İMTİHANLAR Vapurlarda ve tramvaylarda, kitaplarının ve not defterlerinin üstüne kafalarını sarkrtarak im- tihana çalışan mekteplilere her gün tesadüf ediyorum. On beş, yirmi dakika gibi zamanın ufa- rak ve hergün kenara köşeye serptiğimiz kırıntılarını bile ziyan etmek istemiyen bu çocukları (o görünce, hemen çalışkanlıklarını - alkışlamak - ia acele etmesek iyi olur. Çünkü dizlerini yazı masası ya- parak imtihana hazırlanan bu! mekteplilerden çoğu, bütün bir yılın ihmallerini bir günde telâ- | fiye çalışan tenbellerdir ki, tram | vayın içinde değil, altında ve tekerleklerin arasında da kalsa- lar, şu günlerde elierinden kita- bi zor bırakırlar. Fakat ben gene onları ayıpla- miyorum, Bütün dünyada çocuk ve mü- zahik psikoloji anlamış al - maktan hâlâ uzak, insan beyni- ni hububat ambarı yerine koyan tedrisat programları takip edi - liyor. Bu beynin her an başka #lâkalarını ve sempatilerini hi- çe sayarak, tatilin ilk rüzgârı - nm alıp götüreceği uçarı bilgi - lerle içini tıklım tıklım dolda - tup şişirmeğe hâlâ tedris adını veriyoruz. Yeni terbiye bu afal- daştırıcı ve sersemletici tokmak usulünü değiştirmek yolunda - dır. Onun kat'i zaferine kadar, imtihan günlerinde, yer yüzü - nün bütün vapurları, trenleri ve tramvayları mekteplilerin lâbo- ratuvarı olmaya devam edecek- tir, Peyami SAFA TAN SEHİRDE OLUP üç görünüşü tesp't ediyor İTENLER Dün Pend kite yeni mezbahanın açılış töreni yapıldı. Resimlerimiz bu törenden ve mezbahadan BİRİNCİ PLÂN HAZIR Florya için çalışılıyor Filoryanm, bötün modem tesisatı toplayan bir su şehri haline getirilme si için Atatürk'ün verdiği direktifler üzerine şarbaylık bu iş üzerinde önem le çalışmaktadır. Şarbaylık daimi en- cümen üyeleri de Filoryaya giderek yapılacak tesisat hakkında tetkikler- de bulunmuşlardır. Filoryann yeni piâr ırlanmış, ilk tesisata başlar» mıştır, Birinci olarak Filoryaya elek- trik verilmekte, telefon teli gerilmek- tedir. Tren istasyonu ile plâjlar ara- sında ve İstasyonun öte yanında bir asfalt yol yapılacaktır. Elektrik tesi - set: için avrıca Yeşilköydeki plik brikasndan da cereyan alınmak su- istifade edilecektir. Filoryanın kumluğu tamamile şarbaykığa sisatı bitirilecek kısm kiraya verilme- miştir. Bu kısımda başlanan tesisat Mahkemeye verilen Doktorlar Etibba odasına aidat borçla — rını vermedikleri için aleyhle — rine dava açılan doktorlardan Fahreddin ve Cemil Fuadın du- ruşmalarına dün - Sultanahmet beşinci sulh hukuk mahkeme — sinde bâkılmıştır . Bir çok defa davetiye çıka - rıldığı halde mahkemeye gel - mediği anlaşılan Cemil Fuadin duruşmasına gıyaben devam edilmiştir. Etibba odası avuka” tı dünkü celsede Cemil Fuadin odaya 73 küsur lira borçlu ol — duğunu söylemiş, idare heyeti- nin bu hususta verdiği kararla- rmı mahkemeye tevdi etmiştir. | Duruşma, bu evrakın tetki için başka güne bırakılmıştır. Doktor Fahreddin hakkın - daki davada Suçlunun tekrar sağırılması için başka gine kal- mıştır, —— Muammer Eriş İstanbulda İş Bankasi Genel müdürü Müam- mer Eriş dün sabah Ankaradan eh, rimize gelmiştir. Genel darpaşa istasyonunda İş Bankası kânz ve dostları tarafmdan karşılaş 5 smuştar. Muammer Esiş dün öğleden evvel ve sonra İş Bankası İstanlır gubesinde meşgul olmuş ve bazı ha, susi ziyaretler kabul etmiştir. No. 16 Erik Çiçekleri |» Mahmud YESARI Yataktan fırladım ve çabucak giyindim. Oda kapısını açık bı- rakarak çıktım. Odaya sinen koku dağılmaz, uçmazsa, gece, uykumu O kaçırabilirdi. Yukarı çıktım, Kadriye, balkonda otu- Tuyordu: — Gel arkadaş, bana anlat, bu işin sırrını? arşısına kırtk kırık gülüyordu: — Ben, seni srkıldı, aldı başı- nı gitti, dedim. Peki, buraya ge- lip te, beni bulamayınca canın sıkıldı mı? Güldüm: — Hayır! Yüzünü burusturdu: — Terbiyesiz! Cevap vermedim; ona, baki- yordum. Ö, ellerini koltuğun kenarla- rma hafif tempolarla vuruyor- bir ay sonra tamamile bitmiş olacak- &r. Filoryanın bütün mânasile dün - yanın en büyük ve modern bit piâjı haline getirilmesi için lüzumlu görü- len bütün tesisatın bir an önce yapıl- ması kararlaştırılmış bulunmaktadır. Birinci kısım tesisat bittikten sonra öteki tesisata başlanacaktır. Bütün bu işlerin yapılması için sarf: gerekli o- lan para hazırdır. Burası Türkler için ir deniz banyosu ve kür yeri olduğu kadar ecnebi seyyahlar celbi için de aynı şartları toplayan ve konforlu, eğlenceli bir yer olacaktır. İ hesap edilmektedir. Fakat veraset ve Bunlar için otel ve diğer tesisat ya- pılacaktır. Filoryaya trenle gitmek ucuzlatılacaktır. Bu husus için kum- panya ile görüşülmektedir. Diğer yan dan da vaptır işletilinesi için beton bir iskele yapılacaktır. Ayrıca güzel bir köşk te yapılacak, gezmeğe çok elve- rişli olan sahilin sağ kısmındaki ağaç- ık alandan da istifade edilecektir. Plâjların işletilmesini de şarbaylık çok yakında tamamile eline alacaktır. Burada Yalova kaplıcalarını idare ku rumu şeklinde bir idare kurulması çok muhtemeldir. Şarbaylık, burada her sınıf halkın kesesine göre banyo etmesi ve istirahati için otellerde kal masını temin edecektir. Filoryanm bu suretle asri bir şekle konulması bütün yurddaşları son derecede sevindirmiş- tir. İ | Lütfü Fikrinin vasi» yeti yerine gelmiyor! Pariste ölen ceki Baro başkanı Lütfi Fikrinin terekesinde kanuni tas fiye muamelesine devam edilmekte - dir. Aldığımız malümata göre, tasfi- ye sonunda hayır işlerine harcanmak üzere fazla bir para kalmıyacaktır. Hattâ tasfiye fazlası bile çıkması muh temeldir. Çünkü Lütfi Fikrinin Bey- oğlundaki apartımanının 35 bin liraya | Kömmersiyale Bankasına ipotek ol - duğu anlaşılmıştır. Bundan başka Kuto isminde Belçika bir avukata senetle 4300 lira borcu vardır. Hazi- ne ile Evkaf da terekeden 6000 lit yakın bir para istemektedirler. teferrik olarak 5 bin liraya yakın mubtelif borçları, ayrıca mahkemei asliyeden biri 6 bin diğeri 1800 lira- hık iki tane terekeden alacak davası vardır. Bütün bunların karşısında te- rekenin mevcudu 05 bin lira olarak vasiyete kalacak meblâğım 6 bin Birayı tutacağı bile şüphelidir. Tereke ta. rafından açılmış bir başka dava daha vardır. Bu dava kazanıldığı takdirde, tasfiye