Hergün Yahudiliğin Felâket haftası Yazan: Muhittin Birgen eçen hafla, Yahudilik âlemi G için bir felâket haftası oldu. Kozgın kafalı bir Yahudi gencinin Paris Alman sefarethanesinde bir memuru öl- dürmesi üzerine Almanyada bütün Ya- hudiler aleyhine bir felâket fırtınası koptu ve Yahudilerin evlerine, mağaza- larına hücum ederek her şeyin altını Üs- tüne getiren halk kütlelerinden sonra hükümet, bu millet aleyhine fevkalâde şiddetli tedbirler alarak açılmış yaranın üstüne tuz ve biber ve hattâ daha birçok yakıcı şeyler ekti. Yahudiler insan değil mi? Onlara karşı bu derece şiddet reva mıdır? Dünyanın birçok yerlarinde, bil- hassa demokrasi memleketierinde ve Anglo-Sakson muhitlerinde kendi kendi- serine bu suali soran iyi kalb'i birçok in- zamanda cevab veriyorlar lar ki: «Almanların yaptıkları yey vahşettir. İnsanın insana bu derece- ye kadar zulüm etmesi caz olamaz.» Fa- kat, insanların birbirlerine yaptıkıarı, yapmıya muktedir olduklar: fenalık ve| zu'üm, galiba tabiatin veya cemiyetin zaruri bir iktızası olmak gerek ki öte ta- raftan Almanlar da, kendilerin? müda- aa için verecek cevab buluyoriar Ya Filistin Arablam? — diyorlar. insan değiller midir ki İngiliz hü- künyeti yakaladığını öldürücü — adalara, üsera karargüâhla! sevkediyor ve her uğradığı Arab köyünde evleri bomba- | lsrla berhatva edip insanları aç ve çıplak göllere atıyor? Vatanlarına Yahudi gel- mesini istemiyen Arab köylerini ve Arab mahallelerini devlet elile kökünden yık- mak insanlığa uygunda Almanyayı peri- şen eden Yahudilere ceza vermek, onları Abnanlığın haklarından manrum etmek mi insanlığa muhaliftir?» Bu Thünakaşanın içinden çıkan haki- k<t şudur ki âdem oğulları, bicbirini tah- riki hak olarak tanıyan yegâne — canlı mahlüktur. Bunun üst tarafı edebiyat | olur. Bu edebiyat arasında esreyan eden hâdiselere gelince bunlar Yahudilik için çok feci bir istikamet almıştı-. Almanya- da bu hâdiseler cereyan ederken, İtalya- ga da bu nevi hâdiselere doğru giden ha- reket devam ediyor. Çekoslovakyada Ya-' hudilere karşı geniş bir hareket hazırta- niyor ve galiba bugünlerde Macaristan hikümeti de Yahudi aleyi Resimli Makale: yapışmış, kadere boyun eğmiş kimseler nin fenalığını da bilirler, bildikleri halde dayanıp dururlar, sebebini sorduğunuz zaman: — Hayat beni bağladı, cevabını verirler. Bu gibi adamla- rın kendi kendilerini iknaa çalıştıklarına emin olunuz. Talihe, kadere, vaziyete boyun eğmiş insanları gördü SOÖZ ARASINDA Bir Amerikalının Bulduğu Garib bir âlet Öpücükten öpücüğe fark vardır. A - tarı tedbirlere merikalının biri yeni bir öpücük ölçen yeni bir kuvvet vercek, Diğer tarafları âlet keşfetmiştir. Bu âlet sayesinda, çift- sıymıya lüzum görmüyorum, Bu süretle, Yahudiler, tedricen birçok | mernleketlerde milli ha harici bir cemaat haline gelecek görünüyorr Bun- doan yüz sene evveline gelinciye kadar her tarafta mevcud olan ağır vaziyet, senelik nisbi ve tedrici hürriyetten sonra, Yahudilik üzerine tekrar çöke- cektir. e Avrupada bu işler böyle giderken Fi- Estinde de vaziyet fenalaştı. İngiltere hükümeti Filistinin taksimi projesinden vezgeçti. Henüz ne yapmak istediğini kat'i olarak söylemiyor, düşünme ve ma- revra yayını muhafaza ediyor. Fakat, Filistin Yahudileri ve bunların arkaların- da bulunan siyonist teşkilâtı, bu bakım - dan da kan ağlıyorlar, Dünyanın birçok yerinden kovulan ve birçok yerlerine de iltica hakkından mahrum bırakılan Ya- hudiler için şimdiki halde göze görünür yegâne melce Filistin idı. Bugün bu ü- mid de suya düşmüştür. Vaziyetin vehametini ıyi anlamak için Şu misale dikkat etmek kâfid'r. Alman- yodaki halk taarruzlarından perişan olup Fransa hududuna iltica etmiş olan 40 ka- dar Yahudiyi Fransa hükümeti de hudu- duna kabul etmemiş, onlara biraz yiye- cek ve içecek verdikten sonra tekrar hu- dudun öbür tarafına atmıştır. Demek o- kıyor ki Yahtdileri, gazet sütunlarındi böraretle müdafaa eden Frarsızlar bile onlara artık kendi hududla:nı kapamış- lardır. Yahudilerin kabahatları nedir? Bu mesele üzerinde münakaşa uzun sürer, Hitler - Almanyasına göre Yahudiliğin en büyük cürmü, bilhassa Harbden son- ra Almanyayı zelil düşüren siyasetin Yahudiler tarafından idare edilmiş olma- sıdır. «Yahudiler, ng £ ve Fransız Ya- hıd' ili L (Devamı 7 inci sayfada) dürmden lerin öpüşlerinin - samimt, veya baştan savma olup olmadığını tesbit edebilmek- | te imiş! On yaşında bir boks harikası Suseks'de on yaşında bir İngiliz ço- cuğu, dünyanın bir «boks harikası» dedilmektedir. Filvaki daha beş h: evvel boksa başlıyan — bu çocuk, son günlerde yaptığı turnede bütün rakib- lerini dövmüştür. Harika boksör, bundan iki sene ev- vel, bir duvardan düşerek amudu fı - karisini kırmış, bir yıl hastanede davi edilmesine rağmen, hali fenalaş - mış, hattâ öleceğinden te - bile korkul - muştur. Acele bir ameliyata ihtiyaç gö- rülünce, çocukcağızı saatlerce azab ve işkence lle kıvrandırarak, amudu fıka- risinde gayet tehlikeli bir ameliyat ya- | pılmıştır. Bu suretle kefeni yırtan harika bok- sör iyileşir iyileşmez boksa başlamış - tır. İSTER | Bir hariciye memuru anlattı: zaya gittim, spartımanı istediğim şekild. döşediler, sonunda da bana bir fatura de taksitle ödiyecertim, bana kat'iyyen İSTER başka süretle | Mw «— Beş yıl evvel Avrupa sefaretlerimizden bicinin kâtib- liğine tayin edilmiştim. Karımı da Slarak gittim, otelde otu- racak değildik, döşeli bir daire tutmaktan da iğrı çücük bir apartıman tuttuk, tabli hiç eşyamız yoktu fakat arkadaşlar bir ekıl öğrettiler. Her cins eşya satan bit mağa- ne aldılar ve kısa bir müddet içinde salon tablolarından mut- fak süngerine varıncıya kadar hiçbir şey ihmal etmiyerek baktım, hiç te pahalı bulmadım, esasen bu mikdarı ikı sene- BSON POSTA nüz zaman, şikâyet! vardır, arzularına rağmen zu kendi bendisini reddüdünün esiri ol ğu akıbeti'r. Hergün bir fıkra Bütün bunlara rağmen Arkadaşlarımızdan birinin bir hu #usf otomobili var. Geçende bir dostu arkadaşımızın otomobiline binmişti: — Aman çok dikkat et, dedi, gay yavaş yürüyeceksin, — Peki! — Sokak başlarında muhakkak kor- na çal! — Peki! — Sakın ha, iki tramvay arasından geçmiye filân teşebbüs etmiyesin, Arkadaşımız kızmıştı: — Bütün bunlara tağmen, dedi, ge- ne bir kaza ölacak oltrsa, hangi hıu - , taneye nakledilmeni istersin.. onu dd İ söylemeyi unutma! k_____.____.._.__...._..___.J Nobel edebiyat Mükâfatını Amerikalı Bir kadın kazandı Meşhur (İyi top: rak) rTomanının muharriri — Pearl Buck'a, Nobel ede- biyat mükâfatı ve rilmiştir. Bu mü- kâfat 8 bin İngiliz lirasıdır. Miş Buck, bir Amerikalıdır. Se. nelerce Çinde ho. calık etmişti İyi toprak İstan- bul sinemalarında «Sarı esirler» ismi gösterik © ! j j j i İ İ $ Çekoslovakyada Slovak askerlerinin kıyamı Çek ordusunda bir kiyam olmuş, Slo - |vak askerterinden bir kısmı Çek sübay - |larını öldürmüşlerdir. Prag hükümeti bu isyanı ört bas etmiştir. Bununla beraber, Bohemya ile Slovakya arasında bir uçu- İrum açıldığı ileri sürülmektedir. Bütün NAN, İSTER ki bu defa dört senelik dış memuriyetini bitirip, dört senelik iç memuriyeti yapmak üzere memleketine gelince Avrupa- da yaptığı burada yapmanın mümkün olup olmadığını araş- tırdım ve gördüm ki yoktur ve kanaat getirdim ki böyle bir müessese memleket için büyük bir ihtiyaçtır. Fakat mesele bundan ibaret te değil Bu müşahedeyi yaptıktan sonra An- k. Kü- e döşemeyi Üzerleri- | karaya gidiyordum. eski, ahşab bir yolladılar yeküna | zamanla solmuş bir di yoktur.» İSTER güç gelmedi. Halbu- İNAN, Süğe T e olmadığını düşününüz. Bağlı insanların yüzde doksan dokü- meye hakkı yoktur, zira insanın bulduğu akıbet lüyık oldu- Tren Erenköy kavılisinden geçerken tahtaları kararmış, dim ki 25 yıl evvel İstanbulda böyle bir mücssese vardı, şim- | Jerini dinlediğiniz zaman tnsanları kendi bağlıyabilecek hiçbir kuvvetin mevcud bağlamıştır, itiyadının, korkusunun, te- lmuştur. Başkasını itham ve muahaze et- Zenci boksör Coe Louis Boks muallimi Kara Bomba» lâkabı ile maruf zenci iksör Joe Louis, ayni zamanda müdhiş bir sinema meraklısıdır. Bir filmde, Ro- bert Taylor ile Wallace Beery boks et - mektedir. Boks oyununun, hakikf oyuna |benzemesini temin için Co Luls, iki ak - törün vuruşmalarına nezaret etmiş, h telarını göstermiştir. Resmimizde bok - sörle aktörü görüyorsunuz. Greta Garboyu çalıştığı stüdyo kapıcısı tanımamış! Bütün dünyanın tanıdığı Greta Garboyu, ne tuhaftır, çalıştığı stüdyo- nun kapıcısı tanımamış ve artist Avru- pada yaptığı seyahatten dönüp de ça - hştığı stüdyoya gelince, kapıcı artisti önlemiş, aralarında şöyle bir mükâle - me geçmiştir: | — Hey bana bak — hemşire, nereye böyle | — Beni tanımadın mı?.. Greta Gar - boyum. — Ne demezsin, sen Greta Garbo i - sen, ben de Mey Vest'tim!, Hadi ba - kalım, geri basi, Greta hayretten alı al moru mor et- rafına bakınıp dururken stüdyo me - murlarından biri çıkagelmiş ve mese - le kendiliğinden halledilmiştir. —ETLaaam işyancılar yakalanmış ve Slovakyada ku- rulan bir divanı harbe sevkedilmişlerdir. | İNANMA! duvarında tenekeden yapılmış ve rengi kırmızı horoz resmi gördüm ve hatırla- İNANMAI! &xı.w"" ”“ “" Sözün Kısası İki teklif E. Talu tamızın ebç ybubeti ile kanayan yürek sahibleri onunğ yüce hatırasını tevkir için ne yapacaklâ“* i frını bilemiyorlar. O, o kadar büyük, yü* celerden yüce idi ki yapılan her gey, he* pimize az görünüyor.. Haklıyız. Tarih, dünya kurulalıdanbe” ri bu azamette bir matem, beşeriyet b derinlikte bir acı görmemiş, tatmamıştlr On sekiz yılda mütemadiyen mur'-elef yaratan bu adamın, ebediyete açılan blf kepıdan farksız olan kabrine, elimizded gelse, her birimiz, bağrımızdan kalble* rimizi söküp koymak isteriz. Zaten, çaf* pan her Türk kalbi onun değil mi idi Lâkin, bunu yapamamak imkânsızlığ! önünde bazı vatandaşlar bir iki teklifte bulunmuşlar: Bunlardan bir tanesi, Atamızı örtecek toprağa İstanbulun da toprağından bif mikdarın katılması, diğeri de mübarek türbesinin üzerinde veyahud ki önünd? alevi ilelebed canlandırılacak söndürük miyecek olan bir meş'alenin ikad edilme” si hakkındadır. Bu tekliflerin her ikisi de güzeldire isabetlidir.. Atatürkün mucizesinden en çok istifâ* de eden, ona karşı en büyük minneti dü* yan İstanbul ve İzmir şehirleridir. Mütâ* rekenin ve işgalin hem kapkara hem G0 kıpkızıl safahatını hatırlıyanlar bunu iyi takdir ederler. Vatanın her bucağı, gerçi, Yüce Kurtâ” TıCının seyanen lütfunun görmüş, nurilü nurlanmış, himmetile kalkınmış, ihyâ olmuş, fakat Türk vatanın o iki çehfie bambaşka bir talihin zebunu ve makbi” ru iken, Atatürkün kılıcile, azmile kurtü* Jup ebediyen Türklük camiasına - Iltihal eylemiştir. Onun içindir ki bu iki beldt” nin, Büyük Atamızın mirkadı münevvt” Tine birer avuç toprak armağan etmelt manaca çok yüksek ve yerinde olur. Atanın ayak ucunda, hiçbir vakit söf” miyecek bir meş'ale tutuşturmak fikrint gelince, Türk varlığının, kurtarıcısiı; Y#” picisi ve yükselticisine karşı içinde yanif tutuşan aşk ve imanın ebediyetini tef” sil edecek olan bu alev, müstakbel abidi” nin önünden huşu ile gelip geçecek D” sillere vazifelerini hatırlatacaktır. Vakıâ bu alev her Türkün benliğindi çoktan parlamış, ve babadan evlâda İNi İkal ederek, hiçbir zaman sönmiyecektif' Fakat, farzı muhal olarak, günün rinde imanında en ufak bir 24f, gönlüü” deki alevde azıcık bir hafifleme alâi hissedecek olanların, gidip te, anük ” damın manevi huzurunda yeniden Kü' ” vet bulması için bu sembol muhakkak Tâzımdır. Atatürk bizim kalblerimizi, şuurumü” zu, dimağımızı nurlandırmıştı.. biz d€ nun türbesi önünde, onun ebediyete U7 nan ayak ucunda bu ulvi sembolu Bi kadar yaşatırız! S Ze * '—_—_’—-/ General İbrahim Beken Boyabadda Boyâhad (Hususi) — 'mmgen”" |İbrahim Beken berayı teftiş Boyib’, gelmiş ve orman koruma oı*ıennı tiş ederek Kastamonuya avdet tir. ' e akerenesenenesenesreneRı sereceneeeanENDA TAKVİM