i 6 SON POSTA EM “ — Hâdiseler Karşısında Nasıl sönerdi? eraklı, Heybejiadadaki çam yangınını haber almış. Bana <a Nasıl oldu da söndüremediler? Dedi. Yangın hakkında okuduklarımı ha- tırladım. — “Ateş fundalıklara sirayet etmiş, #undaliklar tutuşunca alevler oradan ağaçlara yükselmiş. Sualini tekrarladı: — Nasıl oldu da söndüremediler? — Ağaçlar çıra kütükleri halinde bir anda parlıyor ve mahvoluyorlarmış. 'Tekrarladı: — Nasıl oldu da söndüremediler? — Düşün bir kere otuz beş bin met- re murabbai bir saha.. Gerçi itfaiye çok çalışmış, halk itfaiyeye dım etmiş amma, ne yaptılarsa hepsi nafile- 'Tekrarladı: — Nasıl oldu da söndüremediler? Artık sıkılmıştım. — Söndüremediler işte, sen gelsey- din söndürseydin.. Sarnığların suları boşaltılmış. Dirhem su buldularsa sar- fetmişler. Ne yaptılarsa boş. Tekrarladı: — Nasıl oldu da söndüremediler? — Kâfi artık. — Söndürmek sanki o kadar güç müydü? İyiden iyiye kızmıştım: — Senin kadar kimse düşünmedi de gil mi? — Belki! — Sen nasfi söndürürdün? — Bir kova su fle! Bizim meraklı, aklını oynatmıştı — Bir kova sü ile koskoca yangını söndürecektin ba! — Evet! Aklını oynattığı muhakkaktı: — Bir kova su yeterdi de belki de artardı bile, | Bu sefer ben merak ettim, ben onu söyletmek istedim. İ — Bir kova su İle nasıl söndürecek - tin anlat m. İ — Bu yangın orada şiş kebabı pişi - renlerin yaktıkları ateşten çıkmış de - gil mi? — Evet! — Onların ateşi daha yanarken söndürürdüm. Yangın da çıkmazdı. İm Mlüsi yaktıkları | Bunları biliyor mu idiniz? | 60 yaşında bir erkekeğin ömrü nelerle geçer? Evvelce bu sü- tunda bir kadr nın yaşadığı müd- detçe o uğraştığı geylerin ne oldu- ğunu bildirmişti. Aşağıdaki rakam- Yar da da 60 yaşına basmış bir erkeğin 60 yıllık ömrünün bilânçasudur; Çalışma: 21 sene 90 gün 14 saat 20 daki- ) ka, yaz işleri: 6 sene 116 gün M saat 10 dakika, intizar: 5 sene 902 gün 15 saat 40 dakika, seyahat: 3 sene 273 gün 13 sa- at 25 dakika, gazete mütaleası: 1 sene gün 7 saat 17 dakika, raş: 228 gün 2 sa- at, 52 dkika, fatura tediyeleri: 140 gün 23 saat 55 dakika, imza: 42 gün 14 seat p38 dakika, kravatını bağlamak: 14 gün 12 saat 6 dakika, siyarasını yakmak; 12 gün 16 saat 25 dakika, düğmelerini ara- mak: 6 gün 21 saat 25 dakika, Bu hesablar Amerikada orta halli bir Kolonyayı kim icad etti ?. Kolonya suyu Z Paul Feminisa. a dında bir İtalyar Li — berberi tarafın » e dan icad edilmiş - tir. Bu adamon yedinci asrın orta. larında (o Cologna şehrinde yerleşmiştir. Orada « fevkalâde güzel su» diye bir su hazırlamıştır. Son. ra İtalyada kalan ve Farima suyu adını taşıyan yeğenlerini yanına almıştır. On. lara kolenyanın imalini öğretmiştir. Bun lardan Jean Marie Tarima on dokuzan. cu başlangıcında Pariste yerleş . bonyasını imale başlamıştır. O sıralarda kolonya suyu adeta bu ailenin yedi in. hisarında idi. Kimse onlar kadar güzel |kslonya yapamıyorlardı. aile