__ş;/ İKİ ŞAMPİYON KARŞI KARŞIYA! Kİ SAMIS Y AA A Fenerbahçe Dün Çok Güzel Bir Oyunla Olimpiyakosu 3* Yendi Yunan muavini bir akını keserken Havanın güneşsiz, bulutlu ve her an yağmur yağması ihtima- linin de kuvvetli olmasına rağ- Mmen saat dört buçuğa doğru Fe her stadının tribünleri dolmuş denebilecek kadar kalabalıktı. Sahada takriben üç dört bin se- yirci vardı. Libertas gürültü ve dediko- dularından yeni kurtulmuş Fe - nerbahçe takımının alacağı ne- tice merak edilmiyecek gibi de- ğildi. Bir kere gelen Yunan ta- kımı, hem Libertastan kuvvet- l, hem de Yunanistanın şampi- yon takımıydı. Demek İstanbul | şampiyonu Yunan şampiyonu ile karşılaşıyordu. Fazla olarak Olimpiyakos oyuneııla'm:n sü- İ tlerii- -— şxş—.ııenrı'ş v:m'ı'i?ıkrlı. îencrbahçcyc nazaran üstün olabilir endişesi, Ullukturı zaman vücütların görünüşle: arasmdaki fark daha çok göze çarptı. Yunanlılar sahaya - çıktıkları zaman ellerinde birer ufak Türk bayrağile tribünlerdeki halkı se lâmladılar ve şimdiye kadar di- ğer ecnebi takımların yaptığın- dan fazla bir dostluk gösterdi- seri ve atılgan bir oyunla biri- birlerini yokladıkları ve Fener- bahçenin güzel kombinezonlar - la çalışmak yolunu aldığı göze çarpıyordu. Tam bu sırada, ya- ni onuncu dakikada sol iç Şere fin verdiiğ çok yerinde bir pası pek ustalıklı bir surette kapan Fikret biribiri ardından iki Yu- | nanlı müdafii, acayip bir takım çalımlarla atlattıktan sonra ka- leci ile karşı karşıya kaldı ve neye uğradığını şaşıran Yunan kalecisinin karşısında hiç istifi- ni bozmadan büyük bir soğuk kanlılıkla sağ köşeyi nişanlıya - rak ilk gölü tıkadı. Halkın ma- çın başlamasından on dakika sonra elde edilen bu parlak mu- seellalslsena Sitmeİn , SEGWEP BEVIT nip çoştuğunu üzün uzadıya ta- rife ne hacet? Malüm yaşalar, bravo üstatlar, bağırmalar, ça - ğırmalar ve bir çok ta alkışlar!. Bir dakika sonra top ortaya sahaya B CN di elerek oyuna tokrar Daşlandıı. YÜK l y taraf ta hakikaten çok güzel, dan Fenerbahçeliler — çıktıkları çok hızlı oynuyordu. Bu sürat | arasında zaman zaman Fener - bahçeli bazı oyuncularla Yunan takımının sol açığı seyircilere, denebilir ki, en güzel bir Orta Avrupa maçı seyrettirir gibi, muvaffakiyet — gösteriyorlardı. Bilhassa Fikretle Şerefin sol a- Çık ve sol içte pek iyi anlaşma- ları, ve bunlara karşı Yunan mü dafaasının çok candan çalışma- ler. Bizimkiler de Yunan takımı | ları maçın heyecanını — gittikçe Şerefine bığıı:arık bu dostluğa | arttırıyordu. Fenerli iki oyuncu karşılıl.ı verdiler. İşte oyun bu | bir kaç kere biribirlerine verip samimi hava içinde dört buçuk- | aldıkları paslarla boyuna — Yu- ta başladı. Hakem Şazi idi. Ma- nan kalesine iniyorlar ve orada çın başlamasından itibaren ilk | Yunan müdafaasının gol yap - Bir akını kesen on dakikada iki tarafın gayet | tırmamak için hakikaten - çok Yunsu müdafil gayret eden seddine çarpıyor ve maahaza çok defalar kaleye rını direkleri sıyıvarak öteye a- tıyorlardı. Fakat tazyik arttık- | ça arttı. Oyun hararetlendikçe | hararetlendi ve — Yunanlıların gol yemen leri boş i: şayanı hayret bir fakiyetle Fenerbahçe beş dakika zarfında yaptığını anlat- tığımız seri akınlarının birinde ve on dördüncü dakikada, sağ açık Nacinin ayağile ikinci golü de tıkayiverdi. Buna rağmen Yunanlı oyuncular hiç bir ümit- sizlik göstermediler ve ayni a - tılganlıkla ve belki daha çok sü- gol yapmağa savaştılar, Fakat, Fener müdafaası, Faruk, Yaşar, | Esat fevkalâde bir oyunla bü - tün bu akınları kesti, durdurttu ve kesip durdutamadıklarını da, Fener kalecisi plonjonlarile ve fevkalâde blokajlarile akim bıraktı. Tam otuzuncu dakika - da Yunanlıların akınlarına kar- şılık birdenbire Yunan kalesine k için bütün emek- | ratle oyunlarına devam ederek | kadar güzel ve kombine bir o - yun gösterdi. Bilhassa sol açık Fikret, bazı anlar, canını dişine takarak öyle mükemmel oynu - yordu ki karşı taraftaki müda- fileri âdeta halaç pamuğu gibi atıp duruyordu. Biçare Yunan sağ müdafiinin hali hakikaten dumandı! Fikretin fevkalâde hız hh akışları ve kendine mahsus a- yak oyunları bu zavallıyı öyle şaşırtıyordu ki insanın âdeta a- inen Fener muhacim .hattından geçerek tam ve muhakkak bir gol çakacağı sırada Yunanlı mü dafi arkadan bir çelme takmaz mı? Takar, Namık düşer ve pe- naltı verilir. Verilir ama, Fe- nerliler, terbiyeli, centilmen Fe nerliler, karşı tarafın pek kabul etmek istemez göründüğü bu penaltıyı dışarı atmağı, fazla bir gole tercih ettiler, Birinci devre bu suretle Yu- nanlıların Fenerlilere 2—0 mağ lübiyetile bitti. Fenerbahçenin çok güzel oy- namasına ve iki gollük mesafe kız_ınmnıruı Tağmen seyirciler gşlıbiyctun yine emin görün - müyorlardı. Çünkü Fenerin yo- rulacağından — ve Yunanlıların bu yorgutiluktan istifade ederek arka arkaya bir kaç gol atmala- rı ihtimalinden ürküyorlardı. Nasıl ki, ikinci devre başlar başlamaz lüzumsuz yere kaleci- sini değiştirdiği görülen Fener- bahçe kalesine ve daha birinci dakikada Yunanlılar ilk golü at makta geç kalmadılar ve bu göl Fenerbahçeye lüzumsuz yere ka leci değiştirmenin bir cezası ©- larak pek te yerinde oldu. Bu - nunla beraber, Fenerbahçe hâ- kim oyununu tekrar ele alarak bü ikinci haftayımda hakikaten bir kaç senedenberi oynamadığı cıyacağı geliyordu. Bu akışların dan birinde bütün Yunan mü - Dünkü maçtan bir enstantane Namık karşısındakileri atlatıp | dafaasını, bilmeyiz kaçıncı defa olmak üzere bir daha atlatan Fikret, yirmi metreden demir gibi bir şutla yerlere yuvarlanan Yunan kalecisinin başı üstün. den bir göl daha atıp takımına üçüncü golü de kazandırdı. Ta- bil halkta yine ayni sevinç sada» ları, yaşalar, varollar, bravo kaptan diye haykırmalar!.. Bundan sonra otuz dakika Fenerliler Yunanlıları, Yunanlı- lar da Fenerlileri karşı karştya tazyik etmeğe devam eylediler. Hiç bir gol çıkmadı. Çünkü Fik- ret Beşiktaştan Fenere geçen Şerele behemehal bir gol yaptır- | mak için bir çok fırsatları | lanmadı,> arkadaşına b Bununla beraber böyle yapr. ğa lüzum yoktu. Çünkü Şeref gol yapmamakla beraber Fikretin dünkü güzel oyununu hazırlayan ve onunla beraber çok çalışan bir oyuncu olarak dün cidden temayüz et - ti, Öyun Fenerbahçenin 3—1 Yunanlıları yenmesile bitti. Da- rısı Fenerin has dostu Güneşin başına” Namıkın Yunan kalecinin elinde kalan bir şütü Yazı_kki.. Galatasaray Pera'ya yenildi Ne şayanı tecssüf bir haldir | ki, teşkilâtin nizamlarını hiçe sayarak ve söylendiğine göre sırf Fenerbahçe - Güneş kulüp- lerini zarara sokmak gibi küçük hesaplarla, Olimpiyakos Kadı - köyünde Fenerbahçe ile karşıla- şırken, Galatasaray kulübümüz de Pera takımını karşısına al - mıiş, stadyomda maç yapmış. İ- yi, hoş, neyse ne amma, yazık ki, Fenerbahçe şampiyon Olim- piyakosu 3-1 yenerken, Galata- saray da Peraya, - galiba intiza- mı bozmamak için - 3—1 yenil- mek nezaketini göstermiş. Faz- la bir şey söylemiyeceğiz. Yalnız şu kadar diyelim ki bu çeşit rekabetten yalnız kar- şı taraf değil, yapanın kendisi de müuhakkak zarar görür ve bunda tereddüdü olanlar dünkü vaziyetten ders alsınlar. K Adanada spor Avan (Hususi) — Bu hafta içinde heyecanlı maçlar oldu. Bunlardan bir kısmı Şehir sta- dında, diğeri Mersin sahasında yapıldı. Şehir Stadındaki için Tayya- Te Cemiyeti bir kupa koymuştu. vana İdman Yurdunun; Seyhan ile, Adanasporun karşılaşmala- ti lâzım geliyordu. Seyhan, lik maçlarının ikinci devresinde A- danaspora sıfıra karşı bir sayı ile yenilmişti. Bu sefer behema- hal kazanacağız ümidile çıktı - | lar, fakat mağlüb oldular, 'Torossporla - Adana İdman Yurdunun karşılaşması çok he- yecanlı oldu. İdman yurdunda, bir vakit Toros, sonra Mersin İdman yurdunda ve en sonra da Adana İdman Yurdunda yer a- lan Alay Yurdundan Faruk ile, Kux’ıîrı göre Torossporla - A- | | Erkek lisesi, Erkek Ticaret mektebi, oyuncu alarak takımını eylemişti. Bu takım güzel bir o- yun çıkardı ve neticede Toros- Bporu 5 - 2 yendi. Cuma günü Mersin sahasın- da tehir edilen lik maçlarının sonuncusu yapıldı. Torossporla, Mersin İdman Yurdu karşılaştı- lar, Toroslular yüksek ve tel oynadılar. Fakat sıkıştırma! na rağmen yaptıkları ancak bir sayıya münhasır kaldı. Mersin çok çalıştı. Fakat çalışmasınırzı mükâfatını göremedi, oyun da 1-0 Torosun lehine bitti. e Lik maçları neticesinde şam- piyonluğu 30 puvanla - ve ikinci gelen Adana İdmandan 8 puvan farkla Torosspor almıştır. 'Torosspor her iki deyreyi mağlüb olmadan ve hattâ bera- bere kalmadan muvaffakıyetle bitirmiştir. 1931 yılı haziranın- da kurulan genç bir klübün eriş- tiği bu netice, anı takdirdir. Torosspor, / tün Cenub taraflarında en çok sevilen ve takdir edilen bir ku- lüptür. Torosspor Fenesbahçe - nin formasını kabul etmiştir. Çukurovanın — Fenerbahçesi, belki İstanbulun Fenerbahçesi- le Türkiye birinciliklerinde kar şı karşıya geleceklerdir. Toros her şeyden evvel bu mu vaffakıyetini devamlı çalışması- na, teknik ve temiz oyununa borçludur. .. BESLETTREŞETA Pazar günü OLİMPYAKOS 'GÜNEŞ MAÇI Taksim stadında: Saat: 16,30 da Beşiktaş Kongresi Yarım Kaidı Dün Beşiktaş kulübü ----'it- kongresini akdetti, Fakat, haber | aldığımıza göre bu kongre ç | nünakaşalı olmuş ve âza arasın- | da büyük ihtilâf çıkmıştır. Ve nihayet polisin müdahalesine bi- le lüzum hâsıl olmuş ve bu müdahaleden sonra da kongrenin devamına imkân olmamış ve kongre yarıda kalmıştır Kongreye iştirak eden âzadan bir kısmının kulüpleri önünde alınmış resmini dercediyoruz.