3 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

3 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*“TAN , m tefrikasi » 11 || İngilizler, Çanakkale Felâketine İstihbarat Servislerinin İyi İşlememesini Sebeb gösterirler Talimatları okuduktan sonra anladım ki muvaffakiyetin bi - rinci şartı olan gizlilik muhafa- za edilemiyecektir. Eğer kork- tuğum şeyin daha evvel olup bitmiş olduğunu bilseydim büs- bütün başka bir plân yapmama müsaade edilmesini dilerdim. Yapacağım plân iyi olmasa b'le gizli tutulduğu takdirde muvaf- fakiyet ihtimali daha çok olurdu. Hamilton mektubuna devamla “talimatları - okumağa hacet yoktu. Deniz nezaretinin resmi kâğıtları üzerine yazılmış olan bu başlıklar bir fikir vermeğe kâfi idi, Lord Kiçner'den bun - ların değiştirlmesini rica ettim. Çünkü daha ilk bakışta harekâ- tın nereye karşı olacağı görülü- yordu. Bunun üzerine Kiçner | “ Istanbul,, sözünü kaldırarak “Akdeniz,, yazdı. Talimatların ilk şekilleri harp müzesindedir. Yükleme iskelelerini değiştirin- Yazan: Aziz Hüdayi Akdemir Ikısmı da kendilerinin iyi haber | alamadırklarından ileri geldiği- ni iddia etmektedirler. "Casus- luğun ululuk ve yararlığı,, ki- | tabında istihbaratın nasıl bütün bir harp tarihini değiştirebile- ceği anlatılırken yine örnek o- larak Çanakkaleden bahsedili- yor. “1916 da, diyor, Türklerin 1s- tanbulu bırakılıp çekilmeğe ha- zırlandıkları, fakat İngilizlerin, iyi haber alamamak yüzünden fırsatı kaçırdıkları söylendi. Rober Kollej muallimlerinden iki Amerikalı İsviçreye geldiler. Önlar da Türklerin İstanbuldan çıkmağa karar verdiklerini ve İngilizler şehre girdiği takdir- |de mektebin alacağı vaziyetin tesbit edilmiş olduğunu bildir- diler, Türk zabitanının pek çok olduğunu, Oucen Elisabeth mer milerinin istihkâmları ve muva- sala hatlarını altettiğini, has- ceye kadar geçmesi lâzım gelen müddet zarfında yani mart ni- hayetine kadar Mısır gazeteleri asker veya erzak taşıyan her gemi hakkında hiç ihtiraz duy- maksızın bunların Geliboluya gi deceğini yazıyordu. Bu işaaların önünü almak mümkün olmadığı- nı görünce Hamilton diyor ki: — Benim için biricik çare hiç kimseye, hattâ hükümete ve hat tâ Lord Kiçner'e haber vermek- sizin Edremit veya İzmire as - ker çıkarmak idi. Nasıl ki 1882 de Lord Wolseley, hükümetin ve herkesin İskenderiyeye ihraç yapılacağını beklerken Süveyş kanalında İsmailiye'ye iheaç | yapmış ve Mısır harbini kolay- ca kazanmıştı. Gizliliğin saklanmaması yüz on üç bin kişinin hayatına mal | olmuştur. Geliboluya gönderilen umum küvvetler yekünunun 470,000 olduğu ve cephede harp edenle- rin de 128,000 i geçmediği dü - şünülür ve buna hastalrk ve sair sebeplerle ölenlerin miktarı da ilâve edilirse Geliboludan kaç ki şinin dönebildiği anlaşılır. Harp te saklanamamış gizliliklerin en başında bu Çanakkale seferi gelir. Buna mukabil geri çekilişte harika nev'inden muhafaza edi- lebilen süküt sayesindedir ki, bir tek neferimiz bile vurulma- muştır. (1)” ü Eğer bilinseydi !. İngilizlerin bir kssmı Çanak- kale felâketini sırrın iyi saklan- mamış olmasına atfederken bir *“TAN . m tefrikası 1 li. Kasan Eal) DBal Bürhan CAHID dolu içine yayılsalar bu yerli ye- | tahanelerin yaralılarla dolup taştığını, birkaç taarısızum neti- ceyi çabuk meydana getireceği- ni bildirdiler, Fakat taarruzları- mız o kadar fasılalı, ve o kadar beceriksizce yapıldı ki, Türk- ler, iyi kötü, kendilerini topla- yabildiler. “Hastahanelerde ne ilâç, ne de sargı kalmamıştı; hastaba- kıcılar noksandı. Bize bunları anlatan iki Amerikalı İstanbul- da oturan birçok Avrupalılarla gönüllü olarak hastabakıcılığa yazılmışlar. Ellerinden teşkilât- çılık gelmiyen Türkler tama- Kala a Di Haa gördüklerini doğru anlatıyorlar dilar. Eğer İngilizler bu vaziye- | ti bilseydi kollarını sallıya sal- lıya İstanbula girebilirlerdi... Esasen tam — bu sırada İngiliz gemileri ilerlemeğe başlamıştı. Türkler için boyunlarını büküp Allah! demekten başka çare kalmamıştı. Fakat her nedense - | zırhlılar Boğaza sokulmadılar, Türkler dört saatlik yokluğu böylece atlattılar, Heyecan ve sabırsızlık içinde, yıllar gibi u- zayan bu 240 dakikadan sonra Alman obüsleri yetişti. Kurtu- luş!... İngiliz zırhlıları, sanki bunu bekliyorlarmış gibi, ateş açtılar ve tabil, Türk bataryala- rı da cevap verdiler. İngiliz muharriri daha böyle birkaç fırsat saydıktan sonra faslın sonunda içini çekiyor: “Ah, eğer bilinseydi!,..” Fakat bu acınma yerinde ol- masa gerek, Çünkü başka eser- Jerin hemen hepsi Çanakkale muvaffakıyetsizliği sırcının sak lanmamış olmasına, kararsızlı- ğa ve bunların üstünde, Türk yılmazlığının ve Türk direnme- sinin üstün çıkmış olmasına yor maktadırlar, Nitekim, Çanakkale muhare- belerini idare etmiş olan Alman General Liman Fon Sanders, *“Türkiyede beş sene” adlı ese- ;I_nde bu bahse ait olarak dıyor losu geri dönmeğe ve teşebbü- —at dr (2). Fakat asker olmadıkları için şehrin hakikaten teslim o- lacak vaziyete düşüp düşmedi- ğini bilmiyorlardı. Bir müddet sonra Zürih'e bir Alman deniz zabiti geldi. Bu da Çanakkale bataryalarında mü- him bir mevki tutmuş olanlar- | dandı. Mezuniyetten dönerken | İsviçreye uğramıştı. Biraz harp ten bıkmış, biraz da geveze ol duğundan karşısındakinin kim olduğunu düşünmeksizin hemen her şeyi anlatıyordu: Baş sözü Türklerin teşkilâtçı olmadıkla- rı, hastahanelerde ilâç ve ba- taryalarda mermi kalmadığı idi. — Bereket versin, diyordu, Alman zabitlerinin yüce gayret ve himmetlerile bir müddet ba- taryaların mühimmatı temin e- dildi. Fakat günün birinde bu da kesildi. Çanakkalenin her iki tarafındaki toplar tamam dört saat bir tek mermi atama- lemiş gibiydi. Hüve'ettir. S NN — Fakat her şeyden evvel ça- lışmak ve beklemek lâzımdır. Belki de milyoner olduğum za . man bu servet bana gülecektir. Kimbilir. Belki de bu hümmalı rinde üyüyan servetleri işletir. | çalışmanın kazancı, kimsem ol - onları bırakmıyor. Halbuki böy- le merkezlerde para güç kazanı - ler. Ben kendi hesabırna çalışma dığım halde hayatımdan ve ka - zancımdan memnunum. Fakat oralarda başlı başına iş gören - ler için kısa zamanda para sahi- madığı için denize serpilmiş lâ- vanta gibi uçüp gidecektir. Grandukun aşçıbaşısı (Mar - din) de konserve yemekten bı - kan mühendis Turguda bütün maharetini göstermişti. Müuhtar, onu böyle aşçısı, şa- rabır şatafatı ve bilhassa güzel g karısı ile şaşkıma çevirdiğinden bi olmak işten bile değildir. Bu | memnun şakalaşıyor, takılıyor, sefer (Mardin) e döndüğüm za - — Man bir arazi üzerinde araştır - ma yapacağım. Öyle :ınn:diy.o rum ki, bu araştırma benim ıçin hayırlı olacaktır. Her halde bü- yük paranın tılısımını hbulaca - ğum. Nadya, mühendisin bu sözle - rini dikkatle dinliyordu. Ve Turgut bu altın gibi kir « ler arasından süzülen yeşil gülüyordu. Nadya mühendis (Turgud) a Mardindeki hayatını soruyordu: — Peki nasıl yaşayorsunuz orada, Nasıl yerdir oraları.. — Bir şehirli için bu hayat pek alışılır gibi değildir. Bizim çalıştığımız yer Mardinden dok san kilometre uzaktadır. Ötomo bille, bazen hayvanla gelir gi - deriz, zaten oradaki hayatımız şların yakıcı tesirile sersem | garnizon hayatıdır. Kendi ara - İstanbula giden yolun yal nız denizden ele geçirilemiyece- ği şimdi müttefiklerce anlaşıl- mıştı. Fakat muvaffakıyet ha- linde neticesi pek değerli ola- cak böyle bir plânı kolayca bı- rakmıyacakları da aşikârdı... (Arkası var) (1) Bu nokta hakikaten doğru ve örnek alınacak bir istihbarat - işidir. Bunu bizim askeri tarih encümeni de itiral etmekte: “Düşmanın Ana- fartalardan rücat bareketini gayet mahirane ihzar ve icra ettiğine şüp - he yoktur. Bunu bizim daha evveiden keşfedip edemiyeceğimiz meselesine gelince böyle bir şey her halde son derece güçtü.. Çünkü harekât kara - da yeraltından ve denizde geceleyin cereyan ediyordu.,, demektedir . (2) Aradan yirmi sene geçmiş olsa da itiraf etmeliyiz ki, bü Amerikalı- lar, İngiliz bakışından doğru söyle » miş olabilirler. Fakat her halde na- muslu insanlar gibi hareket etmemiş ler ve hastabakıcılık meselesinde de yalan söylemişlerdir . mızda hususi bir hayatımız var - dır. Polonyalı mühendisler ve us tatalar, madamları, yerliden, zenginlerden bazıları, Kır, sah- ra, çöl hayatı. Orada aşiretler, kabileler var. Kavurucu bir güneş. Çölllerden esüp gelen yakıcı rüzgârlar. Vah şi hayvanlar. Bütün bunlar ara - sında kendimize göre eğlencele- rimiz, avlar, yarışlar, koşular, balolar. — Balolar mı? — Tabii, Gaz kuyuları (Bas- brin) dedir. Burada âdeta ayrı, | yeni bir köyümüz vardır. Geçen gün Buğazda gezerken Beykoz üzerinde gözüme Amerikalıla - rın gaz depoları ilişti. Onlarda gaz tankları gerisinde kendileri- ne Demontable evler yapmış - lar, yeşil boyalı, küçük küçük, bahçeleri, tenis kortları, yüzme yerleri ne güzel. Bizim köyümüz de böyle., Hattâ biraz daha zen- gin. Ayrıca müşterek lokanta - mız, kulübümüz var. Her birimi zin bir kaç hayvanı vardır. Bazı arkadaşlar otomobil de kullanır lar, Arasıra hep beraber (Mar - Her halde müttefikler fi- (& 4 Bugün TÜRK sinemasında 2 film birden 1 - PATRON OLSAYDIM Fernand Gravey -Mireille Balin Fevkalâde Fransız komedisi 2 - GİZLENEN İSTIRAPLAR Fransızca sözlü hissi şaheser bu- yatları 35 25 20 kuruş MELEK SİNEMASINDA 2 film birden | GÜZELLİK Müessesesi | ANİTA PAGE tarafından |j ve Sevgilinin Son Sesi RİCHARD TAUBER ta- | rafından bugün 11 de ACIKLI BİR ÖLÜM Çorlulu Bay Halid Vehbi uzun zamandanberi tahtı tedavide bulun- duğu Beyoğlu Alman hastanesinde vefat etmiştir. Cenazesi bugün Tak- sim Sıraservilerdeki Alman hastane- sinden kaldırılarak cenaze namazı öğle namazını müteakip Eyüb Sul- tan camiinde kılındıktan — sonra aile makberesine defnolunacaktır. Keder- dide ailesine beyanı taziyet ederiz. !lllllllI|lll|l:.l|llllllll'lllnl“l! 5Deniz yolları ? 3 İŞLETMESİ £ Acenteleri: Karaköy Köprübaşı 'Tel 42362 — Sirkeci Mühürdar- Bisanyızade Han. / Tel. 22740. 119901 (£ AYVALIK YOLU B MERSİN vapuru 4 mayıs ğ CUMARTESİ saat 17 de Sirke- £ ciden kalkacak, gidişte Çanak- & kale, Edremit, Ayvalık, Dikili- ye, dönüşte ilâveten Bozcaada E ve Geliboluya uğrayacaktır. NOT: Evvelce İzmire kadar £ giden bu postalar mayıs başın- gün saat 11 de matine, Yaz fi- LİE Sçhnitzler'in mı 1 — Hadımköyünde As- keri fırınında çalışmak üzre bir hamurkâr ile bir pişirici 15 Mayıs 935 pazar günü saat 14 de pazarlığı yapıla- cakdır ve aşağıda şeraiti alı- nacaktır. 2 — Askerliğini bitirmiş ve askerlikce bir alâkası ol- maması. 3 — Talipler vukuat sa- hibi olmadıklarına dair hüs- nühal varakasiyle sağlık ra- porunu göstermiş olması. müstit ve san'atkâr olan se- çilecektir. (2354) s ae a ee Re Bi MERSİN YOLU ğ ÇANAKKALE vapuru $ Ma- & yas PAZAR günü saat onda Mersine kadar , FTT DD UUU B. O. 1 inci hukuk — mahbkemesin. den; İstanbu! Hazine — muhakemat müdiriyetinin Beyoğlunda İmam 80- kağında 15 numaralı Şule lolanta ve birahanesinde İsmall Hakkı aleyhine açtığı alacak davasının muhakemesin de borçlunun ikametgöhı meçhul ol- duğundan yirmi gün müddetle ilânen tebligat ilân edildiği halde 20-12-934 tarihinde mahkemeye gelmediğinden gıyap kararı tebliğine karar verilmek le müddei tarafından müzayede kai- mesi ibraz edildiğinden ve muhake- me 25-5-935 saat 10 — na talik edil. mekle muareeleli gıyap karatı maka- mına kalm olmak Üzere ilân olunur. (11116) ğgişiklik olur. Nadya bu izahatı dikkatle ğin liyordu. Turgut devam etti: — Bizim bu küçük karargâ - hımız belki yakın bir zamanda koca bir şehir olacaktır. Çünkü ta ve mühendis yekünü artıyor. Ben işe başladığım zaman on iki kişi idik, Yirmi yıl geçti. Bu- gün bin üç yüzden fazladır. E - ziyi de katarsam bu bir kaç |H birden fırlayacaktır. Hem bi- liyor musunuz yeni kurulan şe - | ki, meselâ Mardinde olmayan | konfor bizim 1500 kişilik baraka l1 karargâhımızda vardır. Kanalizasyon, elektrik, tele - yüzme havuzu yapıyoruz. duğu görülüyordu, 5— Talipler pazarlık gü- nüne kadar şeraiti öğren- E| mek için Hadımköyünde Askeri Satınalma Komisyo- nuna müracaatları. (2336) 3300 S at 1 — Vize kıtaat ihtiyacı için müteahhid hesabına 4400 liralık Sığır Eti açık eksiltmey konulmuşdur. a 2 — Birinci pey 320 li- radır. 38 — İhalesi 19 Mayıs 935 pazar günü saat 16 da- dır. İsteklilerin Vize Satın- alma Komisyonuna gelme- leri. (2359) Ni 13 Mayıs 935 pazartesi günü 40,000 kilo Nohud din) e geliriz. Bizim için bir de- | na gömüldüler. Mühendis Muhtar karısına: — Turgut İstanbula eğlenme ğe, para yemeğe gelmiş, onu her zaman görmek bilmem ki, kabil olacak mı? Diyordu. Nadya iradesini kabul ettir - işler genişledikçe amele, işçi, us- | meğe alışmış bir kadın hâkimi - yeti ile bu bahsi derleyip topla- - Arkadaşını İstanbula ve sa lon hayatına alıştırmak işini ben ğer üzerinde çalıştı; i ara | kabul ediyorum. Çaylarımıza, ye v ge Haa ai D Kac mis, | mekletimize'devam ettikçe İs - el in- e de- tanbulun en kibar, en sanlarile tanışacaktır, hirler o kadar modern oluyor | ğil mi? Turgüt buna pek taraftar de- ğildi. Mırın kırin etmek, Nadyanın zümrüt gözlerinin hududundan fon her şey. Gelecek yaz bir de | mümkün mertebe uzak kalmak istedi. Özürler dilemeğe kalktı. Turgut'u dikkatle dinleyen | Fakat kocasının takdir ve gurur Nadyanın zihnen çok meşgul ol | dolu bakışları önünde öyle cil - veler, öyle sitemler yaptı ki, Tur lüyı Yemekten sonra tembel zen - | gut bu plânı kabul etmeğe mec- gin saatlerini geçirmek için “fü- | bur oldu, muar,, n yumuşak koltukları « Ve bu kararı nefis likörlerin İPEK sinemasında 2 film birden ZOMBİ (Yaşayan ölüler) ve DAVİD GOÖLDER, HARRY BAUR tarafından 8.-8.-9X5 Bugün SARAY sinemasında 2 film birden Unutulmuş Senfoni JACK PAYNE ve meşhur cazı tarafından cazip lm ve ayrıca EKL Bd hur eseri ve MAGDA SCHNEİDER'in temsili tenzilâtlı matine | ğ . “. .. .“. W we Akay İşletmesi Müdürlüğünden: Kadıköy - Haydarpaşa - Yalova - Adalar ve Anadolu hatlarına işleyen vapurların kahve ocakları mültezimli- ği 1 Haziran 935 tarihinden itibaren bir sene müddetle açık arttırma ile ihale edilecektir. Arttırma 15 Mayıs 935 çarşamba günü Akay Şefler encümeninde saat 15 de başlıyarak 16 da ihalesi yapıla- cağından taliplerin şartnameyi görmek üzere her gün İşletme Şefliğine ve arttırma içinde yüzde 7,5 güvenme paralariyle o gün Encümene gelmeleri ilân olunur. (2309) ——HHHHH——— — İstanbul Harici Askeri Kıtaatı ilânları saat 10 da ve 3700 kilo Sa- de Yağı saat 11 de açık ek- siltme ile alınacakdır. No- hudun tahmin bedeli 10,50 Sade yağının 75 kuruşdur. Nohudun ilk teminatı 315 lira ve Sade Yağının 208 liradır. Şartnamesi Kırk- Tarelinde Satınalma Komis yonunda görülebilir. İsteklilerin belli saatten evvel Kırklareli Satınalma Komisyonuna gelmeleri. (2360) Dr. A. KUTİEL Karaköy Topçular caddesi N.33 2447 Yeni Neşriyat HAFTA Bu haftalık gazetenin 56 ıncı sayıst da dün çıktı. Münderica- tı çok zengin olan “Hafta”, bir- çok resimlerle de süslüdür. O- kurlarımıza tavsiye ederiz. Deniz mecmuası Deniz mecmuasının üç aylık son sayısı çıkmıştır. Bu sayıda enteresan yazılar vardır. i Perşembe Perşembenin beşinci sayısı çıkmış- tır. Aka Gündüz'ün, Ercüment Ek- rem'in, İbrahim Alâettin'n, Faruk Nafiz'ın fıkraları, Mahmut Yesari'nin romanı, Cahit Uçuğun hikâyesi ve daha bir çok mündericatı vardır. neşesi ile parafe ettiler. Turgut genç kadının ikindi uykusuna vakit bırakmak için müsaade is- tedi. Karı koca onu giriş kapısma kadar geçirirlerken ikisi birden evlerinin, sofralarının kendisine daima açık olduğunu tekrar edi - yorlardı. 4 e Bu tanışma un İstan- bul hayatında ummadığı bir yol açtı. Artık İstanbul programını çi- zen kendisi değildi. Nadya va - kitli vakitsiz telefonlarla onu kıs kıvrak etmişti. Bu zengin dostu ahbaplarına tanıtmak için evin « de sık sık caylar, ziyafetler ter - tip ediyordu, Onun salonu.Orası bir âlem- di. Daha ziyade ecnebi ailelerin buluştukları bu salonda Turgut ilk zamanlar biraz sıkıldı. Kendi ne görüş, düşünüş, duyuş itiba - rilegterı ve aykırı olan bu kadın ve erkek kalabalığı ona pek ya - bancı geldi.Fakat madem ki, İs- tanbula değişiklik için dinlen « (Arkası var) j

Bu sayıdan diğer sayfalar: