A a YŞ Y RK, > T vE e me gr « W olarak kabul etmeğe imkân yoktur. Hergün Yeni intihubal önünde Yazan; Muhittin Birgen wgünlerde her tarafta en çok bahis mevzuu olan şey yen: İn- #ihabattır. Bunun gibi, gazete başmuhar- rirleri de bugünlerde okuyucularındın ayni mevzua dair mektublar alırlar. Ben de son günlerde bu yolda bir hayli mek- tub aldım. Umumiyetle, aldığım mektubları şöyle bülâsa edebilirim: Bizdeki seçim uşulün- den memnun olmıyahlar vardır, Bu mem- Duniyetsizliği sade mebus iptihabları ba- kınından değil, hemen her nevi seçim sahalarında tatbik edilen usullere kadar uzatanlar da görülüyor. Derhal söyliyeyim ki bizde tatbik edi- len seçim usullerini ideal bir temsil usu- Belediye intihabları, parlamerto intihab- ları ve hattâ, daha küçük, daha dar mu- hitlerde yapılan bütün seçim işlerimiz, demokratik sistemlere kıyas edildiği za- man, çok basit ve çok kısa yollardan gi- den bir sistem içinde cereyan ediyor. Bütün bunda müttefikiz. Bundan 31 sene evvel, Türkiye, ilk de- fa olarak intihabâta çıkarken ben de böyle düşünürdüm ve benim gibi düşü- nenler de pek çoktu. O zamanlarda bu- günkü gibi iki dereceli bir intihab usulü vardı. Biz bunu çok görür, tek dereceli ve tam manasile serbest bir intihab sisto- mi isterdik. Bunu istiyerek İttihad ve| Terakkinin yakasma iki elle sarılmış 6-| lan demokratlar kütlesi hay kuvvetli! Mi, Fakat, Türkiyede Fransız usulünde bir parlamento teşkilini ideal edinmiş il lah İttihad ve Terakki, en coşkun ve en kuvvetli devrinde bile bu usule müracaat eösaretini gösteremedi. İki dereceyi mu- hafaza etti; buna rağmen, anif mücade- lelerle karşılaştıkça, fikirlerini yavaş ya- vaş tadil etti ve intihabatın muayyen bir fırka kadrosu içinde önun kontrolu al- ından geçirilmesinin hiç olmazsa bir müddet için bir zaruret olduğuna kanaat getirdi. * Ben, o zaman tecssüs etmiş olan bu ka- haatimi o zamandanberi değişlirmedim. Vakıa bundan otuz sene evvel, bu mem- leket Türk değil, Osmanlı idi ve bu hal anif çarpışmalara yol açan bir vaziyet demekti. Bugün öyle bir vaziyet yoktur; hep Türküz, intihabata, elele, kardeş gi- bi gidebiliriz. Fakat, Osmanlıdan Türke geçmek, çürümüş bir imparstorluk kad- rosundan modem bir cüümhuriyet devrine intikal #tmek, kelimelerin ve kanımla- rın, kıyafetlerin ve bazı mesi sayesinde bir haml bir şey değildir. Uzunca bir istihale dev- rinin bütün menziilerini katetmek ve bü- tün safhaları içinden geçmek lâzımdır. Alatürk hayatta oldukça işi ona bırsk- mıştık. Millet. onun şahsında kütün in- Hhabatının usullerini de, neticelerini de tesbit etmişti; onun devri sona erdiği za- Mmandanberi de henüz bir devrin istihale- sini yapmak için kâfi zaman geçmemiş- tir. Bunun için bu devrin ilk seçki w- sulü, bundan evvelkilerden başka türlü olamazdı; olmasına da lüzum yoktur. Bugün de memleketin başında devlet relsi ve hareket şefi olarak milletin çok İyi tecrübe ettiği bir insan bulunuyor. Hayatı, “çalışması, fikirleri ve eseri bü- Hin teferrüntile milletçe malüm olan ve gerek hususi, gerek siyasi şâhsiyeli iti barile, bütün memleketin emniyet ve iti- madını toplamış bulunan bu şef, bü mem. lekete, yeni bir devre doğru giden bir is- tihale hareketi esnasında, klavuzluk va. tifesini üstüne almıştır, Klavuzdan emin olduktan sonra merasimin ehemmiyeti ikinci derecede kalır. Halk Yirkasına gelince, etek fırkalı fırkas sistemi, «fırka» kelimesinin mana. sile tezad halinde bulunduğunda şüphe yoktur. Fakat, büyük istihale devirlerin. de bundan İyi bir usul olmıyacağını da sade biz isbat etmiş değiliz: Rusya, Al manya, İtalya bunun müsbet delillerini gösterdikleri gibi, Fransadaki fırkacılı- Ein, Fransız milleti gibi bu işe alışmış bir millet içinde, ne kadar fenalıklara sebeb olabileceğini henüz içinde yaşadığımız hâdiseler dahi isbat etmiştir. Kendi hesa- bıma, ben bu memleket için, hiçbir za- man Fransız veya İngiliz sistemine taraf. tar olacak değilim. (Devamı 14 ümcü sayfada) SON POSTA Makale: 1917bE JEŞREDİLMİŞTİ Amerikanın hava kuvvetleri 1925 genesine kadar küçük bir filo ile âdi yolcu tayyarelerine inhisar ediyordu. Uzak- şarkta parlıyan bir kıvılcım bu memleketin gözünü açtı, bir gün içinde sokak afişleri, gazetelerin ik sayfaları memleketi hava kuvvetlerini artırmaya teşvik eden beyannamelerle doldu. O zamandan bugüne kadar aradan geçen 14 senedir, fakat bu kısa müddet Amerikayı dünyanın kuvvetli tekni. ğine ve en kuvvetli havacılığa sahib etmek için kâfi gel- miştir ve bugün cihan konserinde Amerikanın sesi en fazla işitilen ve dinlenilendir. s Faydalı tehlike.. ig ; e 77 e TAYA alam. Mi ee Herhangi bir tehiikenin çok yakın olan çan sesi, imdad dü düğü siren fena bir işarettir. İnsanın sinirlerini gerer, ca- mını sıkar, itiyadlarını bozduğu için benliğini sartar, fakat buna mukabil asabı tembih edici, gözü açıcı, hareket kabili- yelini artırıcı bir hassası vardır. İnsan tehlikeyi müteakib kendisini daha canlı, daba kuvvetli hisseder. Sükün içinde yaşayıp giderken günün birinde bir tehlike işareti işitirseniz canınız sıkılmasın, bilâkis memnun olunuz, bu işare: sizi Te- havellen kurtaracak, harekete sevkedecek, eskisinden daha kuvvetli bir hale getirecektir. Başına Taiih kuşu konan Bir mürebbiye keğe: Temiyeceğim! Resmini gördüğünüz İngiliz hastabakı- cilarindan Mis Ada Ryan, «refakat ba- Yünıs olarak ihtiyar bir İngiliz kadınının yanında hizmet etmiş, kadın ölürken, o- nun kocasına da bakacağını vâdetmiş. Sözünü de tutmuş. İşte bu sayede büyük bir servete konmuştur. Zira 78 yaşlarında olan efendisi geçenlerde ölmüş ve kendi- sine 400 bin Türk lirası miras bırakmış. tir. Genç mürebbiye: «Para sahibi, zengin oldum amma, pek büyük bir şey de kaybettim: Efendileri min. arkadaşlığınıs demektedir. Bir kros müsabakasına 1200 atlet sirdi Bizim koşucuların ve spor idarecileri- nin kulakları çınlasın!.. Londrada yapi- lan mıntaka kros kamtri şampiyonluğuna 1200 atlet iştirak etmiştir. Mükemmel bir reklâm usulü Parisin en büyük şinemalarından biri olan Cesar önümüzdeki Martm dördüncü günü Fort Dolorâs adındak! filmin ilk £ raesi şerefine muhteşem bir gala müsa- meresi tertib eylemiştir. Sinema müdüriyeti ve film kumpanya- sı müdürlüğü herkesin nazarı dikkatini celbedecek bir tedbir aramağa koyul- muşlar, nihayet istediklerini bulmuşlar. İlk iraesi şerefine yapılacak gala müsa. İSTER İNAN, söz ARASINDA Hergün bir fıkra Başınızda kalsın Şehir tiyatrosunun komedi kısmın- da, gülünçlü bir oyun aynanıyordu. Uzun boylu bir kadın arkasına baktı, arka sırada oturan erkeği gördü. Er- keğin boyu çok kısa idi, Oturduğu yerden sahneyi görmesine imkân yok» tu. Uzun boylu kadın, kısa boylu er- ! — Görmenize mâni oluyorsa, ba- ; şımdan şapkamı çıkarayım! Dedi. Kısa boylu erkek cevab verdi: — Bilâkis bayan şapkanız başınız. : da kalsın. Oyunu seyretsem, onu sey- rettiğim zaman güldüğüm kadar gü- Mia kaşa mms İk Bir galibiyete Mukabil tanınmaz Hale gelen boksör İngiltere hafif sıklel boks şampiyonu | nescedilmiştir. Erik Bun, Danahar ile yaptığı şampiyon- luk müsabakasında, hasmını yenerek ge- ne ünvanını muhafaza çtmiştir. Danaharı mağlüb etmesine rağmen maçtan zararlı çıkan gene kendisi olmuştur. Resimde gördüğünüz gibi yediği bir kroşe yüzün- den sol gözü kapanmış, sağ eli müthiş surette zedelenmiştir. Boksörün yaralı gözü ancak üç ay içinde iyi olacaktır. —— m meresine hiçbir veçhile erkeğin girme-| mesele hakkındaki dedikodular almış yü- mesi temin edilmiştir. Daha şimdiden bu|rümüş bulunmaktadır. İSTER ii Anası farafından İ İki sene işkenceye Maruz kalan çocuk