LE ERİL LERE ED EFİTTİLİ, EO EZİLİP ETEEİEİLİİETER ŞERİ PET eÇEETLİİ FİLESİ İTİR OT 27 J bir vazife deruhde etmekle alk, ür İşin daima şaka ve alay tara- k Ga kaşlarımı çatarak > De İma, İktor bey!.. Sizinle bir kaç kere A, | Sitik. Zekânızın kudretine naza- Sağ aların ve hülyaların tesiri sl Bağ, ie ö anladığınızı zannederim... ate, LA > size, çok büyük bir haki - sağa bahsetmiye geldim. Bunun mev- dn da, size kısaca arzedeyi Hay- ye felâketinin mah artık Saye amil taayyün etmiştir. Bu- e alâkadarlarından, şu ku - la işittim. Tabiidir ki buna, rü- Dersiniz. NE kadar ciddt bir lisan ve Yün, söylemiştim ki; doktor © biran bir, baktı, Adeta, şaşalamıştı. Kü- Hara ir Sandalya alıp, kokuğumun kar- #tçerken, yilan, Allah. ne kadar kuvvetli iz» #umuz, küçük hanım”. Anla - Diy Salım, şu işittikleriniz!... çi Bu irildandı. ia adr. Bir taraftan zaruret,| iy Braftan da hamiyetin sevk'le $u küçük işin daha ilk saf - “de, beni o kadar kırdınız ki, eğer! ey yi parayı iade edecek va -| Me Olsaydım, derhal bu işden vaz| ktim, Fakat ne yapayım ki, bus Myj ke değildim. Onun iç Ün, *ttim. Ve bunda da, ey "ğime kaniim. iy p “Miyorsunuz, Buma binâen, 'su ta nt ŞBteı kâfi görerek şimdi size, dün by yi vaktindenberi cereyan eden in birer birer nakledeyim. İÇİM. Ve bütün bu hâdisata, bir “limeden ibaret fazlalık katma - “a &n ehemmiyetsiz bir teferrü- kalacak kadar basit bir insan ol | İbunun nezdinde * İİ eya ve mübhem birsk -| bepsini ağır ağır doktora nak - mm Gözlerini bile kırm- ii, Silece gözlerini gözlerime dik- te hayrete düşerek beni “e bü hayret ve dikkatini gördük- den gülüyordum. May Nami doktor efendi?.. Benimle Min İyordum, Bütün anlattı klarıma, a, hassasiyetimden doğan i, Artık, al nazarile bakıyordun. Şim- mke gördüğüm, kulak- " ii baya İşittiğim bu hakikatlere karşı de Wrâcaksın?.. Bunlar da mı bir im. mevzuu?.. Hadi.. cevab ver, 3) Güşünüyordum. —& bittiği zaman sordu! Ba ön ri cevab verdim. Ağı, e b ne olsun?, Da ağir be, Yerinden kalktr. Bir sizara ma, rin derin düşünerek odada Bige VE başladı. m hemen hemen bir daki- a Sonra, birdenbire önüm- Si. ederseniz, bir kaç sual Dağiım. ti Hiç tereddüd etmeden cevab Sa a Se Nizameddin dediğiniz adamın, *AR tarafında ir altın dişi var amk «e “öylerken, bazı asabi hare - gi leri Sik çeke mu?, in Sağ omuzunu oynatıyor. ie. Gy Allah... Garib. çok garib Bine elim, kapiten Gümüşef me - Vi, tevkar Danın seni bu adamin ö - Onu. maksadı ne?, > beniz bilmiyorum, bn tahmin sdiyorsun,? cevab vermiye hicab et gi an öyle bir işe girmiştim ki, Yayan nda artık dört duvar arasın: ir kız gibi, cinsiyetimin Yazan: Ziya Şakir istihbarat t şefi doktor Kipırdamadı, taassubuhu muhafaza edemezdi: Du takdir etmekle beraber, yeni ğim bu bayatın icsblarıra henüz mamış olmaktan mütevellid 'bi ğanlikla başımı ör bir sesle şu sözleri $ iyebildim İrim... t veriwor. Ya, bu adamın ağ- veyahud lunan bazı evrakı yorlar. Luna, bu gece beni zından bazı şeyler almak, a tanıştırdı de yarın gece, onun yatak odası #vkedecek... — Evet. ben de e düşündüm... Onun Için şimdi a, bu kapiten Gü - —— hakkında a malümat vere- n... Bu ad Sen, ancak bu Kadarını Görüni nazaran vaziyeti, şö) lâsa edilebilir; Balkan harbinden sonra, di edilmiş bir zabittir. Şimdi de, ticaret maksadile İstanbu- İa gelmiştir. Levazım idaresme büyük mikyasta taabhüd işleri yapmakta ve büyük paralar kazanmaktadır. Şimdi: Tik, yalnız bu kadarı aklında kalsın... Anladın ya?. — Evet. yani, şunu demek istiyor - sunuz ki, Luna ona bir düşmanlık yap- mak isterse, bilâkis ben ona dostca har dayadım. Bilmiyorum nasıl bir bak reket eğeyim Dur. acele etme... Şu anda, sana Em ve bütün ıztırabları teskin eden GRiPiN Bilhassa bunlara karşı müessirdir. İş başında, seyahatte, evde her zaman yanınızda bir kaşe Bulundurmayı unutmayınız. Kalbi bozmaz, mideyi ve böbrekleri yormaz. İcabında günde 3 kaşe alınsbilir, İsmine dikkat, taklidlerinden sakınınız ve Gripin yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz. casuslar tarafından takib Borlimiştr. j edilmesidir. Bunu öğrenmek, bizim) e e için faydalıdır... Fakat bu vaziyet kar- “ii i v ahilleri Ba - kaş ne yapmalıyız?. İngilizlerle Kızıldeniz sahilleri we şebeke bu adama | rı da İrın sabah Baş ağrısı, Diş ağrısı gözlerini bile kırpm adı, sadece gözlerini gözlerime diki fade cirdileşti. Adeta ) e benzer bir eda ile böyle bir talimat verecek vaziyette de- akıl -| bir cihet varsa o da, bizce malüm olan e eğdim. Hafif (bir şahsın, — Gelelim Nizameddin meselesine k hanım! Sana bir daha tel etmiye mecbur oluyorum ki, yeni Sana, ilk verdiğim nasihata gene bir romancı gibi hareket € sun... Daha açık söy! kubbe yapıyorsun. Bir anda sarsıldım. Damarlarımdaki 'le bir şiddetle , bayılacaktım. kan bir anda kalbime hiicum etti ki, az ka ap gir- “ İdiğınız bu işe, his ve hayal karışamaz. rağmen, | yeyim.. habbeyi, ” İbülmendeb Boğazı için mücadele etti - İmiz gibi Omanda, Basra körfezinin Hin-| 1492 deki ihraç hareketine iştirak et “Son Posta,, nın siyasi tefrikası :23 GANALI YAN Rİ ile ŞARKA, AD KAYNAKLARI, Yazını genPiefn Terdüme edem: Hüseyin & ahit Yalşın J İngilizlerle Fransızların Kızıldeniz sahilleri ve Babülmendeb boğazı için mücadeleleri da Maskat havalisinde yaptığı üç sefer neticesinde, Omanda silâh ficareti 1912 de tamamen nihayet buldu. Zaten 1904 de Fransız - İngiliz uzlaşması hasebile Maskat meselesi bütün vahametini kay « betmişti. Djibouti'ye yerleşmemiz İngilterenin protestosunu davet, etmişti. Nihayet, Pa- ris ve Londra hükümetleri 8 şubat 1888 mukavelenamesini ımzâ ettiler. Bu mu - kavelename Harrar'ın tamamiyetini te- keffül ediyor ve Fransız arazisinin 1865 denberi İngiltere tarafından işgal edilen * Zeila ve Berbera arazisi ile hududlarını Almanyanın gittikçe mütecaviz bir şe- tayin eyliyordu. Kil alan siyasetinden ayni derecede en - | O devirde, İtalya, Londra hükümetinin | dişeye düşen kral yedinci Edouarâ ile teşvikile, Habeşisianda muvaffakiyetle| M. Delcassö dünyanın her tarafında yerleşiyordu. Londra, İtalyan işgalini Su-! Fransa ile İngiltereyi birbirinden ayıran danlı Mehdi taraftarları üzerinde bir taz- ihtilâfların hepsini ortadan kaldırmak lü. yik vasıtası addettiği gibi Kizıldeniz sa» |Zumunu takdir etmişlerdi. hillerinde bizim nüfuzumuza mukabil bir) Geyretini tamamen şimali Afrikaya nüfuz vücude gelirecek bir hareket diye| tevcih etmiş olan Fransa Osmanlı impa- İtelâkki eyliyordu. 1891 ve 1894 senelerin- | Fatorluğunda hiç bir fütuhat tasavvuru de İngiltere ile İtalya arasinda imzala -| takib etmiyordu. Bir taksim takdirinde nan Üç mukavelename İngilterenin Ha -İhükukunun kâffesini müdafaaya hazır beşistan üzerindeki hükümranlık hakkını bulunmakla beraber Türkiyenin parça « İtalyaya, ne şekilde terkedeceğini teş - |J9nmasını istemiyordu. Misyonerleri ve bit ediyordu.” Bu © mukavelename -| mektebleri vasıtasile Fransız kültür ve lerin üçüncüsü Fransanın bir protesto -| nüfuzunu serbest serbest yaymak imkâ- | sunu davet etti. Çünkü 1888 Fransız İn-|n! kendisi için mevcud oldukça Osmanlı giliz mukavelenamesinin tekeffül etmiş) #mpsratorluğunun mmbhilâlinden bir şey olduğu Harrar mukavelenamesine sarih | Kazanmıyacağını anlıyordu. suretle müguyi? 1d1. Masinafik, Ağöve'da |“ Fransa dini'himâye hakkın: ve kapi © İtalyanların uğradıkları hezimet felâketi a hesebile ey pili an biraz sonra bu mukaveleleri hükümeün | Yer e yordu. Osmanlı idaresi altında bulunan Asyada makul ticari menabiden obaşkâ dığı bir şey yoktu. Diğer taraftan İn- gilterenin Mısirdaki hüsusi menfaâtleri- “İne daha uzun müddet z edemezdi sk çıldığı noktada da|o zaman Frunsanin afzusuna tâbi bir İngilizlerle rakib vaziyette bulunuyor -İdi. Onun için artık Fransiya emri vaki duk. karşısındâ tevekkül hoşluğile boyun eğ- Hindistan hükümeti, Bonaparte'ın Mı- İmek en başka yapacak bir şey kalmıyor- i, Meskata bir «Tezi -İdu, Fekat buna mukabil adilâne bir ta- dans ikame elmişti. Sonra; Sultan Seyd | viz olarak Fasta tam bir serbesti istihsal Spid'e İngiliz bahriyelilerinin Vehabilere, | etmesi Jâzımdı. . İHesa ve Bahreyn korsanlarile Haydudlar | İşte bunlardandır ki 4 nisan 1904 Fran korsanlarına karşı gösterdiklerilsız . İngiliz itlân on dokuzuncu a müzaheretten dolayı, oralarda İngiliz nİ-| sırdaki o pek uzun Fransiz - İngiliz fuzu gittikçe artmıştı. Fakat, 1862 de,| kavgalarına batlme verdi ve Mi Fransız ve İngiliz hükümetleri Maskatİsir meselesini nihayet halletti, Bü- ve Zengibar sultanlarının istiklâllerine| yük Britanya Mısırda statu guoda İhürmet etmeyi. mütekabilen taahhüd et-| hiç bir şey değiştirmemeyi vâdeyliyor « İ mişlerdi. (1) du. Fransa da İngiliz işgaline bir müd « Madagaskar üzerinde iddia ettiğimiz)det tayin edilmesi talebinden vazgeçti hukukun tanınmasına mukabil Zengibar inci üzerindeki hukukumuzun terkini kabul Beşinci kısım sır seferi esnas Hiç beklemediğim bü hitab karşısmda, | ve tesbit eden 1890 Fransız - İngiliz mu- bir tek söz söylemiye muktedir olamı- | kavelenamesi Oman hakkındaki 1862 iti- yörak dirseklerimi kanapenin kenarma |lâfini teyld etmişti. Fakat bu, İngiltece- ki la, |yi Maskat sultanından o şehirde bir kö-| mür deposu tesisi için icab eden araziyi gizlice istihral etmekten omenetmedi. Fransa da, 1898 de ayni usule müracaat ederek, Bender - İsseh'le, Maskatın bir kaç kilometre cenubunda bir kömür de- posu tesisi için icab eden yerin müsaa desini aldı. Bu, Fransa ile İngiltere ara- sında şiddetli bir gerginliğin başlangıcı oldu. Hindistan umumi valiliğine yeni ta- yin edilmiş olan Lord Curzon, 1899 şu - batında; Bender - Bouchirdeki © İngiliz doktorun yüzüne baktım, (Arkas »ar) —u. verdiği müsgadeyi geri almasını taleb et- ti. Bu hâdise Fachoda meselesinden biraz sonra vukua geldiği cihetle, diplomasi â- leminde ziyade bir telâşa sebebiyet verdi. Maamefih iki milletin hukukunun tam müsavat esası üzerine bir itilâf vukua geldi. Bizim de İngilizler gibi bir kömür deposu tesis edebileceğimiz kabul olundu. Münakaşa O1902de tekrar (o açıldı. Fransız - İngiliz nüfuzlarından cesaret bular Maskat sultanı mahmilerimiz üze- rinde konsolosumuzun kaza hakkını red. detmek iddiasına kalktı, Mesele La Haye mahkemesine havale olundu. Mahkeme, 905 de, bukukumuzu tasdik ettiyse de tatbikini tahdid etti, Silâh ticareti münasebetile de muah- haren yeni zorluklar çıktı, İngiltere ta- mamen Fransızların elinde bulunan bu ticaretin Hindistanın garb hududu is- yanlarını teşvik ettiğinden şikâyet eyli- yordu. Biz ise ayni tedbirin Fas sahille - rine tatbik edilmesi kabul olunmadıkça o- radaki silâh ticaretinin flgasına razı ol - muyorduk. Maamafih, İngiliz amiral Slade'in 1909, 1910, 1911 seneleri zarfın- (1) Üşüncü Nepoldon'un Maskat ile meç- gul olması oradaki Sbaditelerin Cezayirde Urab ahalislle dini Artibatlarından dolayı va, Rusyanın genişlemesi «Hindistan iki tarajında Okyanus, cl tarafında da dağlarla çevrilmiş bir kıtadır. Bu seddin ötesinde vüs'ati mil- tehavvil bir şiv vardır. Burasını işgal etmek emelinde değiliz, Fakat bir düş- manın da onu zaptetmesine tahammül edemeyiz. Dostların, müttefiklerin © linde kalmasını görmekten pek mems nun oluruz. Fakat gayri dostane nüfuz» İk surlarımız altına kadar sokulurluraa müdafaaya mecburiyet hissedeceğin Arabistanda, İranda ve Efganistandaki bütün vaziyetin sırrı işte bundadır.» rezidanı Omün sultanına götürerek bize Lord Carson, 30 mart 1904 Rus politikasının büyük prensipleri - Bo» ğazlar meselesi - Ermenistan - İran » Basra körfezi - Türkistan ve Efganistan 1907 de İngiliz, Kus itilâfı - Transpersan demiryolları meselesi - 1912-1919 tarih- lerinde İngiliz - Rus konuşmaları. Coğrafi vaziyetinin müsaid olmama «- sından dolayı, Rusya Yakınşarkın eski yolları ve Ümidburnü tarikile ( Asyaya nüfuz için yapılan ilk teşebbüslerde garb devletlerini takib edememişti. Maamafih, Akdenize, Asya kıt'asının merkezine ve Hindistan Okyanusu kıyılarına doğru ge- hişlemek emelini fiile çıkarmaktan vaz- geçmiş değildi. 1682 den 1725 tarihlerine kadar, Büyük Petro Türkiyeyi Karadenizin şimal sa « hillerinden tardetmeğe beyhude yere te- şebbüs edip durdu. Asya ticaretini Rusyaya doğru çevir « mek için Hazer denizi yollarından da isti- fade etmek istedi. Bu Asya ticareti için garb devletleri Akdenizde ve Hind Ok « yanusunda kavga edip duruyorlardı. Bü- yük Petro Hazer denizini cenub tarafın» dan tahdid ederek bir takım yaylaklar ve geçidler silsilesile tü Horana müntehi o- lan dağlık havaliyi zabitlerine göstermiş ve: «İşte bizim Hindistan-yolumuz, kim- se onu elimizden alamaz» demişti. (Arkası ver) |