29 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

29 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dilmen Mükemmel bir kont ile Piymouih Ez ikland adalar: açıklarında e - ile karşılaşmıştık. İk ünde seyrelmeğe muk » miz rüzgâr ö - mmelen ve büyük bir sö- i seyreder bir tekne idi. ın, bir geminin kıç tarafından vâki olan hamleleri; muhtelif tip ge- erinde muhtelif tesirler husu- rını ağır ağır geri çe - sür'atle flerletir, diğer r önünde çok seyretme- niz olabilir ki istenildiği zaman feça edip gem'mizi durdurmağa muk - tedir olamazsınız ve geminiz, 'arkadan te hücum eden dalgalarla sulara ülmüş bir duruma girer, dalgalar mütemadiyen kıçtan girip başa kadar bütün güverteyi silip süpürür. İşte biz de bu gemide ayni korkunç vazi - yetle karşılaşmıştık. Dalgalar gemimi- zin üzerinde çatlayorlardı, bütün pala- marlarımızı dışarı asmıştık, böylece dalgaları geminin kıçında karşılamak istiyorduk. * Biraz sonra fırtınanın, yani kasırga” nın merkezine düşmüştük Şiddetli yağmurla karışık korkunç ve vahşet engiz bir gürültü husule getiren bu kasırgayı aşınca birdenbire mevten giz bir sükünete girdik. Gökyüzünde yıldızlar parıldayor, deniz ise, fokur - dayan bir tencere içindeki su gibi gir - dibadlar husule getiriyordu. Sular dış kenarlardan karıştıra karıştırıla mer- keze doğru gidiyorlardı. En büyük teh- Nike kasırganın husule getirdiği girda- bın tam içine düşmüş bulunmaktadır. O vakit suler geminin her tarafından hücum eder, Rüzgârın azlığı yüzünden dü manevra yaptırmak Bu takdirde dalgaların çalkanır durur, Gemi - nin arması, böyle sonsuz bir gerginlik- ie, sar'ava tutulmuş insanın sarsıntısı gibi müdhiş silkinmelere tahammül edemez. Gemimiz, gabya ve babafingo çu - buklarını kaybetmişti. Bunlar, rüzgâr- ar patlarken ve gemi denizlere şiddet- e başvururken duruyorlardı Fakat kasırganın ortasındaki göz karartıcı ve başdöndürücü çalkanışları esnasındaki sarsıntılara omukavemet edemiyerek kızılmışlardı. Zira tam yarım saat sa- kin havası içinde ve yıldızlı seması al- tında, bir ölüm dairesi içinde kalmış bulunuyorduk. Bu esnada sanki gemi- nin içi dışma çıkmış gibiydi. Yarım sa- #t sonra ise anf'bir rüzgür darbesile tekrar seyir hizı alrmş ve çılgın gibi e- sen rüzgârın önüne düşmüş idik. Gran- di direği müstesna olmak Üzere diğer direklerin zayıflayan armaları şimdi aşağıya düşmüşlerdi. Kazaya uğrayıp parça parça geminin kıç üstüne dökülen armalar oradaki dümene karmakarış dolanmışlardı. Gü- verte su içinde kalmış ve fırtmadan kurtulacağımız ümidleri pek azalmış- tı. Ne ise rüzgârın üzerimizde ani pat- layışı ve sekiz puvan bir değişiklik yapması kasırgadan çıkmamızı temin etmişti. Yüz yirmi altı gün devam eden bir deniz seferinden sonra Piymouth lima- nma ulaşabildik“ve müteakıb sefer için ise gemide kaptandân başka en kıdem- Ji muavin, Nauke ve ben kalmıştım. Di- gerleri hepsi işlerini bırakmışlardı. Bunların arasında bizim Smutjede vardı. Fakat bu arkadaş ayrilmazdan önce bana: — Phelax, demişti, bir daha birbiri- mize kavuşup kavuşmıyacağımızı ân - cak Cenabıhak bilir. Şu, gemideki do- landırıcıların keykleri (oçalmalarin - dan beri seninle gayet iyi arkadaşhk etmiş bulunuyoruz. Sen onların ara - $ında en nâmuslu bir gençtin. Gel se- ninle son defa olarak birer «defi gam Suyu» içelim. — Hay hay Smutje. Dedim ve sahfle çıktık, bir bara gir dik, Bizim aşçıbaşı iki büyük « defi «Hey Feliks! Bu garson ne dedi işittin Mİ?s gam» ısmarlamıştı. Emrolunan bardak- lar