8 Sayfa SON POSTA Ağustos 27 Satie davasında yeni safhalar Dünkü celsede Hamdi Emin keşif raporu etrafındaki muameleyi, İsmail İsa da ferağ işinin ne suretle yapıldığını anlattılar, mevkuf suçluların tahliy Eikârı umumiyenin bilhassa muhake- me safhasına intikal ettikten sonra, da. ha büyük bir tecessüsle takibe başladığı Satiye davasına, Ağırceza mahkemesin.| de dün de, devam edilmiştir. Geçen celsede davanın enteresan saf- halar arzetmesi ve suçluların sorguları sırasında, mevzuun da kududlarını ge. nişleterek, daha şümullü bir mahiyet al. ması, dün çok erken saatlerden itibaren adfiyenin üst kat koridoruna büyük bir kalabalığın toplanmasına sebeb olmuştu. Saat 9,10 da mevkuf bulunan suçlular jandarma refakatinde getirildiler, bu #. sada diğer maznunlar da, Cuva vekille. rile birlikte gelmiş bulunuyorlardı. Ümidler... Mevkufların çehrelerinde, bugün ğe- çen defaya nazaran, daha fazla ümid gö. ze çarpıy Bunun da. sebebi aşikâr. di: Mahkeme, geçen celsede, hâdisede elân mevkuf bulunan Yusuf Ziya Öniş, 'Tahir Kevkeb ve Neşet Kasımgilin vekil. leri tarafından ileri sürülen tahliye ta. Jeblerine bu celsede karar verileceğini, celse sonundaki sra kararında tesbit et- mişti. Koridorda nazarı dikkati celbeden manzaralardan biri de şuydu: Maznun. lar bir arada bulunmuyorlar, üçer, be. şer kişilik gruplar teşkil ediyorlardı. Her grupun etrafını, geniş bir tanıdıklar bal, kası çevirmekteydi, Celse açılıyor Celse saat 10 da açılacaktı Ancak, mahkeme daha evvel birkaç istinabe işi. ne baktığından, saat 11 de açılabildi. He- yet gene geçen seferki zevattan müte. şekkildi. Kapılar açılır açılmaz içeriye balk akmağa başlamış ve bir anda selon ağzına kadar tıklım tıklım dolmuştur. Bir yanda gâzeteciler notlarını çıka. mrkon, öbür tarafta gazete fotografçıla. ri öbjektiflerini alâkadarlar üzerine çe. virmişlerdi. Bu s:rada, suçlulardan De- — Yanılıyorsun kızım. Cahid Oğuz bey ne zalim ve ne de mütahakkim bir adamdır. Ona karşı haksızlık eden sen. sin... Eğer senin dediğin gibi fena bir riyeti olmadan sana vâsilik etmeği ka.! bul etmezdi. Bilâkis çok iyi yürekli ve! âllcenab bir insan olduğu için babanın son nefesindeki vasyetini gönül hoğlu. ğile kabul etti. Senden niçin gizliye - yim kızım; Cahid beye bir parça acı - yorum ben... Senin gibi serkeş, acayip buylu ve kendisine karşı açıkça düş - manlık gösteren bir kızı idare etmek pek kolay bir şey olmıyacak... Sen o. nun vâsilik rolünü açıkça müşkülleş «- tiriyorsun, Zalim ve mütehakkim öyle mi? Bir kaç sene sonra, seni o yaşadığın ha » yatlan kurtararak jinsanların arasına getirdiğinden dolayı kendisine karşı büyük bir minnettarlık duyacağına €- minim. O hayat belki de senin nazarın. da, bugünkü görüşünle, rahat ve ser. best bir ömürdü; fakat iki ihtiyar ka. dın arasında, dağ başında, yarı vahşi bir halde geçen günlerin sonu ne ola- caktı? Bunu hiç düşündün mü? Bahu- sus onların ölümünden sonra?... — Ne olur? Çiftlikte hayvanlarım arasında kalırdım ve kimse beni acayip bir insan olarak görmezdi. Yüzbinlerce köylü kadınını gülünç bulmak kimse. nin aklına geliyor mu? — Doğru... Ancak Allah seni bir köylü değil bir şehirli olarak yarat « müş... Nitekim çiftifkteki kadınlar gibi sen toprak ve o mahsullerle meşgul ol. muyor, evin küçük hanımı gibi vakit geçiriyordun. nizbank Umum Müdür Muavini Hamdi Emin Çapın isticvabına başlanmıştır. Hamdi Eminin sözleri Hamdi Emin Çap. uzun süren sorgusu. na şu sözlerle cevab vermiştir: 4— 4 üncü sorgu hâkimi, yüksek mah. kemenize sevkettiği Satiye davası kı. rarnamesinde, beni vâzifei omemüremi suiistimalden suçlu göstermektedir. Yük. sek mahkemenize arzedeceğim veçhile, ben vazifemi hiçbir zaman suiistimal et- miş değilim. Bu isnadı tamamen redde. derim. Her şeyden evvel vazifem ne idi? Ev. velâ bunu arzedeyim. Denizbank kanu. «Son Posta» nın tefrika: 19 bir sebeb teşkil et « mez. Esasen senin ora. daki hayatın bile, bir köylü değil, bir şehirli olduğunu is. pata kâfidir. biraz hüsnüniyetle düşü » bürseh bunu kendin de itiraf edeceksin. Senin . kabiliyet, zekâ ve anlayışın ol dukça inkişaf etmiş, tir, duyguların te « kâmül etmiştir. O » kumıya, düşünmi . ye ve gördüğün şey ler Üzerinde tetkik ve tahliller yapmıya meylin vardır. Hat. tâ giyinişin bile, tam bir şehirli kıyafeti olmasa da köylülere e talebleri | dün de re celsedg Hamdi Emin Çap izahat veriyor. nu, bankaya mevdu işlerin tedviri için/esasa deği, şekle taalük eder. Daha Üç umum müdür muavinliği ihdas etmiş! doğrusu bir tesadüf eseridir. ve bunlara aid vazifeler de bankanın bir talimatnamesile tesbit olunmuştur. Ben, bankanın işletme kısmı umum Satiyenin keşif raporu Vak'a şöyle olmuştur: Bir gün evrak müdür muavini idim. Bankacılık ve ida. meyanında mecMsi idareden çıkan ki. re kısmı da Tahir Kevkebe ald âdi. Bu! gıdlar da bâna getirilmişti. Aidiyetleri kısım, para işleri, yapı ve bina işleri, le-| dhetile servislerine havale ettiğim bu ki, vazım vesaire ile meşgul idi. hdlar arasında bir de Satiyenin keşif ddedildi mizin fik günü Yusuf Ziya, Tahir Kev. keb ve Neşet Kasımgil tekemmül ettirik. miş bu rapordan uzun uzadıya bahsettik. leri için, ben burada bir defa daha taf- sil edecek değilim, Benim için bir mesele teşkil ettiği iL. dis olunan bu rapordaki havalenin ne suretle olduğunu izsh edeyim: Bende suç görülmedi Arâdan aylar geçmişti. Buradaki D nizbankı mensubları vazifelerinden ay. rılmışlardı. Bu işi tetkik etmiş bulunan Vekület bende 'bir suç görmemiş olacak ki yerimde ipka etti. Umum Müdürlüğe Yusuf Ziya Erzin tayin edilmiştir. Ve. kâletçe müfettişler gönderilerek tahkika- ta başlattırılmıştır. Bir gün beni müfettiş çağırdı ve bir rapor gösterdi. Bu raporun flk sayfası köşesinde yapı yansı tarih ve A.E harfleri vardı. Bu yazı kimin diye sordu! «— Evet bu yazı ve paraf benimdir, fakat evvelce havale edildiği anlaşılan bir rapor daha vardır ki o da bu değil dir. Şu müshasını ibraz ettiğim rapordur» dedim. Bu raporda havale yoktur. Aylar. ca evvel geçen evraki tefrik etmek ben. ce kabil değildi? İki rapor arasında fark Müfettiş bu ikisi arasında fark oldu ğunu söyledi. Ben de bundan malümat ter olmadığımı tildirdim. Müfettişten ayrıldık. Bilâhare, Tahir Kevkebin malümatına müracaat ettim: «— Evet, iki rapor vardır. Birinci ras porun tekemmülü istendiğinde Neşet Kasıma söyledim. O da hazırladı. İki ra. Buulardan başka biz de fen kısmı var. raporu varmış. Bu evrak nasi havale e.| porda da benim havalem mevcud olduğu dı. Şimdi Satiye işine nasl karıştım, onu izah edeceğim. Satiye binasnın alımında vazifeder olmadığım için bu işle esaslı bir surette meşgul olamadım. Benim Satiye işine karışmaklığım bu itibarla DAĞLARBIN E PR ARI VAZZEZ TAH kadar ağır tavrı ve sözleri bana çok dilli? Kâğıda usulen bir göz gezdirilmiş ve nereye aid olduğu anlaşılarak oraya ha- vale edilmiştir. Bu havaleyi, benim gibi diğer şefler ve muavinler de yapabilir. Muhakeme, na terket ve bütün sözlerimi (Okayıdsız ve şarisız kabul et; iki sene sonra nasıl bir genç kız olaca « ğını görürsün. Ben seni iyice anladım kızım ve Allahın sana verdiği (zekâ ve kabiliyet saye - sinde ümidlerimin boşa (o gitmiyeceğini seni istediğim gibi yetiştireceğimi u - muyorum. (Yalnız bunda bana yardım etmelisin. Eğer hüs. nüniyet gösterir ve vazifemi kolaylaş 4 hırırsan her şey yo. una girecek... — Ne yaptığımı istiyorsunuz müdi. mahsus giyinişten büsbütün başkadır. |dokunmuştu. Cevab veren sesim adetâ|ve hanım? Söyleyiniz! İşte kızım bütün bunlar senin şehir. de yaşamanı kolaylaştıran, seni buna adetâ icbar eden şeylerdir. titriyordu. — Her şeyden evvel bana emniyet — Belki de haklısınız efendim; fakat (edeceksin, benim yanımda iken bu vah. bu dediğiniz şeyler için vakit çok geç... İşi kuş tavırlarını bırakacak ve beni se. Birkaç günlük temasımız neticesin.|On altı yaşıma girdikten sonra hayati veceksin kizım... Ondan sanrası pek de ve uzun senelerin verdiği tecrübe «İtarzımı büsbütün değiştirebilir miyim? | kolaydır. İlere istinaden senin harici huşunet vel Halimde ne gördü, ne hissetti bilmi.| Sesi ne kadar tatlı ve okşayıcı idi ya. İsertliğe rağmen iyi kalbli ve dürüst|yorum; ilk defa olarak yanıma yaklağ-İrabbil Birdenbire bana bir şey oldu. bir kız olduğunu anladım. Akıl ve 2€.İtı ve boynumu kolile doladı. Birdenbi.|On altı yaşıma kadar yabani bir ot gi. kân da alelâdenin üstündedir.”Bütün!re onun çirkin olduğu kadar sevimli|bi tek başıma yaşadığımı, kimsenin ba. Baban memleketin tanınmış bir aile. sine mensubdu ve hayatı, tam medeni bir insana yakışacak şekilde geçmişti. Armen de okumuş bir kadındı. Bina » enaleyh, senin tesadüfen Bursada dağ başında bir çiftlikte yaşıyan ihtiyar bir teyzenin yanında bulunman, me deni haklardan mahrum kalman için bunların yardımile senin tam bir şehir. li genç kız olmakta O geçikmiyeceğine eminim. Bu sözlerimi iyice düşün Semiha... Birkaç gün sonra bana samim! olarak | yüzünü, derin bakışlarını, mütebessim İna karşı şefkat ve sevgi göstermediğini, dudaklarını #â yanımda gördüm ve buİkimsenin bana böyle candan sözler yakınlık bilmiyorum niçin içime tatlıİsöylemediğini anladım, bunca hakikat bir duygu verdi. karşısında mağlüb olan başım müldire. — Geç mi kaldın Semiha? Sen henüzİnin göğsüne düştü, ilk defa olarak hiç. -İfikir ve hislerini söylersin olmaz mı? |bir çocuksun... Görgüsüz, inadet, mağ.|kırarak ağladım. Müdirenin ciddi ve müşfik diduğu'rur bir çocuk,.. Kendini tamamile ba-l Niçin ağladım? Ne duyuyor, ne dü. için bunu da sana havale ettirmiştim» cevabını verdi, Bunun üzerine bu raporun Satiyeya aid olduğunu ve bu arada kıymetinin ta. dil edilmiş olmasına göre, bana bu hu. (Devamı 12 inci sayfada) şünüyordum? Benim göz yaşlarımı durdurmak, beni teselli etmek için mü. dire hanım «Vahşi kuşa» neler söyledi, neler yaptı? Bilmiyorum. zi Yalnız gile hayatı sürmemiş, enne ve baba sevgisi tatmamış olan bir kız © dakikada ömrünün susuz bir çölden başka bir şey olmadığını hissetti ve. bu yabancı kadının kendisini sevmiye başladığını anladı. Bu ne büyük fırtına id! Güya bir saniye içinde kalbim ve muhakemem olgunlaşmış, derin bir uykudan uyan. mıştım. On altı senedenberi uykuda geçen günlerime bir dakika içinde ışık dob duğunu, soğuk kalbimin ısındığını, İs çimdeki isimsiz boşluğun dolduğunu, başımdaki isyan rüzgârının duruldu « ğunu hissediyordum. Varlığım çevik bir kuş hefifliğile uçmak istiyor gibiy. di. Bir saat sonra müdirenin odasından çıkarken, isyan dolu vahşi duygularım, manasız inad ve gururum arkada kab mış, yepyeni bir Semiha olmuştum. Yeni hayatına hazırlanan, onu sev. mek, ona alışmak arzusile çırpınan bir * Birkaç gün sonra talebeler birer iki. şer gelmiye başladılar. Bunların ki « misi İstanbukleln, bazıları da Anado» unun muhtelif şehirlerinden geliyor. lardı ve hepsi de zengin ve temiz aile kızları idiler. Ancak ben çiftlikte kim. se ile görüşmediğim için bunlarla ar « kadaşlık etmek arzusunu da duymu « yordum. Esasen senelerdenberi yanlız. hığa alıştığım için hattâ kendi yaşım « daki kimselerin yakınlığı bile beni si kıyordu. Benim için yalnızlık en büyük zevk hükmüne girmişti. Bu sebebteö bir gün hocam: — Yakında arkadaşların gelecek, on- larla beraber gülüp eğleneceksiniz. (Arkası var)