Avrupanın her tarafında pa- raşit yapan mücsseseler, para - şütlerinin tecrübelerini yaptır - Çun ü pa- birinci müş- terileri, yyareler değil, ordu Avrü de sık nn mühtelif yerleri yapılan bu tecrübeler facialarla paraşüt yapan müesseseler, yakın za - manlara kadar, bu - tecrübeleri yaptırmak için kahve köşelerin ekleyen kim - seleri, sırf bir şey yapabiimek heveslerile kandırırlar, onlar da bu işi amatör olarak yaparlar - dı. Müessesi n bu süretle av ladıkları kimseler, paraşütle at- layana mutlaka bir şey olmaya cağı kanaatile bu tecrübeleri ka bul ederler, paraşütü kullanma da selâmete ulaştıran n nokta olduğunu bil - leri için exseriya yarala - lar veya ölürlerdi Paraşütle atlarken en mühim mesele, tayyareden ayrılırken a- cele edip paraşütü tayyareye takmamak ve en mühimi de ye- re tomas eder etmez paraşütten ulabilmektir. Geçen sene Fransada kazaya ayan bir tayyareden atlayan lm, acele ederek paraşütü areye takarak kurtula ya.e ile birlikte surette ölmüştür. Yere temas tarafına gelince, paraşütle atlayan adam yere sa beş altı metre süratle ge t bir çayıra bu süratle suların, damların, köprülerin, ağaçların, demirin, htanın, taşın, çinkonun üstü - de bu süratle düşer. Eğer havalandırı şütün de tesiri in sukut, yer fena ıse tehlikeli bir hal alır, atlaya- nın yaralanması ve hattâ ölme- gi ile neticelenir. İşte bunun içindir ki, tecrübe ve reklâm yapmak isteyen mü - esseseler, bunun bir amatör işi olmadığını anlamışlar ve bu tec has::s paraşütçülere tevdi etme ge baslamışlardır. Bu suretle - dir ki, y nc—nim KEzararm | önüne geçilmek, hem de yapuk |ları paraşütlere daha k bulabil yolunu tut müşteri ilmek ar Bu profesyonel ve ihtisas sa- bi paraşütçülerden birini an - latalım. Bu bir kadındır: Miş Y. 8.. Bu kız bir Fransızdır ve yirmi altı yaşındadır. Ön senedenberi paraşütçülük yapar, Ondan ev- vel Fransa kahvelerinden birin izmetçi idi. Pacaşütçü hususu .cja Çok mütehassış ol»n bir tayyare pilotu bu kızı ahveden çıkardı ve mütchassis r paraşütcü yaptı. Kadınlara izzeti nefis mesele- si haline getirerek her şey yap- tırmak kabil olduğu kanaatinde bulunan pilot, bu genç xızı da bu yoldan avladı. İlk tecrübede pilot kızı bin metre yukarıya çıkardı. Faka' kız tam atlayacağı sırada m hiş bir korku buhranına yakalı dı ve ellerile tayyarenin kena rına yapıştı. Tayyaresinin mü vazenesi bozulduğunu.gören pi lot bir kaç kelime haykırdı. Kız motörün gürültüsünden bu sö: leri üyordu bılc Tehlike giliz a le vurarak tayvvarc.ı bıra kıp boşluğa atılmasını temin et ti. Bu kız bugün Fransanın en maruf paraşüt müesseselerin - den birinin mütehassıs paraşü çüsüdür. Güzel, akıllı ve olan bu kız, paraştitçülük dolayı sile tesis ettiği münasebetler sayesinde tayyare kullanması - nı da öğrenmiştir ve yakında pi lot vesikası alacaktır. Tayyare ci olduğu gün paraşütçülükten vaz geçecektir, Y. S. bir Fransız gazetecisine paraşütçülük hayatının şu bilân çosunu vermiştir: Senede vasati otuz atlayış Her atlayışta 300 ila 500 Hepimiz, büyük ve küçük de- nizlerde bazı adaların battığını, yahut denizin dibinden yeni a- dalar çıktığını işitiriz. Çoğu- müuzun bunu romanlara mevzu imak için insan muhayyilesinin bir nevi icadı sayar. Halbuki herhangi jeolojik hadiseler ne- ticesi böyle batan ve çıkan ada- lar çoktur. Meselâ Sicilyanım cenubundaki — Fernandea adası bunlardan biridir. 1831 senesi | temmuzunda, bu civarda o vak- te kadar görülmemiş bir fırtına u kmıştı. Fırtınayı bir zelzele ta- p etti. Denizde büyük zelzele- de mıııhıs. bir şey oluyor. k da Sicil- ya vol anlarınn n husu yetlerini haiz bir ada peyda ol- ! du. Akşama doğru müthiş dal- galar sükünet bulmuştu. Gece ise büsbütün sakin geçmişti. Er- tesi sabah Sicilyalılar bu yeni a- dayı hayran hayran seyrediyor- lardı. Yerinde kalacak mı, tek- rar denizin dibine gidecek mi? Ada yerinde kaldı. Hatta bu iki volkanlı adaya Fernandea adını | da verdiler. rasını mükemmel bir üssübahri yapmak için adaya bayraklarını diktiler. Siçilya krallığı ise bit- tabi bu saygısız misaliri hoş DENİZLERDEN ÇIKAN ADALAR görmedi. Protesto etti, teati edildi. Bu ihtilâf belki uzayıp gide- cekti. Fakat ayni senenin bi rinci teşrin ayı içinde denizden doğan, ada, gene denize gitti. Arziyat tarihinde bunun gibi hâdiseler çoktur. 1768 senesin- de Behrenk denizinde de böy- le, fakat daha büyük bir ada pey da olmuş, Ship Rock adı veril - mişti. Otuz sene sonra da yakın- da daha küçük başka bir ada peyda oldu. Ship Rock adasının ömrü — © kadar uzun sürmedi. Yüz yirmi sene sonra ortadan kayboldu. Yirmi sene sonra ö - teki küçük adanın civarında baş ka bir ada daha çıktı. Fakat ©- nun da ömrü çok sürmedi, 1907 de gözden kayboldu. 1506 da Portekizli bir gemi- ci tarafından Cenubi Amerika notalar ile Afrika arasında keşfedilen | Tristan adasına da ne demeli? Tamamile volkanik araziden ibaret olan bu ada birkaç defa batıp çıkmıştır. 1816 da İngiliz- ler buraya da el attılar. Şimdi- lik ada yerinde duruyor Hatta içinde kim bilir hangi gemi ka- zasından kurtulup ta oraya ilti- ca etmiş ve hâlâ orada yaşıyan insanlar da var, e frank (sigorta dahil) Her atlayışta yeni bir para - şüt İkinci mevkide seyahatler Havada pek nadir kazalar Yere temasta oldukça sık sa- katlıklar: Bir a kırılması; diz çıkması ve kaburga kemik - lerinin ezilmesi. İşte on senedir havadan yere | inen Y. S. in on senelik paraşüt sülüğünün hülâsası, | | inatçı | | n | Cin Harlo, Halivud artistleri a | rasında yegâne paraşüt merak- lısı artisttir. Ve bu işi tamamile amatör olarak yapar ve işin ga- | ribi amatör olmasına rağmen | paraşütcülükte büyük bir ihti: v sas sahibidir. | çocuğu şı duydukları meyildir. ANNELER! ÇOCUKLARINI, TANIYORMUSUNU (Çocuk en karışık bi tür. Bunun için ter laylıkla yanlı lir.) Çocuk inatçı, Egoist, unut - mahlük yesinde ko yollara sapılabi- ! kan, zalim; mantıksız bir mah lüktur. Normal bir ncuk heyeti umumiyesi iti ibarile tı edi lirse bu neticeye varılır, Çocuk- ların böyle oluşunu fena terbiye edildiklerine atfetmek kadar yan lış birşey olamaz.Çocuk doğuş ta böyledir.Fakat bunların se: den seneye önüne geçmek gittikçe olgun bir hale getirmeğe uğraşmak ta yene esas şarttır. Çocuğu oynarken tetk.k etmeli Normal çocuğun bir şok ci - hetlerden tetkike değer halleri hususiyetleri vardır. Bunların başlıcası öğrenmek; ezle:.emek ve kopye etmek kabiliyetinin sön derece, hattâ büyüklerden çok fazla inkişaf etmiş bır hal - de bulunmasıdır. Bunun için karşılaştığ'mız esas mesele şudur: Çocuğu etra fındaki gelişi güzel şeyleri kon- trolsuz bir şekilde öğrenmeğe mi bırakacağız? Yoksa ona reneceği şeyleri biz mi seçece - ğiz? Ve bu seçtiğimiz ona öğretmesini bilen bir sıtasile muayyen dozlarla mı ve- receğiz? Bu suali çocuklara sorsak hiç 'phe yok ki; öğrenmek 1ıstedi- , şeylerin kendisine büyükdler | tarafından öğretilmesini tercih edecektir. Dikkat edersek çocuk lar çok zaman polis, zabıt, mek- tep hocası ve saire gibi oto.ite sahibi insanları taklit etmek su retile oyunlm icat c“: . Buna srey e k- lerin yanında çocuklar himaye ve sıyanet altında olduklarını hissederler. Çünkü çocuğun korktuğu şeyler hayali değil; fi li ve bedeni acılardır. İlk yürü - meye başlayan bir çocuk gözü - nüne gclırecek olursak, başlıca korkusu bir büyüğün onun elin- den tutmadığı zamanlarda baş gösterdiğine şahit oluruz, Çocuk disipl'n ve otoriteyi sever Çocuk büyümüş olmasına rağ men, bilmediği bir muhitte, ta- mımadığı insanlar arasında çok sıkrlır ve ne yapacağını bilmez bir halde şaşkın şaşkın etrafına bakar. Bunun susi bir vaziyet yapmak lâzımgeldiğ edememi sebebi böyle arşısındi gini ta ziyet nek ka âzur mek istec ; "l €(*V erin, nden ddll teyit edilmesi lgl'l di ğu sonsuz arzudur. Çocuk - insana yüksek tır, buz niçin soğuktur?,, aller sorduğu vakit zanneti yin ki, sizden bunların f izahlarını istemektedir. O, ! te müşahede ettiği şeylerin ru olduğunun kendinden bü biri tarafından da tek; mektedir. Onun bu çocuk allerine sıra deği | okumak kabildir. yüksek, geceyi karanlık gör rum, Buz da elimi donduru Size de öyle görünüyor; siz buz üşütüyor mu?,,Bu gibi & lere en iyi cevap,uzun,doları h yollardan gitmektense, dc) dan doğruya “evet geceler | ranlıktır; £ ay çıkınca or lık daha a fi iraz daha di ne muhtaçtır. Modern ana babanıı çocuklara fazla ve rarlı bir hüriyet vermekle; © larını da: | han istedi çocuk l.rhnr i terbiye anlatmal çırpındığı zaman ona bi ogıeıılm emiş ise; krnrlm' Tr şaşkınlaşır ve apış Gece çahat bir yatak, gündüz rahat bir divan