7 İ ğ Ve erecerasesasessererecerecaca secceecEn SON POSTA Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten memuriyet hayatı : 124 eearaeene ceALENELErSALA benen KöcENEEKEENEsELEceRaEAnaA” Devlet kapısında elli p ıl I Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım Haleb valisi Raif paşa ile kumandan Ali Muhsin paşa, üç fotograf makinesile rasad INlah, bir fen heyeti gibi gid dürbünümü görünce : “ Maşa 'Tepesinde bulunduğu binayı yıldı - rımdan korumaz, bilâkis tehlikeyi da - vet eder! Beruttan sonra, Kıbrısım — Larnaka Kkasabasına ve Mersine uğrayarak ha- reketimizin yedinci günü İskenderuna, böylece de deniz seyahatinin sonuna vardık. Halebde üç gün kaldığımız için her târafını, ba' lesini de gezdim. Be- basına giden valiler çıkan — vali ve memurların çabuk azlolunacakları iti- kadı, bazı ti üflerle araca kökleşmiş olduğundan, hayırhahlara: — Ben, buranın valisi değilim; şea- metten korkmağ; Şehri, lâ; görebilmek için ka « leden başka bir yer de mevcud değildi. Vali Raif paşa merhum ile fevkalâ- Be kumandan Ali Muhsin paşa, üç foe- *tograf makinesile rasad dürbününü de görünce: — Maşallah, bir fen hey'eti gibi gi- diyorsunuz, demişlerdi. Kumandan paşa, kendisi için böyle bir rasad dürbünü ısmarlanmasına va- sate'imi rica Parise, benimkinden daha kuvvetli bir dürbün sipariş ey - dedik. İki buçuk sene kadar sonra Mu- suldan dönerken Halebde misafir edil- diğim eşraftan Müderriszade Zeki be- yin bahçesinde beni ziyaret eden Ali Muhsin paşaya dürbünden memnun o- lup olmadığını sordum. Zemine mahsus başlıktan maadasile yerde, gökte kesif bir karanlıktan baş- ka hiç bir şey göremediklerini söyledi. Hazır bulunan erkânıharb miralayla - rından Rıfat Beyi ererek: — Beyefendi arkadaşlar da hayli uğraştılar. iç biri, bu ke- sif zulmet dedi. Dürbünü, bir kere de benim gör memi arzu etti, Yalnız güneşe bakıldığı zaman ta- kılmak lâzım gelen camlı başlığı çı - karmadan baktıkları için, tabif hiç bir şey görememiş olduklarını hayretle an ladım, Lâkin: — Onu çıkarmak hiç hatırımıza gel- memişti, dediler. Vali Raif paşa merhum bu üç gün - lük ihtilât ile hakkımda cidden baba - ca bir teveocüh hasıl ederek lâyık oldu- ğumdan ziyade iltifatlarda bulunmak- Ja beraber, telgrafla verdiği anlaşılan emirler üzerine Birecik, Sürüc ve bil- hassa Urfada bir Haleb valisi gibi is - tikbal ve izaz olundum. Urfada biraz rahatsızlanmıştım. Eş- raftan Haran Kaymakamı Mustafa a - Ban'n evinde üç gün kaldrm. TEVFİK FİKRETİ BABASINA NASIL TANITTIM? Urfada evvelce hiç tanımadığım Hü- geyin efendi namında bir — mutasarrıf vardı. Urfaya vardıktan ve kendisile bir - kaç defa görüştükten sonra, mumai - leyh, misafir olduğum eve son posta i- le gelen bir haftalık İstanbul gazete - lerile Servetifünunun — bir nüshasını getirdi Servetifünunu açtım. Tevfik Fikre- tin güzel bir manzumesi vardı. Galiba «Avenki Şühur» idi. i, yüksek sesle okuduktan sonra: — Çok güzel, dedim! Mutasarrıf: — Bunu yazan Tevfik, benim - oğ - tumdur, dedi. Kendisini hariciye neza- retinde iyi bir kaleme yerleştirdik. Biz, kıdem peyda'ederek ilerliyeceğini umarken, günün birinde memuriyetini terketti. Şimdi böyle boş şeylerle uğ- saşıyor; Adam olmadı ve olmıyacak... Bu halden pek müteessirim. Hattâ ken disine her ay göndermekte — olduğum puraları kestim. Maksadım, biraz pa - razız kalarak terkettiği memuriyet mes leğine dönmesini temindir. Hüseyin efendinin, ciddi bir esef ve mamamı tavsiye eden iyorsunuz! ,, dediler KMT Urfada Halilüyrahmanın eski görünüşü kederle söylediği bu sözleri büyük bir hayretle dinledikten sonra: — Emsali nadir bir oğlunuz olduğu halde kıymetini bilmiyorsunuz, dedim. Tevfik Fikret Bey, değil ileride, şimdi bile büyük bir adam olmuştur. Bü - yüklüğü de günden — güne artacak bir gençtir. Ben kendisini maalesef şah - sen tanımam. Fakat intlişar eden şiir -| lerini okumak suretile ruhunu, kalbini, hislerini pek #yi tanıyorum. Hepimiz için, gıptaya şayan bir baba olduğu - nuzu tebrik ve tebşir ederim, — Vâkıâ memleketimizde şâirler, ressamlar, mu sikiş'naslar lâyik oldukları derecede, hürmete, refaha kavuşamıyorlarsa da bunların şahst kıymetleri kazançları - Cünün Bulmacası | 3 — Kasabın sattığı - Adanada doğmuş $ — Bazan süt emdiren - bol olmıyan. 4 — Yod - Nişan. $ — Cemi edatı - bir meyva, 6 — Emelleri. 1 — Toprak mahsulü - gayret. — Aklı olan » bir nota. — Nail olda. 10 — Arzu eder ki - Bir nota. YUKARDAN AŞAĞI 1 — Misal getirirken söylenilen kellme - yüksek. 2 — Ütü ile düzeltmek 3 — Bir içki, 4 — Aded-Fransada bir şehir. $ .— İlk insan - inlemek mastarından müzari müfred üçüncü şahis. 6 — İki tarafı kesen bıçak - hesll. T — Ayi yuvası - kapıyı tutan demir » bir nota, 8 — Anne. 9 — Bir nota - nüşeder. 10 — Şikeste - miyav miyav diye bağıran hayvan. 284 5 € 7 8 9 10 Evvelki bulmacanım halledilmiş şekli | nın derecesile ölçülemez. Pek — musıb olarak terketmiş olduğu memur mes- leği, namuslu, vicdanlı memurlara mü reffeh bir hayat temin etmez. Ümid ve hülya ile en az oluz sene şurada, bu - rada bir göçebe, bir esir hayatı yaşat - tıktan sonra, insanı sefalet uçurumu - nun kenarına getirip orada terkeden nankör bir meslektir. Kendisi — artık nakdi muavenetinize ihtiyacı kalma - dığını bildireceği bir zamana — kadar muntazaman para gönderiniz. — Hattâ mümkün olursa mikdarını da arttıg - nız... Bu suretle Fikretin babası ol - mak gibi büyük ve baki bir şerefe lâ - yık olduğunuzu isbat etmiş bulunur - sunuz... (Arkası var) RADYO Bugünkü program İSTANBUL 25 Birinciteşrin 938 Salı Akşam meşriyatı: 1830: Dans musikisi, 19: Konferans: E- minönü Halkevi namıma, Sabahattin Rahmi Eyüb oğlu Doçen$ (Halk şirine dalr), 19,30: İnci ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 19,55: Borsa hâberleti, 20: | Cemal Kümll ve arkadaşları tarafından Türk | musikisi ve halk şarkıları, 2040: Afans ha-| berleri, 2047: Ömer Rıza Doğrul tarafından arabca söylev, 21: Saat Ayarı, Örkestra, | 21/30: Suzan ve arkadaşları tarafından Türk| musikisi ve halk şarkıları, 22,10: Hava rapo- | ra, 22,13; Fasil saz heyeti: İbrahim Uygun ve| arkadaşları tarafından, 22,50: Son haberler | ve ertesi günün programı, 23: Saat âyarı, İs- Yiklâl marşı, son. ANKARA 25 Birinciteşrin 918 Salı (Öğle neşriyatı tecrübe mahiyetinde olarak yoni stüdyoda olacaktır.) Öğle neşriyatı: 12,30: Alaturka plâk neşriyatı, 18: Haber- der, 13,15: Karışık plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Karışık plâk neşriyatı, 19,15; Türk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza) 20: Baat Ayarı ve arabca söylev, 20,10: Haberler, 20,1$: Türk musikisi (Sadi Hoşses ve Sema - hat Özdenses) 21: Şan plâkları, 21,16: Stüd- yo salon orkestrası, 22: Haberler ve hava raporu, 22,15: Son. ekerae ea lAn AA ASN DAKENRENREne SA EEEEKA KA RAReKELEAERARERbeReAa “DOYÇE ORİENT BANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiye şubeleri: Galata - İstanbul - İzmir Deposu; İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü banka işi * SE s E wg“ ; Güreş federasyonu antre- .. .. .a norunu Güreşcilerimizin en faal ol bırakmak bize pahalıya m Ankaraya aldı duğu bir şehri antrenörsüz alolacak, fakat o zaman da iş işden geçmiş bulunacaktır Yazan: Ömer Besim Güreş Federasyonu bir kararla üç sene- denberi İstanbulda milll takım güreşclleri- le çalışan antrenör Finlândiyalı Pellinen"i merkeze aldı. Güreş Federasyonu reisi Vehbinin pek iyi bilmesi i€ab eden bir işi burada deşmek za- rureti bâsil oldu. İstanbulda münhasıran güreşle meşgul klüpler vardir ve hem pek de çoktur. Be- nelerce Macar antrenör Raül Peterin, son senelerde de Pellinen'in kıymetli yardımla- rile çalışan güreşcilerimiz eski ve yenl fede- rasyonun bu yardımını boşa çıkarmıyacar | derçcede zaferden zafere koşmaktan da bir an geri kalmadilar. Bugün çok olgun bir hale gelen bu şube- mizin en ciddi müsabakalar arifesinde bu- lunduğu bu sırada toplu bulunan bir gru- pün hocasız kalmış olması, yarın yapmağa mecbur olduğumuz müsubakalarda antre - nörün mıntaka değiştirmesi yürzünden bizi müşkül vaziyette bırakmıyacak mı? Bellibaşlı güreş yapan şehirlerimizde mü- tehassıs bulundurmak elbette ki arzu edilir | geydir. Bir tarafta hareket yapalım derken, diğer tarafı oluruna birakmak bilmem ki fayda- dan ziyade zarar vermiş olmas mı? Her girdiği müsabakadam zaferle — çıkan güreş şubemla, senelerce görüldü ve tecrübe edildi ki bize en parlak muvaffakiyetleri te- min etmektedir. Şu hale nazaran Güreş Foderasyonu bu şubede Deri giden mintakaları birer — birer tesbitetmeli, bu şehirlere birer antrenör ge- tirmek suretile bu hareketi daha geniş — bir şekilde idare etmeğe çalişmalıdır. Mesele nihayet bir büdce işidir. Lüzüumu halinde, memleket aporu bakımından bunu — temin etmek de federasyonun tabl! vazifelerinden birt gayılır. İstanbulda üç muhtelif sımıf güreşel var- dır. Güreş hareketini bu kadar geniş bir ge- kilde idare eden bir şehirden antrenörü kal- dırmak ve bu kadar varlıkli bir mintakaya «siz artık kendi kendinize hazırlanm!» doe- mek kendi bindiği dalı kesmek değil mi - dir? Federasyonun giderayak yaptığı bu İera- a$ bize çok pahaltya mal olacak, fakat iş iş- den göçmiş bulunacağı için derdimize yan- maktan başka da çare bulunmiyacaktır. ÖMER BESİM Fransızlar olimpiyadlara hazırlanıyorlar Fransızlar 1640 Olimpiyadları için hazır- lik yapmağa başlamışlardır. Hükümet, be - nebi memleketlerde Fransanın propaganda- sını temin için Olimpiyadları fırsat bilerek Helsingfors'a göndereceği sporcularını dün- yanın en muazzam vapuru olan Normandle Bir doktorun günlük notlarından — Belsoğukluğu Belsoğukluğuna tutulanların çok elddi ve esaslı tedavilerine itina etmeleri Jüzu- mundan bir çok defa — bahsettik. Bir çoklarının belsoğukluğunu ehemmiyetsiz bir gençlik hastalığı gibi lelâkki ederek hastalığa tutulduktan sonra günlerce te- daviye başlamadıklarını görüyoruz. Bunda kısmen hastalığın gizli tutul « masi ve meydana çıkması endişesi şilb - hesiz büyük bir âmil olmaktadır. Genç- ler bilhassa çok genç olanlar bundan gok sıkılıyorlar ve maddi vesalt bulmak hususundaki ücizleri de buna inzimam ederek ne yapacaklarını şaşırmış bir ha- le geliyorlar. Bu vaziyete karşı tedbir al- mak mMecburiyeti vardır. Hastaneler ve dispanserler herkese kargı âçıktır. Artık hüdise vâk! olduktan sonra çekinecek bir Bebeb kalmamıştır. Bilâkiâ derhal teda- viye koşmak en büyük vazifedir. Bazı hastaların tedaviziz kaldıkları müddetce cehaletten temiz