MİSAFİRLİK apı çalınır, ev sahibleri yemek» tedirler, Kadın kocasmın yü güne bakar: — Senin arkadaşlarından biri olmasın. — Zennetmem.. herhalde senin deği- kodücu dostlarından biridir. — Atfedersin sen; benim dostlarım ne- ye dedikoducu oluyorlarmış?.. — Fazla bilmiyorum.. bu zamanda bizi *rahatsız etmenin hiç de manssı yok. Da- ha yemeğimizi bitirmedik. Hem bu ak - gam ben sinemaya gitmek istiyordum. — Benim de öyle uykum var ki, er kenden yatacaktım. — Allah belğlarını versin! — Versin ki versin! — Kâbahat bizde. Bir misafir gecesi yapamayız ki. Kapı bir kere daha çalmır: — Patlıyorlar sanki, — Haydi git aç! Kadın istemiye #temiye yerinden kal- kar. Kapı açılır: — Ne iyi ettiniz. biz de kocamla şimdi sizi konuşuyorduk. — 'Tevekkeli değil, kalb kalbe karşı- dir.. derler. Misafirler salona alınır: — Buyurunuz, şöyle oturun; orada ra- hatsiz olursunuz. burası daha iyi! Misafirler sorarlar; — Bir yere gidecek miydiniz? Ev sahibleri birbirlerinin yüzlerine ba- karlar: — Hiçbir yere gidecek değildik. — Belki erken yatardınız? — Ne mlnmasebt, biz erken yatmayız ki! Ev sahibi sobaya bakar. Soba sönük #r — Burası biraz soğuk galiba; sizi üşüt- miyelim. Misafirler, tirtir titreye titreye öy- lerler: — Soğuk yok.. esasen biz fazla sıcak” tan hazzetmeyiz. * Sâüt on iki olmuştur. Misafirler ayağa kalkarlar: — Müsaade ederseniz, artık çok geç — Ne çıkar. — Müsaade edin gidelim, başka ak- şam... Ev sahibleri, misafirleri kapıya kadar teşyi ederler: — Genb buyurun, her zaman bekleriz. — Siz de buyurun, biz de sizi bekleriz. | — Güle güle! — Bir defa oturdular mı, bir dsha kalkmak bilmiyorlar. — Pitladım, gitseler diye gözlerinin! çine bakıyondum. * Misafirler kapının dışında konuşurlar: — Ben sena gitmiyelim, dememiş miy- dim? Öyle canım sıkıldı ki. — Benim de, Hiç sorma! — Misafir karşılsmayı bilmezler, mi- safire nasıl muamele edileceğini bilmez. ler. Hele kadın, o ne yapma şey... — Ya kocası. kibirlinin biri, sarki kib- ri de kime? — Ne ise yasak savdık. — Oldu işte, — Salonları da buz gibi idi, donduk. İsmet Hulüsi * Kapı kapanır. Kadın kocasının yüzüme bakar: — Gözlerimden uyku akıyor. — 'Tam da gelecek geceyi buldular. | Bunları biliyor mu idiniz? | Elektrikli süngüler icad edildi Londrada, piyasaya elektrikli süngü ve diğer harb malzemeleri çıkarmak ü- zere bir şirket kurulmuştur. Bu yeni #- cadın nümüneleri İngiliz Harbiye Ne- zaretine tevdi olunmuştur. Şirketin ismi «Viktor Stohanzl limi- ted şirketiz dir. Stohanzi Avusturyalıdır. Mühimmat) mühendisidir. Acemi efradia yorgun askerlerin bu elektrikli süngüleri ko - Jaylıkla kullanabileceklerini ummakta- dır. Bu süngüler alelâde tüfeklere tâki- hdır. Tüfekle süngü arasında porse - lenden bir ensulasyon vardır. Askerin belinde bir tel ile süngüye bağlı olan Eshi ve yeni Evlenmeler Burgazdan M. R. Ç. S. rümuzile mektub yazan okuyucum yirmi beş yaşındadır. İstikbalini temin etmiş» tir. Fakat evlenmek için çok tered- düd ediyor. Diyor ki: «— Bizim babalarımız, anneleri- miz, birbirlerini görmeden evlen mişlerdi. “Onların yüzde doksanı mesud olurlardı, hayatlarının sonla- rma kadar beraber yaşarlardı. Ben bugün birbirlerini gören birbirleri- le yakından tanıştıktan sonra evle nen birçok insanlar tanıyorum ki, bunların arasmda mes'ud olanlar pek azdır. Yüzde ellisi evlendikle - rinden bir müddet sonra ayrılıyor Jar, Geriye kalan yüzde ellinin ya- rısı iyi geçiniyorlarsa diğer yarısı da bir kere evlenmiş olduklarından ay» rılmıyorlar amma evlilik hayatı on- lar için bir cehennem oluyor. Şimdi söyleyin ben nasıl evleneyim?> * Okuyucumun görüşleri doğru mu yanlış mı evvelâ bunu tahlil ede « Hm, Eskilerin de, bugün evlenenle- Uğur getiren tuzluk Meşhur erkek sinema san'atkârların - dan Errol Fiyrn film çevirdiği esmada daima yanında bir tuzluk O bulundurur. Bu tuzluk anasının kendisine hediye ei- tiği bir tuzluktur ki, san'atkâr bunda bir uğur tevehhüm eder. Tuzluksuz role çık tığı zaman asabi ve becerik«iz o olluğu hayretle görülmüştür. * Tayyare ile ağır gitme rökoru Kingsfond Smith isminde bir Amerika. hı tayyareci tek başına büyük bir tay - yare ile Kaliforniyadan okalkmış, düz hatta muhtelif zikzaklar yaparak Akü vatöre bir haftada gitmiştir. Budabira- İğir gitme rökoru addedilmektedir. rin de mes'ud olsnları ve olmıyan- ları vardır. Eskiden evlenenleri rılmaları daha kolay olurdu. ayrılmak çok güçtür. Ayrılmak güç- lüğünün evlenmek ve iyi evlilik ha yatı geçirmek vaziyetile yakından bir alâkası olmalıdır. Çözülmesi ko- lay olan bağlarla bağlı insanların müşterek hayat kurmaları, çözülme si güç bağlarla bağlı insanların müş- terek hayat kurmaları mukayese e- dilirse, kolay ayrılanların birbirle- rine daha bağlı kalacakları netice - sine varılabilir. Fakat bu da kati değildir. Daha doğrusu iki insanın 8ON POSTA Kadın Köşesi Çocuk elbiseleri ii Solda: Küçük bir mektebli için şık bir manto, Sıkıca bel, Kruvaze göğüs. Geniş kol kapakları. Devrik ve oldukça geniş bir yaka. Yalnız iki yanda kalan sabit bir sentür. Önün tıpkısı bir arka. Sağda: Minimini bir mektebli için hem kullanışlı, hem şık bir minimini rop. Yu- varlak bir yaka, Kapaksız kollar. Örden ilik, Arkanın ortasında örün yanlarında dörder pli. Kürklü tayyör Çışın güzel günlerinde mantoluk ku- Maştan yapılmış kürklü bir tayyör giy- mek bilhassa gençlere çok yaraşır. Kü- maşı kalın olacağı için - hele bir de ya- kası kürklü olunca - aşağı yukarı bir manto yerini tutar, Üşümek tehlikesi ol- maz. Kürkler, mantolar içinde bürü kadın #flvetleri arasında tayyör $ içinde görünmek güzde sıhhat ve gençliği can- landıran heş bir manzara olur, Modelimiz böyle bir tayyürdür. Şu son ay modeilerirdendir. Kupu pek sadedir. Dar eteği, düz kolları ve ceketi her silü- ete uyar. Orun bütün değişikliği kürk bandlarında ve ceblerinde. Cebler karşılıklı süslü. Bandlar ilik düğme yerine, cep kenârle- nervürlerle maçlı bir kapak h'ssi veren bir şekilde çift sıra konulmuş. Yakam dik, birlikte yaşaması müşterek hayat kurması müşterek menfaatlere bağ- dır. Bu menfaat tam olarak birleş- tiği zaman karı ve koca arasında sr zltı çıkmaz. Halledilmemiş ve kat'i olarak bu böyledir; denilemiyen bu işler için en doğru ve en manlıki görünen ci- heti tercih etmek icab 'eder. Binaenaleyh görerek, beğenerek anlaşarak evlenmek her