masrafları çıktıktan sonra ka- lacak yekünu yuvarlak bir takamla 10 bin lirayı tutabilecektir. Fakat, cenazenin Istanbula getirilme- si masrafı ile vasiyetten önce karar altına giren 6 bin İiralık borç bu ye- kündan düşülünce, kalan para ile ve- siyetname hükümlerinin yerine : z 5 lersiyeceği anlaşılmaktadır. Lütfi Pile- ri vasiyetnamesini 25 Eyiği 933 yılın. da hazırlamıştır. Biraz daha yaşaya- rak vaziyetini düzeltmek imkânmü bulsaydı şimdi tatbik edilemiyen hü- kümlerin yerine getirilmesi kabil ola- bilecekti. —— Üç aylıklar Emlâk Bankası A Eylül ve 'Birinciteşrin öç e; Bühdan itibaren vermeğe başlamıştır. Malmü- İ dürlüklerinde de 10 Haziran Pazar- tesi günü tevziat yapılacaktır. Dün | Emlâk Bankasına maaş almak üzere çok büyü kbir kalablık müracaat et- miş, bu yüzden birçok şikâyetlere yol açılmıştır. Maaş veznelerinin çoğaltıl- mâsı suretile müracaatların kolay karşılanmasına çalışılacaktır. —— Tramvay sosyelesile yapılan müzakereler Tramvay Sosyetesinin halktan faz a olarak aldığı iki milyon liranın ge- ri verilmesi hakkında Bayındırlık Ba kanlığı ile Sosyete direktörü Gindor!f arasında başlanmış olan müzakereler henüz bitmemiştir. Sosyete hüküme- te bu paranın şimdiye kadar 600 bin lirasını ödemiş ve bu iki milyon lira» dan Fatih - Edirnekapı hattı, köprü kaldırımlarınm tamiri gibi bir takım masrafların indirilmesi lâzimgeldiğini iddia ederek bir hesap çıkarmıştır. Sosyete direktörü bu hesaba Baym - dışlık Bakanlığına vererek Istanbulda | dönmüştür. Bu paranın ödeme şekli hakkında bir anlaşma yapıldığma da- ir verilen haberler doğru değildir.Gin dortt müzakereye devam için gelecek hafta tekrar Ankaraya gidecektir. HAVA TEHLİKESİ Yeniden üye olanlar çok Hava kurumuna yardımlar sürü - yor. Kurumun bayanlar kolu dün top lanarak bazı kararlar almıştır. İnhi - sar idaresi İstanbul Başmüdürlüğü memurları maaşlarından bir mikdar kesilmesi suretile yardımcı üye olmuş lardır. Sirkecide Bahçeli lokanta müs tahdemini de yardımcı üyeliğe yazıl- mışlardır. Moda caddesinde 107 nu - marada oturan Haçik Bağdasar Balık çıyan da, Pendikteki 20 dönümü mü- şunlardır: bul baş müdürü Lütfi, İnhisarlar ida. resi muhasebecisi Ahmed, 20 şer lira taahhüd, Zekâi Can kardeş Düyunu umumiye Türk dainler vekili 200 lira taahhüt, Sabri Balıkpazarnda komis- yoncu 20 lira taahhüt, Yuvanaki $. Hetren komisyoncu ve tüccar 20 lira taahhüt, Yuvanaki S. Hetren komis- yoncu ve tüccar 25 lira teberrü, An- doyetiri ihracat tüccarı 20 Jira taah- hüt, Mustafa yumurtacı $ lira teber. rü, 5. B. Jamen Bursa acentesi 20 1i- ra taahhüt, Alberesyon ve kardeşi cam tüccarı 120 lira taahhüt, Albe - resyon ve kardeşi cam tüccarı 500 lira teberrü, Hacı Ziya 100 lira teberrü. — Bir kadının getirdiği fazla eşya Beruttan şehrimize gelen yolcular. dan Hisrafi Bedrosyan isminde bir kadının yanmda çok fazla esya oldu- ğu görülmüş ve muayene memurları bu eşyanm mühim bir kısmı için kar dından gümrük resmi istemiştir. Bu yüzden iki taraf arasında bir anlaşa- mamazlık başgöstermiş ve İşe güm - rük başmüdürü Seyfi