er fıstığı değerli bir kitab Pek fakir olan ziraat kütüphanemiz bu eserle boş bir yerini daha doldurmuş oldu. Bu küçük titab, okunmağa değer mahiyettedir. Yazan: Ta Şimdi Antalyada (sıcak iklim nebatla- m ışlah istasyonu) nun asistanı olan Ma- hir Öğüdeü, bize (Yer fıstığı) adlı bir ki- tabcık daha yazdı. Nüfusunun çoğu köylü ve tarımman 0- lan bir memlekette, böyle ufacık bir ki- tabın yazılıp basılmış olmasın: pek tabii görmek ve onun, en çok (şöyle bir kitab çıkmıştır) diye haber verip geçmek müm- kündür, Bunu böyle yapmayıp ta, uzunca bir yazı ile inceleyişimin hikmetini anlatın- ca, okuyucularımın beni yoktan — yazı yazmış saymıyacaklarını umuyorum. Mahir Öğüdeü'nün bu defaki kitabcı - ğını ben birkaç bakımdan inceledim: 1 — Genç muharrir, pek fakir olan zi- raat kütübhanemize bic eser hediye et- miştir, Koca bir yılda ancak 8-10 kimse- nin kapısını açtığı bu zavalbı kütübhane, Şübhe yok ki en basit ziyaretleri bile bü- yük bir memnuniyetle karşılıyacaktır. Yazılan eser, neden ibaret olursa olsmn bir gediği kapıyacak ve yarının zen kütübhanesi, ancak bugünün irkı ile meydana gelecektir. Zaman zaman, şu veya bu mevzua dair benden bir kitabcık soruşturanlara daima (Türkçesi yoktur) dediğimi hatırladıkça, ortaya atılan tek yapraklı matbuaları bile hoş bulmaktan kendimi alamıyorum. Onun için Mahir Öğüdcünün (yer fıstığı) hakkındaki ese- rini de, mevcud servetimize katılmış ye- ni bir kazanç addetmeliyiz. 2 — Mahir Öğüdcü, bize güzel bir ör- nek olmuştur. Bulunduğu her memleket- te o muhiti alâkalandıran mevzulardan birini etüd ederek bir kitabcık yazmayı üdet edinen bu gencin, tuttuğu yölü öğ- memek kabil değildir. Eğer her tarımma- mımız onun gittiği yoldan gitseydi, bugün | incelenmedik tek mevzuumuz kalmaz ve memleketin terakkii ziraati esbabını da- ha sür'atle hazırlamış olurduk. Mersin, Gemlik, Giresun ziraat rehber- leri; kendir ziraati ve urgancılık; Kastı monunun üryani eriği, elma, armud, öka- Hptüs, akasya ağaçları hakkındaki eser- Jeri hep birer mahalli etüd mahsulüdür ve bunların basit birer yazı dergisi ol- ması, kıymetlerine hiç te halel verme- miştir. Onun için yurdun muhtelif köşe- lerine dağılmış olan genç meslekdaşların çevrelerini etüd ederek bize bu yolda faydalı olmalarını temenni ediyorum. 'Tâ ki bizde de zengin bir ziraat kütübhane- si kurulsun ve bugün bir ziraat gazetesi bile bulunmıyan yurdumuzda, her sevi- yedeki tarımmanlar ha deyince aradık- Tarını bulup okuyabilginler. 3 — Bizde ötedenberi ziraat yazıcılığı. nun da kendine göre bir ihtisas olduğuna inanılmamıştır. İyi bilenin iyi de anla- tabileceği ve her iyi anlatabileceğin iyi de yazabileceği İleri sürülmüştür. Hal- buki oluş, hiç te bu merkezde değildir; Ne yüksek ihtisaslar tanırız ki, bilgileri- ni yalnız kendi ayarlarındaki kimselere anlatabilirler. Beri yandaki bir seviyenin onlardan - doğrudan doğruya - fayda- lanması imkân haricindedir. Bu hal, bil- hassa ziraat âleminde çok göze çarpmış- tır, Bir mevzuu köylüye anlatmak yolile, şehirliye anlatmak yolu; azıcık okumuş- la, pek okumuşa söylemek yolu tamamen başkadır ve öyle olmak lâzım gelir. Onun için bize eser veren ziraat mu: harririnin, her şeyden ünce, kendine bel- N seviyedeki bir zümreyi muhatab tut- ması ve eserin başından sonuna kadar muhatabının durumunu gözönünde bu- Tundurması lâzlmdır. Eser köylüye yazı. hiyorsa falan ve filân noktalara temaş edilmemek, eğer şöyle seviyedekilere ya- zılıyorsa pek yavan kısımları geçmek gerektir. Mahir Öğüdcünün, bundan sonraki e- serlerinde, bu cihetlerde biraz daha faz- la duracağını umartm. Cümlelerinin. bo- yu ile, kitabcığının fiatını da azıcık kı- galtabilseydi, fazla diyecek bir şey. bu- kanmazdı. 