halde gör » meden görücülük yolile evlenmiye tercih edilmelidir. TEYZE rına geçir İmiş, Kol kapaklarına da yırt- | Beceksızımn maskaralıkları: Aslen Holandah olan güzel ve girin Doliy Mollinger 22 yaşındadır. Avrupa ve hususile Fransada yeni parlamağa başlamış da sinema hayatının hiç te yabancısı değildir. Holandada şimdiye kadar birçok İllmlerde sol yapmaştır. Bir İngiliz filminde dah: güzel bir rolü var dır. olarak adında Dolly Molinger, ilk defa Fransada (3700 melre irtifada) bir filmde rol almıştır. Geçenlerde meşhur Fransız san'atkârı Albert Prejean ile birfkte (Place de la Concorde) adında büyük bir film çevir. miştir. Bu film birkaç güne kadar Pa- riste gösteritmeğe başlanacaktır. Bu filmden sonra bu çok sevimli yık dızın büyük bir şöbrete sahib olacağı si- nema mukitince muhakkak sayılmakta- dır. Fransiz sinemacılarmın pek büyük bir ehemmiyet atfeyledikleri Place de h | Concorde filminde Doliy'nin (vazife ve jrollerini kısaca anlatalım: 201 temsil eylemekledir. Bu köylü Macar kızı Macaristanın bir istasyonunda gazete satmaktadır. Bir ka- İdın müşterisine gazete satarken birden- bire tren kalkar ve Dolly içinde kalır. Böylece doğru Parise gelir ve Concorde İm ndan geçmeğe teşebbüs eder. Fa Jkat ta bu sırada bir otomobil kenktisini çiğniyecek gibi olur. z Sofi ralar #eçisirler, ayırırlar ve nihayet yeniden buluşup birleşerek evlenirler. İmiştir ki: İ —Buf Beyaz perdenin yeni yıldızı: Doily Mollingeri Bu Felemenkli güzel kız, Avrupada birdenbire büt ür bir şöhret kazandı. Sinemacılar onun ıçın “1939 yu (sinema perisi) olacak! ,, diyorlar bir göredir. Telâffuzum bilil-is bana y* il etmektedir. Rolümü beğendim. Fak?faj gerlerinde olduğu gibi bu filmde d# pek genç bir kız rolü yâpıyorum. b ki tam aşk ve macera rolleri yapnsnirğ rolleri yaşamak arzusundayım, ww gelince: Çekoslove gideceğim, Orada büyük bir film ceğim, birçok münakaşalara yol #4 hâlâ da açmakta olan ,Extaso) * 5 bir fim çevireceğim. Bana pF yapabilecek çok yakışıklı bif kanlı aramamı söylediler. Şimdi nunla meşgulüm, meğer böyle bir ne kadar da güç şeymişi, Fransız sinema muhitinin kana göre bu güzel sinema yıldızı 1939 hin «sinem? perisi» caktır. Güçlük çekmeden rol yap ğ bir yı'dız: Luise Rainer En sonçevir. miş olduğu «Frou Prow ) füminde sinema Yıl - Doliy bu büyük filmde bir Macar &ı-)” r rolünü Albert Prejean yapmak- tadır. Aslen zengin bir dük olan eğlerce olsun diye şoförlük yapan delikamlı kızı kurtarır, Birbirlerini görünce hemen de. lice sevişmeğe başlıyorlar. Birçok mace- Dolly Mailinger fransızcayı tif bir Felemenk şivesi ile tekelliüm etmektedir. Kendisi ile görüşen bir muharrire de- e Rainer bir - vol yapmış Sahne vaz Richard Thor — Laise nerin zekâsı yemi Luise Rainer 5 sinden 'leri gelmektedir. İlhamı İlham ona doğrudan doğruya gelir yıllız kendisile birl'kte rol yaps hepsini tesiri altında bulundurur. filmlerde dahi müşkülât (nedir b Her şeyi derhal ezberler, not eder vaffak da olur. Oyunlarındaki muvaffakiyeti h da kendis'ne sorulanlara şu miştir: —Oynamak çok kolaydır. Güç © ndeki rolüm tam şâlişiyetime &z oynamaktır! Rüzeâr olmayınca... e e YY EW BU PS e EEE ri