8 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

8 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şubat SON POSTA İ Bir İngiliz casusunun ifşa ettiği sırlar o | Casus postahaneleri Herhangi bir barda içtiğiniz şarabı size bir casus getirebilir. Bir pastahanede gülerek çayınızı dolduran genç kız bir mukabil casus olabilir, Sigaranızı aldığınız tütüncü dükkânı bir casus merkezidir de farkına bile varamazsınız B u günlerde gene vakit vakit casuslardan bahsediliyor. Bü - Yük Harbde gün geçmezdi ki onların Sözü olmasın. Sulhten sonra unutulur Bibi olmuşlardı, kimsenin . pek aldırış <tİği yoktu. Bugün hâlâ sulh içinde - Yiz. Fakat casuslar tipki muharebe vak. tinin hızile, el altından işlerini beceri- Yorlar, Geçenlerde Jessie Jordan adında ma- Sum görünüşlü bir Alman kadınım ca. #usluk cürmünden dört sene küreğe mahküm oluşu bunu herkese hatırlat- İ. Bütün millet kulak kesildi. Gözünü Jessie Jordan'ın Dundee sokağı i, kendi gibi saf yüzlü berberinin dükkâ- Nina dikti, Hele o yakmlarda yasayan. lar için bu «köşe başmdaki küçük dük- Ün» son derece enteresan bir hal aldı. Bilmivorlardı ki «köse başındaki es - Tarlı dükkân» bir o, değildir hem de kö. e PR I L .. menejer süsü veren ajanlar idare eder- ler. Bu ajanlar meselâ: Bü bir fab- rika veya ihracat şirketi mümessili si- fatile, dünyanın O her köşesine, hiç bir şüphe uyandırmadan sokulabilirler. He le'silâh fabrikalarile muamelelere giri- şenler her türlü silâha dair ne kadar sual sorsanız kimsenin kendilerinden şüphesi olmaz. İ Yazan: K. va incüler mibi) ne» denilen o kü dükkânlar *asile vollarlar, Bu usulü kullanar. valnız İngiltere) değildir. Diğer bir çök devletler, bil» $e başinda olmak şart değil, büyük bi- halarm arasına sikisıvermiş daha nice Mükküntarm isinde ayni şekilde. sırlar dönüp durur, Büyük Britanya casosluk teşkilâtının | elinde, en büyük şirketlerden daha çok a çeşid çeşid dükkânlar, mağazalar. | £vleri vardır: Lokantalar, makine a- Sentaları, pastaneler, pamuklu mensu. *at ihracat şirketleri, tütüncüler, sar - Paflar, iş bilroları © vesaire, vessire... €rhanyi bir barda içtiğiniz şarabı size| *skin bakışlı bir casus getirebilir. Bir Pastanede gülerek çayınızı (dolduran Benç kız bir «mukabil İsaranızı aldığınız tütüncü, günde m bilir kaç gizli kâğıdın gelip gittiği İr merkezdir de farkına bile varamaz- nız. Masal değil hakikaten, Büyük Britan Ya gizli teşkilâtının Londradan, Mid - Md'dan, şimal san'at merkezlerinden $ka dünyanın büyük şehirlerinde böy Yüzlerle ticarethanesi vardır. Ha Castislar buralara «postane» adını tak Mislardır. Çünkü bütün gizli mektub © muhabereler onlara gelir ve gide - *ekleri yerlere oradan © yollanır. Tam #vetle hareket (o edebilmek için bu iperkezler hakiki birer ticarethane gibi “re edilirler. Buralara «mengjer» ve. Ya <sahibe diye tayin edilen ndamlar m birer iş adamıdır. Bunlar, gizli ta. Bafları olmıyan alelâde ticarethaneler - : Cİddİ ahş veriş rekabetlerine giri - Şirler. Müşteri kazanmak yolunu arar- *- Siparişleri, isteyenlerin © ayağına yollarlar, Mümessilleri vasıtasile müş- Kiş lerle temasa gelir, arzularını öğre « duğu” Tıpkı sahici ticarethanelerde ol- Yar gibi muntazam bilânçolar tutar- | , terelik kazanç vergisi verirler. Ya. de, ötssenede tam bir ticaret havası e- Hattâ küçük merkezlerde işin içyü-| gü <Menejer» den veya esat gin, baika kimse bilmez. Büyüklerle, çü , 'eYkilAt ajanlarından en az iki hay, nebi seyyah sıfatile dalma temas lindedir, ie ik küçük hepsi de hakiki si Ye p, Kab eder, alış verişlere girişir. Böjaş suretle asıl maksadı iyiden iyiye iş a Ver Undan başka bir çok husust şirket. kendilerine gezgin tüccar veya meşhur Alman casuslarının ele geçme- hassa Almanva da ajanların ayni si temle cak Alman şimdiye kadar; casuslarının a'- N ie işin dalma ticaret tarafını ih - mal edip, bütür dikkatini ist zlemekte kümet kısmında toolamak hatasına düştü. Ya, | muvslar > kiyetini de memleket dışında daima bir! saller getirmis. Daha az bancı memleketlerde kurulan Alman «postane» lerinde (veni casus dükkân. larında) Alman casus'arı tienretle hiç| te meşgul olmadılar. Görünüsü kurtar- maâk için tabelelar astılar, o boyalı, irl harflerle i Fakat gizli gayelerini maske edecek ahs veriş fa - aliyetine girişmeye kulak asmadılar, Bu gaflet, bize her zaman «Alman postane» lerini meydana çikarmak fır- satını verdi. Fe'emenvli - gemiciler'n ısmarladığı sigaralar lar yaptılar. Büyük Harbde sansör teşkilâtımız bir sra limanlarımızda «dolaşıp duran va Felemenkli oldüklârını söyl « Er şahısların boyun terdam'da Dierks şirketine mi tarda sigaralar ısmarla Şirket bu sıparişlerden hiç birini yeri» yiz SE oulk ne getirmiyor. «gemiciler» -e'sadece kül liyetli para yollayıp duruyordu. Bunu üne en iyi casuslarımızdan üçünü Dierks şir nu araştırma! yolladık. Sonunda, bu ismi taşıyan kum panyanın tek odalı bir yazıhaneden baş ka bir şev olmadığı ve buraya her sa- bah yalnız bir Alman ajanının uğrayıp gelen mektubları aldığı ânlaşıldı. Mukabil casusluğumuz derhal işi ele aldı. Roterdam Dierks şirketine yolla- nan bütün mektub ve telgrafları me - haretle yakaladı. Sah?blerini birer birer tesbit etti, İş- e Car! Iody, Karl Friedrick Muller, Wilhelm J. Roos, Haik (Janssen gibi leri bu sayede oldu. Gene bu sayede Almanlara « ne> lik eden bir fırın ve bir ânı da meydana çıkarıldı. Casusluk teşkilâtı diye ayrı bir şey yoktur Ğİ sta - tütüncü 'yelim ki: Umumün zan *tiği gibi «casusluk © teşkilâtır diye başk başma bir şey yoktur, Merkezde- ki hiç bir daire sırf bu işle uğraşmaz. Hükümetin gizli istihbaratına İ iyaç duyan her nezareti kendi menfaatleri - mi gözetmek üzere kendine mahsus bir iki büro işletir, kontrol eder, Meselâ: Hariciye nezaretinin kendine mahsus bir teşkilâtı, milli müdafsanın, deniz, hava bakanlıklarının o ayrı ayrı birer teskllâtı vardı İngilterede 5 yani asi Scotland | etmektedir. İngiteranin en büyük casusu r. mukabil casusluğ isti? Bilmem 1925 de yüzbaşı Sidney Ge-! orce Re ö'dürüldü ney Georde o vakte kadar gelip suslarımızın en bü kivetlisi idi. Bütün vr affa - tavvare şirketi memuru sıfatile dolaş- masına borclu idi, İngilterenin en meshur çasus'ar “ postahanesi ,, En meshur «postane» rn Jard'ın 1917 de Londradı dükkânı» idi. ti 6 sırada esrarensiz bir şahsın İnsil - terede, halkı «ne pahasına olursa olsun sulh istem»yes teşvik edeeek gizli bir şebeke kurmakta olduğunu haber ver - mişti. Şarsp dükkân: işte bu adamı ya kalayacak bir ağ diye kuruldu. Fransanın verdiği malümat o kadar mlerin Üs - , meçhul a » ktu. Kati ola. ordük: Esrarengiz sık lüks şarapcılara vğ - Scotland Bunun üstüne bir ajanımızı Mihcing Lane şirketine şarapcılık öğrenmeye yolladık, Döner dönmez de bu lüks dükkânı açtık. Dükkâ baren muhitte bü şöhret ve mu vaffakiyet kazandı. Fakat «Bolo, 2» &- dile anılan teşkilâtcı casus bulunama- dı, Onu ararken diğer iki Alman casu- su yakalandı. Sonra bilmem dükkân ne oldu? Herhalde birine satılmış olmalı. Behriye nezaretinin şi're dairesi yerine küçük bir “ çayhane,, Şarap dükkânınm âkibetini bilmi - yorum amma. (S.) mahallesindeki kü- çük çayhanenin elden nasıl çıkarıldığı nı biliyorum. Burası Baj tinin «40, O. B.» adı verilen «şifre da- iresi> ni maske etmek için açılmıştı. So nunda bir müteahhide kârla devredi di. Bu küçük müessese Büyük Harbde mühim işler gördü. Düşm. nın bütün dikk casusları. i «40. O, B» üzerin - jde toplanmıştı. Mütemadiyen onun ye rini tayine çalışıyorlardı. Dairedeki 4 - şin çoğu gizlice çayhane vasıtasile ya- (Devamı 10 uncu sayfada) TİYATRO i g TİYATRO ği) Şehir Tiyatrosunda | “Bir misafir geldi,, Yazan: İs met Halâsi Cumartesi günü akşamı, Şehir tiyat- rosunda gördüğüm kalabalık, telif eser- lere gösterilen rağbetin bir ölçüsü oldu. Ön sıralar çok evvelden alınmıştı. Geri sıralarda tektük kalmış yerler adetâ ka- pışılıyordu. Paradi #on haddine kadar dolmuştu. * Saat sekiz buçuk.. gönk çaldı. Perde #- İ çaldı. Işıklı ve güzel bir dekor görünüyor: Geniş bir salon, bir camlı kapı, bir dağ ve dağda bir Tasad kulesi, * Birinci perde: «Bir misafir geldi» müelli bize piyesin oşharını tanıttı: Perde açıldığı zaman sahnede yalnız başına oturan bir ihtiyar ver: Hizmetçi iyor. Onların konuşmalarından öğren- iz: İhtiyar adam Riyaz hocadır (Galib). hizmetçi Zekâvetin (Nevin) beyefendi ve hanımefendi dediklerinin hocasıdır. Hiç evlenmemiştir. Bu sabneyi müteakib hanımefendiyi de görürüz: Adı Belkistir (Bedia), kocası Osmandan bahsedilir. Osman rasadhane- i için çok uğraşmıştır. Fakat ni- de olup bitmiştir. Şü var ki: Belkis tamamile memnun değildir. O bu ıssız yerde bir eksiklik içindedir. Osmanı da (Hüseyin Kemal) tanırız. ) bir âlim. Karısını sev. or.. arama kafası hep Üç misafir geliyor: Tunç (Sami), Leylâ (Saziye), Ahmed Ahmed ha- kiki bir sporcu. Levlâ bir züppe Leylâ enİperdede mü daha ilk açıldığı günden iti- |” , Vedad Nedim'in (Köksüz) p:ve- Eshasın kara rini gösteren bu * her sahsn karakterini fazla söylemiş. Fazla mi- iyleseydi göne belli etmek karakterler anlaşılabilir. * İkindi perde: Birine! perde file İkinci perde arasında iki haftahk bir zaman geçmiştir. O gün küsuf olacak, Osman telâşlı, Aklı hep küsufta. Belkis düşünceli. Riyaz hoca rünpe misafirlere karşı çok hiddetli, a- laylı bir lisanla onları karikatürize edi- vor. Onların orada yerleşmiş olmalarına de kızıyor. Birçokları arasında “geçen mükâleme sahnelerini (hazfediyorum. Perdenin esas sahnesi Ahmedle Belkis a. rasında geçer. Ahmed Belkisi sevmiştir. Belkis bu e yabancı değil, fakat Ah- mede itimad edemiyor. Bu ilânı aşk sah- nesinde Osman girer. Perde bekleneni vermiyor. Baslangıç fena deği), fakat ask sahnesi stm'i. felse. feyle, mantıkla karışık bir aşk Sahnesi, * Ürüncü perde: Osman ber şeyi anlamıştır. Artık onun gözünde hiçbir şev yoktur. En çok bağ- l rasadhanesi, rasad işler, bile Belkis telefonla Ahmeddir. i recek- tir. Riyaz hoca B konuştuklarını "duymuştur. Telefon kapandı, Riyaz ho- ca Belkisle karşı karsıva. Belkis, kendini haklı görür. o her şeyden owvel bir dişi. dir. Etinin ihtiyacı var. Hoca bu fikirde değil. kafa ve et birlikte anlaşmıs ola- caklar. Hoca Galibdir. Osman gelir. Ge- ne bir telefon muhaveresi, Fakat bu se. fer telefonda cevab veren hoca olur, Bel. kis başını kocasınm omuzuna koyar. Pivesin son sahnesi Riyaz hoca ile hiz- metgi arasında geçer. hizmetçi bir şev- ler olduğunu vor. Riyaz ha: ruyor. Hoca söylüyor: konuşur, Telefon eden * alacaktır, gi kisin — Hiçbir şey olmuyor, sadece bir mi- safir geldi. Bu perdede müellif uzun tirndlara yer vermiş. Vak'aları ve yalnız vak'aları değil, kelimeleri bile tahlil edi fazla.. bir tiyatro eserinde #fkir vak'a i- çinde olmalı, vak'adan harice çıkmak güzel sözü, vak'a ile münasebeti olsa bi- Eserin en muvaffak san'atkâr: Galib le; söz olarak artiste söyletmek seyird üzerinde sıkıcı bir tesir yapar, * Gök kubbenin altında söylenmemi söz, işlenmemiş mevzu yoktur. Nitekim «Bir misafir geldi» nin mevzuu da işlen miş, hem. çok enmiştir. - İşle Onu andıran bir tane mdi masamı üzerinde: Evli bir e n bayalından bir kadın geçiyor. - Eserin adı da bir ka dın geçti - ve eser şöyle bitiyor: «Hayatımızda bir kasırga oldu. Şiddet li bir kasırga... Bir kadın geçti... Fakaf malüm ya, kasırgalar kısa sürer. sezai * Bir misafir geldi muharriri Celâleddin Ezine belli ki çok okumuş. Ve gene belli ki tiyatro tekniğini bilen bir yazı |c1.. yalnız ufak kusurları var. fazla ts #errüata kaçıyor. Fikri vak'a ile birlikt islesse yani fikri sözle değil, vak'a ile gösterse daha muvaffak olur. Riyaz hoca rolünde Galib, rolüne çok uyan makyajı ve konuşma tarzile bir ye ni tip yaratmıştır, Yaşlı, mütevekkil, iyi. yi kötüden ayırd eden fakat hiçbir zaman coşmıyan fazla heyecana kapılmıyan Ri- yaz hocanın bütün varlığını benimsedi. Belkis rolünde Bedia çok sahnelerde iyi olmakla beraber, bazan da biraz sun'i İgörünüyor ve nitekim aşk sahnesini ye. dırgadı. Bunda Bedianın büyük kusuru | yoktur. Bedia bu sahnede dak'ka dakika İdeğişen bir kadın oluyor ki bu güç bir iş tir ve sahnenin esasan pek te tabil olma. ması Bediayı mazur gösterebilir, Osman rolünde, Hüseyin Kemal, birin. ci perdede pek iyi ikinci ve üçüncü per delerdeki fazla mübalâğak tiradları gü. zel sövlüyor. Ahmed rolünde Talâtın tipi, arkadaş Tunçun tipinden daha başka; Tunç ne kas İdar bir sportmen taslağı hissini veriyor sa, A! d de ona mukabil hakiki biz #portmen hissini veriyor, Yalnız aşk sah- İvesi olmadı. İ nç Sami fazla müba lâğaya kaçtı. Böylesi de vardır amma, biraz daka ağır hareket etse fena olmaz Kısa rollerinde Şaziye ve Ki iyidirler. Hizmetçi Zekâvet Nevin geçen sene Soivelg mıştı. Bu genç artist çok güzel konuşu. yor ve çok iyi yetişiyor, rolünde, İsmet Hulüsü n sütçüler cemiyeti umumi heyeti toplandı Esnaf cemiyetleri umumi heyet top « lantılarına dün de devam edilmiştir. | Dün öğleden evvel Kasabisr cemiyeti umumi heyeti toplanmış, ekseriyet ol » madığından 14 Şubata tehir olunmuştur, İ Öğleden sonra Sütçü yeti umumi heyeti toplantısı yapılır sablar tek kik edilmiş, idare hi naf hastane binası inşaatı iç masrafa iştirak etmesine karar v tir, Esnaf cemiyetleri ui lantılarında her comiyet, umi azasının | ne inşaatı için bir defaya mahsus ölmak üzere 100 kuruş fazla aldat vermesini kabul etmektedir. Bu suretle esnaf has « |tanesi için 40,000 liraya yakın bir Parde İran toplanacağı tahmin olunmaktadır. | ği

Bu sayıdan diğer sayfalar: