Hergün Varşova Yazan: Muhittin Birgen erlin - Roma mihverinin iddia“ ları ötedenberi de zaten küçük ve basit şeyler değildi; Fakat, Münih konferemsındanberi vird olarak dilinde dolaştırıp durduğu bir söz vardır ki bu iddianın son bir kaç ay içinde büsbütün büyümüş ve nihayet aleni bir Made şek- Hini de almış bulunduğunu gösterir. Bu iddia da şudur: «Avrupanın ve bilhassa merkezi ve şarki Avrupanın milliyet e « sasları dahilinde yeniden tanzimi işl> Anlaşılan Avrupaya, merkez ve şark muhtakasında, milliyet esasları dahilinde yeni bir nizam vermek « ve bunu da, hiç kimse tarafından beğenilmiyn ve Ver- seilles ruhu denilen nizamın fenalıklarını kale prensipi içinde yapmak - vazifesini Berlin - Roma mihveri kendi üzerine al- muştır. Bu vazifeyi bu mihver «kendi ü- zerine alır» ken, a'âkadarların reylerine müracaat etmiş olduğunu görmedik. A - caba, bü işde alâkadar olanlar - ve hattâ bu alâkaları hayati mahiyete kadar yük- selmiş bulunanlar -, fikirleri sorulmuş olsa, müsaid rey verirler miydi? Bu ci- heti bilmiyoruz. Yalniz şunu biliyoruz ki Berchtesgaden'de, odayı hajvei yaparak, başbaşa iki defa ve uzun müddet görüş müş olan Führerle Chamberlain arasında bu hususa dair fikirler teati edilmiş ve İngiliz başvekilinin de bu tarzdaki faali- yete: «— Pekâlâ!» Demiş olduğunu kuvvetle zannediyo - rüz. Eğer, gözümüzle görüp elimizle tut- madığımız hâdiseler hakkında hüküm vermek için biraz ihtiyat payı bırakılmak zaruri olmasaydı ezannediyoruz» kelime» İleri yerine «kani bulunuyoruz» dahi di- yebilirdik. Şu balde Berlin - Roma .mih- veri omerkeri ve (şarki da emilliyete oOesâsı Odehilinde ip. | Harvard üniversitesi Resimli Makale: Dostunla ye iç, alişveriş etme. Yapmış olaa Büyük adam mezunlarından leri tanzim faaliyetine devam edecektir. | olup, vaktile Nevyork sokaklarında mü» Alâikadarların birer birer reylerine mü.|vezzilik etmiş olan Profesör Tücaat etmeğe fazla bir ihtiyaç görmiyen | FTS bu faaliyeti mihver, kendi kendisine bir | ndan vazife olarak tesbit ediyor. Böyle bir «tanzime» kimse muhalif ok mak istemez. Bir şartla: Versaillesın çü- rük ve fasid ruhuna mukabil, Münih ru- hu, temiz ve salim bir ruh olsun. Ver - nkfurter Cümhurrelsi Ruzvelt tara yüksek mahkeme azalığına seçil- miştir. «Amerikada en nüfuzlu yegâne ferd» | buhranı sıraların- diye anılan Profesör Frankfurter 1882 de da Hitler ile gö doğmuştur. Fakir bir Yahudi çocuğudur. 12 yaşında Amerikaya hicret| hi Münih mülâka- sallles güzel söyledi, fena yaptı; eğer Mü- | etmiştir. nih te ayni şeyi yapacaksa, Avrupanın niden tanzimi» işine, Berlin - Roma mih- selâmeti bakımından ümidlere düşmek öimeklz oldu, açıkç beyhudedir; bilâkis Berlin « Roma mih - Male e a veri, iyi söyler ve iyi yaparsa; herkes) Su palde hükmümüzü verebiliriz: Po- diz * memnun olur. Bu noktayı sonra görece-| onya hariciye nazırmın