mmm SEYİR Cenevre üniversitesi | İngiliz - Japon anlaşması nedir, nasıl oldu? Japon fendi bu sefer de muvaffak . Olmuş ve çok mahmul İngilizi Uzakşarkta mat etmiştir e iyençin imliyaz mıntakasın - daki İngiliz memurlarının, bir Yaponu öldürmekle mazmun dört Çinli - Bin itham delillerini kâli görmiyerek bunları Japonlara teslim etmemelerin - den çıkan ve bu imtiyazlı mahallenin Ja- Pon askeri tarafından ablukasına mün - “er olan hâdisenin nihayet bugün Uzak- doğuda yeni bir İngiliz - Japon anlaşması doğurduğunu görüyoruz ki bu çok ehem- Miyetli siyasi hâdisenin ilk neticelerini Pek yakırda Avrupa sulbünün takviye - Sinde hissetmek kabil olacaktır. Bugüne kadarki İngiliz - Nipon ihtilâ- 1, kaynaklarını tâ Büyük Harbde Japon- Yanın fazla büyüyüp çokça nifuz kazan: Mâsinden ve denizler kakimiyetinde İn - BÜtere ie müsavat istemesinden (alır. İngiMere o zaman Avrupada, 1935 den - i olduğu gibi, aleddevam vahim bir mb ihtimali karşısında bulunmadığı gi- Rusya da artık İran, Efgan, Moğolis - fan ve Mançurlde korkonç bir rakib ve Hindistan için de büyük bir tehlike teş - kil etmekten fariğ olmuştu. Bunun için Taponların kafa tutmasına karşılık 1922 v Vâşingiten konferansının akabinde, 'ngiltere, Japon ittilakını bozmakta bir Mhz görmemişti. $t» 0 gündenbari Japonya her mese - lede İnçiltereyi, aşikâr veya mahfi: dat - Ba karsısında bulmuş ve bilhassa Uzak- Şarkta İngiliz - Japon görüş ve menfaat- Beri taaruza başlamıştır. Yedi sekiz sene #wwel Taponlar Mançuriyi Çinden ayırıp Yada kendi kontrolları altında sun'i ançtko devletini teşkil etmek bareke- giriştikleri zaman İngiliz donanma- # Avrupada, bugün gibi, bağlı değimiz öt Fransa ile olan harb ittifakı çoktan- di © kadar gevşemişti ki, Fransa ile $ç hal tevhidi hareket kabil değildi ve Mgiere Japonyaya karşı yalnız başına ie girişemezdi, Bahusus Mançu - ci #un doğrudan doğruys muhtel ola" hevati menfaatleri yoktu, Pih-ski Japonya iki sene evvel bizzat Nİ İstilâya baslamasile İngilterenin gö- Mealmmasitz. Fakat o zaman, Avrupada da Yin - Roma mihverinin türlü talebleri #isında bulunan İngiltere ve Fransa Si Wmiyetle Avrupada Akdeniz ve İspan a harbi meselelerile o kadar meşgul uralardaki esaslı menfaat ve mevru- inin muhafazası kaydma o kadar ta Ki idiler ki, Taponyayı Çine vaki is- azeketinden alakoymak için yegâne ta Olan, donanmalı ö Eindaş, nmalarını Avrupa sula hı dg, dön tamamile mahrum bulunuyorlar. m, deri bitaraflık cereyanlarına ma - i m şimalt Amerika devletler inin ise bu işe yalnız başına giriş « Mei babi mevzuu olamazdı. > Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet DE Bu suretle Japonya iki sendenberi, AvsJdi; nitekim bu hâdise yeni çıktığı zaman rupa veya Amerikadan hiç bir müma | bunu öylece izah etmiştik. Bundan başka naat görmeksizin Çinde adsız bir harb, | vak'anın olduğu günlerde bir Japon sör- hem de Uzakşarkın en büyük bir harbini| cüsü (Por Parolo) takriba şöyle demiş- açmış ve gimslİ, orta ve cenubi Çini ordulti: İngiltere siyasetini değiştirmeli ve Çin sularına göndermek imkâ -| larile istilâ etmiş bulunuyor. Fakat gar | Çang-Kay-Şeki himayeden vszgeçmeli - ba ve içeriye çekilen Çin hükümet ve or- dusu mukavemeti elden bırakmamış vs Japon işgali altında bulunan yerlede bile mühlik ve müz'iç bir milli çete ve tedhiş harbi devam ettirebilmişlerdir. Jsporlar, bir Gürlü kıramadıkları Çin mukavemeti ile milli Çin hareketini bilhassa Ruslarla İngilizlerin Çinlilere vaki maddi ve mâ- nevi yardımlarına stfederek bunlara fe na halde kızıyor ve İngilizlerin Çin ma - reşalı Çang-Kay-Şeke yardımdan vazgeç- melerini, bilâkis Çin işinde kendilerile iş birliği yapmalarmı istiyorlardı. Çünkü görüyorlardı ki, İngiltere Çine ve Çin - deki İngiliz imtiyaz mıntakaları da milli Çin hareketlerine yardımda devam et - #ikçe Çin işini bitirmek mümkün olamı- yacaktır. Diğer yandan Çin seferi her türlü tah» minlerden fazla uzamış ve çok büyümüş- tür. Mançuko İle Çinde tutulan en az bir buçuk milyonluk büyük ordu, aleddevam faal, böyük hava ve deniz kuvvetleri, Ja- ponyanın yalnız sabrını değil, insan, pi Ta v Iktisad kaynaklarını da tüketmekte- dir. O halde Çine her türlü yardım im - kânlarını ve bunların başında gelen İn- giliz müzaharetini. ne suretle olursa ol - sun, menetmek lâzımdı. Heltâ bunun Için, Japon gskeri mahfelleri, Çindeki bü tün İngiliz Hman ve muntakalarını ve Hong Kangu teerid ederek Çinin mutlak surette denizden ablukasını önüne sürü - yor ve bu yüzden İngiltere ile bir harb Dar, fakir ve verimsiz adalarda 70 kg, |Sıkımasından bile çekinmiyorlardı. Çün- Yapana yondan ibarst kendi esas halkını Mak İçin, yegâne çare olarak, çok bir sanayi memleketi haline gelmiş Taç PORYA rekabetsiz ve sırf kendi pa- debiz ucuz mevaddı iptidsiye tedarik e- *ceği kendi hükmünde sahalara kin “Olduğu gibi yaptıklarını satmak Tarlan Bene kendi kontrolünde emin pa- A muhtaçtı, Esisen iptidat madde kaş leri e satın alma kabiliyeti az o- ağ Peer bu hususlarda Japon - tiyacını tatmine kâfi gelemediği Si sabuk anlaşılmıştı. Bunun için il Yü Çinl istilâ ile bunun 400 küsur von halkını iradesine tömetmek mak- > “e gözeiyörün, Nihayet iki sene Ez rsatı bizzat Avrupa büyük Tİ, atalarındaki arlaşamamazlık-| 4 Yaratı a | Ön ei »p kendi ellerile Japonyaya tk teslim ettiler, kü bu mahfeller evvelâ Berlin - Roma antikomintern ocephesile tam bir mü - şarekete taraftandırlar; #kincisi, İngilte- renin Avrupa sularındaki harb gemile - rini bu sırada büyük Okyanusa getiremi- yeceğini biliyor ve bu suretie ileride na- sıl olsa vaki olacak bir Japon - İngiliz harbini şimdi, şu kendilerince en müsaid durumda yapmağı Japonyanın muazzam emperiyalist emellerinin bir an evvel ta- hakkuku bakımından faydalı görüyor - Jar. Onlara göre, her sene birkaç zırhlı Sâvesile kuvvetlendirilen İngiliz ve Ame- rikan donanmaları tamamlanmadan Av- rupanm bugünkü karışık durumundan bemen istifade etmelidir. İşte Tiyonçin hâdisesi, gerek Japonya- da ve gerek Çin işgal ordusunda hüküm siren bu ateşli muhakeme ve mütaleala- rın bir tezahüründen başka bir şey değile dir. İngiltere, Çinde Japonyanın istedi - ğini anlayıp bunu tanıyınciya kadar taz- İ yik edilecektir». Fakat bu sözler o zaman, belki de bir İşaka telikki edilmiş, ve her halde dik « kati fazlaca çekmemişti, Halbuki Japın - ların Çin politikalarının en yakın mü - him bir hedefi bu Kelimelerde apaçık görünüyordu. Pilaki onlar Tiyençin me- selesini çıkanmakla şüphesiz ki İngiltere üzerinde, hem de şiddetli. bir tazyik yap- mak istiyotlardı. Fakat niçin?! Dört maz- nun Çinliyi inde ettirmek veyahud Çin - deki imtiyazlı mıntakaların Yiğvna yü - rünecek bir durum yaratmak için mi?.. Şüphesiz Ikinci ve üçüncü plânda bun - lar da vardır; fakat İngilterenin Tiyen - çinde tazyikile aml edinmek istenilen şey. bir kelime ile, ona Japonyamın Çin- de yarattığı durumu tasdik ettirmek ve onu Çin hükümetine ve Çin milli hareke- tine her türlü yardımdan menetmekti, Fskat İngiltere Tiyençin imtiyaz bök gesinin ablukasını mahalli bir hâdise ola» rak telâkki etmek ve bunun için Japonya ile bu esas dairesinde görüşmek istiyor- du. Halbuki Japon Port Parolünden baş ka Japon basını ve Japon politika adam- ları Tiyençimden evvel Japonya ile İn - giltere arasında halledilecek esaslı Çin meseleleri olduğunu #öylüyorardı. Hattâ birkaç gün evve İngiliz başvekili Bay Çemberlaym Avam Kamarasında «Japon- ya, Uzakdoğuya aid siyasetimizin değiş - mesini istemiştir: demiş ve fakat cevab olarak arkasından «böyle bir taleb, mev- zuubahsolmaz, zira İngiltere her hangi bir yabancı devletin talebi üzerine hari- ci siyasetini değiştiremez. diye ilâve et- mişti, Halbuki bugün görüyoruz ki İn - gilere Uzakdoğuda siyasetini değiştir - miş buluşmaktadır. Çünkü o sadece bir taleb karşısında değil, Tiyençinde ciddi bir tazyik ve hattâ Japon hükümet ve or- du başlarının bir harb tehdidi karşısında kalmıştır. Passifikte bir harb ise bu sı - tüda İngilterenin hiç istemediği ve mut- nun için Japon fendi bu sefer de muvsf- İak olmuş ve çok mahmul İngilizi U - zakdoğuma mat etmiştir. Bahiş uzadığı için yeni İngiliz - Tapan anlaşmasının muhtemel neticelerini baş- ka bir yazıda mütalca ederiz. H, E. Erkilet lak surette içtinab ettiği bir şeydir. O -İgör Maltehe, Bayan Âfete doktorluk payesini tevcih etti ye e B ve Afetin Cenevreye tahsilini ikmale göndermesine karar verildiği İ i i i gece Pbedi Şefin sofrasında hazır bulunuyordum ve şimdi üniversitenin senato odasında bu necib Türk kızı profesörlere tezini izah €derken gene hazı- $ rım. Türk dinleyicilerin gözleri yaş içinde... Dalgın nazarlar salonda ayni $ hayali takib ediyor. Yabancı bir muhitte Türk zekâ ve kabiliyetinin o ihraz i ettiği muvaffakiyet bizi daha çok sevindirecekti. eğer müessir eserini görmüş olsaydı! Meesenassszaseooansooammmsaazza Yazan : Ercümend Ekrem Talu 21 Temmuz 939 Cenesvrenin kültür merkezi olarak ö- tedenberi müesses bir şöhreti olmamş ola, Milletler Cemiyeti komedisi onu gülünç ederdi. Bereket versin ki dünya- nın her tarafına ilmin göz kamaştırıcı nurunu Deşreden «sırdide bir üniversi- tesi var, 129,000 nüfusluk bu şehirde 47,000 ec- nebi yaşıyor. Ve bunların çoğu burada ya tahsil, yahud ki tetebbü ile meşgul dür. Güneşli ve parlgk günlerde Cenevre, | Imanı He, masmavi gölü ve nehrile, ye- şil yamaçları ve uzakta beyaz bir perde gibi uzanan Mon Bılanın karlı sisilesile dünyada eşi bulunmaz bir manzara ar- zetmektedir. Bu harikulâde dekor içerisinde Cenev- re, en modern ilim telâkkisinin önemli bir merkezi olmak şerefini kazanmış ve muhafazâ etmekte ülelimeşiiz. M. Pittard ve Bayan Afet Geçen gün burada biz, birkaç Türk,| Prafesörler, bu doktorluk | talibesini kıymetli bir valandaşımızın, Bayan Afe-| Sikıştırdıkça sıkıştırıyorlar, Fakat o kat'i- tin, doktora tezini müdafassında bazır| Yen Şaşırmıyor; ne yazdığını biliyor ve bulunmak zevkini tattık. |idiiialarım büyük bir cesaret. selâset ve Yağmurlu bir günde, Bern elçimiz) Mantık kuvvetile müdafaa ediyor. Vasfi Menteşin muhterem refikası ile Görülüyor ki Atetürk mektebinin, Ba- birlikte Bernden Cerevreye doğru oto-| yan Afet, en feyizli şakirdidir. mobille yol alırken içimde muhtelif his | Dinleyiciler otuz kişi kadar var. Ara- ler çarpıştyordu. larında birkaç tane Türk » arka- Bayan Afetin Cenevreye, tahsilini ik-| â ın, bu nihat ilim i ihraz male gönderilmesine karar verildiği ge-| #derken, maneviyatını huzurlarile yük- ce, Ebedi Şefin sofrasında hazır bulu- rayordum. Atatürk, fıtratmda müstesna bir kabiliyet sezmekte bulunduğu bu ma- nevi evlâdının ilim bakımından da aza- mi mücehhez olmasını arzu ediyordu. Bir hayli münakaşadan sonra, bu genç ve değerli Türk kızının o hafta &o- seltmek istemişler. Fakat buna lüzum var mıydı? Bayan Afetin maneviyatı bü- tün kuvvet ve ulviyetini, Atatürkün aşı- ladığı sarsilmaz prensiplerden almşıtır, — Size teşekkür ederiz, bayan! Eseri- nizin bilhassa harita ve graliklerinden, bizzat müstefid olduk. Şimdi müsaade e- muna kadar Ankaradan hareket etmesi | din de, aramızda neticeyi müzakere eğe- kararlaştı. lim, Aradan iki ay geçince de, gene bir ge-| O Dekanm bu sözleri hepimizi, Bayan ce sofra başında Atatürk Bayan Afetin| Afet te dahil olduğu halde, dışarıya çı- Cenevre Üniversitesindeki ilk muvaffa-| karıyor. On dakika, heyecanla bekliyo- kiyetlerini bize tebgir etti, ruz. Nihayet, hademe bizi tekrar içeriye O ahda Büyük Atanın necib simasın-| aliyor. da beliren sevimsi ve iftiharı şimdi gene) (Profesörler heyeti ayakta. Dekanm görür gibi oluyorum. Ve içimi gizli bir|sesi gene yükseliyor ve kelimeler ağın- elem burkuyor: Bütün emellerinin ta-| den tane tane çıkıyor: hakkukunu gördükten sonra çelik ba-! — Cenevre Üniversitesinin Sosyal Bil- kışhı nazarlarının alevini söndürmeğelgiler Fakültesi, Bayan Afete, doktorluk kall olan Ebedi Şef, pe olurdu bugüne da| payesini tevehe karar vermiştir! erişseydi?! Türk dinleyicilerin gözleri Yaş içinde- Birkaç sokağın asfaltı üzerinde teker-| dir- Dalgın nazarlar bu salonda ayni ha- leklerini yuvarladıktan sonra Üniversite | Yali takib ediyor. Necib bir Türie kızın kapısında duran otomobilden iniyoruz. 4 garb Mim merkezinde Braz eylediği Tatil zamanırm tesadüf ettiği ciheti, | 79VaTakiyet hepimizin göğsümüzü if. kocaman bina tenha ve ıssız. Vatandış.! harle kabartmastır. Lkin müebbeden arının muvaffakiyetine şahid olmak |'DShZUN gönüllerimizdeki bir yaranm o maksadile, kilometrelerce uzaktan gel- ia kanamakta olduğunu hissediyoruz. miş dört Türküz: Sefirin refikası ile be-| (Yabancı bir muhitte, Türk zekâ ve raber üç bayan, bir de ben. kabiliyetinin #hraz eylediği şu zafer bizi Üniversite hademelerinden biri bize dâba çok sevindirecekti, eğer müessir yol gösteriyor. Boşluğu ( adımlarımızla | S€Tİni görmüş olsaydı! gınlıyan uzun bir koridordan geçiyoruz.| oBöyan Âfeli kapınm önünde tehalük- Nihayet işte Üniversitenin senato odası,|le tebrike şitab eden Türk kadınlarına ir Pe e ö-| bakıyorum. Atatirk Türkiyesinin manen af esör. Beri tarafta| ve ilmen yükselmi; e yalnız olarak Bayan Afet, dınları! — me peri Profesörlerden iki tanesi biz Türkle- tin yabancımız değiller. Biri, orijinal ve sevimli simasile, meşhur Mösyö Pittard.. Türk tarih nazariyesinin #lim ve hara retli müdafii, Diğeri de uzun yıllar ara- mada kalıp derin ülminin nurundan gençliğimizi istifade ettirmiş vlan profe- i Ercümend Ekrem Talu Vindsör Dükünün Aieffel kulesindeki ziyafeti Vindeör dükü 45 inci doğum yılını, bu sene elli yaşma basmış olan Eicffel ku- lesinin en üst katında verilen bir gala ziyafetinde tes'id etmiştir. Kule bu mü- nasebetle donünmeş, ba: elektrik râyaları içinde nurlu bir şekil almıştı Ziyafetin en neşeli bir anında, kulenin bir kenarında duran bir adam fazla sir. heşluk neticesi myvazenesini kaybetimiş, kaldırımlara “düşerek derhal ölmüştür. Orlada, ciddi ve vakur tavrile fakül- tenin dekanı oturuyor. Bayan Aletin antropolojiye taallük e- den #ezi 200 küsur sayfalık matbu bir kitab olmuş. Haritalarından ve grafikle- rinden, bunun uzun ve etrafh bir emeğin mahsulü olduğu anlaşılıyor. si İZ lk Si peni A e A e