üzerinden yapılmıştır. İstanbulda tatbik edecek olsak herhalde şayanı hay- İret neticelerle karşılaşırız... “Sevgili,, yi mi Seviyoruz, Hatırasını mı? Bir genç kız, tabil müstear adının Wk harfi ile Bayan «R.; şimdi mazi olmuş ve 'bir sevginin ohatırasından bahsediyor: — «Bu genç evlidir, bir de çocuğu var, mes'ud mudur, değil mi? Bilmi- yorum, fakat 8 yılhk bir ayrılıktan sonra da beni görünce heyecanlandı. O vakittenberi her karşılaşmada ayni heycanı duyduğunu seziyorum, Benim de kalbim ondadır. Pakat biçbir şey beklediğim yok. Bir gün geler, şerait te müsaid olsa, evlenelim dese, yemin derim, tereddüd etmeden hayır derim. Fakat niçin unutamıyo- rum, hiç mi unulamıyacağım, bu Şe- Tait altında bir başkasile o evlensem mes'ud olmaklığıma ihtimal var m dır? La Aziz okuyucum, Evlenmiş, mes'ud Olmuş birçek kimselerin şuurları alında, kendile- rine o saüdeti veren sevginin haricin- de, bir başka sevgi de yatabilir. Bu sevgi belki çocuklukta, belki ilk genç- likte gelip geçmiş, bazan da yerleşmiş bir gönül macerasının eseridir. Üye. rinde senelerin ağır yükü, sonra da #çinde bulunduğu hakiki saadetin çi- çekleri bulunduğu için sönmüş gibi- Sir, onu his bile etmeyiz. taxat aiç beklemediğimiz bir günde o bizi bırs- kan karşımıza çıkıverince içimizde bir sı duyarız, fakat yanılmıyalım, bü sızı bir pişmanlığın, bir hayal su- kutunun, bir fırsatı kaçırmış olmanın verdiği elem değildir, maziye karışan sevgiliyi değil, onun hatırasını anarız. Hani, bazan tren seyahatlerinde olur, İki katar bir istasyonda karşılaştığı za- man bazan aksi istikamete hareket et. mek üzere olan trenin bir Vagonunda gözümüz bayalimizde besleyip büyüt- tüğümüz bir tipe takılır, ah, işte şu olsaydı, deriz. fakat tren hareket baş- lamıştır, o simayı bir daha görmek mümkün değildir, işte o dakikada duyduğumuz teessüre benzer bir te essür.. Evlendiğiniz zaman, mes'ud oldu- Funuz zaman unutacağın Fakat mesele mres'ud İki gençten bahsediyorsunuz. mektubunuza söylemiştim: İk verdiğim cevabda da — Bunlardan biri hayatınızın fır- satı olabilir. fakat ikisinden hangisi? Tayin edemem. tercihi size bırakmak daha doğru olur. Söz İle süyliyece- ğim şey şudur: — Muhitinizi genişletiniz, karanlık odaya biraz ışık veriniz. Sizi düşün- meyebilirler. Hayatta her çey müm- kündür, fakat kendi kendinizi düşün- yek sizin için bir borçtur. TEYZE ş miş ve “İmperyal namı altında ilk ko, vE» Kadın Köşesi Yazlık rob Bu güzel robun epoletleri arkada çap- rastlaşıyor. İçinden beyaz, işlemeli bir bluz giyilecektir. Kemeri siyah deriden- dir, Pratik bir örgü rop Yazlık olduğu ıçin serin tutacak bir şeyden (ince şeridden, İbrişimden) yap mahdır. Biçimini anlatmaya bile lü - zum yok, o kadar basit. Düğmelerin ve sentörün tezad rengi bütün süstür. Ayni modeli uzun kolluda yapabilir- siniz. Kolların bu şeklini hiç bozma - dan altlarma birer dar kol ekliyecek siniz. Modelin ikinci şekli böyledir. Pratik bilgiler Burun kanamasına karşı tedbirler: Burun kanaması; Sureti umumiyece korkulacak bir şey değildir. Bu. çok va- kit uzun müddet güneşte kalındığı 2a- man yüze ka» hücumundan ileri gelir. Önüme geçmek için ayakta durup burun delikherinize baş ve işaret parmakları- nızla üstünden bastırınız. Derhal bir pih- tı toplanır, kanama durur. Durmadığı takdirde burnunuza içinde bir veya İki antipirine eritilmiş suda ıslatılmış küçük bir pamuk tampon tikayınız. * Diğer bir tedbir: Küçük çocuğun sürür içir tesbit edildiğinden, altmışlık kadın tevkif edildi ilmek suretile öldürüldüğü İstanbul zabıta ve adliyesi, dün mis- line ender raslanan feci bir cinayet hâ- disesinin tahkikatına el koymuştur. Beyoğlunda Tarlabaşıntla Altınbak - kal sokağında oturan 60 yaşında Omor fiya isminde bir kadın, altı aylık toru” nunu: z6birliyerek öldürmek töhmeti altmdadır. Bir muharririmizin vak'a mahallin « de yaptığı tahkikata nazaran, bu feci hâdisenin, mahiyeti şudur: Suçlu Omorfiya, Tarlabaşında A'- lınbakkal sokağında 28 numaralı ev - de, kızı Efstratia ile birlikte oturmak- tadır. Efstratia bir müddet evvel tram vay şirketinin Beşiktaş deposunda Çâa- lışan elektrikçi Şahab isminde bir genç le alâka peyda etmiş ve birlikte ya - şamaya başlamışlardır. Genç kadının Şahabdan bir de kız çocuğu dünyaya gelmiş, çocuğa Sehan ismini vermiş - ler ve bu yavru aralarında nikâh ol - mamakia beraber, iki genci birbirleri- ne daha sık» bağlarla bağlamıştır. Her ikisi de bu hayattan memnun ve mes- ud olmakla beraber, kadının anası O- morfiya bu huzuru daimi şekilde ih- lâl etmektedir. Sebeb de, artık 6 ay - bk olmuş bulunan küçük yavrudur. Omeorfiya bir Müslümanın sulbünden bulunan bu çocuğu istememektedir. Çocuk doğmadan evvsl kızını düşür- mek için teşvik etmiş, fakat Efstratia buna aldımş etmemiştir. Sehan dün - yaya geldikten sonra da müteaddid defalar kızına: — Ne yapacaksın bu piçi. Götür, Da- rülâcezeye ver. Yahud da, denize al, kurtul. Naşrl Ki, Kadıköyünde otu - ran bir kadm böyle yapmış, çocuğunu denize atmış. Gibi tekliflerde bulunmuş, fakat kı- zı dinlememiştir. Nihayet geçen Cumartesi günü ih « tiyar kadın, kızının evde olmadığı bir sırada herşeyden bihaber olarak ya - tağponda oynıyan yavruya sütle karışık sürür mürekkebatı içirmiş ve torunu- nu zehirlemiştir. Bir müddet sonra €- ve dönen genç kadın yavrusunun dur maksızın istifra ettiğini görmüş, der- hal doktora koşmuşsa da, ölümün ö - nüne #eçememiştir. 'Efstratia, kendisile konuşan muhar- ririmize gözyaşları içinde, hâdisenin bundan ötesini şöyle anlatmıştır: — Cumartesi gümü saat 4 te eve gel- diğim zaman, yavrunun her tarafa kus tuğunu gördüm. Ağzından kırmızı su- lar geliyordu. Baktım, yatağın üstün- de de, dökülmüş bir şekilde, kırmızı bir madde var. Dikkat edince bunun sürür olduğunu anladım. O zaman, çocuğumun zehirlendiğini okavradım. Anneme: «— Bu çocuğun hali ne?.. Burada sü rür var. Ne oldu, bana anlat» Dedim. Anlamamazlıktan geldi: «— Ne bileyim ben? Gözlerim gör- m aa Arkası üstü yere yatınız, kollarınız başınızdan yukarıya uzatınız. Boğazımı- za birkaç damla kan gider amma kanama çabucak durur. İmez ki.. Çocuk kusuyor. Fakat, sebe” bini bilmiyorum.» Diye cevab verdi. Hemen çocuğu a- larak doktor Cezveciyana, oradan dok- tor Fakaçelliye koştum. Çocuğun 2e- İhirlendiğini söylediler, ilâçlar verdi - ler. Gece bastı. Gece yarısı oldu. Ço » cuk, hâlâ kıvranıyor, arada bir kusu - yordu. Artık ben kendime malik de. gildim, Gece yarısından sonra Beşik- taşa giderek, çocuğun babasını bul - dum, vaziyeti anlattım. Birlikte eve geldik. Şehab: «— Bunu karakola bildirmeliyiz.» Dedi. Hasta yavrumu kucağıma al - dım. Karakola gitmek üzere yolu çık - tık. Zavallı çocuğum! Göğsümde, kal bimin üstünde ve ellerimin arasında, son bir defa babasına baktıktan son « ra, can veriverdi. Merkeze cesed ku - cağımda olduğu halde, girdik. Vak'ayı anlattık. Bize, ertesi ü gelmemizi, hâdiseyi tahkik edeceklerini söyledi « ler. Eve döndük. O gece sabaha ka - dar yatağımda çocuğumun cesedini İbağrıma basarak, uyumadım, ağla « dım.» # Taksim merkezi, hüdiseyi tahkik et- tikten sonra Omorfiyanın suçu tebey - yün etmiş ve torununun katil olan büyük ana dün adliyeye teslim edil - miştir. Bir bacağı nüzüllü olan ihtiyar kadın. ayağını sürüye sürüye Sultan- ahmed | inci sulh ceza hâkiminin hu- yurunu çıkarılmıştır. İşlediği facianın yeri yeni farkına varan Omorfiya, be- ti benzi uçmuş, ürkek ve korkulu söz lerle etrafına bakkınarak, yapılan #s - tievabında vak'ayı şöyle anlatmıştır? — Odamın içerisinde bir dolab var- dı. Yemek dolabı. Dolabın içerisini törirken. bir kâğıda sarılı olan sürürü de, yatağın içerisine bıraktım. Artık nasıl olmuş bilemiyorum, Ço « cuk, bu zehiri ağzına almış. Baktım ki, dudaklarında kırmızı zehir parça" ları var. Hemen, musluğa götürerek, ağzını yıkadım. Sonra da, süt içirdim. Fakat, biraz sonra çocuk kusmağa baş ladı. Bu sırada da, annesi sokaktan geldi. Sehanı kucaklıyarak, hemen dok tora koştu. Bu işi, ben kasden yapmış değilim. Gözlerim görmez, önce işin farkına varamadım. Maznun kadın, poliste alınan ifa » desinde de şöyle demişti: «— Balıkpazarı kapısından Mısır - çarşısına girdim, elli altmış adım yü - rüdüklen sonra, bir aktara sürür var mı diye, sordum. Beni içerlek bir dük-' kâna aldı. Kimse görmeden, 5 kuruş “ luk sürür verdi. Bunu saçıma sürecek» tim, Fakat, yatağın üstündeyken, ço « cuk alip yutmuş. Bu vaziyeti, önce korktuğum için, &ızımdan saklamış « tım> Hâkim Reşid, sorguyu müteakıb maznun Ömorfiyanın tevkifine karar vermiştir. Çocuğun cesedi dün adliye tabibi tarafından muayene edildikten sonra, görülen lüzum üzerine Morga kaldı « rılmıştır. ! Tahkikata, devam edilmektedir. — * | Bacaksızın maskaralıkları Hava bombardımanı |