bu gayri resmi ziyareti, bize bir takım yeni büdiseler | hazırlanmakta olduğunu gösteren bir bâ-| cemsiyesi ne Gl Bir zamanlar, bütün dikkat Viyana ve | disedir. sonra Prag üzerine toplanmış olduğu gi- bi şimdi de dikkat yavaş yavaş Varşova * Varşova etrafına teveccüh eden umMu-| oçemsiyesi elinde Üzerine dönüyor. Mihver, faaliyet saha-| mi dikkat arasında gunu da biliyoruz ki| oduğu © zaman, sını bugün, bir kaç ay evvelkine nisbetle | İtalya barietye nazırı pek yakında Po -| Cemberlaynin dak daha genişletmiş, Varşovayı da tesiri al. |lonyanın Başşehrini ziyaret edecektir. Bu tına almıştır. Polonya hariciye nazırı | mevsimde alelâde bir turizm maksadile| na ve ümld verici Beck, cenub! Fransada geçirdiği iştira | böyle bir ziyaret yapılmıyacağına SÖTE| yeyanatlarda bu- hat günlerinden sonra memleketine dö - yakın zamanlarda Varşovanın ehemmi » lunduğuna dikkat nerken, Münth ve Berehteseaden'e gitti, | yele iştirak edeceği esaslı ve belki de| edenler, bugünler. ailesinin | rüşmek üzere tari- SON POSTA a Dost nasihatleri.. Arkadaş kaybetmek istemiyorsan ödünç verme, söz ARASINDA Vaktile müvezzilik ENİ ral Hi i Hergünbirfıkra İ Bir'ngiliz fıkrası Jimson -yeni bir şemsiye (almıştı. Barda, tiyatroda şemsiyesini vestiye- i re bıraktığı zaman evvelden yazmış olduğu ve her znman cebinde taşıdığı bir kartı şemsiyenin bir yerine iğne- * lerdi, Kartta şu yazı vardı; i «Bu şemsiye İngiltere ağır siklet 5 boks şampiyonunundura i Bir gün gene şemsiyesini bir yerde İ bırakmıştı. Birkaç saat sonra çetmsi- yesini yerinde bulamadı, Oraya bir kart bırakmışlardı. Karı okudu: o G «Buraya bırakılmış olan şemsiyeyi İngilterenin, sekiz yüz, bin, bin beş yüz, üç bin metre sürat ve vakave- met koşu şampiyonu alıp gitmiştir.» e Çemberlayn'in Ferks| Şemsiyesi Ne oldu? Çekoslovakya tma tayyare ile gittiği halde, şem- siyesini unutmuyan İngilir o Başvekili Çemberlayni, bu sefer (o şemsiyesiz gören İngilizler: «— Başvekilin du?...» diye mera- ka düşmüşlerdir. ma mikbin olduğu- orada Führer'e hususi bir ziyaret yaptı. | Kati konuşmalar devam edecektir. Hattâ| geyı siyasi gergin- Ziyaret husust mahiyette olmakla bera. | Galdanın ifadesine bakılırsa bu konuş -İyiyi nazarı itubara alarak: «Acaba başve- ber resmi bir ziyaret imiş gibi merasim |meların kati mâhiyetleri olacaktır. Gal-| yil, çemsiyesini taşımamakla dünyan esreyan ettiğini gördük. Her iki taraftan |danın İtalyanın Macaristanla fevkalâde| mühim bir buhrana doğru sürüklendiği- harlet siyaset İşlerinde birinci derecede |v€ Yuşoslavya ile çok mükemmel dost -İ ni mi ima etmek İstiyor?.s diyorlar... alâkadar şaheiyetler, bu ziyaret esnasın- Toklatını hatırlatarak ve şarki Avrupa da kâh merasime, kâh bizzat konuşma.) işlerinin tanzimi meselesinde Mihverin| Amerikan filmleri İtalyaya lara iştirak ettiler. Bunu müteakib Beck, | tun bir