25 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

25 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PA e NA A Hergün Küfürsüz ve bilgiye Müstenid tenkid lâzımdır Yazan: Muhittin Birgen er nedense Türkiyede her şey fena, her işte pislik gören iki meslektaş, son günlerde bir madrabazlık ve ihtikâr ocağı daha keşfetmişler. Bunu, dün beni ziyaret edea birkaç meyva ve sebze komusyoncusundan öğrendim. Bu zatlar, bana uzun uzadıya derdlerini yan- dıktan sonra dediler ki: «— Sizin iki mesiektasırız bizim aley- himizde söylemeğik söz bırakmadı. Bum- lara bakılırsa biz, bir taraftan müstaj leri, öbür taraftan müstehlikleri y eşkiya gibi bir şey olmamız lüzim gele cek. Siz bisim işlerimizden anlıyan bir insansınız, insanlık ve hakikat namına bizi müdafaa ediniz ve söyleyiniz ki biz de herkes gibi şeref ve haysiyet sahibi insanlarız.» Tetkik ettim; hakları var Eski adları kabzımal, yeni adlirı da tüccar komi yoncu olan bu *nsanlar, evvelâ devletin umumi kanunları, saniyen de İstanbul Belediyesinin hususi bir mürakabesi al- tında, meyva ve sebze halinde açtıkları #carethanelere oturmuşlar. memleketin muhtelif yerlerinden gelen malların İs- tanbul piyasasına dağılmasına tavassut ediyorlar. Yaptıkları. iş kontusyonculuk- tan ibarettir. Dünyalhın her tarafında ko- musyoncular vardır; komusyoncusuz tica- retin tasavvuru dahi kabil değildir; her yerde bu komusyonculuk devletin ve 1i- caret kanununun umumi ahkânuna tâbi olduğu halde, İstanbuldaki bu mevya ve a Be'e eylediği şekiller içinde, Icabi kolaylaştıracak bir takım defterler Üze- rinde tesbite mecburdur! Şu halde ne- yı, bu vatandaslerın haysiyet ve gereflerini ihi$l edecek neşriyat yapmalı? Neden dolayı, sokakta bir seyyar satıcıyı yakalayıp, dirhemi meçhul, terazis, gây- ri malüm, akım yanında karayı de sür- mekten başka bil düşü yen bü ca- hil adamın sözle: neşredip komusyoncuları birer haydud gibi tasvir etmeli? Yeryüzündeki bütün milletlerin ka- nunlarına benziyen devlet kanunları ve dünaynın her tarafında tatbik edilen ko- musyonculuk teamüllerine benziyen tes- mülilerile ve nihayet Belediye idaresinin hususi mürakabesi altında cereyan eden bir tavassut muame! iki yüz, üç yüz kazanmak nasıl m olabilir? Vatandaş havsiyet ve şerefi milletin müşterek ve mukaddes bir mah olârak telâkki etmeği herkesten evveli bilmesi lâzım gelen matbus? için, Tastge- e ve bir takım işten anlamaz okuvucu- Yarın hoşlarına gider dive, bu adamları Kendi kendime irad ettiğim bu suslle. re makul bir cevab bulamadım. Herkes bu suale, kendi ölçüsüne göre cevab ver- sin. Ben vazifemi yapayım. Dünyanın her. tarafında :komusyoncu- luk birbirine benziyen teamüller içinde pereyan eder. Bu ticaret şubesinin Şart- larındaki selâmet, içinde çalıştığı muhi. tin içtima ve iktısad! teşkilâtlarının kuv- vetile ve bir de onunla iş yapan Insan- Jarın ferdi vasıflarile mütenasibdir, Tür. kiye, bu işlerde birinci derecede bir se-| viye işgal eden memleketlerden değil dir; ancak, bahis mevzuu teşkil eden şu- be, Türkiyede halen nisbeten en ivi şart. Jar içinde eereyun eder; buna kat'i suret. te eminim. Bende bu emniyeti husule getiren bir çok sebebler var; bu sebeblerden bir ta» nesi şudur: Bu sene, yakın bir zaman- danberi meyva ve sebze halinde yeni bir unsur peyda oldu. Bu da «Yaş meyva ve sebze kooperatifleri ittihadı. ünvanmı taşıyan ve hükümetin elile kurulmuş o- Jan bir kooperatiftir. Bu kooperatifin ça- taştığı bir piyasada yapılabilecek hilekâr. Yıklar devede kulek kadar bir şay ancak olabilir. Çünkü bu kooperatif 0 piyasada ayni zamanda piyasa içinde bizzat çalışan bir kontrolcu vazifesini görür. Sebze ve meyva halindeki muameleleri, evvelâ, serbest olan müstahsiller, saniyen ser. best olan perakendeciler, salisen kanun- Jar, rabian Belediyenin kontrol mekaniz- ması ve hamisen de bu kooperatifin pi. yasa faaliyetini kontrol ettikçe bunun Resimli PN OLUNUZ! buriyet, temayül ve görenekler bazı gen, rürsünüz. Bir köpeğin İzdivac Hazırladığı Londrada genç ve güzel bir kızın çok sevdiği köpeği hastalanmış, tedavisi i-| çin bir baytar çağırılmış. Gelen dok -| tor, hasta köpeği muayene elmiş, ay - nl zamanda, köpeğin güzel sahibesile de tanışmış, bu tanışma (neticesinde baytarla genç kız birbirlerinden hoş - iz, İlanmışlar, aradan bir ay geçtikten son- ra da evlenmişlerdir. Düğünde, tabia - bu saadeti hazırlayan köpek de bü- unmuş! içinde ne dereceye kadar fesad yapı'al Tir? Eğer Türkiyede bütün komusyoncu- luk şubeleri ve alelimum ticâret, İstan- bul halindeki! sebze ve meyva komusyon- culuğu kadar kuvvetli bir mürukabe altın da bulunmuş olsaydı, ben Türkiyeyi ik- tısai teşkilğtı bakımından bir hayli nıes'ud sayabilirdim. * Bu işle alâkadar meslektaşlarım bana kızacaklar ve diyecekler ki «bize ders vermek vazifesi sana mi kaldı?» Onlarm bu sözlerine şimdiden şu su- retle cevab vereyim: «— Eğer bu vazifenin bana kalmasını istemiyorsanız, kontrolunuzu kendi ken- dinize yapınız ve elinizdeki kalemle her. kesin şeref ve haysiyetine tecavüz etme. İmek lâzım geldiğini kabul ediniz. Her! vatandaş diğer vatandaşa hürmet etme. ğe, her meslek diğer mesleğin şeref ve haysiyetine rlayete mecburdür. Her ten kid hem kilfürsüz. hem de bilgi, hesab ve ölçü ile yapılmak ifzımdır. Bu hakikati anlamış olanlar, anlamamış olanlara latmerya kadar uğraşmakla müke ler, Çünkü, ft *a yerde bizim mesleğimizin İSTER şılıyordu. Harb sonu dünyasının meydana çıkardığı muhtelif mec- sulmak, çabuk ve kolay kazanmak urzularını sevketti, İsta- tisiklere bakınız, fazla etüd ve derin fen bilgi tisas mensublarının muharebeden evvelki zam azaldığını, söz, masa ve naaş mensublarının çoğal İNAN, Geçen yıl umum! bir ucuzluk hareketi başlamıştı, sine- malarda, uyatro ve gazinolarda fiatlarn indirilmesina çalı- Aradan tam 12 sy geçti. O zaman şurada burada temin edilmiş olan ufaktefek fiat ucuzlatılmaları elân baki midir, yoksa gâyri mahsüs bir hareketle tekrar eski hal av'ir:; et- miş midir? Kati'yetle söylenemez. Fakat bugünlerde iki nevi ekmek fiatırın da indirilmesi SON POSTA Dünyada hür ve çleri hayata çabuk © tarzınıza hâkim e'im seçiniz, o zaman sö: sında ke istiy nh koşarlar, be ğını gö- nak isterseniz meslex olarak fen ve san'atı zsnız, talâkis iş sahibleri sızi ararlar. arkanızda serbest yâşamak, kazancınıza ve hayat 1 maaş ve masa meneubları gibi iş arkâ- iz şartı ileri sürmek, beğendiğiniz mu- hille şaşamak sizin elinizdedir, hür ve serbest olunuz. İYİDİR Kergin bir fıkra Ben bukadar güzel şey görmedim Şairi Alfred dö Müse'nin, Fran i © sevg R ; © götürse, kadın hediyeyi © Tine alır almaz; — Ben bu kadar güzel şey görme- dim. Dermiş, Alfred dö Müse de bu söz İ karşısına mahcub katırmış. Gene bir İ gün bir hediye aüp götürmüş, sengi- İ Hisine uzatırken: İ. — Buna da bakınca, gene her he- i diye getirişimde olduğu gibi, ben bu İ $ Kadar güzel şey. görmedim, diyeceği- $ mi biliyorum. Fakar söyle, bu sefer, sözün beni mahcub bir mevkiz koy- : mesiyacak, : ; ! i : i : i : : ; ' i : Alfred dö Müsenin sevgilisine gö- i 5 fürdüğü hediye bir ayna imiş! Şemsiyeli saatler İngilterede tertr5 edilen sanayi sergi- sinde, üstünde Çemberlaynin başı ile meşhur şemsiyenin bulunduğu saatler de teşhir edilmektedir. Saatin üstündeki şemsiyeler &kreble yelkovan vazifesini görmekte ve kadran üzerinde «Zemanı- mız sulh zamanıdır» yazısı okunmakta. dır. »İşeret ve haysiyeti mevzun bahsoluyor.» Muhittin Birgen İSTER İçin çalışılmakta olduğunu görüyoruz, hattâ tecrübeleri bit- miştir. kararı Pazerlesiye verilecektir, bunun içia de mem» nun olmalıyız. Yalnız bize öyle geliyor ki, muhtelif sahalar. da temin edilmekte olan ucuzluklarla memleketimizin ha- ya* seviyesi garb memleketlerinin hayat seviyesine isa! edi. emez. Bize lâzım clan yalnız bir sahada, üç beş