tutmadıkları ve ellerini yıkamadan gözlerine sürdüklerini görü- yoruz. Bundan dolayı derhal kör çlanlar vardır. Bunlar hakkında bir kaç gün sonra tafsilât vermek mecburiyetini hla- sediyorum. Cevab isteyen — okuyucularımızın — posta pulu yelinmalarını rica ederiz. Aksl tak- ile taşıyacaktır. Ollmplyadların tevamı müd- detince Normandie, Helsingfors'ta kalacak ve FPransız sporcularının oteli vazif«inl gö- recektir. Prunsiz gazeteleri «Norma: e d0 bir olâmpiyad şampiyonu olacakl» demek - tedirler. ingiltere - Âvru,a takımları yarın karşılaşıyor İngiltere futbal cemiyetinin 75 Inci yıldö- nümü münasebetile çarşamba günü Arse- nal klübünün Highbury stadında İngilit milli takımile karşılaşacak olan «Avrupâ& muhtaliti» kat'i şekilde tesbit edilmiştir. Bir hafta evvel eçilen İngiltere milli ta- kımı, cumartesi göünü İrlanda milli takımi- le yaptığı maçı 4 - 2 kaybetmiş olmasına rağmen ayni şekli muhafaza edecektir. İngiliz millt takımı cumartesi günü İrlan- |da lle karşılaştıktan sonra dün Arsenal sa- hasında bir Idman yapmış, takım bugün de son bir antreumana çıkacaktır. | İngiltere - Avrupa arasında yapılacak müsabakada Duke Ofkent İngiltereyi temsi- len bulunacaktır. İngiltere muhteliti şu şekilde tesbit edil- miştir: Kaleci: — Woodley (Chelsea), — müdafller! BSportson (Tottenham), Hapgood (Arsenal « kaplan), muavinler: Wilingham (Hudders- fleld), Yunz (Hüdderafleldi, Coping (Atse- nal), muhacimler: Mattwes (Stok), Robin- son (Shefleld), Lavton — (Everton), Göod « ley (Wesiham), Bayes (Byetton), Ihtiyatlar! Broome (Aston Villa), Weles (Charlton). Avrüpa mühteliti ise şöyle tanzim olun « muştur: Kaleci: Oliveri (İtalyan), müdafiler: Po< ni dİtalyani, Rava — (İlalyan). —Muavinler! Kupfer (Alman), Andreolo (İtalyan), Kit « zinger (Alman). Mühacimler: Aston (Pran- sa), Braine (Belçika), Piola (İtalyanlı Zsengeller (Macar), Biustad (Norveç). Bu mühim maçt İngiliz hakem ve yan ha- kemleri idare edecektir. Şimeling yeni dövüşlere hazırlanıyor Dünya şampiyonluğunu ölden çıkaran meşhur Alman ağır sikle* şampiyonu Mak$ Şimeling, önümüzdeki seneler başında bok$ maçları yapmak üzere hazırlanmaktadır. İlk olarak Avrupa ağır ziklet şampiyonu Heins Lazekle Berlinde çarpışacaktır. Ka “ zandığı takdirde Amerikaya giderek 'Tommf Farr ile veya Cim Bradok İle dörüşecek * tir. Bir otomobil bir adama çarptı Almanyada tahsilde bulunan Osman Ni * yazinin idaresindeki 07782 numaralı otome” bll, Divanyolundan geçerken Mustafa is* minde bir şahısa çarparak bacağından ya * ralamıştır. Suçlu, yakalanmıştır. YÜ NEERRE İ AD LAR AA AM DÖN EER AAA METENERE L Nöbetci eczaneler Bugece nöbetci olan eczameler şunlar- dir: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım), Alemdarda:; (Bir- rı Asım), Beyazıdda: yada: (Erofilos), Eminönünde: Necat), Eyübde: (Arif Beşir), (Vitali), Şehremininde: (Nâzım), Şeh * sadebaşında: (Hamdi), Karagümrükte: (Kemal), Küçükpasarda: (Yorgü, Ba - kırköyünde: (HUAN, Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl enddesinde: (Dellasuda), Car latada: ( Hüzeyin Hüznü ) Taksimde ? (Limonciyan), Pangaltıda: (Nargileol < Boğariçi, Üsküdarda: (Ömer Konan), Sarıyerde: (Asaf), Kadıköyünde: — (Sıhhat Rifat). Büyükadada: (Halk), Heybelide; (Halk)- Son Posta Maibaası geee ereser eee eee rene Neşriyat Müdürü: Selim Ragıp Emeüi 5. Ragıp EMEÇ — SAHİPLERİ: / Kkrem UŞAKLIĞİÜ Ka YAVRUNUN gürbüz, tombul, sağlam, neşeli olmasını istersen FOSFATIN NECATİ yedir. Bahçekapı SALİH NECATİ