mutabakatla hareket ettiğini ilâ Münhe gilerek şehirde bazı gezintiler |ve <derek söz söyleyişine bakılırsa, yu - yaptı ve Alman hariciye nazırile de karıda kaydettiğimiz hükmü biraz daha genişleterek başbaşa konuşmalarda bulundu. Eğer bu iyaretin resmi bir mahiyeti | vet şa neticeye varabiliriz: Mih. bu defa faaliyetinin siklet merke- olsaydı neticede bir tebliğ neşredilir ve | Zini Varşoys nakletmiştir. Pek yakın za- bü gibi tebliğlerin kelimelerini tartarak | manlarda Varşovadan, Bükreşten bazı mana çıkarmıya alışmış olanlar da bun.| sesler çıktığını duyacağız. lardan bir dereceye kadar bazı şeyler an- hyabilirlerdi. Halbuki bu hususi ziyare- tin resmi bir ziyaret olmaması için eksik yapılan merasim, böyle bir tebliğin neş- redilmemesine münhasır kalmış olduğun- dan müzakerelerin mevzuu hakkında yal- mz etraftaki alâmetlerle bir fikir edin. Je yazdı ve bu makalede «Merkezi ve gar. ki Avrupanın milliyet esasına göre ye - Muhittin Birgen İSTER Bununla İSTER INAN, İstanbulun kış başlangıcında e2e)t derdi olan grip bu yil fazla telâş uyandırmadı. Gazetelerde de fazla söylenmedi. Fakat muhakkak ki hemen her evi ziyaret etmiştir. Bu iti- barla da bütün diğer yıllardan daha fazla şiddet göster AZ iş yerlerinde her aksıranı nezleli san- mamal. Dün bir arkadaş anlatıyordu: — Bir müessesede çalışan genç kızlar sabahleyin iş başi- gönderi m yecek Mstro Goldâvn Mayer, 9 nci asır Foks, Peramunt ve Foks film kumpan- yalırı, İtalya hükümetinin, film ithalâ- tanı tahdid ettiği İkineikânun tarihinden itibaren, İtalyada film oynatmamaya ka- rar vermişler ve oralarda bulunan şube- lerini lâğvetmişlerdir. İŞTER Vak'ayı anlatan amma biz bu defa INAN, ISTER Feridenin i Kızı büyüyor Misir Krahçeni Feridenin bir kr göcü- Ru dünyaya geldiğini ve Ferial diye isim- lendirildiğini bu sütunlarda yazmıştık. Resimde, kraliçeyi Prenses Ferlal ile bir- İikte görüyorsunuz. Bebeği tulan bayan, küçük prensesin dadısıdır, Londra hayvanat bahçesinden iki timsah çalındı Londra hayvanat bahçesinden iki tim- ğı muhakkaktır. Bir dövüş horozu efendisini öldürdü! Peruda Lima şehrinde horoz dövüş - türmeğe meraklı bir adam, bir dövüş es- nasında müsabakayı ve konulan parayı kazanmak arrusile kendi horozunu teşci ederken, hayvanı kızıştırsın diye birkaç tane tüyünü de koparmıştır. Canı yanan horoz kaçmış, bavalanmış, dönerek efen- disinin başma konmuş, gagasile yüzünü, gözünü gağalamış, ayaklarıma takılı çe- lik mahmuzlarla da kalbini deşerek onu öldürmüştür. “Kaynanaları müdafaa cemiyelti,, kuruldu Amerikada «kaynanaları müdafaa ce- miyeti» isimli bir cemiyet kurulmuştur. Müessisler, kaynanalar bakkında yapı- lan şakaları, nâkteleri, cinaslı sözleri or- tadan kaldırmaya âzmetmişlerdir. ve: «Ortada kaynana tehlikesi diye bir mef- hum yoktur. Zavallılara edilen eziyetler insanlık için utanılacak bir