Dün doğrudan doğruya her- İ bir deklarasyon yaparken bulunan kâğıtların onörle- Verilmesi İâzımgelen kıy- tin bir cetvelini yapmıştık. iymetler üzerinde tetkikle- *€ devam edeceğiz. anlardan biri bir deklâ- N yaptığı zaman, br has- bir oyuncuya göre bulundu- Muruş vaziyeti, o oyuncunun bulunan bazı onörlerin etlerini değiştirir. Eğer bu “ deklârasyon yapmış o- Unun sağında ise, o oyun- hn elindeki hasım deklâras- wi he, an onörleri kıymetini art- at kağ hasım solda ise, kıy- sk, Ti azalır, Bunun için hasım ah sihin ruası bulunduğu yere a k Ya bir Löveye, ya sıfıra dır, Hasım renginin As ve Nr da bulunduğu yere göre siki Löveye veya bir Löveye k ti “İn, Z söyledikten sonra, deklâ- Oncunun elindeki onörlerin ti değişir. Meselâ arkada- eklârasyoncunun söylediği İ tutmuşsa veya başka bir söylemişse (rua, dam ve Wak), (Rua, vale ve onlu) buçuk Löve'ye; (As, dam, ) iki Löve'ye; (As, dam, ) iki buçuk Löve'ye çıkar. Deklârasyon yaparken, oyu- deklâre edilen renkten baş- iF renk üzerinden oynana- ğini de düşünmek lâzım- çBu takdirdede elinizdeki terin kıymeti değişir. Filha- üç kâğıtlı bir rengin üçün- $örü, taahhüt hasımda kal- takdirde, kesilebileceği için üncü onör bütün kıymetini d v wp er, Müdafaa vaziyetinde, onörle- iki Löve'den & saymamak lâzımdır, yanm en yüksek briç Üs- olan ve koyduğu usuller “ünyasma hâkim bulunan #rikalr Kalberston müdafaa j Jetinde onörlere şu kıymet- vermektedir: air deln?. “9 Rua 2 Löve , Düm J Vale, 10 ) o 1 1/2 Löve Dam, 16 ) Düm ) ) 1 Löve » Vale, ufak) J ) 1/2 Löve İş Vale, ufak ) | ufak ') ) ikirenkten ) O1Löve ufak ) ) vak ) ) | ) ikirenkten ) 1/2 Löve Ufak ) 1 ) ki alberston bu cetvele bir de iy Bidesi ilâve etmiştir ki bu iy İ de yarın göstereceğiz. Anler için v11117 .... s.s ..1. e (Şir (S) vermiştir. İSİ dör kör taahhüt etmiş. ( ran) Tre valesini oynıyarak (5 lar, ZE > örer, Evvelâ, kaybedebileceği el ai, irin miktarını tayin etme- da, n için, trefl valesini va aldıktan sonra, karo Par. Eğer empas mü- ğe Olmazsa, tekrar cl tuttu- layan, empas yapmadan in tey, eker ve bu suretle koz- nat; bir Löye kaybetmemesi kuvvetlidir. Fakat tin, * Dur, (pan Si £ olduğu gibi, karo Muvaffak olursa artık Bâyesi bütün kozları iki “,Salışmak değil, koz- Üöve kavbetmemektir. b Gazetemiz İstanbulda topla - nan kadın kongresinin müzake- relerini, nutuklarını günü günü ne neşretmişti. Bu kongrenin arsıulusal kadınlık bakımından büyük ehemmiyeti söz götürme mekle beraber, türklük bakımın dan da çok hayırlı tesirleri ol - muştur. Türk kadmı, kendi fa - ziletinin, yurt severliğinin yük- sek ruh ve zekâsınm haklı mükâ fatını almış, kamutaya saylav se çilmek şerefini kazanmış oldu - ğu bir devirde bu büyük kadın- lik toplantısına iştirak etti. Öra da, Türk analarmın sağlam seci yesini,Türk kadınının ince ruhu nu temsil etti. Yeni Türk kadı - nının faziletlerini yeni hayata uymaktaki istidadını; öbür ülke ler hemşirelerini gıptada bıra - Kongrede 77 ulusun mu- rahhası vardı kacak bir nezahetle gösterdi, bu kongrenin bizce daha başka bir değeri de: İstanbulun büyülü koynunda toplanan dün- ya bayanlarına Türk konukse - verliğinin Türk inceliğinin ta - nrtılmasına imkân görülmüş ol- masıdır, Arsrulusal kadıniık âleminin en şöhretli simaların memle- ketimizi yakından tanımaları İstanbuhumuzun ve Ankaramı - zın koynunda bir müdet kahma- ları, bizim için en şerefli bir pro paganda hükmünde idi. Hele ulu önderimiz Atatürk'ün kabu- Hle şeref kazanan bayanl, gvouunınui Hayidılik Uldncd değerile kaydedilmek gerektir. | 5 Bizi, çok sevindiren, yürekle rimize kıvanç ve sevinç veren: şey; bu kongre münasebetile Türkiye ve Türklük hakkmda dünyanın bütün gazetelerinde, resimli mecmualarmda hele ka- dınlık âlemlerinde yapılan tak- dir edici neşriyattır. Yakın bir maziye kadar Türklük hakkın - da yalan yanlış fikirlere ve ha- berlere makes olan yabancı ga Fransa. dınlarına he- müz. verilmis yenseçim hakkı Jame- ik ve cenubi Afrika ba yanlarına ves rilmştir. Ekuatör hü- kümeti, ka- dın ve erkek haklarının mücawili. ğini ilân et», miştir, sız gazetesinin İstanbula gönder diği muhabiri Madam Simone Chevallier'in uzun bir yazısını bastı, Muhabir diyor ki; Türk kadınının zerafeti “Bu parlak şehir, doğu ile ba- Kadınlar kongresinden bir manzara zetelerin bu doğru neşriyatı, dünya efkârı umumiyesinde hak kımızda yapacağı iyi tesirler ba kımmdan da çok değerlidir Bu sayısız neşriyat arasm - da Pariste çıkan Journal de La femme adlı kadın mecmuası nm, kongre hakkındaki yazıları bizi pek çok sevindirdi. Fran - Bu da, eğer (E) de Valeden başlıyan beş koz varsa kabil o- lur, Binaenaleyh (S) bu ihtima- le karşı oynar ve kozun ikinci Löve'sinde valeye empas yapar. Prensip: Mor'da kozun Ruası ve ufak bir kâğıdı, eldede Asr, Damı ve iki ufak kâadı bulundu ğu takdirde,bütün kozları yap- mak İâzımsa, kozları empas yap madan oynamalıdır; eğer bilâkis taahhüdü yerine getirmek için çizilen plân kozun yalnız iki Lövesini kaybetmemekse, ikinci kozu oynarken valeye empas yapmalıdır, tı hudutları üzerinde, Boğaziçi- nin maruf kıyılarına dayanan bu güzel İstanbul bütün iklimler - den ve ülkelerden gelmiş ka- dmları, bağrına ne kadar iyi ka bul etti! Camiler ve ince nina reler, yeşil ve mavi mozayikler, dantelâ gibi ince kapılı saray - lar, Asyanm huşu ve sükünunu ifade ediyor! Bu güzel İstanbulun sokakla. rmda gezen zarif ve sevimli. Türk bayanları, - ki erkeklerle her noktada tam bir müsavat ka zanmışlardır - şapkayı ve vuale ti, Parisli bir kadın zerafetile taşıyorlar, Onlar, diğer uluslara mensup hemşirelerine, asilâne bir konukseverlik gösteriyor - lar. Açılış celsesi Dünyada bunuh kadar mühey yiç bir manzâra görülmemiştir. Yıldızm büyük salonunda bin TAN istanbulda Toplanan Kadın Kongresinin Netice beş yüz kadın toplandı; bayan- lar, dünyanın dört bucağından tren, tayyare veya vapurla gel - diler. Avusturalya mümessilesi uzak kıtadan buraya gelmek i - çin 28000 kilometre yol aldı. Hint, İskandinav, Amerikan ve Fransız bayanları dane uzak mesafelerden geldiler. Sarışın, esmer, mavi gözlü, kara gözlü, açık tenli ve yahut yanık derili ve simsiyah zenti bayanlar, Yıl dız sarayının ihtişamlı salonun- da toplu.. Bunlardan çoğu milli robalarını taşıyorlar, Bu, kadın çehrelerile çizilmiş bir dünya ha ritasma benziyor. Bütün bu ala- calı toplantıdan çıkan iki haki- kat var: 1 — Bayanlar, beşeri şerefleri ni müdriktirler. 2 — Sulh isteyorlar. Asil bir sima Corbett Ashby kürsüye çıkınca, salonda derin bir sükün husule gelâi, Beş evlât annesi olan bu asil İngiliz kadını burada umu- mi bir teveccüh kazanmıştır. Kürsüde iki yüz milyon kadın namına söz söyledi. Elindeki kâ at, teessüründen, titriyordu. Ha tibe, kadının erkekle müsavi haklara malik olmasının gerek liğini gösterdi, iki cins arasın da mânevi, bir itilâfın ne kadar temenniye değer olduğunu an - lattı. Sonra, kadmın içtimai ro- Yünü, teşkilâttaki dehasını gös- terdi ve: “Biz, artık sulhu göz yaşları dökerek dilenmiyeceğiz.., Sözleri umumi, hararetli al - kışlarla karşılandı. Alman, Fran sız, İngiliz, Şark ve Garp kadın- ları, sulh aşkile bir hamle ve bir vicdan olarak çırpmdı. Haremin öcü Türk kadınım yükseliş ve kur tuluşu, medeni geçinen bir çok ülkeler için en değerli bir ders Atatürk, Türk kadın. larının içti - mai vesiya- sal hakları iyi kullanma- ğa kabiliyetli oldukların anladı ve bu hakları ba « yanlara ver- di, Ö, teori üzerine değil tecrübeye dayanıyor. oldu. Kongrenin açılış celsesin de, yeni saylav seçilen Türk bayanları takdim olundu. Kendisile mülâkat ettiğim ba yan Lâtife Bekir, bana kıvanç ile dedi ki: “Atatürk, Türk kadınlarının leri yazıcılık et- da Londra da temsil olunuyor. Bu sı bayan ırkdaşlarına karşı ins muâmele yapılmasını hara di. nların E!| iş Kongredek da zerafeti lemeli geniş lar. Bunlardan £ Davanthi Rama Rau bana de nun kızlar çıkardı. Taa niyetin hu! tadan kalk Hint kad | re taraftar olan bü ministtir. Bunu ani lin kafalı ihtiy Bana öyle geliş âyan üyeleri yirmi beş gençler olsa idi, biz F dınları çoktan se malik olmuş olurduk. Şark hatıraları ları birliği, misa - öl ne ziyafetler çek- nsız ka hakkma Türk ba firlerine şa ti. Türlü eğlenceler tertip ett Dolmabahçe sarayında il şamlı bir kabul res parlak kıyılarında zintisi Tarihi, sıyasal, t okadar mütenevv n ların dekorları karşısın- da, bütün murahhaslarm ru- hu, eşyanın evrensel ruhu ile bir leşiyor!. Gözler, galarile oynayan güneşin doğur duğu büyülü güzellikleri seyre- derken, burada toplanan bu iyi niyet sahibi bayanlar, yarın» ki kadınlık misyonuna hazırla - nyorlar, Bosforun dal - Kadınlar kongresinde murahhaslar içtimal ve siyasal hakları iyi kullanmağa kabiliyetli oldukla- rını anladı ve bu hakları bayan- lara verdi. O, teori üzerine değil tecrübeye dayanıyor. Bugünkü kadın, hür olmak, ve faal haya - ta girmek istiyor. Aile ocağına gelince: İnsan aile ocağını se - verse, onunla iştigal edecek Kadınların hakları Fransa kadınlarma henüz ve rilmeyen seçim hakkı Jamaik ve cenubi Afrika bayanlarına veril miştir. Ekuatör hükümeti, ka dın ve erkek haklarının müsavi liğini ilân etmiştir. Kongrede “zenci kadınlar liğ,, ini tenisil eden sevimli zen çı: Una M. Marsan Londranm büyük bir çok gün İl Neres DARLIĞI | İlk insanlar iyi nefes alır- lardı. Çünkü koştukları, ağaçla- ra tırmandıkları, yani bir nevi beden terbiyesi yaptıkları için islerinin muhiti genişlemiş- ti.. Hiç cimnestik Yi ayan a- damlarda göğsün muhiti dardır. İ Ciğerleri sıkışıktır.Bir sabün ku İ tusuna sokulmuş süngere ben - İ zer. Genişleyemez. Gö; İ sini genişletmek için seneler is- İter, Hergün beden terk si yapmayan bir vücut metli yaşar. Hiç ol dakika durmada: silse, t- retle yavaş ya- daha kuvvet- lendiğini, nefesinizin Haha ge- nişlediğini hissedersiniz,