İngilterede Nevwparte'da bir falcı ka, dın. çocuğuna işkence etmek suçile koca- sile üç ay ağır hapse mahküm edilmiştir. Kadının suçu 16 yaşlarındaki oğlunu iki sene bir yere çıkarmadan karanlık bir o- dada hapsetmesidir. Çocuk resimde gör- düğünüz gibi yarı vahşi bir şekil almış. tar, Ayaklarında yaralar, berelere rast- lanmıştır. Gündüz açık havada sinema seyretmek mümkün oluyor Gündüz açık havada sinema seansları vermek tecrübeleri geçenlerde Rusyada yapılmıştır. «Sinemacılık Taharriyat ve TTetkikat Sovyet OPastitüsüs o Moskova parklarından birinde bir tecrübe yapmış ve tecrübe muvaffakiyetle neticelenmiş- tir. Projeksiyon mâkinesi perdenin arka: sna yerleştirilmiştir. Perde de henüz gizli tutulan bir usul ile yekpare ipekten Haber alındığına göre bu yaz bu tarzda sinemalar faaliyete geçebileceklerdir. Bernard Şov'a yeni bir mükâfat verildi Los Angeleste şerefine verilen bir zi- yalette, İngiliz ediblerinden Bernard Şov'a «Pigmalyon> isimli eserinin, sene- nim en güzel filmi diye seçilmesi müna- sebetile Hollywood akademisinin senelik mükâfatı takdim olunmuştur, INANMA! mektedirler. Ayni gün İstanbulda çıkan ban ga- zetelerde bu pek mühim bhidiseye dair tek satır yoktur. İSTER Londrada 28 Şubat tarihinde intişar eden İngiliz gazete- leri Türkiyede, Zonguldak maden havzasında vukubulan ve 23 işçinin ölümile nihayetlenen facianın tafsilâtını ver. İSTER İNAN, INANMA! Sözün kısası Kadın ve politika Nm E, Talu |) e ie başvekili sayın Çömbölin, meğer sade Siyasi mehareti, ve max hud şemsiyfösi ile değil, zarafeti ve nük- tedanlığı ile de şöhret bulmağa lâyıkmış( Geçenlerde, Avam Kamarasında, Fran» sa Cümhurreisi ile Bayan Löbrün'ün, yân kında İngiltereyi “ziyaretleri” hakkındaki mutasavver programı tasvibe arzediyor« ken, Kamara azasının, bütün merasime bittabi iştirak edeceklerini ve davetli bu- landuklarım söyledikten sonra, ilâveten demiş ki; N — Muhterem mebuslardan her biri, bu davetlere, refakatinde bir de bayan ge tirebileceklerdir. Bunun üzerine, Avam Kamarasındaki iki kadın azadan en yaşlı ve en çirkini ayağa kalkmış, ve hırçın bir tavırla, bag« vekile hitaben, bağırmış: — Parlamentoda kadın aza da bulun- duğunu hükümet kale almiyor mu? On» larda mı refakatlerinde bayan getirecek» ler? Bir bayla gelmeğe hak ve salâhiyete Jeri yok mudur? Bay Çömbölin bakmış. bakmış. ve ke mali sükünla şu cevabı vermiş: — Hay, hay! Hay, hay'. Öyle bir bay bulursanız, ne diye beraberinizde getire miyesiniz?, * Ayni sayın devlet adamına dair bir filğ ra daha. d Senelerce evvel, Bay Çömbölin, İngilk tere şehirlerinden birinde, mahkeme ros isi bulunuyormuş. — Avukatınız yok mu? — Hayır. 'Tutmadım, — İsabeti, Bay Çömbölin, ağzından nasılsa kaçır. dığı bu sözün, sıfatı ile kabili telif olma dıktan başka, mahkemede dinleyici olax sak bulunan baro mensublarını rencide edeceğini düşünerek, derhal şöyle tevil etmiş: — Yani, demek isterim ki, davanız ha çabuk görülür! * Böyle keskin hicivler yağdıran adamın kendi değil muhitinde bulunanlar şemsi. ye taşısalar, bence daha muvafık olur, siz bu fikirde değil misiniz?. Lime o... iy Amerika sularında bir Alman vapurunda araştırma yapıldı Nevyork, 28 (A.A.) — New-York 'T& mes gazetesinin Vierge adalarından aldı ğı bir habere göre köpek balığı avlıyan <Eguators ismindeki Alman vapuru Saint-Thomas limanı haricinde York town zırhlısı ile Amerikan muhribleri ck varında bulunduğu bir sırada donanma manevralarının fotograflarını almıştır. Bu gazeteye göre, bu haber resmen tas eyyüd etmemiştir, New-York 'Times, Yorktown zırklin kumandanının Alman gemisinde bir ax Taştırma yaptırdığını, fakat bunun biz netice vermediğini ilâve etmektedir. Eguator gemisi Saint-Thomas lUmanına girmiş ve bundan sonra Almanyaya ha- reket etmiştir. TAKVİM