Ku N Herkes Şimdi Biribirine Soruyor: Sanatoryomda Ölen Kadın Gerçekten Mell Doktor mu ? Almanlar bu kızı gözlerinden sakınmakta ve gözleri gibi sev- mektedirler. Savaştan sonra uyuşturucu içkilerin ve sönme- yen aşkın yorgunluğu — ile kıza bir bunaklık gelmiştir; doktor- lar bu hastalıktan kurtulamıya- cağını söylüyorlarmış. Keskin bir zekâ sönmüş, yüce bir yıl- ıh_z uçmuştur. Ona birçok hü- kümetler hizmet teklif etmişler, hatta, deniyor ki, Beyaz Ruslar şlacağı akçenin nekadar olaca- ğıinı kendisine bırakmışlar; fa- kat o hepsini reddetmiştir. Bundan 4, 5 yıl önce çıkan kitaplar diyordu ki: Matmazel Doktor yaşıyor. İsviçrede bir sanatoryumdadır. İki hastabakıcı geceli gündüz- ü yanı başında beklemektedir. Konuşurken bir yerden bir ye- re atlıyor. Bazı adlar, sanlar, kişiler, tarihler söylüyor; bir şeyler anlatmak istiyorsa da toplu bir anlamı yoktur. Yalnız dudaklarından eksik olmıyan bir ad vardır: Karl! (Wyanky). Fakat son haberler kızın sa- natoryornda öldüğünü yazmak- ta ve bir sorgu işaretiyle şöyle bağlamaktadırlar:: — Acaba ölen gerçekten Matmazel Doktor muydu? Matmazelin önemli işlerin- den bir kaçı Matmazel Doktorun önemli ve doğruluğuna inanılır gibi o- lan işlerinden bazılarını yazdık. Onun zekâsına ve yılmazlığına ait okuduğumuz meraklı vaka - | lardan birkaçını daha pek kısa olarak okursak, ister doğru, is- ter uydurma olsun, bir. kadın casusun kudretini göstermek noktasından, iyi bir fikir edin » Miş oluruz. Harpten önce Belçikada Belçikadan geçmeye hazırla- nan Alman ordusu oradaki du- rTum ve istihkâmlar hakkında bilgiler toplamak istiyor. Mat- Mazeli Brüksele — yolluyorlar. Metropol oteline iniyor. Bir gün Brüksel garnizon zabitleri bu =$:£"ı , Suvare veriyorlar. e| BArnz bilerdeci l Ha AD || yör. Bir vesile bulmak ek.. || Bunu a: ikenzşkıici kılavuz alayından genç, yakışık- İt bir subay salona giriyor. Bu Zat O sehe at yarışlarında birin. ci gelerek çok ün almış olan Henri Van R. dır, Suhay kışlık salondan geçerken keskin bir kı;dm feryadı işitiyor .Arkasına (dönünce sarışın, » BÜ ae . EçP g eei bir den akan kanları dindirmeye ça- Tıştığını görüyor. Yardıma koşu yor. — Ne oldu, Madame, şey... Matmazel elinizi mi kestiniz? — Hayır, elime diken - battı, işte şu gül.. Şuraya fırlattığım gülün dikeni.. Düzelteyim der - ken elimi kanattı. Subay Henri nazik, iyi terbi- ye görmüş bir adamdır. Hemen sargı ve ilâç buluyor, kızın eli- ni sararken, — Madam, diyor, merak et- meyiniz. Yaranız bu kadarcıkla kalacak ve çabuk iyi olacak. Ayaklarımızın önünde yatan şu kırmızı güle bakıryorum da çi - çeklerin de hainleri olduğunu görüyorum. Siz onu göğsünüze takıyorsunuz, o sizi yaralıyor! — Evet, mösyö, çiçeklerin ço Bu böyle dikenli oluyor ve biz- den böyle öç alıyorlar. Bu başlangıç ikisinin dost ol masına elvermiş ve Matmazel de dileğine ermişti. Subay Henri kızı Parisli bir tanışmak isti- | | Bir müddet önce düşman cephesi gerisine indirilmiş bir casüsun tekrar tayyare ile alınması asker ailesine mensup olarak bellemiştir. Bir gün soruyor: — Brükselde çok kalacak mı- sınız? — Gelecek yaza kadar. Ben sulu boya ressamıyım, burada bazı etüdler yapacağım. Aradan epey zaman geçiyor. Subay kızı sevmeye başlıyor. Kız yaptığı sulu boya resimleri- ni gösteriyor. Henri pek beğe - niyor. Halbuki boyaların altını görebilseydi boyasız resimler de saklanmış - olduğunu göre- | cekti. Matmazel Doktor — Belçikalı zabitin himayesinde dolaşabil - diği yerlerin ve orduya dair edindiği bilgilerin ilk raporları- nı bu boyaların altına saklıya- rak Almanyaya göndermişti. An - Mari bir gün aşığına so- ruyor: vîî;ıîk Hıyıt Kaza Sigortatarmızı Galatada Ünyon Hanında Kâin — Otomobil kullanmasını bi- Tir misini: — Bilirim.. — Ah, bana öğretseniz!.. — Başüstüne.. Fakat benim etomobilim yok. Ben daha çok at meraklısıyım. Şimdiye kadar hep atlarla uğraştım. Otomobil kullanmağı arkadaşlarımın ara- balarında öğrendim. An-Mari için ortaya bir me- sele çıkmıştı: Subaya bir oto- mobil bulmak. Üç gün sonra Matmazel, Han riyi Namur kapısında buluşma- Ka çağırıyor. Subay gidiyor, O! Ne görsün.. O zamanın en belli markalarından Pipe otomobili ile Matmazel kendisini bekliyor. Henri izinli gitmeyi, ziyaretleri her şeyi unutuyor; şoförlüğü kendisi yapmak üzere kadını gezdirmek için müsaade alıyor. (Arkası var) ——— vevovtoı;ıi Üyire UNYON SIGORTASINA yanptırmız. 'Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte oları Kocaeli Lira 1200 Defterdarlığı Malmüdürlüğünden: Muhammen Kıyrmeti ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. 'elefon : 4.4888. Karasu Bedeli Sabık: Lira 1150 Sakarya Boğazı maharıç karasu gölü Havyar ve ba- lık ruşumunun Haziran 935 tarihinden itibaren 3 sene- liği 1 Haziran 935 tarihinden 20 Haziran 935 tarihine kadar Yirmi ihalesi 20 Haziran günü saat 16 da M; marifetiyle icra teminat akçesiyle sözü racaatları ilân olunur. meninden: Nafıa Dairesi silindirleri için mübaya: gün müddetle müzayedeye vaz edilmiş ve 935 gününe tesadüf eden Perşembe aliye dairesinde müteşekkil komisyon edileceğinden talip olanların yüzde 7,5 geçen güne kadar Maliyeye mü- (3094) TTALIrAREA VA ——— Tekirdağ Vilâyeti Daimt Encü- asına lüzum gö- rülen 250 ton Zonguldak maden kömürü toz ve tarihi ihaleden itibaren yirmi gün zarfında Tekirdağ İskelesi dışarısındaki meydanda üç gün içinde depo edil- | h Örücüler | Kapısı... Bir tütlü belini düzeltemiyen yollardan biri de, Büyük Çarşı- nın örücüler kapısına çıkan yo- ludur. İstanbula gelen bütün gezginler, bu yoldan geçer, bu yol üstündeki dükkânlardan a- lışveriş ederler. Seyyah şehri yapmağa karar verdiğimiz İstanbulu seyyahla - ra bu yol kadar, kötüleyecek baş ka bir vasıta aransa belki bulu- namazdı. İş âleminde tanınmış bir zat, haydi ismini de yazayım, Cafe- riye Hantnda tüccardan Abdül. gaffar bana, örücüler kapısı ö - nünde geçen şu acıklı vak'ayı anlattı: — Geçen sene, bugünlerde idi. Bir seyyah grupu, çarşıya dolaşmağa çıkmıştı. Bunlar, bir aralık örücüler kapısına da uğradılar. Ben de orada idim. Hava, bir az çisentili olduğu için yerler ıslaktı. Adım başında rastlanan çukurlar, çamurlu sularla dol - muştu. Böyle kamburlaşmış yollarda yürümeğe alışmıyan seyyahlar- dan birinin ayağı boşluğa gelin ce, adamcağız, yere yuvarlandı, yarıbeline kadar sırsıklam oldu. Çamurlu sular üstünden zırıl zırıl akıyordu. Dükkânlardan, hemen adam- lar koşturduk. Seyyahm üstünü başını temizlettik, Fakat, ben kendi payıma, öyle utanmıştım ki, seyyahların yüzüne bakama- dım. Şimdi, size sorayım, birinci derecede seyyah uğrağı olan bir caddeye üç beş kaldırım taşı döşemek o kadar güç bir iş mi- dir ? Çarşının Halıcılar içini, o ci- varın halıcıları, kendi keselerin- den para harcayarak çimenit ile döşettiler. Beledi) K | bunu görerek, çarşının bütün so kaklarını esnafa yaptırabilece - ğini düşündüğü için mi, işi vur- KENDİ KENDiMiZ 5.6.93$ ——— E ÇATIYORUZ! ea üeme e nükd di sladkisünmi! Fazla söze ne hacet aa —- — Ne Dersiniz? Bilet - Bir vaka oldu: Anadoluhisarı yolcularından bir takımı şirketin bilet parasını paha k bulduklarından sandalla karşıya geçip tramvayla İstanbula gitmeye ve böylece şirket vapurlarına binme meye karar verdiler ve yaptılar. Bu karar ne kadar zaman yapılabilir orasını bilmeyiz ama harekette bir dirilik var. Yazmak istediğimiz bu değil. Liman içindeki vapurla yolcu ta şıma işi ölçüsüz bir haldedir. Ayni suda ayni şartlar altında çalışan, ayni masrafları yapan ikt kurum dyrı ayrı para ile yolcu taşıyor.. Akay köprüden Kadıköyüne 11 kuruşa yolcu taşıyor. Şirketi H riye daha kısa bir yol (Köprü - dum duymazlığa vuruyor?,, Salâhaddin GÜNGÖR Şark şimendifer- lerinde tatil ! Şark şimendiferleri idaresin - de çalışan bir karilimiz yazıyor “— Şark şimendifer kumpan- etle akdettiği muka vele mucibince müstahdemini - ni yedi saat, işçiyi de sekiz saat çalıştırmak mecburiyetindedir. Mesafe küdar) için 14 kuruş alıyor. Bütün bu bilet paralarını da ayni komiz - yon kontrol ediyor. İşte bu bir aye hırı manaara veriyor. aykırı $ var: Şirketi Hayriye ayni mesa « fede Anadolu Hisarile karşı karşı « ya duran Rumeli hisarı yolcuların - dan 21 kuruş alıyor da Anadolu hi sarından 38 huruş alıyor. İşte halkın sızlanması, sandal - la gitmek istemesi böyle şeylerden doğuyor. Bilet ücretlerini kesen komisyon işi Akay ve Şirketi Hayriye diye ay rı ayrı gözönüne mesa fe üzerinden hesap etse kimsenin bir diyeceği kalmazdı. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? AAA AAA AAA A A A L Yeni hafta tatili kanununun tatbikma başlanınca şirket te memurlarına cumartesi günü saat yarımda izin verdi. Fakat, işin tuhaf tarafı kumpanya bu yarım günün mesaisini kazan « mayı gene memurlarının ve İş « çilerinin sırtma yükledi ve gün- lük mesaiye yarımşar saat faz- dalık ilâve-çetir — rye> Acaba şirketin buna hakkt var mı, bu açık haksızlığın acı- lığı ortada değil mi?..,, 5 Haziran Çarşamba Saat 15 de 'Taksim'de, Cumuriyet meydanın- da, Elektrik Şirketi sergisinde, Elek- trki fırınımın tatbikatı gösterilecek, ve bu meyanda, gelenler kur'a çekilerek, bir ELEKTRİK ALETİ HEDİYE EDİLECEKTİR. Bu ders bayanlara mahsustur. (Herkes girebilir). LLOYD EXPRESS oStasını vapurlarımız, 6 Ha- r':hııı Puş?mp:: günü hareket edecek « PİLSNA » vapurundan başlıyarak llmanımızdan sabah 10 — yerine © da hareket edeceklerini muhterem hal- ka bildirirler, LLOYD TRİESTİNO ACENTASI 4226 Zayi ruhsatname Paris'de Pavâ caddesinde 13 No. da kâin VALEROBROMİNE LE- GRAND müessesesinin VALEROB- ROMİNE LEGRAND namındaki müstahzarının — Türkiyaya — ihrace hakkında sıhhat vekâletinden istihsal eylediği ruhsatname zayi — olmuştur. Mezkür müessesenin Türkiye vekili mek ve bilcümle Masarifi mütecahhide aid olmak şartile 12-6-935 çarşamba günü saat 15 de ihale edilmek üze- re münakasaya çıkarılmışdır. Taliblerin 320 lira temi- nat akçasına aid banka makbuzu ile birlikde mezkür gün ve saatta Daimi Encümende hazır bulunmaları ve şart- nameyi görmek ve daha fazla malümat almak isteyen- lerin Encümene müracaatları. (3098) : A, PARMA ticarethanesi zayi ruh- satnamenin nüshai saniyesini çıkar - mak üzre sıhhat vekâletine müracaat etmiş olduğundan zayi ruhsatname- nin hükmü kalmadığıı ve keyfiye- tin alâkadarlara bildirilmiş — olduğu Tân olunur. Dr.Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Cumadan başka günlerde saat (2.30 dan 6 ya) kadar İstanbul Divanyolu No. 118, Muayenehane ve ev telefonu: 22398. Yazlık telefonu Kandilli 38, Beylerbeyi 48. 4101 arasında Fabrika ve Havuzlar Direktörlü- günden: Çamaşır Fabrikamız için nümune ve şeraiti mucibince birinci nevi kokulu ve kokusuz sabın ahnachdxr. İşbu pazarlığa iştirâk etmek isteyenlerin (200) lira pey ak- çesile beraber Haziranın 7 inci cuma günü saat on dört- te Direktörlüğümüze gelmeleri ilân olunur. (3095) Istanbul Sıhhi Müesseseler Satın- almaKomisyonu Reisliğinden: Tıb talebe yurdu için lüzumu olan 641 çift yazlık is- karpin mütcahhidinin teahhüdünü yapamamasından do- layı olbabtaki aynı şartname ve nümunesi veçile yeni- den açık eksiltmeye konmuşdur. 1 — İhalesi 25 Haziran 935 salı günü saat 15 de Ca- galoğlunda Sıhhat Müdürlüğü binasındaki Komisyonda yapılacakdır. 2 — Tahmini bedel: Bel her çifti 450 kuruştur. 3 — Muvakkat teminat 216 lira otuz dört kuruştur. 4 — Şartnameler bedelsiz olarak Tıb Talebe Yurdu Müdürlüğünden alınabilir, ve nümune orada görülebilir. $ — İşteklilerin belli gün ve saattan evvel makbuz veya Barıka mektublarile caatları. (3075) teminat Komisyona müra- ——_—-j Devlet Demiryolları ve Limanları işletme Umum İdaresi ilânları _—_——_—___—______/ Muharmnmen bedeli 10440 lira olan ve 775 tonu tamâ” miyle meşe 385 meşe çam veya gürgen olabilecek ©© m'an 1160 ton odun 17-6-935 pazartesi günü saat 1590 da kapalı zarf usuliyle An alınacaktır. Bu işe girmek ikarada İdare binasında 9“’: isteyenlerin 783 liralık MW vakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları kezâ kanunun dördüncü maddesi mucibince işe girmeîf k: nuni manileri bulunmadığına dair beyannameyi hâ tekliflerini aynı gün saat 14,30 a kadar komisyon T& liğine vermeleri lâzımdır. gah Buna dair şartnameler parasız olarak Ankarada zeme dairesinden ve Haydarpaşada tesellüm ve (eij müdürlüğünden almabilir. (2949) 4