var'ıyet ede - rek yolcu salonunda eşyaları gözden geçirmiştir. Neticede memurların ka nun! hareket ettikleri anlaşıldığından eşyaların fazla olanları geldiği yere gönderilmek üzere müsadere edilmiş» tr, — Bina vergileri dört taksitte alınacak 1935 Finans yılı arazi ve bina ver- gilerinden bina vergisi geçen yıl oldu Zu gibi Istanbul ve mülhakatındaki mükelleflerden (Adalar dışarı) Hari- Eylül, Birincikânun ve Mart ay- dört taksitte almacaktır. Say fiyecilikle uğraşân Adalar mükellef. letinden ise Temuz, Ikinciteşrin ay- larada » Arazi, vergisine gelince Temmuz ve Birincikânun ay- İarında İki taksitte alınacaktır. İstan- bul Genel Meclisince verilen bu karar Finans Bakanlığınca tasdik edilmiştir. m m ağ mmm mmm İKÜÇUK HABERLER | * Yeni hâldeki dükkünlâr bu ayın on beşine kadar kiraya verilmiş ola- caktır. Tiâl aym yirmisinde merasim- le açılacaktır. * Türk - Yunan mubhtelit hakem mahkemesi relslerinden M. Pik dün Pilma vapurile memleketine dönmüş- tür, * Bir müddettenberi hasta bulunan Türkofis müşavirlerinden Muhtar Vi yanada tedavi edilmekte iken ölmüş- tür, Müşavirin cenazesi şehrimize ge- tirilmiştir. * Gümrükler tetkikat müdürü Mus tafa Nuri yakında Avrupaya gidecek- tir. Mustafa Nuri Avrupanın muhtelif yerlerindeki gümrükleri gezecek ve buralarda uzun tetkiklerde bulunacak tır.. Bir ay kadar sürecek olan bu tet- kiklerini raporla bakanlığa bildirecek- tir, *# Şehrimizde bulunan iç ticaret w- müm müdürü İsmail Hakkı şehrimiz- de açılacak olan umum! mağazalar için tetkiklerini bitirmiştir. Bu ak - şam Ankaraya gidecektir. # Ticaret odası kendisine yeni bir bina yaptırmak istemektedir. bin lira yıllık icar vermesidir. Yeni bina 150 bin liraya çıkabilecektir. * Ölçü ve tartı âletlerinin cezasız muayenesi ve damgalanması için ve- rilen son mühlet te bitmiştir. Olçü - ler başmifettişliği henüz muayenesi yapılmamış olan ölçü ve tartı âletie- rinin sahipleri takibata baş- ir. # İstanbul gümrükleri i İm ml hazırlanmış ve bakanlığa gönderilmiş tir. Bu listeye giren memurların ismi 100 ü bulmuştur # Vapurculuk Şirketinin fevkalâde toplanma günü dün hissedarlara bil - dirilmiştir. Toplantı bu ayın 24 ünde yapılacaktır. # Pendik belediyesi, Pendik ve ci- varının ibtiyacını karşılamak için ye- Bi bir mezbaha yaptırmıştır. Bu mez- baha, dün törenle açılmıştır. Törende de Pendik belediye başkanı bir söy- lev vermiş, mezbaha davetlilere gez- dirilmiştir. * Kadıköy Hasan Paşa Kızıl Ay Nahiyesi tarafından Haziranın 22 sin- de Suadiyede bir Ilkbahar müsamere- si hazırlanmıştır. *Bu yil terfii edecek muallimlerin Histesi İstanbul Maarif müdürlüğü tarafmdan hazırl ve Ankaraya gönderilmiştir. Bu yıl terli edecek muallimlerin sayısı geçen srneden fazladır. # Evvelki gün sabah saat üçte Nu- roosmaniye soküğıma elekirik cere - yanı veren kabloda bir ârıza olduğun dani o civardi cereyan kesilmiştir. Elektrik şirketi lâzrmgelen tamirata dün sabahtan itibaren başlamış ve du: — Bu kadar gündür İstanbu- — işin, tahaf... Peki, se- m) hiç siya mu? Se- aramazlar mı? Yok 3 yedi