25 Ağustos SON POSTA Sayfa 7? g0 Hitlerin nutuk söyliyeceği yer : Tanenberg Tanenberg âbidesi niçin ve nasıl yapıldı, bugün ne haldedir ? Önümüzdeki Pazar günü e) «neşhur Tannenberg muharebesinin 25 in €i senesi kutlulanacak. Hitler bu mera. Simde bütün dünyanın beklediği nutku. Du söyliyecek; 'Tannenberg şerki Prusyada Leh hu- dudu civarında bir köydür. Bundan 25 sene evvel, yani 1914 senesi Ağustosu. nun sonlarında Hindenburgun kuman- Gas: altında bulunan Alman kuvvetleri general Sansauov'un kumandası altın. da bulunan Rus kuvvetlerine karşı beş gün süren müthiş bir muharebeye iu - tuşmuşlar ve Rus kuvvetleri burada mağlüb olmuşlardı. Bu sene üçüncü Reich hükümeti bu Muharebe meydanını bir milli hac mev. kii haline getirmiştir. Alınanlar 'Tannenberg'de milli iane- İerin yardımı ile muazzam bir abide Inşa eylemişlerdir. Bu abide Alman ve Rus askerlerinin mezarları ile dolu bir vadiye hükim bulunan bir tepenin üzerine inşa edil. miştir. Çok büyük fakat o nisbette çir. kindir. Daire şeklinde inşa edilmiştir V otuz metre irtifada sekiz büyük kule- den ibarettir. Kuleler birbirlerine yük- sek ve yeknasak bir duvar ile bağlı - dırlar. Heyeti mecmuasile âbide uzak- tan bir hapisane manzarasını arzeyle- mektedir, İçerisi vâsi bir meydandır. Meydanın ortasında üzerinde bir istav. Toz bulunan bir tümsek bulunmakta » dır. Bu tümseğin İçi harb meydanında binlerce askerin kemikleri ile dolu. Tanenberg âbidesi bir merasim gününde Methalde ikkat hazarlarını çeken!rilen kumanda üzerine sıraların önün. büyük bir bronz levha asılıdır. Bu lev.'de dizilirler. Abide memurlarından bi- hanın üzerinde Hindenburgun küşadiri perdeleri kapar ve ışıkları merasimi esnasında söylemiş olduğu | söndürür. Bu anda harita ve yanında nutkun bir cümlesi bulunmaktadir. Bu|bulunan saat ışık içinde kalır. Harita cümle Almanyanın 1914 harbini iste.) üzerinde kırmızı ve beyaz noktalar ışıl. miş olduğuna dair ileri sürülen iddia.'dar. ları şiddetle reddeylemektedir. Bu kırmızı ve beyaz noktalar 25 A. Abidenin birkaç yüz metre Ylerisinde | stos 1914 tarihinde her iki tarafın tahtadan yapılmış küçük bir ev göze) mevkilerini göstermektedir. ya çarpar. İ Mukine tertibatı sayesinde seyirciler Bu evin içinde büyük bir salon ve |touharebenin seyrini takib eylemekte. srlonda da tahta siraları salonun cep -jdirler. Temaşa yirmi dakika devam helerinden birinde mntakanın, üzer! eder. Memur ziya noktalarının hare - i ile beraber harakâtın safahatını gayet büyük bir dikkatle anlatır. İşte Tannenberg böyle bir âbidedir. Asyanın en büyük anireposu: (Hong - Kong) limanı Japonlar buraya asker çıkarmakla ne gibi bir maksad takib ediyorlar? Geçen gün bir ajans telgrafı, Japonla.! rin Hong Kong civarına asker çıkardık. larını bildiriyordu. : Bugünkü yazımızda Uzakşarkın en mühim Jimanlarından biri olan «Hong Kong» hakkında malümat vereceğiz. İngiltere Avrupadan Uzakşarka kadar üslerini, istihkâmlarını, mer Sa dur, Abidenin kulelerinin” her birinde EG&hâim bayraklar bulunmaktadır. Du. varlarında, muharebeye iştirak eden Muhtelif kıt'aların kazanmış oldukları 7aferlerle tarihçelerini havi plâkalar Vardır. elektrik ampulleri ile dolu . muazzam, kabartma bir haritası asılıdır. Merasim günlerinde ziyaretçiler ve. Mola yerlerini dizmiş bulunmaktadır. Askerleri, topları sıra sıra bu yerlerde Mevki almışlardır. Bu mühim yerler srasile şunlardır: Cebelüttarık, Malta, Süveyş, Aden, Kolombo, Singapur, Hong Kong... Deniz. 