sahada de- SOZ ARASINDA Radyo ile Sahibinden emir Alan köpek Avustralyada bir polise ald olan bu emirleri yerine getirmeğe (başlamıştır. Efendisinin sesini sırtına bağlanmış olan radyodan duyar duymaz, kulaklarını dikmekte ve söylenenleri iyice dinledik- ten sonra harekete geçmektedir. Geçen- lerde bu suretle, bir tabanca atmış, mor. divenleri tırmanmış, inmiş, tasmasını Çi- karmış ve gene takmış, bir sürahiden bardağa su boşaltmıştır. Şimdi efendisi, Zoeye, radyo vasıtasile ormanlarda ka- çakçıları aramak için icab eden şeyleri öğretecektir. İ 66 yaşındaki meşhur piyanist ellerini sigorta ettirmek istiyor 68 yaşlarındaki meşhur Rus piyanist ve bestekâri Rahmaninof şimdi Londra. da bulunmaktadır. Kendisin, şöhrele u- laştıran ellerini sigorta ettirmek İste- mekte, fakat hiçbir sigorta kumpanyası bu işe yanaşmamaktadır. Piyanist, Londrada ilk konser verdiği. nin kırkıncı senesini tes'id etmektedir Bu yaşına rağmen, günde 3 saat piyano- sile meşgul olmaktadır. Çok yorulmuş! olduğunu söyliyen san'atkâr her sene İverdiği konserlerin adedini yüzden 70 e| findiremiştir. Rahmaninof musiki dersi İvermez. Zira asla iyi bir hoca olama- İ miştir. İNANMA! gil, bütün sahalarda umumi bir ucuzluktur. Bunun kabil olacağına: İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Sözün kısası . ! , N Pamük ipliği darlığı i e) eçen gün, bizim gazete, ziraaf sütununda Kayıflantyordut Pamuk ipliği darlığının önüne geçile“ miyormuş! Allah, başka keder vermesin! Kendf payıma he dokuma tezgâhım var, ne de pazara çıkacak ipliğim.. Başkaları: nın hesabına ise bu mertebe kendimi üzemem, Son günlerde, biraz kodgüm olmağa karar verdim, Bu zamana ka» dar hissiyatımdan boyuna başkalarına pay ayırmaktan, koskoca bir ömrün heder olmasından gayri netice çikma" dı. Bu kabil müşahadeler, irsanlarda pek o kadar nadir değildir. Onun için bu bahsin üzerinde durmıyarak mev. zua avdet ediyorum. Pamuk ipliği darlığının önüne geçis lemiyormuş. Nedendir? Nil vadisi, Çus kurova artık kâfi miktarda pamuk yes tişliriyor mu? Yetişen pamuğu müs « takbel harbde kullanılmak üzere cc« zalıya kalbediyorlar da, iplik için iptis dai madde almıyor?. Yoksa, #ktısa- di buhran ve işsizlik dolayısile günden güne züğürtliyen insanlar, yünlüyü birdkıp, pamukluya düştüler de, bize sıra mı gelmiyor? Herhalde, iktısadcılar, sebeb ve Ça“ re aramakla kafa patlata dursunlar, ortada bir hakikat duruyor: Pamuk ips Miği kıtlığı var! Aylak bir zamanmma tesadüf Şunu bir yol da ben inceleyim, bu dan lığın sebeblerini ben de araştırayım, dedim, Meğer iktısadi meseleler ne kas dar da çetin imiş! Şüphe yok ki, bu ka“ bil dayrların içinden çıkabilmek, ha“ sılını bulabilmek için pek çok şe! bilmek lâzım: Pamuk ipliği darlığının neden ileri kadaşlar, nazarımda b düler. Ve meselâ, Selânikli profesör Fazıl o anda gözlerimin önünde bir dev heybetile tecessüm etti. Evet: Hakikaten de şaka değilmiş Bu işe kapılan ve üzerinde inadla ısrar eden zavallı yorgur. kafam, bütün bir gece bu uğurda, sabaha kadar işledi. Pamuk ipliği darlığı neden. Ammâ neden ileri geliyor?. z Bulacağım!. Taş çatlasa bulacağımı, Bulmalıım!, Buldüm! Nihayet keşledebildiğim sebebin, ike tısadla doğrudan doğruya hiçbir alâ « kası yok. Zaten benim, iktısadiyata bigâne olan kafam, aradığını bittabi bana daha ziyade mumis sahalarda bu- lacaktı... Pamuk ipliği darlığı neden mi?. Zayana ... siyasetçilerinin, her ihti- lâfı, her anlaşmayı, ber muahedeyi pa“ muk ipliğile bağlamalarından! Oh!, Rahat ettim... Giza semessa anayasa ansanasamser dan Bir müstakil namzed hakkında Birkaç gün evvel avukat AH Sacld namın- da bir zatın müstakil meb'usluğa mamzeğli- ğini koymuş olduğunu aldığımız malimata istinaden yazmıştık. Barosundan bildirildiğine göre baroda mukayyed vu - katlar arasında bu namda bir satın bulun« madığı anlaşılmıştır. TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: