18 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

18 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Tkinciteşrin *Son Posta» nın macera romanı: — 9 Cebhaneliği berhava eden ki hl'_!oıgunıukun. geceyi derin bir uy- ile geçirmeme rağmen, gene hâdi - İetin tesiri altından kurtulamamış « ,r_"— Uykumda bile bütün bu mesele - u’:ıhuyau serpintileri — ile uğraşmış - Uyanır uyanmaz, tavanı vurarak Ra $&h yokarı çağırdım. Onunla konuşma- baş'adım: —E, Raşel!.. Ne dersin, sen bu i: K Ne diyeyim küçük hanım. *ktum, öyle korktum ki; dizlerim hnu;,»:,_ Bilmem bugün, nasıl çalışa- üm? ? $ E, komşular ne diyor?., Acaba bu hası| olmuş?.. — Vinç kopmuş. —Kimden duymuşlar?.. —- Herkes öyle söylüyor. — Sen, ne zaman duydun?. t_* Orada, o gürültü patladı, patlama- ,_nbısın fırladım... Herkes de sokak - Tan f'—rlımışu... Baktım; Sinenin ce - hm'imln önüne toplanmışlardı. Bir a- tiri şurmuş. anlatıyordu. «Vinçin zen- ©ptu. Cebhaneler ateş aldı.» di- Yaşkt ler aleş hâ“iu yeri ile Sinenin eczanesinin ':'l.;uwem ve en yörük bir ada - Yağı ile, en aşağı yirmi dakikalık ::kmlsı!e idi. Bu adam oradan ne ça- b Belmiş de, bu havadisi vermişti. Gen bu adamın sözleri, bir tahmin - B ibâret mi idi?. Yoksa, bir propa - Nda eseri mi?.. f L Raşel, sen bugün işe gitme. E çocuklar.. ekmek isterler. SON POSTA Yazan: Ziya Şakir «Ejendim, kaç defa söyledil:: «Şu cephaneleri buraya çıkarmayın.» Şimendifer memurları, mütemadiyen | vagonların arasına kaydım. Beş on a- ğlam 'dım, hızlı hızlı yürüdükten sonra, yer- den kömür parçaları topliyarak elim - deki boş hatlara çekmiye çalışıyorlar -|deki sepete doldurmağa başladım. Nöbetçi zincir hattının içindekiler, düdük |kendilerini bile göremiyecek kadar te- lâş içirdelerdi. Yük vagonlarının ar - kalarında, grup grup içtima etmişler - madevra ile meşgul oluyorlar, sa; kalan vagonları, eski istasyonun öi İk. ; Tokomotifler, gidip geliyor; sesleri, ve kumandalar birbirini takib ediyordu. Meraklılardan bazıları, nöbetçilerin ve kumpanya memurlarının etrafları- na toplanmışlardı. Mütemadiyen sual- ler soruyorlardı. Kendisine mühim bir poz veren ge - veze bir kondüktör, etrafında uyandır- di. Çünkü, daha hâlâ tek tük top mer- Ve felâketin asıl| mi'eri patlıyordu. merkezine sokulacak kadar kahraman, az bulunuyordu. m? diplomasi mün dığı alâkadan şımararak, yüksek sesle söylüyordu: T Hum bazı nazariyelerden dol. — Ffendiml.. Kaç defa - söyledik:|müş volkanı gözden geçirmeğe karar «Canım, şu cebhaneleri buraya çıkar | yermiştim. mayın, Kalabalık, ayak altı yer. Bura- Eminim ki. şır anda, mahir bir sah- da bir kaza olur.» dedik. (Derince)de |,« san'etkârı gibi rolümü çok iyi ifa e- Beç,E dün akşam söyledim ya sana?..| tebhare deposu olabilecek yerler gös-| givardum. Her gün buralarda ayni İşi yaptığım şeyleri merak ed.p.""d’k' Fakat askerlere bir türlü lâkır- | nn fakir kadınlara — benziyordum. — Gündeliğini ben veririm. I Eh.. öyle olursa, zarar yok, mu:adi. © senin partal elbiselerle a- hi brları bana getir. m; ; *Man küçük: hanım.: gene onları fiyeceksin? dar tekarrüp etmeğe; kendimce kurdu- Fakat ben, yavaş yavaş oraya ka “| 1, O sön- :;""'k_tnıı ziyade - hükümete aid gizli 'lkı:. Meşgul olduğumu anlamıştı. düm, çç ben, bu kadından korkmuyor- “ki'u' lün; millfi ve dinf bir an'aneve Mıdi—l.rukv gördüğünü ( görmedim.. ) B 'Di, (bilmem..) diyeceğinden.. ve Yereoai tarsısında mutlak bir süküt gös - Binden emin bulunuyordum. Y * Okuşt, Tam H “aân inerken baktım. O muaz - hı._m““ sahasının her tarafında © ,, *7 tütüyordu. Bir ı'":'“*lem istasyon binası, adetâ KB halini almuşti. Yanmuyan dür Müşt * *Cikhı koyulu is tabakaları sar- Yeni htv:;:'!mır peşinde koşan bir âlim Göldüy ile yokuştan indim. Her tarafı Hleleri Meraklı ve mütecessis insan nti Dit konuştuklarını dinliye din- Ve hei ltdim. Her yerde, ayni terane.. S » ayni hikâye... Vincin he sandıkları ağır gelmiş.. V€ Tandıklar” birdenbire kopuvermiş.. ai İüşmez, T rıhtımın taşları üzerine Bakatlamaz mı?.. Gnumh:uu bu boş sözleri söyliyen ve H"“ıd. :l!îl;i insanların arasında, Ti vakit geçirmek İsteme - Cııhî“;:'dih Makaslarının bulun - B'"ldın Yerine doğru ilerledim. Tüfla m__üzd. geçilmiyordu. Her ta- Mleri görün ve polis devri- Ve zabislana AYordu. Ortada sivillerden qu: 'den mürekkeb tahkik heyet- Mti oi hııy-om" heyecanlı ve hara - V iŞaretlerile birbirlerine mü- Nüb!îîîl:ıi:ı:kım Böze çarpıyordu. M ğîş r.lıuı:mınanıflın geçmenin, ı'ki m.m'k için, geçid yerinin solun- ndim çS kulübesinin arkasına sak- “ Bir fırsat kollamıya başladım. 1 anladım. Bir kola -| larmış.. eğer görürlerse... — E burada dolaşmıyorlar mı?.. — Daha; dün değil evvelki gün, Ba- kırköy tarafından geldi. Ahırkapı ö - Bacasını, Kızkulesi açığına ka - mle takib ettim, Ondan sön- edim. Bu tahtelbahir muhaveresi; artık dallandı, bi landı. Herkes bir hikâ - ye anlatmıya başladı. Nöbetci de, bu hikâyelere dalmıştı. Bu rmadım. — Usullacık, veler: 14,30 a kadar İnkıtaa uğrayacaklır. itibaren başlıyacaktır. | nünde, şöylece bir lâmelif çevirdi. Bir-| denbire Selimiye kışlası tarafına yaol| * tengaYücaksın... Rebakaya da, böyle &! dinletemedik. Yere çömelmiş olduğum halde, loko - bih Sebeb?. ği T Rae, İMeyi unutma, aei GEYÜĞNe ea motiflerden dökülen kömür parçaları - timale, zeki bir kadındı. Hiç şüphe| — Sebeb, malüm... Güya oralarda, | ,, toplayıp sepetime doldura doldura “Yorum ki; artık benim - kocava| tahtelbahirler vızır. vizir. dolaşıyor -| >.r ağır dolasıyordum. Ve, şurada bu- rada tonlanan grupların muhaverele - rini, münakaşalarını dinlemeğe gay - ret ediyordum. Herkesin suratından, zehir akıyor - dü Herkes öfkeli, herkes — hiddetli idi. Bu büyük felâketin amili olan meçhul düşmana karşı herkesin yüzünde bir kin belirmisti. Çok belli idi ki, en ciddi ve hakiki iztırabla kalbi sızlayan — bizimkileri Çehrele: lan bu Türk zabitleri; (Arkatı var) ŞiRKETiİ HAYRiİYEDEN: Ebedi Şefimiz Büyük Halâskârın Cenaze Törenine iştirak edecek sayın halkımız için tarifede Cumar- tesi gününe mahsus olarak yapılan tadilât ile ilâ- 1 — Saat 9 a kadar Köprüye muvasalat edecek olan mutad sabah seferlerile Köprüden kalkacak olan 6, 10, 16, 22, 26, 30 ve 38 numaralı seferler yapıldıktan sonra, münakalât, resmi tebliğde yazılı olduğu üzere saat 2 — Vaniköyünden saat 7,22 de, Beykozdan 6,50 ve 7,25 te, A, Kavağından 6,12 ve 7,02 de kalkan vapur- lar fazla olarak Beşiktaşa da uğrayacaklardır. 3 — Mevcud seferlere ilâve olarak saat 6,30, 7,15 ve 8 de Bebekten birer vapur hareketle Arnavudköy, Orta- köy ve Beşiktaşa uğrayarak Köprüye gelecektir. 4 — 7,30 da Köprüden fazla olorak bir vapur Beşiktaşa gidecektir. 86 — Araba vapuru sabahleyin saat 5, 6, 7 ve 8 de yalnız Üsküdardan Sirkeciye ve 5,30, 6,30, 7,30 ve 8,30 da da Sirkeciden Üsküdara birer sefer yapacaktır. Kabataş ile Üsküdar arasında mutad seferler saat 14,45 ten Görülecek ihtiyaç karşısında zuhurat postalar yapılmak üzere de tertibat alınmıştır. Aziz nâşı denizden takib edecek sayın halkımız için de müteaddid vapur- lar tahsis edilmiştir. Bu vapurlar Köprüden saat 11.30 da kalkarak program mucibince Adalara kadar gidip dönecektir. Bilet ücreti herkes için bilâistisna bir nevi olup 22 kuruştur. Pa- solar muteber değildir. matemi bir renk ve şekil 2 - “Son Posta,, nin “ŞARKA AİD KAYNA Yazn) İYENPİEİOA - Tertime edesi Hfleteyin Cahit Yalaın Sayfa 13 siyasi tefrikası : 14 KLARI, 1809 da İngilterenin müttefiki vaziyetine geçen Babtâli ile F İran şahı, — Efganlar, — Mahratlar, vesair civar kavimler ile anlaşa- rak Hindistandaki İngiliz arazisi Ü- zerine yürümek taahhüdüne de giriyor- du. İran arazisinden sevkedilebilecek bütün Fransız kuvvetlerinin serbesiçe geçmelerine de müsaade ediyordu. Napoldon, Finkenstein muahedename- ral Gardane'ın emri altında askeri bir heyet gönderdi. İmparator generale ver- diği eminde İranın Gürcüstanda Rusya aleyhindeki İran ile Türkiye arasında bir barışma ve lışmayı, Hazerdenizinde gemiler - teslih etmeyi, İndus'e doğru istilâ yollarını ted- kik, Mahratlarla bir ittisal tesis eyleme- yi ve nihayet, Neciddeki Vehabilerle te- İmasa girmeyi tavsiye eylemişti (1). Tilsitti muahedenamesinin imzası ve Fransızlarla Rusların barışması bu tali- mati biraz sonra tadil ettirdi. Gardane İstanbuldan geçerken artık İran ile Rüs- ya arasındaki itilâfı kolaylaştırmak ve bütün gayretlerini İngiltere aleyhindeki harbe çevirmek için emir aldı. Fransız askeri heyoti Tahrana 4 kânu- nuevvel 1807 de vâsıl oldu, Şah Finkens- tein muahedenamesini derhal tasdik etti. Bundan başka mütemmim bir mukavele- name imza ederek Basra körfezinde Kharg adasının tasarrufunu kat'i ve tamm surette bize terkeyledi. İki Fransız ge- misi şaha Bender Buşirde yirmi bin tü- fek teslim edecekti. Maamafih, imparator Gardane'a vazi. fesini itmam İçin yalnız dört aylık bir |mühlet vermişti. Onun için, zabitlerimiz İran ordusunu tensik ve Hindistanı istilâ için en iyi yolları tedkik hususunda isti- cal gösterdiler (2). Heyet reisi her şeyden evvel Kıbrıs adasını zaptederek orasını bir üssü ha- reket yapmak münasib olacağını düşü- nüyordu. Askerler İskenderuna çıkacak- lar ve sönra Birecik üzerine yürüyecek. lerdi. Fransız ordusu o zaman iki parçaya ayrılacaktı. Şimal kolu Fıratı geçerek Urfa ve Mardine gidecekti. Vanda Sul- İtaniye ve Kazvine doğru yoluna devam (etmeden evvel Nasturf kuvvetlerile tak: viye olunacaktı. Tahranda, zabitlerimiz tarafından Avrupa usulünde talim edil- |miş bir İran kuvvetile karıştıktan sonra (1) Napoldon Vehabilere bilhassa ehem- miyet veriyordu. 1808 de, Levanttaki mü- messillerinden otlar hakdında malümat is- temişti. Moniteur 31 teşrinlevvel 1804 de, bu mezheb hakkında vesaike müstenid bir ted- kik neşretmişti. (2) Fransırlar Anadoludan top nakli mor- Jufunu ortadan kaldırmak için bir tophâne tasit lerdir. sinin tatbikini tacil için, Tahrana Gene- | taarruzunu canlandırmayı, | oskeri bir itilâf akdini istihsal için ça-| ansa arasında asebellerin inkıtaa uğraması Meşhed yolile Herat üzerine yürüye- ecekti. Cenub koluna gelince, bu malze« mesini nakil için Birecikte kayıklar ya- hud sallar bulacaktı. Bu filoya istinad ederek Fıratın sahillerinden birini Bağ-« dad hizasına kadar takib edecek ve Kire manşah, Isfahan ve Yezd tarikile şark istikametini tutacaktı. Kollar Heratta