—e 3.6.035 Ankara GA ARİ Şekerin Kilosu 25 Kuruş Olacak Hükümet Kamutaya Yeni Bir Kanun Projesi Verdi , Ankara, 4 A.A.— C. H. par- tisi Kamutay grupu bugün saat 15 de Erzincan saylavı Saffet anın başkanlığı altında top dı. İ Başbakan İsmet İnönü, hükü Metin ulusal ihtiyaçları gözet - Mek ve finansal yeğretimleri imkân gördükçe hemen tapta- Mak yönündeki prensiplerini daha belirtmiş ve bu cümle- den olmak üzere fabrikada toz #ekerin kilosunun 25 kuruşa ve kesme şekerinkinin de 28 kyuru- #a indirilmesi için hazırlanmış ©lan kanunun Kamutaya su - Zulduğunu bildirmiştir. Bundan sonta Dış bakanı Tev fik Rüştü Aras son Bükreş ve Cenevre konuşmaları hakkında ::rti arkadaşlarını aydınlatmış i , Gerek başbakanın ve gerek iş bakanı Tevfik Rüştü Arasın diyevleri grupça alkışlarla kar- ış ve onanmıştır. Ankara, 4 (Hususi muhabiri- Miz bildiriyor) — Bugün parti Rrupunda könuşuları şeker ve İStihlâk resimleri hakkındaki | kanun lâyıhası bugün geç vakit klmuuıya geldi. İktisat encü - i toplanarak lâyıhayı müza- h“.'" başladı. , Lâyıha aynen şudur: ,_:ıııdde 1 — Dahildeki şeker Stikalarının - senelik - istihsal i ':"'h:hn hükümetçe tayin ©- B ur, i; Un a LAYALRATAT Şe- — sçlin kilosundan 4,10 kurüş is- İtalya Habeş Gerginliği IBaş tarafı 1 incide) ş!"f_an hâdisede İtalyan ve Erit- lilerden 30 kişi ölmüştür. & ine o gün Somali sınırların öç! Müstahilde çıkan başka bir m:ıhli hâdise de, İtalyan hat - 'a saldıran Habeşlerden 10 'arı öldürülmüştür. İngiltere Habeşlilere yardım mı ediyor ? NROmı, *AA, — İngiliz - İ- * Yan “basın aytışmasına,; de- z2eç? eden Giornale d'İtalia ga- ğ;-ı. İtalyan sücl tedbirlerini "İ%f“ bulmakta ve Habeşistan 4 & İngiliz işçimenliğini ten - * etmektedir. Bu gazeteye göre, Habeşis - qu'“dl bulunan İngiliz asalbayı Y f“fd- Habeş hükümetinin 25 w İngilterenin himayesini 'ğini söylemiştir. ıühlbe; hükümeti, gerçe bu sö & tekzip etmiştir. Fakat İngi - '&::llbıymnı sözleri, ağızdan (aa dolaşmaktadır. ,_g-lomııe d'İtalia, ilk Habeş &n ilarına bir İngiliz doktoru- baktığını ve Habeşistanda k.,mm—'h İngiliz ajan ve memur- a Ualual hâdisesinden son q.,_'muş olduğunu yazmakta- Biq'"d l'nı_l: tll;hıliı gızehî;i, bu z labeşistana İngil - :::'d'"_ isine yardım etmek ).zm.l:lıu düygusunu vereceğini İ ta ve yazılarını şöyle bi- tepeStedir: ış__mhüışm bunlar içindir ki, h.ımd:l inanç gitgide azal- H A Smyiz mahkemesi 'itı.', &, 4 (Hususi muhabi- bildiriyor) — Temyiz Mklegğiesi evlülde Ankaraya y €cektir. Yenişehirde ya eh ra olan temyiz binası bit Üa uldırılm |— Yme bu kanuna göre Şer Senelik istitisat miktarı tihlâk resmi alınır. Ancak ka - nunun neşri tarihinde mevcut stokların zararlarını telâfi için dahilde istihsal olunan şeker sa tışı 200 bin tona varıncaya ka - dar bu resimden 1,4 kuruş ten- zilât yapılır. Madde 2 — Hariçten ithal edilecek sekerin miktarı hükü - metçe tayin edilir. Bu şekerler- den kiloda 15 kuruş gümrük res mi almnır, Madde 3 — Fahrikaların bi - rinci maddede muayyen istihsal lerinin artması halinde istihlâk resminin ne kadar — arttırılaca- ğt kanunla tayin olunur. Madde 4 — Memleket içinde imal edilen şekerli maddeler ha rice çıkarıldığı takdirde terkip- lerindeki şekere tekabül eden ve maliye ve iktisat vekâletlerince tayin edilecek olan miktara ait istihlâk resmi iade olunur, Madde 5 — Şeker fabrikala- rının senelik temettü nisbeti 7o de 9 dan fazla olduğu takdirde bu fazlanın tahsisi ve istimal gşekli hükümetçe tayin olunur, Madde 6 — Gümrük tarife kanumu ile dahili istihlâk vergi- si kanunlarının bu kanuna uy - mıyan hükümleri kalı uştır. fabrikada satış fiyatı toz şeke- rin 25 ve küp şekerin 28 kuruş olarak tesbit edilmiştir. Kanun neşri tarihinden muteber ola - çCaktır... genmğe Pa Bu lâyıha çabuk kanüniyet kesbedecektir. Yanlış bir haber 200,000 Lira Veren Yok! Dünkü akşam gazetesinden: “Bu sabah çıkan Cumhuriyet gaze- tesi mühendis Abdürrahman Nacinin kardeşi mütcahhid Nurinin tayyare kurumuna 200 bin lira verdiğini ya- zıyordu. Bir. muharririmiz Nuri le konuşmuştur.* -Nuri bu haberin aslı olmadığını &ö rek demiştir ki: — Ben de bir Türk - vatandaşı o- larak tayyare kurumuna 200 bin de- ğil, beş yüz bin hira da verebilirim. Fakat son günlerde Sıvas - Erzurum demiryolu inşaatını aldım ve bu hat için bir kaç milyon lira tenzilât yap- tım. Bu da bir vatan ve millet işidir. Cumhuriyet gazetesinin bu haberi beni çok mütcessir etti. Tayyare ku- rTumuna 200,000 lira vermiş değilim, verecek durumda da değilim.,, T.'? i— Akşam'ın verdiği tafsilât ve bizzat müteahhit Nu- rinin ifadesi, Cumhuriyet âr- l:ıdı_uşmzın dünkü sayısında verdiği ,200.000 Jlira teberrü haberinin yanlış olduğu- nu meydana çıkarmış — bu- Tunuyor. Bize kalırsa bu gibi | çok mühim haberleri vermeden | evvel bir kere tayyare kuru- mundan veya alâkadarlardan tahkik etmek ve ondan sonra neşrine tevessül — eylemek ma- kuldür. Çünkü bunlar öyle ha- berlerdir ki, hem vatandaşı lü- Zümsuz yere müşkül — vaziyete düşürür, hem de tayyare kuru- muna yardım gibi cok ciddi bir vatan hizmeti üzerinde hafiflik tesiri uyandırabilir. Netekim,bu şayiayı dün biz de duyduk, fa- kat Ankaraya telefon ederek ve Nuri ilede görüşerek — aslı ol- g::dığmx öğrendik — ve yazma- HAFTA 16 büyük sayfa çıkan bu sa- yısının çok zengin münderecatı 10 uncu sayfamızdadır. — * Atatürk Ankarada I Hususi Muhabirimiz bildiriyor )| Ankara, 4 Cümur Baskanı Atatürk bu- gün saat 1 de Ankaraya geldi- ler, Gazi istasyonunda inerek otomobil ile Çankayadaki köşk- lerine gittiler, Atatürk, Başbakan İsmet İ- nönü ile İç bakan Şükrü Kaya tarafından Eetimesutta karşı - | lanmışlardır. Atatürkün şehri- mizde üç, dört gün kalarak tek- rar İstanbula dönmeleri umul - maktadır. Aynı trenle Hariciye bakanı Tevfik Rüştü Aras ta gelmiştir. — Başbakanın Seyahati 4 (Hususi muhabiri- r) — Başbakan İs- ün, Kamutayın tati. linden sonra, ayın on beşine doğ rü bi tetkik seyahatine çıkaca- ğt söyleniyor. Başbakan Erzin- can ve havalisini gezecek, O sa- hadaki petrol araştırma yerleri- ni görecektir. Türk - İngiliz Ticareti Ankara, 4.A.A. — Türkiye Büyük Britanya tecim anlaşma- & bugün saat 6 da dış işleri ba- kanlığında imza edilmiştir. İm- TAN FiİLORYA PLÂJI CANLANIYOR li muavini Rükneddin, belediye muavinleri, şarbaylık fen heye- ti plâja giderek, burada uzun uzadıya tetkikat yapmışlardır. Burada yapılacak modern tesi - sat için, lâzımgelen proje ve sa- ir hazırlıklara hemen başlanmış tır. Şarbaylık, burasını istimlâk etmek için teşebbüslere giriş - miş bulunuyordu. Bunun için de fevkalâde bir tahsisat ayrılmış- tı. İstimlâk yapılabilmesi için, denizin bu kıyılarında tasarruf iddia eden bazı kimselerin huku ki vaziyetlerinin tayini için uğ- raşılıyordu. Tapu dairesini âlâ- kadar eden bu işler de bitmiş gibidir. Bir ay sonunda plâjın alacağı müstakbel şeklin umumi hatla- Tabanca satın alıyor Nihayet, kocasının Elektrik şirke- ti deposunda gece bekç'si olarak kal. masından istifade ederek dün sabah saat 4.5 da evinden çıkmıştır. Güli « zar, Kâzımın her sabah geçtiği Azap- kapı caddesine gelmiş ve bu cadde üzerindeki Yeşildirek haramının kal- dırm taşına oturarak beklemeğe baş - lamıştır. İlk karşı'aşma Kâzım, saat 5,30 da bir arkadağı ile uzaktan görünmüş, Gülizar yüzünü örterek onların yanlarma gelmeleri- ni heklemiştir. Kaldırım tatı üzerinde pinekler görünen kadının iki dakika sonra yerinden F-ladığı, “vay hain!” lttiği görülmüştür. Ağır surette DA KU farlar Hisde yeğa diyerek çarşafının altıncan çıkardığı tabancasını Kâz:mın Üzerine sekiz el zadan sonra aşağıdaki resmi tebliğ neşrolunmuştur: Türkiye ile büyük Britanya ve şimali İrlanda birleşik krallı i’m arasında -bir tecim anlaşma- | sının bağıtlanması için bir kaç zamandanberi Ankarada yapıl- makta olan konuşmalar mu- vaffakiyetle bitirilmiş — ve iki memleket arasında tecimel tra- fik ve tediye usulü hakkında bir anlaşma, 4 haziran — 1935 de dış işleri bakanlığında Birleşik Krallik adıma İngiltere büyük elçisi Sir Perey Loraine Bârt K. C. M. G. ile Türkiye adına dış işleri bakanlığı genel sekre- teri Numan Menemencioğlu ta- Tafından imzalanmıştır. Dokuz aylık bir müddeti o- lan bu anlaşma, muvakkatan 20 haziranda ve nihai surette tasdiknamelerin taatisinden son ra meriyet mevkiine girecektir. İki hükümet, ayni zamanda, 1930 tarihli Türkiye - Büyük Britanya tecim — muahedesinde ufak bir tadil yapmak ve bu su- retle bu muahedeyi tecimel an- laşmanınm müddeti zarfıtda me- riyet mevkiinde tutmak hakkın- da da mutabık kalmışlardır. —— Umumi nüfus Sayımı Ankara, 4.A.A, — Duyduğu- muza göre yurdun her tarafın- da umumi nüfus sayımı ve nu- -merotaj hazırlıklarının kantrol ve arıtımı için çok sıkı tedbirler alınmış ve sayım kati leri her tarafa gönderilmiştir. Diğer taraftan sayım hazırlık yuvarlanmış, arkadaşı korkudan kaç- | mağa başlamıştır. Sokulmayın' yakarım Silâh sesine koşanlar “so Çumiyir YAOR AM laşmışlatdır. Katil kadın: “Anamla kardeşimin intikamını aldım. Ben ken dim karakola gidiyorum.,, diyerek yü. Tümeğe başlamış, tabancasını yolda raşstladığı zabıta memuruna vererek teslim olmguştur. Derhal Sen Jorj hastahanesine İral dırılan yaralı, yapılan ameliyata rağ- men kurtarılamamıştır. Vücudüne gi ren kurşunların . karaciğerini, safra kesesini ve bağırsaklarını deldiği an- laşılmıştır. Yaralı biraz sonra ölmüş- tür. Gülizar, zabıta tahkikatı bitiril- dikten sonra Adliyeye verilmiştir. Katil kadın anlatıyor Adliyeye verildikten sonra dün ak- şam bir polis memüru relakatinde birinci sulh hâkimi huzuruna çıkarıl. mıştır, , Gülizar, tatlı bir hikâye anlatır gibi hiç bir teessür duymadan yaptığı ci- nayeti itiraf edilmedik hiç bir nokta bırakmadan hâkime anlatmıştır. Güli. zar arkasında koyu renkli bir manto, başında bir örtü ile mahkeme huza « Tüna gelmişti. Kâzem: niçin öldürdü- ıii'uıü. nasıl öldürdüğünü şöyle an - lattı: — Bu Küzımım dayısı olan Süley man, hile ile bizim mallarımızı üzeri- ne çevirtmişti. İş mahkemeye düştü. Kardeşim Hasan Ali, gittikçe büyi yordu. Süleyman korktu ki, malları geri almasın. Kardeşim, bir gün me- şelikten göçerken Süleymanın yeğen. leri üzerine hücum ettiler. Kardeşimi martinle vurdular. Hasan Ali vurul. duğu zaman ben burada idim. Tel - graf çekerek haber verdiler. Memle - kete gittim. Kardeşimin dört çocuğu yetim kalmıştı. O sırada anamı da Süleymanın yeğenleri parmağından yaraladılar. Oğlunun acısına, zavallr anam dâyahamadı. Biraz sonra, öllü. Hakyerinde duruşma sonunda karde- larını ve numerotaj işlerini yer. lerinde kontrol etmek üzre ista tistik genel yar direktör Celğl Aybar da yarın Çankırı, Bolu, İzmit illerine gidecek ve oradan Edirney » geçerek genel ispek- tör ile bu işler için görüşecek- tir. Sivas, Kastamonu ve Çorum illerinin kontrolları da bugün- lerde yapılacaktır. —a Basın Kurultayı Komisyonu Ankara, 4 (Hususi muhabiri- miz bildiriyor — Basın kurul - tayı tarafından üyeleri —seçilen komisyon yarın sabah basın ge nel direktörlüğünde birinci top lantısını yapacaktır. ” şimi öldürenlere birer Buçuk, ikişer yıl ceza kestiler. Biraz sonra da 3f kararı çıktı. Serbest bırakıldılar. Mallar, yetimler ortada kalmıştı. İstanbula gelerek Süleymanın yolu . nu gözlemeğe başladım. Süleyman gelmedi. Oğlu geldi. Fakat burada durmadı, gitti. En son Kâzım gelmiş- ti Bunu öğrenince âdeta deli divane oldum. Ne yapayım diye düşündüm Evim Arap camlindedir. Küzumın a işi Unkapanında idi. Birkaç defa gü setledim. İyice o olduğunu tan'dım, Yirmi lira param vardı. Gittim, Mısar çarşısında dar bir sokakta, bir dük - kândan 20 lira verip bir tabanca a:. dim. Eskiden, epeyce silâh talimi yap mıştım. Tabanca atınasını bilirim. Ta banca cebimde eve döndüm. O gece hiç uyumadım. Sabah, saat beşte kalk. trm. Çocuklarım,. uyuyorlardı. Yor « ganlarını örterek ağlaya ağlaya onla- Ti okşadım. (Gülizarın en küçlük Atatürk'ün istanbula Yeni Bir Armağanı (Baş tarafı 1 incide| rı ve başlanan faaliyetin ilk eser leri ortaya çıkacaktir. Modern plâjlar artık yalnız insanların deniz ihtiyacını karşılayan yer- ler olmaktan çıkmış bulunduğu yurdun topraklarına para, re - fah, ün getiren müesseseler ha- line girmiştir, Bunun en yakım örneklerini komşu memleket - lerde görüyoruz. Romenlerin Köstencede Ma - yama ve gene o civarda yaptık- iarı Eforiya, Tekirgöl, Bulgar- ların Varna plâjları her yıl dün yanın her yanından binlerce sey yah çekmektedir. Muhakkak ki Filorya plâjt bütün üstünlüğile daha çok seyyah çekecek, hem İstanbulun bayındırlığı yönün- den, hem de şehre getireceği re- fah, para, bakımından en fay - dalı bir teşebbüs olacaktır. Kana Kan Güden Kadın IBaş tarafı 1 inci sayfadal tım evden... Kâzımın geçeceği yolun üstünde beklcmeğe başladım. Gelsin de, losasa kısas yapayım, diye söyle- niyordum. Saat a ya doğru, Küz— Arapcamiinin yanındaki Yeşildirek hamamı önünden geçti. Arkasından birkaç adrm yürüyerek tabancayı bo- şalttım. Yanında bir arkadaşı vardı. Ona değmesin diye iyice nişan aldım. 6 -7 el ateş ettim. Kaç kurşun varsa boşalttım. Sonra, karakola gidip yap- tığım işi anlattım. Şimdi söyledikle- rimi polislere de söyledim.., Hâkim Resid, bu itirafları dinledik ten sonra, Gülizara: — Seni serbest bırakamıyacağım, tevkif ediyorum. dedi. Gülizar âdeta sevinerek: — Teşekkür ederim. Kanun ne ce- za keserse razıyım... Cevabınr verdi. Katil tevkithanede Bunun üzerine Gülizar, hakkında tevkif müzekkeresi kesilerek, Tevkil haneye gönderildi. Cinayet tahkikatile, müddelumumi Mmuavinlerinden Sabri meşgul olmak- tadik.'Gülizar, derin bir hınç duygü- su ile, ikide bir: — Otekilerin hepsini öldüreceğim, diye söylenmektedir. Hastahaneye kaldırddan Kâzım, al- dığı yaralardan dün akşam ölmüştür. Yasak! (Not: Yalnız bu hâdise münasehe. tile bir noktayı alâkadar makamların gözü örüne koymayı faydalı buluyo. rTüz. Hâdisenin vukuundan biraz son- ra cinayet yerine yetişen bir fotoğ » muhabirimiz oradaki polie komi- gerinden akla sığmayacak kadar müş- külât görmüştür. Komiserin fotoğraf Muhabirine resim aldırmamak husu - sundaki fili hareketin en mütebariz delili de komiserin en halif şeklile; — “Resim çekmek yok!" diyen bir pozunu teshit eden fotoğ rafiyi birinci şayfamızda neşretme - müzdir. Gazetecilere istihbar işlerinde ve bütün vazifelerinde mümkün olan kolaylığın güsterilmesi —daha birkaç günz evvel Ankaradaki Jasın kurulta. 'yının hükümetle matbuat arasında iş 8 DAYAK DÜŞMANI ... Bakınız ne güzel bir vaka: Bir arkadaşım anlattı... Bi Sıkışık arabalardan birine bı: niyor ve binerken kolu oradaki yolculardan birine ilişiyor. Yol cu atak bir adammış, soruyor: — Bu ne biçim giriş! Arkadaş soğuk kanlıdır. Kav gadan çekinmek ister ve cevap vermez.. Ç Yolcu atak adamdır dedik yal, Yine sorar.. — Sana söylüyorum... Bu ne biçirm giriş?. Arkadaş bir dakika sonra ar- kasını dönmeden cevap veriyor: — Sizi tanımıyorum... Zorlu yolcu durur mu?, — Ben sana kendimi tanıtı » rım, : Arkadaş bir dakika sonra eli- ni omuzunun üstünden arkasına uzatıp: — Verin kartınızı... Bu lâf etrafta biraz gülümse. me uyandırıyor. Atak yolcu içer liyor. Şüphesiz başını iki tarafa sal dadıktan sonra — Dayak düşmanı herit!.. Siz, ben olsak kızarız. Ar- kadaş kızmıyor, Ö atak yolcu « yu kepaze etmiye karar vermiş. Biraz sonra cevap veriyor: — Burası kalabalık. Iyi dövü şemeyiz, Ben Taksimde inece - , ğim. Siz de oraya inin de beni dövün! Atak yolcu bu söze afallıyor: — Ben Maçkaya gideceğim Taksimde inemem.. Ve frenklerin Coup de grâce dedikleri son darbeyi arkadaş şöyle vuruyor. — E ben de dayak yemek için işimi bırakıp Maçkaya — gide « 'mem. Yolcular gülmüşler. B. FELEK Metaksas , Tan'a Söylüyor (Baş tarafı 1 incide) siyasayı, Venizelos da dahil olduğu halde, bütün —partilerin ittifakı ile yapmış bulunuyoruz. Bu itibarla kral geİse de, dış siyasamızda bir. deği- şiklik olmuyacaktır. Ve kral gelecek. tir, gelmelidir, çünkü halk böyle is- Bi a Naj Wetakeleni fkirlerisi müner kaşa etmeğe değil, sadece öğrenmeğe gelmiştim. Yaleız, krallığın ihyası taraftarı olan parti lideri ile, Patras- taki söylevinde halk hangi rejimi is- terse, o rejimi tatbik ettirecek şekil- de temel yasasını yeniden kurmak istediğini ve partisinin de halkın be- Hendiği rejimi kabul edeceğini bildi- ren başbakan bay Çaldaris arasmda, tahakkukunu bu kadar kuvvetli bir “kanaat, bir inan ile peşinen bildirilen sonunç itibariyle, bir fark göremedi. birliğini görüşen komisyonunda ka » rarlaşmışken buradaki bu örnek tu « hafım:za gitmedi değil. Eğer bu cina- yet “esrarı devlet” içine giren hâdi- selerden birisi olsaydı komiserin gös- terdiği binbir zorluğu yerinde ve hak- t görecektik ve.. hiç şüphe yok ki: — Vazifesini yaptı.. diyecektik. Pakat, bizim bildiğimi. ze ve yeryüzündeki örneklerinden de anladığımıza göre komiserin vazilesi her yerde ve her şekilde gazete fotoğ- Tafçısını resim alma'tan menetmek değil, sadece katili tutmaktır. ——— Bizde gazetecilik! — İnşallah gazete muhbiri olur da daire kapılarında hava- diş alacağım diye sürüm sürüm * cuğu henüz memededir) Sonra çık « | #ürünürsün!, ğimi söyledim. Bay Metaksas sesini getirmektir., tarzında urumu bil Bav Caldarii “Halk ne isterse, ben de önu yaparım,, diverek halkın peşs'ne takılıyor. — Halbuki — politika larmın, siyasi şahsivetlerin rol. düşmek, onu irşat €etmel. değil midir? Kapı sık sik açılıyor, içeriye mo- raklı başlar uzanıyordu. Bu adamla) vi bakıslarında: “Bu da — nekadar uzattı. İşimiz var,, diyen bir. mana vardı. Ayağa kalkarak bay Metak- sas'lan izin istedim, beni uğurlarken: — Her halde, diyord.; ben mem- leketimin iyiliği icin çalışıyorum, öy- le çalıştığıma kanilim. — Bunua, ntm da inanıyor. Fikret ÂDİL Bakırköyde bayram Halk Partisi Bakırköy kaza idare heyetinin Bakırköy okul - ları koruma ve yardım sandığı kolu bu civardaki bütün talcbe- lerin iştirakile büyük bir mek- "| tepliler bayramı hazırlamış ve bu bayram pazar günü yapıl - mıştir. 2 bine yakın talebe, Şark demiryolları sosyetesinin husu - si bir katart ile Floryaya götü - Tülmüş, eğlenilmistir, Yoksul o- lanlara kır yemeği verilmiş, mü- sabakalarda -kazanam talebelere — 2ediyeler dağıtılmıştı