$-6- 935 e— A N Bizde Konkur Hipikler [ SiİPAHi OCAGI- | | NIN BU SENE | | İLKBAHARDA | | KONKURLARIN | l DAN VAZGEÇ- | | TiĞiNi BÜYÜK | K BiR TEESSÜR- | LE ÖĞRENDİK. ğ . Yurdumuzda son senelerde tiyanan binicilik sporu gittikçe artan bir âlâka uyandırmakta - dır. Hele bayanlarımızın bu sa- hadaki çalışmaları — fazla göze Çarpmakta, takdir uyandırmak « tadır. Bu sebepten bizde siviller arasında konkür - hipiklerin ta- Bil başladığını, bu konkurlarda Ş$imdiye kadar kimlerin kazan » dıklarını - okuyucularımıza bil | dirmek istiyoruz: Siviller arasmdaki ilk müsa - bakalar 1929 senesinde Sipahi Cağı tarafından erkeklere ve kadınlara ayrı ayrı tertip edil - Miştir. Erkeklerden — üç kişiye Mukabil beş kadın binicinin bu Müsabakalara girmesi 0 zaman büyük takdir ve hayret uyandır- Mıştr. Bu ilk kadın biniciler ba- Yan Melâhat, Etnel, Ayşe ile bir lman ve bir Amerikalıdan mü- Tekkepti — ve birinciliği bayan | elâhat Karacabeyde yetişme (Temel) ismindeki at ile ka - Zandı. İkinci bayan Emel oldu. Ba_y Haydar, İlhami, — Sait'ten Mürekkep erkekler arasında da Bay Haydar birinci geldi. Şaya- ht dikkat olan nokta o zaman bu Müsabakalar sade mânia atla - | Ma değil, ayrıca ufak tertip bir | resajı havi idi ve ilk adım olak | Tak cidden muvaffakiyetli neti Celer verdi. Ertesi sene bu mü- Sabakalar yapılamadı. 1931 de üç hafta arka arkaya Yapılan müsabakalarda ise ka - tnlar arasmda bayan Melâhat €er üçünde birinci olduğu gibi Tkekler arasında da bay Sü - Teyya birinci geldi. Bundan sonraki müsahaka - arda binicilerin adedi gittikçe &arttığından yeni başlayanlar ile €skileri ayırmak — ve her birine Böre müsabakalar yapmak lâ - Zimgeliyordu. Nitekim 1932 de Bene üç hafta yapılan konkür - larda acamılara mahsus kadın- âr müsabakasında bayan Fazi- &t üç birincilik aldığı gibi eski inicilere mahsus müsabakalar- da bayan Melâhat, Bayan Ned- Tet birinci geldi. Şu halde 1929 ân 1934 sonuna kadar yapıları Oonkurlarda birincilik alanları Söyle toplayabiliriz: Bayan Me- hat 7 birincilik, Bayan Fazi - €t 4 birincilik, bay Süreyya 4 drincilik, bayan Nedret 3 birin- Silik, bay Orhan 2 birincilik, ba- 'ğ“ Ayşe, bay İlhami, Haydar, sÜüsret, Muhsin, Rifat, Salâhad- c!_'? Sami Sabit, Aloş birer birin- mk_kazanmışlardır. Görülüyor ki konkur sahala- * da şeref — kazanan bir çok Tp)Detli sivil binicilerimize ma- iz. Artık atçılığın yurt koru- 81 bakımından çok değerli o- Ba konkurculuk kısmma binici- , teşekküllerimizin daha f: Tttamiyo z Yör, iyet vermesi lüzimgeli h__â*l'*îhî Ocağının bu sene ilk - | ğx lar konkurlarından vazgeçti- Hi büyük bir teessürle öğren - çai Memleketimizin en eski at- aâr Yüvasmın bu kararı, ne ka- %ıkllvvctıi sebeplere istinat e- ite ge €tsin, bütün — biniciler ve t(_v;lîkhlnrda derin bir esef uyan İz dıbuz. Yarışlar gibi konkurların et kontrolu altına a - immasının artık zamanı gelmiş- tir, Şimdilik atlı spor kulüpleri olan lerimizde senede mu- ayyen tarihlerde bit Veya iki-des | | disiplin lık Federasyonunun resmit kon- | kürtarabilir. Yavaş yavaş evve- | fa hükümet himayesinde Atcı - Konkur hipiklerde muvaffak olan bir sübay, bir bayan ve bir küçük binicimiz kurları certip edilmelidir. Bu « nun haricinde hususi teşekkül - ler de.müsabakalar yapabilir - ler.Ancak böyle demir lli bir atçılığımızın ilerisini lâ Balkanlarda, meselâ Romen- lerle temaslara başlanır, bilâha- re Âvrupaya sivil bi rTimizi de gönderebiliriz. AKINCI ekiple- Seget Fut En ufağı bizim Yaşar kadar! İlk maçlarını cumartesi günü Galatasaray - Beşiktaş muhteli | tile yapacak olan Macar Seget takımır futbolcularr dün sabah Romanya vapuru ile şehrimize geldiler. Misafirler rıhtımda ilgili (alâ kadar) klüplerin — delegeleri, sporcular ve meraklılar tarafın dan karşilandı, Buket verilmesi karşılrklr yaşa bağırılması gibi olafan törön (merasim) den sonra Macarlar otelelerine git- mek Üzere otomobillere bindiri - lirken kafilenin arkasına takılan iki tekine: di, biz bunlarla na sıl oynarız, en ufağı bizim Ya- şar kadar! Baktık, Çocuğun bu cihetten bolcu M Iavrıx G)eldi Dün sabah gelen Macar Seget futbolcuları grup halinde hakkı vardı,Her biri Fenerbahçe | boslu insanlar... İlk denemeyi | saray muhtelitine Allah kolay li Yaşar yüksekliğinde boylu | yapacak olan Beşiktaş - Galata | Irk versin!. BİLGİ DUNYASINDA OLUP BİTEN MERAKLI HÂDISELER ; DENİZİN DİBİNDEKİ ÂLEM Profesör Piccard (22,000) metre kadar yükseğe çıktığı va- kıt hepimizin ağzı açık kalmıştı. Bu yükseklik hakikaten hayre - nun yarısı k: lar. İnsanlar yerin dibine 250 met reden fazla inmiş — değillerdir. Denizlere gelince; ancak bunun sathında çırpmıp dururlar. Zırh h elbise giyen dalgıçlar şimdiye kadar 220 metreyi geçememiş - lerdir. Dr. Beebe ise 925 metreye inebilmek için gon derece zor - luklar çekmiştir. Dr. Beebe — yazmış olduğu ar yükselebiliyor. “Bermuda denizaltı hatıraların- da” insanı âdeta oralara indire- cek kadar şairane tasvirlerde bu lunuyor. İndikten sonra mercan kayalarımdan birinin üzerine ra- hatca oturarak insan hem yazı yazmak, hem yağlı boya resim yapmak, hem de fotoğraf almak gibi şeyleri yapabilmektedir. Deniz altındaki bir çok ca - navarların tehlikeli olduğu hak- kındaki sözler birer efsanedir. Oturduğunuz yerde şayet size bunlardan birisi — çarparsa hiç korkmaym, — Bu, daha ziyade, görmedikleri bir şeye karsı duy dukları meraktandır. kismen camdan, kısmen çelik - ten yapılan küçük odaların için- de Dr. Beebe ve arkadaşı Mr, Barton gemi ile borular vasıta- sile temaslarını her zaman için son derece kolaylıkla muhafa - za edehilmişlerdir. Buna rağmen denizin derin - liklerinde — insanı saran tuhaf bir korku hissedilirmiş ki insan. da tecessüs hissi ne kadar kuv- vetli olursa olsun bunun önüne geçemezmiş. İlk tecrübesi 1930 yılında ya- pılan Bathysphere (deniz kür - resi) 1932 senesine kadar çok değişmiş ve ancak 1934 te son Bathysphere ismini taktıkları | mükemmel seklini almıstır. ZEKÂNIZI 'MERAKLI, ARMAĞANLI | MÜSABAKAMIZ ÇALINA Merdivenden — geçmek için, balkonda hiç olmazsa on adım kadar yürümek lâzımgeliyordu. Halbuki kar bir gün evvel ayın başındanberi ilk defa olarak sa- at 19 dan 20 ye kadar yağmış ve Adnan yazıhaneden çıkma - dan az evvel kesilmişti. Halbuki balkonu örten karların üze! de hiç bir ayak izi görünmüyor- du, Sabahleyin, yarım aralık bı- rakılmış götülen — pancorlarda dikkate değer bir iz yoktu. Çün- kü dış cepheden geride olduğu için, her halde karlardan masun kalmıştı. Kesilmiş bir pencere camı ve kimsenin geçmediği bir balkon, işte aklın almayacağı şey! Kapıların vaziyeti Koridora açılan kapıların ki- litleri hiç zorlanmamıştı. Bun- | dan başka da, bütün geceyi ko- ridorda geçiren bir bekçi, kim - | seyi görmediğini teyit ediyordu, Kâtibin odasını aydınlatan ta- vandaki pencerenin kanadı da, duvar boyunca sarkan bir ip va- sıtasıyla iyice kapatılmıştı. Sıkı bir tetkikten sonra bu pencere- nin de dışarıdan açılmadığı an- laşılmıştı. Yazıhanede — hiç bir parmak izi yoktu. Her şey yerli yerinde durüyordu. — Ancak direktörüu masasının sol emniyet gözü kı- rılmıştı. Polisler şöyle düşünüyorlar - di: — Camı kesilen pencereden kimse girmemişti. Kapılardan da hiç bir yabancı girmemişti. Tavan penceresinden de kimse girmemişti, Fakat plânlar ça - lınmıştı. O halde bu camı niçin | kesmişlerdi.- — Polis tahkikatını şaşırtmak için mi? Hepsini sıraya koyalım Evvelâ kâtip! Kâtip plânı ra- kip bir fabrikaya — satmak için | çalmış olabilir. Adnan gittikten sonra direktrüön yazıhanesine girer, alabilirdi. Fakat saat 20 den 21 e kadar odasından çık - madığını iddia ediyordu. Bekçiyi ele alalım: — Belki o da çalabilir. Direktörün yazıha- nesine akşam üzeri bir defa gir- mişti. Saat 16 ya doğru girmiş, direktör masasında — çalışırken pancoru, camları kapamış, per- deleri indirmişti. Kâtip gittik - | ten sonra koridordan ayrılma - mıştı. Kapıların onda anahtar - ları olmadığı için, kapıların em niyet kilitlerini zorlayıp açtığı - na ihtimal verilemezdi. Aşağıdaki — kapıcı çalamaz mı? Saat 18 de gündüzleri açık duran cümle kapısını kapattık - tarı sonra kapıcı odasından bir yere ayrılmamış, ancak saat 20 de Adnana açmış, — 23 te şofaj santralı söndürmüş, sabah 6 da tekrar yakmıstı. Gerçi kapıların onda anahtarları vardı. — Fakat «oridordaki bekçinin kendisini görmesi lâzımdı. — Eğer arada | suç ortaklığı yoksa... Hayanın ısınması yüzünden serin sulara hicret eden Papağan balıkları Dr. Beebe, inilen derinlik ne kadar çok olursa görülen deniz hayvanalrının da o nisbette bü- vüdüğümü sövlemektedir. 9 DENEYİINİZİ B N PLÂN Adnan mücrim mi ve arkasından böyle ağıayacaklar mı? Adnan'a gelelim: Ö da belki çalabilir. Fakat bu da pek muh- temel görülmüyor. Ş Esrar düğümü çözülüyor Bir kaç saat sonra estar an -« laşılıyor. Polis kâtibin ve Adna- nın fabrikadan çıktıktan sonra geceyi nerede geçirdiklerini tah kik etmiş ve şunları öğrenmiş * | ti: Adnan fabrikadan çıkınca, po- lisin uzun zamandanberi taras: sut altında bulundurduğu süp - | heli bir kadınla buluşmuş. Bu kadınm böyle gizli plânları ça!- mak gibi sabıkası vardır. Nasıl ki kadın ertesi sabah iz dahi bı- rakmaksızın — ortadan kaybul - müştur. © halde hiç şüphe yok çalan Adnan'dır. Pencerı mek gibi polisi — şaşırtacak bir manevra yapmış olması, bu ka- dmla görüşmesi, hırsızlığı baş- | ka türlü izah edebilmek imkân- | sızlığı, bütün deliller Adnanın aleyhineydi. Fakat Adnan o vakta kadar daima namusu ve şerefile tanınmış bir adamdı. Aleyhindeki delillerden kur- tulamadı. Mahkeme de kendisi - ni mahküm etti. Zavallı adam yeis ve ümitsizlikten hapishane- de öldü. Altı ay sonra Ben bu vakayı uzun bir seya- hattan dönüşte âltı ay sonra ha- ber aldım. Adnanın evine gittiğim za - man, kapıyı eski şen, şatır Ad - nan değil, — matemli anası açtı. | Beni oğlunun odasına götürdü. | Faciayı hatırlatan eşyayı bura- | da toplamıştı. Çünkü günün bi- | rinde oğlunun masumiyetini is- pat için bu eşyanın işe yaraya - | cağını düşünüyordu. | — Bana anlatılan sahneleri ka- | famda canlandırdım. — Adnanın | direktörün odasındaki masası - nım Üzerinde duran sünger kâğır dı, son randevularını — yazdığı muhtıra defteri, her zaman ma- sasının üzerine koymayı unut - madığı termometre. Bu termometre fâcia günün - den beri kurulmamıştı ve der - celeri kaydederdi. Hâlâ üzerin- de birinci kânunun ilk haftasına Ait olan seridi — düruyocdu. Bu yukarıda anlattığımız vakaları sayan polis raporunun kopyası, _ş;ı_thıncnin bir plânı da orada 1di,.. Kâğıtları ve eşyayı karıştıra- rak hırsızlık vakasmın daha baş ka türlü nasıl izah edilebilece - ğini düşünüyordum. BİRDEN ANLADIM SUALLER: 1 — Adnan suçlu mudur, de ğil midir? Neden? 2 — Eğer suçlu değilse, plâ 7boluşunu nasıl izah e€ — * OARAARARARM, ARMAĞANLARIMIZ 1 inciye gümüş saat, 2 inciye Maroken bir cüzdan, 3 üncüye iyi markalı bir stilo (mürekkep- Hi kalem), 4 üncüye “Tan, n bir senelik abonesi, (5) inciden (10) uncuya kadar altı aylık abone, 10 uncudan 25 inciye ka dar küçük fakat güzel şeyler vereceğiz. Cevaplar ayın 13 üne kadar gönderilmeli. e