misin? Fakat maliiyedi ok madığın muhalkak, a a geek gede ba bir tek satır yazı yazmaz. Bana anlat, bu işin sırrını? Ben de gülüyordum: — Taliime, evvelden hâzır - lanmış yazılarım vard. Bir müddet, kendimi avareliğe bı. rakabilirim, — Peki, yalnızlık, seni hiç sıkmaz mı? — Keüdi kendime iken yalnız değilimdir ki... — Yine “paradoksal” konuş- ma, $inirlerime dokunuyor. — Peki! Nasıl istersen? — Hemen köşke döneceğini, vallahi . ummamıştım. O gün, nereye gitmiştin? Koltuğa yaslandım, anlatı - yordum ; — Hani seninle bir gün otur- duğumuz kır kahvesi var ya, iş- te oraya gittim, bir hasır ser - dirdim, uzandım. Sitemli sitemli bakıyordu: — Hain, neye haber verme - din? Beraber giderdik. Demek © gün, öyle aklına esti. Senin gittiğini duyunca, ben de köşk- te sıkıldım. Fakat inanır mısın? Durdu, söylemekten vâzgeç - miş gibi yutkundu: — Söyliyeyim mi? Gene kol tukların kabaracak! İstanbulda da sıkıldım, Sana, neye bu ka - dar alıştım? Bahsı değiştiriverdi: — Kahvede ne tn, orada da mr uyudun Omuzlarımı halsiz halsiz oy- natıyordum? — Defter bitti... — Nerede? — Pek tatlı ve merakli bir ye- inde,.. Köşke, onun için dön - düm. N — Neresi? O, bir sıçrayışta yerinden fır- ladı ve sağ kolunu havada sa - vurdu: — Hem de ne yelken açış... Elile omuzuma vuruyordu: — Pupayelken i iyorduk, arkadaş! Pupayelken... Cebimden birinci defteri çıka- rıp verdim: — Şimdi ikinci defteri istiyo" rum, — Peki! , Dedi, kapıya doğru yürüdü, birden döndü, elile alnıma vur- du: — Eyvahlar olsun, defterler burada değil... Omuzlarım — İşte bu fenat Tekrar yanıma geldi, oturdu: — Defterler buradaydı, fakat İstanbula geçerken, ne olur ne olmaz, dedim, her ihtimali dü şünerek defterleri aldın; apar el | İnip almalı... ün değişişi gözünden kaçmamıştı? > — Sahi, çok mu merak edi - işti: — Kotra aldınız, Marmarada , yorsun? Yarın gider, alırm. Bu yelken açtınız! i seninle karşılıklı bir rakı içelim, olmaz mı? — Nasıl istersen? Düşünüyor gibiydi: — Yarm, beraber ineriz. — O da olur. Yanağmı çukurlaştırarak gü- lüyor, gözlerini kırpıyordu: — Seni, bu defterlerin yazıl- yere, küçük köşke götüre - ceğim. Bir kahkaha koparmıştı? — Nasıl, gözlerin parladı,Gö- receksin! Kırmızı odadayım. Fakat bu oda, köşkteki balkonlu kırmızı odaya benzemiyor. Odanm dösenişinde, hattâ renklerde ( bile bir ağırirk var. Köşkteki odanın — kırmızılığı, geniş camlı balkon kapısından, geniş pencerelerden giren ışık * sarla taze aldı. Fakat bu pancor- ları kapalı, perdeleri inik odanın kırmızılığı bambaşka... eğil, yaslı değil, çiğ değil, şen değil... Bu Eee. insanm gözünü yormuyor, din « oz 76.935 BUDA BENDEN KAHVE-GAZİNO ENTELEKTUELLERİ Yorgun, çıktım işten. Havs boğucu sıcak. Gazinoya girdim, bir bardak Bira içeyim diye. O- turduğum masanın karşısında « kinde dört kişi var. Rakı içiyor“ lar. İçlerinden birisi yüksek ses- ie konuşuyor. Sözlerini dinliyo- | rum.“Les nouvelles Litteraires” | mecmuasındaki bir makalenin sdı “Revue des dex Mondes” daki bir yazının bir cümlesiyle birleşmiş. “Candide” deki bir po litika!? yazısından alınmış bir görüş?! “Mercure de France” daki bir filozofi?! bilmem nesiy- Je uzlaştırılmış ve bunların topu birden Larousse ansiklopedisin- deki derin?! bilgilerin egemen- Jiği altında toplanmış. Bir uzun ara çoşkun delikan- lının ne demek istediğini kavra- yabilmek için bütün gücümü tükettim, Fakat bem, anlaşılan, çok istidatsız bir adammışım, işin yorgunluğu da bindirmiş olacak, bu gazino entellektüeli- nin ne demek istediğini kavra- Bunun | sebebi şimdiki işgal ettiği daireye 10 | yamadım, Bir yığın sözün, kon- kretleştirilince duman gibi da - ğılveren bir sürü kelime ağırlı gının altında ezildim ve,ne yas lan söyliyeyim, biracığımı bile bitiremeden fırladım dışarıya, Bu da gösteriyor ki, ben çocuk- ların uçürdukları şeytan uçurt « maları kadar başı boş ve hür ve yüksek ve sınırsız ve çerçeve « den uzak ve bilmem ne entelek- tüelliği anlıyamıyacak kadar dar kafalıyım. Orhan SELİM Alman elçisi mem- leketine (dönüyor Alman sefiri Dr. Ven Rosenberg bastalığı ve dektorlarm istirahate mühtaç olduğunu söylemesi Üzerine Almanya hükümetine müracaat ede » rek geriye çağırılmasın: istemiş ve bü isteği hükümeti tarafından kabul edil miştir, Von Rosenberg elân Ankara- da bulunmaktadır. Bu hatta sonunda Almanyaya dönecektir. Sefaret müs - Ankarada bir bira gecesi tertip etmiş Ier ve Ankarada bulunan Alman ko- lenisini de çağırmışlardır. Fabricius koloniye sefirin Türkiyedeki vazifesi nin bittiğini söylemiş ve Türkiyede bulunduğu müddet zarfında gör- düğü hizmetlerden dolayı ken- disine teşekkür etmiştir. Dr. Kuh ze uzun bir nutuk söylemiş ve koloni namına sefire teşekkür etmiştir. Dr. Falke de Ankara k Ziraat ve Baytar enstitüsüne ait güzel bir ale bümü sefire hediye etmiştir. —— ——— aa kablo tamir edilerek öğle vakti cere- yan verilmiştir. # Kadıköy, oHasanpasa, Kımlay nahiyesi tarafından Haziranm 22 sin- de Suadiyedc-bir ilkbahar müsame - resi hazırlanmıştır. Yedi yıldanberi Türk - Yunan «uhtelit hakem mahkemesi başkanlır ğında bulunan Danimarkalı Bacg va” zifesi bittiği için dün Pilsina vapuris le memleketine dönmüştür. # Bir kaza tonunda gözlerinden yaralanan müfettiş Ekreme bugün a yapılacaktır. * Ankara Universitesinde bir peda goji şuhesi açılması muhtemeldir. -sndiriyor... Sokağın sesleri bu izbe, kapa” nık yere (o sokulamıyor... Tüylü halılar, kalm yol keçeleri, ayak, topuk seslerini yutuyor. Tatlı bir inziva sessizliği... Her odasında başka ışık ya - nan, başka renkler tutuşan, pen- cereleri aya ve güneşe kapalı bu garip yerde; ve onun tatlı sükü” nu içinde kendimi, uzun yollar yürüyerek; dağlar, dereler aş& rak, meçhül bir rüya, hülya di- yarına ulaşmışım sanıyorüm! Kadriyenin zevkine inanmış “ tw. Fakat bu yer, bu küçük da ire, zevkinin eşsizliğini ve zev“ kinin, ruhunun inceliğini göste” ren bir şaheserdi. Benim hayran hayran bakı“ sm, onun pek hosuna gitmişti? bana sokuldu, koluma girdi ve omüzunu omuzuma yasladı: — Beğendin mi? Hemen cevap vermedim. O © muzu omuzumda, onun vücudü” nun ılıklığı damarlarıma yay!” lrken, neler aklıma gelmişti? (Arkası “d 4