4 — Yer fıstığı kitabcığı, küçük çapta için yazılan mühtelif bakımlardan tedkike ve rumman 32 şayfadan ibarettir. Münasib resimler- le süslüdür. Fıstığın yeryüzündeki yayı- lışından, ikliminden, toprağından, suyun- dan, nasıl ekilip nasıl biçildiğinden, has- talık ve böcülerine kadar her şeysi top-| ıIıını-n.ıştıı'. Bütün bu bahislerden fıstığı öğrendiğimiz gibi, eklenen bir tedvelden do fıstık ziraatinin birçok nebatların zi- raatinden daha kârlı olduğunu öğreniyo- ruz. Bu cedveli biz de alıyoruz: Nebatlar Pamuük Susam Çeltik Kendir Bakla Fasulya Buğday Arpa Patates Mısır Yerfistığı (838 de ve bir dekar ü 325 525 450 1000 1200 675 472 2000 1200 Demek oluyor kt yurdumuzda - fıstik ziraatinin genişletilmesi ve yalnız çerez olarak kullanılmakta kalmayıp, başka memleketlerde olduğu gibi bir yağ ilkel maddesi haline sokulması da lâzım ve yerinde bir hareket olacaktir. Tarımman 11 genç bukukcumuz orduya iltihak etti Bu sen İstanbul Üniyersite hukuk fa- İkültesini, askeri hâkim sınıfına men - İsub 11 genç hukukçu bitirmiştir. Fakül- İtede tahsillerini muvaffakiyetle ikmal e- derek cumhuriyet ordusuna iltihak eden | genç hukukçular şunlardır: Mithat Yaşlı (Salihli), Nejad Kızılkaya (İstanbul), Recai Aykun (Beşiktaş), Necdet Şehirlioğlu (İstanbul), Cevdet Özoğul (Gemlik), Relet Tüzün — (Urfa), Mehmed Çökgüler (Akşehir), Edib Er - kun (Samsun), Hasan Günsel (Tirebolu), Fethi Akat (Düzce), Fikret Parlar (Yoz- gat). Devle demiryolları umum müdürü Ankaraya döndü Evvelki gün şehrimize gelen devlet de- miryolları umumf müdürü Bay Ali Rıza Eren, dün akşam Ankaraya hareket et - miştir. Denizbank teminat mektubu verebilecek Maliye Vekâleti, Denizbankın — resmi dairelere hitaben vereceği teminat mek- |tublarına dair dün alâkadarlara yeni bir Vemir göndermiştir. Bu emre göre, Deniz- bank, Vekiller Heyeti kararile resmi dai. | relere hitaben verecekleri teminat mek - tubları kabul edilecek, bankalar meya - |nına idhal edilmiştir. Denizbankın öden- |miş sermayesi halen 22,400,000 lira oldu- |ğuna nazaran resmi dairelere hitaben ve- |rebileceği teminat Mmektubları yekünu |11,200,000 Tiradır. Bu mikdarın tamamı |bankaca İstanbul şubesine tefrik ve tah- |sis edilmiştir. İ ü hastalıklar tabloları basıldı Ziraat Vekâletinin köylüye dağıtılmak Tüzere ziral hastalıkların renkli resim - |lerini ihtiva eden tablolar hazirladığını İevvelce haber vermişlik. Köylüye ziraat işlerinde iyi bir rehber olacak olan bu tabloların basılması bitmiştir. Yakında köylere dağıtılmasına başlanacaktır. Bir hırsız kadın yakalandı Galatada Keçecizade apartımanında otu- ran Osman Kaya, sabileya müracaat etmiş Ve apar*manın açık bulunan kapısından Şükran İsminde bir kadınin içeri girerek bazı eşyalarını çaldığını iddia etmiştir. Yu- 've silâhlandırılması hususunda Almanya İhafif harb gemisi. puan tahkikat netlcesinde hirsızin Sabika- lılardan Şükran olduğu anlaşılmış ve yaka- “Almanya denizlerde nasıl hazırlanıyor? Fransız mütehassıslarından “ Paluel Marmont,,un şayanı dikkat bir makalesi <A İA TARILRRĞ Alman donutnmasının bir kısım gemilerini bır arada gösteren bir re> Kara kuvvetlerinin yeniden tanzimi tarafından sarfedilen büyük gayret ve faaliyet deniz kuvvetlerine de teşmil e- dilmiş bulunmakta, Alman donanmasının ihyası hususunda ihtimam sarfedilmek- tedir. 1988 senesi başında Alman harb donans ; ması şu gemilerden mürekkebdi: Mecmuu: 69.600 tonilâtoluk 6 saffı harb | gemisi. Mecmuu: 65.000 tonilâtodan fazla 41 )| 86 denizaltı gemisi. Gene bu sene içinde Almanya her biri 7.000 tonluk iki krüvazör, 6 torpido ve 10 denizaltı inşasına başladı... 1 kânunusani 1938 tarihinde de hali in- şada bulunan harb gemileri şunlardı: 1 — Ber biri 600 tonluk 12 mayın tara- yıcı gemisi. Bunlardan her birinde: 105 m/rma iki top ve 37 lik bir top bulunmak- tadır. 2 — Her biri 600 tonluk 12 torpido. 3 — Beheri 1.800 tonluk & destroyer. 4 — 10006 tonluk bir kruvazör. İçinde 208 m/m, lik 8 top, tayyareye karşı 105 lik 12 top bulunacaktır. Bu kruvazör ge- çen sene denize indirilmiş olan; (Blüc- her) ve (Admiral Hipper) gemilerinin aynidir. Gene bu tarihte tezgâhlarda inşası ha- zırlanmakta olan gemiler şunlardı: 1 — Her biri 19.000 tonluk iki tayyare gemisi. 2 — Beheri 35.000 tonluk iki zırhh. Bu Daha küçük tonajlı 9 denizaltı gemisi. 1942 senesinde Elyevm tatbik edilegelmekte olan in- şaat programı nazarı dikkate alınırsa 1942 senesinde Alman donanmasının kud- reti şu nisbette olacaktır: 35.000 tonluk 3 zırhlı, 25.000 tonluk 2 zarhlı, 10.000 tonluk 3 zırhlı. (Ceb gemi- si), 3 muhafazalı kruvazör, 7.000 - 10.000 tonluk 10 kruyvazör, iki tayyare gemisi, 52 destroyer, 61 denizaltı gemisi, Bütün bu gemiler İngilizlerle deniz konferansında kararlaştırılmış olan yüz- de otuz beş nisbetine dahil bulunmakta- dır, Denizaltılar bundan, hariçtir. İngiliz donanması küvvet ve kudretini arttırdıkça Alman donanması bu nisbet dahilinde otomatik bir surette gemileri- ni tezyid edebilecektir. Heligoland gene ortaya çıkıyor Almanya, yalnız donanmasını kuvvet- lJendirmekle kalmamış, ayni zamanda sa- hillerinin müdafaa tertibatın: da fazla- laştırmıştır. (Versay) muahedenamesi — mucibince Almanyanın şimal denizi sahillerinde bu- lunan müdafaa tertibatları imha edilmiş- ti Bu müdafaa tertibatı bugün yeniden vücude getirilmiştir. Heligoland yeniden mücdhiş bir müstahkem mevki halini al- mıştır. Wangeroogda da son derece kuvvotli istihkâmlar yapılmıştır. Sylt adası çok mühim bir deniz ve ha- iki zırhlıda da 381 lik 8 top ve 150 lik 12 top mevcud olacaktır. 1938 senesi ilkbaharında bu kuvvette bir üçüncü gemiye başlanmış idi; Almanyanın bu kuvvet ve küdrette ge- milere sahib olması ilk defa vukubul- maktadır. Şimdiye kadar Alman donanmasında kullanılmakta olar/ en kuvvetli top 305 idi. Harbi umumide vukubulan — Jutland deniz harbinde Alman donanması 305 ve 2B0 lik toplar ile harbetmişti. Bu deniz harbine iştirak eylemiş olan İngiliz dos nanmasının topları 330, 356, 380 lik idi. Buna trağmen İngilizlerin tonaj itibarile zayiatları Almanların zaylatından çok dahâ yüksekti. Alman topçusu — İngiliz topçusundan çok üstün çıkmıştı. Almanya, artık en ağır topla eylemiş bulunmaktadır. Bu da gösteriyor ki, Alman yüksek deniz kumandanlığı taktikte yeni şartlar tatbik etmektedir. 1938 senesi İlkbaharında inşa edilmek- te olan gemilerin sayısına şunları kat- mak icab eder: U. 37 den U. 5l numaraya kadar 740 tonluk 8 denizaltı gemisi, 1 kabul va üssü haline getirilmiş ve sahillerine uzun menzilli büyük toplar yerleştiril- miştir. Adanın münasib yerlerine birkaç yüz tayyareyi kolayca alabilecek muaz- zam hangarlar yapılmışlır. Sylt adasında yapılan müdafaa terti- batı o derece ehemmiyeti haiz bulunmak- tadır ki İngilizler ciddi bir endişeye ka- pılmışlardır. Bu tayyare hangarlarının günün birinde İngiltereye akın yapacak olan tayyareleri barındıracağı bile ileri sürülmüştür. Fakat sonradan yapılan ted- kikat bunların taarruzdan ziyade teda- fül tertibatı haiz bulunduklarını mey- dana çıkarmıştır. Bu müdafaa tertibatı: Bremen, Wilhemshaven, Lubeck, Klel, Hamburg limanlarını korumak için tan- zim edilmiş olan müdafaa sistemi cüm- lesindendir, Deniz zabitlerinin yetiştirilmesi Ah te yetiştirilmektedir. ye mektebi Flensburger Foide sahilinin cenubunda bulunmaktadır. Bu sahi! ki- Tometrelerce uzunluktadır. Bir Felemenk deniz mecmüasından is- tihraç edilen malümata göre bu deniz mektebi dünyada eşi bulunmuyan — bir! mektebdir. Burada mükemmel surette deniz zabitleri yetiştirilmektedir. Her şeyden evvel deniz zablilerine kuvvetli bir karekter aşılanmaktadır, |Cesaret ve tahammülü mucib olan spor 'hareketleri başta gelmektedir. Boks ve ata binmek mecburidir, Tahsil için haftada 46 saat ayrılmıştır. Bu 46 saatin 26 sı nazari, 20 saati ame- lidir. Cumartesi günleri öğleden sonra ve |pazar. günleri talebeler denizde gezinti- |ler yapmaktadırlar. Bunun için kendile- rine 60 aded muhtelif tarzda gemi veril- miştir. Bunların ekserisi yelkenlilerden mü- rekkebdir, 'Talebeler altışar kişllik apartımanlar- da ikamet eylemektedirler. Bu aparti- manlarda her türki konlor bulunmak- tadır, Mürvick deniz mektebi yalnız deniz za- bitleri yetiştirmekle kalmamaktadır. Av- ni zamanda makine mühendisleri, komi- serler yetiştirmektedir. Makine mühen- dişleri ve komiserler, tersşanelerde topçu ve torpil dairelerinde iş gören zabitler- dir. Bunlar tam manasile mütehassı: ola« rak yetiştirilmektedirler. Deniz mektebinde mecburi olan ecnebi lisanı ingilizcedir. İngilizceden a İfransızca gelmektedir. Bununla beraber zabitlere ispanyolca da öğrettirilmektee dir, Büyük sahillere malik olmamakla be- raber Almanya deniz işlerine büyük e hemmiyet vermiştir, Führer tarafından feshedilen denizci« lik cemiyeti yerine (Marine Hitler Ju« gend) cemiyeti ikame edilmiştir. Bu ce« miyete aza bulunan 10-18 yaşlarındaki Alman gençleri devlet bahriyesi zabille- rinin üniformasına yakın bir Üniformâ giymektedirler, Bu cemiyet azası genç- lere Almanyada hâkim olan yüksek va- tanperverlik umdelerini aşılamaktadır. Bu gençlerin, sayısı çok yüksektir. Hergün de attmaktadır. Bunlar b Wü deniz sporlarmı tatbik etmektedirler Marine Hitler Jugend teşkilâtı , da (Marine S. A:) teşkilâtı bulunr « dir, Bunlara bahriye hücum kıtaatı İnilmekte ve denizcilikte tamam ( |çok daha sert terbiye verilmektedir j Tuna meselesi | Alman bahriyesi vaziyeti hakkındıa | muhtasar malümatın cu mühim faslı hif şübhesiz Tuna meselesidi Tuna nehri sevkülee; y dan mühim bir mahiyet almış bulunmal* tadır. Avusturyanın ilhakından — gönrü Tunanın 350 kilometrelik latmı Almaf" yaya intikal eylemiştir. (Devamı 11 inci suyfada) n«