'de seyrüseferin ve ticaretin serbesti- #İhi temin eden uzun bir zincir... Totaliter devletler bu zinciri, bu hattı Sarsmağa, uçurmağa uğraşıp durmakta. dırlar, Almanlar Cebelüttarıkın altından tü- del kazmağı tasarlarlarken, batlâ Cebe. vücude Mittarıkı istemeğe bile kalkışırlarken; İllrak bile... Bu toprak (binler » İalyanlar, Malta adasile rekabete giriş. ve ve binlerce adam tarafından taşın Mek için mahud Pantellaira adasını tah- Bunlar Stein dee gile im ederlerken, Süveyş kanalına taarru.| £ za h larirlarkn;i/Tâponlir' “EobŞ den sonra mâkineler taşınmıştır. Bun. Konga karşı tayrruza kalkışmışlardır. 1841 senesindenberi İngiltereni; temlekesi bulunan; Çin deni ia ZE Çorak kayalık ulan Höng Fööng: böğls; tan ve bahri üssü olan Hong Kong; bir likle 700.000 nüfusluk bir şehir olmuştur. Ya üzerine kat kat olarak İnşa edilmiş) Limanma her sene 800.000 den fazla vlan Höng Kong antrepoları, bankaları, | Yanaşmaktadır. Mansabı bulunduğu neh- Yüksek ve muazzam binaları ile artık|rin üzerinde 6000 vapur gelip git- Yaponlar tarafından tehdid edilmekte -| mektedir. dir, Meşhur Canton şehri Hong Konga an- “Hong Kong; Narikin munhedenamesi.| 2k 75 mil mesafede bulunmaktadır. Din #arihi olan 1042 senesi ile 1896 senesi| Beynelmilel Çinin ticaretinin heyeti ürasında İngiltere tarafından sırasile şa. | mecmuası - 96 95 i . Hong Kongdan geç. Bn alınmış olan birçok küçük adalar v Kayalıklar üzerine inşa edilmiştir. “ong.Kongdan bir manzara da bu tarihlerden evvel taştan başka bir! posudur. Mübadelenin merkezidir. yoktu, (Her şey (sonradan getirilmiştir. Hattâ top» le bu vaziyetten istifade eylemiştir. Fronsa bu üsse yardımda bulunmak. sında Uzakşarktaki o müstemlekelerinin bu şehrin arkasında siper aldıklarını u. nutmamıştır. Formose adasına Japonların asker tahşid eylemekte oldukları birkaç haftadanbe. ri malüm bulunuyor idi. Bir kuvvet dar. besine intizar ediliyordu, Esasen Japon emperyalizminin plân. İlarında Hong Konga hücum; Hindiçin : iye, Singapura, Hindistana, Adene ve Sü- e|mektedir. Bu şehir Uzakşarkın mecbur | veyş kanalına karşı yapılâcak taarruzun Ora.|mola yeridir. Asyanm en büyük antre-| mukaddemesi değil midir?.. ! LEDE IYAT | Nurullah Ataç, nesin ? Edebiyatın eli baltalısı mı ? YAZAN: HALID FAHRi OZANSOY Dostum, biliyorum, aşağı yukarı bü. tün yazı arkadaşların da bildi, anladı ki, senin biçare kalbinin içinde, unulmaz bir yara gibi eser sahibi olmamanın sonsuz bir ıztırabı var. Tıpkı Alphonse Daudet nin meşhur Jack romanındaki rat$ şaire benziyorsun. Onun gibi etrafı camekânlı kulende ağlaya sızlaya ve bağrını döve döve, bir türlü yazamadığın şaheserlerin matemini tutuyorsun. Şairleri bir za. manlar bulutlarda dolaşan mahlüklar sanırlardı. Bu teşbih doğrudur amma, yalrız yarım şairler ve çok kerede bir mısra yazmak kudretine malik olamıyan yetim şairler içindir. Ne yazık ki sen, dostum, bu ikinci grup bedbahtlardansı: Sırf bunun içindir ki, Tanrının sana ver. mediği mevhibenin intikamını, gerezkâr tenkidi kendine meslek edinmekle, $8- dece edebiyattan ve edebiyatçılardan al- mak istiyorsun. Senelerdir devam eden bu sekat rolde az külâih değiş. tirmedin. Dün beyaz dediğine bugün si. yah deyişin bundandır. Dün, burjuva ve yüksek sosyete romanmın düşmenıyım diye bağırdın, bugün fakir halkın roma. nını yazmak, bu sefaletlen gizlice zevk diyorsun. Güzel mısraa, sil düşman olduğun içindir ki «Yazık oldu Süleyman efendiye» tekerlemesini bugünkü Türk edebiyatını. en yüksek İincisidir diye koskoca başlıklarla gazete. lerde ilân etmekten çekinmemişsindir. Kaç yıl oldu hessblamadım, fakat şu mübarek elin kalem tuttu tutalı bir tek eseri beğendiğini, bir tek Türk müellifi- ka, edebiyat hokkabazlıkla, rını ve İlam acaibliklerini herkese kud. ası gisi tattırmak İçirdir. Bu su. na üstad diyecekleri de ancek o sında bulabiliyor. sun. Bu-kadarı da ğin çilenin bir tel müküfatıdır. Bundan da mahrum kalsa idin kim bilir daha ne kadar bedbaht 6- Jacaktın! N anlıyalım! Kendi edebiyatının münkiri mi? Şu vatan toprağında beğe- nilen bir tek eser yok mudur ki, hâşâ sen de beğeresin demiyorum, fakat biç de. ğilse aleyhinde bulurnmıyasın! Bunun £. çindir ki Hümidin, Akifin, Fikretin, hi. silı Türk edebiyatında muhtelif zümre, ler tarafmdan yöksek bellenmiş bütün tanmırış şahsiyetlerin hiç birisi peltek dilisin küfründen ve tükrüğünden kur- tulamamıştır. Yalnız bir şairi, (Yahya Kemali beğenirsin, o da galiba heybetin-! den ürktüğün için... Senin nazarında| Halid Ziya, Yaküb Kadri, Orhan Seyfi, Yusuf Ziya. Reşad Nuri, Mahmud Yesa. ri, bilmem daha sayayım mı, hâsılı bü. tün edebi şöhretler hiçin hiçidirler. O p halde, dostum, sen hangi edebiyatın mü. nekkidisin? Geçen gün, benim «Baykuş isimli pivesim hakkındada bir şeyler yazmışsın, okudum. Okudum ve sana büsbütün acıdım. Bu satırları. “yazışım da, o eseri müdafaadan ziyade edebi bir Çin denizinin diğer bir bekçisi olan davayı-senin mügalâtandan kurtarmak arzumdan doğuyor. Bu müdafaa, az çok vazifemdir de... Çünkü, bir edebi hakkı yerine getirmekle mükellefim. Çünkü «Baykuş» artık benim eserim olmaktan çıkmış, millete malolmuştur. Çünkü ilk Bütün Avrupa, bütün medeniyet dün, |bisXilârında senden evval kendimin ma- yası bu mamüuriyetten istifade eylemiş.|9<l dediğim o eseri vaktile beğenen, al $ir. Hong Konga karşı Japon taarruzun. |K'slıyan ve bu teşviklerile beni gençlik dan dolayı sevinmekte olan Almanya hi, |99ğomdan bugüne kadar bu yolun de. İvamlı ve hâraretM bir yolcusu yapan ce. miyet, benim kendi cemiyetim. benim dun sonra inşaat başlamış, ağaçlar GİKİLİ çan fariğ olmamıştır. Harbi Umum gra, |miletim. kerdeşlerimdi. Sen şimdi yir. miştir, mi beş yıla yakın bir zamandanberi ede. bi mevkiini tutmuş olâh böyle bir esere hücum etmekle ve bu eseri bunca yıldır lere haksızca ve pervasızca zevksizlik damgasını vürmekla kendini eamiyetter | İde üstün görmüş oluyorsun. Yo, dostum, bu kadarına hakkın yoktur. Çünkü o az!z halkın içinde sen nihayet bir kum tane- sisin. Deryayı nesil inkâr edebilirsin ki, onun coşkun sesi karşısında senin sesin olsa olsa bir vızıltıdan iberet kelir. Du. yulmaz, duyulamaz, o kadar sönük ve *ayıf bir sestir ol... İvabını henüz okudum. Varlık'taki mü 1& da beğenip oynıyan ve seyreden! l Nurullah Ataç «Baykuş» un bugün teknik modeli bir eser olduğu iddiasında ben bulunmadım İki, sen bunun aksini isbata kalkıyorsun. Yalnız şu var: Bu eser yazıldığı zaman, 'Dürk sahnesi manzum tabii dilden mah. rumdu. İşte o zaman, ilk defa olarak bir genç ortaya çıktı, terkibsiz lisanla o üç perdeyi yazdı ve gene ilk defa olarak ma. sal dahi olsa Anedoluyu sahnede şiirleş. tirdi. Daha ilk perde açıldığı zaman: — Kim 0? — Bir yolcu, Tanrı gönderdi. Çok soğuk var, su dondu, sisli kıyı: Ay karanlık, ölüm kanad gerdi. Açın, Allah için açın kapıyı! Mısralarını işiten halk, kendi tabif di- inin sahneden akseden bu nidası karşı- *-İsında yalnız bir his duymuştu: takdir. İş. İle hayatta benim san'at yolunda en bü. yük saadetim odur ve o geceyi bir çeyrek İssra yakın zamandanberi takib eden sa. yısız gecelerdir. Bugün Halkevlerinde gençliğe hazin bir mazinin destanını hıç. kıran o eser için sadece bir ibret lerhası- dır da diyebilirim. Birçok yerleri. birçok kelimeleri bugün eskimiş olabilir, aksini iddia etmek tekâmülü reddetmektir. Fa- kat o üç perde içindeki lirizmi, samimi. yeti nasıl inkâr edebilirsin? Zaten, ese. rin, bugün de birçok yerlerde temsil e. dildiğini söyliyen ve yazan sensin. Ey, nasıl oluyor da sence hayatiyet! olmıyan ve bugün, gene benin iddian üzere «İs. tanbulda oynarsa, gözyaşları ve alkıştan ziyade, bir tebessümle karşılanacak olan» bu piyes hâlâ bu carlılığını muhafaza &- debiliyor? Demek ki onda, az çok yaşı- yan bir cevher var. Amma senin yalnız sakatlık arayan ve ne yazık ki asıl sakat. ğı kendi zihniyetinde göremiyen gözle. in için hiçbir parıltı yoktur. «Baykuş» hakkında vaktile yazılmış olan bir tomar takdir makalesini bile (içlerinde senin hayran kalacağın ecnebi dillerden olan. Jar da ver!) gözlerinin önüne fırlatsam da göremezsin. Acı bir nok'a daha! Mahud makalen. de «Baykuş, için «yirmi sene evvele aid bir hatıra: deyişinden, en yakın tarihi bile hesablamak zahmetine katlanmadı- ğın anlaşılıyor. Eser 1916 Martında tem- sil edildiğine göre. iki ay eksiği İle yirmi İdört ılık bir maziye malikti bir kere. Yirmi dört yıl evvel, perdelik terkibsiz lisanla yazılmış bir *rajedi! yahud masal! Sen işte bu kadar, hiçbir şeyin tarihine kıymet vetmiyen bir münekkidsin. Ne diyeyim? Allah senin elinde bizim kadar tenkide de acısın ve İçine başka bir ilham versin de onunla uğrâşasın. Türk edebiyatını senin baltandan kurtarmak için başka ne dua edel Halid Fahri Ozansoy Üstad Közm Nami Duru'ntn bana ce. hem fikirlerini aydınlattığına memnu. num, Tuhafı şu ki neticede fikirlerimiz birleşmiştir. Gelecek yazımda kendisine daha uzun cev ğ Bir otomobil iki kişiye çarpıp yaraladı Ortaköyde oturan temizlik amele « sinden Kadri, dün Ortaköy caddesin « de işile meşgulken bir kamyonun çarp masile tehlikeli surette yaralanmış ve Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır.