telrikası « 11, "MEİN KMPF, KAV GAM Hitlerin yazdığı kitab IBU ESERDE İLERİ SURÜLEN DÜŞÜNCE VE DUYGULARLA HİÇ BİR BAGIMIZ YOK - TUR. BU TEFRİKAYI BÜTÜN DUÜNYADA DE- DİKODU UYANDIR - MIŞ SİYASI BİR VESİ- KA OLARAK NEŞRE- DİYORUZ.) Kkendi memleketlerinde hazırla- nan şey, döndükleri zaman on- ları karşılıyacak kucak, alkışlı- yacak eller değil, belki de ihti- lâldi. Hakikaten de ihtilâl patladı. 1918 yılının 14 birinci teşrin ge- cesinde İngilizlerin Alman ne - ferlerine bol bol gönderdikleri sarı bir gaz yüzünden Hitlerin gözleri müthiş surette ağrıyor- du. Göremez bir hale geldiği i- çin geride bir hastahaneye gön- derilmişti. Onu Pomeranyada Paseawlk'te tedavi ettiler. De- niz efradının şu bir kaç satırla hulâsa edilen baş kaldırışlarını da orada öğrendi: *“Bir gün kamyonlarla bahri - yeliler geldiler ve herkesi kr ma teşvik ettiler. Güya milletin hürriyeti, şerefi ve büyüklüğü namma ortalığı ayaklandırmak istediler. Bunların çoğu Yahu- dilerdi, hiçbiri de cepheye uğ - ramış insarılar değillerdi Geri- deki hastahaneler hududundan bir adım daha ileri gitmemiş o - lan bu adamlar şimdi de ortalı- ğı biribirine katıyorlardı.,, Ondan sonraki hâdiseleri hep biliyoruz. Alaylarda — neferler hâkim oldular, imparator Vil- helm çekildi, sosyalist Ebert başvekil oldu. En nihayet mü- BHitler diyor ki: — “10 ikinci teşrinde bir pa- pu hunhın: 'e geldi ve bize nzlır ulup ne) onun ağzından öğrendik. Papı- sın söylediklerini dinlediğim zaman kendimi tutamaz hale gelmiştim. Bu ihtiyar adam, Hohenzolernlerin artık impara- torluk tacını taşıyamıyacakları- nt titreye titreye anlatıyordu. Va tan artık cumhuriyetle idare e- dilecekti. Boylıı olduğımı göre, Allahın bu yeni rejim üzerinde de himayesini eksik etmemesini diliyordu. Zavallı adam, vaka - ların aldığı böyle bir cereyan esnasında başka türlü bir şey de söyliyemezdi, Bu esnada Po- meranya için, Prusya için duy- duğu minnettarlıkları da anlat- tı. Fakat vatan için ne yaptığın- dan hiç bahsetmedi. Söylerken ağlıyor, söylerken de koğuşta bütün kendisini dinleyenleri ağ- lıuyordu Bu ihtiyar papas bize daha daha dedi ki: “artık kan döküşmeği — bırakmak — mec- buriyetindeyiz. Çünkü mem - leket - harbi kaybetti. Ne kadar ağır da olsa mütarekenin şart- larınt kabul etmek ve düşmanın merhametine iltica etmekten başka çaremiz yoktur.,, Bitler diyor ki: — O bunları söylerken göz - lerim büsbütün karardı. El yor- damı ile yatakhaneye gittim, Kendimi yatağa attım ve kay - nayan başımı yastıkların içine soktum, Hitler ağlıyordu, annesinin ölümündenberi — ağlamamıştı. Çünkü Alman ordusunun dışa- rıdaki düşmana karşı vazifesini ma kanidi. Fakat asıl fe- nalık içerideki düşmandan gel- mişti. Hitlere göre ise Almanla- rı yenen Marksist yahudilerdi. Çünkü bu adamlar düşmana ka- ti darbenin vurulmasına mâni olmuştular. Hitlere umumi har- bin kısa tarihi bundan ibarettir. Ve Hitlerin vakaları bu şe- kilde müşahade edişi o zamanki ruhi haletini pek iyi gösterir. Ondan sonrası için der ki: — “Artık geceler ve gündüz- ler tahammül edilemez bir hal almıştı. Biliyordum ki her şeyi Kkaybetmiştik. Düşmandan an » cay delilerden vefa bekliyebi- lirlerdi. Bu uykusuz gecelerimde felâke- timize sebebiyet verenlere karşı derin bir kin duyuyordum. O zaman hakiki mukadderatımın şuuru içimde uyandı. Halbuki |© vakte kadar kendi istikbalim- le hiç o kadar meşgul olmamış- tım. Mimar olmak istiyordum. Fakat bu şekilde şerefi ayak al- tına alınmış bir memlekette ev- ler yapmak, bana nefsimle alay etmek gibi bir şey geliyordu. madığı bir şeyin hakikaten vü- ku bulmuş olduğunu öğrenmiş- tim, Alman imparatoru ikinci Vilhelm müşevvik Marksistle- re el uzatmıştı. Halbuki bu a- damların ne kadar namussuz olduklarını bilmiyordu., O adam lar ki bir ellerile imparatorun e- lini sıkarken, öteki ellerile de vuracak hançer arıyorlardı. Ya- hudiye karşı iki türlü hareket yolu vardır: Yaonu mahvet - mek, yahut mahvolmak. Bu fikirledir ki kendimi poli- tikaya atmağa karar verdim.,, n Ö niş Alman imparatorluğunun zayıf tarafları Hitler kendi kültürünü kuv- vetlendirmek için Viyana ve Münihte bulunduğu zamanlar - dan çok istifade ettiğini söy- ler. Umumi harbin kötü netice- sinden sonra, bir gün muhak- kak iktidar mevkiine geçmeğe karar veren Hitler, kendisinde bu işi herkesten iyi başaracak bir kabiliyet, herkesten iyi bir görüş ve ihatası nldugunı kani- di. Fakat kendi saatini de bek- lemek lâzım geldiğini iyor- du. Bir defa kimse kendisini ta- nımıyordu. Binaenaleyh evvelâ e iktisadi meseleler et rıhndı daha ziyade — tenevvür etmek istiyordu. (Arkası var) Kadın Birliğinin son toplantısı bugün Kadın birliği başkanr Lâtife Bekir, dün vali vekilini ziyaret etmiştir. Birlik bugün fevkalâde koöngresini yapacaktır. Bu top - lantıda Birliğin ilgası kararı ve- rilecektir. Birliğin, bir hayır müessesesi haline sokulması dü şüncesini güdenler de vardır. —— | Sürp Agopta yeni mahalle Belediyeye geçen Sürp Agop mezarlığı için belediyede yeni bir plân yapılmıştır. Bu plâna göre Sürp Agop ye- ni şehrin ufak bir mahalle nü - munesi yapılacak ve binalar da ona göre inşa ettirilecektir. İspanyaya yumurta ihracatımız. durdu İspanya ile aramızdaki tica- ret uzlaşmasının müddeti 24 Mayısa kadar olduğundan yeni uzlaşmayı yapacak heyet İspan- yada alâkadar kimselerle gö - rüşmektedir. Yapılan görüşme- ler iyi neticeler vermektedir. Bugün eski anlaşma hüküm sürdüğü halde dün buradaki yu- murta ihracatçıları, İspanyada - ki ithalâtçılardan bir telgraf al- mışlardır. Bu telgrafta İspanya hüküâmetinin yeni uzlaşma ya - pılmadan gümrüklerdeki yumur taların çekilmesine müsaade et- mediği biklirilmektedir. Bu hal tacirlerimizi oldukça düşündürmüştür. Çünkü yu - murtaların vakit kaybetmeden yollanması lâzımdır. Yumurta - İarım burada yahud İspanya gümrüklerinde bekletilmesi de- ğerlerinden kaybetmesi demek- tir. Yumurtacılar, bu işe bir ça- re bulunması ve kendilerinin za rara sürüklenmelerinin önüne geçilmesi için Ekonomi Bakan- lığıma baş vurmuşlardır. - ... Bir defa havsalamın bile al - , Li Finlandiya fahrt Konsolosu Burada | Yov Biğörklund, Vikto: Türkiyenin Helsingfors fal ri konsolosu Unv Björklund ve Finlandiyanın en büyük kâğıt fabrikalarından biri olan Kym- mene fabrikasının satış şubesi müdürü Viktor Serck şehrimize gelmişlerdir. Finlandiyanın tanınmış bü- yük tüccarlarından olan Björk- tund'la dün görüştük. Björklund bize vaki olan be- yanatına nazaran Türkiyenin Finlandiya fahri konsolosu ol- mak dolayısile hem hükümetle temas etmek, hem de Türkiye ile Finlandiya arasındaki ticari münasebatın inkişafı çareleri: aramak için şehrimize gelmi; tir. Bu maksatla yarın veya ö- bürgün Serck ile beraber Anka- raya gidecektir. Bijörklund dedi ki: — Türkiye - Finlandiya tica- ri müvazenesi Türkiyenin lehi- l POLIS Katiller henuz Anlaşılamadı Sarıyer cinayeti esrarını he- nüz tamamile muhafaza etmek- tedir. Müddeiumumi muavini Ferhadın dün mahallinde yaptı- Zi tahkikat, kat'i bir netice ver- memiştir. Nezaret altında bu - lundurulan Enverle bahçevan Mehmedin itirafları, cinayetin kendileri tarafından yapıldığı kanaatini kuvvetlendirecek ma- hiyette değildir Bunların kor - ku veya sair herhangi bir sebep- le, itiraflarda bulunmuş olmala- rından şüphe edilmetkedir. Bah şede bulunan bıçak üzerindeki kanlar, tahlil edilmiş, fakat in- san kanı oldukları kat'i şekilde anlaşılamamıştır. Esasen cinayetin bu küçük brçakla yapılmış olmasına pek te ihtimal verilmemektedir. Hâdise, bu suretle yeniden karanlık bir safhaya girmiştir. Hakiki katillerin Enverle Meh- medden başakları olduğu anla - şılmakta ve tahkikat derinleşti- rikmektedir. Dün de Sarıyerde Elmasyanla münasebeti olan birçok kimselerin ifadeleri alın- 93.5-935 — 1020 Genç Harbiyede Askeri liselerden bu yıl me- zun olan talebeler dün Gülhane parkında yapılan — merasimle Harbiye alayına geçmişlerdir. Merasim şöyle olmuştur: Yeni mezunlar, Gülhanede toplanmışlar, Istiklâl marşı ça- lındıktan sonra Harbiye mekte- binden Sabri genç Harbiyelileri tebrik etmiş ve bir nutuk söyle- miştir. Buna yeni mezunlar na- mına Kuüleli askeri lisesinden Ekrem cevap vermiş, büyükleri- Motörsüz tayyare İle uçuşlar Ankara, 2 (Hususi muhabiri- miz bildiriyor) — Yarın saat on beşte Tayyare meydanında 'Türk kuşunun açılma merasimi yapılacaktır. Merasimde Rusya- dan gelen muallimler tarafından motörsüz tayyare ve paraşüt - lerle uçuş ve atılış tecrübe ve gösterişleri yapılacaktır. Merasime hükümet erkânının mıştır. * Balatta Hakkı Çavuş ma - hallesinde Mescid sokağında oturan Liyanm evinde bir yan - gın başlangıcı olmuştur. Yangın mutbakta çamaşır yıkamak üze- re yakılan talaşlardan çıkmıştır. Üniversite Rektörü döndü Universite rektörü Cemil dün sabah — Cenevreden şehrimize dönmüştür. Rektör ÜUniversite- nin bütçe vaziyeti hakkımda iza- hat vermek üzere cumartesi ak- şamı Ankaraya gidecektir. nedir. Finlandiya, Türkiyeye it- hal ettiği malm iki mislini Tür- kiyeden ithal etmektedir. Bun- dan başka bize satılan malın be- delini ödemek için hiç bir döviz tahdidatr da yoktur. Ankarada ticari münasebatı- mızın inkişafı için temaslarda bulunacağım. Meselâ fabrikala- dan - pamuk dan satın alıyorüz, Bunları doğ- rudan doğruya Türkiyeden al- mak çarelerini araştıracağız. Kymmene kâğıt fabrikasını temsil eden Serck te fabrikanın Türkiyeye az kâğıt ihraç etmek- te olduğunu söyliyerek dedi ki — Fabrikamız senede gaze- te ve yazı kâğıdı olmak üzere 150 bin ton kâğıt istihsal edi- yor. Halbuki Türkiyenin kâğıt istihlâkâtı senede 20 bin tondur. Buraya pek az kâğıt ithal edi- yoruz. — İstanbula gelmekten maksadım büradaki müstehlik - lerle doğrudan doğruya temas etmek, Türkiyeye fazla ihracat yapmak imkânlarını araştırmak tir. —— Abonelerden pul parası alınmıyacak Elektrik ve su şirketleri tara- fından sarfiyat makbuzlarına yapıştırrlan pulun bedeli şimdi- ye kadar abonelerden alınıyor - du. Damga kanununun yedinci maddesi hükmünce, bu paranm, makbuzları tanzim eden şirket- lere ait olması lâzımdır. Bayın- dırlık Bakanlığı bu noktayı im- tiyazlı şirketler baş müfettişli - ğine bildirmiştir. Müfettişlik te bundan sonra abonelerden pul parası alınmamasını şirketlere bildirmiştir. Aydın hattının satın alınması Aydın hattının satış mukave- lenamesini imzalayan şirket mü messili Aden dün Ankaradan TIstanbula gelmiş ve — doğruca Londraya gitmiştir. Aden Ankaradaki müzakere- lerin neticesinden çok memnun olduğunu ver iki tarafın gös - terdiği hüsnü niyet sayesinde meselenin iyi bir şekilde halle- dildiğini söylemiş ve bilhassa: “bu meselenin intacından sonra Türkiye - İngiltere münasebatı bir kat daha dostane olacak- tır,, demiştir. Adenin tahminine göre hat 1 hazirandan evvel hükümete teslim edilebilecek- tir, rini Hamburg ve Amsterdım-ı —— İki Doçent çekildi Haseki kadın hastahanesin - deki doğum kliniği doçentlerin- den doktor Niyazi Müştakla a- sistan Alâaddin istifa etmişler- dir. Duyduğumuza göre bu ay- rılışın sebebi Prof. Zipman ile ŞARARARİ T ŞNYN EN Eölmiş tir, Karsta Zelzele (Başı 1 incide) için icap edenlere emir vermiş- tir, Trabzon, 2 (A.A.) — Bu ge- ce iki hafif zelzele olmuştur. Gümüşhane ile Bayburt ara - sındaki Vavuk dağında devri - len kamyonette 15 kişi yaralan- mıştır. Istanbuldan da duyuldu * İstanbul rasathanesinden: 1 Mayıs çarşamba günü saat 12 yi 27 dakika 20 saniye geçe opisantörü İstanbuldan 1200 kilometre mesafede, oldukça şid detli bir zelzele kaydedilmiştir. Trabzonda fırtınalar 'Trabzon, 2 (A.A.) — Dün başlayan kıble rüzgârı, bugün artmış, ateş saçan bir fırtına gi- bi sabaha kadar sürmüştür. Ki- remitler düşmüş, telefon — telle- ri, direkleri, bazı ağaçlar devril- miş, bir kaç dam çökmüştür, İn- sanca zayiat yoktur. Sıcaklık, kuvvetini kaybetmiştir. Elek - trik, gece beş dakika sönmüş - tür. Hararet, 35 tir. Geceki rüz- gâr fındık ağacı dallarını hırpa- lamış, yeni mahsule zarar yap- mıştır. İki üç gün devam ettiği takdirde fındık mahsulünü büs- bütün harap edeceğinden çok korkuluyor. Adalarda zelzele Atina, 2 (Hususi muhabiri- mizden) — Dahiliye Bakanlığı- na gelen resmi telgraflara göre Sporades adalarının şimal ta- raflarında çok şiddeti hareketi arz olmuştur. Gazeteler Skopeles arasında ve Halkidiki yarım adasında şid detli sarsıntılar olduğunu yazı- yorlar. Lehistanda kar Varşova, 2 (A.A.) — Burada yakınlarda büyük bir fırtıma var dır. Kar 20 — gantimetreye 5ık- iştirak etmeleri muhtemeldir. Memlekette Ucuz elektrik Ankara, 2 (Hususi muhabiri- miz bildiriyor) — Ekonomi Ba- kanlığı elektrizasyon şubesi Zonguldakta bir santral vücude getirmek suretile memleketin belli başlı yerlerine ucuz elek - trik verilmesini etüd etmekte - dir. Elektriğin beher kilovatı - nın 60 para olabileceği mesele- si hayali telâkki edilmektedir. Kilovatın kaça verileceği, bu ta- savvurların tahakkuk ederek maliyeti anlaşıldıktan sonra bel li olacaktır. Kontenlan Ankara, 2 (Hususi muhabiri- miz bildiriyor) — Gümrük ta - rifesinin A 328 pozisyonuna gi- ren matbaa ve gazete kâğıtla- rından klering listesine 80 bin kilo kontenjan ilâve edilmiş ve kararnamesinin serbest listesi - ne alınmıştır, Dün Gülhane parkında Harbiyeye giriş toplantısı yapıldı nin gösterdikleri yolda kanlarır nın son damlasına kadar yürü- yeceklerine and içmiştir. Bun- dan sonra, önde mızıka olduğu halde bir geçit resmi yapılmış- tır. Merasimde, Harbiye mekte- bi ve askeri liseler erkânı bulun- müuştür. Bu sene Kuleliden (700), Maltepeden (200), Bursadan (120) talebe mezun - olmuştur. Yeni harbiyelilerin sayısı (1020) dir. Dış işler Bakanı Bükreşe gidiyor Ankara, 2 (Hususi muhabiri- miz bildiriyor) — Dış İşleri Ba- kanı Tevtik Rüştü Aras berabe- rinde Balkan işlerine bakan İ - kinci daire Genel direktörü Ce- vat ve Kıfemi mahsus direktö- rü Refik Amir olduğu halde pa- zartesi buradan hareket ederek Bükreşe gidecektir. Bükreşte Balkan konseyi ko- nuşmaları bitince bu ayın yirmi sinde toplanacak olan Milletler cemiy “i heyeti umumiyesi mü- zakerelerine iştirak etmek üzere Cenevreye gidecektir. İdman cemiyet- leri ittifakı Ankara, 2 — Hususi muha « birimiz bildiriyor) İdman cemiyetleri ittifakı umumi mer- kezi bugün toplanmıştır. Top - lantıda merkezin esas işleri tas. dik olunmuş ve muhtelif madde ler üzerinde kararlar verilmiş « tir. Umumi merkez yarın top- lantısına deva medecektir, Hicaz Maslahatgüzarı Ankara, 2 (Hususi muhabiri- HMniz bildiriyor) — Bir kaç gün- denberi mezunen şehrimizde bu- lunan Hiçaz maslahıtgüzın Ce lâl Aras bir iki güne kadar me- muriyeti başına dönecektir, Ce- lâl dün Çumur Başkanı Ata- larak yemeğe alıkonulmak su « retile taltif edilmiştir. Yugoslavya İntihabatı Arifesinde mevkilerinin şüphelenmesini ka- bul edemiyecek kadar coğrafi ve siyasi vaziyetlerini kestirmiş in- sanlardır. (Başı 1 incide| mediğinden gücenerek yarı mu- halefete geçen bir vaziyette gö- rünüyor.! Yugoslavya intihabatının ne- ticesine üç gün varken, dahili vaziyetin şu şekilde görünmesi Yugoslavya dış siyasetinin bi- raz olsun çevrilmesini bekliyen bazı komşulara bugünkü hükâ- metin sarsılması veya ilerde muhaliflerden de bir kısmının idareye geçebilmesini umduru - yor.. Siyasette kâhinliğin hiç sök- miyeceğini bilmekle berabor, gördüğüm ve işittiğim — şeyler- den vardığım bu hakikati yaza- cağım. Basit bakılışta taraftarı azalmış, siyasi fırkaların topu- nu bir araya getirecek, bir tek liderin bayrağı altına toplaya- cak kadar muhalif kazanmış gi- bi görünen bugünkü Yugoslav hükümeti astl kuvvetini muha- liflerinden alan bir heyettir. Kralm dağıttığındanberi e- saslı bir faaliyette bulunmamış, memleketin ve siyasetin son va- ziyetlerine göre kanaatlerini, yollarını millete bildirmemiş o- lan şimdiki muhalefet fırkaları ahali nazarında yalnız başların- daki reislerile tanman birer ka- labalıktan — ibarettir. Bugünkü muhalefet blokunu, fırkaları da- ğudığı için bir araya gelmiş re- islerin öç almak gibi beşeri za- afları şeklinde gören Yu:oılıv- lar müsbet işlerin yolunda git- tiği bu zamanlarda dosta düş- mana karşı içerde dil kavgaları- na kapılmıyacak kadar vatan- perverdirler. Fransanın — delâletile kara gömlekli komşuların yumuşadı- ğını, büyük devletler arasında ayni hakla söz söylenmeğe baş- landığını gören Yugoslav va- tanperverleri, içerinin gürültü- sünden dışarıya aksedecek ses- Doğru yapılan işlerin bir de aksini düşünecek şefler tarafın- dan da tetkiki imkânını vermek üzere muhalefete ses çıkartmı- yan Yugoslav vatanperverleri, dış siyasette tutulan kazandırı- cı yoldan ayrılacak bir idare şeklini akıllarından bile geçir- mek istemiyorlar. Yugoslavya - nın komşulara ve dünyaya karşı şimdiki kuvvetli varlığının içer- deki ayrılıklarla sarsılacağı ima- nı muhaliflerde de yerleşmiştir. Bütün bu görünen hakikatle- re rağmen ezkaza ölçüyü ve mü- nakaşa hudutlarını şaşıran bazı muhalif gruplar olursa onları da memleket ve vatan namına sus- turabilecek kudreti ölen kraldan emanet almış olan bir Ceneral Jivkoviç vardır. Türkiyenin dostü Yugoslay- ya başvekili Mösyö Yevtiç'in kabinesinde bugünkü Harbiye Vekili Ceneral Jivkoviç kadar bir vatan bekçisi ve yapılan iş- ler kadar parlak hakikatlar ol- dukça şimdiki hükümetin proag- ramsız ve maksatsız karşı gru- pa geçmiş o Harbiye Vekili ki, muhaleletin iyice şahlanıp mec- lisi Zağreb'te toplamak istediği ve Yugoslavyanın federasyon- lar şeklinde idaresini ileri sür- düğü nazik zamanda kral tara- findan tek idareci olarak tayin edilmiş ve 1929 kânunu sanisin- den meclisin tekrar açılmasına müsaade çıktiığı 1930 un son gününe kadar dahilde çıt çı- kartmadan işleri yolunda gö- türmüş bir insandır. İşte, bunlar içindir ki, intiha- bat neticesi ne olursa olsun Yu- goslavyanın harici ve dahili si- yasetinin ana hatları daha uzum sencler değişemez. Eşret ŞEFİK —