tam önümüze konduğu esnada ben de: — Pbelax, eğer sen namuslu bir kim- se İsen onu ispat eylemenin tam sırâ- sıdır. Diye düşünmüş ve bunu ispata karar vermiştim. — Smutje, dedim, ben senin keyk - lerini çalan adamı biliyorum. — Biliyor musun?. Kim idi 0? — Ben! — Senmi, — Evet ben! Zavallı Smutje, başka bir söz söyle- meksizin ve getirilen içkisine el vur - maksızın şapkasını ve bâstonunu alınca « arkasını bana çevirerek - bardan çı - kıp gitmişti. Bunun üzerine, önümdeki bardakla- ra bakarak kendi kendime düşündüm: Günün Bulmacası 3 — Bağlılık - başında bir «As olsaydı ta-| bari et, 3 — Tutmamak. 4 — Az sicak - Ruh. 5 — Yakın - bir nevi pasta. 6 — Anirenman. 7 — Beygiri - «Eski mi?enin zıddı. 8 — Adi - genişlik. p — Hazırlamak-istirham, 10 — İstirbam nidası - seni himaye eden. Yukarıdan Aşağı: 1 — Sandalın büyüğü-saha. 2 — Çok iyi-dair-istifham nidasi s—ır 4 — İkitmlercerkek isimlerinin evvelinde Böyicnen. 8 — Ayaklarında çorab ayakkabı bulun- mıyan. 8 — Beyan-bir nevi flğt, 7 — Sarboşun attığı, : Usta olmıyan-Mşaret, 9 — Derenin köçüğü-müetemi çalışma, 10 — Hakan-Süleymaniye camiinin mimarı 128 456 78910 İİBJEJLİJE!Dİ İİYTEJMİA| ?İEİLİEİKİMİDİEİLİ İİK SİYİMİZ)TİRLAMIDİMİR ajAlHİZİMİİ RT İİFİA SİZİMİEİNİSİEMİVİMİB ef 1 İMİTİMİAİMİF'EİNİA 7İTLAİMI 1/LİKİ TİNİMim sİMİNİAİMİEİRİTİMİE'K o) PJAİRJAJMİAİN|AİSİ1 10) TİRİAİNİMİ LİEİHİM Evvelki bulmacanın. halledilmi t — Phelax, dedim, bu, senin namus- kâr olmanın mükâfatı! Namuskârlığın ilk mükâfatını reçeli almakla kazan - mıştın. Şimdi de bir bardak içki yerine iki bardak içkiye nail oluyorsun!... On bir yıl sonra, imparatorluk do - nanmasının bir zabiti bulunduğum es- nada, Kielden - bir ziyafete icabet et- miş olmak için - Hamburga gitmiştim. Hamburg istasyonunda bir taksi ara - nırken yakınımda bir ses işittim: — Hello, Phelax! — Hello Smutjel — Bu kıyafet ne Phelax? Şimdi paratorluk donanmasında zabit mi — Evet Snntje! — Bu nasıl oldu, sen nasıl değiştin İ Pbelax? Eski aşçınızı hâlâ hatırlar mi sın? (Arkas var) Bir doktorun günlük notlarından Sinüzit Şiddetli nerelerden sonra gelen yarım baş ağrılarında, bilhassa kaşın üzerinde bu baş ağrısının şiddet ve kesafet peyda ettiği görülüree (sinüzit) 1 düşünmek mecburiyeti hâsıl olur. bu nezlelerin bazılarında yukarıda #öy- lediğimiz gibi yarım büş ağrıları ile ha- ff sinüzitler görülüyor. Nezleli olanla- rın bu gibi fhtilâtlara maruz kalmaması için çok ihtiyatlı hareket etmeleri Jâ - zumdır. Sabah akşam buruna gomünül- lü yağlar ve yahud mitol damlatmak, ge- celeri ayak banyosu yapmak, bir miktar kinin ve aspirin almak ve bele vakitli vakitsiz akşam ve geceleri sokağa çık- mamak behemehal lâzumdır. Nezlelerden. anjinlerden, kulak Nühab- ları ve sinüzitler ber dalm görülen mü- him #btülâtlardır. Her ikisi de mühim a- meliyata kadar giden Arısalardır. Aza- ml dikkat ve Jtina etmek mecburiyeti vardır. Cevab isteyen okuyueslarımızın gozle pulu yaliamalarını rlen ederiz. Aksi tak» dirde istekleri mukabelesiz kalabilir, Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar- dır: İstanbul cibetindekiler; Aksarayda: (Şeref), Alamdarda: (Ab - dülkadir), Beyazıdda: (Haydar), Bamat- yada: (Rıdvan), Eminönünde: (Bensa- son), Eyübde: (Hikmet A'lamaz), Fe »- nerde: (Hüsameddin), Şehremininde: (Hamdi), Şehaadebaşında: ( İ. Halil ), Kuragümrükte: (Suad), Küçükpazarda: (ecail Ahmed), Bakiırköyünde; (İste- pan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklil caddesinde: (Dellaswda), On - latada: (Hüseyin Hüsnü), Taksimde : (Limonelyan), Pangaltıda! (Nargileci - yan), Beşiktaşta: (Nali Halid). Boğariçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Üsküdarda: — (İskelehaşı), Sarıyerde: (Nuri), Kadıköyünde: (Moda, Merkez), (Tanaş). Bugünlerde çok nezleler görülüyor. Ve $! iidi ve Türk biniciliği onun sayesinde çok İleri gitmiştir. Atatürk Pariste çıkan (Oto) gazetesinin dikkate şayan Dir yazısı Parisle çıkan fransızca «L'âutos İsimli spor gazetesi son sayısında Büyük ve E- bedi Şefimiz Atatürke uzun bir yazı tah- sis etmiştir, Çok dikkate şayan olm bu yazıyı aynen alıyoruz: Kemal Atatürkün ölelidenberi mode Türkiyenin Şefinin şahsiyetinden heme: her yerde bahsedilmektedir. Onun siyasal eseri ve sosyal başarıları birçok takdirata mevzu teşkil ediyor. WAuto gazetesinin de vazifesi Onun spor eserini mevzuu bahsetmek değil midir? Asırlarca haremlerde mahpus kalmış Türk kadınlarına hürriyetlerini inde et- mek, bir milletin an'anelerini bir anda değiştirmek, garb kisvesine bürünmek gibi Atatürkün modernizm âşığı olduğu- na delil değil midir? Ve böyle bir adam sporun ehemmiyetini nasıl bilmemezlik ederdi? Vatandaşlarını kurtardıktan sonra nor- mal bir seyir ile ırkını takviye çareleri- ni tedkike koyuldu. Sporun bu işde ne mükemmel bir vasıta olacağını hemen takdir etti, Ecdadının beden terbiyesini milli faaliyetinin birinci plânına yükselt- miş olduklarını hatırladı, Onun teceddüd programında terbiye mümtaz bir mevki tuttu. Sayısız mektebler inşa etti ve dün- yara ilk olarak beden terbiyesini mec- buri kıldı. Yalnız kâğıd üzerinde ve nu- tuklarında değil, bilfiil bunu yaptı, Stad- İyomlarile müteaddid spor merkezleri te- sis olundu. Halkevlerinin spor kollarını şahsan mürakabe etti ve O milletinin mu- kadderatına hâkim olduğu gündenberi Türkiyede spor fanliyeli gittikçe artan bir ehemmiyet aldı, Türkiyenin her ta- rafında bugün Ankara merkezinden ida- re olunan ve hükümetin resmen müraka- | besine tâbi spor teşekkülleri vardır. Atatürk spor işlerinde de milletine biz- zat örnek oluyordu. Onu sık sık plâjlar- da ve vatandaşlarının arasında yüzerken İ görmek mümkündü. Ayni zamanda o, mükemmel bir binici Denizcilikte de, önayak olarak su spor- larını, yelkenciliği, kürekciliği himaye etti. mw / / ve spor i Atatürk plâşda kürek çeki” tesis etti ve bu sayede de Türkiyede inkişaf etti. Şarkın eski, batıl an'anelerin? mücadelesinde manen kendisin& bei lan Türk gençliğini himaye V9 etti. çi Berlin olimpiyadlarında güre re” yonluğunu kazanarak geret © a Türk bayrağını çepe mw lan Yaşar gibi, Romuda Mussolini sını kazanan ekip te Türk > Bu muvaffakiyetler devamlı tabif bir neticesidir. age Sivil tayyarecilik te Kemal A daimi takayyüd ve himayesine olmuştur. Onun manevi evlâdlarında” s7 Gökçenin dünyada şöhret almış ilerden biri olduğu malimdur. gi, kün kurduğu Türkkuşu Cemiyeti ye yenin bütün şehirlerinde şubesi —. Türk gençliğini havacılığa m yet gayesini güden ehemmiyetli bi” küldür. Atarürk bizzat bunun idi, Onun söyesinde Türkiyede sp0” ç lâde surette inkişaf etmiştir. Atatürk öldü, lâkin eseri vi ye esk, ve hiç şüphe yok kı kendisi 18£ eden İsmet İnönü de onun İstanbul civarında bir kış spor merkeziİda yürüyecektir. ii muştur. Yukarıdaki resimler koğulardan bi gösteriyor, Ankaradaki at yarışları Büylkadada: (Şinasi Rıza), Heybellde: || seyirci külesi önünde yapılan müsabakalar baştan sons kadar heyecanlâ id rini ve seyircilerden ©9

Bu sayıdan diğer sayfalar: