T MEMLEKETTE TAN Mersinde de Şehir Plânı Pr. Yansen'e Yaptırılıyor Mersin, $ '(H'ıı_suıî muhabirimiz bildiriyor) — Şarlık bütçesi şarbaylık rvnocluınce 319,500 lira olarak tesbit edilmiştir, Gelir fazla oldu- ğu için bhtç:ye. bayındırlık işleri için yeni para konulmuştur. Atatürk heykeli için geçen yıl bütçeye konan para ile bu yıl kabul edilen para yirmi bin lirayı bulmuştur. Şehir plânı için ilk taksit olarak 3 bin, mezarlık için 9,500 lira ayrılmıştır. Şeh- Jin plânı 12 bin liraya Yansen'e yaptırılacaktır. Yeni Bayındırlık izerleri Antalya, 5S (Husust? muhabirimiz bildiriyor) — Şehrin güzel bir tenezzüh yeriolan Kara Ali Oğlu bahçesinin asri bir park haline sokmak için üç dört yıl önce Macaristandan bir bahçe mütehassısı getirilmişti. İlk — seneler şehrin bütçesinden ayrılan para ile yalnız şehrin bul- varı yapılabilmişti, Bahçe mütehassısına yol verilmesi yüzün. den yarım kalan park bu yıl tamamlanabilmiş ve bir köşesine kübik bir gazino kurulmuştur. Fevkalâde Toplantı Yapılacak Aydın, 5 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Şar Kurultayı fevkalâde Bir toplantıya çağırılmıştır. Bu toplantıda Aydın pazarının ye- ni hafta tatili münasebetile başka güne alınması işi de görüşü- lecektir. Pazar işi Aydın tecimenlerini yakından alâkadar et- mektedir. Mağaza sahipleri Aydım pazarının salı günleri top- lanmasını istiyorlar. Gezginciler ise cumartesiyi daha muvafık buluyorlar, Kurultay bu hususta bir karar verecektir. 'Aydın, (Tan) — 'Aydın Halkevi ilk bando yapan Halkevidir. Son defa bir öğretmen getirilerek bando daha mükemmelleşti- rilmiş, yeni alet ve elemanlarla zenginleştirilmiştir. İIsıtma afetinin ,, Aydın, (Hususi muhabirimiz bil- diriyor) — Sıtma mücadele mınta- kası sıtmayı kökünden kesmek için | bataklıkların kurutulması ve büsbü- tün kaldırılmasına çok gayret harcı- or. 934 yılında — başlıyan Şınarlı ba- taklığının lıunıml:ıyı. işi .hıumlın- mıştır. Nazillide Kendirli bataklı; nın projesi hazırlanarak — ameliyata geçilmiştir. Milâsta Dibek deresi, Denizlide Bucalı, Goncalı, Karakula, Şamlr, Koru, Apan, Saliha- çiftliği bataklıklarının projeleri bitirilmiştir. Bu arada Karkaçık çayının mec- Bürhan CAHIT Turgudun dönüşü Şahini yi- ne eski işlerinin başına iade et- mişti. Delikanlı artık merkezde kalamıyor ve Erguvanla sık sık buluşamıyordu. Şimdi sabah gezintilerine çı - kan Nadya onu on kilometre u- zaktaki işinin başına kadar geti riyordu. Bu gezintiler Pirovani ve Mo reno için ağır birer sille olmuş- tu, bazı sabahlar her iki rakip hayvanlarına binmiş olarak Nad yanın evinin önünden, tam onun çıkacağı zamanı kollayarak ge- çiyorlardı. Fakat Nadya bu sır- naşık hareketleri görmemezlik - ten geliyordu. Bir sabah Pirovani onun tam “hayvanma atlayacağı bir sıra - da kadının önünde durdu. Bataklıklar Kurutuluyor önüne geçmek için büyük bir çalışma var rasını düzeltme plân ve projeleri de bitirilmek üzeredir. - Karabatak ba- taklığında işe başlanmıştır. Aydın ovasındaki on kilometrelik bataklığın kurutulması da iki aydır devam ediyor. —Burada çalışacak Ekeklavatör makinesinin tamiri bit- miş, ilbay ve şarbayın buzurüu ile tec- rübesi yapdarak teslim alınmıştır. Kanalın açılması merasimine yakın- da başlanacaktır. Bu kanal Aydın ovasını sıtma ve bataklıktan kurta- racak, binlerce ölüm bataklığının da sürülüp ekilmesine yarıyacaktır. Nadya sert bir hareketle başı nı salladı: — Yolunuzdan kalmayınız Mösyö Piravani. Kocam - sizin çok meşgul olduğunuzu söyle - mişti. Zahmet etmeyiniz. Zaten bana Şahin Bey refakat edecek. İspanyol mühendis kulakla rına kadar kızarmıştı. Bir şey söylemeye cesaret edemeden başını eğdi. O Şahini o kadar kıskanmı - yordu. Ne kadar olsa onun genç ve sevilen bir nişanlısı vardı. Nadyanın başında en tehlikesiz arkadaş Şahin olabilirdi. Fakat, onu bu kadar açık ve kati hare ketlerle tercih edişi İspanyolu müteessir etmişti Kırık ve hır - çın,hayvanıma atladı. Uzaklaştı. Bazı günler aynli yerde, More noya tesadüf ediyor. quyıyı yol arkadaşlığı olmak için fir- satlar kolluyordu. Fakat Nadya ona da şu cevabı veriyordu: — Zahmetinize teşekkür ede rim. Fakat bir kaç kere söyle - Hayvandan atladı ve ona atı | dim ki, bana Şahin Bey grka - na binmesi için yardım etmeğe | daşlık ediyor. Siz eğer istiyorsa Mersinliler Plâj istiyorlar Metsin, (Tan) — Mersin şarbay- Hığının bir bildiriği ile 60 metre mu- rabbamda olmıyan kahveler bir ha- ziranda kapanmışlardır. Açık kalan büyük kahvelerde de domino, tavla ve kâğıt oyunları yasak edildiğinden halk pazar günleri daha çok plâjlara koşmağa başlamıştır. Belediye, mevcut plâja barakalar eklediği takdirde çok yerinde bir ih- tiyacı karşılamış olacaktır. Hatta be- lediye bahçesine giden yol üzerinde- ki boş sahayı Mersine yakışır bir plâj haline koymak daha hayırlıdır. Konyada da büyük toplantı yapıldı Konya, (Hususi muhabirimiz bil- diriyor) — Hava tehlikesi kurumu: na Üye yazılmak için genel bir top- lantı yapılmıştır. Toplantıda aza ya- İmi 14 kişilik bir komite seçilmiştı mite derhal işe başlamış, — buradaki gazeteciler de bulunmuşlardır. Aydında bir cinayet Aydın, (Hususi muhabirimiz bil - diriyor) — Cuma günü burada bir yaralama vak'ası olmuştur. Kurtuluş mahallesinden Hüseyin oğlu Baha- ettin, kunduracı çırağı Osmanla alay etmiş, “Sen on metrelik - bir #damsın İ.- demiştir.sJsman abuna kızmış, bıçağını çekerek arkadaşını ve' — /beçağından yaralamıştır. Ya- ralr memleket hastanesine kaldırı) - mış, adif tahkikata başlanmıştı İKÜÇÜK TELGRAF | | HABERLERİ * — Hafik, (Tan) — Okuma ihtiya- cını karşılamak için açılması düşü- nülen genel kütüphane için, bütçe müsaade ettiği takdirde derhal hare- kete geçilecektir. * Sıvas, (Tan) — Birkaç gündür bunaltıcı sıcaklar hüküm sürüyor. * Sıvas, (Tan) — Havaların açıl- mast ile her tarafta yeni inşaata baş- lanmıştır. * İzmir, (Hususi muhabirimiz bil. diriyor) — Muhtelil semtlerde y den fazla hırsızlık yapan ve bu işe iki yıldanberi devam eden Celâl is- minde biz hırsız yakalanmıştır. Bine yakın eşya bulunmuştur. * İzmir, (Husust muhabirimiz bil- diriyor) — Mayıstan hazirana ka- dar İstanbul ve Ankara ile İzmir arasında 1245 konuşma, 26 acele ko- nuşma olmuş, 1345 lira gelir temin eylemiştir. Manisa, Balıkesir ve Av- Tupa için emir bekienmektedir. nız bana daha başka sürprizler | hazrılayın bakalım. İki İspanyol Nadyanm her sa bah Şahin Beyle beraber kırla - ra doğru uzaklaştığını görüyor, içleniyorlardı. Pirovani şimdi Basibrin için büyük bir park projesi hazırlı - yordu. Onun bir çok zamanları- | nı buna ayırdığını gören mühen | dislerden Canterak takılıyordu: |— Park ve ev varmak istedi- ğin şeye seni ulaştıramaz, Mil- yonlar biriktirirsen belki! l'îıu_mınâa arkıdışmmıne de - mek istediğini anlayan İspanyol büsbütün ıinirleııiv’ordu. Bug!;l : ne kadar yaptığı fedakârlık um. duğu neticeyi vermemişti. Oya: l.