Ankara, 28 — Büyük Millet Meclisi bu-| vazifei vicdaniyesini kat kat kuvvetlen- | Refet Camtezin başkanlığında top- Nuştır, is celçeyi açarken çok muhterem ve Sk Büyük Ölümüz Atatürk hakkında ika mebusan meclifinde reis Ca- Dille Huysmans tarafından söylenen Bütkun okunacağını bildirmiştir. lçika mebusan meclisi reisinin nut- Kunu takiben Macar Tmebusan meclisi İtisi Gyula Kornis tarafından gönderilen ere ile gene müşarünileybin Macar lisinde irad etmiş olduğu nutkun me- okunmuştur. Tezkere şudur: lans Mustafa Abdülhalik Renda Büyük Müllet Meclisi Reisi: * Bay rois, Türkiyerlin Milt Kahramamı we bü- ’::' devlet adamı Atatürkü tebeil mak- de mebuslar meclisinin 12 teşrinisani Sünkü celsesinde risayet kürsüsünde - t ettiğim nutkun asıl metniyle fransız- fercümesini ilişik olarak takdim et- :_’"' şereflenirim. Türk milletinin ma- İne Macar milleti mümeesillerinin Samimi iştirakine tercüman olarak derin Patilerime ve yüksek saygılarıma iti- $ buyurmalarını rica ederim, Refik İncenin nutku Nutukların okunmasını müteakib söz Refik İnce (Manisa) kürsüye gele- tek demiştir ki: '; Aziz arkadaşlar, matemini, bizler dikça ve milletimiz yaşadıkça, çeke- İMiz Atatürkün cihanşümul kıymeti W Nda en temiz duygularını ifade e- bu tebligatla beraber onun cenaze TELGRAF HABERLERİi Meclis, dün, büyük matemimize iştirak eden millet ve hükümetlere şŞükranlarını bildirmeye karar verdi “Türk, kendi en büyüğünün ziyaından mütevellid acılarına iştirak edenleri ebediyen unutmıyacaktır,, dirmiştir. Belçika gibi Avrupa medeniyeti içe- risinde husust bir mevkli bulunan ve millet meclisinde hakikaten insan bü- yüklerine karşı insanca gösterilmesi 1â- zım gelen bu samimi teessür alâmetleri |bizde zaten o millete karşı evveldenberi |gösterilmiş olan muhabbetin daha ziya- |de kuvvetlenmesine ve onlara karşı bes- lediğimiz samimi duyğguların daha ziya- de resanet peyda etmesine sebebiyet ver- miştir. Bütün meclis bu tezahürata can- dan iştirak edince o meclisin temsil et- tiği milletin dahi bu tezahürata iştirak ettiğine biz gazeteler vesair vesaikle şa- hid olmaktayız. Macar kardeşlerimizin de ayni mahi- yetteki tezahüratını işittiğimiz jpaman yüreklerimizde hissettiğimiz minnet duy- gusunun hududu yoktur. Görüyoruz. ki, bir milletin içinden yetişen bir vücud yalnız o millete nimet verir bir kıymet olmakla kalmıyor, bütün jbeşeniyetin kendisini takdis ettiği büyük bir mev- cudiyet oluyor. Biz ne bahtiyarız ki, ölü- mü bütün dünyaya matem olan bir ada- min sahibi hakikisi bulunuyoruz. Atatürkün cenaze merasiminde millet- lerin ve Balkan Antantına dahi! mütte- fiklerimizin askorleriyle Fransız ve Bul- garların Büyük Kahramanın alayında is- batı vücud etmelerinin hatımsını ebe- diyen taşıyacağız. İngilizlerin askerlerinin kollarına ma- tem alâmetleri taktırmaları ve Feld Ma- reşallerini göndermeleri, — Almanların barbi umumfnin kahramanı Emdeni ve SON POSTA İngiliz Başvekili » Romaya da gidiyor Çemberlayn dün Avam Kamarasında Paris mülâkatı hakkında malümat verdi Londra, 28 (Hususi) — Başvekil Çem- berlayn bugün kral tarafından kabul e- | dilerek, Paris müzakereleri ve Vindsor| dükü ile yaptığı görüşme hakkında iza- | hat vermiştir. Başvekilin, önümüzdeki — kânunusani- nin iİlk on beşinde Romayı ziyaret ede- ceği tahakkuk etmişlir. Bu Beyahate Lord Halifaks da iştirak edecektir. Hariciye nezaretinin, ancak bugün ver- diği malümata göre Müussolini, Münih toplantısı esnasında Çemberlayni Roma- ya davet etmiştir. Ciornale d'İtalia gazetesinin Londra muhabiri, bu ziyarelin geçen hafta Pa- riste yapılan İngiliz - Fransız görüşme lerinden sonra tabif bir hâdise teşkil et- tiğini ve Çemberlaynin Münih anlaşma- sına sadık kaldığını yazmaktadır. Londra, 28 (Hususi) — Avam Kama- rasının bugünkü toplantısında başvekil Çemberlayne, Pariste yaptığı son görüş- moeler hakkında muhi sualler tevcih edilmiştir. Başvekil, bu görüşmeler esnasında ye- (3 yaşındanberi eroin çeken bir kadın muhakeme edildi Dün, kaçakçılık işlerine bakan as- liye S inci ceza mahkemesim de çok hazin bir hâdisenin — duruş- ması yapıldı. Suçlu — Esmer Melâhat, iptilâ halinde eroin çek- mekten bu mah- kemeye ilk defa gelmiyordu. Mahkeme 12 senedenberi verdiği kararlarla, hep onu bu öldürücü zehirden kurtarabil- mek, yeniden hayata kazandırmak için çalışmıştı. Fakat, işte gene Melâhat o- nun kapısında, mübaşirin kendi adını ça- faırmasını bekliyor, arada bir muhafız jandarmalara alışkın tavırlarla bakıyor- du. Yanına yaklaşarak sordum: — Niçin dedim, bu zehirden vazgeçmi- yorsun, henüz genç ve güzelsin. Yazık Melâhat | değil mi, sana?.. Yüzüme dikkatle bakarak: — Bana bu suali; şimdiye kadar sade- ce hâkimler sordu. Başka kimse, tâ 12 yaşımdanberi bana karşı ufak bir alâka bile göstermedi. Senin de sorman için, başka bir sebeb olmalı. Yoksa, sen gaze- teci misin?.. dedi. — Evet. — Demedim mi?.. Öyle ise dinle, Hep- 3ini anlatayım: Ben 12 yaşımda iken, yapayalnız orta- da kalmıştım. Bir anam vardı amma, o da bana bakamıyordu. Yavaş yavaş ar- kadaşların zorile, rakıya alıştım. İçmek. |eğlenmek hiç te fena değildi. 13 yaşıma gelmiştim. Bır gün bana bu beyaz zehir- den vererek: «— Bundan da tat, bu daha keyifli» dediler. 12 sene bu. Az değil. Belki de, İstanbulun en eski erotneman kadını be- nim. Ah! Bilmezsiniz. bu ne felâkettir. Bundan evvel, birkaç kere daha bu mah- kemeye geldim. Hâkimlere yalvarırdım: «— Beni, bu zehirden kurtarın!» diye. Beni, hastaneye sevkederler, ben de söy- lediklerime pişman olurdum. Eroin arar, bulamayınca, üstümü, başımı — paralar- dım. Hayat mı?.. Ölsem daha iyi, Amma, Büyük Türk Kahramanına hürmet ifası | .: 3 i Sini hiçbi hhüde giriş _m"ımam umumf ve dünya milletlerinin | için bir müfreze göndermesi, Rusların | bark vakuunda Fransıye, îî:fğmî'_mf; n duygüyu ifade için izhar ettikleri |eski dostluklarımızı takviye eder mahi- k ; yi LN imi HL aa R n n gönderilmesinin mevzuu bahsolmadığını a tezahürat Türkün yüreğinde za-| yette müfreze göndermeleri, İranlı kar- söylemiştir. Ga “Olan iyiliğe karşı minnet duymak (Devamı 11 inci sayfada) Ankarada dünkü inkılâb dersi Atatürkün hatıralarına ü tahsis edildi AÂnkara 28 (Hususi) — İzmir sayla- _::hmud Esad Bozkurd, bugünkü in- B dersini Atatürkün hatıralarma İS etmiştir. Hatay dahiliye ve müdafaa Müsteşarları geliyor H;nhn 28 (Hususi) — Hatay dahi- * Ve milli müdafaa müsteşarları ya- hu. buraya gelecekler ve hudud, pa- “MDort meselelerini görüşeceklerdir. Türkiyede harb silâhları yapan hususi sanayi müesseselerinin kontrolü Ankara, 28 (Hususi) — Türkiyede harp müesseselerinin kontrolü hakkında hükü- met Meclise bir lâyiha vermiştir. Fethi Okyar Ankara 28 (AA.) — Bazı İstanbul gazetelerinde Londra büyük elçisi Fet- hi Okyar hakkında verilen haberlerin doğru olmadığını bildirmeye Anado - ha Ajansı mezundur. Arkadaşımız Orhan Ural'ın evlenme töreni Y—WWı’ıs-Pnı—M ve diğer bir kasvm davetliler arasında eati Bit Tü Datresinde lcra edilmiştir. silâh ve mühimmatı yapan hususf sanayi Celâl Bayar Zonguldaktan döndü Ankara, 28 (Hususi) — Başvekil Celâl Bayar bugün Zonguldaktan dönmüştür. Japonya Sovyetlerden kuşkulanıyor Londra 28 (A.A.) — Bugün Tökyo- da beyanatta bulunan Japon Harbiye Nazırı muavini, Sövyet ağır sanayiinin fasılasız çalışmakta olduğunu söylemiş ve bu çalışmanın Japonyaya karşı harb hazırlığı maksadını güttüğüne şübhe etmediğini ilâve eylemiştir. Nazır muavini, Sovyetlerin bir gün Çinllerle birleşerek Japonyaya karşı |........ çıkmalarının İhtimal dahilinne oldu - ğunu, fakat Japonyanın müteyakkız bulunduğunu bildirmiştir. Çindeki askeri harekât 'Tokyo 28 (A.A.) — Domei ajansı bil- diriyor: Japon kıt'aları, Hangkang Çin - İn - giliz hududu boyunca temizleme hare- kellerini nihayete erdirmiştir. Japon kuvvetleri halen Kanton'a doğru iler - lemektedir. Çinliler, bin ölü vermiş -| lerdir. Diğer taraftan Japon kıt'aları, Hongkong - Kanton yolu üzerinde Sum- çun köyünü ele mimğı._ Fransa Dahiliye Nazırı Parise vardı Paris, 28 (Hususi) — Atatürkün cena- ze merasiminde Fransayı temsil etmiş olan dahiliye nazırı Saro, bugün Parise ressamlarından san'atkâr , ile Orhan Uralın gazeteci arkadaşları | dönmüştür. Talın, Bayan Perihan Emekle . «Son Posta> ai-| Saro, dahiliye nezaretini vekâleten (- törenleri dün saat 16 da Fatih hazır bulunmuşlardır. » dare etmekte olan başvekil Daladyeyi lesi, yeni yuvaya can ve gönülden Saa- | .| yaret ederek, kendisile bir sastten faz- '& her iki gencin aileleri efradı | detler diler. la görüşmüştür. şimdi bıraktım, bu defa masumum. Ar- tik o zehiri elmıyorum. Melâhat, mahkemede de hüngür hün- gür ağlıyarak: — Bıraktım artık. Bu sefer kabahat- sizim. Uslandım, dedi. Mahkeme, genç kızın tevkif edilerek, 6 ay bir hastanede tedavi altına alınma- sına karar verdi. Mahkemeden çıkarken, gene ağlıyor: — Hayat Mmı? Yaşamak istemiyorum. lsem! diye haykırıyordu. Gavsi Ozansoy Bulgaristanda vaziyet Sofya 28 (A.A.) — Bulgar ajansı bildiriyor: Dünkü gün, bütün memlekette tam bir sükün içinde ve hâdisesiz olarak geçmiştir. Sofyada gündüz kesilen mü- nakalât akşam saat 22,30 dan itibaren serbest bırakılmıştır. Ğ Sakahtan sabaha: olsun Lamartin'den Loti'ye kadar © Fransanın geçirdiği buhran Yazan: Selim Ragıp Emcç_ finyanın büyük bir demokras si ulurak Fransanın bugünlerini çok buhranlı geçirdiği mus |hakkaktır. İktısadi ve mali vaziyeti düe zeltmek için hükümete verilen i, Üyetlere karşı birçok sendikaların mış oldukları vaziyettir ki bu buhran |doğuruyor. Bütün Fransız mesai erbabı, iş könfederasyonunun teşvikile yarın iş- lerini bırakacaktır. Hükümet, umumi bir grevin memleketteki hayatı nasıl feci bir surette felce uğratacağını bildiği İ- çindir ki bir taraftan asayişin muhafa- zası için fevkalâde teöbirlere müracaat ederken diğer taraftan da bu hayatın mehmaemken aksaksız olarak devam ©& debilmesi için lâzım gelen kararlara baş vurmaktan çekinmemiştir. Pariste mu- vasala otobüslerle yapılıyor. Bütün oto- büs şoförlerinin işlerini bırakmalarının ne gibi bir vaziyet doğurabileceği kolay« hıkla kabili tasavvurdur. Posta ve tel« gtaf memurları sendikalara bağlıdırlar, Bunların da greve ışlirak etmeleri mev zuubahstir. Bu takdirde şehrin müvası lası kesileceği gibi muhabere vasıtası da ortadan kalkacaktır. Bunun haricinde şi- mendiferler de terki ışgal edecektir. Demek oluyor ki Fransa ve bilhassa Paris, eğer hükümetin aldığı tedbirler olmasa, yarın, tamamen atıl ve ölü bir şehir olacaktır. Almanya ile yeni bir dostluk ve ademi tecavüz muahedesi im» zalıyan, İngiltere ile beynelmilel sahada daha sıkı bir teşriki mesai esası kuran bu memleketin, bu derece geniş bir anar- şi manzarası arzetmesi, dostları kadar düğmanlarını da endişeye düğşürebilir. Nitekim, bir İngiliz gazetesi, Fransanın dahilt vaziyetinden bahsederken, iç iş- lerde olduğu kadar dış münasebetlerde de istikrarın lüzumunu ileri sürmekte ve dostluklar için evvelâ nizam ve intl« zamın lüzumundan bahsetmektedir. Bu çok manalı ikazın Fransada icab ettiği ehemmiyetle karşılanmamasına imkân yoktur. Ferdi hürriyet hududlarını en geniş manada çizen Fransız demokrasla sinin, bu hududların artık af noktas ya dayandığını anlamaması imkânı yok- tur. Devletle ihtilâfa giren ferd ve onun mensub olduğu gayri mes'ul teşekkül, ister fırka olsun, ister sendika adını ale sın; umum! emniyeti tehdid ettiği gün tenkil edilmek lâzım gelen bir tehlike o- Tur, Halbuki Fransada, bu tehlikenin ça- nı çoktanberidir çalıyor. Selim Ragıp Emeç —H . « ispanyada vaziyet Londra, 28 (Hususi) — Barselon lima« nı bugün tekrar Frankistler tarafından bombardıman edilmiştir. «Savoya» tipinde beş tayyare, elli ka- dar bomba atmışlardır. Limanda demirli bulunan iki İngiliz gemisi mühim surette hasara uğramıştır. İnsan zayiatı yoktur. Diğer taraftan Sovyet işcileri, hükü- Metçi İspanyaya beş bin ton buğday, te- reyağı, konserve, et vesaire göndermeğe karar vermişlerdi! tanıdığı | Huriye Hanum Bir Fransız gazetesinin Türkiye muhabiri Gilbert'in son hâdiselere aid bir iki mektubunu okudum. Atatürkün cenaze merasimine datr yazdığı mektub samimi idi. Fakat (Huriye Hanum) ismini vererek uydurduğu acaib bir 'Türk kadını ile muhayyel mülâkatına dair olan mektubu gazetecilik hesa- bına bir beceriksizlik nümunesi idi. Avrupalı gazeteciler için iki dünya vam Amerika ve Şark... Amerikaya giden bir Avrupalı muharrir mutlak mübar lâğalar, garibeler icad etmeğe mecbur. Çünkü Amerika öyle fevkalâdeliklek rile tanınmış. Şarka gelen muharrır de mutlak zihinleri dolduran hayal, ef sane ve masal icad etmeği mesleki bir vazife biliyor.Çünkü toprakları bol eski. Claud Faröre'den Pierre Bencit'ya kadar yenilerden birçok frenk edibleri bizi de Arab, Hind ve Çin âlemine katarak hakkımızda yeni yeni binbirgece masalları icad etmişlerdir. Bun- ların açtığı ekzotisma sistemi yeni yetişenlere de örnek oldu. Memlekete bir frenk muharriri geldi mi önce inkılâbımızın azametine hayran oluyan fakat frenk âleminin şarktan beklediği ekzotik kokuyu vermek için bu reali teler dünyasından hayal ve efsaneler icad etmeğe kalkıyor. Gilbert denilen yalınkat gazeteci de bir (Huriye Hanum) icad etmiş, ona eski haromlerin hasretini çektiriyor. Bari biz de Paris dönüşü Pompadur devrinin kepazeliklerini yazalım. Bürhan Cuhid