BON POSTA © Tokatlıyanda bir gece hz Ye bağırdı... Sonra, dudaklarındar | aha bakiyesi yavaş yavaş aza - başını bana doğru uzattı: Ni :r.. senden, öyle hizmetler is- vum, Büsbütün başka bir şey. il dikmekten bile kolay. im bir iki gün zarfında, ka - a Gümüşer gözüne gireceksin... pek zor olmıyacak. Çünkü, in, e dikkat ettim. Bulgar zabiti - İm Kadar hoşuna gitmiştin ki, göz * #ehden ayırmak istemiyordu. © Yada?.. Buna emin misiniz?.. i Baksana benim gözlerime... Bun - Yanılmak ihtimali var mı? iç Pek âlâ. Gümüşef'in gözüne gir NM sonra ne olacak?.. e Bir akşam, gene onunla bir- i . «Aman dostum.. ben, böy” şi yerlerde oturmaktan sıkılı Senin odana gidelim. Orada yi- e, içelim » diyeceksin. ». S e O akşam bu adamı odasın- Wa len sarhoş edeceksin... F Nü... sin, düşündün?.. Anladım. Bur- E fena bir maksad var zannedi-| ; Hayır... Maksad, gayet kısa... bin tcaret meselesi, “âret meselesi mi?. e . Dün akşam tesadüf ettiği- b Hind prensi yök mu?. Niza- in iç O bir takım ticaret ve taahhüd! e ir, Gümüşef de, onun gizli| . Bir hafta sonra, ikisi de,|” bir İşe girişecekler... Maksadım, Pstuma kazandırmak... Onun bu Mn için de, Gümüşefin Sy bulun#n o mukavelenameleri GN lâzım, & Unları, ben mi size gösterece - N Bayır. sen, sadece Gümüşefi sar- aye tcekein, Öyle sarhoş ki, olduğu k Szip kalacak... O zaman sen kal- İl yasim aralık bırakacaksın, Namedidin ile beraber usullacık Ki Bötceğiz Gümüşefin bavulun - Yi gözden geçire - ti müdhiş bir sevinç hissettim. gi sevinci, Lunaya bir korku © Bösterdim. vw Yat, Lama, güç. ve tehlikeli bir vi) apiten Gümüşef işin farkına e gre boşalttıktan sonra, biç : Ş m bu adam ölü gibi w yı Ma korktu -| Vin Sözü uzatmak istemedim: Kıs3 ! üdden sonra, bu hizmet; ka- i öğ mede gizlice tarassud edil - Bine İini nazandikkate alarak üz Pek, az Fransızca bilen, saf bir Yükte Mamzedi gibi hareket ettim. ikte kadar, Perapalasta kaldık. nra. kendisine bir araba ge - e ettim. Mi a bir arabaya bindik. Taksimi Ni doğru ilerledik. Arsba- hayki küçük pencereyi ara» baktım... Uzaktan Dir fayton ediyordu, ” faytondakileri görmek “lmuvordu. Fakat | içimden Pa bizi takib ettiklerine dair bir kanaat veriyordu. ÜRER sordu: bakıyorsun; güzelim?. O fasih bir Fransızca ile e yn Gospodin Gümüsefi, tehlikeden kurtarmak Yin $aşırdı. Dikkatle yüzüme|le Una imkân yok... Sana verece - bir paket tozu; onun içtiği Yi * imüşefle birleştim. Fakat y Isi ik e ne güzel lâ, şu tehlikeden bahseder misiniz?.. içi önünde arabadan Fakat bi duvarın dibine çekilerek caddeye bak- Gümüşef şaşırdı, dik katle yüzüme baktı ransızca bilmiyordunuz?.. FOKSUNUZ,.. Halbuki, Fakat evve - bizim bü - kümetimizle dost ve müttefiksiniz. O- ön için size yardım etmeyi, kendim için. bore bildi eti tamamile izah ettim. Ben söyledikee Gümüşef, hayretler nde ka'ıyordu. — Düşman casuslarının bana mu - sallat olmaları ihtimalini düşünmüyor dim, Fakat bu kadar cüretkârane hareket edeceklerini de aklımdan ge -! . Bana, cidden büyük bir Idanıyordu. den, avdet ettik. 'Tokatlıya indik. Srerarsie | ii isareti lerle İK ronun » sokağına adım yürüdükten “saptım, sonra Bizl takib edön fayton durmuştu. ytondan, Luna ile Nizameddin ini yordu. * Üç seve sonra, Gümüşefin "Tokatlı * yandaki odasında yemek yıyor ve ga - rap içiyorduk. Gümüşef, saatine baktı: — Artik, kapıyı aralık edebilirsin. Diye mırıldandı. Kendisi de, yemek masasınm yanındaki kanapeye, yüzüs- tü uzandı. Bir kolunu, kanapeden aşağı | Tam manasile sızmış olan bir| uz sarhos hali aldı. Kapıyı aralık yaptım. Sofraya otu- rarak dirseklerimi masaya, çenemi a - vuçlarımın içine dayadım. Dalgın dal - gın düşünmeğe başladım. Birkaç dakika sonra, kapı usul usul açıl ifade ile bu baş iki tarafa sallandı, ii ile Bulgar zabiti - Luma, içeriye girdi. Nizameddin de onu takib etti Bu adamın siyah kehlibar gibi par- layan gözleri, bir an gözlerime tesadüf etti. Bembeyaz dişleri görünen kırmı - 1: ândeklarını geren tatlı bir tebessüm- le bana gülümsedi. (Arkom var) HİKÂYE: İşçi aranıyor (Baş tarafı 12 inci sayfada) — Şey, hiç biri değil, bir işçi arıyor-| muşsunuz. — Evet, siz mi geldiniz?. Ondülâsyon aparsınız demek? — Hayır. — Peki neye geldiniz? — Öğr — Biz usta bir ondülâsyoncu ariyo - isdim. rüz Koruşan oranın sahibi idi. Samiyenin öne, ve bilhassa kıvır kıvır söri saç- rına dikkatli dikkatli baktıktan sonra, sordu: — Saçlarınızı nerede boyattınız? — Hiç — Boyatmadınız mı, tabiatten mi sarı? — Evet — Çok güzel... — Nerede kıvırttınız, gözel Kıvrılmış? — Hiç bir verde... —O da mı tabiatlen? Bu sualler Semiyenin canını sıkmıştı amma cevab ver — Evet! — Çok çok güzel. — Lülfen şapkanızı çıkarır mısınız? Samiye şapkasını çıkardı. — Fevkalâde.. Size *ş verebilirim, Ka- açımı boyatmıya, kıvırtmıya gelen- e #Maşii, piya » bari iyi kıvırcık saçlarınızı . göstererek, e, diyeceksiniz, benim saçlarım bu - rada boyandı, burada kıvrıldı Berber dükkânının sahibi birdenbire sustu. mişti. Samiye biraz düşündü, çok kölay bir işti. Fakat dağru bir iş mi, — Bilmem ki yapabilecek miyim? — Niçin, ne güçlüğü var. — Gerçi işsizim. Çalışmak benim için bir zaruret amma! Saçlarını kıvırtan orta yaşli bir kadın, dikkatli dikkatli Samiyeye bakıyordu. Samiyenin tereddüdünü görünce: — Ben size bir iş teklif etsem, dedi, Sa- miye kadına baktı, — Bir iş mi? — Evet, bu işten daha kolay.. Biraz öte- de traş olan genç erkekle göz göze ba - kıştılar: — Ne dersin Nihad? — Kabul ârne.. Kadın ayağa kalktı, Samiyenin yanı - na kadar gitti, — Traş olan genç, oğlumdur. Bu sene dektor oldu. Sana onun yanında bir iş bulabiliriz. — Hastabakıcılık değil mi? — Hayır daha başka bir iş. Oğlumun karısı olur musun? Samiye .cevab vermedi erkekle göz göze geldiler: — Olurum! * On beş gün sonra Ssmiye fle, doktor Cahid: Eranın evlenme törenleri yapılı » yordu. . İçeriye evvelâ Lunanın başı u * zendı, Gümüşefin vaziyetini soran bir Farkında olmadan “bütün bunları müşterileri arasında yüksek: sesle söyle- Aynada genç| Sayfa 19 “Son Posla,, nın se tefrikası : 26 SARA, ip KAYNAKLARI — Terdüme edeni Hüseyin Cahil Almanyanın Yakınşarkta kendisine bir nufüz ve tesir payı istemesi ve Rus projeleri Vana, geen Piefen Halbuki, (Japonyaya karşı za - yıtlamış olan Rusya yaralarını sarmak için uzun bir sulh devresine muhtaçtı. Yeni İngiliz - Jâpon muahedenamesinin Hindistanın şimali garbi hududunu mü - dafaa için İngilizlere Japon ordusunun İ yardımını temin ettiğine de vükıftı, İngiltere ise Almanyanın Basra körfe- zine doğru dajmi surette ilerlemekte ol - masını endişe ile gi sordu. Bu tehdide çâre bulmak için, İngiltere bazı fedakâr- lıklar yapmağa hazırdı. Binaenaleyh, ahval ve şerait İngilizler- ie Rusların birbirlerine yakınlaşmaları - na müsaid görünüyordu. Zaten Fra da müttefiği Rusların yeni dostu İngiliz- lerle barışmalarını pek istiyordu. Bina- enaleyh Fransa bu iki devlet arasında ta- vassut eti, 30 ağustos 1907 tarihindeki İngiliz « Rus mukavelenamesi Elcezire konferansı haricinde cereyan eden mü - zakerelerin bir neticesini teşkil etmiştir. Bu itilâfta, İngiltere Türkistan üzerin- de hiç gözü olmadığını beyan ediyordu. Rusya da Hindistanı ele geçirmek fikrin- de bulunmadığını temin eyliyordu. İki devlet İranın istiklâl ve tamamiyetine Tiayeti taahhüd etmekte idiler (1). Maa- mafih, her ikisi de kendilerine İranda bir nüfuz mıntakası syıriyorlardı: Rusya Şşi- malde; Büyük Britanya cenubda ve Bas- ra körfezinde. İki mıntaka arasında üçün- tü bir mıntaka bırakmışlardı. Burasının bitaraflığı kabul olunmustu. Bu bitaraf mınlakada, evvelce aralarında biran - lâşma vukua gelmeden, birbirlerinin te- baalarına imtiyazlar verilmesine müma- naat etmemeği taahhüd ediyorlardı. İn - gilizler Efganistanda statu guoyı idame etmek niyetinde oldukları ve orada nü- fuzlarını Rusyanın menfaatlerine mu «Ir bir surette kullanmıyacaklarını da beyan etmekte idiler. Rusya Efganistam Rus sahası haricinde, Büyük Britanya sahasına dahil diye kabul ediyordu. Ni- hayet, ayrı madde İngilterenin Basra körfezinde husust menfaatlerinin mev - cudiyetini tasrih etmişti. * 30 ağustor 1907 itilâfı, her şeye rağ - men, İngiliz - Rus ihtilâfının ancak mu - vakkat bir hal şekli idi, Çünkü; Boğazlar meselesini halleğiyordu, İrandan geçecek demiryolları meselesini persan şimendiferleri İkalledilmesi çok zor bir işti, Buda Lon - jdru ve Petersburg kabineleri arasındaki İnoktai nazar ihtilâfından ileri geliyordu. | İngiltereyi Hindistandakt arazisine yer- bir demiryolu inşası için 11986 da bir İngiliz şirketi teşekkül et - mişti, Bu hat Viyana, İstanbul, Anadolu, Fırat vadisi ve İran sahilinden geçecek- ti (21. Fakat Lord Palmerston o zaman bu fikre tamamen muarız görünmüştü. Çünkü böyle bir teşebbüsün Hindistanın emniyetini tehlikeye ireceği fikrin - de idi. Britanya hükümeti sonraları vü. cud bulan bu yoldaki: projelerin hepsine muhalefet etti, Zaten, İngiltere ile Rusya 1885 de bir mukavelename imzalıyarak her ikisi de 1900 tarihine kadar Trans » persan demiryolunu inşa etmemek taah - hüdüne girmişlerdi. Hattâ başka memle- ketler tebaasına şimendifer imtiyazı ve- rilmesine bile muhalefet göstereceklerdi detle tecdid olundu. Şurasını da kaydet- mek icab eyler ki o devirde Transpersan demiryolunun ehemmiyeti pek hafif gibi görünüyordu. Lora Curzon bu teşeb- büsün ticaret bakımından pek zararlı bir iş olacağını söylüyordu. 1900 de, Rus mühendisi Bittich te en- zib bir proje yaptı. Bu defa Alexandro - pol'u Tebriz, Tahran, İsfahan ve Şiraz yolile Bender Abbasa birleştirecek ve 'Tahrandan Meşhede bir kol ile uzıyacak bir demiryolu mevzuu bahsoluyordu. Maamafih bu teşebbüs musllâkta kaldı. 1907 deki İngiliz - Rus itilâfı bu babda ileride müzakereler vukus geleceği be - | « İkisinin de ittifaktle, İranın emniyeti 1910 da İsveçli bir zabitle heyeti tarafından Avrupa tarzında telim edilmiş bir İran Jan- darma heyetine terdi olundu. (2) Bu hat Pirat Boyunca WWiam An - drew'ia tavecctil etmiş olduğu güzergâhı ta- kib edecekti. Halbuki 'Trans-| Yalgın İ yanile meselenin hallini istikbale talik etti. 1865 ve 1899 mukavelenamelerinin tes- bit ettiği müddet 1910 da nihayet bulun- ca, mesele halile ortada duruyor demek- ti. İşte o zamandır ki gayesi Kafkas ile Bülücistan arasında milletlerarası bir hat inşasından ibâret olan bir şirket teşek - kül etti. Bu şirket miralay Yate tarafın- dan yapılmış bir projeyi kabul “eyledi. Demiryoju Restov ve Baküdan hareketle Reşte kadar Hazer denizi kıyılarını takib edecek, sonunda Kazvin. Tahran, Yezd üzerinden Kermsna varacaktı, İntiha noktası olarak Nouchki, Laskana, Ka - ratehi'den birinin. ıntibabında teredâüd ediliyordu. Fakat ber halde Tahrandan Meşhede bir kol yapılması düşünülü- yordu. Maamafih Rusya ile İngiltere bu pro - jeyi fifle çıkarmayı pek az ister gibi gö- rürüyorlardı. Bazı Ruslar, projenin kabu- önün, Rusyayı Britanya emtiasile doldur maktan başka bir netice hasıl etmiyece- ğini iddia ediyorlardı. İngilizlere gelince, bunlar Transpersan bütün şimendiferle » rin Basra körfezi havabisinde kendi kon- trölleri altında bulunmaları lüzumuna kani idiler, Binaenaleyh, İngiltere için kabul edilebilecek yegâne güzergâh Ben- der Abbss, Djosk, Tehzbur ve Karatchi yolile Basra körfezi kıyılarını takib ede- cek güzergâhtan ibaretti, Başka her han» gi bir proje Hindistandaki kuvvetlerin arttırılmasına ihtiyaç basıl edecekti. Bi - naenaleyh, bu defa da hiç bir kat'i karar verilmedi. | Bu, Almanyanın Yakınşarkta kendisine «İde bir nüfüz ve tesir payı verilmesini şiğ- detle istediği devir idi, Putsdam mülâke- tından sonra, 19 ağustos 1911 de Alman - Rus itilâfı Rusyaya 1907 İngiliz - Rus mukavelenamesinde gösterilmiş olan şi- mali İran mıntakasında Rusların serbest hareketlerini temin etti. Çar da ikinci Gulilaume'a o mıntakada Rus - Alman sermâyelerile, Tahran, Hemedan ve Kir- mangahı, Hankine birleştirecek bir de » miryolu yapmayı taahhüd etti. Bu de » miryolu Hankinde Bağdad Alman şimen- diferile birleşecekti. Almanlarla Ruslar arasındaki bu pa- zarlıklar Transpersan şimendiferler mü nasebetile İngilizle Ruslar arasındaki ihtilâfları şiddetlendirailer, Rusya 1913 senesi iptidasında, İranlılardan Cülfe » İ Tebriz hattının imtiyazını alınca, İngil - tere de müstakbel Mohemmerak - Ah - vaz « Chouster - Dizfouli - Khoramabad demiryolu için hiyar hakkı istihsal etti, Bu demiryolunun Hemedana doğru tem- didi de ihtimal damlinde olmak üzere mevzuubahs idi. İngiltere Bender Abbasi Şiraza ve Kirmana bağlıyacak iki ka « lun inşası imtiyazını da almiştı. Bu pafs çalar İngilizlere Almanların İrandaki' bi. wuf mıntakaya İleride bir demiryolu ü- zatmalarına mâni olmak imkânını temin edeceklerdi. * 1907 deki İngiliz « Rus itilâfı İngiltere ile Rusyanın İrandaki rekabetlerini tes- kinden başka bir şey yapmamıştı. Büyük ki al İĞ “ln en in 7 AY nal, Riya #iM suretle işgal ettiğinden dolayı mua- baze ediyordu. (3) Rusya ise İngilizlerin bitaraf mmınlakaya sid Karoun petrol sa- kalarına el atmış olmalarından müşteki bulunuyordu. Her iki taraf ta bu bitarıf muıntakarın Almânyanın endişe verici müteaddid teşebbüslerine açık bir halde kaldığını görmekten rahatsız oluyorlar » dı. Almanya, iştirak etmemiş olduğu 1907 İngiliz - Rus mukavelenâmesini bil- mediğini, tanımadığını ilân ediyordu. O dikenli Traspersan şimendiferleri mesö- esi de Londra, Petersburg hükümetleri arasında bir ihtilâf zemini olmaktan geri kalmıyordu. (Arkası ver) (9) 1912 de, Rusya Türkler tarafindan hü duda tecavüz edildiği bahanesile askerleri « ri Azerbaycana soktu. an Harbinin baş - langıcında, Ruslar bu vilâz 13.000 te şilik bir Kuvvetle işgal altında bulunduru * yorlardı.