haldir... de- mektedirler, İNANMA! na giderlerken beş kuruşluk enfiye almışlar. Burunlarına çekmişler, sonra da daireye girmişler. oyunun verdiği ne- ticeyi tahmin edebilirsiniz: Müdür vazifesi başına gelince bir aksırık konseri ile kar- şılaşmış, evvelâ aldırmamış, fakat konser devam edince tedehhüş etmiş, kızlara hep birden mezuniyet vermiş. arkadaş birsz iâtifecidir, mizahı sever söylediğinin doğru olduğuna inandık, fakat ey okuyucu sen: INANMA!... iy İnsanlara damâ oyununun yasak edil Sözün Kısası | Yolalilerk sne yasaki E Tal ; ocukluğumda, komşumuz w Eda hanım vardı. Kıskanç P şin, Ajlahın gazabı bir adamla evli ör Herif Tanrının günü, karısını tazib gp akla gelmedik şeyler icad eder, kad” gız da bir fırsat bulup bize geldikçe ları yana yakıla anlatırdı: — Âh, hanımcığım! Sorma! Bu sefer Ön elimdeki, çocuğun dikiş'ni kaptığı gi Mime lime doğradı ve dikiş dikmemi sak etti, Yahud ki: f — Su küpünü dolaba kiliğledi. su “ miyeceksin! dedi bana.. derdi. Biz de şaşardık; ve herifin akıl t8bif” larının tâm olmağığına hükmederdik Şimdi, gün geçmiyor ki Eda hanımi acaib işkenceler tatbik den kocasını tıra getirmeyim, Filbakika kavmi dun hergün başka bir şekilde tecelli © den serancamı bizim komşu hanımla w yalinin her an yadımı tazeliyecek mali yettedir, 4 “Geçen gün Fransız gazetelerinde di me ilişti; İtatyada, Yahudilerin dama namaları yasak edilmiş, Nereden nef ye? Adamcağızlar acaba bu oyuna FP“ mi düşkündüler ki, bu yasakla onlsr# ağır bir mahrumiyete uğrıyacakları di min edilmiş? Şayed öyle ise, bu mem” iyetin hükmü“yoktur. Zira Yahudi” damsyı mutad olan siyah haneli dan, dünya yüzüne nakletmişler ve ların. yerine de kendileri kaim o kâinata karşı muszzam bir-oyuna gİ miş bulunuyorlar. 4 Onlar ileriye bir adım atıyor, öteki! püskürtüyor. ve böyle böyle, parti Lil kaç senedir muhtelif cephelerde devil edip gidiyor..Hani ya, yasak ? varsa, asıl bu beşerf oyunu çağ ve bu gülünç, yaramaz çocuk veya Şu suz koca işkencelerine nihayet verm”. idi, Dikkat edilsin: Hiç kimseyi, kims€i karşı sahabet etmek aklımdan geçri Her milletin de, her ferd gibi kendi de, kendi yurdunda hâkimi mutlak olm” sını tabii görenlerdenim, Lâkin kol bir vakıa ile karşılaşınca da, bunun Gö lünçlüğünü tebarüz ettirmekten ken” mi alikoyamıyorum. Dama taşı gibi oradan oraya sürü sini biraz tuhaf buldum.. ve onlara sim geldi. Hususile ki, Filistin davası da Arabi” rn lehine halledilecek olursa, Yi ğ ler oynadıkları canlı dama büsbütün keyım da olacaklar! — Fransanın yeni büyük elçisi Ankarada Ankara 10 ÇAA.)<—- Pransami i Ankara büyük elçisi Masigli rebif/ st ile birlikte bu sabahki ekspresle di rimize gelmiş, istasyonda Hariciye | kili namına hususi kalem müdür ei vini İrfan Akça ile Seyfullah Esin 5 Protokol Umum Müdür muavini za Rifat, Fransız sefareti erkâm ve” dam Masigli'ye buketler takdim V TAKVİM