Bayındırın Bayındır 5 (Hususf muhabiri- mizden) — Bayındır, küçük Menderes havzasında pamuk ve zeytinciliğile meşhur bir şehir- dir. Yılda, orta hesapla, 3 mil- yon kilo zeytinyağı, bir milyon kiloya yakın safi pamuk istih- Sal eder. Bayındırda ayrıca kırk kaleme yakın başka başka mah- sul de elde edilir. Kaza dahilin- de 15 tane buharla işleyen zey- tinyağı, pamuk, un , prina fab- rikası ile, yirmi beş el tazyikli yağhane vardır. Merkezi kazada bir, (Çırpı), (Hamidiye) (Fa- laka) köylerinde birer tane ol- mak üzere dört ziraat kredi ko- operatifi mevcuddur. Bu sene pamuk mahsulünün geçen sene- ki fiyatlara snazaran yüzde 80 fazla satılması yüzünden, çiftçi hemen hemen borçtan kurtul - muş gibidir. Kredi kı tifle- rindeki ortaklar, kendi paralari- le iş yapacak bir (durum) a gir- mişlerdir, İstirdaddan önce (Ba- yındır pâzarı) pazar günü top- landığı halde, Rumlara karşı bir cemile olmak üzere sonra çarşamba günlerine çevrilmiş. Esnaf cemiyetleri bunun ye- niden pazarlara çevrilmesi için Ticaret odası vasıtasile bir di- lekte bulunmuşlarsa da, bu ar- zuları, henüz, kaza idare mecli- Bince yerine getirilememiştir. Yılın altı ayını — ovada geçiren Tençber pazartesi günleri Tire pazarına gidip alacağını alıyor, satacağını satıyor ve arada ka- lan bir günlük fasıla sebebile Bayındır Pazarımna gelmek ihti- yacını hissetmiyor. Bu, gün me- selesi bir an evvel halledilirse herhalde tüccar için çok iyi ola- caktır, Bayındır, Küçük ve Büyük r:n&eıîe;:ı'ıvzumdı, gayet ne- iSs, fanda karpuz yetiş - tirmekle ünlüdür. Mikdar, sene: de beş milyon kiloyu bulur. Mev siminde, iki kiloluk karpuzların bir kuruşa satıldığı vâkidir. Ekonomisi dır. Fakat bunlar bakırmsızlık - tan ötürü lâyık oldukları ehem- miyeti bulamamaktadırlar. Isla- hı halinde, bu kaplıcalara rağ - bet artacak, kazaya bir gelir te- min edebilecektir. Yakın köy ve kasabalardan bu kaplıcalara gel pisliğinden ve iptidailiğinden dolayı şikâyet etmektedirler. Küçük bir masrafla bu kaplıca işi peokâlâ yoluna girebilir, E. Hamdi ÜUstel BORSADA bugünkü f.yatları Borsada kote edilmiş, Devlet istikrazlarının bugünkü fiyatla- rı ve bu fiyatlara göre yıllık yüz de hesabile gelirleri şunlardır: 1918 yüzde 5 faizli istikrazı dahili tahvilâtı: İtibari kıymeti 100 'T. L. olan bu tahvilin yıllık geliri 5 lira- dır. Bugünkü fiyatı 96 lira oldu- ğuna göre yılda yüzde 5 1-4 ge- lir temin etmektedir. 1933 ikramiyeli Ergani istik- razı tahvilâtı: İtibari kıymeti 100 T. L. olan bu tahvilin yıllık geliri 5$ lira- dır. Bugünkü fiyatı 94 1-4 lira ol duğuna göre yılda yüzde 5 14 gelir getirmektedir. Ayrıca yıl- da iki defa ikramiyeli keşideleri vardır. Erzurum - Sivas istikrazı tah- vilâtı: İtibarf kıymeti 100 T. L. olan bu tahvilin yıllık geliri 7 lira- dır. Bugünkü fiyatı 95 lira ol- duğuna göre yılda yüzde 7 1-2 gelir getiriyor. 1933 yüzde 7 buçuk Türk bor- cu tahvilâtı 1 inci tertib: İtibari kıymeti 500 Fransız frınşı_ yani 4150 T. L. olan bu sız frangı 3, “L. dir. 3065 lira olan bugünkü fiyatına göre yılda yüzde 10 buçuk gelir Müstahsil bu malı doğrudan | 8etirmektedir, doğruya İzmire götürür. Satış, 1933 yüzde 7 buçuk Türk bor- İzmirde komisyoncuların insa - | cu tahvilâtı 2 inci tertib: fına kaldığından,zürram ekseri- ya, verdiği şimendifer navlunu da üste gider, İtibarf kıymeti 500 Fransız frangı yani 41,50 T.L. olan bu tahvilin yıllık geliri 37,50 Fran- Bu gibi vaziyetlerin önüne | sız frangı karşılığı 3,10 T.L. dır. geçmöek ayrı bir satış yerinin tesisi Ba - yındırda bundan başka (Öva- crk) (Hasarlık) ve (Kızılova), için her mevsimde ayrı | 2890 lira olan bugünkü fiyatına göre yılda yüzde 11 1-4 gelir ge- tirmektedir. 1933 yüzde 7 buçuk Türk bor- yaylâlarında çok dayanıklı, kış | çu tahvilâtı 3 üncü tertib: ortalarına kadar turfanda çıka- bilen. sofra üzümleri yetişmek- tedir. Evvelce bu üzümler, İs - İtibari kıymeti 500 Fransız frangi yani 41,50 T. L, olan bu kenderiye ve Rusyaya ihraç e- tahvilin yıllık geliri 37,50 Fran- Giliyordu. Fakat sonradan ihra- sız frangı karşılığı 3,19 T.L. çat durdu. Şimdi eğer bunların dır. 2955“1“. L. olınvbugünkü f_i— tekrarihzacı çareleri aranırsa | Yaâtına göre yılda yüzde 11 gelir buradaki bağcrlar çok fayda gö- getirmektedir. Anadolu Demiryolları Tah - vilâtı 1 ve 2 inci tertib: İtibari kıymeti 250 — İsviçre frangı yani 102 T. L. olan bu receklerdir. t * Ayrıca Bayındırdan sekiz ki- Tometre uzakta, sağlık verici kü kürdlü ve çelik kaplıcaları var- ryılarına örnek diye gösterirler. di, M. de Rönal'in koltukları kabarırdı); fakat Tuhunun bu her zamanki hali yine de miza- cının son derece gurürlü olma- sından ilerigelirdi. Kibri ile dq— lere destan bir sultan hanım bi- le sarayı halkının yaptıklarına, bu halim selim kadıncağızın kocasınım yapıp söylediklerine gösterdiği dikkatten bir kat faz lasını gösterir. Julicii o eve ge- linciye kadar madame de Rö- nal ancak çocuklarına gerçek- 'ten ehemmiyet vermişti. Önla- rın rahatsızlıkları, ıstırabları, neşeleri, bütün ömründe, o da 'Besançon'da Sacr& - Coeur ma- nastrında iken, Tanrı'dan baş- ika hiç bir şeye gönül vermemiş olan bu kadının hassasiyetini işgale yetiyordu. Öğüullarından birinin bir ateş 'nöbeti geçirmesi onu, sanki ço- | e KIRMIZI VE SiİYAH STENDHAL cuk ölmüş gibi, üzüntülere dü- şürürdü; ancak bunu kimseye söylemeğe tenezzül etmezdi; Evlendiğinin — ilk — yıllarında, derd dökmek ihtiyacı ile, bu gi- bi kederlerini kocasına açtığı olmuştu; fakat her seferinde kaba bir kahkaha, bir omuz silk mesi ile karşılaşmış, üstelik ka- dınların delilikleri üzerine de en bayağısından bir vecize din- lemişti. Bu gibi şakalar, hele çocuklarının hastalığı üzerine olunca, kalbine batırılıp çeviri- len bir hançer tesiri bırakırdı. Manastırdaki dalkavukça say gılara karşı kocasının evinde bunları buldu. Önu elem pişirdi. Bu gibi kederlerini hiç kimse- ye, en çok sevdiği ahbabı ma- dame Derville'e bile söyliyemi- yecek akdar gururlu olduğun- dan, bütün erkeklerin kocası gibi, M. Valenod ve ilçe bay mek mecburiyetinde kalanlar Devlet istikrazlarının 6 MAYIS Pazartesi PARALA R Alış Satış Sterlin 605 Göğm Dolar ü I26— 20 Fransız Prangı 165 — üü 20 Liret 2ölem 206— 20 Belçika Prangı — Süm Bi 20 Drahmi 22.50 UÜ— 20 İsviçre fr. Blüm Slk— 20 Leva Bt Üm Florin 82.s0 Bi— 20 Çek Kuron — 98 10z Avusturya şilin l Za— Mark Hi gn Zleti t Ü Kroş Bi B5m 20 Ley 15— 16m —10 Dinar S2m— $üse en Si H— İsveç Kuroa 30.— N— l.t.lu:“i 938 — 030— lecidiye 43.50 44.50 Bankaot 2öğmm — M0 ÇEKLER Kapanış Frantz Frangı 12,06 İngilir krası 608,75 0.79,50 Liret 964 Belga 46975 Dranmi B3,7$ İsviçre Frangı 2,45,50 Leva 64,04.50 Florin L L7,70 Çekoslovak kurona 19,03.50 Avusturya $. 423 Pezeta Saz13 Mark 19740 SN vr 3 421,38 Pengo 45175 Ley 78 61 Dinar 349782 Yen 27843 ervonets 10.47 lsveç kuronu 34,18.63 ESHAM Iş Bankası Mü. - .7 9.50 » . H 9.50 Anadolu Şın. ?5 60 25,20 . . 42:50 Sirketihariye ömn Tramvay 3050 Bomonti - Nektar 1üze Terkos 1128 Balya Rej 230 A 10,80 Merker Banlensı Sâ.s0 Osmanlı Bankası u Telelon 13 Tttihat değirmencilik TA$. 9.50 rk Değirmenleri 0,90 rk merkez eczanesi 480 VTSTYTYKRAZLAR Türk Borcu I I&g_w . /« 29,55 9428 Sivas-Erzarum $öm— İstikrazi dahili d6— Sark Şen. B SAĞ SOZLERİ Mide neden Sık bozulur? Ilkin belki inanmıyacaksınız ama, doğrusu budur: İrisan me- deni bir hayvan olduğu için mi- desi sık sık bozulur! Vakıâ, herkes bilir ki insan - dan başka hayvanların hemen hepsi ya yalnız ot yer, — yahut yalnız et yer. Mide de ya eti, ya otu hazmedeceğine — göre işler ve öyle alışır. Bu genel tabiat kaidesinin dışarısında yalnız in- sanla, onun kendisine alıştırdığı ev hayvanları kalır, Insan — şüphesiz medeniye - tin tesirile — yemek keyfini ar- tırmak için eti sebzeyle karıştı- rır, yahut karıştırmasa da her i- kisini ayni öğünde yer, hattâ ü- zerine tatlı ve yemiş te katar. Halbuki et yemekleri, sebze yemekleri, tatlılar, — yemişler kimya bakımından başka başka şeylerdir. Onların midede haz- medilmesi, eritilmesi başka baş- ka türlü olur. Meselâ et yemek- lerini hazmetmek için mide hâ- mız yâni ekşimtrak bir muhite lüzum vardır. Sebze yemekleri. nin hazmı ise ne hâmız, ne de o- nun aksi olan kalevi muhitte o- lamaz. Sebzelerin — hazmı için kimyacıların bitaraf yanı ne ek- şi, ne de kalevi olmayan bir mu- hit gerektir . Bundan dı insan eti ve sebzeyi ayni öğünde yiyince mı- desi ne yapacağını Şaşırır Sal i- bine sadık olduğu — için heps'ni eritmeğe çalışırsa da yemekleri daha uzun zaman tutmağa mec bür olur, Sebze yalnız yenildiği zaman onun midede hazmı içın ne kadar zaman lâzım ise, sebze etle birlikte yenildiği zaman ön- cekinin dörtte biri derecesinde fazla lâzım olur. Her yemek öğününde mideyi böyle lüzumundan fazla işlet - mek sonunda onu bozar, Onun için insanın midesi sık sık bozu- lur. k Mide yorulmasın, bozulmasın gîf eti, sebzeyi ;e ekn:câıvğyyrıı etmek te medeniyeti — bırakınız. da hayvanlığa dönünüz demek gibi olur. Mide düzgün gittikçe onu biraz fazla işleterek yormak medeniyetin neticesi bir zaru - rettir. Ancak mide bozulduğu vakit — her hastalıkta — olduğu gibi — medeniyeti bir zaman için u- nutarak tabiatin hakkını düşün- Rihtim 1050 Anadolu TI 43445 -.. İT döüm Anadolu mümessil $1,55 tahvilin yıllık geliri 11,25 İsviç- re frangı karşılığı 4,60 T. L. dır. Bugünkü fiyatı 44 olduğuna gö- re yılda yüzde 10, 1-2 gelir ge- tirmektedir. Yüzde 60 tediyeli Anadolu Demiryolu hisse senedi: İtibart kıymeti 150 İsviçre trangı yani 61,20 T. L. olan bu hissenin yıllık geliri 6,75 İsviçre frangı karşılığı 2,70 T.L. dır. Bu günkü fiyatı 2520 T. L. olduğu- na göre yılda yüzde 11 1-4 gelir getirmektedir. duklarını zannetmeğe başladı. Kabalığı; para, teşrifat ve ni- şan işlerinden başka her şeyi hayvanca bir hissizlikle karşı- lamağı; işlerine gelmiyen her türlü muhakemeye karşı körü körüne kin beslemeği erkekle- rin, çizme ve fötr şapka giymek gibi tabii hallerinden sayardı. Yıllar geçtiği hâlde madame de Rönal, aralarında yaşadığı bu paragöz adamlara bir türlü alışamamıştı. Küçük köylü Julien işte bu- nun için kendisini beğendirdi. Madame de Rönal, Julien'in a- sil ve mağrur ruhunu kendisi - ninkine uygun bulmakla çok tatlı bir zevk duydu; buna bir yandan da böyle bir şeyi ilk de- fa olarak görmesinin verdiği füsun karışıyordu. Madame de Rönal Julien'in son derecede olan teşrifat bilmezliğini bağiş- ladı, bunu da ayrıca bir güzel- lik diye karşıladı; tavır ve ha- reketlerindeki sertliği bile hoş görüp gidermeğe muvaffak ol- du. En ehemmiyetsiz şeyler- Charcot de Maugiron gibi ol- mek lâzımgelir, O vakit ete, sebzeye ve ekme- ğe, tatlılarla meyvelere ayrı ay- rı öğünler tahsis etmelidir. Sabah kahvaltısında: Yalnız komposto, reçel, yemiş. Bun - lardan önce bir tabak sebze çor- bası, Öğle yemeğinde: Ekmeksiz olarak et ve balık. Alışıklık ha- tirt için etin ve balığın yüzde ©- nu derecesinde haşlanmış pata- tes yahut salata, Akşam yemeğinde: Ekmek. pirinç, sebze yemekleri, hamur işleri, Böyle ayrı ayrı zamanlarda den, meselâ tam sol ği strada, hızlıca giden bir köy- lü arabası altında ezilen bir kö- pekten bahsedilirken bile Juli- en'in sözlerini dinlenmeğe de- ğer buldu. Ö köpeğin çektiği ıstırab anlatılırken M. de Rö- nal yine kaba kaba gülüyor; Ju- lien ise kara, güzel, keman gi- bi kaşlarını acı ile çatıyordu Madame de Rönal yavaş yavaş, givanmerdlik, ruh asilliği ve merhamet gibi hislerin yalnız ve yalnız bu genc rahibde bu- lunduğuna inanmağa başladı Julien'e karşı içinde, bu gibi mezivetlerin kibar tabiatli in- sanlarda uyandırdığı muhabbe- ti hattâ hayranlığı duvdu. Paris'te olsa, madame de Rö- nal Julien'e ne gözle baktığını çabucak anlıyıverirdi; çünkü Paris'te aşk, rtomanlardan do ğar. Örada olsalardı üç dört r- man, belki de sade bir iki ope- ret havası, genc mürebbi ile çe kingen hanımına, vazivetlerin'n ne olduğunu belli ediverirdi Romanlar onlara oyntyacakları “Arolü çizer, taklid edecekleri ör- # <| TA N+—=.= 7.-5-935 '= Dünya Sıyasası Ingiliz imparatorluğu Yirmi beş yıllık bir saltanatın yıl dönümünü kutlulamak için Londra şaşılacak şenlikler ya - pıyor: İngiliz kralı ve Hindis - tan imparatoru beşinci George, Ingiliz tahtına yirmi beş yıl ön- ce çıkmıştı. (1910). Bu şenlikle re, döminyonların - başvekilleri, Hint Maharacaları, sayısız me - raklılar iştirak ediyor. En ihtişamlı bir imparatorlu- ğuün şaşaası gözleri kamaştı- riyor!.. Kral George. aynı zamanda Hin distan imparatorudur.. Dömin - yonların da tabil başıdır. İngi - liz imparatorluğu, 35,000,000 murabba kilometre mesahası ve 480,000,000 nüfusu olan emsal siz bir camiadır. b Türk halıları Berlindeki Türk Ticaret Oda» sı, bir halr meşheri kurarak Türk halılarının * İmanyada re- vacını temin etmek için Tütko- fise müracaatta bulunmuştu. Öğrendiğimize göre, daimi hali meşherinin açılması kabul edil- miş ve hazırlıklara geçilmistir. Berline gönderilmek üzere Türk halılarından muhtelif nü- muneler ayrılmaktadır. Meşhe- re, halı tacirlerimiz de yardım: da bulunacaklardır. Türkofis, Sivastaki Sanatlar- evine, bu sergi için birkaç halı ve seccade dokunmasını bildir- miştir. Serginin iki aya kadar açılması muhtemeldir. * Türkofis İstanbul şubesi, bu ay başında Dördüncü Vakıf Hanmın altındaki daireye taşın. mış bulunacaktır. Çimento şirketinde Eski Roma imparatorluğun - dan yedi defa daha geniştir. Bu günkü Rus imparatorluğunun iki mislidir.Yalnız Hindistanın mesahası bütün Avrupanın ya - rısına muadildir. Kanada Avru- pa kadar büyüktür. Avustral: ya kıt'ası da hemen Avrupa bü- yüklüğündedir. İngiliz impera- torluğu bütün Avrupadan üç de fa geniştir. Bütün dünya nüfu sunun dörtte biri İngiliz bayra- ği altındadır. Bu imperatorluk- ta het dil, her ırk, her mezhep mevcuttur. Avrupalaşmış ve ge niş bir muhtariyete varmış olan dört Dominiondan başka çeşit çeşit müstemleke ve himaye tarzları var. Akdenizin geçitle- ri ve Hint Okyanosunun kapıla m İngilizlerin elindedir. Koca. man imperatorluğun — merkezi, sisli Londra şehridir. İngiltere 1889 dan 1900 yılı: na kadar 5$ milyon murabba kı- lometre ve 1914 den 1918 ka - dar 2,570,000 murabba kilomet re arazi kazandı . İşte, George V, yirmi beş yıl danberi, bu şaşılacak imperator lüğu idare ediyor.. Kral George, Londrada 1865 de doğdu. VİI. Edouard'ın oğ - hselime tanarAA MANCYEUYE KIZÜL, Kontr - amiral rütbesine bsah çıktı. 1R02 de büyük kardeşinin ölümü üzerine veliaht oldu.1893 de prenses Mary de Tock ile ev- lendi. Hindistanı iki defa gez - di. 1910 da kral oldu. Babası, devletin sıyasasını bizzat idare eder, Bakanlara fazla istiklâl vermezdi. Halbuki, Kral Geor- ge devlet idaresini tamamile ka- bineye bıraktı. Yalnız büyük merasime baş - kanlık etmekle iktifa etti. Zama nında İngiltere iki büyük badire 1 g:gecc—_ atlattı : 1 — İrlânda kıyamı. 2 — Büyük savaş.. İrlânda kıyamı 1913 de patla dı. Irlândanın muhtariyeti ile neticelendi. Büyük harpten en kârlı İngilizler çıktı. -Alman müstemlekelerini, Palestin'i al- dılar. Buna karşı Mısıra muhta ee yenilen yemeklerin hazmı daha çabuk olur ve mide de rahat e- der . Lokman Hakim neği gösterirdi; Julien de & geç, hem de hiç bir zevk duv- mamasına rağmen ve belki de içinden homurdanarak, kendin; göstermek, parlamak isteği yü- zünden bu örneğe uymağa mec- bur olurdu. Aveyron veya Pyrön&es ille- rinin bir kasabasında olsa en küçük hadise, iklimin sıcaklığı ile, neticenin belirmesine yete- bilirdi. Bizim göğü kapalı mem- leketimizde ise, paranın temin ettiği bazı zevklere kalbinin in- celiği yüzünden ihtiyac duyup gözü yukarda olan, ancak bun- dan başka bir ihtirası bulunmı- yan fakir bir delikanlı; çocuk: ları ile meşgul, romanlarda ken- dine bir yaşama örneği bulma ğa hiç de kalkışmıyan gerçek- ten namuslu otuz yaşında bir kadını görür de hatırına bir şey gelmez. Taşra şehirlerinde her şey yavaş yavaş, azar azar olur, daha çok tabiflik vardır. Madame de Rönal genc mü- rebbinin fakirliğini düşündükçe ağlamaklı olurdu. Göz yaşlarını tutamadığı bir gün Julien bir- Bakırköy Çimento şirketinin evvelki gün yapılan umumi he- yet toplantısrıda, hissedarların ıçtimaa alınıp alınmaması mese Tesinden çıkan gürültülü hâdise, Ekonomi Bakanlığına bildiril « mistir. Toplantıda bulunan Ba- kanlık komiseri de raporunu göndermiştir. Sigartacılık için Sigortacılık tahsili için millt reasürans tarafından Avrupaya gönderilecek - talebelerin imti - han kâğıtları gözden geçiriliyor. Kazananlardan bes genç bu ay sonlarma doğru bildikleri lisana göre Almanya, Fransa ve İsviç« reye gönderileceklerdir. Tapu idareleri kazalara bağlanıyor Usküdar, Kadıköy, Sarıyer, Beşiktaş, Beyoğlu, Fatih, Emi- nönü tapu idareleri hazirandan itibaren bulundukları kazalara bağlanacaklardır, Sultanahmetteki tapn müdür lüğünde bulunan bu semtlere ait defter ve dosyalar da gelecek ay başmda kazalara verilmiş bu Tunacaktır. Halic sirkali İopl. 4 YAlE-Slrkal loolanıyor y 23 mayısta fevkalâde bir toplan- tı yapacaktır. Bu toplantıda şır- ketin her sene hesaplarını zarar la kapatması görüşülecek, kat'i bir netice alınacaktır, Haliç şirketinin feshedilerek idarenin belediyeye geçmesi ih- timalleri bugünlerde kuvvetlen- mektedir . riyet verdiler. Kral George'un dördü erkek; ikisi kız, altı çocuğu vardır. Ken disi 1929 da fena hastalandı. O zamandanberi koşulara, ava gi- demiyor, meraklısı olduğu yat - çılığa devam edemiyor. Bu sayısız kuvvet, İngilizlere dünya sıyasasında hâkim bir mevki temin etmiştir, hele Av- rupada, sıyasal cereyanları ida- re eden bir hakem vaziyetinde bulunuyorlar. Fransızlarla İtal- yanlar, İngilterenin itaatli birer peykidir. Yusuf Osman Bükülmez denbire içeri giriverdi. — Ne var, madame, sizi ke- derlendiren bir şey mi oldu? — Bir 'şey yok, dostum; hadi gocukları çağırın da gezmeğe gidelim. Julien'in koluna girdi ve de- likanlıya bir tarzda dayandı. Öna ilk defa:o- larak “döstum” demişti. Gezmenin sonuna doğru Juli- — en onun pek kızardığını farket- - ti. Madame de Rönal yavaşladı ve Julien'e bakmadan: — Elbette size de anlatmış- lardır, dedi. benim Besançon'da çok zengin bir halam var. biri- cik mirasçısı 'da ben olacağım. Bana daima hedive yollar, pa- ra yollar... Cocuklar cok ilerle- di... doğrusu bu kadar ummuyar tuhaf gelen bir — dum... bunun için sizden rica edeceğim, minnettarlığımın ni- şanesi olarak kücük bir hediye- mi kabul edin. Kendinize çama- şır almanız için birkaç lira. Fas — kat... ) 1 Arkası var| — ; N. ATAÇ