at . — - & KA Be5 St aa . L * —— u * Telefon ediyorlar, bayın sağ aya- tramvay kesmiş, * Ne duruyorsun, hemen ayakkabı- €a koş; ayakkabılarından — yalnız #0 ayağınınkini pençelerin! y Evı;elkî gün i Müşteri, lokantada garsona sordu: — Uskumru dolması taze mi? | ——— Sok taze bayım.. | — Firafına bakındı: Bz Ezsanız yanınızdaki masadıa J ŞöTan baya sorunuz. — O evvelki gün İ Nlueolduğunukmdidıh&dll | Hit * Mübalâga ,."=Ll_lzıcı şapka alacaktı; şapkacı - — Çok hafif bir şapka isterim! Dedi ve sebebini izah etti: .:_ıılı insan tanırım da onları se- ak icin şapkamı çok fazla çıka- :"_"MAğuoıum kollarım yorulu - x Den, yok oluverirsem, hayatında S Teğişiklik olur? B "ll'ıı)ım azalır, & Sadaka Sadaka vermek kadar iyi bir şey yoktur. — Sen — sadaka verir misin? — Tabitl. — dün bizim — Neclâlara gitmiştim. Bilirsin *n ya Noclânm yaşı köy,, “dir. kendi de hiç güzel değil, Ona M ) Zadıya genç olduğundan, cok gü- ından herkesin onu beğendiğin- & Bişear * Mekteb ve tatil , e KS c"k seviyorum. x:'d"' sevdiğini söyle. |a Ekteb olmasaydı, tatil de olmaz- * B Saat K 'Tdeki duvar saatini methediyor - n ı.:iwhudı doğru işler! S y Ve ilâve etti: h Ç Yalniz alışmak lâzımdır. Meselâ Vurduğu zaman, saatin ibresi k d._""?m*e*l:r. Ve tam o saatte de lüğü öter. Kü Diüğüm K n SİN mendiline im yaptın? K” Peyi unutmayayım, diye, S R:luulmıy:ıuğn nedir? D SüMü mendille silmek, SN zevce — Dikkat et, hızlı gidip Çarpmayasın! On sene sonra OÖn sene sonra gazetelerde görece- gimiz radyo ilânlarından birkaç nüÜümüne: Her iş adamı, rahat çalışabilmek için bir radyolu yazıhane tedarik etmelidir. Yatak odunızda, yatak odası radyola- rından yoksa, rahat uyuyamazsınız. Her ev kadını mutfakta bir «ocak rad- yo» bulundurmalıdır, «Banyo radyok yu hiçbir zaman ihmal etmemelisiniz. Ve bilhassa sabahları bu radyodan çok istifade edersiniz. ON POSTA Çocukların rahat uykusu için lâzım olan beş şart Anneler: Çocuğunuzu uyut - mak için şu beş şarta dikkat et - meniz lâzımdır. Bunları yapa - madığınız takdirde kabahati ço - cuğunuza yüklemeyiniz. Huysuz- luk ediyor, uyumuyor demeyi - niz, Şartlar şunlardır: | — Çocuğu hergün ayni saat- te, tercihan yemeklerden sonra hemen yatırınız! 2 — Çocuğun — başının altına yastık koymayınız. Bebekler yas- tıksız daha iyi ve kolay uyurlar. 3 — Çocuğu daima sağ tarafı - na yatmaya alıştırınız. Bu suret- le kalbi tazyik görmez, 4 — Çocuğu yatağa yatırma - dan evvel dişlerini yıkayınız, te- mizleyiniz. Bu, bilhassa öğleden sonraları uykusu için elzemdir. 5 — Fazla örtü örtmeyiniz. İn- ce bir yorgan kifayet eder. Hokkabaz papaz İngilterede bir nahiyenin papazı o - lon bu zat ayni zamanda — hünerli bir hokkabaz, vanterlok (karnından ko - nuşan adam) dır. Kiliseye gelen cema- ati, âyinden sonra bu oyunlarile eğ - lendirir. * Yeni bir tenor Amatör bir tenor olan Con Makhiyu, bir gün Londra radyosunda, amatör - lere mahsus saatte şarkı söylerken, ya- takta hasta yatan zengin bir kadın, rad- yosunu açmış ve amatörü — dinlemiş. Böyle müstaid bir sesin heba olmasına acıyarak, vekili umuruna mektub yaz- mış. İsminin gizli tutulmasını rica ede- rek, kendi hesabına delikanlıya Roma- da iki yıl müddetle şan dersi verilme- s.ni istediğini bildirmiş. Delikanlı, bu suretle Romaya gönderilmiştir. Bugün, tanınmış bir artist olan Con Makhiyu işte o delikanlıdır. Sesi tıpkı Tauber'in sesini andırmaktadır. Müte- LEEDE Sayfa 7 İYAT I Her güze — İzzet Melih Yazan: Halid S on yıllarda seyahat edebiyatımız gittikçe yeni eserlerle zenginle- şiyor. Evvelce bu neviden eser veren mu- harrirlerimizden uzun bir makalende bahsetmiştim. Şimdi Tezat ve Sermet ro. manlarının tanmmış muharriri İzzet Mo- lihın de bu seyahat edebiyatımıza yeni bir cild ilâve ettiğini müjdelerim. «Her güzelliğe Âşık> İzzet Melihir sa- dece şeyahat intıbaları değil, ayni zaman- da mensur gönül şliirleridir. Ve öyle sa- rurım ki, eserin en zevkle okunan par- çaları da, muharririn kalbinde bugün bile sönmez bir gençlik ateşi yandığını gösteren bu gönül ilhamlarıdır. Bu öyle bir gönül ki, hayatta ıztırab ve sefalet manzaralarından daima kaçıyor, ner yer- de ve her diyarda sadece kadın, aşk ve tabiat güzelliklari ile mestoluyor. Mu- barrir, seyahatinde de, Paris ve Londra gibi yüksek medeniyet şehirlerinde yal. nız o Zevhaları arıyar, kibar sosyetenin içinde sanki yarını hiç düşünmüyor gibi eğlenen bir kalabalığa karışıyor. Bu ka- labalık, cemiyetin hep zengin ve eğlen. ceye düşkün sınıflarıdır. Muharrir, (tesadüfün mü, yoksa bil- hassa arayışın mı neticesi?) bize o âilem. lerden sesler, nükteler, sohbetler, fıkra- | lar dinletiyor. Hoş vakit geçiriyorsunuz. fakat neticede bütün o parıltılar sânüp te kitatı bitirdiğiniz zaman, dudakları nızda oldukça sert bir iksirin tadı kâlı- yor. Maamafih, İzzet Melihe, neden sa- dece bu moöndenler arasında dolaştımız. ©o ecnebi diyarlarda halk tabakaları ara- sında da cemiyet bakımından Türk oku- yucularını alikadar edecek başka levha. lar, görüşler ve hayatlar yok mu 14? de- meğe pek dilimiz de varmıyor. Çünkü nihayet, bir seyyaha görüp gezdiği mu- kitlerin intıbaları sorulabilir. Madem ki ©, sadece filân müuhitlerde dolasmış ve bize oralardan bahsetmektedir. © halde onlar bakkında verdiği hükümlerin ve kalemi ile tesbit ettiği manzaraların ede- bi kıymetine bakmalıyız. Bu bakımdan da İzzet Melih, bir haylice sayfalarında | hakkile muvaffak olmuştur denebilir. Yalnız eserinin ilk kısmını teşkil eden hikâyeleri, 6 Tomantik çeşnisi ve eski- miş tahkiyesile bugünün zevkine kabul ettirmesini biraz imkânsız görüyorum. Nedir o, ölürken bir sevgilisine, kendi Iliğe âşık Fahri Ozansoy baht olmaması için kendi elile o kadın? buğışlryabileceğini, battâ buna vasıta ola bileceğini söyliyen bir kadına karşı ariş tokrat bir diğer muhibbesi itiraz ediyor. O zaman ons soruyorlar: — Peki, ne ya. pardınız?» cevabı bütün saffetile şudur! — Variyeti idare ederdim! İzzet Melihin bu kitabında daha neler yok! Küçük ve büyük vecizeler, hayat hakkında rotlar, muhtelif Avrupa mu- harrirlerinden iktibas edilmiş cümleler! Bolli ki muharrir, hayatının tam filozof olmak devrine girmiştir. Refah ve saa- detten, aşk ve hararetle dolu yıllardan bize hayat manaları çıkarıyor. Yalnız şu- na derdleniyoruz: yazık ki bu dersten tamm manasile istifade için bizler çok geç kalmışız! Paristeki bar, lokanta, salon, tiyatro gezintileri arasında (ve daima moönden veya arlist arkadaşlarla beraber) İzzet Melih bazan içtimaf bir takım sırlar: da keşfetmek imkânlarını buluyor. Meselâ son yıllarda Fransada para buhranı var. Serve'lerini esham ve kambiyoya yatı- ranların bir kısmı bu servtlerinin yavaş yavaş eridiğini görüyorlar. İyisi mi, vur patlasın çal oynasın! Bunu, gene Psrisli- lere it'raf ettirmek, doğrusu muharrirlik naktasından az hüner değil! «Her güzelliğe Âşık,» n bazı sayfala- rında da tezadın müthiş hakikati sırıtı- yor. Bir m'sal: muharrir Lüsyen Buaye- nin kabaresinde şarkı söyliyen meşhur bir artist kadını görünce tanımıştır. Çün- kü onu, dokuz sene evvel, başka bir ka- barede sadece şirin bir halk kızı olarak görmüştür. Şimdi ise «mühim bir terzi. den çıktığı görünen akşam elbisesile, zengin mücevherlerile, kollarının nadır ve ağır hareketlerile ve pek incelmiş vü. cvdile şık bir Paris kadını» dır. Eserde, bazı parçalar bilhassa Meselâ — Marsilyadak! sergide Kariboç mukaddes rakkaselerinin dansı nefis bir üslübla tasvir olunmuştur. Bazı denir tasvirleri de ayni kudrette, Nihayet. Lor- radaki şato vessire ziyaretleri, Bu mi nasebetle, Londra şehri hakkında tarilif faydalı malümat. Hâsılı her şeyden biraz var, Düşünce, his, tarih, intıba. Yalnız bütün o kontların, konteslerin, 0 mare kilerin, markizlerin, misterlerle Ledy'le. rin sayısını insan şaşırıyor. cazib, mektubları dahil olduğu halde, bütün şk mektublarını yatağının başı ucunda okutan romantik âşık? Sonra Bethevun- den parçalar çaldırışı?.. Nodir o, bir bar- da rastlanan düşkün «Ayşe» nin ağzın- dan macerasını dinleyişi? Hangi realite, bir ber kızının basit masa başı sözlerin. den dübedüz bu şekilde yeni bir hikâye yaratabilir? Yeni ve güzel! Maamafih. İzzet Melihin bu hikâyelerinden sonra «Görüşler, sernamesi altında topladığı mensurelerin çoğu İnce bir şiirle haleli- dir. Bilhassa bunlardan, «en büyük acı», mMuharririn ölen çocuğu için yazdığı çok derin ve samimi bir mersiyedir. Sanra «Gözler ne hisli bir yazı! Meselâ baştan şu satırları okuyalım: «Gözlere aid teşbihler çoktur: Tuhun penceresi, yüreğin aynası... Bence göz- ler insanın kendisidir, — varlığının hep- sidir. Gözler, yaşamak denilen sırlı ve nefis mücizenin aydınlığı, alevi, hararetidir. En son bu ışık söndüğü zaman, göçen za- vallı faninin göz kapaklarını indirirler: komedi veya faclanın sonunda düşen per- de gibi.» Bunlar ve buna benziyen tahassüsler, eşerin bazı sayfalarında bütün o yaldız. ahenk, viski ve balo unsurlarının son perdesini de ölüm hakikati ve dehşeti ile kapıyor. Bu kadarcık bedbinlik te o ka- dar nikbinlik arasında esere bir zaaf de- Bil, bir- kuvvet ve daha esaslı bir mana verebiliyar. Sonra, barzan, ne zarif müşahedeler, nükteler var: meselâ bir salonda, sevdiği erkek başka bir kadını severse onu bed- —e — adjid plâkları vardır. Radyoda konser verdiği zamanlarda, ismi söylenmezse herkes Tauberi dinliyormuş - gibi ol - maktadır. Delikanlı ayrıca piyano dersi almak-! tadır. Hocası da, vaktile kendisini İtal- yaya gönderen zengin kadındır. Netice olarak şunu söyliyebilirim: «Her Büzelliğe âsık» muhakkak ki bir gaheser değildir, fakat yer yer, parça parça hayat ve şiir dolu sayfalarile okuyanı ilk say- fasından son sayfasına kadar alâka ile sürükliyebiliyor. Bugünkü çetin hayat şartları âçinde okumağa pek az vakit bu- lebilen ınsanlara karşı, hiç şüphesiz bu da az çok kazanılmış bir muvalfakiyet sayılabilir. Halid Fahri Ozansoy Hasmesensennnnı Taksim bahçesinin projesi hzırluıd. Taksim bahçesine verilecek yeni şek- lin projesi mimar Gote tarafından ha- zırlanmış ve proje şehircilik mütehas- sısı Prost tarafından tasvib olunmuş, Valiye verilmiştir. Vali, pazartesi gü- nü heyetle beraber bahçeyi tekrar tet- kike gidecektir. Romancı ve Kral Karşı karşıya İsveç Kralı Güstav, 1938 senesi No- bel edebiyat mükâfatını, 46 yaşların « da Amerikan kadin — yazıcısı ve <İyt toprake romanmın — müellifi — Pearl Buck'e merasimle verdi. Resmimiz, ro- mancıyı kralla birlikte göstermekte « dir. ——— y