ders almak | istemez. Beden kültürü hareket lerini herkes evinde yapabilir. S — Beden kültürünü bir öğ - retmenle yapmak daha iyi Ceğil midir? C — Vakıâ bu daha iyilir, fa- kat mutlaka lâzım değildir. Uz- man (mütehassıs) öğretmenle- rin (muallimlerin) bu hareket - adamakıllı harap olan Tokyo, | şimdi büyüklüğü itibariyle dün- yanın üçüncü şehridir. Japon- lar, bir el çabukluğu ile, büyük bir müstemleke imparatorluğu- na ta sahip oldular. Mançukuo Japonyanın bugün ihtimamla büyüttüğü ve yetiştirmeğe ça- lıştığı bir memlekettir. Şimdiye kadar sıkışık adalar- dan Mançukuoya hicret eden Japonlar, bugün orada iyi- ce yerleşmiş - bulunuyorlar. İl- könce hicret eden Japonlar ai- lelerini getirmemişlerdi. Fakat ev idaresinde kadın elinin yoak- suzluğu çok geçmeden duyul- du. Çünkü Japon aile bahsinde Nütcassıntır, an'ane pereşttir, yabancı bir ırkla evlenmek iste- mez, Bunun içindir ki, Japon tükümeti Mançukuoya yerleşen Japon ailelerini de oraya gön- lJermek ve yerleşmelerini kolay- laştırmak için elinden geleni yapmaktadır. Japon kanının muhafaza etmek temizliğini istiyen hükü- nomi kollejleri açtı. Bu mek- tepler hakikt bir ev kadını ye- tiştirmektedirler, Vatandan uzak, yabancı topraklarda açı- lan bu mekteplere sağlam ve sıhhatli kız talebe alınmakta ve bunlara kocasına yardım edecek ve sırtlarından aile yükünü ha- lifletecek her şey öğretilmekte- Hr. Kız talebe sabah beşte içi şık dolu odalarından - çıkarlar. 3u odalarm kapıları, pencerele- ti yoktur. Hep beraber tarlaya giderler, sürerler, ekerler, içer- ler. Japonyanın başlıca mahsul- lerinden olan pirinç — ziraatine bilhassa ehemmiyet verirler. Genç kıza yalnız ekip biçmesi met genç kızlar için ziraat, eko- | Bir Japona Göre ideal Nışanlı DEAL JAPON NIŞANLISI YETİŞTİREN değil, kırılan ve bozulan ziraat Bünyan on üç yaşında ikeu lerden en iyi sonucu (neticeyi) almağa yarar bilgi ve öğütleri veren izerlerini çok Ucuza ala - bilirsiniz. S — Bir çok kimselerin, be- den kültürü hareketleri yapınak | için, ne yetecek zamanı ve ne de | yetecek yeri vardır. C — Vakıt meselesi nokta - sından düşünürsek bu hareket - ler günde ancak bir kaç dakıka- ya lüzum gösterir. (Arkası var) BİR MEKTEP On yıl evvel büyük zelzelede | tilir. Aile sofrasında öteberinin eksik olmaması için bahçede yetiştirilmesi. mümkün sebze ekim ve bakımını da öğreniyor- lar. Güzel bir Japon san'atı olan çiçekçiliği de pek tabil olarak ihmal etmiyorlar. Bir yangın çıksa bu kızlar ateşin hakkından gelmesini bi- lirler. Hatta kendilerine birçok itfaiye talimleri yaptırılır. Bü- tün bunlardan başka tavuk, do- muz, tavşan yetiştirmesini de bilirler. Sabah sekizde talebe kolejin önünde toplanır, mektebe Ja- pon bayrağı çekilir ve hep bir ağızdan Japon marşı söylenir, Neşeli bir sabah yemeğinden sonra tekrar iş başıma gidilir. Her talebe ticaret ilminin esas. larını ve mahsulün satış kıy« metlerini bilmek mecburiyetin. dedir. Bu mekteplerin — hepsinin muhtariyetleri vardır ve kendi kendilerini idare ederler, Tale- beden satıcılar, — veznedarlar, muhasebeciler vardır. Hepsi si- pariş vermesini ve bütçe tutma- sını bilirler. Bütün mekten ta- lebesi için nöbetle mutfağa gi« rerek yemek pişirirler, Bunlardan başka sıhhat kai- delerini de öğrenirler. Kocala « rının sökük ve yırtıklarını di- kerler, Hatta kocalarını traş et- mesini ve saçlarını kesmesini dahi bilirler, Vatandan uzak olmakla be- raber, ana yurdun an'anelerin- den de uzaklaşmazlar. Milli şar- kılar söyliyerek milli oyunlar oynarlar. Saat yedide akşam ye- meğinden evvel, beş — dakika ibadet ederler, Hulâsa Japon hükümet adam ları, Mançukuoda yalnız kal- mış Japon - delikanlılarına, böyle ideal nişanlılar yetiştir- e le di BEENİ İ 9 N | İsveç, Avrupada en'uzun za- mandanberi harp görmemiş bir memlekettir. Arstulusal hesap- lara göre zamanımızda acunun en yüksek ücretleri ve en yük - sek hayat standardı İsveçtedir. İsveçli bir işçi veya memur di - ğer memleketlerinkine nazaran daha fazla kazanabiliyor. Diğer şimal memleketlerinde! sebetler aşağı yukarı İsveçinki- ne benzemektedir. — Gelirlerin mukayesesi burada güçtür. Zira paranın sabit olmaması bunu güçleştirmektedir. İsveçte vasati bir işçi ücreti senede (2600) kuron hesap edi- lirse haftada (55) kuron eder, Stokholm'da ise senelik Üücret 3500 ile 4000 kuron arasında - dır ki bir saatlik ücret 1,72 ku- ron eder. İskandinavya'da zira- at işçilerinin ücreti bundan çok aşağıdır. Ziraatteki işçilerin yev miyesi kısmen para olarak kıs- men de erzak verilmek suret?'le ödenmektedir. Bu sebepten nü- kayese güçtür. İstatistiklere — nazaran orta sir memuür senede 5 - 6000 ku « ron almaktadır. Stokholm'da bir banka memuru 7000 kuron, bankada çalışan bir kız 3700 ku- ron kazanmaktadır. İskandinavyalılar iyi yerler ve iyi içerler. Eğleşme kültürü de başkadır... İsveçli bir ışçi ge- lirinin yüzde 35 ini ve bir me- mur yüzde 25 ini yiyeceğe sar- fetmektedir. Ev kirası için bir iş çi gelirinin yüzde 14 ünü sarfe- der. Büyük şehirlerde ev kirası üzde 20 ye kadar ve hattâ da- ha fazlaya çıkar . İsveç sehirlileri, hattâ Stok- İdeal Japon mışanlısı yetiştiren mektepten bir kaç sahne Bir İskandinavya şehri. ü holmlular işçi mahallesinde o - turmaktadırlar. Bu evlerde a * | sansör, kalorifer bile vardır. İş- * | çi mahallelerinde de çok modern evler yapılmaktadır. Evde tele- fon kullanmak İskandinavyada bir ihtiyaçtır. Aileler az çocuk yapmaktadırlar. Norveç ve Da- nimarkada da çocuk doğumları | çok azalmıştır. Bir isveçli işçi elbise için ge- lirinin yüzde 12 sini, — orta bir memur yüzde onunu — feda et - mektedir. Eğlence için sarfedi- len miktar azdır. İstatistiklere göre 1934 senesinde Stokholm- da 13,8 milyon sinema bileti sa- tılmıştır. — Stokbolmda yarım milyon nüfus vardır .Adam ba- şına senede 27 sinema bileti dü- | şer. Tiyatro biletleri bundan da İ ha az satılmıştır. Orada soğuk iklim iyi ve Kuv vetli yemeyi emretmektedir.Bir işçi bütçesinin yüzde 16 sını sü- te sarfetmektedir İyi bir restoranda mükemmel bir öğle yemeği 1,25 kurondur. Alkollü içkiler pek.pahalıdır. Norveçte cenuptan şimale ka- dar bir seyahat bir hafta sürer. İsveçte de — böyle bir seyahat ekspresle, üç gün deyam eder. 100 İsveç kuronu “ 31.- lira 1 kuron * 100 öre 1 Yumurta 9-10 1 litre süt 23 öre 1 kilo tereyağı 210 öre 1 şişe bira 40 öre dir. ara bir lüks şeydir. Buna rağmen burada — çok sigara ve püro içmektedirler.