şmyor, aldanıyor, ümitleri zin cirleme onu sürükleyip duru - yordu. Büu kücük çalışma yerinde de. dikodu zevki yeni du. Yeni acılan işçiler birahane- sinde Basibrinin yüksek sosye- yeni tadılı- N HAKYERLERİNDE Sarıyerdeki Kadını Öldürenler Sarryerde öldürülen Mari El- masyanın katilleri olmasından şüphe edilen iki kişi daha zabı - taca yakalanarak müdee'umu - miliğe verilmiştir. Bualar Rize- li Hamit oğlu Ali ile Vahan ad- larında iki şahıstır. Ali ile Vahan, dün geç vakit müddeiumumi muavinlerinden Ferhat tarafından sorguya çekil miştir. * Eski ve yeni pullardan 9767 liralık pulu zimmetine geçirmek ten suçlu Beyoğlu pul satış me muru Şerefin ağır cezada du - ruşmasına dün de devam edil - miştir. Hakyerinde, ihtilâsı tes. bit eden rapor okundu. Bunda, ŞSerefin satış defterlerinde kazın tı ve silintiler yaptığı da bildiri liyordu. Suçlu Şeref: — Defterlerde silinti ve ka- zıntı yoktur. Paranın noksan görülmesi de bir hesap yanlışlı - ğı neticesidir, dedi. Hakyeri, bazı noktaların araş tırılması için düurüşmayı başka güne bırraktı. * Osman isminde biri bundan bir büçuk yıl önce kız kardeşi Ayşeyi öldürmekten suçlu ola- rak ağır ceza mahkemesine ve- rilmiş ve yapılan duruşma so - nunda 15 yıl hapise mahküm ol müuştu, Duruşma sırasında, katilin annesi Kaya. oğlunun katil oldu ğunu söyliyerek : — Kızımım kanına kan iste - rim! diye haykırmıştı. 'Temyiz hakyeri, Osman hak- kında verilen kararı, bozmuş ve dün ağır cezada Osmanın duruş masına yeniden başlanmıştır. Osmanın annesi Kaya, bu!se- fer de: — Kızımı öldüren oğlum Os man değildir. Ben yanılmışım! Demektedir. Dünkü celsede, Yani isminde biri müdalaa şahidi olarak din - lenilecekti. Duruşma, Yaninin çağırılması için bırakıldı. * Sabık müstantik avukat Hik metin Haseki hastahanesindeki zevcesinin baska koğuşa naklin- den dolayı hastalığının ağırlaş- masına sebep olunduğu iddiasi- le hastahane şeflerinden profe - sör Lipman aleyhinde bir dava açılmıştı, adliye tabibi Enver, hastanın vaziyetini tetkik ede - 2k, raporunu vermiştir. Enver, bu raporda, kadının hastahaneye girmeden önceki sıhhi vaziyetinin tesbiti için te- davi gördüğü hastahaneden bir Tapor alması lâzım geldiği mü - taleasında bulunmuştur. Bunün üzerine, Haseki hastahanesin - tesine ait havadisler çalkanı- yordu. Bütün bu haberler yal- nız Nadya üzerinde toplanıyor- du. Ona Sarı Bal adını takmışlar- dı. Hemen bütün dişilerinin kız- gin güneş altında esmerleştik- leri bu cenup topraklarında pembe yüzlü ve altın saçlı Nad- yaya Anadolunun en leziz bir mahsulünün —adını — verenler onun iğneli ve tehlikeli bir arı olduğunu da hesap etmişler gi- biydi. Erguvan'a ak kız adını veren- ler Nadya'ya Sarı bal demekle hemen hemen gözlerinde canla- nan rengi ve şekli — ifade etmiş oluyorlardı. Sarı Bal, bu toprağın tadına doyulmaz bir gıdası idi. Fakat bu adı taşıyan İslav güzeli o ta- dı verebilecek miydi? Bunu an- lamak için çırpmnanlar Basibrin- de pek az değildi. Günün kahramanı Şahin ol - muştu. Delikanlı Nadyanın gece da- vetlerine gitmiyor. Sabahları da 7-6.935 —— .PoLls BAA RRARAĞER A Bir kadın ikinci Kattan yuvarlandı Eyüp Nişancasında feci bir kaza olmuştur; Sıraserviler cad desinde 46 numaralı evde otu - ran Feshane amelesinden Re - cebin karısı Hatice tahtaları sıl diği kirli suyu pencerenin ikinci katından kova ile sokağa dö - kerken müvazenesini kaybetmiş ayağı kayarak aşağı yuvarlan - mıştır. Kafa tasından ağır ya- ra alan kadıncağır derhal Ha - seki hastahanesine kaldırılmış ve tedavi altına alınmıştır. * Unkapanında Ömerin evin- den S beşi birlik ve bir pirlânta yüzük ile 137 Hra aşıran Ömer dün yakalanmış, tahkikata baş- lanmıştır. * Esrar içmekten suçlu Kar- pat'ın duruşması dün 9 uncu ih tisas hakyerinde bitirildi. Suç- lunun 6 ay hastahanede tedavi edilmesine karar verildi. * Yemişte bir çok dükkân so- yan hırsız şebekesi — elebaşıları Eminönü polis merkezince po- lis ikinci şubesine verilmişler, zabıta tahkikatı tamamlandığı için suçlular dün adliyeye gön- derilmişlerdir. * KaraköydeÖmer Abit hanı sokağında lâstikçi Raufa bir kü- çük çocuk iki şişe yetmiş kuruş Tuk rakı getirmiş, almasını söy- lemiştir. Rauf buna inanarak yüz kuruş vermiş, fakat çocuk gittikten sonra şişelerde su ol> duğunu anlamıştır. Bu küçük açik göz aranıyor. Çin elçisi Seyahate çıkıyor Ankarada bulunan Çin sefiri General Hu yakımda Türkiyeyi tanımak için bir seyahate ç:ka « caktır. Sefir bu hafta zarfında İstanbula gelecek ve buradan Karadeniz sahillerine gidecek- tir. Oradan da orta Anadoluya geçerek belli başlı şehirlerimizi dolaşacaktır. Çin — elçiliği —ateşelerinden 'Tsin - Kon - Fin —Türkiyenin ekonomsal durumu hakkında Çince bir kitap yazmıştır. Bu kitaba bir mukaddeme yazan se fir General Hu Türkiye - Çin münasebatının üç bin sene evvel başladığını ve bundan sonra bu münasebetlerin gelişrceğini söy Temiş ve memleketimizden sita- yişle bahsetmiştir. den profesör Lipman, döktor Niyazi Müştak ve doktor Tev fik Remzi müşterek bir raporla, hastanın sıhhi vaziyetinde hiç bir değişikliğe meydan verilme- diğini müddeiumumiliğe bildir- mişlerdir. Hikmet, kendisinden davacı olduğu Lipmanın imza - sı bulunan, bu rapora itiraz et - miş, ve meselenin tıbbı adli mec lisince tetkik edilmesini istemiş tir. Nadya onu evinden alıp hay- vanla işinin başma kadar götü- rüyordu. Bu gidişten kuşkula- nanlar onları uzaktan uzağa ta- kip ettikleri halde kıskançlıkla. Tını arttıracak bir hâdiseye şa- hit olamamışlardı. Yalnız bu sabah arkadaşlığı- nm Atik çiftliğinden duyulma - masına imkân yoktu. Mesafe- ler, kilometreler buna engel olamazdı. Basibrinde eski sü- künet, eski saygı, eski ahlâk kalmamıştı. Sinirler gevşemişti ve rekabetler heyecanlanıyor- du. Bunların Atik çiftliğine ka- dar yayılmaması imkânı yoktu. Ve çok geçmedi. Bir sabah Nadya ve Şahin at başı giderlerken fıstık ağaçları arasında o yağız kısrağı ile Er- guvanım ceylân gibi fırladığını gördüler. Genç kız hayvanı zap- tedememiş gibi biraz uzaklar- dan ok gibi geçti, Gitti. Ve o akşam Atik'ten gelen bir süvari Şahine şu mektubu £ Atik ttt tik pazar akşamı “Azi- SAĞLIK OGUTLERİ Uçak tutması Sevgili yurdumuza bavadan gele- bilecek tehlikelere kargı korunmak için, ulu Başbakanımızın verdiği söy- levin hiziyle yer yer yapılan toplan- tılar bizde uçakla gezmek arzusunu da elbette arttıracaktır. Ülkemizde uçak postalarının — şimdilik azlığın- dan dolayı havadan gitmenin keyfini bilenler de şimdiki halde pek azdır. Umarız ki bundan sonra, herkes uçakla germek ve o keyiften tatmak istiyecektir. Fakat her iyiliğe karşılık bir zah« met olduğu gibi uçakla gezmenin de hafif bir zahmeti, yüksek dağlara çı- kanların bildikleri hallere benzer, bir uçak tutması vardır. İlkin uçak birdenbire yükseldiği vakit, sekiz yüz metreyi, bin metre- yi geçince yüreğin vurması çoğalır. Çarpıntı gelir, nefesin intizamı bos zülür, insan sık sık, zahmetle ve do« rin nefes almağa mecbur olur. Kol- ların, bacakların hareketleri - ilkin daha çabuk olurken onlar da güçle- şir zahmetli olur. Bazı kimselere ada- le burkulması, kramp da gelir. Şa- kakların ikisini birden ağrı kaplar. Kulaklara uğultu gelir ve insanın işitmesi azalır. Mide bulanır, karın şişer, birçokları yediklerini çıkarır- lar. Uçak postaları bunu bildikleri için her yolcu için önceden bir kâ« ıttan tas verirler. Uçak yükseleceği kadar çıktıktan sonra, düz. gitmeğe başlayınca bu rahatsızlıklar azalır. Fakat beş bin Mmetreden yukarıya çıkarsa rahatsız. lhık azalmaz, belki artar, İnsan hiç- bir şeye dikkat edemez olur. Beyni âşlemez gibi görünür. Sonra uçak aşağıya inmeğe başla- yınca nefes darlığı hafifler, yürek yavaş yavaş İintizamını tekrar bu- lur, Şu kadar ki bunun için de uça- ğin yavaş yavaş inmesi şarttır. Birs denbire inerse rahatsızlık artabilir. Yere indikten sonra sinirler biraz heyecanlı kalır, parmaklarda biraz titreme olur, Bütün bu hadiselerde kuruntunun, korkunun da tesiri olduğu şüphesize dir, Netekim pek korkanlar uçak inerken bile- rahatsızlıklarının —arte masından şikâyet ederler. Uçak tutmasına karğı yapılacak --Hsh barlemamiair tekrmr Yeki rar uçağa binerek alışmaktır. Deniz tutmasına kargt olduğu gibi. Zaten tabiat kendi kendine uçak tutmasına karşı koyar. Yüksekte gelen rahat- sızlık bir türlü havasız kalmak de« mek olduğundan, kanın kırmızı kü« recikleri hazinesi olan dalak onları bol bol bırakarak — havaşsızlıktan ze- hirlenmenin önünü alır. Yürekleri zateş bozuk olanlar uçak tutmasına elbette alışamarlar, Onun içindir ki vaçkçıları bu işe al- mazdan önce sikı bir hekim muaye- nesirden geçirirler. Lokman Hekim Düğün İş Bankası memurlarından Zekâi Eriş ile İzmir tüccarla - rından Raşit Sümmerman'in kızı Mihriban Sümmerman'ın evlenmeleri dün akşam saat on yedide Perapalasta her iki aile dostlarının huzurile kut'ulan — mıştır. Genç evlilere saadet di- leriz. Bu sabah gözüme ilişen çift- lerden biri sendin zannederim. Yanındaki kadın da her halde Basibrin mühendislerini biribi- rine kattığı söylenen Rustu. Kocasının meslek arkadaşlar? arasında çirkin bir sevgi müza- yedesi yapan bu kadınla seni yan yana görmek hoşuma git- medi, Kalbine emniyetim olma- dığı için değil, asil ruhunun böyle macera düşkünlerine âlet olmasını istemediğim için onun la gezmeni doğru bulmuyorum. Gözlerinden öperim Şahin. n Bu beş ön satırlık mektup Şahin için tesirli bir duş oldü: Bi kere okudu. Kelimeleri,; cümleleri tarttı, Erguvan gi' anlayışl; ince bir kızın maksa- dını nekadar temkinle ifade ede- ceğini bildiği için bu sade VE heyecansız - kelimelerin alı onun içli ruhunu sezmekte güf” lük çekmedi. a Ertesi gün bir behane il€ Nadya'nın arkadaşlığından kur” İ