birleşeceklerdi. Büyük karargâh — orada |bulunacaktı. Rusya ile uzlaşma takdirine de, Fransız ordusuna iltihak etmek üze- re şimalden gelen Rus kuvvetleri de ora« da bizimkilerle birleşeceklerdi, Hindise tana hücum ya Kâbil ve Peşaver yolile, |ya Kandıhar yolile vukubulacaktı. Diğer taraftan, bu hareket Bombay şimalinde General Decaen tarafından İle de Frances dan gelmiş kuvvetlerle yapılacak bir hu ruç ameliyesi ile birlikte olacaktı. Ordu kırk, elli bin Fransız ile kadroya sokuls muş otuz, kırk bin İranlı ve Hinüliden terekküb edecekti. Fakat menzil hatları üzerinde garnizonlar bırakmak. lâzınıdı., Akdenizde mühim İngiliz kuvvetlerinin mevcudunu İskenderiyede bir ihraç a« meliyesi müşkül hale sokarsa, herhale de orduyu karadan, Anadolu içinden Ha« lebe doğru sevketmek daima mümkiindü, Bundan başka Karadeniz ve Trabzon ta« rikile de bir çare düşünülmüştü. Bu fa- raziyeye göre, Fransız kuvvetleri Frzu- rum ve Tauris'ten geçeceklerdi. Vakayi bu projelerin fiile çıkarılması« na imkân bırakmadı. Çünkü şarkı pays laştnak hususunda, Rusya ile bir türlü enlaşamadık. Napoldon Karadenizi — bir Moskof gölü haline getirmeye razı olue yordu. Fakat Çanakkaleyi kendi elinde tatmak istiyor ve Akdenizi bir Fransız denizi yapmak emelini besliyordu. A« lexandre da Kıbrısı, İzmiri, Anadolu is- kelelerini, Suriyeyi ve Mısırı bize terket» meyi kabul ediyorsa da boğazlara tam surette sahib olmak iddiasından vazgeç- miyordu. Taksimden evvel Tuna vilayete lerine el koymak ta istiyordu. İşte Napos Iâon Rusyanın, Türkiyenin ve İranın üe çüzlü iştiraki üzerine mücsses plânlarının &yni zamanda hep birden yıkıldıklarına gördü. Rus askerleri 1809 - teşrinisanisinda Gürcüstanı tekrar istilâ edince, şah Ge aeral Gardane'dan yardım istedi. Maat. tecssüf, General Gardane inıparatarla çabuk bir surette muhabere edemiyordu, Bu pek esef edilecek bir şeydi. Çünkü tam o sırada İngilizler bütün İranda en- trika yapıyorlardı. Zaten İranda birçok taraftarları vardı. Siyasi ajanları Har« ford Jones ile Malcolm Frantız heyetik nin yerini almak üzere ilk münasib fır- sattan istifadeye hazır bir halde bekli. yorlardı (1). 'Tam bir hayal sukutuna uğrıyan İran şahı, 1809 şubatında, İngiliz tekliflerini kabul etmeğe razı oldu. Bunun üzerine General Gardane ile zabitleri, timparatordan talimat . bekle- moeksizin, avdet yolunu tuttular. Fakat Tıflisten ve Rusyadan geçmeğe mecbur oldular, 1809 kânunusanisinde Büyük Britanyanın müttefiki vaziyetine geçen Bebığli ile Fransa arasında diplomasi münasebetlerinin inkıtaa uğraması hase- bile Türkiye yolu onlar için kapanmış demekti. Artık İngiliz nüfuzu İranda serbest su. rette inkişaf etti. 1839 tarihine kadar İ« randa hiçbir mümessilimiz bulunmadı. O devrede Louis-Philippe hükün:eti Tahe rana Comte de Sercey'i fevkalâde elçi o« Tarak yollamağa karar verdi. * Gürdane heyetinin muvaffakiyetsizli. Bi ve 1810 tarihinde İle de France'in İn- gilizler tarafından zaptı Hindistan ya- rımadası üzerinde Fransızların emelleri- ne hatime çekmiş değildi. Napolcon çark- ta hegemonya hülyasından henüz vaz. geçmemişti. Rusyaya karşı projelerinde bu hegemonyayı fille çıkarmayı gizli giz- Ni takib ettiği şübhesizdir. (Arkası var) (iJ Maleolm Benderabbasta, Sir Harfard Jones Bender Büşirde Ydi Bunların hüreket« derine İngilie gemileri ve İngiliş - Hindli at- kerler müzaheret ediyorlardı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: